Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Erdoğan: Eve dönüş yasası yok

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Eve Dönüş Yasası’yla ilgili olarak “‘Böyle bir çalışma yapılıyor’ diye benim bir açıklamam yok. Sadece (TCK) 211 ile ilgili, ‘Eve Dönüş Yasası’yla alakalı olarak bu madde üzerinde bazı çalışmalar yapılabilir’ dedim. Bu nedir? Bir, dağa çıkışı engellemek, iki, dağda teröre bulaşmamış olanları anasının, babasının yanına çekebilmektir. Bizim söylediğimiz, benim söylediğim budur’’ dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eve dönüş yasasıyla ilgili bir çalışma sürdürüldüğüne ilişkin haberlerin doğruyu yansıtmadığını söyledi.

Erdoğan, Sheraton Oteli’nde düzenlenen ‘’Ulusal Tütün Kontrol Programı 2008-2012 Eylem Planı Tanıtım Toplantısı’ndan ayrılırken gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, ‘’Eve Dönüş Yasası’yla ilgili bir hazırlık olup olmadığına’’ ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

‘’Eve Dönüş Yasası olarak benim uçak seyahatinde gazeteci arkadaşlara, ‘’bu yasa ki -221 bununla ilgili- çalışma yapılabilir’ dediğim bu yasa konusunda ‘yapılıyor veya bu çalışma sürdürülüyor’ gibi bazı açıklamalar gazetelerde okuyorum. ‘Böyle bir çalışma yapılıyor’ diye benim bir açıklamam yok. Sadece, 221 ile ilgili ‘Eve Dönüş Yasası’yla alakalı olarak bu madde üzerinde bazı çalışmalar yapılabilir’ dedim. Bu nedir? Bir, dağa çıkışı engellemek, iki, dağda teröre bulaşmamış olanları anasının, babasının yanına çekebilmektir. Bizim söylediğimiz, benim söylediğim bu dur.’’

Siyasetin ‘’netice alma sanatı’’ olduğunu vurgulayan Erdoğan, ‘’Her zaman söylüyorum; biz, netice alabilmek için yasal çerçeve içerisinde, hukuk çerçevesi içerisinde ne gerekiyorsa bunu her zaman yaparız, kendimize inanıyoruz, güveniyoruz. Biz kavga etmek için yokuz, netice almak için varız’’ dedi.

Vecdi Gönül: Af sözkonusu değil

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de Meclis’te yaptığı bir açıklamada, 1985’ten bu yana ‘’topluma kazandırma, geri dönme’’ şeklinde 8 af çıkarıldığını anımsatarak, ‘’Bir af elbette söz konusu değil’’ demişti.

/ ANKARA

13.12.2007


 

Hak ve özgürlükler net ve tanımlı olmalı

Çalıştayda, ortak sonuçlar şu ana başlıklar altında özetlendi: *‘Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir’ hükmü anayasada muhafaza edilmelidir, hiçbir gerekçeyle ayrımcılık yapılmamalıdır. *Temel hak ve özgürlüklere ilişkin kısıtlamalar net tanımlamalarla yapılmalıdır. *Anayasada, ‘demokratik devlet’ ilkesinin tam anlamıyla uygulanmasını ve siyasî katılımın bireyler ve sivil toplum örgütleri düzeyinde teşvik edilip arttırılmasını sağlayacak hükümlere yer verilmelidir.

Yeni Anayasa hazırlığı içindeki hükümete beklentilerini iletmek için Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı’nda bir araya gelen sivil toplum örgütleri, sonuç bildirgesini açıkladılar.

Anayasa yapım sürecine katkıda bulunmak amacıyla 83 Sivil Toplum Kuruluşu ve 250 temsilcinin katılımıyla gerçekleştirilen Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayının sonuçları Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nda (TEPAV) düzenlenen bir toplantıyla kamuoyuna açıklandı. Toplantıda ilk olarak söz alan TOBB Genel Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, yaptıkları çalışmaların yeni bir taslak metin yazma amacıyla olmadığını, anayasanın dayanacağı temel ilkeler konusunda toplumsal mutabakat zemini oluşturmaya çalıştıklarını belirtti. Hisarcıklıoğlu, şunları aktardı: “Amaç, anayasa gibi ortak iradeyi yansıtan temel yasanın, en temel ilkeleri konusunda vatandaşların doğrudan ve üye oldukları sivil toplum ve meslek kuruluşları aracılığıyla katılacakları ve kendi aralarında tartışacakları bir ortam oluşturmaktır. Bu çalışmaları başlatırken Anayasa tartışmalarının ülkenin gündemini tıkamasına, çatışma unsuru olmasına ve toplumsal enerjiyi tüketmesine engel olmayı hedefledik.”

Anayasa Platformu çalışmaları kapsamında iki temel alanı tartışmaya açmadıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: “Anayasa Platformu, iki temel alanda “geri adım” sayılabilecek tartışmaları, bu sürece olumlu katkı sağlayamayacağından gündemine dahi almamıştır. Bunlardan birincisi, yürürlülükteki Anayasamızın değiştirilemez hükümlerinde garanti alınan maddeler ve Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde evrensel insan hakları standartlarının iç hukuka aktarılması amacıyla, anayasal sistemimizde yapılan değişiklik ve yenilikleri içeren unsurları tartışmaya açmadık.”

Çalıştay neticesinde önemli olanın ortak akılı yansıtmak olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Ortak akıl, herkesin uzlaştığı, fikir birliğine vardığı bir mutabakat anlamına gelmemektedir. Burada açıklanacak ana başlıklarda benim, arkadaşlarımın da mutabık olmadığı hususlar bulunmaktadır. Bu da gayet doğaldır. Burada önemli olan bu fikirlerin özgürce dile getirilmesi, tartışılması ve uzlaştığımız hususlar kadar uzlaşmadığımız, çatıştığımız alanların da ortaya çıkarılmasıdır. Bu aşamada önemli olan tartışma sürecinin kendisidir.” dedi.

Hisarcıklıoğlu’nun ardından söz alan TEPAV Direktörü Güven Sak, Çalıştayın sonuçlarını maddeler halinde açıkladı. 8 ana madde ve alt maddeler halinde toplanan çalıştay sonuçlarının bazı önemli maddeleri ise şu şekilde dile getirildi:

Anayasa bireyi esas alan bir anlayışla kaleme alınmalıdır.

* Temel hak ve özgürlüklere ilişkin kısıtlamalar net tanımlamalarla yapılmalıdır.

* Başta “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” ve “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” olmak üzere, Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin sözleşmelerin hükümlerine aykırı kısıtlamalar yapılmaması.

*Düşünce, ifade ve basın özgürlükleri etkin biçimde teminat altına alınmalıdır.

* Anayasa’da; “Demokratik Devlet” ilkesinin tam anlamıyla uygulanmasını ve siyasi katılımın bireyler ve sivil toplum örgütleri düzeyinde teşvik edilip arttırılmasını sağlayacak hükümlere yer verilmelidir.

* Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalıdır.

* Cumhurbaşkanı’nın yetkileri sınırlandırılmalıdır.

* Hukuk Devleti”nin güvencesi olan yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanmalı, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’na siyasi müdahale olmamalı, kurul üyeleri hakim ve savcılar tarafından seçilmelidir.

*Meclise tasarı sunma ve kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkı, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerine de tanınmalıdır.

Toplantı sonunda Rıfat Hisarcıklıoğlu, çalıştay sonucunun bir son değil başlangıç olduğunu belirterek Şubat Ayı içerisinde İstanbul’da da arama konferansı yöntemiyle katılımlı bir çalıştay daha gerçekleştireceklerini belirtti.

Toplantıya katılan Sivil Toplum kuruluşları ise şunlar: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON), Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA-DER), Türkiye Kadın Girişimcileri Derneği (KAGİDER), Memur-Sen, Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON), Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD), Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD).

Cemil YÜZER / ANKARA

13.12.2007


 

Yeni anayasa devlete karşı bireyi korumalıdır

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “Yeni anayasadan beklentimiz; özgürlükleri alabildiğine genişleten, devlete göre bireyi değil, bireye göre devleti dizayn eden, devlete karşı bireyi koruyan, bireye ve topluma ideolojik ve tek tip bir hayat tarzı dayatmayan bir anayasa olmasıdır.” dedi.

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, sendikanın yeni anayasaya bakışını, yeni anayasadan beklenti ve taleplerini teşkilatlarla ve eğitim camiasıyla paylaşmak üzere Bilecik, Aydın ve İzmir’de konferans verdi. Kütahya, Uşak ve İzmir’de gerçekleştirilen İl Divan Toplantılarına da iştirak eden Gündoğdu, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili Genel Merkez’in katkılarını teşkilat mensuplarına aktardı.

Yeni anayasanın kamuoyu tarafından “Sivil Anayasa” olarak adlandırıldığını, bu mânâda “sivil” sözcüğünün kendisini heyecanlandırdığını belirten Gündoğdu, “Sivil, askeri olmayan, medeni olan, uygar olan demektir. Sivil anayasa, milletin bağrından çıkmış, meşruiyet sorunu olmayan kadroların hazırladığı anayasadır. Darbe sonralarının puslu havalarında hazırlanan, hak ve özgürlükleri kısıtlayan anayasalar milletin bünyesine dar gelmektedir. Yeni anayasa bürokratik oligarşiye son vermelidir” dedi.

Anayasaların hak ve hürriyet bahşetmediğine vurgu yapan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, “Anayasalar çağdaşsa hak ve özgürlüklerin teminatı olurlar, çağdışıysa hak ve özgürlükleri kısıtlarlar. Yeni anayasadan beklentimiz; özgürlükleri alabildiğine genişleten, devlete göre bireyi değil, bireye göre devleti dizayn eden, devlete karşı bireyi koruyan, bireye ve topluma ideolojik ve tek tip bir hayat tarzı dayatmayan bir anayasa olmasıdır.” dedi.

EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ

SÖZDE DEĞİL ÖZDE OLMALI

“Yeni anayasada eğitim” başlığı altında da değerlendirmelerde bulunan Gündoğdu, “Yeni anayasada eğitimde fırsat eşitliği sözde değil, özde olmalıdır. Yeni anayasa eğitime pedagojik ve bilimsel yaklaşılmasının teminatı olmalı, üniversiteleri toplumun değerleriyle pozitif bilimlerin çatışma alanı olmaktan kurtarmalıdır. Batı’nın bilgi ve teknolojisiyle Doğu’nun hikmet ve irfanını buluşturan; gelenekle modernliği, bireyle toplumu, madde ile manayı bir arada sentezleyebilmiş bir eğitim ve bunun önündeki engelleri kaldıran bir anayasa olmalıdır.” dedi.

Devletin milletin devleti olduğunu bundan dolayı devletin inançlara ve değerlere saygılı olması gerektiğini ifade eden Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, yeni anayasada “Hiç kimse kılık kıyafetinden dolayı eğitim, öğretim ve çalışma hürriyetinden yoksun bırakılamaz” ifadesinin muhakkak yer alması gerektiğini söyledi.

Recep GÖREN / ANKARA

13.12.2007


 

DTP kararı raportöre bağlı

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, DTP hakkındaki kapatma dâvâsıyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesindeki tedbir talepleri hakkında raportörün raporunu tamamlaması halinde bu ay içinde karar verilebileceğini ifade etti.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Demokratik Toplum Partisi (DTP) hakkındaki kapatma davasıyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesindeki ‘’seçime sokulmama, üyelik dondurma ve olası Hazine yardımından yoksun bırakma’’gibi tedbir istemleri hakkında raportörün raporunu tamamlaması halinde bu ay içinde karar verilebileceğini ifade etti.

DTP’nin kapatılması istemiyle açılan davanın ne zaman sonuçlanacağı hakkında bir şey söylemenin mümkün olmadığını ifade eden Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nde bir kapatma davasının karara bağlanması için en az 6 ay süre gerektiğini, bu sürenin davanın sürecine göre uzayabileceğini belirtti.

TBMM’nin, Anayasa Mahkemesi’ne üye seçmesine yönelik eleştirilerle ilgili ise, ‘’Meclis’in Anayasa Mahkemesi’ne seçeceği üye kaynağını iyi kontrol altına alabilirseniz çok fazla problem çıkmaz. Yargıtay ve Danıştay üyeleri de orada kaynak olabilir, onlardan da seçilebilir. Meclis’in iradesinden geçmiş olmak kaydıyla kaynak belirlenebilir’’ dedi.

/ ANKARA

13.12.2007


 

Yakış: 301 müphem, anlaşılır olmalı

TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, 301. maddenin değişmesi konusunda, AB’den gelen itirazlardan ziyade Türk kamuoyunda çok güçlü bir talep bulunduğunu kaydetti.

TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, 301. maddedeki kavramsal kargaşanın giderilmesinin AB’den bu konuda gelen itirazları sona erdirebileceğini kaydederek, 301. madde ve benzeri yasal düzenlemelerin sağlıklı biçimde uygulanması için yargı mensuplarının Batılı meslektaşları gibi hareket eder duruma gelmelerinin de büyük önem taşıdığını belirterek, “Aksi takdirde, 301. madde değiştirilse de sorun bitmeyecektir. Zira 301 dışında da Türklüğe hakareti cezalandıran maddeler var. Maddenin daha somut kavramlarla kaleme alınması kadar, uygulama konusundaki zihniyet değişikliği de önemlidir.” dedi.

/ ROMA

13.12.2007


 

Emekli orgeneral Başer: İran-ABD ya anlaşacak, ya çatışacak

Emekli Orgeneral Edip Başer, İran üzerinde oynanacak gerçek bir savaş oyununda hayati düzeyde etkilenecek ülkelerin başında Türkiye’nin geleceğini söyledi.

Türkiye Emekli Subaylar Derneği Stratejik Araştırmalar Merkezi (TESSAM) tarafından Gazi Üniversitesi’nde, “ABD-İran Gerginliği ve Türkiye’ye Etkileri” konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyumun “Bölgenin Jeostratejik Durumu ve Taraflar Açısından Değerlendirilmesi” başlıklı ilk oturumunun başkanlığını yapan emekli Orgeneral Edip Başer, yaptığı konuşmada, bölgede uzun süredir varlığını sürdüren İran krizinin ABD ile bir savaşa dönüşme olasılığının özellikle son bir yıl içerisinde oldukça yüksek düzeye ulaştığını belirtti.

ABD’nin küresel çıkarları bağlamında en önemli coğrafi alanın Orta Doğu coğrafyası olduğunu vurgulayan Başer, “Bölgede hayati çıkarları olan ve süper güce rağmen bölgede rol oynamayı göze alan diğer aktörlerin” de olduğunu söyledi. Başer, kesin yargılar ifade etmenin falcılık olarak nitelendirilebileceğini belirterek, “İran üzerinde oynanacak gerçek bir savaş oyunundan hayati düzeyde etkilenecek ülkelerin başında Türkiye’nin geleceğini söylemek bir sırrın açıklanması ya da bir falcılık sonucu sayılmamalıdır” diye konuştu. Böyle bir gelişmenin “küresel aktörler ve bunlar arasındaki mevcut dengeler açısından da hayra yorumlanmasının” mümkün olmayacağını belirten Başer, İran’a yönelik bir harekatın sadece İran topraklarıyla sınırlı kalmayacağını da vurguladı.

ABD Başkanı George Bush’un 1 yıl içinde görev süresinin dolacağını ve bugün görünen haliyle yerini Demokrat bir başkana devredeceğini dile getiren Başer, “Bunun aksinin mümkün olabilmesinin şu günlerde İran’a karşı bir zafer kazanılması ve Irak’taki sıkıntılı durumun başarıyla sonuçlandırılmasıyla mümkün olabileceğini” söyledi. ABD toplumunun Bush yönetiminin Irak ve Afganistan’da uğradığı başarısızlıklardan önemli ölçüde tedirgin olduğunu vurgulayan Başer, Orta Doğu’da taşların yerine oturması, uzun bir barışın yerleşik hale gelebilmesinin daha uzun bir süre mümkün görünmediğini söyledi.

Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) İran Uzmanı Arif Keskin de ABD ve İran’ın 1979’dan sonraki politikalarının karşılıklı olarak iflas ettiğini belirterek, “ABD ve İran ya anlaşacak ya çatışacak” dedi. ABD’nin Irak ve Afganistan’ı işgalinin ardından iki ülke arasındaki “taşeron savaşının” artık bittiğini ifade eden Kesin, “Artık direk çatışma dönemi başlamıştır. İran, bölgede fırsat ihdas etmek yerine tehditleri azaltmaya çalışıyor. ABD’nin İran’a karşı oluşturduğu düşmanlık nedeniyle İran sistemi bozucu bir faktörmüş gibi gözüküyor. Bu nedenle İran, komşularıyla sağlıklı ilişki kurmakta zorlanıyor. Bölgesel zorunluluklar her iki devleti çok farklı noktalara itebilir” diye konuştu.

/ ANKARA

13.12.2007


 

Bakan Akdağ: Katkı payları yükselmeyecek

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, özel hastanelerin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nda değişiklik öngören tasarıdaki katkı payına itirazlarıyla ilgili bir değişiklik yapmayı düşünmediklerini bildirdi.

Vatandaşın alım gücünü zorlamayacak, hakkaniyetli bir sistem oluşturmak zorunda olduklarını belirten Akdağ, “(Bu şekilde yürütemem) diyen özel sektör temsilcileri, kuruluşları varsa onlar da kendi yollarını bulacaklardır. Sözleşme imzalamazlar, kendi bildikleri yolda giderler’’ dedi.

Akdağ, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik öngören tasarıda, özel sağlık kurumlarının hastalardan alacakları katkı payına yüzde 20 sınırlama getirilmesine ilişkin sorularını cevapladı. Yüzde 20’lik limitin vatandaşın ödeme gücü açısından en yüksek limit olması gerektiğini kaydeden Akdağ, “Vatandaş kamunun hastanesinden hizmet alırken fark ödemeyecek, ama özelden hizmet alırken yüzde 20’ye kadar fark ödemeyi kabul etmiş olacak. O da özel sektörün tutumuna bağlı. Yüzde 20 almayabilir de daha az da alabilir. Vatandaşın alım gücünü zorlamayacak, hakkaniyetli bir sistem oluşturmak zorundayız’’ diye konuştu.

Akdağ, “Yani özel hastanelerin bu konudaki itirazlarına göre bir değişiklik söz konusu değil mi?’’ sorusu üzerine, ‘’Şu anda böyle bir değişiklik hiç düşünmüyoruz’’ cevabını verdi.

/ ANKARA

13.12.2007


 

Yasak, toplumdan koparıyor

Eğitim-Bir-Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı Hacı Datlı, başörtüsü engellemesinin kadını üretimden ve toplumsal hayattan kopardığını belirterek, bu kamburla yaşamak istemediklerini kaydetti. TBMM başta olmak üzere tüm siyasi partilere ve kamuoyuna seslenen Datlı, “Ülkemiz, çeyrek yüzyıldır yaşamakta olduğu bu utançtan artık kurtulsun” dedi.

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir Sen) Kahramanmaraş Şube Başkanı Hacı Datlı, başörtüsü yasağının kadını üretimden ve toplumsal hayattan kopardığını belirterek, bu kamburla yaşamak istemediklerini söyledi. Datlı, kadroları verilmeyen akademisyenlerine yapılanların da insan hakları ihlali olduğunun altını çizdi.

Son 10-15 yılı gözden geçirdiklerinde başta işkencenin önlenmesi olmak üzere birçok hak ihlali alanında yasal düzenlemelerle tedbirler alındığını ve buna bağlı olarak da ülkedeki insan hakları ihlallerinin önemli oranda azaldığını belirten Datlı, “Polislerin görev alanına giren kimi konulardaki, bireysel de olsa yaşanan aksamalar ve yargısız infaz anlamına gelebilecek uygulamalar da varlığını sürdürüyor. Ancak kanayan bir yara var ki, en temel insan haklarından eğitim ve çalışma haklarını gasp edici niteliğine rağmen, varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bunlar meslek liselerinde uygulanan katsayı haksızlığı ve kılık kıyafet dayatması. Bu iki dayatma sebebiyle engelleme yapanlardır ki bugün ülkemizde birçok insanın eğitim özgürlüklerini yok etmekte, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışma haklarını ellerinden almaktadırlar.” dedi.

TBMM başta olmak üzere tüm siyasi partilerine ve kamuoyuna seslendiklerini kaydeden Datlı, “Ülkemiz çeyrek yüzyıldır yaşamakta olduğu bu utançtan artık kurtulsun! Milletimizin kadim geleneklerinden ve millî kıyafetlerimizden olan başörtüsü, kadınlarımızın eğitim ve çalışma hakkını kısıtlamanın ötesinde yok eden bir bahane olmaktan çıksın” diye konuştu

/ K.MARAŞ

13.12.2007


 

Başoğlu: YÖK’te karanlık bir dönem bitiyor

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Cumhurbaşkanı’nın YÖK Başkanlığına Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ı atamasının isabetli ve yerinde olduğunun Özcan’ın basına yaptığı ilk açıklamayla anlaşıldığına dikkat çekti.

Başoğlu, “Karanlık bir dönemin kapandığı ve aydınlık bir dönemin açılacağı Sayın Özcan’ın basına yaptığı açıklamadan anlaşılmaktadır. Bu ülkemiz basınında sevindirici bir gelişme getirecektir” dedi.

Gül, Özcan’ı kabul etti

Bu arada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, YÖK Başkanlığına yeni atanan Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ı makamında kabul etti. Çankaya Köşkü’nde basına kapalı olarak gerçekleşen kabul, yaklaşık yarım saat sürdü.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA-

13.12.2007


 

Trafiğe bayram tedbirleri

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, “Kurban Bayramı ve yılbaşı tatilinde alınacak trafik tedbirleriyle ilgili 81 İl Valiliği ve Jandarma Genel Komutanlığına yönelik bir genelge yayınladı. Genelgede, denetimlerin artacağı belirtildi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ‘’Kurban Bayramı ve yılbaşı tatilinde alınacak trafik önlemleriyle ilgili 81 İl Valiliği ve Jandarma Genel Komutanlığına yönelik bir genelge yayımladı. İllerde trafikten sorumlu emniyet müdür yardımcısı, şube müdürü ve istasyon amirleri bayram tatili süresince (19 Aralık 2007 arefe günü ve 23-24 Aralık 2007 tarihlerinde) güzergahlarında bulunacak.

İl merkezine uzak olan trafik birimleri, tatil süresince en yakın ilçe emniyet müdürü tarafından denetlenirken, tatil süresince ekipler, büro hizmetlerinde görevli trafik personeli ile takviye edilecek ve bu ekiplerin karayolu güzergahlarında seyir halinde görevlendirilmesine ağırlık verilecek. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kurban Bayramı ve yılbaşı tatili süresince insanların rahat, huzur ve güven içerisinde seyahat edebilmeleri amacıyla belirtilen tedbirlerin alınarak, kararlılıkla uygulamaya geçirilmesini, uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini istedi.

/ ANKARA

13.12.2007


 

Askerî araç devrildi

Hakkari’de askeri aracın devrilmesi sonucu, asker hafif yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Hakkari’ye 7 kilometre uzaklıktaki Depin mevkisinden geçen askeri araç, kontrolden çıkarak devrildi. Kazada, kimliği henüz belirlenemeyen bir asker hafif yaralandı.

/ HAKKARİ

13.12.2007


 

Sınırda yatılı bayramlaşma

Hatay Valisi Ahmet Kayhan, Suriye devletiyle yapılan protokol gereği, Kurban Bayramı’nda Cilvegözü Gümrük Kapısı’ndan 28 bin, Yayladağı Gümrük Kapısı’ndan 9 bin kişinin Suriye’deki akrabalarıyla bayramlaşmaya katılacağını söyledi.

Vali Kayhan, yaptığı açıklamada, son yıllarda her iki ülke yöneticilerinin sosyal, kültürel ve ekonomik anlamdaki işbirliğinin önemli yararlarının görüldüğünü, daha önceleri tel örgüler arkasında yapılan bayramlaşmanın çağdaş hale getirildiğini ve yatılı konaklamaya dönüştüğünü kaydetti. Suriye’ye gidecek Türk vatandaşlarının başvurularının tek tek değerlendirildiğini, gitmesinde sakınca bulunan veya evrakı eksik olanlara izin vermediklerini ifade eden Kayhan, şöyle devam etti:

‘’Kurban Bayramı sebebiyle Cilvegözü Gümrük Kapısı’ndan 28 bin, Yayladağı Gümrük Kapısı’ndan da 9 bin olmak üzere toplam 37 bin vatandaşımız, Suriye’de akrabalarıyla bayramlaşmaya gidecek. Reyhanlı ve Yayladağı kaymakamlıkları ulaşım, trafik, konaklama ve güvenlik için gerekli önlemleri aldı. Gümrük görevlileri de 24 saat hizmet vererek girişlerde yığılmaları önleyecekler. Dileğimiz hiçbir olumsuzluk yaşanmadan bayramlaşmanın yerine getirilmesi.’’

Kayhan, Suriye’ye gidecek Türk vatandaşların verilen süreye ve gümrük mevzuatına uygun davranmalarını istedi.

/ HATAY

13.12.2007


 

Medya, magazine teslim oldu

Haliç Buluşmalarının 3. Toplantısı sonuç bildirisinde, reyting ve tiraj kaygısının, haberlerdeki magazin unsurunun artmasına sebep olduğu belirtilerek, “Reyting kaygısı ile hareket eden kuruluşlar her geçen gün güvenirliliğini kaybetmekte ve habercilik etiğine zarar vermektedirler. Televizyonların ana haber bültenleri reyting savaşlarının dışında tutulmalıdır” denildi.

“Haberlerin Magazinleşmesi” konusunun irdelendiği Haliç Buluşmalarının üçüncüsü Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı’nın (UTESAV) Sütlüce’deki Genel Merkezi’nde gerçekleşti. Toplantıya çeşitli basın yayın organlarının yöneticileri ve yazarlar katıldı. Platform magazinin toplumdaki olumsuz etkilerine karşı ortak bir tavır alınması yönünde ilk adımı attı. Katılımcılar, medyanın toplumsal değerlere karşı, sorumluluk bilinciyle hareket ederek magazin konusundaki yaklaşımını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurguladılar. Haliç Buluşmalarının 3. Toplantısı’nın sonuç bildirisinde aşağıdaki hususlar öne çıktı:

* Toplumumuzda, Türk medyasının yayın politikalarının reyting ve tiraj baskısı altında olduğu yönünde yaygın bir kanaat mevcuttur. Reyting ve traj kaygısı, haberlerdeki magazin unsurunun artmasına neden olmaktadır. Reyting kaygısı ile hareket eden kuruluşlar her geçen gün güvenirliliğini kaybetmekte ve habercilik etiğine zarar vermektedirler. RTÜK’ün bu konuda bazı adımlar atması önem arz etmektedir. Televizyonların ana haber bültenleri reyting savaşlarının dışında tutulmalıdır.

* Özellikle TV yayınlarındaki kişilik hakları ve özel yaşama müdahale, cinsel dışa vurumcu ve alkol kullanımını meşrulaştırıcı bir anlayışla yayınlanan magazin programlarının, ailenin ve gençlerin korunması ile ilgili anayasa hükümleri çerçevesinde, rol model tiplerin yanlış örneklemelerinin sonucu ortaya çıkabilecek toplumsal sorunların önlenebilmesi açısından, yayın kuruluşlarının kadrolarında, en azından program danışmanı olarak pedagog, psikolog, sosyolog ve hukukçu bulundurmaları ve bu programların geç saatlerde yayınlanmaları konusunda, ilgili kurumların ifade hürriyetlerini ve basın hürriyetini engellemeden, kamu yararını önceleyerek , sürece hukuk çerçevesinde müdahale etmeleri gerekmektedir.

* Toplumun genel ahlâk ve değerlerini yıkıcı ve yozlaştırıcı magazin söylemine karşı, kaliteli, seviyeli bir magazin anlayışı geliştirilmelidir.

* Magazin programlarının bazı kişilerin reklamlarını yapmaya yönelik, yapmacık ve uydurma haberlerle renklendirilen yayınlar olduğu yaygın bir kanaattir. Aynı şekilde argoya kaçan konuşmalar ve dilin inceliklerini yok ederek Türkçe’nin telaffuzunu bozan bir konuşma tarzı da sağlıklı bir neslin gelişimi açısından sorun teşkil etmektedir.

* Daha fazla reklama ve reytinge giden yolun magazin ve eğlence programlarında geçmesi magazini bir çığ gibi büyütmektedir.

* Magazin programları, yasak ilişkileri meşrulaştıran, izleyicilerin psikolojisini bozan ve toplumsal yapıyı tehdit eden habercilik anlayışından uzaklaşmalıdır. Özellikle masum vatandaşların magazin programlarına malzeme olması engellenmelidir.

* Medyanın magazin haberlerine ağırlık vermesi ile oluşan olumsuz etkilere karşılık, bunu düzeltecek girişimler yapılmıyor. Sivil toplum kuruluşları, medya ve ilgili resmi kurumlarla, medyayı daha fazla sorumluluk almaya yönelten çalışmalar yapılmalıdır.

* Toplumun belirli bir ölçüde dinlendirici ve eğlendirici yayınlara ihtiyacı var. Bu ihtiyacı toplumsal değerleri gözeterek doğru bir medya dili ile sunmak gereklidir.

Ahmet Turan SÖYLER / İSTANBUL

13.12.2007


 

Kurban sempozyumu sona erdi

Bayrampaşa Belediyesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliği ile düzenlenen 'Tüm Yönleriyle Uluslararası Kurban Sempozyumu', Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı''nda gerçekleştirildi.

 Bayrampaşa Belediyesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliği ile gerçekleştirilen 'Tüm Yönleriyle Uluslararası Kurban Sempozyumu' ile kurban konusu Türkiye'de ilk kez uluslararası platforma taşındı. 

Türkiye'den 31, Almanya, Malezya, Mısır, İngiltere ve Amerika'dan 9 olmak üzere toplam 40 bilim adamı, uzman ve yöneticinin bir araya geldiği sempozyum 8-9 Aralık tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirildi.

Kültür Bakanlığı Türk Tasavvuf Müziği konseri ile başlayan Sempozyum, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge’nin açılış konuşması ile devam etti. Kurban konusunda kamuoyunu aydınlatmak amacıyla bu sempozyumu düzenlediklerini belirten Bürge, "Biz Bayrampaşa belediyesi olarak zaten yıllardır Kurban hizmetleri noktasında yerel yönetimlere ve Türkiye’ye model olacak çalışmalar yapıyorduk. Bu sempozyum ile konuyu bilimsel anlamda da desteklemek ve kamuoyunu aydınlatmak istedik." dedi.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ise konuşmasında; "Bu toplantı, bir ibadetin yerine getirilmesi ve en iyi şekilde yapılması anlamında, dünyanın farklı bölgelerinden gelen uzmanların bu konudaki bakış açılarını ortaya koyması bakımından büyük önem taşıyor. Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde vatandaşlarımız dikkatli davranmalı. Veteriner sağlık raporu olmayan hayvanlar kesinlikle yola çıkarılmamalı" dedi.

Erol DOYURAN / İSTANBUL

13.12.2007


 

Ankara çöp teknolojisinde merkez olacak

Ankara’da günde 3.772.570 kilogram çöp toplandığını belirten Invest Trading Consulting Firması Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kantur, başkenti çöp teknolojilerinin merkezi yapmaya hazırlandıklarını söyledi.

Mamak Çöplüğü ihalesini 49 yıllığına alan İsviçre Invest Tradıng Consultıng (ITC) Firması Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kantur, Ankara’yı çöp teknolojileri konusunda dünyanın merkezi haline getirmeyi planladıklarını bildirdi.

Çöplüğe bugüne kadar toplam 30 milyon dolar yatırım yapıldığını belirten Kantur, amaçlarının 4-5 yıl içinde 260 milyon dolarlık yatırımı tamamlayarak, Ankara’nın çöp sorununu çözmek olduğunu kaydetti.

Çöplerden daha fazla yararlanmak ve geri dönüşümde kolaylık sağlanması için, ürünlerin oluşum aşamasında, geri dönüşümünün düşünülmesi gerektiğine dikkat çeken Kantur, çöplerin toplanması konusunda halkın da bilinçlendirilmesi gerektiğini, bu amaçla Çöp Müzesi kuracaklarını ifade etti.

Elektrik enerjisi üretiminde çöplerin kullanımına da değinen Kantur, “Çöplük üzerine kurulan santralla elektrik üretimi yapılmaya başladık ve buradan çıkan metan gazından önceki aylarda aylık 4.2 megawatt’lık elektrik elde ettik. Üretimimiz geçtiğimiz aydan itibaren rakam 5.6 megawatt’a kadar çıktı. 1 megawatt’dan senelik 48 bin dolar gelir elde ediliyor. Kısa süre içinde üretimi 11.2 megawatt’a çıkarmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Ankara’nın metropol ilçe belediyeleri, günde 250 kamyonla 458 sefer yaparak, Ankaralıların toplam 3.772.570 kilogram çöpü, Mamak ve Sincan’daki katı atık depolama tesislerine getirdiklerini belirten Ali Kantur, yapılan çok sayıda teknik işlemle geri dönüşüm sağladıklarını söyledi.

/ ANKARA

13.12.2007


 

İETT’de kâğıt bilet devri sona eriyor

İstanbul’da toplu ulaşımında kullanılan kağıt biletlerin yerini, “5’i 1 yerde” adı verilen elektronik biletler alacak.

Ulaşımda zaman kaybı, sahte bilet ve kayıt dışılığı engelleyecek olan elektronik biletler 2008 yılından itibaren İETT otobüslerinde kullanılacak.

BELBİM A.Ş tarafından geliştirilen Elektronik Biletlerin tanıtım toplantısında İETT’nin Edirnekapı’daki garajında düzenlenen basın toplantısı ile yapıldı. Toplantıda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “Göreve geldiğimiz günden beri 15-16 katrilyonluk yatırımın yüzde 56’sını ulaşım için harcadık. 2008 bütçemizden de 2 katrilyon lirayı ulaşım için ayırdık” dedi.

Elektronik bilet sayesinde sıkça karşılaştıkları sahte bilet, zaman kaybı ve kayıt dışılığı önlemeyi amaçladıklarını söyleyen Topbaş, 5 kullanımlık tasarlanan elektronik biletlerin tekrar doldurulamadığını, aktarma ve öğrenci indiriminin de bu biletlerde geçerli olmayacağını söyledi.

/ İSTANBUL

13.12.2007


 

Stres gribi arttırıyor

Çeşitli virüslerin yol açtığı solunum yollarında belirtiler gösteren bir hastalık olan grip, daha çok sonbahar ve kış aylarında görülüyor. Uzmanlar; stres, hasta insanlarla aynı ortamlarda bulunma, vücut direncini düşüren ilaçlar kullanma ve yabancı ülkelere seyahatlerin gribal enfeksiyonun artmasına sebep olduğunu belirtiyor.

Bursa Prof. Dr. Türkan Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Burhanettin Alkan, stresin gribal enfeksiyonu arttırdığını söyledi. Grip vak’alarında vatandaşların antibiyotik ilaç almamalarını tavsiye eden Alkan, bol sıvı almanın ve istirahat etmenin hastalık tedavisinde önemli rol oynadığını söyledi.

Dr. Burhanettin Alkan, gribal enfeksiyonun ‘Ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, öksürük, yorgunluk, halsizlik, koku ve tat duyusunu almada azalma, iştahsızlık ve ses değişikliği’ gibi belirtileri olduğunu açıkladı. Gribin en çok çocuklarda ve yetişkinlerde görüldüğüne dikkat çeken Alkan, gribin çocuklarda ve yaşlılarda, ayrıca kronik hastalığı olanlarda başka hastalıklara yol açabileceği ve mevcut hastalıkları artırabileceğini kaydetti.

/ BURSA

13.12.2007


 

Kurbanda aşırı kırmızı etten sakının

Kurban Bayramı’na sayılı günler kala uzmanlar fazla kırmızı et tüketiminde vatandaşların daha dikkatli olması gerektiği uyarısında bulunuyor.

Elazığ Özel Ufuk Tıp Merkezi Beyin-Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İsmail Akdemir, kalp hastalıkları açısından yüksek risk altında olan ya da kalp hastalığı tanısı konulmuş kişilerin beslenme düzenine önem vermeleri gerektiğini söyledi.

Kırmızı et tüketimi ile ilgili vatandaşların çok duyarlı davranmadıklarını ifade eden Op. Dr. Akdemir, özellikle Kurban Bayramı’nda aşırı et tüketiminin insanların sağlık problemlerini üst düzeylere ulaştırabildiğini açıkladı. Kurban Bayramı’nda et tüketimi arttığı için kalp ve tansiyon rahatsızlıkları sebebiyle sağlık kuruluşlarına müracaatlarda büyük artış görüldüğünü hatırlatan Op.Dr. Akdemir, şöyle dedi:

“Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolestrol içeriği daha yüksek olan ve gelenek haline gelen kavurma yeniliyor. Bu yemekte kalp-damar, diyabet ve yüksek tansiyon hastalarını olumsuz etkiliyor. Bu nedenle Kurban Bayramı’nda yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli; aşırı et tüketmemelidir. Şayet kavurma yapılacak ise de içine tereyağı ve kuyruk yağı konulmadan kendi suyu ile kısık ateşte pişirilmelidir.”

/ ELAZIĞ

13.12.2007


 

Minik eller de yardıma uzandı

Bahçelievler Belediyesi’nin Doğu illerine gönderilmek üzere düzenlediği kitap kampanyasına minik eller de uzandı. Toplanan kitap ve kırtasiye malzemelerinin gönderilme törenine katılan anaokulu öğrencileri de, kampanyaya kitap, kalem, defter ve çikolata vererek destek oldu.

Bahçelievler Belediyesince geçtiğimiz aylarda başlatılan, kullanılmış OKS ve ÖSS hazırlık kitapları toplama kampanyasında toplanan 1 adet bilgisayar ile kitap, giysi ve çeşitli kırtasiye malzemelerinden oluşan 170 koli, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde gerçekleşen törenle Doğu ve Güneydoğu illerimizdeki okullara gönderildi.

Bahçelievler Belediyesi’nin Ağustos ayında başlattığı kitap kampanyası çerçevesinde toplanan kitap, kırtasiye malzemeleri ve kıyafetler Van, Şırnak ve Tunceli’ye gönderildi.

Törende, Bahçelievler anaokulu öğrencileri de kampanyaya minik elleriyle katkıda bulundu. Yanlarında getirdikleri, kalem, defter, kitap ve çikolataları kolilere atan minik öğrenciler de yardım kampanyasına destek verdiler.

50 ADET TEKERLEKLİ SANDALYE DAĞITILDI

Öte yandan törende ayrıca, Engelliler Haftası kapsamında, 50 adet tekerlekli sandalye Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu tarafından ihtiyaç sahibi engelli çocuklara dağıtıldı.

Engelli Ekrem Genç’in sandalyesini veren Başkan Develioğlu, Genç’i bir süre tekerlekli sandalyeyle gezdirdi.

Yeni Asya / İSTANBUL

13.12.2007


 

Güneş kremine para var, yardıma yok

Dünyanın en zengin ülkeleri bir ayda küresel ısınmadan mağdur olanlara harcadıkları paradan daha fazlasını güneş kremlerine harcamakla suçlanıyorlar.

Oxfam’ın yaptığı bir araştırmaya göre BM’ye küresel ısınma ve iklim değişikliğinden mağdur olan ülkelere yardım amacıyla şimdiye kadar 32.5 milyon pound tutarında bir meblağ ulaştırılmış. İngiltere 9.8 milyon pound tutarındayardım sözünde bulunurken, bir ayda bu ülkede güneş kremine harcanan tutar 23.2 milyon poundu buluyor. ABD ise güneş kremlerine bir ayda 40.3 milyon pound harcarken BM’ye bir kuruş bile yardım taahhüdünde bulunmadı.

13.12.2007


 

Öğrenciler de sendikalı olacak

Türkiye, işçi, memur, işveren, emekli sendikalarından sonra öğrenci sendikasıyla tanışacak.

Alınan bilgiye göre, 2006 yılının yaz aylarında ‘’Yolunda gitmeyen bir şeyler var’’ sloganıyla yola çıkan bir grup öğrencinin uğraşları, DİSK’in de destekleriyle, Türkiye’de bir ilke dönüşerek Öğrenci Gençlik Sendikası halini aldı. Genç Sen, 30 ilden gelecek katılımcılarla, 15 Aralık Cumartesi günü ODTÜ Kemal Kurdaş Konferans Salonu’nda yapılacak Kurucu Genel Kurul’da kurulacak.

/ ANKARA

13.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri