Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Demokratik anayasa için siyasî irade şart

Türkiye'nin 2008 yılındaki en önemli gündem maddelerinin başında gelen "yeni anayasa" çalışmalarında siyasî iradenin çok önemli olduğu bir kez daha vurgulandı: Anayasa, uluslararası baskıyı da aşan, özgürlükleri çok kuvvetli bir şekilde ifade edip garanti altına alan güçlü bir siyasî iradeyle yapılır.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Direktörü Güven Sak ve Özgün Özçer'in hazırladığı "Güney Afrika Anayasası: Bir Ülkenin Ruhu" adlı çalışmada ırkçılığın resmî olarak uygulandığı Güney Afrika'da bile katılımcı ve özgürlükleri temin eden anayasanın nasıl başarıldığı örnekleriyle anlatıldı.

Yeni anayasa tartışma sürecinde benzer süreçlerden geçmiş ülkelerin değerlendirildiği çalışmada günümüzün, en katılımcı ve en demokratik anayasa hazırlama sürecinin ırkçılığın hüküm sürdüğü Güney Afrika'da gerçekleştirildiği vurgulandı.

EN ÖNEMLİ DAYANAK NOKTASI SİYASÎ İRADE

Son derece karmaşık bir ülkedeki sürecin başarılı sonuçlanmasının arkasındaki en önemli dayanak noktasının siyasi irade olduğuna dikkat çekilen çalışmada şu görüşlere yer verildi:

"Ayrımcılığın en üst düzeyde olduğu, etnik gruplar arası gerilimlerin sıkça yaşandığı, sosyal eşitsizliklerin ve kutuplaşmaların çok büyük olduğu, Güney Afrika gibi bir ülkede anayasa sürecinin en büyük başarısı insan haklarına son derece saygılı, çok demokratik ve bir o kadar da etkili bir metnin etrafında birleştirmesidir. Güney Afrika, uluslararası baskıyı da aşan, güçlü bir siyasî iradeyle özgürlükleri çok kuvvetli bir şekilde ifade eden ve garanti altına alan toplumsal bir projeye kalkışmıştır.

Ülkenin bütünlüğünün korunmuş olması, istikrara kavuşması ve sosyal sorunlara rağmen özgürlüklerin devlet tarafından temin edilebilmesi bu yönde bir siyasî iradeyle hareket edildiğini gösterir. Anayasa toplumsal barışı sağlayacak bir proje olarak ele alınmıştır.

Güney Afrika'nın anayasa yapım süreci son derece zorlu ve tarafları her an kopabilme noktasına getirecek bir konjonktürde yaşanmıştır. Burada en önemli olan nokta siyasî iradedir."

ÖZGÜRLÜKLER HALK İÇİN

REFERANS HALİNE GELDİ

Güney Afrika'daki anayasa yapım sürecinin anlatıldığı uzun çalışmada ana noktalar özetle şöyle:

Irkçı apartheid (Afrikan dilinde ayrım) rejimi, beyaz olmayan gruplar aleyhine yasal bir ayrımı öngören, beyaz nüfusun üstün ve siyahların kul olduğu düşüncesine dayanan bir sistemdir. Kırk yıl boyunca, siyahlar ve beyazlar arasındaki gerilim ve şiddet olayları yaşanmıştır.

Müzakere sürecine yönelik atılan ilk adım, siyasî yasakların kaldırılmasıdır. Nelson Mandela serbest bırakılmıştır.

Demokratik bir toplum için yeni bir anayasa yapımı üzerine yoğunlaşılmış ve fikirler bu doğrultuda somutlaştırılmıştır. Müzakerelerin devam ettiği dönemlerde şiddet olaylarının tırmanması bile süreci tıkayamamıştır.

Yeni bir Anayasa sürecinde üç ilke öne çıkmıştır: danışma, katılım ve uzlaşma.

Halkın görüşlerini almak için geniş kapsamlı bir iletişim kampanyası başlatılmış ve milyonlarca kişiye ulaşılmış, her türlü görüş kendini rahatça ifade edebilmiştir. Reklâmlar, sempozyumlar, uzman görüşleri, istişare, radyo ve televizyon programları yapılmış kişisel sorulara cevap getirebilmek için anayasal diyalog telefon hattı kurulmuş, anayasa web sitesinde bütün haberler, taslaklar, düşünceler yayınlanmıştır.

Anayasa yürürlüğe girdikten sonra anayasayı anlatma, benimseme ve uygulama süreci başlatılmıştır. Milyonlarca Anayasa metni ortaokullara, polis teşkilâtına, ordu içine, sivil toplum kuruluşlarına ve halkın uğrak yerlerine dağıtılmıştır. 1997 yılının 17 ve 21 Mart arasındaki tarihler "Anayasa Haftası" olarak ilân edilmiştir.

Bütün bunlardaki amaç yeni Anayasa içinde yer alan hak ve özgürlüklerin bütün halk için referans haline gelmesidir.

Kemal Benek / ANKARA

02.01.2008


 

Hepsinin aynı kapıya çıktığı görüldü

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytekin Sır, Türkiye'deki bilinçlenmeyi şu sözlerle anlattı: "İnsanlar, biri plan yapıp Diyarbakır'da bir bomba patlattığı zaman bunun ne anlama geldiğini biliyor. Bunu kimin patlattığını, altına ister PKK yazın, ister farklı şey yazın, hepsinin aynı kapıya çıktığını insanlar çok iyi biliyor. Bombanın Ankara veya Diyarbakır'da patlamasının gerçeği değiştirmediğini görüyor."

Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytekin Sır, Türkiye'de insanların, yaşadığı acılarla olayların perde arkasını okumayı öğrendiğini söyledi.

Hrant Dink cinayetinden Malatya'daki katliama, Ankara'daki bombalı saldırıdan Isparta'daki uçak kazasına kadar Türk insanı birçok hadise yaşadı. Ülkede yaşanan olaylarla ilgili değirlindirmelerde bulunan Prof. Dr. Aytekin Sır, insanların yaşadığı acılarla hadiselerin perde arkasını öğrendiğini söyledi. "Üzüldüğüm nokta biz bunları hep acı ile öğreniyoruz. Hizbullah'la ile PKK'yla öğrendik. Bir sürü insanın dağda, bayırda ölmesiyle öğrendik. Bunlar bizim evlâtlarımızdı, bizim vatandaşlarımızdı. Bu bir ayıpsa; bu bizim ayımızdı. Biz bu gençlerimizi eğiterek iyi bir noktaya getirmek yerine çocuklarımıza sahip çıkamadık" diyen Sır, yeni neslin artık aynı tuzaklara düşmediğini vurguladı.

Toplumu medyanın yönlendirdiğine dikkat çeken Sır, toplumda ahlâkî anlamda bir yozlaşma olduğunu anlatarak, bunun sebebini ise ''Biz çocuklarımıza aile olarak hiçbir ahlâkî değeri çok net olarak veremiyoruz'' diye açıkladı.

Türkiye'nin genel yapısına bakıldığında "paranoyak" bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Sır, şunları söyledi:

"Bu da tesadüfen olmadı. Türkiye üzerinde çok fazla oyun oynandı, hâlâ da oynanıyor. Oynanırken ipler hep dışarıda başkasının elinde değil, içerde de bunun pek çok aktörü var. Bunlarda aynı şekilde insanların, sizin şüphe ettiğiniz olayların doğru çıkması haline bunlar artmaya başlıyor. 2 tane uç var burada. Bu uçlardan birisi sizi paranoyak yapmaya çalışıyor. Diğer taraftan da siz bunları yakaladığınızda haklı olduğunuzu görüyorsunuz. Benim kuşkularım doğruymuş diye düşünmeye başlıyorsunuz. Oyunun çıplaklığını tümüyle seyredince şaşırıyorsunuz ve daha fazla paranoyak oluyorsunuz."

"HEPSİ AYNI KAPIYA ÇIKIYOR"

Prof. Dr. Aytekin Sır, Türkiye'nin artık bu oyunların perde arkasını yaşayarak çok rahat okuduğunu belirterek, gelişmeleri bu anlamda olumlu bulduğunu söyledi.

"İnsanlar, birinin plan yapıp Diyarbakır'da bir bomba patlattığı zaman bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. Bunu kimin patlattığını, altına siz ister PKK yazın ister farklı şey yazın hepsinin aynı kapıya çıktığını insanlar çok iyi biliyor" diyen Sır, bombanın Ankara veya Diyarbakır'da patlamasının da gerçeği değiştirmediğini ifade etti.

Sır, bu çözülme vesilesiyle Türkiye'nin de çözüldüğünü ifade ederek, Irak başta olmak üzere komşu ülkelerdeki gelişmelerin Türkiye'yi olumlu ve olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekti Sır, 'devlet olmasın' diyenlerin oraya bakarak 'devlet olmadığında böyle bir şey oluyor' dediklerini aktardı. Yaşananların Türkiye'nin de başından geçtiğini dile getiren Sır, şöyle devam etti:

"Birileri Hz. Ali'nin türbesine bomba koyuyor, öbürleri gelip Sünnilerin bir camisine bomba koyuyor. İkisini de yapan aynı kişi. Biz bunları o kadar çok gördük ki. 12 Eylül öncesinde gördük. Aynı kampta solcu ve sağcıların beraber eğitildiğini gördük. Aynı yerden beslenen ve emir verilen gruplar gördük. Bunların hepsini acıyla öğrendik. Onun için Türkiye artık bu oyunlara gelmiyor. Bu anlamda çok açık bir fikirlilik yakaladı. Yani bir olay olduğunda onun perde arkasını okuyabiliyor. Irak'taki olayı da okuyabiliyor. Türkiye böyle olmasın diye de gayret göstermeye çalışıyor. Biz de bölgedeki bataklığa çekilmeye çalışılıyoruz. İnsanımız aklıselimle bu işten uzak kalmayı becerdi. İnşaallah bundan sonrada bu bataklara girmeyecek."

/ DİYARBAKIR

02.01.2008


 

Zaman kaybetme lüksümüz yok

Gaziantep Genç İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Erturhan, 2007 yılını seçimlerle geçiren Türkiye'nin zaman kaybetme lüksünün kalmadığını, özel sektörün önünün açılması ve rekabet gücünün artırılması gerektiğini belirtti.

Erturhan, yazılı açıklamasında, 2007 yılında umduğunu bulamayan özel sektörün, 2008 yılında bir çok olumsuzluğa karşın ekonomide olumlu bir yıl olmasını beklediğini ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan günümüze kadar olan süreçte, bir çok yılın şu veya bu sebeple boşa geçtiğini ve zaman kaybedildiğine vurgu yapan Erturhan, artık bu tür olumsuzlukların yaşanmasının istenmediğine işaret etti.

Türkiye'nin, ekonomik alanda daha fazla zaman kaybetmeden atılım yapması ve gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek bir yapıya sahip olması gerektiğine vurgu yapan Erturhan, şunları kaydetti:

''Türkiye'nin zaman kaybetme lüksü kalmamıştır. Yapılan bilimsel araştırmalar Türkiye'nin veya Türkiye'de yaşayan insanlarımızın ekonomik alanda Avrupa Birliği (AB) standartlarına ulaşabilmesi için Türk ekonomisinin 2019 yılına kadar her yıl yüzde 7,5 büyümesini zorunlu kılıyor. Türkiye ekonomisinin ve Türk insanının potansiyeli ve donanımı bu hedefleri gerçekleştirecek yeterlilikte. Uzun yıllardan beri Türkiye'nin sorunu, yönetim, istikrarlı yönetim sorunudur.''

Türkiye'de kamunun yapılanmasının bürokratik engeller sebebiyle Avrupa standartlarında gerçekleştirilemediğine dikkati çeken Erturhan, kamunun batı standartlarında hukuk ve muhasebe ilkeleriyle donatılarak yeniden yapılanması ile Türkiye'ye uzun yıllar kaybettiren kayıp, kaçaklar ve yolsuzlukların önünün alınabileceğini belirtti.

Türk ekonomisinin istikrarlı büyümeyi sürdürmesi için özel sektörünün hayatî önem taşıdığına dikkat çeken Erturhan, açıklamasını şöyle tamamladı:

''Türk özel sektörü geçtiğimiz çeyrek asırda doğru yapılanmasını tamamlamış ve hedeflerini belirlemiştir. Türkiye'yi kalkındıracak ve büyütecek olan Türk özel sektörüdür. Bu yüzden siyasal iktidarlardan, hükümetlerden beklenen, Türk özel sektörünün belirlediği hedeflere koşarken ona yol açmak ve rekabet gücünü arttırmaktır.'

/ GAZİANTEP

02.01.2008


 

DP'de 16 başkan adayı

Demokrat Parti'nin (DP) 6 Ocak Pazar günü yapılacak 4. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde genel başkan adaylarının sayısı 16'ya yükseldi. Gündeme göre kongre, 6 Ocak 2008 Pazar günü saat 10.00'da çalışmalarına başlayacak.

Başkanlık divanının oluşturulmasının ardından Atatürk ve şehitler için saygı duruşunda bulunulacak ve İstiklâl Marşı okunacak.

Anıtkabir'i ziyaret için heyet tesbitinden sonra Bütçe ve Hesapları İnceleme Komisyonu ile Dilek ve Temennileri İnceleme Komisyonu oluşturulacak. Daha sonra Genel Başkan Mehmet Ağar gündemle ilgili sunuş yapacak.

Genel İdare Kurulu (GİK) ve Merkez Karar Kurulu raporları ile gelir-gider kesin hesap raporunun okunması, müzakeresi ve karara bağlanmasının ardından genel başkan adayları açıklanacak ve adaylar konuşmalarını gerçekleştirecek.

Genel Başkan seçiminin ardından Genel İdare Kurulu (GİK), Merkez Karar Kurulu ve Yüksek Haysiyet Divanı organlarının yedek ve asil üyelerinin seçimleri gerçekleştirilecek. Dilek ve temennilerin ardından kongre, çalışmalarını tamamlayacak. 17-18 Kasımda yapılması planlanan kongre, Genel Başkan Mehmet Ağar tarafından iptal edilmişti. Ardından GİK, kongrenin 6 Ocak tarihinde yapılmasına karar vermişti.

Kongrede, DP Genel Başkan Yardımcısı Çağrı Erhan, Eski İstanbul İl Başkanı Süleyman Soylu, eski Sağlık Bakanlığı Müsteşarlarından Aytun Çıray, eski genel sekreterlerden Serhan Yücel, Gazeteci Nevval Sevindi, Genel Başkan Mehmet Ağar'ın eski danışmanlarından Doç. Dr. Namık Kemal Bingöl, eski Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan ve eski İzmir İl Başkanı Kani Aydoğdu genel başkan adaylıklarını açıkladılar.

Ali Şahin, Hasan Ateş, Eşref Ünal, Dursun Atabek, Hayrettin Özaydın, Cemal Önez, Salih Erkal ve Efkan Erkul da genel başkan adayı olduklarına ilişkin genel merkeze başvuruda bulundular.

/ ANKARA

02.01.2008


 

Gül 38 yasayı onayladı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, göreve geldiği 28 Ağustos'tan 1 Ocak 2008'e kadar 38 yasayı onayladı. Bir yasayla ilgili işlemler ise sürüyor.

Cumhurbaşkanlığı'nın internet sitesinde yer alan "Örgütsel Bilgi" bölümündeki verilere göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı'na gelen 39 yasanın 38'ini; atamalar dışındaki işlere ilişkin, 4'ü devreden, 446'sı yeni gelen Bakanlar Kurulu kararının ise 447'sini onayladı. 3 karara ilişkin işlemler ise devam ediyor.

Atamalara ilişkin 13 Bakanlar Kurulu kararının tamamını onaylayan Gül, 108 vekalet tezkeresinin tümüne, 341 müşterek kararnamenin 311'ine onay verdi. Cumhurbaşkanı Gül, müşterek kararnamelerden birini iade etti. 27 kararnameyle ilgili işlemler sürerken, kararnamelerden 2'si geri alındı.

Cumhurbaşkanı Gül, 2 devreden 23 yeni gelen atama, görevden alma ve seçim işleminden 18'ini onayladı, 1'ini ise iade etti. Bunlardan 6'sına ilişkin işlemler ise sürüyor.

Hükümet kuruluşu ve bakan değişikliği işlerine ilişkin 2 işlemi onaylayan Gül, bazı kuruluşların bakanlıklara bağlantı yazılarına ilişkin bir işleme de onay verdi. Gül, uyuşmazlık hali gibi diğer konulara ilişkin 58 işlemden 48'ini onayladı.

Cumhurbaşkanlığına sunulan 2 af kararına ilişkin işlemler ise devam ediyor.

/ ANKARA

02.01.2008


 

2007'de 614 terörist etkisiz hale getirildi

Terörle mücadele kapsamında geçen yıl yurt içinde gerçekleştirilen operasyonlarda, 312 terörist ölü, 196 terörist sağ ele geçirildi, 106 terörist de güvenlik güçlerine teslim oldu.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinden derlenen verilere göre, güvenlik kuvvetlerinin yürüttüğü terörle mücadele faaliyetlerinde, Ocak ayında 18, Şubatta 8, Martta 28, Nisanda 78, Mayısta 62, Haziranda 65, Temmuzda 38, Ağustosta 65, Eylülde 55, Ekimde 107, Kasımda 38, Aralıkta ise 52 olmak üzere toplam 614 terörist etkisiz hale getirildi. TSK'nın Irak'ın kuzeyinde yuvalanan terör örgütü PKK/Kongra-Gel mensuplarına yönelik düzenlediği sınır ötesi operasyonlarda da açıkta veya korunaksız yapılarda bulunan 150-175 teröristin etkisiz hale getirildiği belirlendi. Geçen yıl etkisiz hale getirilen terörist sayısı Irak'ın kuzeyindekilerle birlikte 800'e ulaştı. Öte yandan, güvenlik güçlerinin son iki ayda yakaladıkları C-4 ve C-3 patlayıcı miktarında da ciddi artış yaşandı.

/ ANKARA

02.01.2008


 

Kutan: 2007 kayıp yıl oldu

Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, 2007 yılını Türkiye ve İslam coğrafyası adına kayıp bir yıl olarak nitelendirdi.

Kutan 2007 yılını değerlendirdiği yazılı açıklamasında, 2007'yi dış politika, ekonomi ve insan hakları ihlâlleri açısından kötü geçtiğini söyledi. Irak, Filistin, Afganistan, Pakistan gibi ülkelerde yaşanan katliâm ve trajedilerin İslâm ülkeleri üzerinde oynanan karanlık oyunların bir sonucu olduğunu vurgulayan Kutan, AKP'nin 2007 yılındaki dış politika icraatlarını da facia olarak nitelendirdi.

Açıklamada ekonomik tabloyu da değerlendiren Kutan, AKP iktidarının daha önceki yıllarda olduğu gibi 2007 yılında da IMF talimatlarını yerine getirmeye devam ettiğini söyledi. 2007 yılında katsayı haksızlığı ve başörtüsü sorunu başta olmak üzere temel insan hakları konusunda da olumlu en ufak bir gelişmenin yaşanmadığına dikkat çeken Recai Kutan, şöyle devam etti: "2007'yi geride bırakıp, 2008 yılına giriyoruz. İslâm coğrafyasının kan ve gözyaşına boğulduğu, ülkemizin en sinsi kuşatmaların pençesinde olduğu bir dönemde bize düşen örf ve adetlerimize aykırı eğlenceler yapmak değil, bütün bu gelişmeler ışığında bir yılın muhasebesini değerlendirmektir. Dünyanın bütün mazlûmları ve mağdurları için duâ etmektir"

02.01.2008


 

Kar geliyor

Bugün Trakya, Batı ve Orta Karadeniz'in iç kesimleri, İç Ege ile İç Anadolu'nun kuzey ve batısında karla karışık yağmur ve kar yağışı görüleceği tahmin ediliyor.

Türkiye'nin, bugünden itibaren Balkanlar ve Orta Akdeniz üzerinden gelecek yağışlı hava kütlesinin etkisine gireceği bildirildi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, bugün Kıyı Ege, Marmara'nın batısı ile Batı Akdeniz kıyılarında başlayacak yağışlar, yarın Marmara, Ege, Batı ve Orta Karadeniz, İç Anadolu'nun kuzey ve batısı ile Batı Akdeniz'de görülecek.

Trakya, Batı ve Orta Karadeniz'in iç kesimleri, İç Ege ile İç Anadolu'nun kuzey ve batısında karla karışık yağmur ve kar şeklinde görülecek yağışlar, diğer bölgelerde yağmur ve sağanak şeklinde olacak. Sıcaklığın düşmesi nedeniyle yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olmaları istendi.

/ ANKARA

02.01.2008


 

Ardahan eksi 28 derece

Doğu Anadolu Bölgesi'nde Sibirya soğukları etkisini sürdürüyor. Meteoroloji Bölge Müdürlüğü verilerine göre, bölgede gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında 28 derece ile Ardahan'da yaşandı.

Diğer şehirlerdeki en düşük hava sıcaklığı ise sıfırın altında olmak üzere, Kars'ta 26, Erzurum'da 13, Erzincan ve Iğdır'da 12 derece oldu. Şehir merkezlerinde yapılan son ölçümlerde kar kalınlığı Kars'ta, 9, Ardahan'da 4 ve Iğdır'da 2 santimetre olarak tespit edildi. Meteoroloji yetkilileri, Çarşamba günü akşam saatlerinde bölgenin yeni bir yağışı hava kütlesinin etkisi altına gireceğini kaydettiler.

/ ERZURUM

02.01.2008


 

40 aile, depremden sonra Ankara'ya taşındı

Ankara'nın Balâ ilçesine bağlı Afşar beldesinde yaşayan yaklaşık 200 nüfuslu 40 aile, depremden sonra yaşadıkları endişe sebebiyle Ankara'ya taşındı.

Edinilen bilgiye göre, Balâ'da meydana gelen depremlerin ardından evleri hasar gören birçok vatandaş, bölgeden taşınmaya başladı. Yetkililer, depremin etkisinin en çok hissedildiği Afşar beldesinde oturan yaklaşık 200 nüfuslu 40 ailenin, Ankara'ya taşındığını belirterek, birçok ailenin de taşınmak için hazırlık yaptığını kaydetti. Afşar Belediye Başkanı Bayram Küçük, başta evleri ağır hasarlı olan aileler olmak üzere sarsıntılardan korkan birçok kişinin beldeden taşınmaya başladığını söyledi.

/ BALÂ

02.01.2008


 

Yeni yıla çadırda girdiler

Ankara'nın Balâ ilçesi Afşar Beldesi'nde meydana gelen depremlerden etkilenen vatandaşlar, yeni yıla, çadır ve konteynerlerde girdi. Bazı yöre sakinleri, ''soğuk hava dolayısıyla ısınamadıkları için'', çadırdan çıkıp hasarlı evlerinde televizyon seyrederek yeni yıla girdi.

Saatler 24.00'ü gösterdiğinde, Afşar Beldesi'nde sokaklarda, vatandaşların ısınmak için yaktıkları ve sönmeye yüz tutmuş halde olan odun parçalarından başka bir şey göze çarpmadı. Belde merkezi sakinlerinin tamamına yakınının, evlerinin bitişiğine ya da yakınına kurulan çadırlarda uyuyarak yeni yıla girdikleri gözlendi.

Yörede çiftçilik yapan Süleyman Küçük (34), yaşları 1 ile 10 arasında değişen 4 çocuğu, eşi Firuze (36) ve annesi Azime (74) ile, Kızılay çadırda yeni yılı karşıladı.

Yaşlı olan babasını bir yakının evlerine gönderdiklerini anlatan Süleyman Küçük, havanın çok soğuk olduğunu ve yeni yılı ''çadırda üşüyerek karşıladıklarını'' ifade etti.

Küçük, yeni yıldan beklentilerinin, ''başlarını sokabilecekleri ve ısınabilecekleri bir ev'' olduğunu belirtti. Küçük, çadırda yanan katalitik sobanın ısınmak için yetmediğini, çocuklar başta olmak üzere bütün aile fertlerinin ''dondurucu soğuk'' sebebiyle zor durumda olduğunu ifade etti.

Bala ilçesi Yeniköy Mahallesi'nde ise, bazı aileler, ''soğuk hava dolayısıyla'' evlerinin yanında kurulu Kızılay çadırından çıkarak, hasarlı durumdaki konutlarına geçtiler. Yeni yılı, televizyon seyrederek ve teletekstten ''son depremler''in listesine bakarak geçiren Halim Işık, ''Biz, bu duruma rağmen iyiyiz. Askerlerimiz, Doğuda, eksi 32 derece soğuğun altında. Onlar bizim için çalışıyorlar. Biz, onlara göre çok iyi şartlardayız'' dedi.

/ BALÂ

02.01.2008


 

Kaçak göçmen dramı

Edirne'de son 10 yılda bir ilin nüfusu kadar yabancı uyruklu kaçak yakalandı. Son 10 yılda yasa dışı yollardan sınırı geçmek isteyen 129 bin 792 kaçağın yakalanmasına karşılık, en az bu kadarının da sınırı geçerek Avrupa ülkelerine gittikleri tahmin ediliyor.

Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) bağlı birimlerce, son bir yılda yasa dışı yollardan Türkiye'ye giren 40 bin 572 kişi yakalandı. Genelkurmay Başkanlığının yasa dışı sınır geçişlerine ilişkin verilerinden derlediği bilgilere göre, bir kerede en çok kaçağın yakalandığı günler 667 kişiyle 28 Eylül, 548 kişiyle 27 Eylül ve 535 kişiyle 11 Temmuz tarihleri oldu.

Geçen yıl Ocak ayında 578, Şubat ayında 880, Mart ayında bin 218, Nisan ayında 2 bin 392, Mayıs ayında 3 bin 243, Haziran ayında 3 bin 673, Temmuz ayında 4 bin 252, ağustos ayında 4 bin 776, eylül ayında 7 bin 359, Ekim ayında 4 bin 980, Kasım ayında 4 bin 640, 30 Aralık itibariyle de Aralık ayında 2 bin 581 kaçak güvenlik güçlerinin yaptığı çalışmalar sonucu yakalandı. Buna göre, geçen yıl 40 bin 572 kişi TSK'ya bağlı birimlerce yakalanarak, sınır dışı edilmek üzere ilgili emniyet yetkililerine teslim edildi.

İnsan kaçakçılığı olaylarına karışan yüzlerce Türk vatandaşı da adli makamlara sevk edildi. Türkiye, Asya ile Avrupa arasındaki coğrafi konumu sebebiyle Avrupa ülkelerine geçişte transit güzergâh olurken, bu yolu en çok Filistin, Afganistan, Pakistan, Moritanya ve Somali vatandaşları ile Irak ve İran gibi komşu ülkelerin vatandaşları kullandı.

Yasa dışı yollardan Türkiye'ye giriş yaparken veya bir başka ülkeye geçmek isterken yakalananların bir kısmını da Bangladeş, Suriye, Lübnan, Cezayir, Çin, Mısır, Libya, Fas, Azerbaycan, Hindistan, Etiyopya, Abhazya, Arnavutluk, Kırgızistan, Suudi Arabistan, Gürcistan, Tunus, Eritre, Burma, Ruanda ve Sri Lanka vatandaşları oluşturdu.

10 yılda bir ilin nüfusu kadar kaçak

Edirne'de son 10 yılda bir ilin nüfusu kadar yabancı uyruklu kaçak yakalandı. Alınan bilgiye göre, son 10 yılda yasa dışı yollardan sınırı geçmek isteyen 129 bin 792 kaçağın yakalanmasına karşın en az bu kadarının da sınırı geçerek Avrupa ülkelerine gittikleri tahmin ediliyor.

Sınırda yakalanan yabancılar, haklarında yasal işlemlerin yapılması için Edirne Emniyet Müdürlüğü Pasaport ve Yabancılar Şubesine gönderilirken, bu kişiler için yapılan harcamaların büyük maliyet çıkardığı belirtildi.

Yetkililer, 2007'de yakalanan kaçakların gıda, barınma ve ülkelerine gönderilme gibi masrafları için 1 milyon 500 YTL, 2006 yılında 1 milyon 11 bin 304 YTL harcama yapıldığını bildirdi.

/ ANKARA - EDİRNE

02.01.2008


 

2007 Türkiye'de nasıl geçti?

2007 yılı Türkiye'de bir çok önemli olaya şahit oldu. İşte 2007 yılında öne çıkan bazı hadiseler:

OCAK

2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları'nın Erzurum'da düzenlenmesine ilişkin karar şehirde sevinç meydana getirdi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Hrant Dink, İstanbul'da gazete binasının önünde uğradığı silâhlı saldırıda öldü.

Yapımına 1993'te başlanan, 16 bakan eskiten ve iki büyük deprem geçiren Bolu Dağı Tüneli, İstanbul-Ankara yönünde açıldı.

ŞUBAT

"Numara Taşınabilirliği Yönetmeliği'' değiştirilerek cep telefonu abonelerinin mevcut numaraları ile başka operatöre geçebilmelerine imkân sağlandı.

"Kurtlar Vadisi-Terör'' dizisi, yapımcı firma tarafından yayından kaldırıldı.

Elazığ'da 5,9 büyüklünde deprem meydana geldi. Çevre illerden de hissedilen depremde can ve mal kaybı olmadı.

MART

Asya ile Avrupa'yı denizin altından birleştirecek MARMARAY Projesi çerçevesinde, İstanbul Boğazı'na yerleştirilecek 11 tüp tünelin ilkinin deniz dibine batırılması işlemi başlatıldı.

Kocaeli'nin Gebze ilçesi Darıca beldesinde bir evin bahçesindeki fosseptik çukuruna düşen 2,5 yaşındaki Tuğçe Özbilgili boğuldu.

İş adamı Kadir Has, İstanbul'da vefat etti.

İstiklâl Savaşı gazisi 107 yaşındaki Veysel Turan, Konya'da vefat etti.

NİSAN

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile birlikte Halep Olimpiyat Stadı'nın açılışını yaptı. Açılışın ardından Fenerbahçe ile Suriye'nin Al İttihad takımı arasında oynanan özel maç 2-2 berabere sonuçlandı.

Karadeniz Sahil Yolu ile ''Bolaman-Perşembe Tüneli'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete açıldı.

İzmir'den Kapadokya'ya geziye giden öğrencileri taşıyan otobüs Aksaray yakınlarında kamyonla çarpıştı. Kazada, 33 kişi öldü, 34 kişi yaralandı.

"Darbe iddiaları'' ve ''andıç'' haberleriyle gündeme gelen Nokta Dergisi'nin yayını, sahibi tarafından durduruldu. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Alper Görmüş hakkında, emekli Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlüğe ilişkin haber sebebiyle 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dâvâ açıldı.

İstanbul Şirinevler'de 6 katlı bir apartman çöktü. Daha önce boşaltılan binanın enkazının altından bir kişi yaralı kurtarıldı.

Türkiye tarihinin ilk e-muhtırası 27 Nisanda yayınlandı. Türk Silâhlı Kuvvetleri internet sitesinde muhtıra gibi bir basın bildirisi yayınladı. Bu bildiri büyük eleştiri topladı.

MAYIS

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, erkeklere de hemşire olma imkânı tanıyan kanunu onayladı.

Ankara'nın Ulus semtindeki Anafartalar Çarşısı önündeki patlamada 6 kişi öldü, 3'ü ağır olmak üzere 91 kişi yaralandı. Ağır yaralıların 3'ü de daha sonra vefat etti.

Fenerbahçe 2006-2007 sezonunu şampiyon olarak tamamladı.

Cumhurbaşkanı Sezer, cumhurbaşkanının 5 yıllığına halk tarafından seçilmesini, milletvekili genel seçiminin 4 yılda bir yapılmasını ve TBMM'nin seçimler dahil toplantı yeter sayısının 184 olmasını öngören anayasa değişikliğini TBMM'ye iade etti.

DYP'nin olağanüstü kongresinde partinin adı Demokrat Parti (DP) olarak değiştirildi.

17 ilde (Karaman, Ağrı, Sinop, Siirt, Nevşehir, Karabük, Kilis, Çankırı, Artvin, Bilecik, Bitlis, Kırklareli, Osmaniye, Bingöl, Muş, Mardin ve Batman) üniversite kurulmasını öngören yasa, Resmî Gazete'de yayımlandı.

HAZİRAN

ABD'de Hudson Enstitüsü'ndeki bir toplantıda tartışıldığı iddia edilen ''Türkiye senaryosu'' tepkilere sebep oldu.

YÖK, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gül'ün kızı Kübra Gül'ün Bilkent Üniversitesi'ndeki mezuniyet törenine türbanla katılmasıyla ilgili olarak üniversite yetkilileri hakkında soruşturma başlattı.

Afrika üzerinden gelen sıcak hava dalgası bütün yurtta etkili oldu.

Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı, İstanbul'da yürütülen soruşturmada gözaltına alınan emekli askerî personel hakkında, ''ele geçirilen silâh ve patlayıcı maddelerle ilgili olarak askerî yargının görev alanı kapsamında'' soruşturma başlattı.

Başbakan Erdoğan, AKP'nin Kayseri mitinginde DSP-MHP-ANAP hükümeti döneminde terör örgütü elebaşının idam edilmemesini eleştirdi. Erdoğan, MHP lideri Bahçeli'ye, ''O zaman idam vardı sen niye asmadın?'' diye seslendi. MHP lideri Bahçeli ise Erzurum'da düzenlediği mitingde, kürsüde konuşurken çıkardığı ipi atarak, ''Al sana ip, asabiliyorsan sen as'' dedi.

TEMMUZ

Genelkurmay Başkanlığının sitesindeki eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün özgeçmişinde yer alan ''Başbakana karşı sorumludur'' ifadesi kaldırıldı. İfadenin kaldırılması bir gazetede haber olunca da sitenin o bölümü, ''güncellenmeye alındı'' kaydı konularak kapatıldı.

23. Dönem Milletvekili Genel Seçimi yapıldı. AKP 341, CHP 112, MHP 71 ve bağımsızlar 26 milletvekilliği kazandı. Bağımsız adaylardan Mesut Yılmaz, Muhsin Yazıcıoğlu, Ufuk Uras ve Kamer Genç de TBMM'ye girdi.

AĞUSTOS

İstanbul Yeni Cami Hünkâr Kasrı'ndan 20 Ocak 2003 tarihinde çalınan 2 çini pano, Londra'da düzenlenen bir müzayedenin internette yer alan kataloğunda bulundu.

AKP Kayseri Milletvekili, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı seçilerek, TBMM'de and içti.

Daha sonra Gül, görevi 10. Cumhurbaşkanı Sezer'den devraldı.

EYLÜL

"Darbe Karşıtı Platform'' üyeleri, 12 Eylül Askerî Harekâtı'nı gerçekleştirenlerin yargılanması talebinin yer aldığı dilekçeyi posta yoluyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gönderdi.

Ankara'da Sıhhiye Katlı Otoparkı'nda patlayıcı yüklü bir minibüs bulundu. Patlayıcılar yaklaşık 3 saatte etkisiz hale getirildi. Ankara Valiliği, patlayıcıların, daha önce Mersin ve Şırnak'ta terör örgütü PKK'ya karşı yürütülen operasyonlarda ele geçen malzemelerle örtüştüğünü açıkladı.

İstanbul'un trafik sorununun bir bölümüne çözüm olması beklenen Küçükçekmece-Topkapı arasındaki ''Metrobüs'' adı verilen ulaşım sistemi hizmete girdi.

EKİM

Türkiye'nin yeni nesil haberleşme uydusu TÜRKSAT 3A'nın tasarım ve entegrasyonu tamamlandı.

Şırnak'ta Gabar Dağı'ndaki bir askerî time teröristlerce düzenlenen saldırıda 1'i astsubay 13 asker şehit oldu.

Cumhurbaşkanının 5 yıllığına halk tarafından seçilmesini, milletvekili genel seçiminin 4 yılda bir yapılmasını ve TBMM'nin seçimler dahil toplantı yeter sayısının 184 olmasını öngören anayasa değişikliği, gerçekleştirilen halk oylamasında yüzde 68.95 oranındaki ''evet'' oyuyla kabul edildi.

Dünyanın en büyük yolcu uçağı Airbus A-380, İstanbul Atatürk Havalimanı'na indi.

KASIM

İstanbul İlim ve Kültür Vakfınca "İnsanlık Onuruna Lâyık Bir Dünya İçin Adalet" başlıklı Bediüzzaman sempozyumu düzenlendi.

Edirne'de, Bulgaristan'ın baraj kapaklarını açması ve yağışlar sebebiyle sel felâketi meydana geldi, Türkiye'nin Yunanistan'a açılan kapısı Pazarkule kapandı.

Türk Telekom'da 16 Ekim'de başlayan grev, taraflar arasında sağlanan uzlaşmayla sona erdi.

İstanbul-Isparta seferini yapan Atlasjet'e ait uçak, Isparta'nın Keçiborlu ilçesi yakınlarında düştü. Kazada, 7'si mürettebat 57 kişi öldü.

ARALIK

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in 4 yıldır yürüttüğü görevi sona erdi.

"İktisadın duâyeni'' olarak tanınan Prof. Dr. Sabahattin Zaim (81), İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede vefat etti.

Cumhurbaşkanı Gül, Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in görev süresinin dolmasıyla boşalan YÖK üyeliği ve YÖK Başkanlığı'na Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ı seçti.

İzmir'in Seferihisar ilçesine bağlı Sığacık sahili yakınında kaçaklar taşıyan tekne battı. 43 kişinin cesedi karaya vurdu.

Irak'ın kuzeyindeki Zap, Avaşin, Hakurk bölgeleri ile derinlikteki Kandil Dağı'nın Irak tarafında kalan kesimlerinde tesbit edilen terör örgütüne ait hedefler, Türk Hava Kuvvetleri savaş uçaklarının saat 01.00'den itibaren uyguladı geniş kapsamlı hava harekâtı yapıldı.

02.01.2008


 

Trafik cezaları arttırıldı

Maliye Bakanlığının yeniden değerlendirme oranı çerçevesinde trafik cezaları artırıldı. Duraklamanın yasaklandığı yerlerde duraklama yapan, park eden sürücüler 55 YTL, trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştiren, gidişe ayrılan en soldaki şeridi sürekli işgal eden sürücülerden de 115 YTL alınacak.

Maliye Bakanlığınca belirlenen yüzde 7.2 oranındaki yeniden değerlendirme rakamı baz alınarak 2008 yılında, duraklamanın yasaklandığı yerlerde duraklama yapan, park eden sürücüler 55 YTL, trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştiren, gidişe ayrılan en soldaki şeridi sürekli işgal eden sürücülerden de 115 YTL alınacak. Sürücü belgesi almak için yanlış bilgi veya sahte belge vermenin cezası 601, araç kullanırken sürücü belgesini yanında bulundurmamanın cezası 115, sürücü belgesiz araç kullanmak ve sürülmesine izin vermenin cezası da 237 YTL ve 1-2 ay, tekrarında ise 2-3 ay hapis cezası olarak belirlendi. Kamyon, otobüs ve çekicilerde takograf, taksilerde ise taksimetre kullanmamak ve kullanılır durumda bulundurmamanın cezası da 237 YTL olarak tesbit edildi.

Takograf veya taksimetre cihazlarını bozuk imal eden veya bozulmasına vasıta olan ve bu durumdaki cihazları araçlarında kullananlar da 3 bin 626 YTL para ve 3 ile 6 ay arasında hapis cezasıyla cezalandırılacak.

Tescil edilen araçları trafik belgesi ve tescil plakası almadan trafiğe çıkaranlar 480 YTL ile cezalandırılırken, araçları tescil belgesi, trafik belgesi ve tescil plakaları araç üzerinde ve uygun durumda bulundurmadan trafiğe çıkanlar da 55 YTL ödeyecek. Trafik işaretlerinin görünümlerini değiştiren, engelleyen ve güçleştirenlere de 2 bin 415 YTL para ceza alacak. Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemelerine uymayan, trafik güvenliğiyle ilgili kural, yasak ve zorunlulukları yerine getirmeyenler de 55 YTL ceza ödeyecek.Kırmızı ışık kurallarına ve sesli işaretlere uymayan sürücüler de 115 YTL ödeyecek.

/ ANKARA

02.01.2008


 

Ankara'nın gözü deniz araçlarının üzerinde

Denizcilik Müsteşarlığına bağlı Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi, Mart 2008'den itibaren özel tekneler, küçük yolcu gemileri, yük gemileri ve balıkçı tekneleri de dahil olmak üzere kabotaj hattında ve liman seferlerinde çalışan bütün gemileri Ankara'dan izlemeye alacak.

Denizcilik Müsteşarlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, seyir emniyetini ve deniz güvenliğini arttırmak amacıyla gemilere ilişkin pek çok statik, dinamik ve seyir bilgilerinin otomatik olarak alınacağı Otomatik Tanımlama Sistemi (AIS), Ağustos ayında uluslararası taşımacılık yapan gemiler için devreye girmişti.

Denizde Can Emniyeti Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS) gereği, uluslararası sefer yapan 300 groston veya üzerindeki tüm gemiler, uluslararası sefer yapmayan 500 groston veya üzerindeki bütün yük gemileri ile bütün yolcu gemileri AIS cihazı taşımakla yükümlü ve bu cihaz sayesinde Türk Arama Kurtarma Bölgesi içinde seyir halinde olan bütün bu gemilerin hareketleri her an izlenebiliyor.

Böylece AIS cihazı takılı olan gemilerin yeri, bir kazaya karışması ya da bir arıza yaşaması durumunda, anında tesbit edilebiliyor. Cihaz sayesinde gemiye en yakın noktada olan başka bir geminin olay yerine en hızlı şekilde yönlendirilmesi sağlanıyor.

Denizcilik Müsteşarlığı, Türk sularında seyir güvenliğini artırma çalışmaları kapsamında, AIS Sınıf-B cihazının özel tekneler, küçük yolcu gemileri, yük gemileri ve balıkçı tekneleri de dahil olmak üzere kabotaj hattında ve liman seferlerinde çalışan bütün gemilere takılmasına karar verdi. Buna göre, Türk denizlerindeki tüm bu gemilerin Mart 2008'e kadar AIS Sınıf-B cihazını temin etmesi gerekiyor.

Montaj maliyeti 600 ila 1000 avro arasında değişen AIS Sınıf-B cihazı ile Türk Arama kurtarma Bölgesi içinde seyreden bütün gemiler Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi tarafından izlenilecek. Ayrıca bütün gemiler de birbirlerini ve izledikleri rotayı görebilecek. AIS Sınıf-B cihazının yaklaşık 18 bin gemiye takılması öngörülüyor. Otomatik Tanımlama Sisteminden gemi kimlik bilgileri, gemi adı, gemiye ait tip, uzunluk, genişlik, tonaj bilgileri, draft, taşıdığı yük, kalkış limanı ve kalkış zamanı, varış limanı ve tahmini varış zamanı, seyir başlangıç limanı ve sefere başlama zamanı gibi bilgiler alınacak.

Türkiye kıyılarına kurulan 27 antenden toplanan ve uydu aracılığı ile aktarılan bu bilgiler Ankara'da Denizcilik Müsteşarlığı bünyesindeki Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezinde toplanacak.

Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu, yaptığı açıklamada, 7 Kasım 2007 tarihinde KKTC yakınlarında arıza sebebiyle batan DOLPHIN-1 isimli gemi ile Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi'nin irtibata geçtiğini ve DOLPHIN-1'e en yakın Panama bayraklı RIALTO isimli geminin AIS cihazı yardımı ile tespit edildiğini anlattı.

Yönlendirilme sonucunda, batan geminin ürettebatından 7 kişinin RIALTO tarafından kurtarıldığını belirten Naiboğlu, şunları kaydetti:"Türk Arama Kurtarma Bölgesi içinde bulunan tüm bu gemilerin AIS Sınıf-B cihazı takması ile kaza yapan gemilerin yerinin tespiti kolaylaşacak ve başka gemilerin kaza yerine yönlendirilmesi hızlanacak. Gemilerin otomatik izlenmesi yoluyla deniz güvenliği artacak, arama kurtarma faaliyetleri daha etkinleşecek. Sistemin yasa dışı ticaretin ve kaçakçılığın önlenmesine faydası da olacak.''

/ ANKARA

02.01.2008


 

Proje gençlerden, destek devletten

Diyarbakır Gençlik ve Kültür Evi'nde oluşturulan grupların gençler için hazırladığı 5 proje Devlet Planlama Teşkilâtınca (DPT) onaylandı.

Diyarbakır'da HABİTAT İçin Gençlik Derneği, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi işbirliğiyle kurulan Gençlik ve Kültür Evi'nde, üniversite okuyan ve üniversiteye hazırlanan gençlerden oluşan grupların hazırladıkları 5 proje DPT tarafından onaylanarak hayata geçirildi.

''Engelsiz Yürekler'' projesiyle bedensel özürlüler, ''Umuda Bir Adım Kat'' ile madde bağımlıları, ''Mavi Yarınlar'' ile yetiştirme yurdunda kalanlar, ''Gözetilmeyen Çocuklar'' projesiyle suça bulaşan çocukların topluma kazandırılması hedefleniyor. ''Kaybolan Mirasımız'' projesiyle de Türkiye, Estonya, Litvanya ve Slovakya'dan gençlerin bir araya gelerek tanışması ve birbirlerinin ülkelerini tanımaları amaçlanıyor. Gençlik ve Kültür Evi Sorumlusu Muhtesim Öğer, yaptığı açıklamada, 2001 yılında HABİTAT İçin Gençlik Derneği, UNDP ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi işbirliğiyle kurulan Gençlik ve Kültür Evi'nde çalışmaların 2006 yıldan itibaren Pepsi, Türkiye Kalkınma Vakfı ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi ortaklığıyla sürdürüldüğünü söyledi.

DPT'nin gençlerin hazırladığı projelere hibe verdiği bilgisine ulaştıktan sonra bu konuda eğitim çalışmasına başladıklarını anlatan Öğer, gençlere kendi sorunlarını çözebileceği ve bu sorunlar hakkında proje hazırlayabilecekleri konusunda eğitim verdiklerini belirtti. İlk hazırladıkları projelerin tecrübesizlik sebebiyle kabul edilmediğini dile getiren Öğer, şöyle dedi: "Ama bu bizi yıldırmadı. 2004 yılında yaptığımız 2 projemiz onaylanınca daha şevkle çalışmaya başladık. Bölgeden daha fazla proje hazırlamak için önümüze hedef koyduk. Proje birimi oluşturduk. Her grup kendi projelerini hazırlamaya başladı. Güneydoğulu gençler artık proje hazırlamak konusunda bilgi sahibi oldu. Son dönemlerde yaptığımız çalışmalar sonucunda 5 projemiz DPT tarafından kabul edildi. Bugüne kadar 10 projemiz destek gördü. 70 gencimiz artık proje hazırlama ve hayata geçirme konusunda eğitimli.''

MAVİ YARINLAR PROJESİ

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinden oluşan grubun hazırladığı ''Mavi Yarınlar projesi'' sorumlusu Ferat Kılıç da proje hazırlarken toplumdaki sorunları düşündüklerini, zaman zaman basında da yer alan yetiştirme yurdunda kalan çocukların yaşadıklarının kendilerini çok etkilediğini söyledi. Bu sebeple yetiştirme yurdunda kalan çocuklara yönelik proje hazırlama gereği duyduklarını, üniversite öğrencileri olarak sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmek istediklerini anlatan Kılıç, projenin yetiştirme yurdunda kalan 12-18 grubunda olan 28 çocuğu kapsadığını, amaçlarının toplumun bu çocukları yaşadığı sorunlar konusunda duyarlı hale getirmek, bu konuda bir kamuoyu oluşturmak olduğunu bildirdi. "Gözetilmeyen Çocuklar'' projesine DPT'nin 5 bin 400 Avro destek verdiğini kaydeden proje sorumlusu Sinem Gökçe de, projeyle amaçlarının suça eğilimli gençleri topluma kazandırmak olduğunu kaydetti.

ENGELSİZ YÜREKLER PROJESİ

"Engelsiz Yürekler'' projesinde çalışacak olan Ferit Gürhan ise çevrelerinde çok sayıda engellinin bulunduğunu, her sağlıklı insanın engelli olabileceğini belirterek, bu sebeple engellilere yönelik proje hazırladıklarını kaydetti. Bazı ailelerin engelli çocukları olmasından utandığını, hatta çocuklarının toplum içerisine sokmadığını dile getiren Gürhan, bunun aşılmasını sağlamak istediklerini söyledi. "Umuda Bir Adım Kat'' projesi sorumlusu Pınar Karakuş da, Diyarbakır'da son yıllarda gençlerin suç işleme oranının artığını, bunun temelinde de madde bağımlığının yattığını anlatarak, proje ile gençlere yardımcı olmayı hedeflediklerini kaydetti. Karakuş, 6 ay sürecek projede gençlere ve ailelere yönelik eğitim seminerleri düzenleyeceklerini belirtti.

/ DİYARBAKIR

02.01.2008


 

Nikotinli elektronik sigara yasaklandı

Sağlık Bakanlığı, nikotin içeren elektronik sigara ve kartuşların, ''bağımlılık yapma riskinin fazla olması ve sigarayı bıraktırıcı çalışmaları engelleyebileceği'' gerekçesiyle yasaklanmasına karar verildiğini bildirdi.

Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, şöyle denildi: ''Nikotin içeren elektronik sigara ve kartuşların, alım yolu ve dozu dikkate alındığında, yüksek dozda nikotin alınma, dolayısıyla bağımlılık yapma riskinin fazla ve sigarayı bıraktırıcı çalışmaları engelleyici olması nedeniyle Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Danışma Komisyonunca yasaklanmasına karar verilmiştir.''

/ ANKARA

02.01.2008


 

Diyanet Hastanesine ISO kalite belgesi

Türkiye Diyanet Vakfı, Ankara'da açtığı TDV 29 Mayıs Hastanesine 6. ayında ISO 9001:2000 kalite belgesi aldı.

Açılışa katılan eski bakanlardan Ali Coşkun " Bu hastanenin gerçekten hak ederek almış olduğu bir belgedir" dedi. Açılışa Ali Coşkun'un yanı sıra Türkiye Diyanet Vakfı Sağlık İcra Kurulu Başkanı Rıza Selimbaşoğlu, Sağlık Koordinatörü Prof. Dr. Arif Özdemir, Prof. Dr. Peyami Cinaz, Fatih Üniversitesi mütevelli heyeti başkanı Melih Nursel, hastane çalışanları ve hastanede bulunan hastalar da katıldı. Kalite belgesi Avusturya şirketi ÖQS firması tarafından, TDV Sağlık İcra Kurulu mütevelli heyeti üyesi ve 29 Mayıs Hastaneleri İcra Kurulu Başkanı Rıza Selimbaşoğlu ile 29 Mayıs Hastanesi Tıbbi Direktörü Dr. Peyami Cinaz'a takdim edildi.

Yeni Asya / ANKARA

02.01.2008


 

Akademik personelin özlük hakları çok yetersiz

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ''Araştırma görevlileri başta olmak üzere tüm akademik ve idarî personelin özlük haklarında iyileştirme yapılmalı, üniversite çalışanlarının maaş durumu yoksulluk sınırının üzerine çıkartılmalıdır'' dedi.

Gündoğdu, yaptığı yazılı açıklamada, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın, ''yasakların üniversitelerden kalkması'' ve ''bilimselliğe daha çok önem verilmesi'' vizyonunu olumlu karşıladıklarını ifade etti. Bu yaklaşımların yüksek öğretim için iyi bir başlangıç olmasını dileyen Gündoğdu, öğretim üyesi, araştırma görevlisi, okutman ve idarî personelin maaşlarının yetersizliğine dikkati çekti. Gündoğdu, maddî zorluk yaşayan akademik kadroların, bilimsel araştırmalarına kaynak oluşturacak kitap ve dokümanları almada sıkıntı çektiklerini belirtti.

Fatih Karagöz / ANKARA

02.01.2008


 

Türkiye, enerjisini reformlara vermeli

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Hıristiyan Demokrat Grubu üyesi Hollandalı Ria Oomen-Ruijten, Türkiye'nin enerjisini reformlara vermesi çağrısında bulundu.

ABHaber'e konuşan Ruijten, AB Türkiye arasında herşeye rağmen iyi ilişkiler bulunduğunu kaydetti. Ruijten, Türkiye AB ilişkilerinde dramatik bir gelişme bulunmadığını, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'e rağmen müzakerelerin sürdüğünün altını çizerek, "Müzakere süreci kaldığı yerden devam ediyor. İki başlıkta müzakerelerin açılması hedeflenmişti. Bu oldu. Müzakereler sürüyor'' dedi.

Ruijten, müzakere sürecinin tüm AB üyesi ülkelerin isteği ile kesilebileceğini işaret ederek, Türkiye'nin AB için stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı.

Yeni yılda Türk hükümetine vereceği mesajın, reform, reform, reform olduğuna dikkati çeken Ruijten, "301. madde, kadın-erkek eşitliği, vakıflar yasası gibi alanlarda artık Ankara'nın somut adım atmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Türkiye'nin enerjisini reformlara vermesi çağrısında bulunan AP Türkiye raportörü, Türkiye-AB müzakere sürecini birlik içinde destekleyen çok sayıda ülke bulunduğunu kaydetti.

/ BRÜKSEL

02.01.2008


 

İstanbul'da 3 araç daha yakıldı

Bayrampaşa, Bağcılar Küçükçekmece'de 3 araç kundaklandı.

Alınan bilgiye göre, Bayrampaşa Altıntepsi Mahallesi Yeni Sokak'ta park halinde bulunan bir minibüs ile Bağcılar Kemalpaşa Mahallesi 13/1 Sokak'taki bir otomobil, gece saatlerinde kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce ateşe verildi. Kısa sürede büyüyerek araçları saran alevler, olay yerine gelen itfaiye ekiplerince söndürüldü, araçlar kullanılamaz hale geldi. Küçükçekmece Söğütlüçeşme Mahallesi Meşe Sokak'ta bulunan park halindeki minibüs, kimliği beliksiz kişi ya da kişlerce ateş verildi. Yangın, polis ekipleri tarafından kısa sürede söndürülürken, zanlıların yakalanması için çalışma başlatıldı.

/ İSTANBUL

02.01.2008


 

Şifalı bitkilere bilimsel onay

Halk arasında bazı hastalıklara iyi geldiğine inanılan defne, adaçayı, sığır kuyruğu gibi tabiî ürünlerin faydaları, bilimsel çalışmayla ispatlandı.

Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Moleküler Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mahmut Çalışkan, şehirde yoğun olarak yetişen bitkilerin faydaları üzerinde inceleme yaptıklarını söyledi. ''Bitkilerde antibakteriyel etkiler var mı?'' projesi kapsamındaki çalışmayla, bölgede yetişen defne, adaçayı ve sığır kuyruğunu 2 yıl süresince topladıklarını ve güneş görmeyen bir ortamda kuruttuktan sonra yağlarını aldıklarını ifade eden Çalışkan, şöyle devam etti:

''Bitkilerden elde ettiğimiz yağları, bakteri ortamına aktardık ve bu şekilde beklettik. Daha sonra bu yağın bakterinin gelişimini durdurup durdurmadığını, antibakteriyel etkilerinin olup olmadığını araştırdık. Yaptığımız çalışmayla yıllarca ninelerimizin şifa niyetine soğuk algınlığı, öksürük balgam söktürücü olarak kaynatıp içtiği sığır kuyruğunun; mideyi rahatlattığı ve idrar söktürücü özelliği olduğuna inanılan adaçayının; kozmetik sanayiinde yoğun olarak kullanılan ve ağrılara iyi geldiği belirlenen defnenin, antibakteriyel özelliklerinin bulunduğu ve yararlı olduğu sonucuna ulaştık.'' Çalışkan, hastalıklara iyi geldiğine inanılan diğer tabiî ürünler üzerinde de araştırmalarının devam edeceğini sözlerine ekledi.

/ HATAY

02.01.2008


 

Sınav kaygısı hep var

Sınavların adı değişse de öğrencilerin ve ailelerin yaşadığı kaygı değişmiyor. Çünkü giderek daha çok önem kazanan sınavlar, dönüm noktası olmaya devam ediyor.

"Her öğrenci sınav öncesi kaygılanır, heyecanlanıp telâşlanır, kimisi yakınır, sinirlenir ve büyüklerin kendisini anlamadığını düşünür" diyen Psikolog Ferahim Yeşilyurt, 'Sınav Kaygısı ve Baş Etme Yolları' adlı kitabında, önemli performans düşüklüğüne sebep olan kaygıyla başa çıkma yollarını ilginç örneklerle anlatıyor.

Öğrenci ve ebeveynlerde sınav kaygısını gidermek için pratik çözüm tavsiyeleri sunan kitap, sınavlara iyi hazırlanmak, kaygılarından kurtulmak ve sınava en iyi motivasyonla girmek isteyen herkesin kolaylıkla yararlanabileceği kaynak niteliğinde.

KAYGI ARTINCA OYUN OYNUYORUZ

Kaygının hem bedensel hem de psikolojik belirtiler verdiğini söyleyen Ferahim Yeşilyurt, sınav kaygısı arttığında pek çok öğrencinin psikolojik oyunlar oynadığını söylüyor:

"Bu oyunları sınav kaygımızla yüzleşip çözüm üzerinde duramadığımızda oynamaya başlarız. Bir çok öğrenci sınav kaygısını azaltmak yerine bu tür oyunları oynamayı tercih eder. Tabiî ki bu oyunlar, öğrencinin farkında olmadan oynadığı oyunlardır. Örnekleri incelediğinizde çevrenizdeki bazı arkadaşlarınızın bu oyunları oynadığını görebilirsiniz."

BAŞARI İÇİN KAYGI ŞART AMA...

Başarılı olmak için bir miktar kaygının gerekli olduğunu belirten Yeşilyurt, 'eğer bir konuda hiç kaygı yaşamıyorsanız, harekete geçemezsiniz. Çünkü yeteri kadar kaygı, sizi bir amaç oluşturmaya ve bu amaca doğru yönelmeye motive eder' diyor.

/ İSTANBUL

02.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri