Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

Özelleştirme gelirleri nereye harcanacak?

Eski Devlet Bakanı Abdüllatif Şener ile Başbakanlık Müşaviri Kenan Işık'ın "Türkiye'de Özelleştirme Uygulama ve Sonuçlarının Değerlendirilmesi'' konulu araştırmasında özelleştirmelerle, bir anlamda peşin tahsil edilmiş sayılabilecek 'temettü gelirlerinin' nereye harcandığının önem kazandığı vurgulandı.

Özelleştirmelerle, bir anlamda peşin tahsil edilmiş sayılabilecek 'temettü gelirlerinin' nereye harcandığının önem kazandığı vurgulandı.

Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Abdüllatif Şener ile Başbakanlık Müşaviri, Özelleştirme İdaresi Eski Başkan Yardımcısı Kenan Işık'ın "Türkiye'de Özelleştirme Uygulama ve Sonuçlarının Değerlendirilmesi" konulu araştırmasında, yakın zamana kadar 1 milyar doları bulmayan doğrudan yabancı yatırımların, 2006 yılında net 19 milyar dolara ulaştığı, Ekim 2007 itibariyle 14,3 milyar dolar olduğu hatırlatılarak, şu görüşlere yer verildi:

"Bu yabancı yatırımlar içeride kazanıp sonra dışarıya kar transfer eden hizmet sektörlerine yönelmiştir. Telekomünikasyon, bankacılık, sigortacılık, enerji, ulaştırma, şans oyunları, gayrimenkul, perakende ticaret gibi sektörler bunlar arasında. Net kar transferleri cari açığı arttıran kalemlerden biri.

2002 yılında yalnızca 89 milyon dolar olan kar transferleri, 2007 yılında Ekim ayı itibariyle 1,5 milyar doları aştı ve hızla artmaktadır. Yapısal nedenlere bağlı olarak cari açık sorununa çözüm bulmakta zorluk çekilirken, bu sorunu derinleştirecek yeni bir yapısal unsur ortaya çıkmaktadır. Geleceğe yönelik olarak özelleştirme stratejisi, söz konusu sorundan bağımsız olarak belirlenmemeli."

Özelleştirme sürecinin başlangıcından beri geçen 23 yıllık dönemde satış, temettü ve diğer gelirlerden elde edilen toplam tutarın ise 34,9 milyar dolar milyar dolar olduğu, bu özelleştirme gelirlerinin yüzde 70,2'sinin yani 24,5 milyar dolarlık kısmının 2003-2007 dönemine ait olduğu belirtildi.

Bu son dönemde ayrıca Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünce bazı hava alanlarının işletme haklarının özelleştirilmesiyle toplam 8,2 milyar dolar gelir sağlandığı kaydedilen araştırmada, aynı dönemde TMSF tarafından yapılan ve 14,5 milyar dolara ulaşan tahsilatın önemli bir kısmının borç ödemesi veya vergi olarak Hazine'ye aktarıldığı düşünülecek olursa, 59 ve 60. hükümetler döneminde kullanılan ek kaynağın oldukça önemli bir büyüklüğe ulaşmış olduğunun görüldüğü belirtildi.

/ ANKARA

07.01.2008


 

Enflasyonda zorlu dönem

Uluslararası Yatırım Bankası eski Baş Ekonomisti Serhan Çevik, Türkiye'nin enflasyon sürecinde, son iki senedir yaşadığı zorlu dönemin bu yıl da devam edeceğini söyledi.

Makro ekonomik gelişmelere ilişkin sorularını cevaplayan Serhan Çevik, Türkiye'de iş gücü piyasasında esnekliğin olmadığını, kayıtlı istihdam üzerindeki mali yükün de yüksek olduğunu kaydetti. Çevik, Türkiye'nin, eğitim reformunun da katkısıyla istihdam sorununu çözmesi gerektiğini ifade etti. Sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı bir yapıya oturtulamamasının Türkiye'nin bir ayıbı olduğunu ifade eden Çevik, ''Ortalama yaşın 26,5 olduğu bir ülkede sosyal güvenlik sisteminin açık veriyor olması açıklanacak bir durum değildir'' diye konuştu.

Çevik, Sosyal güvenlik sorununun, sadece kamunun değil, özel sektörün de üzerinde bir yük olduğunu ifade etti. 2008 yılına ilişkin makro ekonomik tahminlere de değinen Serhan Çevik, petrol fiyatlarının şimdiki seviyelerde kalması halinde, gıdada da yeni bir fiyat şoku yaşanmaması ve Merkez Bankası'nın da ihtiyatlı bir para politikası izleyerek, faiz oranlarını fazla indirmediğinin varsayılması halinde, enflasyonun yüzde 5'ler civarına inebileceğini söyledi.

FİYAT İSTİKRARI ŞART

Çevik, Merkez Bankası'nın yüksek oranlı bir faiz indirimine gitmesi halinde ise enflasyonla mücadelede daha sıkıntılı bir döneme girilebileceğini kaydetti. Çevik, Merkez Bankası'nın fiyat istikrarına yönelik ihtiyatlı politikasının, finansal piyasalardaki çalkantıyı da azaltacağını ve ekonomik büyümeye olumlu etkisinin olacağını ifade etti.

Çevik, Türkiye'nin temel ekonomik sorunu olarak tanımladığı fiyat istikrarına dikkat çekerek, '''Ben, Merkez Bankası'nın, Türkiye'nin temel sorunu olan fiyat istikrarı üzerine odaklanmasını tavsiye ederim'' dedi. Türkiye'nin, 2001 yılından buyana uyguladığı dezenflasyonist politikada başarıya ulaşarak, enflasyonu tek haneye indirdiğini hatırlatan Çevik, ancak son iki yılda, yurtdışı kaynaklı gelişmelerin enflasyonla mücadeleyi daha zor haline getirdiğinin altını çizerek, ''Merkez Bankası, bundan böyle 'daha ihtiyatlı' bir politika izlemek zorunda kalacaktır'' dedi.

/ LONDRA/ANKARA

07.01.2008


 

Gübrede enflasyon artışı yüzde 54.5

Türkiye'de 2007 yılı enflasyonu ÜFE bazında yüzde 5,94, TÜFE bazında yüzde 8,39 olarak açıklanırken, gübrede yıllık fiyat artışının yüzde 54,5'e, 5 yıllık artışın ise yüzde 105,4'e ulaştığı bildirildi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) verilerine göre, geçen yıl gübre fiyatları yüzde 31 ile yüzde 54,5 arasında arttı. TZOB verilerine göre, gübre fiyatlarındaki 5 yıllık fiyat artışı ise yüzde 88,8 ile yüzde 105,4 arasında değişti. Tarım ürünlerinin fiyatındaki artış, gübre fiyatındaki artışın altında kalması, tarımda girdi kullanımını olumsuz etkiliyor. Türkiye gübre ihtiyacının hemen hemen tamamını hammadde veya ara girdi olarak yurt dışından sağladığı için, fiyat artışlarında yurt dışı piyasalardaki gelişmeler etkili oluyor.

TZOB, konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, tarımda en önemli sorun haline gelen yüksek üretim maliyetlerini azaltmak, aşırı fiyat artışından çiftçinin olumsuz etkilenmesini önlemek üzere KDV oranının düşürülmesini istiyor. TZOB ayrıca, gübre desteğinin 2008 de de devam etmesini talep ediyor.

/ ANKARA

07.01.2008


 

Yatırımı teşvik için vergi düşürülmeli

MAN Finans Genel Müdürü Semih Pala, tüketimin yerine yatırımın teşvik edilmesi için vergi oranlarının düşürülmesi gerektiğini bildirdi.

Pala, yaptığı yazılı açıklamada, Maliye Bakanlığı'nın leasing (finansal kiralama) işlemlerindeki yüzde 1'lik Katma Değer Vergisi'ni (KDV) yüzde 18'e çıkarması sebebiyle MAN Finans'ın bu yıl yapacağı yatırımı askıya almak zorunda kaldığını belirtti. Leasing işlemlerinde KDV oranlarının KDV'de eşitleme amacıyla artırılmasının yatırımları engelleyeceğini ifade eden Pala, MAN Leasing'in kurulması için bir süredir yürütülen proje ve fizibilite çalışmasının sonuçlandığını ve 2008 yılı içinde hayata geçirilmesine karar verdiklerini, bu kararı KDV oranının arttırılması sebebiyle askıya almak zorunda kaldıklarını bildirdi.

Son değişiklikle Türkiye'de finansal kiralama alanının cazibesini kaybettiğini savunan Pala, ''Bir finansal kiralama şirketi kurmayı, yapılan KDV ayarlamasından sonra tekrar analiz ediyoruz ve değerlendiriyoruz. Şu anda kredi ürünümüz var, MAN Finans A.Ş. üzerinden sadece kredi ürünü sunabiliyoruz. Leasing şirketi kurduğumuzda, leasing ürünü de sunabileceğiz. Ancak şu anki durumda, kararlarımızı tekrar gözden geçirmek zorundayız'' dedi.

/ ANKARA

07.01.2008


 

Asgarî ücrete tepki

BASK Genel Başkanı Resul Akay, yılın ilk yarısında net 435.92 YTL olarak uygulanacak asgarî ücretin, en düşük işçi emeklisi aylığının 122.50 YTL altında kaldığını belirtti.

Akay, "Bu durumda en akılcı yaklaşım, emekliliğe hak kazanmış işçilerin gün geçirmeden emekliye ayrılmaları olacaktır. Çünkü emekliye ayrıldıkları takdirde alacakları en düşük aylık 558.42 YTL olacaktır" dedi.

Akay, bu aydan itibaren uygulanacak asgari ücretin ülke gerçekleriyle bağdaşmadığını savundu. Asgarî ücretin yüksek belirlenmesinin devletin vergi gelirlerini artıracağını, piyasaların canlanmasını sağlayacağını, sosyal güvenlik sistemine daha fazla prim girmesine imkân sağlayacağını ifade eden Akay, bütün bu gerçekler ortadayken, asgarî ücretin en düşük işçi emeklisinin aylığının bile altında belirlenmesini anlamanın mümkün olmadığını belirtti.

/ ANKARA

07.01.2008


 

Patates üreticileri zorda

Türkiye'nin patates deposu olarak bilinen Nevşehir'de, bazı tarlalarda patates siğili hastalığının görülmesi sebebiyle çiftçinin 16 çeşit alternatif ürün denediği bildirildi.

Nevşehir Ziraat Odası Başkanı Recep Tunç, yaptığı açıklamada, Türkiye'de üretilen yaklaşık 5.5 milyon ton patatesin yüzde 60-70'inin bu bölgede yetiştirildiğini, ancak patates siğili hastalığının ortaya çıkmasıyla üretim miktarının azaldığını kaydetti.

Hastalık sonrası üreticilerin patatese alternatif ürünler denediklerini ifade eden Tunç, şunları söyledi:

''Üreticilerimiz patatese alternatif olarak 16 ürün denedi. Ancak yer altı sularının derin olması ve tarımsal sulamadaki elektrik ücretinin yüksek olması nedeniyle üretim maliyetleri yüksek oluyor. Bu nedenle çiftçimiz zor durumda. Tarımsal sulamadan kaynaklanan ve 1998'den beri biriken elektrik borçlarının faizlerinin silinip, anaparanın da uzun vadelere yayılmasını istiyoruz. Ayrıca elektrikte KDV oranı düşürülmeli, 2008 yılından itibaren tarımsal sulama yapacak üreticilerimiz için kartlı sisteme geçilmelidir. Böylece çiftçimiz elektrik parasını peşin ödemiş, hem de ürün planlaması yapmış olur. Aksi halde alternatif ürün denemeleri de amacına ulaşamaz.''

/ NEVŞEHİR

07.01.2008


 

Paralı otoyollar özelleştirilmeye hazırlanıyor

Paralı otoyollarda özelleştirme altyapı hazırlıkları başladı. 2008 yılı içerisinde özeleştirilmesi planlanan otoyollarda geçiş hizmeti veren bazı kesimlerdeki ücret toplama üniteleri ile bakım ve onarıma ihtiyaç duyulan işletme binaları yeniden onarılıyor

İstanbul'daki bazı otoyol kesimlerinde hizmet veren gişelerindeki ücret toplama sistemleri özeleştirme öncesi yenilenerek daha etkin ve sağlıklı hizmete hazır hale getirilecek. İstanbul boğaziçi köprüleri ile otoyollarla bağlantısı bulunan çevre yollarında hizmet veren bazı işletme binalarının bakım-işletme tesisleri ile idari binalarının kalorifer ve sıhhî tesisat sistemleri de bakım ve onarımdan geçirilecek.

Ücret toplama sistemleri ile işletmelerin bakım ve onarımları için açılan ihale programının 2008 yılı içinde tamamlanması planlanıyor.

/ ANKARA

07.01.2008


 

Yalçıntaş: Leasingde KDV arttırımı KOBİ'lere yeni yük

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, leasingde (finansal kiralama) KDV'nin yüzde 18'e çıkarılmasının KOBİ'lerin üzerine yeni bir yük bindirdiğini belirtti.

Yalçıntaş yaptığı yazılı açıklamada, Yalçıntaş, ''Leasingde KDV'nin yüzde 18'e çıkarılmasıyla KOBİ'lerin üzerine yeni bir yük bindirilmiştir. Bu durum, yeni yatırımların ertelenmesine ve hatta bazı sektörlerde durgunluğa yol açabilir. Örneğin iş makinesi satışlarının yüzde 62'sinin, tarım makineleri satışının ise yüzde 45'inin leasing ile yapıldığı herkes tarafından bilinmektedir'' dedi.

/ İSTANBUL

07.01.2008


 

Gözler, Petrol Kanununda

Petrol Platformu Derneği (PETFORM) Genel Sekreteri Murat Yazıcı, 5574 sayılı Türk Petrol Kanunu'nun yasalaşmaması sebebiyle şirketlerin Türkiye'de yatırım yapmaktan çekindiğini belirterek, "Sektörde hukuki riskin kalmadığı bir ortam yaratılması ve 5574 sayılı Türk Petrol Kanununun bir an önce yasalaşması gerekiyor" dedi.

Petrol ve doğal gaz arama-üretim ve iletimi alanında faaliyet gösteren 26 yerli ve yabancı şirket tarafından oluşturulan PETFORM'un Genel Sekreteri Murat Yazıcı, yaptığı açıklamada, Türkiye'de 22'si yabancı olmak üzere toplam 40 firmanın petrol arama ruhsatı sahibi olduğunu ifade ederek, ülkedeki toplam petrol rezervinin 961 milyon ton, üretilebilir toplam rezervin 165 milyon ton, şimdiye kadar çıkartılmış rezervin 126 milyon ton, kalan üretilebilir rezervin ise 39 milyon ton (Türkiye'nin 16 aylık tüketimini karşılıyor) olduğunu söyledi. Türkiye'de son 15 yılda petrol üretiminin yüzde 50, arama faaliyetlerinin ise yüzde 75 azaldığına işaret eden Yazıcı, yerli üretimin toplam tüketimi karşılama oranının ise yüzde 7,3'lere kadar gerilediğine dikkat çekti. Yeni rezervlerin bulunması için arama faaliyetlerinin artırılması gerektiğine işaret eden Yazıcı, "Bugün yatırımcı 6326 sayılı Petrol Kanuna göreme mi, yoksa 5574 sayılı Türk Petrol Kanununa göre mi hareket edeceğini bilmiyor. Bu nedenle de yatırım yapmaktan çekiniyor. Yeni rezervlerin bulunması, küçük yatırımcıların, yerli yatırımcıların teşvik edilmesi, yeni sahaların devreye girmesi gerekiyor. Yabancı yatırımcı artık neden Türkiye'yi tercih etmiyor bunun tartışılması lazım" diye konuştu.

Yazıcı, şöyle devam etti:

"Enerji ithalatı faturamız sadece son 5 yıl içerisinde 3 katı yükselerek 40 milyar dolara yaklaşmıştır. Dünya petrol piyasalarındaki varil başına yalnızca 1 dolar artış bile dış ticaret açığını 400 milyon dolar daha artırmaktadır. Günümüze kadar Türkiye'de potansiyel kara alanlarının yüzde 20'si deniz alanlarının ise sadece yüzde 1'i aranmıştır. Petrol kaynaklarını ortaya çıkaracak, arama ve üretim yatırımlarını teşvik edecek bir yasa istiyoruz."

/ ANKARA

07.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri