Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

1001 “buluş”ma

TARİHİN tozlu raflarında kalan, gün yüzüne çıkartılmayan birçok fikir ve icadın insanlık tarafından bilinmediğinden yola çıkan Prof. Dr. Salim El-Hassani, akademik olarak gerçekleştirdiği uzun çalışmaların ardından, 1001 Buluş projesini oluşturdu.

Daha çok Batı tarafından ‘karanlık çağlar’ olarak nitelenen Ortaçağ’da bilim ve teknolojinin olmadığına dair yanlış bir yargının olduğu ve mevcut düşünceyi ortadan kaldırmak, Müslümanların bilim ve teknolojiye nasıl bir katkıda bulunduklarını anlatmak için, Müslüman Mucitlerin İcatları bir araya getirildi. Bu icatların örnekleri, hikâyeleri bir araya getirilerek 2007 yılında İngiltere’de Glasgow Bilim Merkezi’nde bir sergi açıldı. ‘Müslüman Mirasını Keşfet’ ismi verilen sergide, ortaya çıkarılan binlerce eser sergilendi.

Bütün dünyanın ilgisini çeken sergi, medya tarafından ilgi ile takip edildi. The Guardian, geniş yer ayırdığı bu sergi hakkında şu yorumu yaptı: “İslâm uygarlığının Batı dünyasına yaptığı büyük tarihsel katkılar artık görmezden gelinemez.”

1001 Buluş projesinde, özellikle astronomi alanında Müslümanların dünya bilim hayatına çok önemli katkıları olduğu görülüyordu. 9. yüzyılda yaşamış olan El Battani’nin Kopernik’e yol gösterdiği, trigonometrinin ilk mimarlarından olduğu ifade ediliyor.

9. yüzyılda yaşamış olan Cabir İbni Hayyan’ın kimya biliminin kurucularından olduğu ve kendine ait bir laboratuvarda kimyasal çalışmalar ve deneyler yaptığı bilgilerimize sunuluyor.

10. yüzyılda yaşamış olan Gökbilimci Abdurrahman El Sufi, galaksimizin dışında bir galaksi olduğunu ilk keşfeden kişi olarak tanıtılıyor.

12. yüzyılda yaşamış coğrafyacı El-İdrisi’nin 70 haritayı içeren ‘The Book of Roger’ diye bilinen atlası insanlığa hediye ettiğinden bahsediliyor. 1001 İcat projesinde tanıtılan bunun gibi binlerce icat, üçbinden fazla akademik yayının taranması sonucu seçilen ve sergilenen eserler, İslâm Dünyası’nın 16. yüzyıl sonrası kayıp tarihi olarak bilinen döneme ışık tutuyor.

İslâm-Bilim tarihini, kayıp kıt'asıyla birleştiren 1001 İcat, bundan sonra Fatih Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Ceylan ve Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salim Aydüz’ün yoğun çalışmaları sonucu hazırlayıp sunduğu 1001 Buluş Belgeseliyle her Pazar saat 17:00 ve her Salı saat 17:30’da Hilal Tv ekranlarında seyircileriyle buluşuyor..

Yeni Asya / İstanbul

13.05.2008


 

“Medeniyet hürriyetle olur”

Yazar ve Şair Beşir Ayvazoğlu hafta sonu BSF Akademi Gazetecilik öğrencileriyle birlikteydi.

İnsanın hayatını güzelleştirmesi için parayı kullanması gerektiğini belirten Beşir Ayvazoğlu, “insanın öncül görevlerinden birinin yaşadığı ortamı estetik açıdan izlenebilir, seyredebilir kılmasıdır” dedi.

MEDENİYETLERİN NORMLARI VAR

Dünyadaki kültür dönüşümlerinden bahseden ve bunlardan örnekler veren Ayvazoğlu, her kültürün kendi dinamikleriyle var olduğunu, gerçek dinamikleriyle ilişkileri iyi değilse kişinin dışarıdan gelen seslerlere kapılabileceğini ifade etti. Başka kültürlerden ne alınırsa alınsın medeniyetlerin normları olduğunun altını çizen Ayvazoğlu, örnek olarak Osmanlı Medeniyetinin; Bizans Medeniyeti, Hint, Çin, Yakın Doğu, Arap ülkeleri, Sasaniler, Anadolu Lidyası, Sümerler, Batı Avrupa, Mezopotamya gibi birçok medeniyetin kültürünü komplekse kapılmadan aldığını, o medeniyetlere ruh verdiğini, onları dönüştürdüğünü, iç zenginliğin beşiğinde oturttuğunu söyleyerek ve kültürel etkileşiminde ancak böyle olması gerektiğini belirtti.

BİR MEDENİYETİ YENİDEN ŞİFRELEMEK

GEREK

Kendine dönük bir medeniyet yozlaşmış olur diyen Ayvazoğlu, Osmanlı Medeniyetinin içine kapanmasıyla bir çürümenin başladığını, ancak Osmanlı Medeniyetinin yok olmadığını, üstünde oturulduğuna dikkat çekerek dirilişin insanüstü bir çaba ve tekrar şifrelenmeyle hayat bulacağına değindi. Faust’an alıntı yapan Ayvazoğlu; ‘Kütüphaneye kapanıp, dolaşmaktır hayat’, Her kitabın bir pencere bir kapı olduğunu görmeye başladığınızda, dışarıdaki hayatı istemeyebilirsiniz. Bilginin, San'atın, Estetiğin ve felsefenin geleceği yaşamakla paralel bir dünya olduğunu sözlerine ekledi.

OSMAN HAMDİ BEY VE ŞEKER AHMET

PAŞA’NIN RESİM DEKİ FARKLARI

Ayvazoğu, Rum olan ve evlâtlık alınan Osman Hamdi Bey’in ve Şeker Ahmet ile aynı yıllarda hatta aynı hocadan Paris’te resim dersleri aldıklarını, bu eğitimden sonra Osman Hamdi Bey’in tam bir oryantalist olarak döndüğünü ve resimlerinde de bu etkinin oldukça açık bir şekilde belirgin olduğunu ama Şeker Ahmet’in ise figürden kaçındığını tek figürün resmin kendisi olduğunu belirtti. Her ikisinin de batılı oryantalist bir öğretmenden eğitim almalarına rağmen, resim anlayışlarının dinamiklerinde sahip oldukları değerleri yansıttıklarını ifade etti.

BİRDEN FAZLA BATI VAR

Bir tane Batı olmadığına, içinde birçok Avrupa’nın var olduğunu söyleyen Ayvazoğlu, artık kimsenin tabiata bakarak resim yapmadığını, bunun daha çok primitif, dadaizm vb şeylerle şekillendiğini, sadece pozitivizmin çizgisi alınırsa bunun sıkıntı oluşturacağına değindi. Türk aydınlarının oryantalizmin peşinde olduğunu, ancak belki de birçok şeyin yeniden tercüme gerektiğini, Türkiye ye yeni bir elit tabakanın gelmesi gerektiğini, yeni bir entelijans sınıfın doğma ihtiyacına dikkat çekti. Bunun hayatı güzelleştirmek için hayata geçmesi gerektiğini açıkladı.

MEDENİYET İÇİN KAFA BAĞIMSIZLIĞI

LÂZIM

Seminerde, dünyayı güzelleştirmek için çalışmamız gerektiğini belirten Ayvazoğlu’na Yusuf Kaplan bir soruyla cevap verdi; “Bizim sorunumuz belki de var oluşumuz, nasıl var olacağımız” gerçeği dedi. Ayvazoğlu; yüzyıllardır Batılı olduğunu düşünen aydınların çok fazla ileriye gidemediğine, 300 yılda 10 opera ancak çıkarabildiğine, Azerilere baktığınızda dünya çapında önemli insanlar yetiştirdiğini, bunun sebebinin de konservatuarında kendi mûsikisini dışlamamış olmaları olduğunu ifade etti. Bu sürecin bizde böyle gelişmediğini anlatan Ayvazoğlu, bazen kendi değerlerinize de şüpheyle bakmanız gerektiğini, medeniyetin hürriyetle, kafa bağımsızlığıyla olabileceğini söyledi. Hayatlarımızın ciddî bir şekilde atomize olduğunu, artık herkesin yalnızlaştığını açıklayan Ayvazoğlu; dünya için, estetik anlayışı için atmosfer oluşturmanın önemini ifade ederken, bir kahvehanenin bile insan ilişkilerini dengeleyebileceği gerçeği ile seminere son verdi.

Kültür Sanat Servisi / İstanbul

13.05.2008


 

Gazi Osman Paşa anıldı

GAZİ Osman Paşa vefat yıldönümünde Fatih Camii avlusundaki türbesi önünde hemşehrileri ve sevenleri tarafından anıldı.

Geçen yıllara oranla daha fazla kişinin katılımıyla gerçekleşen “Gazi Osman Paşa’yı Anma Töreni”nin açılışında Tokatlılar Derneği (TOK-DER) Başkanı İrfan Aydın, günün anlam ve önemini belirten kısa bir konuşma yaptı. Derneğin 2. Başkanı A. Gürbüz Alpat da, Gazi Osman Paşa’nın hayat hikâyesini anlattı. Dernek üyesi Mevlüdhan Hüseyin Şahin tarafından okunan Yasin-i Şerif’den sonra Gaziosman Paşa’ya, tarihî kahramanlarımıza, bütün şehitlerimize duâlar edildi.

13.05.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün haberler