Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Erdoğan: Düğmeye basıyoruz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'da GAP eylem planını açıklarken yaptığı konuşmada “Artık uzun yıllardır konuşulan, ama bir türlü potansiyeli hayata geçirilemeyen kurtuluş projelerini elle tutulur, gözle görülür bir hızla tamamlamak için düğmeye basıyoruz’’ dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, GAP yeni eylem planının Türkiye için yeni bir milat, yeni bir dönüm noktası olacağını belirterek, ‘’Artık uzun yıllardır konuşulan ama bir türlü potansiyeli hayata geçirilemeyen bu kurtuluş projelerini elle tutulur, gözle görülür bir hızla tamamlamak için düğmeye basıyoruz” dedi.

Erdoğan, Diyarbakır Ziya Gökalp Spor Salonu’nda düzenlenen ‘’GAP Eylem Planı’’ tanıtım toplantısına yaptığı konuşmada, bugün burada Güneydoğu, Doğu ve İç Anadolu bölgeleri başta olmak üzere Türkiye’nin refah ve istikrarı için çok önemli olan büyük bir hamleye start vermek üzere bir aya gelindiğini belirtti. ‘’Diyarbakır’da bu büyük hadisenin ilanı için buluşmaktan memnuniyet duyduğunu’’ ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ‘’Bu buluşmaya kabine arkadaşlarımın yarısıyla, milletvekillerimizle, partili partisiz ayırt etmeksizin bölge milletvekillerini davet etmek suretiyle, iş adamlarımızla, sivil toplum örgütlerimizle birlikte geldik. Hepimiz bugün aynı heyecanı, aynı mutluluğu yaşıyoruz. Hükümet olarak attığımız bu büyük adım, Güneydoğu Anadolu Projesi Yeni Eylem Planı ile diğer bölgelerde öncelikli projelerin hızlandırılmasıdır. GAP, KAP ve KOP olarak kısaltılmış adıyla bilinen bu projelerle ilgili ayrıntılı eylem planımızı tamamlamış bulunuyoruz. Finansman kaynağımızı belirledik, yapılacak işleri somut bir takvime bağladık.’’

Başbakan Erdoğan, bunların bölgeler arasında ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme farklarını ortadan kaldıracak, geri kalmışlığın getirdiği işsizlik ve göç gibi sorunlarda rahatlatacak kurtuluş projeleri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ‘’Artık uzun yıllardır konuşulan ama bir türlü potansiyeli hayata geçirilemeyen bu kurtuluş projelerini elle tutulur, gözle görülür bir hızla tamamlamak için düğmeye basıyoruz. Yıllardır bölge insanımız başta olmak üzere milletimize evlat acısı yaşatan bölücü terör belasının istismar ettiği sosyoekonomik yaralar bu projelerle inanıyorum ki bütünüyle kapanacaktır. Hatırlarsanız, biz bu yola çıkarken en son seçimde İstasyon Meydanında yaptığım konuşmada da ısrarla vurgulamıştım, bu yola çıkarken bir şey söyledim. Neydi o? Biz hep tek vatan dedik, biz tek bayrak dedik, biz biz tek devlet dedik ve yola böyle çıktık. İşte bu anlayışladır ki bu büyük hamlenin yanı sıra Meclis’te bugün görüşmeleri başlayan özellikle dil konusuyla alakalı, televizyon-radyo yayınlarında yeni açılımımız terörün psikolojik ve kültürel zeminini de önemli ölçüde kurutacaktır. Yapılacak yeni düzenlemeyle TRT’nin bir kanalı bundan böyle bölgedeki dilleri sürekli olarak anons eder hale gelecektir. Hem sosyokenomik kalkınmayı sağlayacak olan yeni eylem planımız, hem yeni yayın açılımımız, toplumsal yapımızı, birlik ve bütünlüğümüzü güçlendiren bir sosyal restorasyon meydana getirecektir. Bölgelerimiz ve insanlarımızın yıllardır adete mahkum olduğu kötü talihi değiştirecek bu tarihi adımların hükümetimize nasip olmasından büyük bir bahtiyarlık duyuyorum.’’

“KURTULUŞ PROJELERİ’’

Eylem planında 73 ana eylem olduğunu belirten Erdoğan şöyle devam etti: “4 ana başlık etrafında eylem planını belirledik. 2008’de Diyarbakır’da 2009’da Şanlıurfa ve Gaziantep’e cazibe merkezleri oluşturuyoruz. Batman’da 30 işletmeye 4 trilyon yatırım desteği veriyoruz. Bölgedeki üniversitelerde teknoparklar kurulacak. Batman’da Hasankeyf kazı kurtarma sit alanı projesini süratle bitireceğiz. Halfeti’de eko-turizm projesini gerçekleştireceğiz. Organik tarım faaliyetleri desteklenecek. Mayınlı araziler temizlenecek. 30 bin hektar mayınlı alanı temizleyerek organik tarıma açıyoruz. Zorunlu eğitime devam etmeyen öğrenci kalmayacak. Bölgeye bin 865 adet yeni derslik yapılacak. Bölgedeki tüm üniversitelerin altyapı ve kapasitesini yükseltiyoruz. Adıyaman, Batman, Mardin ve Sirt’e biner kişilik yurt yapıyoruz. Her çocuk için annelere belli bir devlet yardımı yapılacaktır. Hastaneler 3 kişilik oda sistemine geçiyor. Hedef 10 bin kişiye 20 yatak düşecek şekilde hastane yatırımlarını tamamlamak. Cizre ve Silvan barajları için adımları attık. Bu iki barajı da iki yıl içerisinde bitireceğiz. İlk olarak atılacak adımlarda açık sulama kanalı sitemini kaldırıyoruz. Bundan sonra kapalı kanalet sitemine geçiriyoruz. Damlama sulamayı GAP’ta DAP’ta KOP’ta göreceğiz. Bölgede lojistik ve altyapı desteği sağlanacak. Batman Havaalanı yenilenecek. doğlagaz ve elektrik iletim sistemleri yenilenecek. Dün de görüştük sınır ticaret bölgelerini süratle inşa edeceğiz. İçme suyu atık su ve katı atık altyapısı gelirtirilecektir. Bölgenin tümüne hitap edecek G.Antep, Şanlıurfa ve Mardin’de 3 adet kalkınma ajansı kurulacak. GAP İdaresi Ankara’dan bölgeye taşınacaktır. GAP İdaresi her üç ayda bir faaliyet raporu hazırlanacaktır. 35 bin kişiye mesleki beceri kursu verilmesi hedefleniyor.

/ Diyarbakır

28.05.2008


 

27 MAYIS tüm müdahalelerın hem anası, hem babası

“27 Mayıs sadece demokrasinin ortadan kalkmasına sebep olmadı; 50 yıl, 100 yıl, hattâ daha fazla gecikmesine yol açtı” diyen Menderes, “Türkiye hâlâ, 60 yılı aşkın bir süredir demokrasi diliyorsa ve 27 Mayıs'tan günümüze kadar geçen süreç içerisinde Türkiye gemisi hâlâ demokrasi limanına yanaşamamışsa, bunun tek sebebi tüm müdahalelerin hem anası, hem babası olan 27 Mayıs'tır” şeklinde konuştu.

ARTIK DARBE OLMAZ, AMA MÜDAHALELER

DEVAM EDİYOR

“Türkiye 1960'tan günümüze kadar bir kan

denizin üstünde oturuyor. Bu tablo 27 Mayıs'ın yol açtığı bir durumdur” diyen Menderes, Türkiye'de artık 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül türü, askerin doğrudan idareye el koyması şeklinde bir darbe gerçekleşeceğini sanmadığını, ama siyasete başka yollarla yapılan askerî müdahalelerin de demokrasiyi zedelediğini söyledi.

Cemil YÜZER'in haberinin devamı için

RÖPORTAJ'a tıklayınız.

28.05.2008


 

Türk’ün yerine Ayna

DTP Grup Başkanlığına, DTP Genel Başkan Vekili ve Mardin Milletvekili Emine Ayna getirildi. DTP Meclis grup toplantısının basına kapalı bölümünde, grup başkanlığı için seçim yapıldı.

Ayna, DTP Mardin Milletvekili Ahmet Türk’ün yerine grup başkanlığına seçildi. Grup toplantısının ardından gazetecilerin sorusu üzerine Ayna, Türk’ün grup başkanlığına devam etmesinden yana olduklarını ifade ederek, ‘’Hukukçu arkadaşlarla bir değerlendirme yapıldı. Ancak İçtüzüğün buna imkân tanımadığına karar verildi’’ dedi. Ahmet Türk de Nurettin Demirtaş’ın askerlik sorunu sebebiyle zorunlu olarak genel başkanlıktan ayrıldığını, 7-8 Mayısta Parti Meclisinin yaptığı toplantı sonucunda Mardin Milletvekili Emine Ayna’nın genel başkan vekili seçildiğini hatırlatarak, ‘’Parti Meclisinin yaptığı bu toplantı sonucunda benim grup başkanlığım sona ermişti. Ayrılmamın gerekçesi bu’’ diye konuştu.

/ Ankara

28.05.2008


 

İstanbul’un 172 günlük suyu kaldı

İSTANBUL'A su sağlayan barajlardaki doluluk oranı, bugün itibarıyla yüzde 39,81’e geriledi.

İSKİ verilerine göre, İstanbul’a su sağlayan Büyükçekmece, Ömerli, Terkos, Elmalı, Pabupçdere, Alibeyköy, Kazandere, Sazlıdere, Darlık barajları ile Istrancalar’daki toplam doluluk oranı, 13 Mayısta yüzde 41,85 iken, dün itibarıyla yüzde 39,81’e indi. Geçen yılların aynı tarihine bakıldığında barajlarındaki doluluk oranı 2003’te yüzde 95,57, 2004’te yüzde 90,97, 2005’te yüzde 86,92, 2006’da yüzde 90,94, 2007’de ise yüzde 45,25 olarak gerçekleşmişti. Bu verilere göre, İstanbul’daki barajlarda 345 milyon metre küp su bulunuyor. Günde yaklaşık 2 milyon metre küp su verilen İstanbul’da, önümüzdeki yaz mevsiminde yağış olmaz ve Melen’den de su gelmezse şehrin 172 günlük suyu bulunuyor.

/ İstanbul

28.05.2008


 

Ocakta göçük: 1 ölü

KÜTAHYA'NIN Gediz ilçesine bağlı Gökler beldesi yakınlarındaki kömür ocağında meydana gelen göçükte bir işçi vefat etti.

Alınan bilgiye göre, özel bir madencilik şirketine ait ocağın 280 metre derinliğindeki göçükte, bacadan kayan taşların üzerine devrilmesi sonucu nakliyat işçisi Alaaddin Keskin (36), ağır yaralandı. Arkadaşları ve kurtarma ekipleri tarafından dışarıya çıkarılarak Gediz Devlet Hastanesine kaldırılan Keskin, yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

/ Kütahya

28.05.2008


 

Türkiye, AİHM’de yine mahkûm

AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye aleyhine açılan dört davayı dün karara bağladı.

Oğulları askerlik görevini yürütürken intihar eden Hasan ve Refika Çalışkan’ın yaptığı şikâyeti değerlendiren AİHM, “Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) etkili soruşturma hakkıyla ilgili 2. maddesini ihlâl ettiği” görüşüne vardı. Karar gereği Türkiye, toplam 15 bin 500 avro maddi tazminat ödeyecek. Başvuru yapanlar, yetkililerin, oğullarının intiharına ilişkin yeterli ve etkili soruşturma yapmadığını iddia etmişti. AİHM, Hasan Rüzgar’ın yaptığı başvurudaysa, Türkiye’nin adil yargılanma hakkı ile makul sürede gözaltı tutulma hakkına ilişkin maddeleri ihlâl ettiğine hükmetti. Türkiye, bu başvuruyla ilgili 9 bin avro maddî tazminat ödeyecek. Rüzgar, mahkemeye yaptığı şikayette Türkiye’deki duruşmalarının 15 yıl sürdüğü görüşünü savunmuştu. AİHM, eski milletvekili Cahit Tekelioğlu’nun yaptığı başvuruda da adil yargılanma hakkının ihlâl edildiğine hükmetti, ancak maddi tazminata gerek görmedi. Cahit Tekelioğlu, 2001 yılında mecliste çıkan bir kavgada, attığı yumruk sonucu, diğer milletvekilinin daha sonra kalp krizinden ölmesinde sorumluluğu olduğu gerekçesiyle 2 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. AİHM, Sermet Mustafa Ünel’in yaptığı başvuruda da, Türkiye’nin adil yargılanma hakkını ihlâl ettiği görüşüne vardı ve şikâyet başvurusu yapana toplam 6 bin 500 avro ödenmesini kararlaştırdı. 1997-2000 yılları arasında, Ulaştırma Bakanlığına bağlı Sivil Havacılık Dairesinde genel müdür olarak çalışan Ünel, yolsuzluk suçundan tutuklanmış ve 6 yıl 15 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

/ Strasbourg

28.05.2008


 

Kaşıkla verilip kepçeyle alınmasın

TÜSİAD’ın hazırlamış olduğu “Türk Sanayiine Sektörel Bakış” raporunun tanıtım toplantısında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye’nin iktisadî tarihindeki popülist uygulamaların, “hep kaşıkla verilenin daha sonra kepçeyle alınmasıyla” sonuçlandığını ifade ederek, “Dileyelim ki bu kez tarih tekerrür etmesin” dedi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye’nin iktisadî tarihinin, popülist uygulamaların, “hep, kaşıkla verilenin daha sonra kepçeyle alınmasıyla” sonuçlandığını gösterdiğini ifade ederek, “Dileyelim ki bu kez tarih tekerrür etmesin...” dedi.

Yalçındağ, TÜSİAD ve Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından düzenlenen Sanayi Politikası: Sektörler, Gelişmeler ve Eğilimler Seminerinin açılışında yaptığı konuşmada, kayıt dışı ekonominin mahsurlarının rekabetçilik endişelerini aşarak toplumda daha derin kayıplara yol açmaya başladığını söyledi.

Arzuhan Doğan Yalçındağ, ‘’Kayıt dışı ekonomi Tuzla tersanelerinde birbiri ardına meydana gelen ölümlerin de temel nedeni... Bugünün Türkiye’sinde hala bu tür olaylarla karşılaşıyor olmamız kabul edilebilir veya hafife alınabilir bir durum değil’’ dedi. Yalçındağ, Tuzla tersanelerinde iş güvenliği standartlarının yükseltilebilmesi için sektör temsilcilerine öneriler sunduklarını da dile getirdi.

Makro ekonomik istikrarın devamı ve reform sürecinin mikro reformlarının genişleyerek devam etmesinin, bütün ülke ekonomisi olduğu kadar sanayi için de hayatî önem taşıdığını belirten Yalçındağ, şöyle devam etti:

‘’Oysa maalesef bugün itibariyle reform sürecinde geriye gidiş, ekonomi politikalarında ise popülist uygulamalar dönemine geri dönüş işaretleri görmekteyiz. Aslında kaynakların daraldığı bu ortamda sun'î popülist önlemlere başvurulması Türkiye’de her zaman karşı karşıya kaldığımız ve her seferinde de kaybettiğimiz olaylar olmuştur. Bu uygulamalar, normal ekonomik şartlarda genel refah düzeyinin artışına katkıda bulunacak önlemler olarak düşünülebilir. Ancak, dünyada ekonomik krizin yaygınlaştığı ve derinleştiği Türkiye’mizde makro ekonomik dengelerin bozulma eğilimine girdiği bir ortamda karşımıza çıkan bu kararlar kabul edilebilir nitelikte değildir.’’

Yalçındağ, bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ekonomik dengesizliklerin başında cari işlemler açığının geldiğini kaydetti. Yaklaşık 40 milyar dolar civarında seyreden cari açığın belirleyicisinin dış ticaret açığı olduğunu aktaran Yalçındağ, “İhracatımızı yeteri kadar artıramamamız, üretime devam edebilmek için yurt dışından ara malı ve yatırım malı ithal etmek zorunda olmamız, dış ticaret açığının sürekli olarak bozulmasına neden oluyor” dedi.

28.05.2008


 

Yargı reformu senelerdir konuşuluyor

AB ortak tutum belgesinde yargıya dönük eleştirilerin yer alması ve yargı reformu talebinin son günlerde sıkça dillendirilmesi üzerine bir açıklamada bulunan Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, yargı reformu meselesinin Türkiye-AB ilişkilerinde yeni gündeme gelmediğini ve yıllardır konuşulduğunu belirterek, “Yargı alanında önemli reformlara ihtiyaç olduğu bir gerçek. Bunu biz de biliyoruz, hissediyoruz’’ dedi.

DIşİşlerİ Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, yargı reformu talebinin Türkiye-AB ilişkilerinde yeni gündeme gelmediğini ve yıllardır konuşulduğunu belirterek, ‘’Yargı alanında önemli reformlara ihtiyaç olduğu bir gerçek. Bunu bize özellikle dışardan söylemelerine gerek yok. Bunu biz de biliyoruz, hissediyoruz’’ dedi.

Türkiye-AB Ortaklık Konseyi öncesinde basın mensuplarıyla bir araya gelen Babacan, Türkiye’nin AB yolculuğunun tam üyeliği hedeflediğini belirterek, AB ortak tutum belgesinde yer alan ‘’katılım’’ ve ‘’üyelik’’ ifadeleriyle tüm üye ülkelerin bunu bir kez daha teyit ettiğine dikkati çekti. Ortalık Konseyi için hazırlanan AB ortak tutum belgesinde bir ülkenin katılım ifadesini metinden çıkarmak için çaba gösterdiğini, ancak sonuç alamadığını anlatan Babacan, ‘’Kuşkusuz bu tartışmaların yaşanması bizi üzdü. Ahde vefa AB’nin en önemli ilkeleri arasındadır. Bu konuya dostlarımızın daha fazla özen göstermesini bekliyoruz’’ diye konuştu. Babacan, Türkiye’nin katılım ifadesinin metinden çıkarılması girişimini engellemek için Türkiye’nin hem üye ülkelerdeki büyükelçileri kanalıyla hem kendisinin AB Komisyonu ve dışişleri bakanlarıyla yürüttüğü telefon diplomasisiyle hem de Ankara’daki AB büyükelçileri kanalıyla tutumunu muhataplarına ‘’net bir şekilde aktardığını’’ ve Türkiye’nin tam üyelik hedefini sulandıracak bir ortak tutum belgesinin ortaya konulması durumunda toplantıya katılmayacağını bildirerek, sonuç aldığını ifade etti. Ali Babacan, ‘’Türkiye’deki reform süreci ancak ve ancak AB üyelik hedefi yerinde sağlam durdukça tamamlanabilir. Aksi takdirde Türkiye’de sorular başlar. Gıda standartları AB seviyesinde mi olmalı yoksa biraz aşağısı mı? (2’nci, 3’üncü sınıf demokrasi yeterli mi?) diyeceğiz, yoksa 1’inci sınıf demokrasiye mi ihtiyaç duyacağız?’’ şeklinde konuştu.

Katılım sürecinde bir ülke olan Türkiye’yi AB Komisyonu, AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu gibi Topluluk kurumlarının izlemeye almasının ve raporlar, belgeler yayınlamasının ‘’işin doğası gereği’’ olduğuna dikkati çeken Babacan, Türkiye’nin hepsine katılmasa da bunları not edeceğini ve istenilen reformları, zamanlamasını kendi menfaatleri doğrultusunda belirleyerek hayata geçireceğini belirtti. Konuya ‘’AB bizim içişlerimize ne karışıyor?’’ şeklinde yaklaşılmamasını isteyen Babacan, şunları söyledi: ‘’Bu konuyu doğru yerine oturtmak lâzım. Eleştirileri her zaman dinleyeceğiz. Özgür tartışma ortamları ortak akıl üretir. Aklıselim galip geldiği çözümler üretir. Mesele Türkiye’nin açık, şeffaf toplum olması. Türkiye dışardan gelen talepleri dinler, ama en doğrusunu kendisi seçer.’’ AB ortak tutum belgesinde yargıya dönük eleştirilerin ve yargı reformu talebinin hatırlatılması üzerine bu konunun Türkiye-AB ilişkilerinde yeni gündeme gelmediğini ve yıllardır konuşulduğunu anlatan Babacan, ‘’Yargı alanında önemli reformlara ihtiyaç olduğu bir gerçek. Bunu bize özellikle dışardan söylemelerine gerek yok. Bunu biz de biliyoruz, hissediyoruz’’ dedi. Müzakerelerin yavaş ilerlemesinden sadece Türkiye’nin sorumlu tutulamayacağını belirten Babacan, ‘’Tarama süreci ekim 2006’da tamamlandı. Henüz tarama sonu raporu hazırlanmayan tam 11 fasıl var. Bu yavaşlık (müzakerelerin yavaş ilerlemesi) AB’den de kaynaklanıyor. ‘Müzakere süreci Türkiye’den dolayı yavaş gidiyor’ eleştirilerine katılmak mümkün değil. Bu 11 rapor neden çıkmadı? Bunu muhataplarımıza sormakta fayda var’’ dedi.

/ Brüksel

28.05.2008


 

Talat, çözüm için iyimser

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorunu konusunda bu yılın sonuna kadar bir çözüme ulaşılması konusunda iyimser olduğunu ifade etti. Talat, “Gerçekten iyimserim, çünkü Rum kesimi tarafında bir değişim var. Bu yılın sonuna kadar bir çözüme ulaşmak mümkün olabilir” diye konuştu.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorunu konusunda bu yılın sonuna kadar bir çözüme ulaşılması konusunda iyimser olduğunu ifade etti.

Talat, birçok AB üyesi ülkenin dışişleri bakanlarıyla görüştüğü Brüksel’de Associated Press ajansına verdiği demeçte, Kıbrıs konusunda gelecek ay yüz yüze görüşmelere başlanması ve yıl sonuna kadar bir çözüme ulaşılması konusunda hala ümitli olduğunu belirtti. Kıbrıs Rum kesimi lideri Dimitris Hristofyas ile, doğrudan müzakereler yapılmasını bugüne kadar engelleyen farklılıkları giderebilecekleri konusunda iyimser olduğunu belirten Talat, “Gerçekten iyimserim, çünkü Rum kesimi tarafından bir değişim var. Bu yılın sonuna kadar bir çözüme ulaşmak mümkün olabilir” diye konuştu. Bir anlaşmaya ulaşmak için bulunulan önceki girişimlerde birçok teknik çalışmanın halihazırda yapıldığını sözlerine ekleyen Talat, yüz yüze görüşmelerde, aralarında mülkiyet hakları, iktidar paylaşımı ve güvenlik konularının bulunduğu zorlu alanlara odaklanılacağını kaydetti. Talat iyimser olmasına rağmen, Kıbrıs Rum kesiminin, gelecek ay başlayacak görüşmelere başlamaya hazır olduğunu inanmadığını belirterek, “Rumların, 21 Haziranda görüşmelere başlamaya hazır olmadığı izlenimini edindiğini” ifade etti. Talat, bunun üstesinden gelinilmesi gereken bir sorun olduğunu belirtti. Talat ayrıca, AB yetkililerinden, bir çözüm bulunması için Kıbrıs Rum tarafına baskı yapmayı sürdürmelerini istediğini bildirdi ve bu konuda bir motivasyona ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Talat, Almanya’nın, Haziranda dönem başkanlığı sona ermeden önce, ticaretin başlatılması için verilen taahhütler üzerinde önemli bir gelişme kaydetmesini beklediğini söyledi.

/ Brüksel

28.05.2008


 

Çağlayan: Çalışmaların hiçbirinde popülist düşünce içinde olmadık

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, yaptıkları çalışmaların hiçbir tanesinde popülist bir düşünce içinde olmadıklarını bildirdi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Sektörel Dernekler Federasyonu tarafından ortaklaşa düzenlenen “Sanayi Politikası: Sektörler, Gelişmeler ve Eğilimler” başlıklı seminerin ardından soruları cevaplayan Çağlayan, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın görüşlerinin kendileri açısından son derece önemli olduğunu söyledi. Bir gazetecinin, Yalçındağ’ın konuşmasında bahsettiği popülist uygulamalara bazı çevrelerin de dikkat çektiğini belirtmesi üzerine Çağlayan, “Eğer GAP Eylem Planının popülizm olduğunu düşünüyorsanız, bu popülizm değil. GAP uygulamasında yapılacak olan şey, tekrar söylüyorum burada özellikle Türkiye’nin sanayisinin, ekonomisinin ve istihdamının ve Türkiye’nin geri kalmış Güneydoğu’sunun bir şekilde en azından yıllarca ihmal edilmişliğinin ortadan kaldırılmasına yöneliktir” diye konuştu.

Çağlayan, “Ben başkanımızın dediğinden şunu anlıyorum, ‘biz işadamıyız, anlarız birbirimizi... elde edilmiş olan bütçe açıkları ve mali disiplinden şaşmayın’ diyor. Doğru mudur sayın başkanım?” dedi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Bakanı Yalçındağ da, Çağlayan’ın bu sözleri üzerine “Aynen söylediğimiz bu, GAP’a yatırımı söylemiyoruz” dedi.

/ İstanbul

28.05.2008


 

İş adamı Remzi Gür’e hapis cezası

İş adamı Remzi Gür, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, eski CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım’a ‘’rüşvet vermeye teşebbüs ettiği’’ iddiasıyla yargılandığı dâvâda 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Mahkeme, Gür’ün cezasını erteledi. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın dünkü duruşmasına, Gür’ün avukatı Bülent Hayri Acar, davaya müdahil olarak katılan Mehmet Yıldırım ve avukatı Şevket Şahap İnce hazır bulundu. Mahkeme heyeti, Acar’ın tanık dinlenmesi yönündeki taleplerini kabul etti. Duruşmada AKP Ankara Milletvekilleri Salih Kapusuz sanık tanığı olarak dinlendi. Mahkeme Heyeti Başkanı Oktay Saday, Gür’ün, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘’rüşvet’’ suçunu düzenleyen 252/1. maddesi uyarınca, oy çokluğuyla 4 yıl hapse mahkûm edildiğini açıkladı. Suçun ‘’teşebbüste kaldığı’’ anlaşıldığından cezada 4’te 3 oranında indirim yapıldığını ve cezanın 1 yıla indirildiğini belirten Saday, sanık Gür’ün ‘’sabıkasız oluşu’’ nedeniyle de 1 yıllık hapis cezasının 10 aya düşürüldüğünü söyledi. Mahkeme heyeti, Gür’e verilen 10 aylık hapis cezasının da ertelendiğini açıkladı.

/ Ankara

28.05.2008


 

Özdabak, yılın karikatüristi

Özel Burç Anadolu İletişim Meslek Lisesi tarafından medyanın en iyilerinin belirlendiği “İletişim ödülleri” sahiplerini buldu. Gazetemiz karikatüristi İbrahim Özdabak “Yılın Karikatüristi” ödülünü Galatasaray eski futbolcularından Semih Yuvakuran’ın elinden aldı.

Özel Burç İletişim Meslek Lisesi tarafından bu yıl 5.si düzenlenen iletişim ödül töreni dün İstanbul Radisson SAS otelinde yapılan törenle sahiplerine verildi. 4 bin 112 kişi üzerinde yapılan anket ile belirlenen isimler, medya dünyasının en iyilerini bir araya getirdi. Geleneksel olarak gerçekleştirilen 5. İletişim Ödülleri 2007-2008 yılında medyanın en iyileri taçlandırılmış oldu. Sunuculuğunu Ercan Akışık ve Mustafa Çalışan’ın yaptığı ödül töreni, şehitler için saygı duruşu ve İstiklâl Marşının okunmasıyla başladı. Burç Kolejleri Genel Müdürü Erdal Şener, yaptığı konuşmada, “İşini severek yapan o mesleği de sevdiririr” diyerek, ödül alanlara ve katılımcılara teşekkür etti. Ardından kurumun barkovizyonu gösterildi.

Sunucu Ercan Akışık’ın yaptığı çeşitli taklitler neşeli anların yaşanmasına sebep oldu. Programın dikkat çeken ödüllerinden birisi ise, Peygamber Efendimizle ilgili bestelerin Ahmet Özhan, Ferdi Tayfur gibi isimler tarafından okunan bestelerin yer aldığı albümü hazırlayan Fon Müzik’e verilmesiydi.

5. İLETİŞİM

ÖDÜLLERİ

ÖDÜL LİSTESİ

Yılın Genel Yayın Yönetmeni: Ekrem Dumanlı

( Zaman Gazetesi)

Yılın Köşe Yazarı: Emre Aköz (Sabah Gazetesi),

Perihan Mağden (Radikal Gazetesi)

Yılın Spor Yazarı: Ahmet Çakar (Sabah Gazetesi)

Yılın Kültür Sanat Yazarı: İskender Pala

(Zaman Gazetesi)

Yılın Magazin Yazarı: Aykut Işıklar (Bugün Gazetesi)

Yılın Foto Muhabiri: Ali Ünal (Zaman Gazetesi)

Yılın Karikatüristi: İbrahim Özdabak (Yeni Asya Gazetesi)

Yılın Alanında Uzman Gazetecisi: Güntay Şimşek

(Sabah Gazetesi)

Yılın Röportaj Gazeteciliği: Mehmet Gündem

(Yeni Şafak Gazetesi)

Yılın Röportaj Gazeteciliği: Harun Tokak

(Yeni Şafak Gazetesi)

Yılın Erkek Haber Spikeri: Erhan Çelik (Kanal 7)

Yılın Kadın Haber Spikeri: Banu Güven (NTV)

Yılın Televizyon Dizisi: Yaprak Dökümü (Ay Yapım),

Kurtlar Vadisi ( Pana Film)

Yılın Erkek TV Dizi Oyuncusu: Cengiz Toraman (5. Boyut)

Yılın Kadın TV Dizi Oyuncusu: Perihan Savaş (Gazi)

Yılın Gündüz Kuşağı Programı: Yeşil Elma

(Samanyolu TV)

Yılın Haber Kanalı: 24 TV

Yılın Spor Programı: 90 Dakika (NTV)

Yılın Gezi Belgesel Programı: Türksoyla İpekyolu (Kanal 7)

Yılın TV Komedi Programı: Komedi Dükkânı (Plâto)

Yılın TV Kültür Programı: Akıl Defteri (Mehtap TV)

Yılın Radyo Programcısı: Bedirhan Gökçe (Kral FM)

Yılın Radyo Programı: Mavera Sohbetleri (Burç FM)

Yılın Reklam Filmi: 70 Milyon Tek Yürek (Turkcell)

Yılın Yerli Sinema Filmi: 120

Yılın Sinema Filmi Yönetmeni: Mahsun Kırmızıgül

(Beyaz Melek)

Onur Ödülü: Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın

(Türk Diline Katkı)- TDK Başkanı

Onur Ödülü: Zahit Akman (Medya Okur Yazarlığı)-

RTÜK Başkanı

Onur Ödülü: Gürkan Vural- FON Müzik

Onur Ödülü: Günay Afandiyave

(Ülkeler Arası İletişime Katkı) Az. İst. Konsolosu

Onur Ödülü: Zihni Göktay (Türk Tiyatrosuna Katkı)

Onur Ödülü: Ercan Topçu (Eğitime Katkı)

Recep BOZDAĞ / İstanbul

28.05.2008


 

İnternet güvenliğine Türktrust damgası

TÜRKTRUST, Microsoft Internet Explorer ve Mozilla Firefox tarafından güvenilir kök sertifikaları (SSL) listesine alınan Türkiye’nin ilk ve tek bilişim firması oldu.

TÜRKTRUST’ın sertifikalarının internetin en büyük arama motorları tarafından tanınmasıyla ilk kez bir Türk şirketi, sanal güvenlikte uluslar arası rekabet pazarına girdi.

/ İstanbul

28.05.2008


 

Kanserden koruyan gıdalar

ODTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim görevlisi Dr. Uğur Göğüş’ün, son yıllarda dünya genelinde görülme sıklığı artan çeşitli kanser türlerinden korunma ve tedavi sürecinde tüketilmesi faydalı olan besinlerle ilgili ‘’Kansere Karşı Gıda Rehberi’’ isimli kitabı çıktı.

Göğüş, hareketsiz hayat biçimi, sigara ve alkol tüketimi, yağlı kırmızı et ve et ürünleri, yağlı kanatlı et ve et ürünlerinin yenilmesi, fazla yağlı gıda tüketimi, unlu mamullerin alınması, yemeklerde fazla tuz kullanılması, sebze, meyve, baklagil, su ve tam buğday gıdalarının tüketimine önem verilmemesinin kansere yakalanma riskini arttırdığını belirtti. Kansere karşı mücadelede bağışıklık sisteminin kuvvetli olmasının en önemli silâh olduğuna dikkati çeken Göğüş, bağışıklık sisteminin güçlenmesi için bol antioksidan alınması gerektiğini vurguladı. Göğüş’ün, kitabında yer verdiği bilgilere göre, soya fasulyesi ve soyalı ürünlerde bulunan soya proteinler, hayvansal proteinlerin kalitesine yakın bitkisel protein grubunu oluşturuyor ve içindeki ‘’daidzein’’ ve ‘’genistein’’ maddeleri özellikle prostat ve göğüs kanseri riskini azaltıyor, kontrol altına alıyor. Brokoli, karnabahar, beyaz lahana gibi iç içe yapraklı, dallı ve köklü sebzeler de içindeki ‘’isotiyonat’’ adlı maddenin etkisiyle kanser oluşumunu engelliyor. Bu madde, en çok brokolide bulunuyor.

Kansere karşı korunmada, sebze ve meyvelerin, kabuk, zar, sap, çekirdek gibi sindirilmeyen kısımlarını oluşturan lifli gıdaların tüketilmesi gerekiyor. Bu sebeple özellikle mide ve bağırsak kanserinden korunmak için patates kızartırken kabuklarının soyulmaması, elma, şeftali, domatesin kabuklu tüketilmesi öneriliyor. Çünkü, lifler sayesinde kanserojen maddelerin bağırsaklardan emilerek kana karışması ve diğer organlarda kanser oluşturma riski azalıyor. Bitkisel yağların kızartmalarda çok az ve bir kez kullanılması, ayrıca sucuk, salam ve ızgara yapılan gıdaların sık tüketilmemesi gerekiyor. İçerdiği Omega 3 yağ asitleri dolayısıyla kansere karşı koruyucu olan balık tüketilmesi, günde 8-10 adedi geçmeyecek şekilde kabuklu yemiş yenilmesi, havuç, domates, soğan, sarımsak, kereviz, enginar ve semizotunun mutfakta bol kullanılması, sütsüz bitter çikolata tüketilmesi ve sentetik östrojen hapları yerine soya ve soyalı ürünlerdeki bitkisel östrojenlerin tercih edilmesi, hazır turşu, ekmek, kek ve çorba gibi gıdalardan uzak durulması, un, tuz ve şekerin olabildiğince az tüketilmesi öneriliyor.

Özellikle enginar ve kereviz, kandaki kolesterolün fazlasını safra asidine dönüştürerek, kolesterolün dengede tutulmasını sağlıyor, damar kireçlenmesine karşı koruyor, proteinlerin kan, kemik, hormon, sinir ve hücre yapımında daha rahat kullanılmasını sağlıyor, kandaki yağ ile toksiklerin dışkı ile atılımınını sağlayarak kansere yakalanma riskini azaltıyor. AŞIRI YAĞLI YİYECEKLERDEN KAÇININ Et ve et ürünlerinin 65-70 dereceden fazla ısı düzeyinde pişirilmemesi, bu ürünlerin sınırlı tüketilmesi, aşırı yağlı yemeklerden uzak durulması gerekiyor. Güçlü bir antioksidan olan C vitamini içeren meyve ve sebzelerin her gün düzenli olarak tüketilmesi öneriliyor. Özellikle gıdanın ekşilik ve sululuk oranı arttıkça C vitamini oranının da arttığına dikkat çekiliyor. Ancak bu besinler tüketilirken doğrama, parçalama, ısıtma, ızgara ve haşlama sırasında vitamin değerinin azaldığı belirtilerek, mümkün olduğunca işlem görmeden taze tüketilmesi tavsiye ediliyor. Prostat ve mide kanserlerine yakalanma riskini düşürmede özellikle yeşil ve sarı renkte olan portakal, limon, muz, şeftali, kayısı, brokoli, ıspanak, maydanoz, semiz otu gibi gıdaların tüketilmesi gerekiyor. Mantarların da kansere karşı koruyucu etkisi olduğu, bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği ifade ediliyor. Normal şartlarda kan hücrelerinin çoğalmaları ve kan yapımı için demir yönünden zengin gıdaların tüketilmesinin önemli olduğu, ıspanakta ve pek çok bitkisel gıdada bulunan demirin, ‘’kaliteli’’ demir olmadığı, kırmızı et, balık, kanatlı etleri ile yumurtada bulunan demirin ise ‘’sindirilebilir, kana karışabilir’’ özellikli ve yüksek oranlı olduğu belirtiliyor. Kansere karşı mücadeledeki ilk adım ise karaciğer sağlığının korunmasından geçiyor.

28.05.2008


 

Obeziteye akupunktur çözümü

Akupunktur, obezite (aşırı şişmanlık) tedavisinde de tamamlayıcı tıp yöntemi olarak sıkça kullanılıyor.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbî Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Bilgihan, yaptığı açıklamada, yaklaşık 3 bin yıldan bu yana uygulanan, son yıllarda Avrupa ve ABD’de yapılan araştırmalar sonucunda tıp literatürüne giren akupunkturun, özellikle Çin’de geleneksel bir tedavi yöntemi olarak kullanıldığını söyledi.

Bilgihan, obezite tedavisinde, uzman hekim tarafından önerilen diyet ve egzersiz programlarının kullanıldığını, son yıllarda da ‘’akupunktur’’un, tıpta kullanılan yöntemlerden biri olduğunu söyledi.

Akupunkturu, mutlaka uzman bir hekimin yapması gerektiğini vurgulayan Bilgihan, ‘’Bu uygulama, vücutta belirli bölgelere iğneler batırılarak, kişinin kilo vermesine yardımcı olan bir tedavi yöntemidir. Akupunktur noktalarının iğne ile uyarılması sonucu, bir dizi nörokimyasal tepkime gerçekleşir, bu da tokluk hissi ve metabolizmanın hızlanması gibi sonuçlara yol açar’’ dedi. Bilgihan, tedavinin, akupunktur polikliniklerinin bulunduğu devlet ve üniversite hastanelerinde uygulandığını ancak devlet tarafından geri ödemesinin yapılmadığını ifade etti. Maliyetin, ortalama bin-bin 500 YTL olduğunu söyledi.

28.05.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır