Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

AİHM'de en çok ceza Türkiye'ye

AİHM'in geçen yıl en fazla Türkiye aleyhine ihlâl kararı aldığı bildirildi. AİHM Başkanı Jean Paul Costa, düzenlediği basın toplantısında, Strasbourg mahkemesinin 2007 yılındaki çalışmaları hakkında bilgi verdi. Toplantı dolayısıyla gazetecilere dağıtılan yazılı bilgi notuna göre AİHM, Türkiye aleyhine açılan 319 dâvâda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) en az bir maddesinden insan hakları ihlâlinde bulunulduğuna hükmetti.

AİHM Başkanı Jean Paul Costa, düzenlediği basın toplantısında, Strasbourg mahkemesinin 2007 yılındaki çalışmaları hakkında bilgi verdi. Basın toplantısı dolayısıyla gazetecilere dağıtılan yazılı bilgi notuna göre AİHM, Türkiye aleyhine açılan 319 dâvâda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) en az bir maddesinden insan hakları ihlâlinde bulunulduğuna hükmetti.

Rusya 175 dâvâda en az bir maddeden mahkumiyetle ikinci sırada yer alırken, 108 mahkûmiyetle Ukrayna üçüncü, 88 mahkûmiyetle Romanya dördüncü sıraya yerleşti.

AİHM kaynakları, Türkiye aleyhine yıllar önce açılan birçok davanın ancak şimdi karara bağlanması nedeniyle Türkiye'nin ilk sırada yer aldığını, son yıllarda Türkiye'den gelen başvurularda düşüş olduğunu belirtiyor. AİHM'ye geçen yıl gelen başvuru sayısında Rusya ilk sırada yer alıyor. Rusya'dan geçen yıl 9 bin 497 başvuru kayda geçerken, Ukrayna 4 bin 502 başvuru ile 2. sırada, Polonya 4 bin 211 başvuruyla 3. sırada, Romanya 3 bin 171 4. sırada ve Türkiye 2 bin 830 başvuruyla 5. sırada yer aldı.

Yine verilen bilgi notuna göre, AİHM'de bugüne kadar işleme konmuş, karar bekleyen başvuru sayısında Rusya ilk sırada bulunuyor. Rusya'dan gelen ve karar bekleyen başvuru sayısının 20 bin 300 civarında olduğu, Rusya'yı 9 bin 150 başvuruyla Türkiye'nin izlediği bildirildi. Bu sıralamada Romanya 8 bin 300 ile 3. sırada, Ukrayna 5 bin 800 başvuruyla 4. sırada yer alıyor.

AİHM Başkanı, basın toplantısında, AİHS'nin 14 no'lu protokolünü onaylamadığı için Rusya'yı sert biçimde eleştirdi. Mahkemede bekleyen dosya sayısının giderek arttığına dikkati çeken Costa, ''Rusya'nın mahkemenin işleyişini hızlandıracak tedbirleri öngören 14 no'lu protokolü artık daha fazla engellememesini'' istedi. Costa, geçen yıl AİHM'ye gelen başvuru sayısının bir önceki yıla oranla yüzde 15 artarak, 90 binden 103 bine çıktığını söyledi. Costa, AİHM'nin geçen yıl 1503 davayı karara bağladığını belirtti.

/ STRASBOURG

25.01.2008


 

"Temeller zedeleniyor"

Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, "'türban tartışmalarına ilişkin anayasa değişikliği" konusunda, "Bu konudaki fikirlerimizi daha önce çok beyan ettik ve anayasa değişikliği çalışmalarını laik Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin zedelenmeye çalışılması faaliyeti olarak yorumluyoruz" dedi. Akaydın, yasağı kaldırma girişiminin üniversitelere huzur değil, gerginlik getireceğini öne sürdü. İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu da "Birkaç bin öğrenciyi ilgilendiren bir konuyu sanki bütün üniversiteleri ilgilendiriyormuş gibi gündeme getirdiğimiz zaman, üniversitelerde türban diye bir sorun yoktur" iddiasında bulundu.

Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, ''türban tartışmalarına ilişkin anayasa değişikliği'' konusunda, ''Bu konudaki fikirlerimizi daha önce çok beyan ettik ve Anayasa değişikliği çalışmalarının laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin zedelenmeye çalışılması faaliyeti olarak yorumluyoruz'' dedi.

Üniversitelerarası Kurul, Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve Kurul Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın başkanlığında Ankara Üniversitesi Morfoloji Binasında toplandı. Toplantı başlamadan önce Akaydın, gazetecilerin sorularını cevapladı.

Akaydın, ''AK Parti'nin türban konusunda bazı Anayasa maddelerinde değişiklik yapılması yönündeki çalışmaları''nın hatırlatılması üzerine, ''Bunu hoş karşılamıyorum. Bu konudaki fikirlerimizi daha önce çok beyan ettik ve bunun laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin zedelenmeye çalışılması faaliyeti olarak yorumluyoruz'' dedi.

Akaydın, konuyla ilgili sorular üzerine, ''daha önce yaptıkları açıklamaların hepsinin arkasında olduklarını'' söyledi.

Akaydın, ''Ama ben bu konunun daha fazla gerginlik yaratmasını doğru bulmadığımı, üniversitelerin çok daha önemli sorunları olduğunu basının önünde defalarca dile getirdim, yine getiriyorum. Bu, üniversitelerde, huzur değil gerginlik yaratacak, hatta Türkiye'de gerginlik yaratacak bir konudur... Bunun şu anda huzur içinde olan üniversiteleri gereceğini düşünüyorum'' dedi.

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener ise ''türban konusunda ülkenin bir çok kurumunun görüşü alınarak kanun ve yönetmelikler çerçevesinde bir düzenleme yapılacağını düşündüğünü'' söyledi. Erdener, ''Sonuçta bizler uygulayan kişiler olarak kanun, yönetmelik neyi amir kılıyorsa ona yönelik uygulama yapmak durumundayız'' dedi.

BAŞÖRTÜSÜ, BİRKAÇ BİN

ÖĞRENCİYİ İLGİLENDİRİYORMUŞ!

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, siyasî partilerin türban ile ilgili çalışmalarına ilişkin soruları üzerine, bu konunun hem sosyolojik hem de hukukî bir yönü bulunduğunu ifade etti. Hilmioğlu, sosyolojik açıdan bakıldığında, bundan 10 yıl kadar önce türbanın serbest olduğu zamanda üniversitelerde ciddi kamplaşmalar meydana geldiğini, öğrencilerin kantinlerde, yemekhanelerde ayrı ayrı oturduklarını savundu.

Hilmioğlu, ''Şunu kimse söylemesin: Birkaç bin öğrenciyi ilgilendiren bir konuyu sanki bütün üniversiteleri ilgilendiriyormuş gibi gündeme getirdiğimiz zaman, üniversitelerde esas itibariyle türban diye bir sorun yoktur. Şu anda türbandan dolayı karışmış, olay çıkmış bir üniversite var mı? Ama siz şu anda bu konuyu gündeme getirdiğiniz zaman kamplaşmalar, klikleşmeler olacak'' diye konuştu.

Hukukî açıdan bakıldığında ise Anayasa Mahkemesi'nin, Danıştay'ın bu konuda aldığı kararlar olduğuna işaret eden Hilmioğlu, ''Danıştay'ın türbanı 'devrim karşıtı' olarak tesbit ettiğini'' söyledi. ''Bu konuda bir anayasal düzenleme yapılmasının mümkün olmadığı'' görüşünü dile getiren Hilmioğlu, ''Yüksek yargı organlarının kararlarını görmezden gelerek, iki partinin yarışa girip üniversiteleri kaosa sokmaları anlaşılır şey değil'' dedi. Hilmioğlu, üniversitelerin pek çok sorunu bulunduğunu ve bunların çözülmesi gerektiğini belirterek, ''Yasama gücünü elinde bulunduranlar, 'ben yargıyı takmıyorum' diyemez'' şeklinde konuştu.

/ ANKARA

25.01.2008


 

AKP ve MHP: Uzlaştık

AKP ile MHP yöneticileri arasında başörtüsünün yüksek öğretimde serbest bırakılması konusunda yapılan görüşmede, ''Genel çerçevede bir mutabakata varılmıştır'' denildi. Açıklamada, "Konu, iki parti tarafından da hak ve özgürlükler açısından değerlendirilmektedir. Çözüme dönük müzakere yapılmıştır. Genel çerçevede bir mutabakata varılmıştır. Teknik çalışmalarımız devam etmektedir" denildi.

AKP ile MHP yöneticileri arasında başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılması konusunda yapılan görüşmede, ''Genel çerçevede bir mutabakata varılmıştır'' denildi. TBMM'deki Başbakanlık makamında yapılan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AKP Grup Başkanvekilleri Sadullah Ergin, Bekir Bozdağ ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Grup Başkanvekili Oktay Vural ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin özel danışmanı ve Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı'nın katıldığı ve 1.5 saatten fazla süren görüşmeyle ilgili olarak ortak bir yazılı açıklama yapıldı.

''Konu yükseköğretimde kanayan bir yaradır'' denilen açıklamada, bunun mutlaka çözülmesi gerektiği kaydedilerek, şöyle denildi: ''İki parti müteaddit defalar bu yasağa karşı olduğunu çok değişik vesilelerle kamuoyuna açıkça ifade etmişlerdir. Konu, iki parti tarafından da hak ve özgürlükler açısından değerlendirilmektedir. Çözüme dönük müzakere yapılmıştır. Genel çerçevede bir mutabakata varılmıştır. Teknik çalışmalarımız devam etmektedir.''

10. ve 42. madde üzerinde çalışılıyor

AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, türbanının yükseköğretimde serbest bırakılması konusunda MHP ile Anayasanın 10. ve 42. maddesi üzerinde çalışmayı sürdüreceklerini söyledi.

Ergin, MHP yöneticileriyle yapılan görüşmenin ardından gazetecilerin soruları üzerine, iki parti temsilcilerinden oluşan 8 kişilik komisyonunun çalışmalarına devam edeceğini bildirdi.

''Anayasanın ''Kanun önünde eşitlik'' başlıklı 10. ve ''Eğitim ve öğretim hakkı ve ödevi'' başlıklı 42. madde üzerinde çalıştıklarını'' belirten Ergin, Anayasanın ''Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması'' başlıklı 13. maddesinin ise çalışma içinde olmadığını bildirdi.

Ergin, konu ile ilgili bir teklifin bugün veya yarın sunulup sunulmayacağı soruna, ''Hayır sanmıyorum'' karşılığını verdi.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise ''Ortak bir mutabakata varacağımızı düşünüyorum'' dedi.

/ ANKARA

25.01.2008


 

TÜSİAD da yasakçı

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ başörtüsü yasağını kaldırma girişimlerini eleştirirken enerjinin "türbana değil, ekonomiye odaklanması" gerektiğini söyledi. YİK Başkan Yardımcısı Ümit Boyner de başörtüsü için "Şu anda en büyük sorun buymuş gibi ortamı germek yanlış" dedi.

TÜSİAD YİK Başkan Yardımcısı Ümit Boyner,

türban ile ilgili tartışmalar konusunda, ''Şu anda en büyük sorun buymuş gibi ortamı germenin, gündem yaratmanın bir şeyi yok'' dedi. Boyner, TÜSİAD olağan 38. Genel Kurul toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını cevaplarken, ''Türban çıkışının zamanı olmadığı yönünde eleştiriler oldu, bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna ise şu cevabı verdi: ''Şu anda tabiî bu sorun... Ama şu anda en büyük sorun buymuş gibi ortamı germenin, gündem yaratmanın bir şeyi yok. Hakikaten çok başka yerlere gözümüzü dikmemiz gerekiyor. Zaten tartışılıyor anayasada... Ama devamlı gündeme getirmenin anlamı yok.''

Bu tür toplantılarda dile getirilen görüşlerin, hükümetle görüşmelerde de aktarılıp aktarılmadığı sorusu üzerine de Boyner, her zaman, her konuda hükümet ile devamlı görüş alış verişi içinde olduklarını kaydederek, ''Hem eleştiriyoruz hem destekliyoruz. Burada ne söylüyorsak onlara da onu söylüyoruz. Her zaman aynı fikirde olmayabiliriz'' şeklinde konuştu.

/ İSTANBUL

25.01.2008


 

Erdoğan: Batı'nın ilim ve san'atını almakta yarışmalıyız

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yüksek lisans eğitimi için yurtdışına gönderilecek öğrenciler için yapılan törende konuşan Başbakan Erdoğan, "Biz batının ilmini sanatını almadık. Maalesef değerlerimize ters düşen ahlâksızlıklarını aldık. Biz batının ilmini san'atını almakta bir yarışa girmeliyiz." dedi.

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından, yurtdışında lisansüstü eğitim görmek üzere gönderilecek öğrencilere yönelik M.E.B. Şûrâ Salonunda bir tören düzenlendi. Törende ilk olarak konuşan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, şunları aktardı: "Her yıl yurt dışına, dünyanın ayrı 19 ülkesine 1000 öğrencimizi, mastır ve doktora yapmaları için gönderme kararı aldık. 1000 kişilik kadro, not ortalaması ve puanları yüksek tuttuğumuz için bu yıl sağlanamadı ama önümüzdeki yıllarda bu kadroları yeterli sayıda dolduracağız."

Çelik'in ardından söz alan Başbakan Recep Tayip Erdoğan, batının sadece ahlaksızlığını aldığımızı belirterek, "Biz batının ilmini san'atını almadık. Maalesef değerlerimize ters düşen ahlâksızlıklarını aldık. Biz batının ilmini san'atını almakta bir yarışa girmeliyiz." diye konuştu.

Lisansüstü eğitim için önümüzdeki 5 yılda 5 bin öğrenciyi yurt dışına göndermeyi hedeflediklerini belirten Erdoğan, "Lisansüstü eğitim için vereceğimiz burs ile yurt dışına bu yıl 1000'e yakın öğrenci göndereceğiz. Önümüzdeki 5 yılda yurt dışına 5 bin öğrencimizi mastır ve doktora eğitimleri için göndermek istiyoruz" sözlerini aktardı.

Cemil Yüzer / ANKARA

25.01.2008


 

Bu formül de 301'i halletmez

AKP'nin 301. maddedeki Türklük yerine Türk milleti, Cumhuriyet yerine Türkiye Cumhuriyeti denilmesini, ceza üst sınırının 3 yıldan 2 yıla inmesini ve dâvâ açılmasını Adalet Bakanlığı iznine bağlamayı öngören teklifini değerlendiren hukukçular, bu değişikliğin sorunu halletmeyeceği görüşünde.

AKP Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinde yapacağı değişikliğe son şeklini verdi. 301. maddedeki değişiklik teklifinin bugün TBMM Başkanlığı'na verileceği öğrenildi.

TCK'nın 3/1. madde metni şöyle: "Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilâtını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz."

AKP'nin yapacağı değişikliğe göre, maddede yer alan "Türklüğe'' ifadesi yerine ''Türk Milleti'', "Cumhuriyeti'' ibaresi ise ''Türkiye Cumhuriyeti'' ifadesi getirilecek. Bu suçu işleyenlere verilecek cezanın üst sınırı 3 yıldan 2 yıla indirilecek. Böylece cezanın ertelenmesinin yolu açılıyor. Türklüğü aşağılama suçunun yabancı bir ülkede işlenmesi halinde cezanın üçte bir oranında arttırılması uygulamasından vazgeçiliyor. Böylece bu suçun yurt içinde veya yurt dışında işlenmesi arasındaki fark kaldırılıyor.

Bu maddeye aykırı hareket ettiği iddia edilenlerle ilgili kovuşturma açma yetkisi Adalet Bakanı'na devrediliyor.

/ ANKARA

25.01.2008


 

Dokunulmazlık dosyaları hazırlık komisyonunda

TBMM Anayasa-Adalet Karma Komisyonunda bulunan 77 dokunulmazlık dosyası için oluşturulan hazırlık komisyonları, çalışmalarını sürdürüyor.

Başkanlığını AKP Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt'un yaptığı, 1 Nolu Hazırlık Komisyonu, toplanarak gündemindeki dosyaları ele aldı. Alınan bilgiye göre, aralarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, AKP Grup başkanvekilleri Sadullah Ergin ve Nihat Ergün'ün olduğu 25 milletvekiliyle ilgili 26 dosyayı görüşen komisyona, sözlü savunmada bulunan milletvekili olmazken, 8 milletvekili ise yazılı savunma gönderdi.1 Nolu Hazırlık Komisyonuyla birlikte TBMM Anayasa Adalet Karma Komisyonundaki 77 dosya için oluşturulan 3 hazırlık komisyonu, dosyaları bulunan milletvekillerinin yazılı ve sözlü savunmasını alma işlemini tamamladı. Komisyonlar, haftaya toplanarak dosyalarla ilgili kararını verecek.

/ ANKARA

25.01.2008


 

Sigara yasağını önce eğitimciler uygulamalı

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, sigara içme yasağının kapsamının genişletilmesiyle ilgili olarak, ''Sigara yasağını önce biz öğretmenler ve eğitimciler olarak kendimizde uygulamalıyız'' dedi.

Çelik, yaptığı açıklamada, ''kamu hizmet binalarının, koridorları dahil olmak üzere her türlü eğitim, sağlık, ticaret, sosyal, kültürel, spor, eğlence ve benzeri amaçlı özel hukuk kişilerine ait olan binaların kapalı alanları ile okul, dershane ve kursların açık alanlarında'' sigara içilmesini yasaklayan 5727 Sayılı Tütün ve Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişlik Yapılması Hakkında Kanun'u değerlendirdi.

Sigara konusunda, bu kanun çıkmadan çok önce okullara yönelik uyarılarda bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: ''Hatırlarsanız 'bu bakan kendini 4. Murat zannediyor' dediler. Biz o zaman dedik ki, görünür hiçbir yerde sigara içilmeyecek. Öğretmenler odasında içilmeyecek. Daha önce gönderdiğimiz genelgeyle öğretmen odasında sigara içmeyi yasakladık. 'Ya öğretmenler odası ikiye bölünecek ya da içilmeyecek, sigara içme yerleri olacak' dedik... Ama bu kanun işi kökten çözüyor. "

Sigara yasağının ''ciddi anlamda caydırıcı etkisi olacağını'' anlatan Çelik, eğitimcilerin her yönüyle topluma örnek olmaları gerektiğini ifade etti.

/ ANKARA

25.01.2008


 

CHP'li Okay meydan okudu

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, AKP ve MHP'nin üniversitelerdeki türban sorununun çözümüne yönelik girişimlerini değerlendirirken, ''Bu kadar kendilerini yormasınlar. Yürekleri yetiyorsa, Anayasanın 2. maddesinden 'laik' terimini çıkarsınlar'' dedi.

Okay, AKP ve MHP'nin türban sorununun çözümüne yönelik girişimleriyle ilgili sorularını cevapladı.

MHP'nin türbanla ilgili ''yanlış siyasî strateji izlediğini'' savunan Okay, ''MHP, 'AKP'nin oyuncağını elinden alacağız' diyerek işgüzarlık yapıyor. Bu işin sonunda hiç kimse, 'MHP'ye teşekkür ediyoruz. MHP'nin sayesinde türban yasağı kalktı'' demeyecektir. Ancak MHP'yi laik demokratik rejimin temellerini sarstığı için tarihî sorumluluğuyla baş başa bırakacaklardır'' diye konuştu.

MHP'nin ''işgüzarlık'' içinde, AKP'nin de ''kafasının karışık'' olduğunu öne süren Okay, iki parti arasındaki temaslardan da bir şey çıkmayacağını savundu. Okay,

AİHM kararlarının, Anayasanın 90. maddesine göre Türkiye açısından bağlayıcı olduğunu savunarak, ''Hadi ulusal yargının gerekçe bölümlerini ortadan kaldırıyorsunuz. Peki uluslararası yargının kararını nasıl ortadan kaldıracaksınız?'' diye sordu.

/ ANKARA

25.01.2008


 

YURT-SAV: Terör ateşini söndürmek zorundayız

Diyarbakır Şehit Aileleri ile İnsan Hakları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (YURT-SAV) Başkanı Ahmet Büyükburç, "Başıboş bir alev topu gibi ortada dolaşan terör ateşini söndürmek zorundayız'' dedi.

YURT-SAV ve Muharip Gaziler Derneği Diyarbakır Şubesi üyeleri eski Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ve 5 arkadaşının 24 Ocak 2001 tarihinde şehit edildiği Sezai Karakoç Bulvarı'nda toplanarak, buraya karanfil bıraktı.

Açıklama yapan YURT-SAV Başkanı Büyükburç, Kürt-Türk ayırımı yapmadan, bebekleri katledenlerin, okul önlerine koydukları bombalı araçları patlatarak akrabasını dahi öldürenlerin, 24 Ocak 2001'de Diyarbakır'da Ali Gaffar Okkan ve 5 polis memurunu haince katlettiklerini söyledi.

/ DİYARBAKIR

25.01.2008


 

Yeşilay'dan RTÜK'e destek

eşilay ve benzeri sivil toplum örgütlerinin öteden beri savunageldikleri ve bu konuda yüzlerce yazışma yaptıkları devlet kuruluşlarından duyarlı yaklaşım geldi.

Görüntülü medyada alkol reklâmı yasaktı ancak, yine de dizilerde, filmlerde reklâmın âlası yapılıyordu. Yeşilay, gelen yoğun şikâyetler üzerine ilgili devlet kurumlarına yazılar göndererek, özendirici etkisine dikkat çekerek, özellikle genç nesil ve çocuklar için tedbir alınmasını toplum adına talep etti. Mevcut hükümetin sigaraya gösterdiği hassasiyeti biraz da alkole, uyuşturucuya ve kumara göstermesini isteyen Yeşilay, çağrılarına cevap aldı.

Yeşilay Genel Başkanı Av. M. Necati Özfatura, RTÜK'ün hazırladığı yasa taslağına, "Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu madde kullanımını özendirici türde yayın yapılmaması" maddesi eklenmesini büyük bir memnuniyet ve takdirle karşıladıklarını belirtti.

/ İSTANBUL

25.01.2008


 

Alkolü özendiren yayın yapılmasın

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), bir gazetede çıkan "Dizi ve Filmlere Alkol Yasağı" başlıklı habere ilişkin açıklama yaptı. RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamada, hazırlanan "Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı"nda "Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu madde kullanımını özendirici türde yayın yapılmaması"na ilişkin yayın ilkesine yer verildiği bildirildi.

Açıklamada, bu ilkenin, söz konusu haberde belirtildiği şekliyle bir alkollü içki yasağı uygulaması anlamına gelmediği, yalnızca alkol kullanımını 'özendirici' yayın yapılmamasını öngördüğü ifade edildi.

Söz konusu hükmün yasaklayıcı bir nitelik taşımadığı ve yalnızca "özendirici" yayınları hedef aldığının belirtildiği açıklamada "Bir yayının özendirici olup olmadığı konusunda Üst Kurulca karar verilirken araştırmalar, uzman görüşleri, mahkeme kararları ve bilirkişi raporları dikkate alınmaktadır" denildi. Öte yandan sözü edilen haberde, Üst Kurul'un yayın kuruluşlarına "yayın yapmama" cezası uygulayacağının dile getirildiği ancak tasarı taslağında, haberde belirtilen şekilde bir yayın yapmama cezasının öngörülmediği ifade edildi.

YERLİ DİZİLERLE İLGİLİ ŞİKÂYETLERİN

YÜZDE 47'Sİ ALKOL VE SİGARA İÇİN

Açıklamada ayrıca sigara, alkol, uyuşturucu ve kötü dil kullanımını özendiren yayınlara karşı izleyicinin önceden bilgilendirilmesi amacıyla, 23 Nisan 2006 tarihinde uygulamaya konan "Akıllı İşaretler Uyarıcı Sembol Sistemi" içinde de olumsuz davranışlar adı altında bir sembole yer verildiği de hatırlatıldı. İzleyicilerin de sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımını özendiren yayınlarla ilgili duyarlılıklarının arttığı ve 2007 yılında yerli dizilerle ilgili olarak yapılan şikâyetlerin yüzde 47'sinin alkol ve sigara kullanımını özendiren sahnelerin gösterilmesiyle ilgili olduğu bildirildi.

/ ANKARA

25.01.2008


 

Karneler tehdit olmasın

Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, çocuklarına tehditkâr ve kaygıya yol açacak ifade ve tarzlardan kaçınmaları yönünde velileri uyararak, ''Çocuğun karnesine ilişkin kendi duygularını paylaşmasına fırsat verin, Duygularını açmaya teşvik edin'' dedi.

Uzmanlar, eğitim öğretim döneminin ilk yarısını tamamlayarak yarın karne alacak olan ilk ve ortaöğretim kurumlarındaki öğrencilerin velilerine, çocuklarına gösterecekleri tepkiler konusunda tekliflerde bulundular.

Prof. Dr. Yeşilyaprak, yaptığı açıklamada, karnelerin anne-baba ve öğretmenlerce "doğru okunması ve değerlendirilmesi gerektiğini'' kaydetti. Karnenin, öğrencinin "başarılı'' ya da ''başarısız'' olarak etiketlendiği bir belge olmadığını anlatan Yeşilyaprak, ''Öğrencinin bulunduğu eğitim ortamında ondan beklenen bilgi ve beceri alanındaki yeterlilikleri ne derece gösterdiğine ilişkin bir ara değerlendirmedir. Değerlendirmenin işlevi bireye eksiklikleri göstererek gelişmesi için yapılması gerekenler üzerinde yönlendirebilmektir'' diye konuştu.

/ ANKARA

25.01.2008


 

Güneydoğu'da kuraklık korkutuyor

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde son 4 ayda düşen yağışın uzun yıllar ortalamasından yüzde 70 daha az olduğu; çiftçinin kuraklık endişesi yaşadığı belirtildi.

Türkiye'de pamuğun yüzde 50'si ile önemli miktarda hububat üretiminin yapıldığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi, henüz yeterli yağış almadı. Diyarbakır Meteoroloji Bölge Müdürü Timur Daloğlu, uzun yıllar ocak ayı 74 kilogram olan Diyarbakır'a, geçen ocak ayının 22 gününde 0.8 kilogram yağış düştüğünü söyledi.

/ DİYARBAKIR

25.01.2008


 

Aile-köyler

Adresi Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarının açıklanmasıyla, yerleşim yerlerinin gerçek nüfusları ortaya çıkarken, özellikle kırsal bölgelerde yaşanların büyük bölümünün kış aylarında büyük şehirlere göç edip, yaz aylarının belirli dönemlerini köylerinde geçirdikleri, çok sayıda köyün sadece isminin kaldığı da belgelendi.

2000 yılı sayım sonuçlarına göre nüfusunun 367 bin 763'ünün köylerde, 315 bin 156'sının ise şehir merkezlerinde yaşadığı Yozgat'ta, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sayımıyla köy nüfusu 226 bin 596'ya, şehir nüfusu da 265 bin 531'e geriledi. 575 köyden 121 köyün nüfusunun 100 kişinin altına, bunlardan 14'ünün ise 20 kişinin altına düştü. Akdağmadeni ilçesinin Çerçialan köyünde ise 1 erkek, 2 kadın, Sorgun ilçesinin Büyükkışla köyünde ise 2 erkek, 2 kadın yaşıyor. Sorgun ilçesinin 4 nüfuslu köyü Büyükkışla'nın sakinlerinden Özdemir ailesinin fertleri, ''Kışın köyde kimse kalmadığı için köyün muhtarı da çiftçisi de bekçisi de biziz'' diyorlar.

/ YOZGAT

25.01.2008


 

Çocuğum kesin işsiz kalacak

Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) AR-GE Kurulunun Ankara'da 1855 öğrenci velisi ile yürüttüğü "anket araştırma" çalışması raporuna göre, velilerin yüzde 63'ü çocuğunun üniversiteyi bitirse bile işsiz kalacağına inanıyor.

2007-2008 eğitim-öğretim yılında ilk dönemi bugün bitiyor. İlköğretim ve ortaöğretimde okuyan 14 milyon öğrenci, ilk dönem karnelerini bugün alacak. 11 Şubat 2008 tarihine kadar sürecek olan yarıyıl tatili de başlamış olacak. BES AR-GE Kurulu Araştırma Raporuna göre, anne-babaların yüzde 66'sı çocuklarının derslerine yardım etmiyor, ödevlerini kontrol etmiyor. Babaların yüzde 22'si çocuğunun kaçıncı sınıfa gittiğini, yüzde 67'si çocuğunun öğretmeninin adını bilmiyor. Yüzde 89'u çocuğunun dershaneye gitmeden üniversiteyi kazanabileceğine inanmıyor. Annelerin yüzde 59'u, babaların yüzde 64'ü kız çocuklarının okumasını daha önemli görüyor.

ÇOCUKLARINA GÜVENMİYORLAR

Raporda göze çarpan bazı verilerde şöyle:

"Anne-babaların yüzde 27'si çocuğunun lisans ve lisans sonrası eğitim görecek kapasitede olmadığını düşünüyor. Velilerin yüzde 79'u liselerin 4 yıla çıkartılmasını doğru bulmadığını ve kaynak israfına yol açtığını düşünüyor. Veliler, en az diyaloğa geçtikleri ve en az tanıdıkları öğretmeni, okul rehberlik öğretmeni olarak tanımlıyor. Veliler, özel dershaneler ve okulları sosyal adaletsizliği artırıcı olarak görüyor. Velilerin yüzde 63'ü çocuğunun üniversiteyi bitirse de işsiz kalacağına inanıyor. Anne-babaların yüzde 77'si çocuğuna okul kitabı dışında kitap almıyor. Öğrencilerin yüzde 11'inin evinde bilgisayar bulunuyor. Öğrencilerin yüzde 68'inin cep telefonu var.

İlköğretim öğrenci velilerine çocuğunun "en çok olmak istediği meslek" sorulduğunda şu sonuç ortaya çıkmış: Ses san'atçısı, aktör, futbolcu, polis, manken, asker, doktor, milletvekili, sekreter ve öğretmen. Aynı soruya lise öğrencisi velilerinin verdikleri cevaplar ise; bankacı, borsacı, futbolcu, san'atçı, turizmci, asker ve iş adamı-ihracatçı. 1855 öğrenci velisinden yalnızca 5 veli çocuğunun öğretmen olmak istediğini söyledi. GÜRKAN AVCI: ÇOCUKLAR KİTAP OKUMUYOR Araştırmayı değerlendiren BES Genel Başkanı Gürkan Avcı şöyle konuştu: "Öğrencilerimiz maalesef ders kitabından başka kitap okumuyor. Hatta ders kitabı bile okumuyor. Çocuklarımız televizyon seyretmeyi, birkaç şarkıcının özel hayatını, dedikodularını öğrenmeyi öylesine yeğler duruma geldi ki, değil kitap okumayı, ciddî televizyon programlarını bile izlemiyor. Futbolcuların künyesini ezbere bilen ama ders kitaplarını, gazeteleri, kitapları 'yalan makinesi' diye ifade eden gençliğimiz var. Kitapların ve gazetelerin yalnızca futbol ve magazin sayfalarına bakan bir gençliğimiz var. Çocukların ve gençlerin kitap okumamasının en önemli nedeni ailede kitap okuma geleneğinin oluşmaması ve anne babaların çocuklarıyla birlikte ders çalışmaması ve zaman geçirmemesidir."

Ahmet Terzi / ANKARA

25.01.2008


 

Ağaçlandırmada Diyanet ile işbirliği

Cami bahçeleri ile mezarlıklardaki ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin protokol, Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu tarafından imzalandı.

Millî Ağaçlandırma Seferberliği kapsamındaki protokolün imza töreni, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun da katılımıyla Diyanet İşleri Başkanlığı'nda gerçekleştirildi.

Bardakoğlu, törende yaptığı konuşmada, ağaçlandırma çalışmaları ve çevre bilincinin vazgeçilemez değerler olduğunu ifade etti. Diyanet teşkilâtı mensuplarının, yıllardır insanlara ağaç ve çevre sevgisini aşılamaya çalıştıklarını anlatan Bardakoğlu, hutbelerin önemli bir kısmının bu konuya ayrıldığına dikkati çekti.

Çevrenin korunmasını, ''temel bir insanî görev'' olarak gördüklerini ifade eden Bardakoğlu, içerisinde çevre ile ilgili konuların da yer aldığı 2 dergi çıkardıklarını hatırlattı. Bardakoğlu, iki yıl önce ağaçlandırma ile ilgili yaptıkları bir çalışmada, camilerden 1 trilyon liraya yakın para toplandığını belirterek, bu paralarla 1,5 milyondan fazla fidan dikildiğini ve hatıra ormanları oluşturulduğunu söyledi.

/ ANKARA

25.01.2008


 

Tuluyhan Uğurlu: Buradan giden kaybeder

Piyanist Tuluyhan Uğurlu meslektaşı Fazıl Say'ın ülkeyi terk ederim açıklamalarına cevaben: "Buradan giden kaybeder. Buradan Avrupa'ya gitmek, tabiri caizse attan inip eşeğe binmek gibidir, hatta eşek bile değildir'' dedi.

Piyanist ve besteci Tuluyhan Uğurlu, piyanist Fazıl Say'ın bir Alman gazetesine yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, ''Mezopotamya toprakları, özellikle bu topraklar, dünyanın en zengin uygarlıklarının topraklarıdır. Dolayısıyla buradan giden kaybeder. Buradan Avrupa'ya gitmek, tabiri caizse attan inip eşeğe binmek gibidir, hatta eşek bile değildir'' dedi. Uğurlu, konser vermek üzere geldiği Bursa'da gazetecilere yaptığı açıklamada, piyanist Fazıl Say'ın bir Alman gazetesine yaptığı açıklamalarla ilgili soru üzerine, ''O fikirlerin hiçbirisine katılmadığını'' söyledi.

"AVRUPA'NIN NERESİNDE

BU KADARZENGİNLİK VAR?"

San'atkârların, yaşadığı toplumdaki insanların bakışlarından, gözbebeklerinden, ruhlarından etkilenerek eserler yazdığını vurgulayan Uğurlu, şöyle konuştu:

''Ben Sultan Ahmet Meydanı'nda veya Bursa Çekirge'de dolaşırken, bir hanımefendinin, yaşlı bir beyin bakışından mânâ çıkararak, eserler yazıyorum. Dolayısıyla biz bu toprağın eserlerini dünyaya tanıtıyoruz, bu toprağın bilincine vakıf olmaya çalışıyoruz. Bu toprak sadece Osmanlı, sadece Cumhuriyet değildir; bu topraklar, Selçukludur, Hitittir, Frigdir, Sümerdir, Asurdur. Avrupa'nın neresinde bu kadar zenginlik var? Var da biz mi acaba yıllardır Avrupa'da konserler verdik de farkına varamadık? Mezopotamya toprakları, özellikle bu topraklar, dünyanın en zengin uygarlıklarının topraklarıdır. Dolayısıyla buradan giden kaybeder. Buradan Avrupa'ya gitmek, tabiri caizse attan inip eşeğe binmek gibidir, hatta eşek bile değildir.''

YENİ ALBÜM

Yeni albüm çalışmaları hakkında da bilgi veren Uğurlu, geçen yıl ''Dünya Başkenti İstanbul'' adlı bir albüm çıkardığını hatırlatarak, ''Şubat ayının sonuna doğru, 11 parçadan oluşan 'Dünya Başkenti İstanbul Gelecek Kuşaklar' adlı bir albüm çıkaracağım. Benim için dönüm noktası olacak'' dedi.

/ BURSA

25.01.2008


 

Manyas'ta kuş gribi tedbirleri

Tarım ve Köyişleri Bakanlığının, kuş gribine yönelik tedbirler çerçevesinde, pilot bölge olarak seçtiği Manyas Gölü kıyısındaki 2 köyde, kümes hayvanlarının, üzeri kaplı, tel örgülü kümeslerde kontrol altında tutulması konusunda çalışma yaptığı bildirildi.

Bandırma Tarım İlçe Müdürü Sefa Uyar, Manyas Gölü ve çevresinin kuşların göç yolları üzerinde bulunduğunu, bölgenin özellikle ilkbahar ve sonbaharda göçmen kuşları ağırladığını hatırlattı.

Balıkesir'in Manyas ilçesi Kızıksa beldesinde 2 yıl önce ilk kuş gribi vakasının görüldüğünü hatırlatan Uyar, bakanlığın bu olaydan sonra kuş göç yolları üzerinde ve Manyas Gölüne kıyısı bulunan köylerde meydana gelebilecek muhtemel kuş gribi vakalarının önüne geçmek için köy tavuklarının kapalı alanlarda beslenmesiyle ilgili projeyi uygulamaya koyduğunu söyledi.

/ BANDIRMA

25.01.2008


 

Buzullarda erime rekor seviyede

Kuzey Buz Denizindeki buzulların, geçen yaz rekor seviyede eridiği bildirildi.

Fransız Ulusal Bilim Araştırma Merkezi Araştırma Müdürü Jean-Claude Gascard, düzenlediği basın toplantısında, 2007 yazında Kuzey Buz Denizindeki buzullarda çok büyük erime görüldüğünü ve buzullarda bu kadar büyük bir erimeyi beklemediklerini söyledi. Bunun en önemli sebebinin küresel ısınma olduğunu belirten Gascard'a göre, geçen eylül ayında buzulların Kuzey Buz Denizi'nde kapladığı alan yaklaşık 4.13 milyon kilometre kare oldu. Bu alan 2005'te 5,3 milyon kilometre kareydi.

/ PARİS

25.01.2008


 

Uzay seyahati çok yakın

ngiliz maceracı iş adamı Sir Richard Branson, 2010'da ticarî uçuşlara başlaması planlanan uzay aracının nihaî tasarımını tanıttı.

Virgin şirketlerinin sahibi Branson, New York'ta düzenlediği basın toplantısında, halen Kaliforniya'da inşası süren ve yüzde 60'ı tamamlanan SpaceShipTwo adlı uzay aracının test uçuşlarının Haziran'da başlamasının öngörüldüğünü belirtti. 2 pilot, 6 biletli yolcu taşıyacak ve bir koltuğun 200 bin dolara satılacağı seyahatler için şimdiden aralarında aktris Victoria Principal, fizikçi Stephen Hawking ve Hollanda Prensesi Beatrice'in bulunduğu 200 kadar potansiyel uzay turistinin depozit yatırdığı belirtiliyor.

/ ANKARA

25.01.2008


 

Bilkent'ten dünya rekoru

Bilkent Üniversitesi'nde görevli araştırmacılar, 85 milyon bilinmeyen içeren dünyanın en büyük bilişimsel elektromanyetik problemini çözerek bir dünya rekoruna imza attılar.

Önceki rekorda da isimleri bulunan araştırmacıların son çalışmaları, savunma sanayinde radar, uydu ve uzaktan algılama sistemlerinde çok daha ileri teknolojilerin geliştirilmesi aşamalarında da kullanılabilecek. Çalışma, daha az elektromanyetik dalga yaydığından insan sağlığına daha az zarar verecek cep telefonu, bilgisayar gibi cihazların yapımından, çok hassas tıbbî görüntüleme cihazlarının üretilmesine kadar pek çok alanda yenilikler getirecek.

/ ANKARA

25.01.2008


 

Bahçelievler'e 4 yeni park

İstanbul Bahçelievler Belediyesi, Kocasinan merkez mahallesinde 3150 metrekarelik alanda Site Parkı inşa etti.

İçerisinde çocuk oyun alanları, spor bahçesi, şelâle ve havuz, basket ve voleybol sahaları, gezi ve oyun alanları olan Site Parkının açılışında konuşan Belediye Başkanı Osman Develioğlu; "Bahçelievler'imize soluk alacak yeni alanlar kazandırdık. Halkımıza yeni projelerle nefes aldırmayı sürdürüyoruz" dedi.

Öte yandan Site Parkıyla birlikte, Soğanlı Mahallesi Sezer sokakta 800 m2, Kocasinan Merkez Mahallesi Paşa ve Tavukçu Sokakta biri 3 bin 360 m2, diğeri Bin 500 m2'lik parklar da halkın hizmetine sunuldu.

Toplam alanı 9 Bin m2 olan yeni parkların hepsinde çocuk oyun, gezinti ve dinlenme alanları ile fitness spor aletlerinin bulunduğu ve yaklaşık 750 bin YTL'ye mal olduğu bildirildi.

Yeni Asya / İSTANBUL

25.01.2008


 

Mars'taki fotoğraf 'uyduruk'

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ulupınar Gözlemevi ve Astrofizik Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Osman Demircan, medyada yer alan ve Mars'ta var olduğu idda edilen canlı türünün, NASA'nın yayınladığı orijinal fotoğraflarda yer almadığını, insanların kafasını karıştırmak için uydurulan bir görüntü olduğunu savundu.

Prof. Dr. Demircan, yaptığı açıklamada, Prof. Dr. Mehmet Emin Özel ile Spirit adlı uzay aracının Mars'tan 4 yıl önce geçtiği fotoğrafların orijinallerini NASA'nın internet sitesinden incelediklerini, ancak insana benzer bir varlığa rastlamadıklarını belirtti.

Bu tür resimleri yayınlayanların çok farklı amaçları olabileceğini ileri süren Demircan, ''Bilgisiz insanları toplayıp seminerler, konferanslar veriyorlar, dernekler kuruyorlar. Dünyada bu yönde çok değişik çalışmalar var'' dedi.

/ ÇANAKKALE

25.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri