Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Babasına bak, oğlunu alma!

ABD Başkanı Bush, İsrail'den başlayan ve bugün Mısır'da bitecek olan 8 günlük Ortadoğu turunu tamamlayarak ülkesine dönecek. Turun birinci aşamasında İsrail-Filistin barışından dem vuran Başkan ikincisinde İran'a yönelik söylemleri ön plana çıkarttı. Türkiye dahil birçok ülkede medya, Başkan'ın 'İsrail; işgal altındaki topraklardan çekilmeli ve Filistin devleti kurulmalı' sözlerini manşete taşıdı.

Hemen söyleyelim: Başkan her zaman olduğu gibi samimi ve dürüst değil.

Oğul Bush babası gibi verdiği hiçbir sözü tutmayacaktır.

1991'de Arap liderlerine "Saddam'ı Irak'tan çıkarmak için bana yardımcı olursanız, Ortadoğu'da barışı gerçekleştirim" maalinde yazılı taahütte bulunan Baba Bush hedefine vardıktan sonra her şeyi unuttu.

Aynı Başkan, rahmetli Özal'a "Irak'ta bir koyarsan üç alırsan" diyerek 3 aylığına Çekiç Güç'ü Türkiye'ye gönderdi ve 12 yıl burada kalmasını sağladıktan sonra Kuzey Irak'ta Kürt devletinin altyapısını gerçekleştirerek PKK'ya orada güvenli bir ortam yarattı.

İşte böyle bir babanın oğlu ile karşı karşıyayız.

Üstelik oğul Bush'un ekibi aynen babasından devraldığı kişilerden oluşmaktadır.

Dönelim Başkan'ın turuna ve önemli tespitlerine .

1- 'Sempatik ve barışsever' Başkan Clinton da 1998'de işgal altındaki Filistin topraklarını ziyaret ederek Filistin Parlamentosu'nda konuşma yapmış, barışsever ve güçlü Arafat'a söz vermişti.

2- Başkan Bush'un muhatapları ise İsraillilerin % 10'nun desteğine sahip Olmert ile yalnızca kendi çevresinin onayını alabilen Mahmut Abbas.

3- Başkan hiçbir şekilde İsrail-Suriye ve İsrail-Lübnan barışından söz etmeyerek aslında amacının yalnızca İsrail'in güvenliği olduğunu kanıtladı.

4- Başkan, barışın ön koşulu olarak Abbas'tan halkın %65'inin desteğine sahip 'Hamas'ı ortadan kaldırmasını' istedi.

5- Başkan, İsrail'in 1967'de işgal ettiği tüm topraklardan çekilmeyebileceğini söyledi. Yani İsrail'in Batı Şeria'da inşa ettiği yerleşim yerleri orada kalabilecek .

6- İşine geldiği zaman BM'yi kullanan Başkan Bush artık bu örgütün Filistin konusunda yetkisiz kılınması gerektiğini söyledi. Oysa bu örgüt, ABD'nin baskısı ile 1947'de Filistin topraklarının yarısını Yahudilere vererek burada bir İsrail Devleti'nin kurulmasını sağlamıştı. Aynı örgüt bu tarihten sona İsrail aleyhine 60 kadar karar almış ama İsrail hiçbirini uygulamamıştır.

7- Başkan Bush, ülkelerinden kovulan Filistinlilerin geri dönmelerine gerek olmadığını söyleyerek bunlara uygun maddi tazminat ödenmesini önerdi.

8- Başkan Bush her fırsatta "Tanrı Yahudi devleti İsrail'i korusun" diye dua ederek Amerika'daki Yahudilerin desteğini amaçladı.

9- "Barış için mayısta tekrar bölgeye geleceğim" diyen Başkan Bush kimden yana olduğunu kanıtladı. Çünkü Bush barış için değil, ABD'nin Filistin topraklarında kurdurduğu İsrail Devleti'nin 60. kuruluş kutlamalarına katılmak için 15 Mayıs'ta İsrail'e gelecek.

Gelelim İran konusuna;

Filistin ve genel olarak Ortadoğu barışı konusunda hiç kimsenin güvenmediği (Arap gazetelerinde binlerce makalenin tümü Bush ve ABD'ye güvenilmemesi gerektiğini yazdı) Başkan Bush, bu kez ABD yanlısı Arap liderlerini İran'a karşı birleştirmeye kalkıştı ve Irak konusunda desteklerini almaya çalıştı.

Ancak bu işbirlikçi liderler bile Bush'a ne Filistin ne İran'a karşı savaş ne de Irak konusunda istediği desteği vermedi.

ABD'nin Saddam işgalinden kurtardığı Kuveyt ve en sadık Washington müttefiği Suudi Arabistan bile topraklarını İran'a karşı kullnılmasına izin vermeyeceklerini açıkladı.

Bunun üzerine Başkan Bush da "Amerikan ordusunun Irak'ta yüz yıl değil ama en az 10 yıl kalacağını" söyleyerek bölge ülkelerine gözdağı vermeye çalıştı.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ise Bush'tan iki gün sonra geldiği doğalgaz zengini BAE ile nükleer işbirliği anlaşması imzalayarak (benzer anlaşmayı Suudilere de önerdi) bölgede yeni bir dönem başlattı. İsrail'in nükleer silah edinmesinde başrol oynayan Fransa Saddam'a, İran Şah'ına da benzer yardımda bulunmuştu. Doğalgaz zengini Cezayir ve Libya ile de benzer amaçlı anlaşmaları geçen ay imzalayan ABD yandaşı çapkın Sarkozy anlaşılan bölgeye yönelik yeni ve çok tehlikeli bir oyunun baş oyunculuğuna soyunmuş. ABD işgali altındaki Irak'ta ise Petrol Bakanı ve nükleer fizik uzmanı Şehristani ülkesinin de 'barışçıl amaçlı' nükleer teknolojiler elde etmesi gerektiğini söyledi.

Bakalım bu hokkabazlık ve şarlatanlık ne zamana kadar sürecek?

Akşam, 15.1.2008

Hüsnü Mahallî

16.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Birey hakları ve başörtüsü

  Eğer Gül, doğruları söyleyecekse

  Dağlıca dâvâsına yakın markaj gerekiyor!

  Dağlıca'daki suçlu: İçerideki insan

  Babasına bak, oğlunu alma!


 Son Dakika Haberleri