Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Kanadoğlu yine konuştu

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ın “Hakim mutlaka tarafsız olmalıdır” sözünü eleştiren Yargıtay eski Başsavcısı Kanadoğlu, “devletin hakimi, her şeyden önce Anayasa tarafında olmak zorundadır” iddiasında bulundu.

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın “Hakim mutlaka tarafsız olmalıdır” sözünü eleştirerek, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hakimi, her şeyden önce Anayasa tarafında olmak zorundadır” dedi.

Kanadoğlu, Akdeniz Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘’Anayasa Hukuku ve Son Gelişmeler’’ konulu açık oturumda konuştu. Kanadoğlu, sivil anayasa çalışmalarını yürüten kişilerin, ‘’İlk defa sivil bir Anayasa yapacağız’’ ve ‘’Atatürk ilke ve devrimlerinden, ideolojisinden arındırılmış, renksiz ve ideolojisiz bir Anayasa yapacağız’’ sözleriyle çalışmaya başladıklarını söyledi. Kanadoğlu, Anayasa’nın 6. maddesine göre hiçbir kişi, kuruluş veya organın kaynağını Anayasa’dan almadığı bir yetkiyi kullanamayacağını iddia ederek, ‘’1982 Anayasası, ikincil kurucu iktidara herhangi bir şekilde yeni bir Anayasa yapma yetkisi tanımamıştır’’ görüşünü savundu.

İlk sivil Anayasa yapma iddiasının da tarihi gerçeklere uymadığını ileri süren Kanadoğlu, 1921 ve 1924 anayasalarının sivil, o tarihte kurucu iktidar kimliğini kazanmış meclisler tarafından yapıldığını anlattı. Kanadoğlu, şöyle konuştu: “Eğer Atatürk ilke ve devrimlerinden arındırılmış bir Anayasa yapmaya kalkarsanız bütün meşruiyetinizi kaybedersiniz, çünkü Cumhuriyet, kuruluş felsefesi itibariyle Atatürk ilke ve devrimlerine dayanır. Atatürk ilke ve devrimleri ülkenin çimentosudur. Eğer siz bu çimentoyu dağıtmaya çalışıyorsanız, niyetinizin demokratik Anayasa yapmak değil, bu ülkenin bütünlüğünü ve birliğini bozmaya yönelen, kabul edilmez bir düşünce olduğunu kabul etmek gerekir.’’

HAŞİM KILIÇ’A ELEŞTİRİ

Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın Anayasa Mahkemesi’nin 46. Kuruluş Yıldönümü töreninde yaptığı konuşmanın bazı bölümlerini de eleştirdi. Kılıç’ın ‘’Hakim mutlaka tarafsız olmalıdır’’ sözünü hatırlatan Kanadoğlu, ‘’Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hakimi, her şeyden önce Anayasa tarafında olmak zorundadır. Çünkü Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini koruma görevini o mahkemeye vermiştir. O mahkemede üye olan, başkan olan herhangi bir kişi, ‘Laik Cumhuriyet karşısında ben tarafsızım’ diyemez, ‘Ben hukuk devletinin ilkelerinin karşısında tarafsızım’ diyemez’’ dedi.

Kanadoğlu, Haşim Kılıç’ın ‘’Yeni bir anayasa yapmak için toplumsal mutabakat gerekir’’ sözlerine de değinerek, ‘’Eğer siz belirli amaçlarla bir yeni anayasa yapma sözcüğünün ortaya atıldığını bilerek ve belirli anayasa yapma yetkisinin 23. dönem TBMM’sinde olmadığını görerek bu sözü söylüyorsanız, farkında olmadan veya bilinçli olarak siyasi iktidarın gayelerine hizmet eder duruma düşmektesiniz’’ diye konuştu.

/ Antalya

30.04.2008


 

AİHM, Kutlular’ı haklı buldu

AİHM, depreme "İlâhi ikâzdır" dediği için 2 yıl 1 gün hapis cezası verilen gazetemiz İmtiyaz Sahibi Kutlular'ın şikâyetini haklı bularak, Türkiye'yi mahkûm etti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), depreme ‘İlahî ikâzdır’ dediği için 2 yıl 1 gün hapis cezası verilen gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular’ın şikâyetini haklı bularak, Türkiye’yi 5 bin avro maddi tazminat etti.

AİHM, Türkiye aleyhine açılan iki davayı dün karara bağladı. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın yaptığı şikâyeti değerlendiren AİHM, “Türkiye’nin ifade özgürlüğüyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesini ihlal ettiği” görüşüne vardı. Türkiye, karar gereği 5 bin avro maddi tazminat ödeyecek. Kutlular, Marmara depreminden sonra, Ankara Kocatepe Camii’nde Bediüzzaman Said Nursî’nin 39. vefat yıldönümü dolayısıyla 10 Ekim 1999’da düzenlenen mevlit sonrasında yaptığı konuşmada “Deprem ilahi ikâzdır” dediği için ve programa katılanlara dağıtılan broşürler yüzünden yargılanmış ve 2 yıl 1 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.

AİHM, Şahin Karakoç’un yaptığı başvurudaysa Türkiye’nin adil yargılanma hakkıyla ilgili AİHS’nin 6. maddesini ihlal ettiği görüşüne vardı. Maddi tazminata gerek görmeyen AİHM, Türkiye’nin mahkeme masrafı olarak bin avro ödemesini kararlaştırdı.

DEPREME ‘İLÂHÎ İKÂZDIR’ DEDİĞİ İÇİN 2 YIL 1 GÜN HAPİS CEZASI ALMIŞTI

Ankara Kocatepe Camii’nde Bediüzzaman Said Nursî’nin 39. vefat yıldönümü dolayısıyla 10 Ekim 1999’da düzenlenen mevlit sonrasında “Deprem ilahi ikâzdır” dediği için yargılanan gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, 9 Mayıs 2000’de, Ankara 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 2 yıl 1 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Kutlular hakkında verilen cezayı 16 Ocak 2001’de onamıştı. “Halkı din farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla mahkum edilen Kutlular, İstanbul’daki evinde jandarma tarafından gözaltına alınarak 22 Mayıs 2001’de Metris Cezaevi’ne gönderilmişti. Daha sonra Vize Cezaevi’ne nakledilen Kutlular, “Uyum Yasası” olarak bilinen 4744 Sayılı Yasa’nın sanık lehine yapılan değişiklik nedeniyle tahliye 21 Şubat 2002 tarihinde tahliye edilmişti. Kutlular’ın avukatları karara itiraz ederek, daha önce dâvâyı AİHM’e taşımıştı.

/ Strasbourg

30.04.2008


 

DP lideri Soylu: Partileri millet açar, millet kapatır

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ‘’Siyasî partilerin millet tarafından açılıp millet tarafından kapatılması gerektiğine inanan demokrat bir anlayışa sahibiz’’ dedi.

Akyaka beldesinde gazetecilere açıklamalarda bulunan Soylu, partisince Edirne’den başlatılan ‘’Beyaz Yürüyüş’’ kapsamında Muğla’da bulunduğunu söyledi. Soylu, bir gazetecinin, ‘’AK Parti hakkında açılan kapatma davasıyla ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?’’ sorusuna şu cevabı verdi:

‘’Siyasi partilerin millet tarafından açılıp millet tarafından kapatılması gerektiğine inanan demokrat bir anlayışa sahibiz. Siyasi partilerin demokratik yollarla hayatına devam etmesi, şiddet unsuru ve bölücü unsurlar hariç, taraftarıyız. Doğrusu da odur zaten, gelişmiş ülkeler de bu standartları kabul etmiş ülkelerdir. AKP 2002 yılında iktidara geldiğinde yapması gereken, seçim kanununun, siyasi partiler kanununun ve demokratik sürecin önünün açılmasıydı. Fakat her ne hikmetse mührü eline alan Süleyman’lığını ilan ediyor. AKP’nin 2002’deki tüzüğü değiştirildi ve daha katı hale getirildi.’’

Soylu, ‘’Tansu Çiller’in aktif siyasete yeniden döneceği doğru mu?’’ sorusunu ise şöyle cevapladı: ‘’Sayın Çiller’le zaten yıllardan beri birlikte hareket ediyoruz. Sayın Çiller’in de bizim de partimizin meselesi, bu partiyi yeniden Türk siyasi hayatının ana unsurlarından birisi haline getirmek. Bu partinin süvarisi bellidir. Sayın Tansu Çiller’in başımızın üzerinde yeri vardır.’’

/ Muğla

30.04.2008


 

Erdoğan: Oyuna gelmeyin

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Erdoğan 1 Mayıs öncesinde, illegal örgütlerin tahriklerine, provokasyonlarına, kanunsuz eylemlerine karşı herkesi uyardıklarını belirterek, “Lütfen oyuna gelmeyin" dedi.

Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Katar, Suriye, Suudi Arabistan, Kuveytli işadamlarının, dünyanın her tarafında yatırım yaptığını ancak bu yatırımlar Türkiye’ye yönelince, farklı tavırlar gösterildiğini belirterek, ‘’Nedir bu hazımsızlık, neden bu alerji? Bu açıkça ayrımcılıktır, sermaye ırkçılığıdır’’ dedi. Erdoğan, 1 Mayıs öncesinde, illegal örgütlerin tahriklerine, provokasyonlarına, kanunsuz eylemlerine karşı herkesi uyardıklarını belirterek, “Lütfen oyuna gelmeyin, istismarlara izin vermeyin. Lütfen bugünü yasaların belirlediği yerlerde kardeşlik ve dostluk içinde kutlayın, kutlayalım” çağrısında bulundu. Erdoğan, şu anda hukuk neyi gerektiriyorsa onu yapmak için uğraştıklarını, demokratik hakların önüne asla set çekme gayretinde olamayacaklarını belirtti. Bu arada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili olarak Türk-İş, DİSK ve KESK genel başkanlarını kabul etti. Erdoğan, TBMM’deki makamında, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ile saat 10.45’de bir araya geldi ve görüşme, yaklaşık 1 saat sürdü. Basına kapalı olarak yapılan görüşmeye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de katıldı. Genel Başkanlar, daha sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile görüştü.

/ Ankara

30.04.2008


 

Doğuda yağmur sevinci

Son 50 yılın en kurak mevsimin yaşayan Mardin'de 2.5 ay aradan sonra ilk defa yağan yağmur sevinçle karşılandı.

Son 50 yılın en kurak mevsimini yaşayan Mardin’de 2.5 ay aradan sonra ilk defa yağmur yağdı. Dün sabah saatlerinden itibaren yağan etkili yağmur vatandaşları yanı sıra çiftçileri de sevindirdi. Yağışla birlikte çiftçiler de rahat bir nefes aldı. Bu yıl yağışın az olması sebebiyle Mezopotamya ovasında yaşanan kuraklık, 1 milyon 375 bin dekar ekili arazideki buğday, arpa ve mercimeğin tamamen kurumasına sebep oldu. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan kuraklığın ardından bölge halkı sık sık yağmur duâsına çıkmıştı.

Yağışların kalan ekinlere çok büyük yarar sağlayacağını belirten Mardin Tarım İl Müdürü Veysi Abdulsamedoğlu, uzun bir kuraklık döneminin ardından gelen yağmurla üreticilerin yüzünün güldüğünü söyledi. Abdulsamedoğlu, “Uzun süredir yağışların olmaması nedeniyle üreticiler çok zor günler geçirdi. Mezopotamya ovasında bu yıl kuraklık yüzünden 1 milyon 375 bin dönüm ekili arazi kurudu. Geri kalan yaklaşık 1,5 milyon dekar sulama arazide ise kuraklık yüzünden yüzde 30 oranında zarar görmüştü. Bazı çiftçilerimiz ürünlerin gelişmesi için ek bir masraf yaparak tarlalarını suladı. Allah’a şükür son yağan yağışlarla birlikte üreticilerin yüzü güldü. Bu yağmurlar ürünlere ilâç gibi geldi. Yağışlar nedeniyle çiftçilerimiz bayram ediyor. Yağışlar olmayacak diye çok korktuk, çünkü başta hububat olmak üzere birçok ürün ekilmesine karşın yağmur yağmaması nedeniyle kuraklıkla karşı karşıya kalmıştık. Bu yağmur ekinlere bereketli geldi” dedi. Yağmurla birlikte şemsiyesini alan vatandaşlar kendilerini sokağa atarak yağmurun sevincini yaşadı. 2.5 aydır Mardin’de yağmur yağmadığını belirten Muhammed Sezer adlı vatandaş ise, gelen yağışla Mardin’e Allah’ın rahmetinin de yağdığını söyledi. Meteroloji yetkilileri yağışlı havanın iki gün daha devam edeceğini belirtirken, önümüzdeki hafta içinde belirli aralıklarla yağışların devam edeceği müjdesini verdi.

ALLAH DUÂLARIMIZI KABUL ETTİ

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde sabah saatlerinde başlayan yağmur vatandaşları sevindirdi. Bir çok vatandaş eline şemsiye alırken bazı vatandaşlarda şemsiyesiz dolaşmayı tercih etti. Kızıltepeli çiftçilerden Sedat Özcan, “Sabah uyandığımızda gözlerimize inanamadık. Bu yağmur biz çiftçileri çok sevindirdi. Kaç aydır kuraklık vardı. Biz yağmuru bekliyorduk umarım bunun devamı olur. Allah duâlarımızı kabul etti. Allah’tan rahmet bekliyoruz” şeklinde konuştu.

/ Mardin

30.04.2008


 

Bingöl’de çatışma: 1 şehit, 5 yaralı

Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Genç ilçesinde teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 1 askerin şehit olduğunu, 2 asker ile 3 korucunun yaralandığını bildirdi.

Balkanlıoğlu, çatışmada 2 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirtti. Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, Genç ilçesi Kavaklı Köyü kırsalında güvenlik güçlerinin yaptığı arazi arama tarama faaliyetleri sırasında bir grup teröristle sıcak temas sağlandığını söyledi. Güvenlik güçlerinin ‘’teslim ol’’ çağrısına teröristlerin ateşle karşılık verdiğini ifade eden Vali Balkanlıoğlu, ‘’Çatışmada 2 terörist etkisiz hale getirildi, 1 uzman çavuş şehit oldu, 1 astsubay ve 1 uzman çavuş ile 3 köy korucusu yaralandı’’ diye konuştu. Bölgede teröristlere ait bir sığınakta bol miktarda hayat malzemesi ele geçirildiğini de kaydeden Vali Balkanlıoğlu, ‘’Kaçan teröristlerin yakalanması için bölgede sıcak takip devam ediyor. Bölgemizden terörün kökünü kazıyacağız’’ şeklinde konuştu.

/ Bingöl-Elazığ

30.04.2008


 

Eymir Gölü’nün rengi değişti

Ankara’nn Gölbaşı ilçesindeki ODTÜ Eymir Gölü’nde, suyun rengi yeşile dönüştü.

Eymir Gölü’nün renginin, gölün oksijensiz kalması sebebiyle yeşile dönüştüğü iddia edildi. Göl etrafında işletmeleri bulunan iş yeri sahipleri, gölün bir haftandan bu yana yeşil bir renk aldığını, havaların ısınmasıyla birlikte rengin giderek koyulaştığını ifade ettiler. Göl sularının yeşil renge dönüşmesine, göldeki yeşil bitkilerin oksijensiz kalarak patlamasının sebep olduğu belirtildi. Gölbaşı İlçesi Koruma Geliştirme ve Turizm Dernek Başkanı (GÖLDER) İsa Ömercan, gölün hava sıcaklığından etkilendiğini savunarak, şunları söyledi: ‘’Geçen yıl da aynı olayla karşılaşmıştık. Eymir yine yeşil renk almış ve peşinden toplu balık ölümleri olmuştu. Bunun temel nedeni, göl suyunun oksijensiz kalmasıdır. Her zaman söylediğimiz, göle yeni su kaynakları gerekli. Taze su girdisi gerekli. Bu yıl yağmur yağışları su seviyesini fazla yükseltmemiştir. Göllerin en yüksek su seviyesi Nisan ayıdır. Bu aydan sonra göl su seviyesi düşmeye başlar. Temmuz ortalarında ciddî sorunlar oluşur.’’

/ Ankara

30.04.2008


 

MEB, 24 bin öğretmen alacak

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Ağustos 2008’de 14 bin kadrolu, 10 bin sözleşmeli öğretmen atayacak.

MEB, internet sitesinden yaptığı duyuruda, öğretmen olarak atanmak isteyen adayları Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) girmeleri gerektiği konusunda uyardı. Öğretmen adayları, dün başlayan ve 9 Mayıs Cuma günü sona erecek KPSS’ye başvurabilecekler. MEB, resmi eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla Ağustos 2008’de 14 bini kadrolu, 10 bini sözleşmeli toplam 24 bin öğretmen alacak. Öğretmen olarak atanacak adayların KPSSP10 alanında başarılı olmaları şartı aranıyor. Adaylar, öğretmen olarak atanmak için gerekli ayrıntılı şartları, internet sitesinden yapılan duyurudan öğrenebilecekler.

/ Ankara

30.04.2008


 

Mevsimlik çile başladı

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan çok sayıda mevsimlik işçi, ekmek parası kazanmak için, bu yıl da Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde çalışmak üzere gözyaşları arasında yolculuğa başladı.

Batman, Diyarbakır ve Mardin’den sabah erken saatlerinde Diyarbakır Tren Garı’na aileleriyle gelen işçiler, treni beklerken geride bırakacakları yakınlarıyla sohbet etti. Trenin gelmesiyle birlikte yakınlarıyla vedalaşan işçiler, trene binmenin telâşıyla evlerinden getirdikleri bazı ihtiyaç malzemelerini almadı. Bunun üzerine yakınları, görevlilerin uyarısına rağmen eşyaları trenin penceresinden uzattı. Daha sonra aileler, çeşitli bölgelerdeki bahçelerde mevsimlik işçi olarak çalışmak üzere gözyaşları arasında uğurlandı. Göç eden işçilerden Sait Aktaş, 15 kişilik ailesiyle Eskişehir’de bir köye çapa yapmaya gideceklerini ve yaklaşık 4 ay orada kalacaklarını belirterek, yoksulluk sebebiyle her yıl bu çileyi çektiklerini söyledi. Göç ettikleri yerlerde naylondan çadırlarda hayat mücadelesi verdiklerini anlatan Aktaş, ‘’Evimizden ayrılmak çok zor. İş olmadığı için buna mecburuz. Diyarbakır’da günübirlik işlerde çalışıyorum. Gittiğimiz yerlerde kötü şartlar bizi bekliyor ama başka çaremiz yok’’ dedi. Aileleriyle gitmek zorunda kaldıkları için eğitimlerine ara verdiklerini belirten çocuklar da okullarını ve arkadaşlarını geride bırakmanın üzüntüsünü yaşadıklarını ancak ailelerine destek olmak zorunda olduklarını söylediler.

/ Diyarbakır

30.04.2008


 

Köy çeşmeleri kurudu

Muş’un Malazgirt ilçesine bağlı Çayırdere köyünde, halkın içme suyu ihtiyacını karşıladığı 4 çeşmeden 3’ü kurudu.

Çayırdere Köyü Muhtarı Fesih Taş, gazetecilere yaptığı açıklamada, 270 haneli köyde içme sularını karşıladıkları çeşmelerin 2 yıldır su miktarında azalma olduğunu bildirdi. Bu yıl ise köydeki 4 çeşmeden 3’ünün tamamen kuruduğunu ifade eden Taş, ‘’Su alabildiğimiz tek çeşmemiz kaldı. Bu çeşmenin de kurumasından endişe ediyoruz. Köyde ciddî su sıkıntısı yaşanmaya başladı. Tek bir çeşmeden su alabilmek için kadınlar saatlerce su kuyruğunda beklemek zorunda kalıyor’’ diye konuştu. Taş, su kaynaklarının kurumasını son yıllarda yağışların azalmasına bağladıklarını belirterek, yeni su kaynağı bulunması için yetkililerden yardım beklediklerini kaydetti. İl Genel Sekreteri Ahmet Güngör ise Çayırdere Köyünün su kaynağının yetersiz olduğunu bildiklerini söyledi.

/ Muş

30.04.2008


 

Türk-Eğitim-Sen: Atamalar yetersiz

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, ‘’Öğretmen açığının kapatılması için yapılan atamalar yetersizdir.

Yılda 20-30 bin öğretmen ataması yaparak mevcut açığı gidermek mümkün değildir’’ dedi. Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, Millî Eğitim Bakanlığının, öğretmen ihtiyacını karşılamak için Ağustos 2008’de 10 bini sözleşmeli, 14 bini kadrolu 24 bin öğretmen ataması yapılacağını açıkladığını belirtti. Türkiye’de ataması yapılmayan 200 bine yakın öğretmen adayı olduğunu ifade eden Koncuk, Bakanlığın öğretmen açığını giderebilmek için sözleşmeli öğretmen çalıştırmasının da hakka ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü. Öğretmen açığının kapatılması için yapılan atamaların yetersiz olduğunu ifade eden Koncuk, ‘’Yılda 20-30 bin öğretmen ataması yaparak mevcut açığı gidermek mümkün değildir’’ dedi.

/ Ankara

30.04.2008


 

Hedef, trafikte 10 bin hayat kurtarmak

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayesine hayata geçirilen "Trafikte dikkat, 10 bin hayat" projesiyle trafik konusunda toplumsal bilinci arttırmak, kayıpları azaltmak hedefleniyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün himayesinde Ulaştırma, Millî Eğitim ve İçişleri bakanlıkları ile önde gelen kurum ve kuruluşları, her yıl trafik kazalarında 10 bin kişinin hayatını kaybettiği ülkemizde, trafik konusunda toplumsal bilinci arttırmak, hayat kayıplarını ve yaralanmaları azaltmak hedefiyle “Trafikte Dikkat, 10 Bin Hayat” projesini hayata geçirdi.

“Trafikte Dikkat, 10 Bin Hayat” projesi, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı. Proje ile her yıl trafik kazalarında 10 bin kişinin öldüğü ve 200 bin kişinin yaralandığı ülkemizde kayıpların önüne geçilmesi hedefleniyor. Toplantıda, trafik kazalarının yol açtığı maddî zararın 15 milyar YTL’yi bulduğu açıklandı. Toplantıya ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanı Gül, her yıl kaza mahallinde ve kaza sonrasında kaybedilen insan sayısının ortalama 10 bin kişiyi bulduğunu bildirerek, “Bu rakamın Avrupa’daki toplam kayıpların yüzde 22’sine tekabül etmesi ve Avrupa ülkeleri arasında ilk sıralarda yer almamız dikkat çekicidir. Ölümlere, yaralılar ve milyarları bulan maddî kayıp eklendiğinde, trafik kazaları ülkemiz için can alıcı ve can acıtıcı bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Hedefimiz 3 yıllık dönem içerisinde 10 bin hayat kurtarmaktır” diye konuştu.

Gazeteci ve yazar Tayfun Talipoğlu imzalı trafik konulu film ile başlayan toplantı, Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Pampal’ın sunumu ile devam etti. Sadece emniyet kemerinin kullanılması ile ölüm oranlarında yüzde 50’lik bir düşüş olabileceğini, projenin amacının 3 yılda 10 bin kişinin ölümünü engellemek olduğunu ifade eden Pampal, son 27 yılda 140 bin kişinin trafik kazalarında öldüğünü, bunun Ardahan, Artvin ve Bilecik gibi illerin nüfusundan fazla olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından seslendirilen televizyon ve sinema filminin gösterildiği toplantıda, projeye destek veren kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektörün önde gelen firmalarına ile Hayat Kurtarma Platformu üyelerine, bugüne kadar trafik konusunda yaptıkları çalışmaları da onurlandırarak, projeye verdikleri destekten dolayı Gül tarafından birer teşekkür plâketi takdim etti. Toplantının ardından kalımcılara resepsiyon verildi. Gül burada gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını da cevaplandırdı.

MEHMET KARA, ÜMİT KIZILTEPE, ESAT SİVRİ

/ Ankara

30.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler