Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Dört koldan ve dört dilden Mesnevî

Mevlânâ’yı tanıtma amacıyla yapılan çalışmada, Mesnevî’deki beyitlerin Farsça aslı, Lâtin harfleriyle transkripti (okunuşu), Türkçe ve İngilizce tercümesi yan yana veriliyor.

Trabzon’da bir grup öğretmen ve imam Mevlânâ Celâleddin-i Rumî’nin Mesnevî isimli eserini internet ortamında aynı sayfa üzerinde dört dile çeviriyor. Mevlânâ’yı tanıtma amacıyla yapılan çalışmada, Mesnevî’deki beyitlerin Farsça aslı, Lâtin harfleriyle transkripti (okunuşu), Türkçe ve İngilizce tercümesi yan yana veriliyor.

Hayrat İlçe Kaymakam Vekili Eyüp Sabri Kartal öncülüğünde başlatılan “Vikikaynak-Mesnevî Projesi” ile belki de alanında ilk denecek bir çalışmaya imza atılıyor. Kaymakam Kartal’ın teşvikleri ile biraraya gelen öğretmen ve imam, Mevlânâ’nın en meşhur eserlerinden olan Mesnevî’yi internet ortamında dört dilde tercüme ediyor.

İnternet ortamında “Vikikaynak” isimli internet portalında oluşturulan bir bölümde gerçekleştirilen projenin teknik alt yapısını bir bilgisayar öğretmeni yapıyor. Mesnevî’nin çevirileri ise ilçedeki okullarda görev yapan Türkçe ve İngilizce öğretmenleri ile Diyanet personeli olan imam ve vaizler tarafında yapılıyor. “tr.wikisource.org/wiki/Mesnevî” adresinden ulaşılabilen çalışmada, Mesnevî’deki beyitlerin onarlı gruplar halinde Farsça aslı, Lâtin harfleriyle okunuşu, Türkçe ve İngilizce tercümesi birlikte veriliyor.

Yaklaşık 20 kişiden oluşan gönüllü grup, çalışmalarını Hayrat İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (IMKB) Yatılı Bölge Okulu’ndaki bilgisayar sınıfında ve kendi evlerinde sürdürüyor. Öğretmen ve imamlar, Mesnevî’deki 3 bin 360 beytin tercümesini iki hafta gibi kısa bir sürede yaptı.

“MESNEVî ÜZERİNE SON ON YILDA

YAPILAN EN ÖNEMLİ ÇALIŞMA”

Kaymakam Sabri Kartal, projenin Mesnevî üzerine son on yılda yapılan en önemli çalışma olduğunu söyledi. 2007 yılının UNESCO tarafından “Mevlânâ Yılı” ilân edildiğini hatırlatan Kartal, “Mevlânâ ile ilgili ülkemizde bir çok etkinlikler yapıldı. Bu etkinliklerin genel icrası daha çok görsellik üzerine kuruluydu. Biz de ‘Mevlânâ’yı daha iyi nasıl anlar ve tanıtırız’ diye düşündük ve O’nu tanıtmanın en güzel yolunun da en meşhur eseri olan Mesnevî’yi tanıtmakla olacağına inandık. Bu hedef doğrultusunda da eksikliği çok fazla hissedilen Mesnevî’nin bir kaç dilde tercümesini bir arada hazırlamaya karar verdik” dedi.

Bu hedef doğrultusunda Sürmene, Köprübaşı ve Hayrat ilçelerinde gönüllülerden oluşan bir çalışma grubu oluşturduklarını anlatan Kartal, Hayrat ilçesindeki öğretmenler ve diyanet personelinin çok kısa sürede başarılı bir çalışma gerçekleştirdiğini belirtti.

Piyasada Mesnevî üzerine bu şekilde ve istenilen düzeyde eserlerin olmadığını ileri süren Kartal, “Meselâ kıyaslamak isteseniz Farsça’sı yok. Az Farsça biliyorsanız, ‘acaba Türkçe’si doğru mu’ kıyaslama imkânınız yok. ‘Türkçe’si ile İngilizce’sini kıyaslayayım’ deseniz, İngilizce’sini bulamıyorsunuz. ‘Farsça’sının transkiripti nasıl’ dediğiniz de onu bulamıyorsunuz. Yani dört dilde eseri bir arada bulma imkanınız yok. Ama şimdi buraya girdiğinizde Farsça orijinal metni görebiliyorsunuz. Yanında Latin harfleri ile okunuşunu görebiliyorsunuz. Onun yanında Türkçe’sini, hem yanında da İngilizce tercümesini bulabiliyorsunuz. Dolayısıyla bu çalışma çok yönlü diyebileceğimiz bir web sitesi özelliğini kazandı ve ciddi anlamda referans olacağına inanıyorum. Bu çalışmanın Mesnevî üzerine Türkiye’nin en müstesna sitesi olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.

Mesnevî’nin tamamını bu şekilde siteye aktaracaklarını söyleyen Kartal, Mesnevî’nin Farsça aslı, Lâtin harfleriyle okunuşu, Türkçe ve İngilizce tercümesinin ilk kez bu çalışma ile bir arada verildiğini sözlerine ekledi. Projede gönüllü olarak görev alan öğretmen ve imamlar da Mevlânâ’yı anlama ve anlatma adına gerçekleştirdikleri çalışmayı keyifle yaptıklarını dile getirdi.

25.12.2007


 

Kimlikli ve kişilikli bir nesil yetiştirilmeli

Erzurumlu şair- yazar Şaban Abak okurlarıyla bir araya geldi. Abak, şiir ve şair üzerinde okurlarıyla sohbet ederek, “İslâm ahlâkı ve edebiyatıyla bir gençlik ve nesil yetiştirilmeli” dedi.

Üniversite Kitapevi’nce düzenlenen, ‘Pazar Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu şair- yazar, eğitimci ve sendikacı Şaban Abak’dı. Abak, okurlarıyla şair ve şiir üzerine konuştu. Abak, Türk edebiyatının ve fikir hayatının önemli isimlerinden Sezai Karakoç’un hayatı, şiirleri ve nesirlerini de anlattı. Eskiden köylerde yaşayan ve okuma yazma bilmeyenlerin sözlü kültür geleneği ile Yunus Emre ile Fuzuli’nin beyitlerini ezbere bildiğini dile getiren Abak, “Büyük bir şiir medeniyeti üzerinde yaşıyoruz. Çocuklarımıza Yunus Emre’yi Fuzuli’yi öğretmeli. Onlara İslâm ahlâkı, medeniyeti ve edebiyatını öğretmeliyiz. Kişilik ve kimlikli ve inançlı bir nesil ancak böyle yetiştirilir” dedi.

25.12.2007


 

Yurtdışındaki eserler uğraştıracak

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, yurt dışına kaçırılan eserlerin ait oldukları topraklara dönmesi ve buralarda sergilenmesi gerektiğini belirterek, ‘’Hemen gelecek yıl bunları çözebiliriz dersem belki abartmış olurum. Ama bu konuda daha dikkatli politikalar ile ülkelerle ilişkilerimizi zedelemeden ama bir ölçüde yaptırım boyutu olan yeni yaklaşımlar geliştirmeye çalışacağız’’ dedi.

Günay, Türkiye’den kaçırılan eserlerin bulunduğu ülkelerin büyükelçileri kendisini ziyarete geldiğinde, bu konuyu gündeme getirdiğini söyledi. Büyükelçilere, Türkiye’nin konuya ilişkin ‘’dikkatini, duyarlılığını ve haklılığını anlatmaya çalıştığını’’ belirten Günay, şöyle devam etti: ‘’Biz bu konuda, ülkelerle ilişkilerimizi zedelemeden bazı yaptırımlar, bazı dikkat belirtileri geliştirmeye çalışıyoruz. Çok önceki yıllarda Türkiye’den çıkarılmış çok önemli varlıklar var. Bunların tartışmaları yıllardır sürüyor.’’

25.12.2007


 

18 asırlık kapı kurtarılıyor

Anadolu’da 20 asırdan beri çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan Anavarza antik şehrinin sembolü olan ve yıkılma tehlikesi bulunan Ala Kapı’nın kurtarılması için başlatılan çalışmalarda ilk adım atıldı.

Alınan bilgiye göre, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Alman Arkeoloji Enstitüsü İstanbul Şubesi’nden toplam 16 kişilik ekiple Anavarza’da sürdürülen rölöve ve belgelendirme çalışmaları sırasında, yıkılma tehlikesi bulunduğu bildirilen Ala Kapı’nın kurtarılması için girişim başlatıldı.

Adana Valiliği ve İl Özel İdare Müdürlüğünün öncülüğünde yürütülen çalışma ile 1948 yılında batı kemeri yıkılan, 1998 Ceyhan depreminde ise önemli hasar gören 18 asırlık Ala Kapı, demir askılarla güçlendirildi.

/ KOZAN

25.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri