Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 27 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

AB Diyanet’i de değiştirecek

Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, Türkiye'nin AB ve dünya ile entegrasyona yöneldiği ve özgürlüklerin arttığı bu dönemde Diyanet’in daha bağımsız ve otonom bir yapıya doğru gitmeye başladığını belirterek, “Biz daha kapsamlı, daha toleranslı ve herkesi kucaklayan bir hizmet anlayışını öne çıkarmaya çalışıyoruz. Din konusunda söylenecek söz, hiçbir zaman tek söz olamaz, farklı yorumlar olabilir” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, din eksenli olarak uluslararası örgütlenme ve bloklaşma yerine, Türkiye gibi ‘’modern, laik ve demokrat bir İslam ülkesinin’’ Avrupa içinde yer almasının, dinlerin barışına katkı sağlayacağını söyledi. Washington’da Rumi Forum adlı kuruluşta düzenlenen toplantıda konuşan Bardakoğlu, Türkiye’nin AB üyeliği ve Diyanet İşleri Başkanlığının bu bakımdan nasıl bir rolü olabileceği yönündeki soruyu cevapladı.

‘’Kutlu Doğum Haftası’’ etkinlikleri çerçevesinde ABD’de bulunan Bardakoğlu, kurum olarak demokratik ve laik bir devlet yapısı içinde Türkiye’nin din işlerini yürüttüklerini belirtti ve ‘’ne biz ulusal ve uluslararası siyasete dair açıklama yaparız, ne de ulusal ve uluslararası siyasetin din konusuna müdahil olmasını onaylarız. Ülkemizin AB’ye üyeliği, ana hatlarıyla daha çok siyasetin ve devletin diğer birimlerinin yürüttüğü bir projedir. Ve Türkiye’nin AB’ye üye olup olmaması Diyanetin ilgi alanını doğrudan teşkil etmemektedir’’ dedi.

Bir katılımcının, Türkiye’nin laik yapısına rağmen din işlerini Diyanet kurumuyla düzenlediğine işaret etmesi üzerine Bardakoğlu, ‘’bizim kamu kurumu olmamız, çok derin ve halen devam eden bir tartışmadır. Biz bürokratik işleyiş içinde yer almakla birlikte, toplumu aydınlatmada tamamen bağımsız, devletin hiçbir biriminden talimat almayan, dinin kendisinden kaynaklanan bilgiyle toplumu aydınlatan, din konusunda bağımsız ama dini hayatın sevk ve idaresinde bürokratik yapıya sahip bir kurumuz. AB, dünyaya entegrasyon ve özgürlüklerin arttığı bu dönemde Diyanet, daha bağımsız ve otonom bir yapıya doğru gitmeye başlamıştır. Ayrıca birçok laik Avrupa ülkesinde de din hizmetlerinin, kilisenin, farklı formlarda da olsa, devletle iç içe olduğunu görüyoruz’’ cevabını verdi.

/ WASHİNGTON

27.04.2008


 

Erdoğan, Ortadoğu barışı için iyimser konuştu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin uyguladığı barış diplomasisinin olumlu sonuçlar verdiğini daha önce gördüklerini ifade ederek, ‘’Burada uygulayacağımız barış diplomasisi inanıyorum ki gerek Irak’ta gerek Suriye-İsrail arasında gerek İsrail-Filistin arasında inşallah beklenen neticelere olumlu katkılar sağlayacaktır’’ dedi.

Erdoğan, Türkiye-Suriye Ekonomi Forumu Birinci Toplantısı’na katılmak üzere Suriye’ye hareketinden önce, Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. Başbakan Erdoğan, Türkiye ve Suriye arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması’nın 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, bu anlaşma uyarınca oluşturulan Türkiye-Suriye Ekonomik Forumu’nun bugün ilk toplantısını gerçekleştireceğini söyledi. Erdoğan, Şam’da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve Başbakan Naci Itri ile görüşeceğini belirtti. Türkiye ve Suriye’den bazı iş adamlarının da katılacağı forumun ticaret, sanayi, turizm, teknoloji, enerji ve ulaştırma alanlarında iş birliği imkanlarının ele alınmasını sağlayacağını ifade eden Erdoğan, forumun iki ülke iş adamları arasındaki ortak zemini güçlendirme fırsatı vereceğini kaydetti. Erdoğan, forumda, Türkiye-Suriye ekonomik ilişkilerinin geleceği, sınır bölgelerinin geliştirilmesi, karşılıklı doğrudan yatırımlar ve iş konseyinin ticarî ilişkilerin gelişimindeki rolünün ele alınacağını anlattı. Erdoğan, Esad ve Itri ile yapacağı görüşmelerde iki ülke arasındaki siyasî ilişkiler, bölgesel konuları değerlendirme fırsatı bulacağını söyledi. Erdoğan, Suriye ile İsrail arasındaki ilişkilerde iki ülkenin Türkiye olan güvenlerinde artış yaşandığını ifade etti.

/ ANKARA

27.04.2008


 

Demokratik bir Türkiye istiyoruz!

İnternet üzerinde başlatılan yeni bir kampanyada "Demokratik bir Türkiye istiyoruz" denildi.

http://demokratikturkiyeistiyoruz.blogspot.com/ adresi üzerinde yürütülen kampanyada, imzaya açılan metinde şöyle denildi: “Bizler demokrasinin var olduğu ülkelerde her gece darbe tehdidi ile yaşamayan Türkiyelileriz. Türkleriz, Kürtleriz, Ermenileriz, Süryaniler ve daha niceleriyiz. Bizim bir zamanlar gelip yerleştiğimiz ve yabancısı olduğumuz bu topraklarda, siyaset hep sivil alanda. İnsanlar hep tartışıyor ama kimse kimseyi öldürmüyor. Hiçbir parti kapanmıyor. Hiçbir dil yasaklanmıyor. Hiçbir ülkenin başbakanına, cumhurbaşkanına düşüncesinden dolayı dâvâ açılmıyor. Hiçbir televizyon kanalında askerler demeç vermiyor. Hiçbir devletin kurumları internet sitesini kullanarak gecenin bir yarısı demokrasiyi tehdit etmiyor. Ve hiçbir yazar yazdıklarından dolayı öldürülmüyor. Kimse kimseye ‘şunu demezsen seninle konuşmam’ demiyor. Burada insanlar ilk önce konuşuyor. Tokalaşıyor. İkna ediyor, uzlaşıyor. Velhasıl, Türkiye’nin başına gelenler, burada pişmiş tavuğun başına gelmiyor. Avrupa Birliği’ne girmeye çalışan bir ülkede yaşananları bizler burada kimseye anlatmayı beceremiyoruz. Bizim hatamız olsa gerek, askerin siyasette ne işi olduğunu anlamıyorlar. Partilerin kapatılmasını, Hrant Dink gibilerinin öldürülmesini, Orhan Pamuk’un vatan haini ilân edilmesini, darbe tehditi ile yaşamanın ne demek olduğunu anlamıyorlar. Bizler artık bunları anlatmak istemiyoruz! Türkiye’nin normalleşmesini istiyoruz. Nefes alsın istiyoruz; dostlarımız, ailelerimiz, sevdiklerimiz, tanıdıklarımız, tanımadıklarımız. Normal bir ülkede yaşamanın tadına onlar da varsın istiyoruz. Normalleşen bir ülkede çocukların, gençlerin ölmediği bir ülkemiz olsun istiyoruz, gitmesek de görmesek de yıllarca. İstiyoruz çünkü bizler evimizden uzak kalıp anladık ki, gerçek demokrasinin ve adaletin var olduğu bir Türkiye yeryüzünde yaşanacak en güzel ülkedir.” Kampanyaya katılmak isteyenlerin, adını ve yaşadığı ülkenin adını yazıp

demokratikturkiye@ gmail.com

adresine göndermesi yeterli.

http://demokratikturkiyeistiyoruz.blogspot.com/

Yeni Asya / İSTANBUL

27.04.2008


 

AİHM bakışıyla 301 değişikliği ‘kozmetik’

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde 1 Kasım 1998 tarihinden bu yana yargıçlık yapan Rıza Türmen, görevini 1 Mayıs 2008 tarihinde Işıl Karakaş’a devredecek.

NTV-MSNBC’den Kayhan Karaca’ya özel röportaj veren Türmen, parti kapatma dâvâları ve 301’nci madde değişikliğini değerlendirdi. Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin standartlara uyup uymadığını ölçmek için AİHM kararlarına baktığını söyleyen, dolayısıyla AİHM kararlarına uyumun Türkiye’nin AB üyeliği açısından önemine dikkat çeken Türmen, önemli mesajlar verdi. Türmen, TCK 301. maddede değişiklik teklifi için de şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’nin temel sorunu ifade özgürlüğüyle ilgili dâvâlardır. Baktığımızda ortaya şöyle bir resim çıkıyor: Türkiye’deki düşünce özgürlüğüyle ilgili dâvâlar aslında kanunları uygulayan kişilerin kendi bakış açılarından kaynaklanmaktadır. Yani, hakimlerimiz ve savcılarımız daha birey eksenli konulara bakarlarsa bu problemler daha hafifleyecektir.” TBMM gündeminde olan 301. madde değişikliği için “Türklük mü, Türk milleti mi” ifadelerinin öneminin nerede olduğunu anlayabilmiş değilim” diyen Türmen, “Hakimlerimizin, bunları istediği gibi yorumlama özgürlüğü var. Bunlar zaten tehlike suçları, zaten yoruma açık suçlar. Hakimlerin kendi değerlendirmelerini çok çok yakından ilgilendiren suçlar. Bu değişiklikler bana biraz kozmetik geliyor” dedi.

/ STRASBOURG

27.04.2008


 

Terör örgütünü yoksulluk üretti

Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu, ‘’Terör örgütü PKK’nın temelinde, bölgenin yıllardır çözümlenemeyen eğitim ve yoksulluk sorunu yatmaktadır’’ dedi.

Osman Pamukoğlu, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Giresun Şubesince, Giresun Üniversitesi Güre Yerleşkesi Konferans Salonu’nda düzenlenen, ‘’PKK Terörü ve Türkiye’nin Sorunları’’ konulu konferansta yaptığı konuşmada, terör örgütü PKK’nın amacının, bölgede Kürt devleti kurmak olduğunu belirterek, sorunun çözüme kavuşamamasından siyasî iktidarların sorumlu olduğunu savundu. Pamukoğlu, ‘’Devlet güç ve kudrettir. İçeride ve dışarıda hiç kimse devletin gücünden ve kudretinden asla ve asla şüphe edemez’’ dedi. Konferansa, Vali Yardımcısı Serdar Polat, Giresun Üniversitesi Rektör Yardımcısı Alaattin Pasha, vatandaşlar ile öğrenciler katıldı.

/ GİRESUN

27.04.2008


 

CHP’de kavgalı kurultay

CHP’nin 32. Olağan Kurultayı dün Ankara'da toplandı. CHP'nin bu kurultayında da geçen yıllardaki kurultay görünteleri yaşandı. Başkan adaylarından Haluk Koç’un taraftarlarıyla Baykalcılar kavga etti.

Dün sabah saatlerinden itibaren CHP’nin iki gün sürecek 32. Olağan Kurultayı icin delegeler Atatürk Spor Salonu’nda toplanmaya basladılar. Ancak kurultay başlamadan önce partililer arasında kavga çıktı. Genel Başkan adayı olacağını açıklayan Samsun milletvekili Haluk Koç’a destek pankartını salon içinde gezdirmek isteyen grupla diğer partililer arasındaki çıkan arbedeye varan bir gerginlik yaşandı. Bu arada, Haluk Koç, saat 10.15’te salona girerek tur attı. Bazı partililer, “Başbakan Haluk” sloganları atarken, Koç, milletvekilleri için salon zemininde ayrılan bölümde değil, delegelere ayrılan tribünde oturmayı tercih etti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP’nin 32. Olağan Kurultayı’nı açtı. Baykal, Atatürk Spor Salonu’ndaki kurultayın açılını yapmak üzere kürsüye 10. Yıl Marşı eşliğinde geldi. Baykal’ın kürsüye gelişi sırasında Genel Başkan Adaylarından Haluk Koç’u destekleyen bir grubun, Baykal’a tepki gösterdiği görüldü. Çoğunluğun olduğunu belirterek, kurultayı açan Baykal, kurultayın Türkiye ve CHP’ye hayırlı olmasını diledi.

Kurultaydaki konuşmasında milletvekili seçilme yasası ile ilgili olarak yeni ber öneri sunan Baykal, “Türkiye’de siyasetin reforma ihtiyacı var” dedi.

TERCİH SİSTEMİNİ TEKLİF ETTİ

Dokunulmazlıkların kaldırılması konusundaki ısrarlarını sürdüreceklerini belirten CHP Genel Başkanı Baykal, “Ertelenemez temel öncelik dokunulmazlıkların kaldırılmasıdır ve bunu da ancak CHP’nin yapacağı anlaşılmıştır. Hangi dünya ülkesinde Türkiye’deki gibi milletvekilliği dokunulmazlığı var” diye konuştu.

Baykal yeni seçilme teklifini şöyle açıkladı: “Bugünkü üçlü sistem içinde sorunları çözmek mümkün değil. Seçim çevreleri daraltılmalı. Seçmenin, halkın duyarlılıkları dikkatten kaçıyor, hatalar yapılıyor. Bizim önerimiz şudur. Hiç uygulanmamıştır. İnşallah iktidara geldiğimizde uygularız. Seçilen kimi temsil ettiğini biliyor, kimi seçtiğini biliyor. 6 milletvekili seçilecekse 12 kadar vekil aday adayını parti genel merkezi, o aday adayının ahlâkı, halkla ilişkisi gözönünde bulundurarak belirliyor. O adaylar alfabetik sırayla yazılır. Herkes eşittir. Milletvekili seçimi başlayacak. Seçmen önüne gelen oy pusulasına bakacak. Sadece partinin altına mührünü basacak. Eğer seçmen vekil adaylıklarının sıralanmasına ilgi duyuyorsa o 12 isimden 6 tanesine işaret koyacak. Seçim bittikten sonra sayımda önce partilerin aldıkları oylar sayılacak. CHP’nin aldığı oyların içinde kaç tane seçmen işaret koymuş ve hangi aday adayı en çok oyu almış onu belirleyecekler. 6 kişilik liste yapılacak. Bu çok yönlü Türkiye’de uygulanmamış bir olay. Listeyi yapma hakkını seçmene veriyoruz.”

CEMİL YÜZER / ANKARA

27.04.2008


 

Kurultay notları

*CHP’nin 32, Deniz Baykal’ın 10. kurultayı kavgayla başladı. * Kurultayın açışını yapmak üzere kürsüye gelen Baykal Haluk, Koç taraftarlarınca ‘yuh’landı.

· Salon dışında görevliler ile delegeler arasında tartışma yaşandı. Uzun sıralar oluşturan delegeler içeriye girişte gecikince kavga ettiler.

· Salon içinde ise Haluk Koç’a destek pankartını gezdirmek isteyen grupla Baykalcılar arasında yumruklaşmaya varan gerginlik yaşandı.

· Salona ilk Haluk Koç geldi. Salon turunu “Başbakan Haluk” sloganları eşliğinde yapan Koç, milletvekilleri için salonun ortasında ayrılan bölüm yerine delegelerin bulunduğu tribünlerde oturdu.

· CHP yayınları arasında çıkan binlerce ‘Nutuk’ bedava dağıtıldı.

· Konser veren Faruk Demir, Baykal’a övgüler yağdırdı. Sanatçı Demir, “kurultayın iktidar kurultayı olduğunu, bütün dünyanın 6 oktan sapmayan CHP’yi beklediğini” anlattı. Kurultayın “sarı saçlım mavi gözlüm” adlı son ezgisi Baykal tarafından salona armağan edildi. Demir, “nerde sarı saçlım mavi gözlüm” nakaratını Baykal’ı işaret ederek “burada burada” diye söyledi.

· Salonda, “Biz Mustafa Kemal’in denizinden yansıyan yakamozlarız”, “Cumhuriyeti kuranlar elbette cumhuriyete sahip çıkarlar”, “Türkiye için Deniz olunmalı” pankartları yer aldı.

· Baykal taraftarları, “İnadına Baykal İnadına sol”, Haluk Koç tarafları “Yeter artık Baykal” diye tezahürat yaptı.

· Kanaltürk’ün sahibi Tuncay Özkan salona genel başkan gibi girdi. Etrafındaki grupla salonu turlayan Özkan’a CHP’liler büyük ilgi gösterdi.

· Baykal salona 10. yıl marşı ile girdi. Sağdan giriş yapan Baykal salonu yarım turladı. Baykal’ın giriş anonsunu İstanbul Milletvekili Cevdet Selvi yaptı.

· Kurultayın açışını yapmak üzere kürsüye gelen Baykal Haluk, Koç taraftarlarınca ‘yuh’landı.

· İsmet Atalay il başkanlarının teklifi üzerine kurultay başkanlığına seçildi. Atalay’ın ilk sözü “kavgasız kargaşasız bir kurultay yapalım” oldu.

· Baykal konuşmasına “salonda bulunanların formalite icabı değil devrimlere ve cumhuriyete sahip çıkmak için bir araya geldiklerini” söyleyerek başladı.

· Konuşmasında laiklikle beraber her zamankinden farklı olarak İslâmiyet vurgusunu da üstüne basa basa yapan Baykal’ın “Camiler, ezanlar özgür olacak. Herkes özgürce Hacca gidecek. İnançlar özgürce yaşanacak” sözleri dikkat çekti.

· Baykal, eğitim konusunda konuşurken Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik için soruşturma açılmasını istedi. Başbakan Erdoğan’ın işbirlikçi, Erbakan’ın Millî Görüşçü olduğunu söyledi.

· Kurultaya 1.231 delege katılıyor. Delegeler, genel başkan dışında Parti Meclisi’nin 80 asil ve 20 yedek üyesi ile, YDK’nın 15 asil ve 8 yedek üyesinin seçimini gerçekleştirecek.

KEMAL BENEK / ANKARA

27.04.2008


 

Tüketim tüketiyor

TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanı A. Nihat Gökyiğit, ''Korkunç israf ve çılgın tüketim doğal kaynaklarımızı yok ediyor'' dedi. Çukurova Üniversitesinden Prof. Dr. Adnan Gümüş de son yıllarda artan tüketim çılgınlığının şiddeti arttırdığını söyledi.

Son yıllarda artan tüketim çılgınlığının şiddeti artırdığı ve şiddetin kolay bir ulaşım yolu haline geldiği söyledi. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Alanlar Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Gümüş, tüketim çılgınlığının da günümüzde şiddeti artırdığını ifade ederek, şöyle devam etti: ‘’Daha çok parlaklık sunulurken, değerler ve insanlık daha geri planda kalıyor. Sürekli tüketim kültürü olarak pompalanıyor. Gelinen bu nokta ekonomik yapılanmanın da kendisini sürdüremediğini gösteriyor. Sürekli reklamlarla yeniden pazarlama yaparak pazarı canlı tutmaya çalışıyorlar. Bunun için de herhangi bir değer tanınmıyor. Süreç ve nitelik unutulunca şiddet kolay bir ulaşım yolu haline geliyor. Sonuçta kişi hayat boyu düşünse tokat atacağı aklına gelmeyeceği en yakınını çekip vurabiliyor.’’

Bunun önüne geçilmesi için tüketim kültürünün biraz daha makul düzeye çekilmesi gerektiğini anlatan Gümüş, ‘’yaşamın, tüketim üzerinden tatmin aranmasından çıkarılması gerekiyor. Ağaç dikmenin, sulama yapmanın ve eski bir aracı tamir etmenin de insani değer olduğu hatırlatılmalı. Sadece tüketim üzerinden tatmin duygusu hızla aşılmalı’’ dedi. Gümüş, yaşanan şiddetin çözümünün sosyal, ekonomik ve eğitimsel istikrardan geçtiğini ifade ederek, gençlerin ve ailelerin geleceğini görebilmeleri gerektiğini kaydetti.

/ ADANA

27.04.2008


 

Açıkta kalan öğrenciye uzaktan eğitim formülü

Sakarya Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. İsmail Çallı, internet destekli eğitimle ÖSS’de açıkta kalan 1 milyon öğrencinin üniversiteli olabileceğini söyledi.

Çallı uzuktan eğitimle yüksek öğretimde kapasitenin iki katına çıkarılmasının mümkün olduğunu kaydetti. Uzaktan Eğitim Fakültesi kurulması için SAÜ’nün alt yapısının hazır olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çallı, sistemin uygulanmasına ilişkin teklifini şöyle anlattı: ‘’Türkiye genelinde YÖK tarafından belirlenecek, örnek olarak 30 üniversiteye bağlı meslek yüksek okullarının birinci sınıflarında eğitim internet destekli yapılmalı, öğrenci sadece ikinci yıl okuluna gelmeli. Bu suretle pilot seçilen okullardaki öğrenci sayıları iki katına ulaşacaktır. Bunun koordinasyonunu SAÜ rahatlıkla yapabilecek kapasitededir. Örnek olarak 30 meslek yüksek okulunda şu an 30 bin öğrenci eğitim görüyorsa, bu sayı uzaktan eğitimin devreye girmesiyle hemen 60 bin sayısına ulaşılabilecektir.”

/ SAKARYA

27.04.2008


 

ÖSS’de yeni sistem

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversite sınavı için iki model düşündüklerini belirterek, “Çocuklar seneye yeni bir sınav sistemiyle sınava girecek. İki model üzerinde çalışıyoruz” dedi.

Düşündükleri İngiliz sistemi modelini anlatan Özcan, lise son sınıfta 5’li sınav sistemi yapılacağını, 5 dersin 3’ünde başarılı olanların belli puan üzerinde üniversiteye yerleştirileceğini söyledi. Bir gazetecinin “Bu dershaneye fazla yönelmeyi arttırmaz mı?” yönündeki sorusu üzerine Özcan, şunları kaydetti: “Öğrencilerin çoğunu teknik ve mesleki okullara sevk edersen üniversite kapılarına yığılmadan kurtulursun. 1 milyon 600 bin çocuk üniversite sınavına giriyor. Bunun yüzde 30’u üniversiteye gelse 480 bin çocuk eder. Biz zaten 400 bin alıyoruz. 80 bin daha alırız. Hiç kimse açıkta kalmaz. Öbür kalan yüzde 70’te meslekî okula gider, oradan mezun olur.” Özcan, gazetecilerin ikinci modelle ilgili ısrarlı sorularına cevap vermezken, “En akla yatkın olanı uygulamaya sokacağız” diye konuştu.

/ ANKARA

27.04.2008


 

“Hastalar haklarından habersiz”

Türkiye'deki hastaların ‘’saygınlık görme’’, ‘’dinî vecibeleri yerine getirme’’ ve ‘’vakte saygı’’ gibi çok sayıda haklarının bulunduğu ancak, bunların önemli bölümünün bilinmediği bildirildi.

Hasta Hakları ve Sağlıklı Yaşam Derneği (HAKSAY) Müdürü ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Sağlık Bakanlığı’nın 2003 yılından itibaren yayınladığı Hasta Hakları Uygulama Yönergesi ile hastane içerisinde sağlık çalışanlarının ve hizmet alan hastaların bilinçlenmesinin sağlandığını söyledi. Ancak bunun halen istenilen seviyeye çekilemediğini anlatan Özlü, ‘’ülkemizdeki hastaların (saygınlık görme), (dinî vecibeleri yerine getirme) ve (vakte saygı) gibi çok sayıda hakkı var. Ama ne yazık ki, hastalarımız bunlardan haberdar değil. Bu konuda başta sivil toplum örgütleri ve medya kuruluşları olmak üzere herkesin imkânları dahilinde bir şeyler yapması lâzım’’ dedi.

/ MERSİN

27.04.2008


 

Tarihî konuları tarihçiler çözmeli

AKP Ordu Milletvekili ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu Üyesi Eyüp Fatsa, “Aramızdaki siyasî meselelere siyasî çözümler aranmalı. Tarihî konuları da tarihçiler çözmeli” dedi.

Ermenistan’ın başşehri Erivan’da 16-18 Nisan tarihleri arasında yapılan, ‘’Terör’’ gündemli KEİPA Siyasî Komisyon Toplantısına katılan Fatsa, ziyaretini değerledirdi.

Ermenistan’a giderken toplantıda, ‘’1915 olaylarını gündeme getirirler mi? terör konusunda gerginlik yaşanır mı?..’’ gibi kaygılar taşıdığını ifade eden Fatsa, ‘’Bize çok büyük bir ilgi ve misafirperverlik gösterdiler. Samimî davrandılar ve endişe duyduğumuz konuları da gündeme getirmediler’’ dedi.

Ev sahibi parlamenterlerin kendilerini Ermenistan’ı gezdirdiğini ve ‘’Hassas olan yerleri’’ göstermediklerini kaydeden Fatsa, KEİPA Ermenistan Grubu Başkanı ile Ermenistan Parlamento Başkanvekilinin verdiği yemeklere de katıldıklarını söyledi.

Eyüp Fatsa görüşmeler sırasında, ‘’İki ülke arasında bir takım meseleler var. İki ülke birbirine çok yakın. Erivan ile Iğdır arasındaki uzaklık 27 kilometre... Aramızdaki siyasî meselelere siyasî çözümler aranmalı. Tarihî konuları da tarihçiler çözmeli’’ görüşünü dile getirdiğini kaydetti.

Bu görüşleri dolayısıyla Ermeni milletvekillerinin kendilerini tebrik ettiğini belirten Fatsa, Ermenistan’daki siyasî havayı değerlendirirken de ‘’Fakir bir halk... Halktan kopuk bir yönetim. Diaspora her şeye hakim. Seçilenler, halktan çok, diasporanın isteğine uyuyorlar’’ dedi.

Görüşmeleri sırasında, sokaktaki vatandaşın da siyasetçilerin de diasporanın Ermenistan’a zarar verdiğini söylediklerini anlatan Fatsa, ‘’Ermenistan halkı da yöneticileri de diasporanın kendilerini zarar verdiğinin farkında’’ diye konuştu. Ermeni politikacıların, ‘’Sınır kapısının açılmasını’’ istediklerini belirten Fatsa, kendisinin de Ermenistan’ı tanıyan ilk ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini ve geçmişte pek çok yardım yapıldığını karşı tarafa aktardığını söyledi. Ermenistan’a Türkiye kadar yardım edecek komşu başka bir ülke bulunmadığını ifade eden Fatsa, yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen iki ülkenin ticaret hacminin 180 milyon dolara ulaştığını kaydetti.

Ermeni siyasetçilerin, ‘’Sınır kapılarının açılması ve ticaretin geliştirilmesini’’ istediklerini kaydeden Fatsa, ‘’Ermeni halkı ve siyasetçiler ‘Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi Ermenistan’ın menfaatine’ diyor. Ben de bunu isteyen siyasetçilere, ‘(Sınırı açın) diyorsunuz ama hangi sınırı açacağız. Bazılarınız bizim sınırı kabul etmiyor. Neredeyse Doğu Anadolu’nun tümünü istiyorsunuz. İstediğiniz şey mahşer sabahına kadar gerçekleşmez’ dedim...’’ diye konuştu. Ermeni siyasetçilere Suriye’yi örnek gösterdiğini bildiren Eyüp Fatsa, ‘’Bir dönem Suriye ile de aynı sıkıntıları yaşadık. Ama o sıkıntılar aşıldı’’ dedi.

/ ANKARA

27.04.2008


 

Güzel: ‘Milletin iradesini kapatamazsınız’

Eski Millî Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel ‘’AK Parti kapatılır, PAK parti gelir. Partileri kapatırsınız ama milletin iradesini kapatamazsınız’’ dedi.

Hasan Celal Güzel, MÜSİAD Kayseri Şubesince düzenlenen ‘’Demokrasi, Millet ve Devlet’’ konulu konferansta yaptığı konuşmada, demokrasinin doğuşu ve Türkiye’deki uygulamalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Demokrasinin halk egemenliği ile eş anlamlı olduğunu, halk iradesinin temsil edilmediği sistemlerde demokrasilerden söz edilemeyeceğini ifade eden Güzel, İslâm dininin demokrasiye aykırı bir yönünün bulunmadığını kaydetti. Güzel, demokrasilerin halkın iradesinin rol oynadığı bir sistem olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Demokrasinin karşıtı totaliter rejimlerdir. Demokrasinin, bizim medeniyetimize aykırı bir yönü yoktur. Bizim milliyetçiliğimiz ırkçı değil, ayrımcı değildir. İnsan hakları için tarihimizde kanlı mücadelelerden geçmedik. Bu zaten bizim medeniyetimizde vardı. Batıdaki hak mücadelesi bizde olmadığı için, bizim insanımız haklarını aramayı bilememiştir. "Türkiye’de partilerin kapatıldığını ancak insanların düşüncelerinin yok edilemeyeceğini kaydeden Güzel ‘’AK Parti kapatılır, PAK parti gelir. Partileri kapatırsınız ama milletin iradesini kapatamazsınız’’ diye konuştu.

/ KAYSERİ

27.04.2008


 

Sağlık Emekçileri’nden tencereli AKP’ye protesto

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Emekçileri Sendikası işyeri temsilciliğinin yemeklerin ücretlendirilmesine karşı 16 Nisan da başlattığı boykot eylemi devam ediyor.

16,17,18 Nisanda her gün kitlesel basın açıklaması yapan sağlık çalışanları dün (24 Nisan) Maliye Bakanlığını genel yazısının geri çekilmesi için imza kampanyası başlattılar. SES’in çağrısı ile bugün başhekimlik önünde toplanan sağlık emekçileri AKP il binasına kadar yürüyüş yaptı. Yol boyunca halk alkışlarla eylemcileri destekledi. Eylemcileri defterdarlık önünde ise Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyeleri alkışlarla karşıladı ve birlikte AKP önüne gelindi. AKP il binası önünde SES Mersin Şube başkanı Yılmaz Bozkurt basın açıklaması yaptı. Çalışanlar yanlarında getirdikleri boş tabak, tencere ve tabldot tepsilerini birbirlerine vurarak uygulamayı protesto ettiler. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 11 Mart 2008 tarih 02736 sayılı Bakanlıklara, Valiliklere, Rektörlüklere yazmış olduğu genel bir yazıya dayanılarak yataklı tedavi kurumlarında yani üniversite hastanesi ve devlet hastanelerinde çalışanların ücretsiz yedikleri yemekten yüzde 50’den az olmamak kaydıyla ücret alınması istendiğini söyleyen Bozkurt, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 212’nci maddesini hatırlattı.

/ MERSİN

27.04.2008


 

Sınırdan sızmaya çalışan terör unsurları vuruldu

Genelkurmay Başkanlığı, Irak’ın kuzeyinde, Türkiye’ye karşı eylem hazırlığında olan ve bazı unsurları sınırdan sızmaya çalışan terör örgütüne ait hedeflerin, 25-26 Nisanda, hava ve karada konuşlu ateş destek vasıtalarıyla vurulduğunu bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan bilgi notunda şunlar kaydedildi: ‘’Irak’ın kuzeyindeki Zap, Avaşin-Basyan ve Hakurk bölgelerinde Türkiye’ye karşı eylem hazırlığında olan ve bazı unsurlarıyla sınırdan sızmaya çalışan PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne ait hedefler, Türk Hava Kuvvetlerine mensup uçaklar ve karada konuşlu ateş destek vasıtaları tarafından, 25-26 Nisan 2008 tarihlerinde icra edilen etkili bir harekâtla vurulmuştur. Görevlerini başarıyla tamamlayan uçaklarımız emniyetli bir şekilde üslerine dönmüşlerdir. İcra edilen harekâtta sadece PKK/KONGRA-GEL terör örgütü hedef alınmış, sivil halk ve yerel unsurların olumsuz etkilenmemesi için gereken hassasiyet gösterilmiştir.’’

/ ANKARA

27.04.2008


 

Harçlıklarını mezarlıktan çıkartıyorlar

Erzurum'da gecekondu semtinde oturan ilköğretim çağındaki çocuklar, mezarlıkları tırmıklayıp sulayarak hem okul harçlıklarını çıkatıyor hem de aile bütçesine katkıda bulunuyor.

Yoksul semtlerin çocukları mezarlıklardan okul harçlıklarını çıkartıyor. Abdurrahman Gazi ve Asrî Mezarlığı mekân edinen ilköğretim çağındaki çocuklar, para karşılığında mezarlıkların üzerindeki taşları tırmıklayıp, buraların yeşermesi için suluyor. Okuldan arta kalan zamanlarının çoğunu mezarlıkta geçirdiklerini dile getiren çocuklar, bu sayede aile bütçesine katkıda bulunduklarını belirtiyor.

Abdurrahman Gazi İlköğretim Okulu 4 ve 5 sınıf öğrencisi olan Nurhayat Y. (8) ile arkadaşı Dilan T. (7) mezarlık bakımından günde 5 YTL kazandıklarını söylüyor.

/ ERZURUM

27.04.2008


 

Güler: Kazın, delin, yerin altına inin, istikbal derinlerde

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, ‘’Biz güçlü bir devletiz, dünyada ilk ona girebilecek ülkeyiz. Enerji Bakanlığının sahaları atak yapmak için yeterli’’ dedi.

İzmir İş Adamları Derneği’nin (İZİAD) Tepekule Kongre Merkezi’nde düzenlediği ‘’Türkiye’nin Güncel Enerji Politikaları ve Alternatif Enerji Kaynakları’’ konulu konferansa katılan Güler, bakanlığın projelerini ve iş adamlarının yatırım yapabileceği alanları anlattı. Türkiye’de bugüne kadar güneş, rüzgâr ve jeotermal enerjiye bakılmadığını anlatan Hilmi Güler, yanlış yöne giden trenin yönünü değiştirdiklerini ifade ederek ‘’Rayları doğru yere döşeyeceksiniz. Bu çalışmaları yapmak, ülkemizin geleceğini şekillendirmek hiç kolay değil. Bunları bir ekiple yaptık. Bizden önce yapılan doğru şeyleri devam ettirdik. Eski anlaşmalar vardı, pahalı enerji kullanıyorduk. Kullanmadığımız gazın parasını ödüyorduk. Bu anlaşmaları masaya yatırıp çok zor olmasına rağmen düzelttik’’ dedi.

Projeleri iş adamlarına yatırım yapmaları için anlattıklarını dile getiren Hilmi Güler, şöyle dedi: "Yeni sektörlere giriyoruz, yeni iş sahalarına, hem tekstil hem enerji hem gıda hem ulaşım yapalım. Tüm alanlardaki yatırım birbiriyle ilgili. Biz güçlü bir devletiz. Dünyada ilk ona girebilecek bir ülkeyiz ama bu çalışmakla olmuyor. Çalışmaların verimini arttırmakla oluyor. Türkiye’nin atak yapması için Enerji Bakanlığı’nın sahaları yeterli. Enerji piyasasında iş adamları yatırım yapmalı. Şirketinizi kuracaksınız. Kazın, delin, yerin altına inin. İstikbal derinlerdedir diyoruz. Enerji Bakanlığı olarak jeotermali muhteşem Ege Bölgesi’ne öncelik veriyoruz. Türkiye’yi enerji konusunda dışa bağımlı halden kurtarmak istiyor, geceli gündüzlü çalışıyoruz.’’

/ İZMİR

27.04.2008


 

Fatih'in torunları

Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethinde savaş gemilerini karadan yürüterek çığır açmıştı. Ondan yüzyıllar sonra Marmaris’te denizden 200 metre uzakta bir tarlada yapılan dev tekne Fatih’in gmileri gibi karadan ve tamamen insan gücüyle denize çekildi.

Muğla’nın Marmaris ilçesi Bozburun beldesinde yaklaşık 2 yıl süren çalışmanın ardından tamamlan 43 metre uzunluğundaki ahşap gulet, karadan kızaklarla denize indirildi. Yapımına 2 yıl önce başlanan 43 metre uzunluğundaki ahşap gulet tamamlandı. Denizden 200 metre içeride bir tarlada yapılan ve “Mare Nostrum” adı verilen ahşap guletin tamamlanması çalışanları sevindirdi. Ahşap Guletin sahibi Kadir Turan, yaptıkları guletin Türkiye’nin en büyük ahşap guletlerinden birisi olduğunu iddia ederek, “Bu gulet, dünyanın her yerine gidebilecek kapasite ve donanıma sahip. Guletin yapımına yaklaşık 2 yıl önce başladık. Gulet için yaklaşık 2 milyon avro harcadık” dedi.

/ MARMARİS

27.04.2008


 

“Yeşil Kutu” eğitim seferberliğine dönüşüyor

BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZİ, MİLLî EĞİTİM BAKANLIĞI İLE ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI İŞBİRLİĞİNDE YÜRÜTÜLEN YEŞİL KUTU ÇEVRE EĞİTİMİ PROJESİ, ÖĞRETMENLERİ VE İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİ HEDEF ALARAK ÇEVRE KONUSUNDA BİLİNÇLİ KUŞAKLAR YETİŞMESİNİ SAĞLIYOR.

Sürdürülebilir kalkınma ve çevre eğitiminin geliştirilmesi amacıyla Merkezi ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi (REC) tarafından geliştirilen Yeşil Kutu Çevre Eğitimi Projesi; Türkiye’de Millî Eğitim Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı işbirliği ile yürütülüyor. 2008 ve 2009 yıllarında projenin sponsoru olan BOSCH Ev Aletleri’nin desteğiyle Yeşil Kutu’nun Türkiye’de yaygınlaştırılması ve tüm illerde kullanılması hedefleniyor.

Yeşil Kutu, öğrencilerin çevre koruma ve sürdürülebilir kalkınma konularında bilgilerini ve farkındalıklarını artırmalarına yardımcı olacak çok yönlü bir eğitim seti. Proje kapsamında Yeşil Kutu’yu nasıl kullanacakları konusunda eğitilen öğretmenler daha sonra, gelecek nesillerin çevreye duyarlı vatandaşlar olarak yetiştirilmesi amacıyla 10-14 yaş grubundaki ilköğretim öğrencilerine ulaşarak eğitim veriyorlar. Öğretmen eğitimleri iki metodla gerçekleştiriliyor; öğretmenler 4 ildeki sabit eğitim noktalarında veya proje kapsamında Yeşil Vagon’a dönüştürülen T.C.D.D. Konferans Vagonu’nun duracağı 8 ilde Yeşil Kutu’nun eğitim programlarında ne şekilde kullanılacağı konusunda eğitiliyorlar.

Yeşil Kutu, kapsadığı konulara ilişkin olarak öğrencileri birer bilgi deposu haline çevirmek yerine temel bazı değerlerin ve davranış biçimlerinin gelişmesini sağlayacak biçimde tasarlandı. Bu nedenle de ders programında ayrı bir ders olarak yer almıyor. Yeşil Kutu, eğitimcilerin var olan her derste çevreyle ilgili bir bağlantı kurmalarını sağlayıp öğrencileriyle karşılıklı olarak çözümler geliştirmelerine yardımcı oluyor. Proje kapsamında 2008 ve 2009 senelerinde ise 6000 adet Yeşil Kutu üretilmesi 5600 öğretmene eğitim verilmesi ve 600.000 öğrenciye ulaşılması hedefleniyor.

REC Türkiye Direktörü Dr. Sibel Sezer Eralp, projeyi şu sözlerle anlatıyor: “Yeşil Kutu projesi sürdürülebilir kalkınma çalışmalarının desteklenmesi için geliştirdiğimiz en önemli eğitim araçlarından birisidir. Uzun yıllardır ilköğretim düzeyinde Avrupa’da uyguladığımız bu eğitim modelini Türkiye’de hayata geçirmekten ve projeyi daha geniş bir öğrenci kitlesine ulaştırmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyoruz.”

Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Neylan Süer ise BOSCH Ev Aletleri olarak Yeşil Kutu projesine verdikleri desteğin nedenini şu sözlerle açıklıyor: “Yeşil Kutu projesi ise gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakma gayemizle birebir örtüşmesi nedeniyle bizim için son derece değerli ve önemli”.

“YEŞİL VAGON” YOLA KOYULDU

Yeşil Kutu Çevre Eğitimi Projesi, il il dolaşarak çevre eğitimi vermek üzere özel olanaklarla donatılmış Yeşil Vagon sayesinde daha çok daha fazla öğretmene ve öğrenciye ulaşmayı hedefliyor. İçerisinde bilgisayarlar ve Yeşil Kutu eğitimleri için gerekli tüm donanım bulunan Yeşil Vagon, projenin tamamen Türkiye ayağına özgü bir uygulama olmasıyla da oldukça dikkat çekici. 25 Nisan 2008 tarihinde Haydarpaşa Garı’ndan yola çıkan Yeşil Vagon, 28 Nisan’da Malatya’da olacak.

YEŞİL KUTU’DA NELER VAR?

Yeşil Kutu; ders planları ve bilgi sayfalarının yer aldığı bir Öğretmen El Kitabı, filmlerin yer aldığı bir DVD, çevreyle ilgili konularda kapsamlı bilgilerin yer aldığı etkileşimli bir CD ve “İkilem Oyunu” kartlarından oluşuyor. Eğitim setini kullananlar ders planlarını filmler ve ek bilgilerle takip etme şansına sahip oluyorlar. Yeşil Kutu kapsamında eğitim alan öğrenciler ise Onur Belgesi ile ödüllendiriliyor. (www.yesilkutu.net)

/ İSTANBUL

27.04.2008


 

Depremden 24 fabrika, 64 konut zarar gördü

Önceki gün meydana gelen, merkez üssü Denizli’nin Honaz ilçesi olan 4.8 büyüklüğündeki depremde, şu ana kadar yapılan tesbitlere göre 24 fabrika, 64 konut ve 1 ahırda hasar meydana geldiği bildirildi.

Denizli Valiliğinden yapılan yazılı açıklamaya göre, önceki sabah saatlerinde meydana gelen depremin, Honaz ilçesi, bağlı Gürlek Köyü, merkez Pınarkent beldesi ile Organize Sanayi Bölgesi’nde etkili olduğu belirtildi. Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü ön hasar tesbit ekiplerinin deprem bölgesindeki çalışmalarının devam ettiğinin bildirildiği açıklamada, deprem sebebiyle merkez Pınarkent beldesinde 9 ağır hasarlı oturulamaz konut, 22 az hasarlı oturulabilir konut, Honaz ilçesine bağlı Gürlek köyünde 33 az hasarlı oturulabilir konut ile 1 yıkık ahır, Organize Sanayi Bölgesi’nde yerleşik 24 fabrikada ise duvar çatlakları, sıvalarda patlama ve camlarda kırılma tesbit edildiği kaydedildi.

/ DENİZLİ

27.04.2008


 

464. Erguvan Bayramı başladı

Bursa Büyükşehir Belediyesi Yerel Gündem 21 Genel Sekreterliği tarafından düzenlenen ‘464. Erguvan Bayramı’, Emir Sultan Meydanı’nda yapılan törenle başladı.

Bursa’da baharı müjdeleyen ve kardeşlik, huzur ve bereketin sembolü olarak kabul edilen Erguvan Bayramı’nın açılış töreninde konuşan Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Recai Ekmekçi, tarihî mirasa sahip çıkmanın; tarihî yapıları onarıp korumanın yanı sıra geçmişin zengin kültürünü, birikimini, ahlâkını ve medenî değerlerini de geleceğe aktarmak olduğunu söyledi. Büyükşehir Belediyesi olarak tarihî değerlere sahip çıkıldığını vurgulayan Ekmekçi, “Günümüzde en çok ihtiyacımız olan kavramlar, yıllardır nesilden nesile aktarılan sevgi, hoşgörü ve dostluktur. Erguvan Bayramı geleneğinin 464 yıldır devam ederek geleceğe taşınması bizleri çok mutlu ediyor” dedi.

/ BURSA

27.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri