İş dünyası, kısır çekişmelerin gelişigüzel edilen sözlerin ekonomiye büyük zararlar verdiğini ve artık istikrar ve huzur istediklerini söylüyor.
Hür Sanayici ve İş Adamları Derneği (HÜRSİAD) Başkanı Mehmet Taşdemir, iş dünyası olarak istikrar ve huzur istediklerini söyledi.
Taşdemir, düzenlediği basın toplantısında, toplumda önde görünen insanların sarf ettikleri sözlere çok dikkat etmesi, gerektiğinde haklı bile olsa susmayı bilmesi gerektiğini belirtti. Haklılığın ifade edilmesi için çok kişinin zarar göreceği yolların açılmasına sebebiyet verilmemesi gerektiğini ifade eden Taşdemir, şöyle konuştu: ‘’Bu yanlış davranışlar birçok insanı etkileyeceği için olayın vahameti büyüktür. Farkında olunmadan zamansız yapılan yanlışlar bir milletin uzun yıllar sıkıntı çekmesine sebep olabilir. Dolayısıyla her makam sahibi makamının ağırlığını taşıyabilecek tavırlar sergilemeli.
İş dünyası olarak istikrar ve huzur istiyoruz. Huzurun gereği için ne olur bir birbirimiz anlamaya çalışalım. Kazancı hepimizin olacaktır. İnsanların farklı düşüncelere sahip olması ve düşüncelerini paylaşma istekleri çok normal ancak izlenen yöntemlerle muhatabını tahkir, aşağılama, yok sayma, sindirme gibi yöntemlere başvurulması hem huzurun hem de ilerlemenin önündeki en büyük engel.’’
Taşdemir, parti kapatma dâvâsı sonrasında Türkiye’de çok ciddî sıkıntılar yaşandığını, tam oturdu diye düşündükleri kurların ve ekonomik istikrarın ters yüz olduğunu, bunun da piyasada bir nakit sıkıntısı oluşturduğunu belirtti. Bu durumun düzelmesi ve ekonomik istikrarın sağlanması için belirsizliğin ortadan kalkması gerektiğini bildiren Taşdemir, şunları kaydetti:
‘’Yoksa sırtımızda taşıdığımız yumurtaların tek tek kırılmaya başladığını göreceğiz. Türkiye bunu hak etmiyor. Türkiye’nin tam önü açılmış diye düşündüğümüz bir sırada tekrar tekerine çomak sokuldu. Ekonomi tıkanma noktasında. Dünya global krizden çıkıyor ancak Türkiye hâlâ bunun hengamesinde.’’
|
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar: AB'deki duraklamanın bizi de yavaşlatacağını bilmemiz lazım. Herkes hesabını ona göre yapmalı.
Zıraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, ABD’den başlayarak dünyaya yayılan likidite krizinin dalga dalga yayıldığını belirti. Çağlar, “Amerika’daki gelişmeler Avrupa piyasasında 1 ya da 2 yıllık gecikmeyle takip ediliyor. ‘Bu kriz Amerika’da çıkan bir krizdir, bizi ilgilendirmez’ anlayışı içinde olmamalıyız. Avrupa Birliği’ndeki duraklamanın bizi de yavaşlatacağını bilmemiz gerekiyor. Herkes hesabını ona göre yapmalıdır” dedi. ABD’de ortaya çıkan ekonomik durgunluğun mortgage kredilerinin geri ödemelerindeki sıkıntılar sebebiyle ortaya çıktığını belirten Çağlar, “Kriz öncesini tüm dünyada güçlü bir ekonomiden bahsediyorduk. 2001 yılında başlayan bu serüven 2007’nin ortalarından itibaren bir parça değişmeye başladı ve özellikle Amerika’da başlayan faizlerin yükselmesiyle değişken faizli konut kredisinde ciddî sorunlar başladı. Kredi kuruluşları alacaklarını tahsil edemedikleri için likidite sorunu yaşadılar. Sonuç olarak bu kredilere dayanan tahvillerin değer kaybetmesi sonucunda büyük fonların zarar etmesine sebep olundu. Son dönem de bu küresel piyasalara sıçramaya başladı” dedi. Çağlar, gelişmelerin bundan sonraki dönemde Türkiye’ye, büyümenin yavaşlaması ve cari açığın finansmanının zorlaşması olarak yansıyabileceğini ifade etti. Özelleştirme ve halka arzlara yurtdışından ilginin azalabileceğine de dikkat çeken Çağlar, mali disiplin ve yapısal reformların kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini kaydetti.
|
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, bu yıl cari açığın 50 milyar dolar dolayında olacağının öngörüldüğünü söyledi.
Şimşek , Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Financial Times işbirliğiyle İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) düzenlenen “Türkiye Sermaye Piyasaları Forumu”nda yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin çok çetin bir dönemden geçtiğini, yaşanan finansal krizin yılın ikinci yarısında daha da derinleştiğini kaydetti. Şimşek, dünyanın resesyonun yanında hem emtia hem de gıda fiyatlarındaki artışla mücadele ettiğine dikkat çekti. Özellikle finansal krizin Asya ve Türkiye üzerinde de etkileri olduğunu ve olmaya devam edeceğini ifade eden Şimşek, ABD’nin ciddî bir düşüşe gittiği dönemde Avrupa’nın yolunda devam edeceğini öngörmenin yanlış olacağını anlattı. Şimşek, “Bu çerçevede bizim ABD’ye doğrudan hassasiyetimiz daha az. Çünkü bizim ABD’ye olan ihracatımız ihmal edilebilir bir düzeyde, ancak Avrupa’ya olan ticaretimiz oldukça önemli. Avrupa’da neler yaşanacağı bizim için çok daha kritik ve belirleyici. Ancak bunun ötesinde reel ekonomiyle ilgili olarak bağlara baktığımız zaman, burada önemli olan da şu, özellikle malî piyasalar açısından da bir bağ söz konusu. Küresel bankacılık sistemi de öyle gözüküyor ki, bir türbülans sürecinden geçiyor” diye konuştu. Kredi şartlarında yaşanan sıkışıklığa işaret eden Şimşek, bunun, Türkiye de dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkeleri etkileyebileceğini söyledi. Şimşek, Türkiye’nin cari işlemler açığına bakıldığında 50 milyar dolar civarında rakamlardan söz edildiğini dile getirerek, Şubat ayı itibariyle 39 milyar dolarlık bir cari işlemler açığının söz konusu olduğunu belirtti. Şimşek, petrol fiyatlarındaki 1 dolarlık artışın, Türkiye’nin dış dengelerinde yaklaşık 530 milyon dolarlık bir etki oluşturduğunu vurgulayarak, ciddî bir etkilenme sürecinin söz konusu olduğunu kaydetti. İstanbul/cihan
Menkul kıymetler piyasasında köklü değişiklik hazırlığı
nSERMAYE Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, Türkiye’de Nasdaq türü bir menkul kıymetler piyasası düzenlemeyi öngördüklerini belirterek, ‘’Böylece KOBİ’lerin sermaye piyasasına daha az kısıtlama ile girmeleri mümkün olacaktır’’ dedi. Financial Times ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde faaliyet gösteren Türk-İngiliz İş Konseyi işbirliği ile düzenlenen, Türkiye Sermaye Piyasaları Forumunda konuşan SPK Başkanı Erol, dinamik bir sermaye piyasasına sahip olan Türkiye’de, 319’u İMKB’de işlem gören 607 adet halka açık şirket bulunduğunu söyledi. Erol, İMKB’de işlem gören şirketlerin toplam pazar değerinin 200 milyar doları bulduğunu ve yabancı yatırımcı oranı yüzde 70’i geçen İMKB’de yıllık getiri oranının geçen sene yüzde 42 olarak gerçekleştiğini bildirdi. Sermaye piyasalarına ilişkin yasal düzenlemeler hakkında da bilgi veren Erol, ‘’Nasdaq türü bir menkul kıymetler piyasası düzenlemeyi öngörüyoruz. Böylece KOBİ’lerin sermaye piyasalarına daha az kısıtlama ile girmeleri ve daha esnek şartlarda girmeleri mümkün olacaktır’’ dedi. Erol, bu düzenlemeyi yıl sonuna kadar tamamlamayı hedeflediklerini vurguladı. İstanbul/aa
Dünya Türk İşadamları
İstanbul’da buluşacak
nDEİK bünyesinde Dünya Türk İşadamları Konseyi’nin kurulma aşamasında, yurt dışında faaliyet gösteren 47 ülkeden 100’ü aşkın Türk iş adamı dernekleri, oda ve benzeri kuruluşların temsilcileri ile iletişime geçmiş önemli Türk iş adamları ve uluslar arası firmaların tepe yöneticileri, İstanbul’da yapılacak “Dünya Türk Dış Ekonomi Zirvesi”nde bir araya gelecek. DEİK’ten yapılan yazılı açıklamada, 4 Mayıs Pazar Günü Dünya Türk İşadamları Genişletilmiş İstişare Kurulu Toplantısında, Türk iş adamlarının yabancı ülkelerdeki iktisadî ve toplumsal faaliyetlerini desteklemek, aralarında koordinasyon ve güç birliği sağlayarak kişisel ve toplumsal menfaatlerini ulusal menfaatlerle birleştirmek, böylece bir sinerji oluşturarak daha etkin olmalarını sağlamak amacıyla kurulacak olan konsey faaliyet hedeflerinin ve yöntemlerinin müzakere edilmesi ve güçlü bir başlangıç yapılmasının amaçlandığı kaydedildi. 5 Mayıs Pazartesi günü de devam edecek zirveye 200’ü aşkın katılımcının davetli olduğu belirtilen açıklamada, Türkiye’nin global ölçekli ekonomik, kültürel, sosyal, siyasî tanıtım ve desteklenmesine yönelik gereksinimlerinin, resmi temsil makamları dışında kurumsal kalıcılığı olan yeni bir sivil toplum örgütlenmesi ihtiyacının Dünya Türk İşadamları Konseyi ile karşılanmasının amaçlandığı kaydedildi.
|