Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Risâle-i Nur, ders kitabı olacak

Filipinler’de Müslüman Mindanau Otonom Bölgesi Yüksek Öğrenim Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Nora Şerif, Risâle-i Nur eserlerinin Filipinler’de ders kitabı olarak okutulacağını belirtti. Yeni Asya’ya konuşan Şerif, “Risâle-i Nur gibi bir eserin Filipinler’e ulaşmış olması bizim için büyük bir nimettir. Buna şükrediyoruz. Bu sayede Allah bize imanımızı Bediüzzaman vasıtasıyla güçlendirme fırsatı sunmuş oluyor” dedi.

DEVAMI RÖPORTAJ SAYFASINDA

Umut YAVUZ

28.12.2007


 

İNTİHAR SALDIRISINDA ÖLDÜ

Pakistan’da, muhalefet lideri ve eski başbakanlardan Benazir Butto, Ravalpindi’de partisinin miting yaptığı alana düzenlenen intihar saldırısında hayatını kaybetti. Meydana gelen patlamada 20 kişi daha öldü, onlarca kişi de yaralandı. Görgü şahitleri ve polis, intihar saldırganının, Benazir Butto’nun topluluğa hitaben yaptığı konuşmanın hemen ardından üzerindeki bombaları patlattığını aktardı. Butto 1988-1996 arasında başbakanlık yaptı.

ÜLKESİNE YENİ DÖNMÜŞTÜ

Saldırı sırasında ağır yaralanan Benazir Butto’nun ameliyata alındığı, ancak kurtarılamadığı bildirildi. Butto 8 yıl aradan sonra 18 Ekim 2007 tarihinde ülkesine döndüğü sırada konvoyda meydana gelen patlamada 138 kişi hayatını kaybetmişti. Benazir Butto aracına yakın noktada meydana gelen bu saldırıda yara almamıştı. Butto ailesinden Zülfikar Ali Butto da, darbeciler tarafından idam edilmişti.

Benazır Butto’nun 8 yıl aradan sonra sürgünden ülkesine dönüşü sırasında da yapılan bir bombalı saldırıda partilileri arasında yüzden fazla kişi vefat etmişti. Bu saldırıdan sonra Benazır Butto, Müşerref ve adamları suçlamaya başlamıştı. Taliban ve Kaide ise kendilerine yönelik suçlamaları reddetmişlerv e saldırıyla ilgili bağlantıları tekzip etmişlerdi.

SALDIRIYI KİMLER YAPABİLİR?

Bu arada, Benazır Butto ilk saldırıdan dolayı Müşerref’i suçlamış ve tarafsız bir komisyonun araştırma yapmasını istemişti. Ancak Pakistan hükümeti yabancılar tarafından yürütülecek araştırmaya karşı çıkmıştı. Bu suçlamalar ışığında bakıldığında, Benazir Butto’yu Pakistan’da kargaşa çıkarmak isteyenlerin öldürmüş olabilecekleri söylenebilir. Ziya ul Hak’ın iktidara gelmesine ve güçlenmesine katkıda bulunan ABD’nin daha sonra hesaplar karışınca öldürmesi gibi Bernazır Butto’nun da aynı amaçla rahatlıkla Müşerref veya Amerikalılar tarafından öldürülmüş olabileceği söyleniyor. 9 yıldan beri Pakistan’ı tek başına yönetmeye alışmış olan Müşerref’in iktidarı Benazir ile paylaşmaktan hoşlanmayacağı hatırlatılıyor. Gözlemciler, Müşerref’in neden 3 saldırıdan kurtulduğu halde Benazir’in ikinci saldırıdan kurtulamadığını sorguluyorlar. Bunun güvenlik sistemindeki boşluktan kaynaklanmış olabileceğini ifade ediyorlar. Bu da zaten Benazir’in şikâyet ettiği husustu. Bu boşluk dikkate alındığında Benazir suikastında iki adresin etkili olabileceği ortaya çıkıyor. Müşerref iktidarı ve Amerika Birleşik Devletleri...

BENAZİR BUTTO KİMDİR?

Harvard ve Oxford üniversitelerinde eğitim gördü. Harvard Üniversitesi’ni Hindistan’ın Doğu Pakistan’a asker gönderdiği ve babasının Batı Pakistan savunma bakanı olarak Birleşmiş Milletler’de temaslar kurmak üzere New York’a gitmek zorunda kaldığı 1971 yılında bıraktı. Oxford Üniversitesi’ni bitirdikten sonra Pakistan’a geri döndü. Babasının tutuklanıp idam edilmesinden sonra ev hapsinde kaldı. 1984 yılında yurt dışına çıkmasına izin verilmesiyle, Büyük Britanya’ya taşındı ve orada sürgünde babasının partisinin liderliğini yaptı. 1987 yılında çimento fabrikatörü Asif Ali Zardari ile evlendi.

Askeri cuntanın şefi Ziya Ül Hak’ın 1988’de ölümünden sonra Pakistan’da 1977 yılından beri ilk kez serbest seçimler yapıldı. 19 Kasım 1988 tarihindeki bu seçimleri kazanan Butto, ilk kez bir müslüman ülkenin kadın başbakanı oldu. 2 Aralık’ta başbakan olarak göreve başladı. Yoğun yolsuzluk suçlamaları altında kalan hükümet 20 ay kadar sonra, askeri güçlerin desteğindeki devlet başkanı Gulam İshak Han tarafından, yeni seçimlere gidileceği gerekçesiyle devrildi. Ancak Butto aleyhindeki suçlamalar yargıya yansımadı. Yeni hükümeti Navaz Şerif kurdu. 1993 yılında Butto yeniden seçildiyse de, 3 yıl sonra hükümet yine yolsuzluk suçlamaları altında, devlet başkanı Faruk Leghari tarafından düşürüldü. Yüksek mahkeme de devlet başkanının kararını onayladı. Ancak Butto ve eşi Zardari hakkındaki suçlamaların doğruluğu kesinleşmedi.

1999 yılında, Pervez Müşerref’in liderliğinde gerçekleşen askeri darbe sonrasında Pakistan’ı terk etmek zorunda kaldı. Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentine yerleşti. 2002 yılında Pervez Müşerref pratikte Butto’yu hedef alarak başbakanların en fazla iki dönem görev yapabilecekleri yolunda bir anayasa değişikliği yaptı. 2007 yılında Butto’nun yeniden başbakan olma olasılığı doğdu. Ocak 2008’de yapılacak olan başbakanlık seçimlerine katılma olasılığı doğan Butto hakkında açılan davaların o zamana kadar sonuçlanması bekleniyor. Seçim çalışmalarına katılmak üzere Pakistan’a dönüş kararı alan Butto’ya karşı, El Kaide örgütünün saldırı tehdidinde bulunması üzerine, Müşerref, Butto’nun dönüşünü ertelemesini ve yüksek mahkemenin kendisiyle ilgili af istemine ilişkin kararını beklemesini istedi. Bu isteğe uymayan Benazir Butto, 18 Ekim 2007 gecesi, 8 yıllık sürgünden sonra Pakistan’a geri döndü. Ancak yandaşlarının sevgi gösterileriyle karşılanan Butto aynı gün bombalı bir suikast girişimine hedef oldu. Karaçi kenti yakınlarında gerçekleşen ve Benazir Butto’nun yara almadan kurtulduğu bu saldırıda 138 kişi hayatını kaybetti, 248 kişi de yaralandı.

/ RAVALPİNDİ

28.12.2007


 

Erdoğan: 301 için bize teklif gelmedi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TCK’nın 301. maddesiyle ilgili teklif getirilmesi çağrısında bulunulduğunu ancak birşey gelmediğini söyledi.

Erdoğan, Kanal 7 Televizyonununda katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı. Başbakan Erdoğan, “TCK’nın 221. maddesiyle ilgili açıklama yaptınız. Bunun esnetilmesiyle dağdan inişlerin kolaylaşabileceğini söylediniz. Ama Muhalefet bunun siyasi af projesi olduğunu dillendirdi. Bunu açar mısınız?’’ sorusunu cevaplarken, bu konuyla ilgili atılması gereken ne tür adım varsa, yapılması gereken ne varsa bunları yapmak istediklerini söyledi. TCK’nın söz konusu bu maddesinin aslında ‘’etkin pişmanlık’’ denilen bir yasa olduğunu, bu yasayla birlikte, 1985’ten itibaren bugüne kadar 8 defa bu tür yasaların çıkarıldığını belirten Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:

‘’Bu yasalar içinde ANAP, SHP, MHP, DSP, CHP dönemleri var. Hepsinin döneminde de bunlar çıkarılmıştır. En son 2003’te, yani bizim dönemimizde çıkarıldı. Bu dönemlerde dönenler oldu. Şu anda üzerinde arkadaşlarımızın çalıştığı gibi, teklif varsa teklif de gelsin. Ben Ceza Kanunu’nun içinde olanı konuşuyorum. Şu anda bu Ceza Kanunu içindeki 221. maddeden istifade edebilirler. Yeni birşey değil. Bunun iyileştirilmesi, bu esnetilebilir, bunun üzerinde bazı çalışmalar olabilir, ama bunun için de çirkin çirkin değerlendirmeler yapılıyor. Ama şimdi biz TCK’nın içinde olan 221. maddeyle ilgili bunu söylediğimiz de bakıyorsunuz, MHP bir türlü tavır içinde, CHP bir türlü tavır içinde. Kardeşim sen önce MHP olarak, bak iktidarın döneminde bunları bunları yaptın. 1999’da, 2000’de yaptın. üstelik de terörist başı elinde olduğu zaman, yargı kararını vermiş, daha henüz idam ortadan kaldırılmamış, bunlar açık ortada. Biz burada bir çıkış yolu arıyoruz.’’

‘’221. maddeyle ilgili kararlı mısınız?’’ sorusuna Erdoğan, ‘’Tabii, bununla ilgili bizim yapacağımız birşey varsa biz bunu yaparız, adımı da atarız. Ama diyoruz ki farklı bazı şeyler de gelirse bize, bilim adamlarına, sivil toplum örgütlerine, siyasilere sesleniyoruz. Bu bizim ortak derdimiz’’ karşılığını verdi.

Başbakan Erdoğan, TCK’nın 301. maddesiyle ilgili de teklif getirilmesi çağrısında bulunulduğunu ancak birşey gelmediğini söyledi.

/ ANKARA

28.12.2007


 

Fay farklı şiddet aynı

Başşehirde önceki gece 01.47’de merkez üssü Bala ilçesi olan 5.5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 25 saniye süren sarsıntı, Çankırı, Kırıkkale ve Yozgat’ta da hissedildi. 5.7 büyüklüğündeki deprem ile son depremin farklı fay kırığında meydana geldiği belirtilirken, depremin ardından 4 saatte 35 artçsı sarsıntı kaydedildi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nden alınan bilgiye göre, merkez üssü Ankara’nın Bala ilçesi olan, saat 01.47’de meydana gelen depremin büyüklüğü 5.5 olarak ölçüldü. Depremin gözlemsel şiddet skalasında ‘’şiddetli’’ grubunda yer aldığı belirtildi.

Depremin ardından saat 09.47’de merkez üssü Bala ilçesi olan 4.2 büyüklüğünde bir sarsıntı daha kaydedildi. Sarsıntının, saat 01.47’deki 5.5 büyüklüğündeki depremin artçısı olduğu ifade edildi. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi Başkanlığı ise saat 09.47’deki sarsıntının büyüklüğünün 5.0 olduğunu duyurdu.

5.5 büyüklüğündeki depremden sonra saat 06.03’e kadar büyüklükleri 2.7 ile 3.7 arasında değişen 35 artçı sarsıntı kaydedildi.

FARKLI FAY

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Altay, Kurban Bayramı’nın ilk günü yaşanan 5.7 büyüklüğündeki deprem ile önceki gece 5.5 büyüklüğündeki depremin farklı fay kırığında meydana geldiğini belirterek, ‘’Orada bir ‘kırık ailesi’ var. Diğerlerinin de kırılmasını beklemek normal. Bu büyüklüklerdeki depremlerin arkasının gelmesi ihtimali var’’ dedi.

Uzmanlar, 5.5 büyüklüğündeki depremin geniş bir alanda hissedilmesinin ise, depremin yüzeye yakın meydana gelmesinden kaynaklandığını belirttiler.

İLÇE MERKEZİ VE KÖYLERDE CAN KAYBI YOK

Bala Kaymakamlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, depremin ardından ilçe merkezi ve köylerde ilk etapta panik yaşayan halk, sokaklara çıktı. Ancak, vatandaşlar bir süre sonra evlerine girdi. Kaymakamlık bünyesinde kurulan kriz masası ekiplerinin de depremin hemen ardından çalışma başlattığını belirten yetkililer, ilçe merkezi ve köylerinde can kaybı olmadığını kaydetti.

TÜRK KIZILAYI İLÇEDE

Türk Kızılayı’ndan yapılan açıklamada, deprem haberinin alınmasının ardından, ‘’durum ve ihtiyaç tesbiti yapması için’’ 1 öncü aracın 2 uzman personel eşliğinde bölgeye gönderildiği kaydedildi. Kızılay, bölgeye ilk etapta 250 battaniye, 10 çadır ve 1 seyyar mutfak gönderdi.

Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü de, bölgeye 750 battaniye, 50 çadır, 1 mobil mutfak ile 30 katalitik soba ve 4 bin 32 adet yarım litrelik su gönderildiğini bildirdi.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğünden 20 kişilik uzman ekip, inceleme ve hasar tesbit çalışmalarına başladı.

İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü de bölgeye 16 kişilik kurtarma ekibi, 4 araç ve 1 köpek gönderdi.

Öte yandan, Depremin ardından bölgeye gelen AKP Ankara Milletvekili Faruk Koca ve Ankara Vali Yardımcısı Celal Ulusoy, beraberindeki yetkililerle birlikte bazı belde ve köylerde incelemelerde bulundu.

Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, Genel Müdür Ömer Taşlı ve Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara da bölgede incelemelerde bulundu.

CAMİLERDE HASAR VAR

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı Sabri Erbakan, ilgili bürokratlar ve teknik elemanlarla bölgede incelemelerde bulunan Müsteşar Yardımcısı Sadık Yamaç, depremde can kaybı olmadığını, ancak daha önceki depreme ilişkin hasar tesbiti yaptıkları bazı yerlerde, daha büyük hasarların oluştuğunu kaydetti.

Daha önceki depremden en fazla etkilenen Sırapınar köyünde herhangi bir sıkıntının bulunmadığını belirten Yamaç, Afşar beldesinde daha önceki depremde boşalttıkları 15 konutun 3’ünde büyük ölçüde hasar meydana geldiğini, Hz. Ömer Camii’nin minaresinin üst bölümünün yıkıldığını, Merkez Camisi’nin ise ağır hasar gördüğünü belirtti.

Bölgedeki diğer bazı köylerin durumuna ilişkin ilk veriler hakkında da bilgi veren Yamaç, Karaburun köyünde 3 evin duvarında çatlak oluştuğunu, bir samanlık, bir depo ve bir ahırın yıkıldığını, Karahamzalı köyünde bir caminin çatısında hasar meydana geldiğini, Büyükkarabıyık köyünde bir evin hasarlı olduğunu, Aşağıhacıbekir köyünde bir tandırın yıkıldığını belirtti.

Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, depremin ardından Ankara Valiliği Kriz Merkezi, Bala Kaymakamlığı, Bala Emniyet Müdürlüğü, Bala İlçe Jandarma Komutanlığı, İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Kızılay ile irtibata geçildiği, ihtiyaçların belirlenmesi ve sağlanması amacıyla çalışmalar başlatıldığı ve gelişmelerin yakından izlendiği kaydedildi.

/ ANKARA

28.12.2007


 

Servisler çarpıştı: 4 öğrenci öldü

Konya’nın Beyşehir ilçesinde öğrenci taşıyan minibüsle işçi taşıyan otobüsün çarpışması sonucu ilk belirlemelere göre 4 öğrenci öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Üstünler beldesinden Beyşehir’e öğrenci taşıyan Durmuş Dereyüzü’nün kullandığı 42 B 4502 plâkalı minibüs ile karşı yönden gelen, bir tekstil fabrikasının işçilerini taşıyan Mustafa Demirezen’in kullandığı 32 YK 712 plâkalı otobüs Beyşehir-Akseki karayolunun 14. kilometresinde, Karadiken köyü yakınlarında çarpıştı. İlk belirlemelere göre kazada 4 öğrenci öldü, çok sayıda kişi yaralandı. Yaralılar Beyşehir Devlet Hastanesine kaldırıldı.

/ KONYA

28.12.2007


 

Neron yine işbaşında 9 araç daha yakıldı

İstanbul’un 3 ayrı ilçesinde 9 araç daha kundaklandı. Alınan bilgiye göre, Küçükçekmece Halkalı Toplu Konutlar 1. Etap’ta park halinde duran ve çoğunluğu polis memurlarının özel otomobili olan 34 BH 74, 34 US 0186, 34 TA 0473, 34 AYE 02, 34 CSK 55, 34 UFU 53 ve 34 AD 8755 plakalı 7 araç, yüzleri kar maskesi ile kapalı kişilerce, gece yarısı ateşe verildi.

Site sakinlerinin durumu bildirmesi üzerine olay yerine gelen Sefaköy itfaiye ekipleri, yanan araçları söndürdü. Olayda 5 otomobil tamamen kullanılamaz hale gelirken, 2 araçta küçük çapta maddi hasar oluştu.

Olay sebebiyle bölgeye itfaiye ile birlikte ambulans ve çok sayıda polis sevk edildi. Olay yeri inceleme ekipleri, bomba imha uzmanı polisler ve özel harekat polisleri de çevrede araştırma yaptı.

Bu arada, Eyüp’te matematik öğretmeni Adem Kaya’ya ait 34 TG 5418 plakalı LPG’li otomobil de kundaklandı.

Adem Kaya,’’Benim 25 senelik birikimim yandı. Önemli değil, vatan sağ olsun, devletimiz bunların cezasını verecektir’’ dedi. Öte yandan, Bahçelievler Zafer Mahallesi Yüksel Sokak’taki bir otomobil de sabah saatlerinde kundaklanarak yakılmak istendi.

/ İSTANBUL

28.12.2007


 

Türkiye'yi iyi okuyamadık

Demokrat Parti (DP) genel başkan adayı Süleyman Soylu, ‘’taban ve tavan kucaklaşması olmadığı için Türkiye’yi iyi okuyamadık’’ dedi.

Süleyman Soylu, partisinin Kayseri il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, 14 Aralıkta adaylığını açıkladıktan sonra çok sayıda il teşkilâtını ziyaret ettiğini ve partililerin yoğun ilgisiyle karşılaştığını ifade etti. 22 Temmuz seçimlerinde başarı elde edemediklerini, Türkiye’nin sorunlarını iyi anlatamadıklarını belirten Soylu, şöyle konuştu:

‘’Cumhurbaşkanlığı seçiminde niye öyle yaptınız, birleşmeyi niye gerçekleştiremediniz diye sorup önümüze set çektiler. Çünkü tabanımızın iki özelliği var. Birincisi halkın ne istediğini iyi bilir, ikincisi siyasetin inceliklerini bilir. Biz ne AKP’nin ne CHP’nin payandasıyız. Biz 61 yıllık büyük bir misyonuz. Meclise gireriz veya girmeyiz, bunun kararını bu millet verir.’’

‘’Taban ve tavan kucaklaşması olmadığı için Türkiye’yi iyi okuyamadıklarını, dünyadaki değişimi iyi anlayamadıklarını’’ kaydeden Soylu, ‘’Oysa Kırat en cılız halinde bile Türkiye’nin çimentosudur. Çünkü kimseyi ayırt etmeden herkesi kucaklayan bir anlayışa sahip olmuştur. İktidar partisi için kimse ‘Türkiye’nin çimentosu’ demedi. Çünkü, öteki olmaktan geldiler, başka bir öteki yarattılar, ayrıştırmaktan geldiler, yeni bir ayrıştırma yaptılar’’ dedi.Soylu, merkez sağın kurumsallaşmasını sağlayacak yeni bir oluşum, sivil, katılımcı, demokrat, şeffaf ve denetlenebilir siyaset anlayışı getireceklerini belirtti. Partisinin olağanüstü kongresinin 6 Ocak 2008’de yapılacağını hatırlatan Soylu, kongrenin ‘’kritik bir eşik’’ olduğunu, bu fırsatı değerlendireceklerini kaydetti. Eski DP İl Başkanı ve milletvekili adayı Mustafa Eraslan’ın da katıldığı toplantıda, DP İl Başkanı Mustafa Akay, Kayseri teşkilâtı olarak kongrede Süleyman Soylu’yu destekleme kararı aldıklarını açıkladı.

/ KAYSERİ

28.12.2007


 

Bakandan zamma tepki

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, ‘’Enerji fiyatlarındaki artış, ciddi bir şekilde Türkiye’nin rekabetçiliğinde sıkıntı yaratır’’ dedi.

Tüzmen, Yeşim Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş’yi ziyareti sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, karlılığın firmaları ileriye taşıyan yegane araç olduğunu belirterek, Türkiye’nin, rekabet ve karlılığı devam ettiği sürece dünya pazarından pay alabileceğini söyledi.

Türkiye’nin bugün en kaliteli ürünleri üreten bir ülke olduğuna dikkati çeken Tüzmen, bu kalitenin devamı için yeni yatırım ve teknolojilerin Türkiye’ye kazandırılması, firmaların karlılıklarının artması gerektiğini ve 2008 yılında bu ana noktalara dikkat ederek hareket edilmesinin önemine dikkati çekti.

Tüzmen, döviz kuru konusunda 4-5 yıl önce söylediklerinin şimdi herkes tarafından ‘’haklı’’ görüldüğünü belirtti.

Firmaların ayakta kalmaları ve karlı olmalarının önemli olduğunu, fiyat istikrarının bunlardan sonra geldiğini ifade eden Tüzmen, şöyle devam etti:

‘’Yoksa baktığınız zaman enflasyonu aşağıya çektiniz, çok aşağıya çektiniz. Bunda da biliyorsunuz ciddi yanılma payları oldu. Biz, ihracat tahminlerimizde öyle bir yanılma yapmadık. Ama diğer alanlarda bakıyorsunuz, yüzde100’e yakın bazı yanılmalar oldu. Sonuç olarak Türkiye’de sanayici üretici, ihracatçı yollarına devam edecekler. Onlar sağlıklı şekilde çalıştığı ve istihdam sağladığı sürece Türkiye’de fiyat istikrarının anlamı olur. Firmaların düzenli bir şekilde hayatlarına devam etmedikleri, sıkıntılarla karşılaştıkları bir ortamda fiyat istikrarının birinci önceliği kalmaz. Başından beri söylediğimiz gibi Türkiye’nin birinci gündem mücadelesi işsizlik mücadelesidir. Bunu sağlayabilmeniz için de sanayicinin üretime devam etmesi lazım.’’

‘’KUR VE FAİZ MAKASI TESTEREYE DÖNDÜ’’

Tüzmen, döviz kurunun üretim ve ihracata ciddi etkileri bulunduğunu, ancak ara mal ithalatında çok fazla ithalat baskısıyla karşılaşıldığını anlatan Tüzmen, şöyle konuştu:

‘’Yani ara malını dışardan aldığımız ve yerli ara malını ikame edemediğimiz için rekabetçiliğiniz için mecburen diyoruz ki; tamam dışardan getirdiğinizi de üretime katın. Hiç olmazsa biraz ucuz girdi sağlansın ki dışarıya ihracat yapabilsin. Dolayısıyla söylediğim kur ve faiz makası testereye döndü. Çünkü girerken ayrı çıkarken ayrı kesiyor. Bunları ciddi şekilde değerlendirmemiz, 2008’de 2007’deki sıkıntıları yaşamadan yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Önemli olan hata yapmak değil, hatalar yapılır, ama hatayı iki kere tekrarlamamak lazım.’’

‘’HİÇ MORALİNİZ BOZULMASIN’’

Tüzmen, Yeşim Tekstil A.Ş üst yöneticisi (CEO) Şenol Şankaya’nın, tekstilin gözden çıkarıldığı yönünde çıkan haberleri hatırlatması üzerine, ‘’Hiç moraliniz bozulmasın. Masa başından, sadece takip edilerek yapılan açıklamaları siz değerlendirmeye bile almayın. Böyle bir şey söz konusu bile değildir. Sektörü bilenler sektörün içinden gelenlerle yolumuza devam edeceğiz’’ değerlendirmesinde bulundu. Şenol Şankaya’nın, girdi maliyetlerinin yüksek olduğu yönündeki açıklamalarını da cevaplayan Tüzmen, şunları kaydetti:

‘’Enerji fiyatlarındaki artış ciddi bir şekilde Türkiye’nin rekabetçiliğinde sıkıntı yaratır. Karlılık zaten yok, arz da azalmış durumda. Maliyetin artışının Türkiye’ye etkisi ortada. Hangi sektörde olursa olsun şunu da ortaya koymamız lazım; 2002 yılından bu yana petrol fiyatları yaklaşık 5 kat arttı. Biz bunu hükümet olarak mümkün olduğu kadar sanayiciye yansıtmamaya çalıştık. Çünkü baktık iş gücü maliyeti yüksek, ‘Enerji girdilerinde de yükselme olmasın’’ dedik. Fakat, öyle bir noktaya geldik ki artık yükü taşıyamaz hale geliyorsunuz. Dolasıyla böyle kademeli şekilde artış yapılması gerekliliği doğdu.’’

/ BURSA

28.12.2007


 

Gıdada tek otorite Tarım Bakanlığı olacak

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, daha önce hazırladığı Veteriner Hizmetleri Kanunu, Gıda Kanunu ve Yem Kanunları taslağına gelen görüşleri dikkate alarak yeni bir taslak hazırladı.

AB’den gelen eleştiriler doğrultusunda her üç taslak birleştirilirken, gıda konusunda bütün yetkilerin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda toplanması sağlandı.

Ancak sadece tabi• sular ile özel tıbbi amaçlı gıdalar konusunda yetki, Sağlık Bakanlığı’nda olacak.

Kanun taslağı, gıda ve yemde üretim, işleme ve dağıtımın bütün aşamalarını ve bu konularla ilgili kontrolleri, salgın ve bulaşıcı hayvan hastalıkları ile mücadeleyi, çiftlik ve deney hayvanı ile ev ve süs hayvanlarının refahını, veteriner sağlık ürünlerini, veteriner kontrollerini ve bunlara ilişkin yaptırımları kapsıyor.

Taslak ile insan tüketimine yönelik gıda ile “sağlıklı hayvan yetiştirilmesi” amacı ile yemde, üretim ve ticaret konusunda aynı kriterler getiriliyor. İnsan ve hayvan sağlığı için zararlı görülen ve tüketime uygun olmayan gıda ve yem, piyasaya arz edilemeyecek.

Bakanlık, gıda ve yem işletmecilerinin üretim, işleme ve dağıtımının bütün aşamalarında, gıda ve yem mevzuatının ilgili hükümlerinin gerekliliklerini yerine getirip getirmediğini izleyecek.

/ ANKARA

28.12.2007


 

Anayasa Mahkemesi: Hakem Heyeti ‘mahkeme’ değil

Anayasa Mahkemesi, Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin ‘’mahkeme’’ niteliği taşımadığını bildirdi.

Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararına göre, Türk Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş. tarafından telefon faturalarını ödemeyen borçlu aleyhine yapılan icra takibinin borçlunun itirazıyla durdurulması üzerine, Isparta Tüketici Sorunları Hakem Heyetine itirazın kaldırılması talebiyle başvuruda bulunuldu. Anayasa Mahkemesi de itiraz konusu kanunun 25’inci maddesindeki ‘’cezai yaptırıma bağlanmış hususlar dışındaki tüm uyuşmazlıklar, tüketici sorunları hakem heyetlerinin görev ve yetkileri kapsamındadır’’ hükmünü inceledi.

Görülmekte olan davada uygulanacak kuralı Anayasa’ya aykırı görerek veya tarafların Anayasa’ya aykırılık savlarını ‘’ciddi’’ bularak Anayasa Mahkemesine başvuracak yerin bir ‘’mahkeme’’ olması zorunlu olduğu vurgulanan kararda, şöyle denildi:

‘’Tüketici Sorunları Hakem Heyeti, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un değişik 22. maddesine göre, illerde Sanayi ve Ticaret İl Müdürü veya görevlendireceği bir memur, ilçelerde kaymakam veya görevlendireceği bir memur başkanlığında, belediye, baro, ticaret ve sanayi odası ile esnaf ve sanatkâr odası ve tüketici örgütlerinden seçilerek görevlendirilecek beş kişiden oluşmaktadır.

Buna göre, Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri, yargı organlarının ve mensuplarının Anayasa’da belirtilen niteliklerine sahip değildirler. Bu sebeplerle başvuran Tüketici Sorunları Hakem Heyeti ‘mahkeme’ niteliği taşımadığından, itirazın başvuranın yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.’’

/ ANKARA

28.12.2007


 

Dursun Uyar, teslim oldu

Hakkında 2 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan Yimpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar’ın Karabük’ün Eskipazar İlçesi Emniyet Müdürlüğü’ne teslim olduğu bildirildi.

Alınan bilgiye göre, Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hakkında yakalama müzekkeresi çıkartılan Uyar, Eskipazar İlçesi Emniyet Müdürlüğüne giderek teslim oldu. Uyar, Eskipazar Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilmesinin ardından adliyeye sevk işlemleri için yeniden amirliğe getirildi. Buradaki işlemleri tamamlanan Uyar, kelepçesiz olarak bindirildiği sivil polis otomobiliyle Eskipazar Adliyesi’ne götürüldü.

Hakkında 2 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan Yimpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gece yarısı çıkarılan yakalama müzekkeresi öncesi, tedavi gördüğü hastaneden taburcu olmuştu.

/ KARABÜK

28.12.2007


 

Baydemir’in 3 yıl 6 ay hapsi istendi

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in ‘’Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’un koyduğu yasaklara ve yükümlülüklere aykırı hareket etmek’’ ve ‘’Görevi kötüye kullanmaktan’’ 3 yıl 6 ay hapsi istendi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir hakkında 7. Diyarbakır Kültür ve Sanat Festivali açılışı için Türkçe ve Kürtçe hazırladığı dâvetiye sebebiyle başlattığı soruşturmayı tamamladı.

Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Baydemir’in TCK’nın “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’un koyduğu yasaklara ve yükümlülüklere aykırı hareket etmek’’ suçunu kapsayan 222. maddesi ile “Görevi kötüye kullanma’’ suçunu içeren 257/1. maddesi uyarınca 3 yıl 6 ay hapsi istendi. Baydemir hakkında 24 Mayıs 2007 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak’a gönderdiği ve üzerinde Türkçe ve Kürtçe ‘’Demokrasi ve Sanat İçin Festival’’ yazılı açılış kokteyl dâvetiyesi sebebiye soruşturma başlatılmıştı.

Baydemir’in yargılanmasına gelecek günlerde Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.

/ DİYARBAKIR

28.12.2007


 

Avrupa, Türkiye ile küresel güç olur

AB Dönem Başkanlığını 1 Ocak 2008’de üstlenecek olan Slovenya’nın Devlet Başkanı Danilo Turk, Türkiye’nin AB üyeliğine desteklediğini söyledi.

Sosyal Demokrat Turk ,23 Aralık’ta resmen Slovenya devlet başkanlığı görevine başladı. AB Haber Kanalı Euronews’e konuşan Danilo Turk, Türkiye’nin AB üyeliğinin öneminin altını çizdi. Avrupa’nın stratejik bir vizyonu bulunmadığına işaret eden Danilo Turk, kişisel olarak Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğini,Avrupa’nın Türkiye ile küresel bir güç olabileceğine dikkati çekti.

Balkan ülkelerinin AB üyeliğinin hakları olduğuna da ifade eden Turk, “Avrupa’da siyah delik yok, bu ülkeler hepsi Avrupa kıtasında bulunuyor” dedi.

“Avrupa’nın kapılarını göçmenelere daha geniş bir şekilde açması gerekir” diyen Danilo Turk, küresel bir dünyada daha fazla göçmene ihtiyaçlarını olduğunu söyledi.

/ BRÜKSEL

28.12.2007


 

DTP’ye tedbir yok

Anayasa Mahkemesi, Demokratik Toplum Partisinin (DTP) kapatılması talebiyle açılan davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesindeki ‘’seçime katılamama, üyelik dondurma ve muhtemel hazine yardımından yoksun bırakma’’ taleplerini reddetti.

Alınan bilgiye göre, Yüksek Mahkeme, DTP hakkındaki kapatma davasıyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesindeki 4 tedbir talebiyle ilgili dün karar verdi. Anayasa Mahkemesi heyeti, ‘’DTP’nin dava süresince yapılacak seçimlere katılmaması, partinin üye, yönetici ve milletvekillerinin başka bir siyasi parti listesinden veya bağımsız olarak seçimlere katılamaması, partinin muhtemel hazine yardımına ilişkin banka hesabına bloke konulması ve üye kayıtlarının dondurulması’’ yönündeki 4 tedbir talebinin, şartları oluşmadığından reddine karar verdi.

/ ANKARA

28.12.2007


 

2007’nin son MGK toplantısı

Milli Güvenlik Kurulu (MGK), bugün saat 13.30’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında toplanacak. MGK’nın 2 ayda bir yapılan olağan toplantısı, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilecek.

Bu yılın son MGK toplantısında, başta terörle mücadele olmak üzere iç ve dış gelişmeler değerlendirilecek.

/ ANKARA

28.12.2007


 

Sekiz asırlık çınara tanıtım panosu

Isparta’nın Yalvaç ilçesindeki anıtsal çınarın altına, Çınaraltının tarihî dokusu hakkında bilgilerin yer aldığı, Türkçe ve İngilizce tanıtım panosu yerleştirildi.

Yalvaç Belediyesi tarafından, 800 yaşında olduğu tahmin edilen çınar ağacının altına, ağacın 1920 ve 1940’lı yıllarda çekilmiş fotoğraflarını da konuldu.

2 metre yüksekliğinde, 90 cm genişliğindeki metal pano, alanın tarihî dokusuyla uyumlu Selçuklu motiflerine yakın ferforje desenlerle renklendirildi. Çınar yaprakları ve Selçuklu mızrak ucunu simgeleyen ağaç biçimli ferforjelerle çerçevelenmiş panonun merkezinde, çınar ağacı ve Çınaraltı hakkında bilgi bulunuyor.

Panoda, 1924 yılından başlayarak bugüne kadar tarih sırasına göre yerleştirilmiş fotoğraflardan, 8 asırlık çınarın geçirdiği evrelerin bir bölümünü izlemek mümkün. Panoda yer alan bilgiye göre, yaklaşık 800 yaşında olan anıtsal çınarın boyu 16, gövde çevresi 10.25, çapı ise 3.26 metre. Dal uzunluğu 7.50 ile 15.80 metre arasında değişiyor. Bu rakamların, Antalya Koruma Kurulu tarafından 11 Mayıs 1992’de tescil edildiği bilgisine de yer veriliyor. Çınarın bulunduğu bölgedeki medrese, hamam ve Devlethan Camii, Selçuklular döneminde Türklerin yerleşim merkezini ve biçimini göstermesi açısından önemli. Geçmişte olduğu gibi bugün de merkez olma özelliğini sürdüren Çınaraltı, kahve sohbetlerinin yapıldığı; çayların yudumlandığı bir dinlenme mekanı.

/ YALVAÇ

28.12.2007


 

İstihdam sadece hükümetin değil, Türkiye’nin meselesi

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, istihdamda arz ve talebin çakıştırılamadığını belirterek, ‘’’İstihdam sadece hükümetin değil, Türkiye’nin meselesidir’’ dedi.

Millî Prodüktivite Merkezinin (MPM) ‘’Yılın İşçi-İşveren, İş Kadını ve İşadamları Ödül’’ töreninde konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye’nin son 30-35 yılını enflasyonla geçirmiş bir ülke olması sebebiyle, verimlilik kavramının hep uzaklarda kaldığını söyledi.

Ancak 2001 krizinden sonra yaşanan gelişmeler ve 2002 yılında iktidar değişikliği ve hükümetin aldığı önemli kararlarla, yeni bir dönemin başladığını kaydetti.

Şu anda gelinen noktada, özel sektör öncülüğünde ortalama yüzde 7 düzeyinde bir ekonomik büyüklüğe ulaşıldığını hatırlatan Bakan Çağlayan, böyle bir ortamda da sanayi stratejisi ve politikasını yeniden belirleme imkânı bulduklarını bildirdi.

Yeni sanayi politikasının temel hedefinin daha fazla üretim, daha fazla rekabet ve daha fazla ihracat gibi temel kavramları içerdiğini vurgulayan Çağlayan, bunun içinde teknoloji ve insan unsurunun önemli olduğunu söyledi. İki unsurun verimliliğin temel taşlarından olduğuna dikkat çeken Çağlayan, ülkemizin en önemli sorunlarından birinin de istihdam olduğunu bildirdi.

İSTİHDAMDA ARZ VE TALEBİ

ÇAKIŞTIRAMIYORUZ İTİRAFI

‘’İstihamda arz ve talebi çakıştıramıyoruz’’ diyen Bakan Çağlayan, yüksek öğrenim görenlerin, istihdam ihtiyacının ne kadarını karşıladığını sormak gerektiğini belirtti ve ‘’Biz meslekî eğitimi çok önemsiyoruz’’ dedi. Türkiye’de lise mezunlarının yüzde 70’nin düz lise, yüzde 25’nin meslek lisesi mezunu olduğunu hatırlatan Çağlayan, dünyada bunun tamamıyla tersi bir durum olduğunu ifade ederek, ‘’İstihdam sadece hükümetin değil, Türkiye’nin meselesidir’’ diye konuştu. Bakan Çağlayan, Yüksek Öğretim Kurulunun, Türkiye’de istihdam arzının gerektirdiği eğitim şeklini bulmak zorunda olduğuna dikkat çekti.

VERİMLİLİK TEMEL ALINMALI

Millî Prodüktivite Merkezi (MPM) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Erdal, verimlilik artışları sağlayan üretken bir yapının en önemli göstergelerinden birinin, sosyal tarafların arasındaki dayanışma ve işbirliği olduğunu belirtti ve ‘’birlikte verilecek destek, ekonomide verimliliği artıracaktır’’ dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, rekabetin, küresel ekonominin en önemli enstrümanlarından biri haline geldiğini belirterek, verimliliğin de bu tanımın en önemli unsuru olduğunu söyledi. Türkiye’nin kaynaklarının kıt olduğunu, bunların en verimli şekilde kullanılması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, verimliliğin 72 milyon insanın hayat biçimi haline gelmesi gerektiğini kaydetti.

/ ANKARA

28.12.2007


 

Kitabı oku, ödülü kap

Rize’de öğrencilerin kitap okuma alışkanlıklarınını artırılması amacıyla ödüllü kitap okuma kampanyası başlatılacak.

Rize İl Millî Eğitim Müdürü Rasim Çelik, yaptığı açıklamada, öğrencilerin kitap okuma alışkanlıklarının artırılması ve okumayı teşvik etmek amacıyla il genelindeki okullarda Ocak ayının ilk haftasında ödüllü kitap okuma kampanyası başlatmak için çalışma yaptıklarını söyledi.

Geçen yıl başlattıkları okullarda her gün 20 dakika kitap okuma uygulamasının sürdüğünü ifade eden Çelik, okulların yüzde 80’inde uygulamanın başarılı bir şekilde devam ettiğini bildirdi.

/ RİZE

28.12.2007


 

2,5 aydır hastanede ziyaretçi bekliyor

zmir otogarında düşen ve felç geçirdiği belirlenen 43 yaşındaki kadını, kaldırıldığı İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 2.5 aydır kimse aramadı.

Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Klinik Şefi Uz. Dr. Yaşar Zorlu, yaptığı açıklamada, hastaneye getirildiğinde bilinci kapalı olan hastanın adının Hacer Dinçel olduğunu sonradan öğrendiklerini bildirdi.

Otogarda otobüsten indikten sonra yere düşen ve hastaneye getirildiğinde yapılan tetkiklerden felç geçirdiği anlaşılan kadının halen vücudunun sağ tarafının felçli olduğunu belirten Dr. Zorlu, ayrıca kadının beyindeki konuşma merkezinin zarar gördüğü için konuşamadığını kaydetti. Dr. Zorlu, hastanede uyguladıkları tedavinin ardından kadının kısmen konuşulanları anlamaya başladığını ifade ederek, ‘’Hasta ev ortamında iyi bakılır ve fizik tedavi görürse yürür’’ dedi.

Hacer Dinçel’in, hastanede yatarak tedavi görmesi gereken süreyi çoktan tamamladığını ifade eden Dr. Zorlu, hastanede kaldığı 2.5 ay süresince hastayı ziyarete gelen ya da sahip çıkan kimse olmadığını bildirdi.

/ İZMİR

28.12.2007


 

Yılbaşı kutlamaları Kadıköy’de de iptal

Taksim’den sonra Kadıköy’deki yılbaşı kutlamaları da iptal edildi.Kadıköy Belediyesi, daha önce yapılacağını duyurduğu yılbaşı gecesi kutlamalarının iptal edildiğini bildirdi.

İnternet haber’de yer alan habere göre Kadıköy Belediye Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, 31 Ocak 2007 gecesi Bağdat Caddesi Suadiye Trafik Otoparkı’nda düzenleneceği bildirilen yılbaşı kutlamaları ve Emre Aydın konserinin iptal edildiği kaydedildi. Açıklamada, iptal kararının güvenlik gerekçesiyle alındığı belirtildi.

/ İSTANBUL

28.12.2007


 

DHMİ’ye yeni genel müdür

Ulaştırma Bakanlığına bağlı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğüne (DHMİ), Genel Müdür Yardımcılarından Orhan Birdal’ın atanmasına ilişkin kararnamenin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandığı öğrenildi.

Alınan bilgiye göre, Mahmut Tekin’in 1 Kasım 2007 tarihinde emekliye ayrılmasıyla boşalan DHMİ Genel Müdürlüğü’ne, bu görevi vekaleten yürütmekte olan Genel Müdür Yardımcısı Birdal atandı.

Birdal’dan boşalacak Genel Müdür Yardımcılığına ise APK Dairesi Başkanı Funda Ocak’ın getirileceği öğrenildi.

/ ANKARA

28.12.2007


 

560 konuta 5 bin yüz başvuru

Topu Konut İdaresi Başkanlığınca (TOKİ) Diyarbakır’da satışa sunulan 559 konut için 5 bin 100 kişi başvurunca hak sahipleri yapılan çekilişle belirlendi.

Diyarbakır-Elazığ kara yolunun 10. kilometresinde Üçkuyular mevkisinde TOKİ tarafından ‘’Alt Gelir Grubu Projesi’’ kapsamında yaptırılan konutlardan satışa sunulan 559’u için 5 bin 100 başvuru oldu. Yoğun başvuru nedeniyle Ziya Gökalp Kapalı Spor Salonunda noter huzurunda düzenlenen çekilişle hak sahipleri tespit edildi. Başvuru sahiplerinden 3 şehit ailesi ile 2 gazi çekilişe katılmadan konut almaya hak kazanırken, kalan konutlar için yapılan çekiliş sırasında taliplilerin heyecanlı olduğu gözlendi.

TOKİ Proje SatıŞ Sorumlusu Hasan Hüseyin Çelik, yaptığı açıklamada, 2003 yılında bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaptırdıkları toplam konut sayısının 44 bine ulaştığını söyledi.

/ DİYARBAKIR

28.12.2007


 

İstismara destek olmayın

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürü İsmail Barış, vatandaşların sokakta çalıştırılan çocuklara para vermeleri durumunda o çocuğu istismar eden kişiye destek sağlayacaklarını belirterek, ‘’Verdiğiniz her kuruş, o çocuğun sokakta kalmasına ve sokakta yaşayan çocuğa dönüşmesine katkı sağlar’’ dedi.

Barış, UNICEF’in yayınladığı ‘’Evet Deyin’’ adlı derginin Sonbahar sayısında yer alan söyleşisinde sokak çocuklarının durumunu değerlendirdi. Dünyanın hemen her ülkesinde sokakta çalıştırılan ve sömürülen çocuklar bulunduğunu ifade eden Barış, Türkiye’de de ekonomik sıkıntılar sebebiyle çocuklarını istismar eden aileler bulunduğunu belirtti.

‘’Sokakta çalışan çocuk’’ kavramının değiştirilmesi gerektiğini kaydeden Barış, sokakta çalıştırılarak ‘’istismar edilen’’ çok sayıda çocuk bulunduğunu bildirdi.

Sokakta istismar edilenlerin önemli kısmının 6-12 yaş arasında ve göç etmiş ailelerin çocukları olduğunu anlatan Barış, ‘’Bazı kentlerde sokaklar adeta iş yerine dönüşmüş. Çocuk, trafik lambalarında mendil satıyor, cam siliyor ve boyacılık yapıyor. Genellikle anne veya babası da o bölgede bulunuyor ve bunu güya çocuğu başka tehlikelerden koruma adına yapıyor. Ama tam tersine kendi elleriyle çocuğu ateşe atıyor’’ görüşüne yer verdi. SHÇEK tarafından geliştirilen ve 8 ilde uygulanan modelle çalışan çocuk sayısının azaltıldığını bildiren Barış, Türkiye’de şu anda sokakta yaşayan ve ailesiyle bağları kopmuş çocuk sayısının 400-500 civarında olduğunu kaydetti.

SOKAKTA ÇALIŞAN, SOKAKTA ALIŞIYOR

Barış, sokakta çalıştırılan çocukların yüzde 30-40’nın daha sonraki yıllarda sokakta yaşamaya başladığını belirtti. Sokakta çalıştırılan bir çocuğa para verilmesinin o çocuğu istismar eden kişiye destek sağlamak anlamına geldiğini ifade eden Barış, “Verdiğiniz her kuruş, o çocuğun sokakta kalmasına ve sokakta yaşayan çocuğa dönüşmesine katkı sağlar’’ dedi.

SHÇEK’in maddî durumu yetersiz ailelere çocuklarına bakabilmeleri için 325 YTL yardımda bulunduğunu anlatan Barış, kurumun 2007 yılı içerisinde tüm hizmetler için 350 milyon YTL civarında harcama yaptığını bildirdi.

Sokakta yaşayan çocukların sayısını sıfıra indirmeyi hedeflediklerini kaydeden İsmail Barış, bütün kurum ve kuruluşları iş birliğine çağırdı. Barış, 2008 yılı sonunda konuyla ilgili önemli ilerlemeler sağlanacağını belirtti.

/ ANKARA

28.12.2007


 

50 bin öğrenci sınavda ter döktü

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından ilköğretim 6. ve 7. sınıflar için ilk kez Haziran 2008’de yapılacak Seviye Belirleme Sınavı’nın denemesi bugün yapıldı.

Ankara, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Hatay, İstanbul, İzmir, Kayseri, Malatya, Samsun, Trabzon ve Van’da gerçekleştirilen sınava, resmî ve özel okullar arasından seçilen 250 ilköğretim okulundan yaklaşık 50 bin öğrenci katıldı. Sınav, saat 10.00’da başladı. 6. sınıf öğrencileri 40 soruyu 50 dakika, 7. sınıf öğrencileri de 45 soruyu 55 dakika içinde cevapladı. Sınavda, resim, müzik, beden eğitimi ve seçmeli dersler dışındaki derslerden sorular yöneltildi. Sınavın ardından öğrenci ve öğretmenlere, yeni sınav sistemini değerlendirmeleri amacıyla anket de uygulandı.

/ ANKARA

28.12.2007


 

Okul öncesi zorunlu eğitim önemli bir adım

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesinin çok önemli bir adım olduğunu belirtti.

Avcı, yaptığı yazılı açıklamada, Millî Eğitim Bakanlığı’nın gelecek yıl 15 ilde başlatacağı pilot uygulama ile eğitim yaşını 5’e çekerek okul öncesi eğitimin zorunlu hale getiren kararını olumlu bulduklarını belirterek, bu uygulamayı desteklediklerini ifade etti.

Okul öncesi eğitimde okullaşma oranının 6 yıl içinde yüzde 11’den yüzde 25’e yükseldiğini belirten Avcı, bu oranın AB ülkelerine bakıldığında çok düşük olduğunu kaydetti. Okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınmasıyla ilgili çalışmaların bir an önce yasalaşması gerektiğini belirten Avcı, okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesinin çok önemli bir adım olduğunu ifade etti.

Mehmet KARA / ANKARA

28.12.2007


 

Fahri trafik müfettişi sayısı arttırılacak

Türkiye’de görev yapan 11 bin 537 fahri trafik müfettişi sayısı 26 bin 14’e çıkarılacak.

Trafik kazalarının önlenmesi, trafik polislerine yardımcı olunması, trafik kuralı ihlâli yapan sürücüler hakkında suç tesbit tutanağı düzenlenmesi ve tutanağın ilgili trafik birimlerine teslim edilmesine yönelik 1 Mayıs 1997 tarihinde ‘’Fahri Trafik Müfettişliği Görev ve Çalışma Yönetmeliği’’ yürürlüğe konulmuştu.Yönetmeliğin, ilde kayıtlı motorlu araç sayısının binde biri oranında müfettiş görevlendirilmesini öngörmesi sebebiyle Türkiye genelindeki fahri trafik müfettişi sayısında da artışa gidilecek.

Alınan bilgiye göre, trafikte tescilli araç sayısı 13 milyon 6 bin 816’ya ulaşan Türkiye’de, 11 bin 537 olan fahri trafik müfettişi sayısı 26 bin 14’e çıkarılacak. Ankara dışındaki bütün illerde fahri trafik müfettişi sayısı artırılacak. Trafikte tescilli araç sayısı 1 milyon 142 bin 737 olan Ankara’da, 3 bin 365 fahri trafik müfettişi görevli. Ankara’da bin 80 müfettiş fazladan görev yapıyor.Araç sayısı 2 milyon 577 bin 614’ü bulan İstanbul’da ise 3 bin 578 fahri trafik müfettişi açığı var. Fahri trafik müfettişliği için başvuruda bulunmak isteyenlerde, TC vatandaşı olma, 40 yaşını doldurma, en az yüksekokul mezunu olma, en az 10 yıllık sürücü belgesine sahibi olma, gibi şartlar aranıyor. Söz konusu şartları taşıyanlar emniyete başvurabilecek.

/ KAYSERİ

28.12.2007


 

Sarıkamış Harekâtı stratejik bir plan

TBMM Başkanlığı Başdanışmanı Kemal Öztürk, Sarıkamış Harekâtı’nı herkesin hayalperestlik olarak gördüğünü ama harekâtın stratejik bir plan olduğunu araştırınca gördüğünü söyledi.

Adapazarı Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen ‘’1915 Sarıkamış Faciası’’ konulu söyleşiye katılan Öztürk, Sarıkamış Faciası’yla ilgili bir belgesel film hazırladığı için konuyla ilgili gerçekleri görme şansı yakaladığı belirtti.

Sarıkamış Faciası’nın toplum tarafından gerektiği gibi araştırılmadığını ifade eden Öztürk, şunları kaydetti: ‘’Genelkurmay Başkanlığının Rus arşivinden elde ettiği verilere göre, harekâtta 7 bin esir, 20 bin erzak taşıyan vatandaş ve 33 bin asker olmak üzere toplamda 60 bin kişi şehit olmuş. 90 bin şehit olayı ise Fransız bir araştırmacı tarafından ortaya konuldu. Sarıkamış’taki rakamları tam olarak öğrenemiyoruz. Çünkü o dönemde kayıt tutulmadı. Sarıkamış Harekâtı’nı herkes hayalperestlik olarak görüyor, ama Sarıkamış’ın stratejik bir plan olduğunu ben araştırınca gördüm. Genelkurmay Başkanlığı bile planın doğruluğunu bugünkü şartlarda onaylıyor. Burada düşünülmeyen hava ve zemin şartları göz özüne alınmamıştı. Acılarla yüzleşmeliyiz. Ölerek de yenilerek de kahraman olunabilir. Acılarla yüzleşmenin çok fayda getireceğini düşünüyorum.”

/ SAKARYA

28.12.2007


 

Yıl başında çam ağacı kesmeyin

Tema Vakfı Genel Müdürü Uygar Özesmi, yılbaşı süsü olarak kullanılan çam ağaçlarının 5-10 yılda yetiştiğini, kesilmelerinin ‘’yılların ziyan edilmesi’’ anlamına geldiğini belirterek, vatandaşlardan yeni yıla girerken çamları kesmek yerine ağaç dikmelerini istedi.

Özesmi, her yıl yılbaşı kutlamalarında kullanılan çam ağaçlarının kesilmesinin tabiata büyük zarar verdiğini ve Türkiye’nin ağaçlandırılmaya, bitki örtüsünün artırılmasına ihtiyaç duyduğunu belirtti.

/ ANKARA

28.12.2007


 

Şifalı fast-food

‘’Türk fastfood’’u olarak tanımlanan, karın doyurmanın en kolay ve ucuz yolu olarak bilinen simit, artık değişik ayaküstü atıştırma alternatifleriyle yarışıyor.

Kadıköy Balıkçılar Çarşısındaki küçük dükkânında 15 yılı aşkın süredir sadece bal satışı yapan Eta Bal’ın sahibi Rizeli Ahmet Bağran Aksoy’un yaklaşık bir yıldan beri satışını yaptığı ballı yoğurdu, bu değişik tatlardan sadece biri. Süzme yoğurt üzerine bal dökülerek servis edilen ve 4 YTL fiyatla müşterilere sunulan ballı yoğurdun müşterisi çok. Bu karışım, vücut direncini artırıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

/ İSTANBUL

28.12.2007


 

Uykunuz kaliteli mi?

Düzensiz hayat ve bazı hastalıklar sebebiyle bozulan uyku kalitesi, insan hayatını olumsuz yönde etkileyerek, birçok önemli hastalığa sebep olabiliyor.

Atatürk Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Görgüner, yaptığı açıklamada, insan ömrünün en az üçte birinin uykuda geçtiğini belirterek, “Uyku hastalıkları insan hayatını olumsuz etkilemesinin dışında, meslekî hayata da etki ediyor’’ dedi.

/ ERZURUM

28.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri