Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

ENERJİDE NEDEN DIŞA BAĞIMLI HALE GELDİK?

DP Genel Başkan Yardımcısı Sabri Erdil, bugün enerji tüketiminin toplamda yaklaşık yüzde 70’inin ithal edildiğini, Türkiye’nin enerji üretim potansiyelinin sadece yüzde 25’ini kullandığını belirterek, “Böyle bir potansiyel yerel kaynak mevcutken, petrol ve doğal gaz gibi dışa endeksli bir enerji kullanım politikası tercihini ortaya koyan hükümetin iyiniyetinden kaygılıyız” dedi.

DEMOKRAT Parti (DP) Ekonomik Mali İşler Strateji ve Ar-Ge Başkanı Sabri Erdil, Türkiye’nin enerji kaynakları açısından kendi kendine yetebilecek bir ülke olmadığını söyledi. Türkiye enerji ithalatı yoğun olan bir ülke olduğunu vurgulayan Erdil, “Enerji kaynaklarında son on yıla yakın bir süredir dağılım bozulmuş, dışa bağımlılık artmıştır. Petrol ve doğal gaz enerjisi kullanımı 2007 yılı itibari ile toplam tüketimde yüzde 63’ler mertebesine yükselmiştir. Bu iki enerji kaynağının toplam üretim içerisindeki payı ise sadece şüzde 12 civarındadır. Aradaki fark oransal olarak sürekli artmaktadır ve ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Yapılan politika hatalarından biri dünyanın aksine dışa bağımlılığı artırmaktır” dedi.

Türkiye’de enerji tüketiminde petrolün yüzde 35.6, doğalgazın yüzde 27.6 kömür ve türevlerinin payının yüzde 25.6’lara yükselmesinin sorunun temelini oluşturduğunu söyleyen Sabri Erdil, Türkiye’nin bu tabloyu iyi yönetemediğini dile getirdi. Erdil, “Mevcut hükümet bu sorunu Dünya Bankası ve uluslararası konvansiyonların yönlendirmesi ile yönetmeye çalışmıştır. Bu kadar stratejik bir konu yerel şartlarla, üstünlük ve zayıflıklar dikkate alınarak çözümlenmeliydi. Popülist yaklaşımlarla ve ülkenin çıkarları ile çelişen çözümler bugün enerji sorununu içinden çıkılmaz bir hale sokmuştur” diye konuştu. Enerji kaynağı seçiminde yapılan tercih hatası nedeniyle yerel üretimin tüketimi karşılama oranının sürekli azaldığına da dikkat çeken Erdil, bugün enerji tüketiminin toplamda yaklaşık yüzde 70’inin ithal edildiğini, bu oranın yaklaşık olarak 1990’lı yılların başında yüzde 40, 2000’li yılların başında yüzde 55’ler düzeyinde olduğunu bildirdi.

Türkiye’nin elektrik enerjisi veya yenilenebilen enerji üretim potansiyelinin sadece yüzde 25’ini kullandığını da ifade eden Erdil, “Böyle bir potansiyel yerel kaynak mevcutken, petrol ve doğal gaz gibi dışa endeksli bir enerji kullanım politikası tercihini ortaya koyan hükümetin iyi niyetinden kaygılanmamak mümkün değildir” dedi. Enerji kullanım politikasının temelinde, ucuz, verimli ve yönetilebilen, güvenilir kaynaklardan sağlanan bir politika olması gerektiğini üzerinde de duran Erdil şöyle konuştu: “Güçlü ve rekabet edebilen bir ekonomi artık bu koşullarda enerji kullanımına bağlıdır… Dünya ülkeleri enerji kaynakları ve kullanımında ulusal çıkarları nedeni ile büyük çatışmalar yaşarken hükümet önemsemeyen ve küçümseyen bir tutum içindedir… Türkiye kendi enerji kullanım politikasını belirlemek zorundadır. Hükümetin bu sorunların çok gerisinde olduğu anlaşılmaktadır.”

Ahmet TERZİ / Ankara

30.05.2008


 

Kart faizinden müthiş servet kazanıyorlar

nBankaların insanların zaaflarını kullandığını vurgulayan Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, “Rekabet ortamında kredi kartı faizlerine sınırlama getirilemez diyorlar, ama kendi aralarında anlaşarak rekabeti bitiriyorlar. Biz bu faizi uygulayacağız diyorlar. Bankalar tüketicilerden çok kendi menfaatlerini gözetiyorlar. Bankalar için borcunu zamanında ödeyemeyen tüketici kaliteli tüketicidir. Yıldızlı tüketicidir. Çünkü sürekli faiz öder. Bankalar insanların ekonomik sıkıntısından nemalanıyor. Geçim kaynakları faiz. Kart faizinden müthiş servet kazanıyorlar” dedi.

Tüketiciyi tehdit ediyor, şantaj yapıyorlar

Tüketici Hakları Merkezi Genel Başkanı Ömer

Keser de bankaların resmen tehdit ve şantaj yaptıklarını belirterek, kredi kartı kullanımının bankalarca istismar edildiğini söyledi. Keser, kredi kartı faizleriyle ilgili tartışmada bankalardan yana tavır alan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunu eleştirerek şöyle konuştu: “BDDK bazen öyle konuşuyor ki, sanki Bankalar Birliği konuşuyor zannediyorum. Tüketici öncelenmelidir. Bankacılık sektörüne karşı korunmalıdır. Hükümet, faizi sınırlandırma konusunda geri adım atmamalıdır.”

Bankalar sömürüyor

redi kartı faiz oranlarına sınırlama getiren teklif bankaları ayaklandırdı. Faize dokundurtmak istemeyen bankalara BDDK destek verirken tüketici STK’ları bankaları ve onlara destek veren BDDK’yı eleştirdi.

Yeni Asya’ya konuşan Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya ve Tüketici Hakları Merkezi (TÜ-MER) Genel Başkanı Ömer Keser bankalara ağır suçlamalarda bulundular.

TÜKETİCİLER BİRLİĞİ: FAİZDEN SERVET SAHİBİ OLDULAR

Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, kredi kartlarının alış veriş aracından ziyade geçim aracı olarak kullanıldığını söyledi. Bankaların insanların zaaflarını kullandığını vurgulayan Kaya, “Bankalar da bunu çok iyi biliyorlar, kart pazarlıyorlar. Ve faizinden müthiş bir servet sahibi oluyorlar. Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya’nın verdiği teklifi savunuyoruz” dedi.

Kaya sözleri şöyle: “Bankalar rekabet ortamında sınırlama getirilemez diyor ama kendi aralarında anlaşarak rekabeti bitiriyorlar. Biz bu faizi uygulayacağız diyorlar. Bankalar tüketicilerden çok kendi menfaatlerini gözeti-yor. Bankalar için borcunu zamanında ödeyemeyen tüketici kaliteli tüketicidir. Yıldızlı tüketicidir. Çünkü sürekli faiz öderler. Bankalar insanların ekonomik sıkıntısından nemalanıyor. Geçim kaynakları faiz. Sanayicilerin vergi rekortmeni olması gerekirken maalesef para üzerinden para kazananlar vergi rekortmenleri oluyorlar.”

TÜ-MER: BDDK BANKACILAR GİBİ

KONUŞUYOR

Tüketici Hakları Merkezi (TÜ-MER) Genel Başkanı Ömer Keser ise bankaların resmen tehdit ve şantaj yaptıklarını savundu. Bankaların kredi kartı kullanımını istismar ettiğine dikkat çeken Keser, “Bankacılar kredi kartlarında ciddî bir gelir olduğunu keşfettiler. Üyelik ücretleri aldılar ve inanılmaz kâr ettiler. Ahmet İyimaya’nın teklifi ile bankacılar köşeye sıkıştı. Bankaların gayri hukuki davranışları var. Talep olmadan kart göndermezsiniz deniyor ama gönderiliyor. Sözleşmenin bir suretini tüketiciye vermek zorundalar ama vermiyorlar. Yasama hiçe sayılıyor” dedi.

Bütün dünyada finans sektörünün zarar gösterirken Türkiye’deki bankacılık sektörünün tarihî rekorlara imza attığını hatırlatan Keser, şunları söyledi: “Çıkıp Türkiye serbest piyasa ekonomisi ile yönetiliyor buna müdahale etmeyin deniyor. Serbest piyasa tüketiciyi söğüşleme ekonomisi değildir. Bankacılık sektörü günü gününe ödeme yapan tüketiciyi sevmez. Gecikmeli ödeyen en iyi tüketicidir. Bu aba altında sopa göstermektir.”

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin’in bankalara destek vermesini şaşkınlıkla karşıladığını belirten Keser, “BDDK yeteri kadar bankaları denetlemiyor. BDDK bazen öyle konuşuyor ki sanki Bankalar Birliği konuşuyor zannediyorum. Tüketici öncelenmelidir. Bankacılık sektörüne karşı korunmalıdır. Hükümet faizi sınırlandırma konusunda geri adım atmamalıdır. Bankalar tüketiciye şantaj yapıyor, tehdit ediyor, aba altında sopa gösteriyor. Bankacılık sektörünün ciddi bir şekilde izlenmesi lâzım” dedi.

ATO: BANKALAR FAİZDE UYUMLU

Öte yandan Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün de faize sınırlama getirilmesi gerektiğini açıkladı. Bankacılık sektöründen gelen “Serbest piyasada sınır olmaz” şeklindeki eleştirileri anlamanın mümkün olmadığını belirten Aygün, “Kredi kartı pazarındaki 21 bankadan 16’sının çok büyük bir uyumla aynı faiz oranını uyguladığı bir ülkede yüksek faiz sorununun serbest piyasa koşullarında çözülmesi beklenemez. Nitekim yıllardır da çözülemiyor. Serbest piyasa ekonomisi diye tutturdukları, gerçekte serbest pırasa ekonomisi. Tüketiciyi pırasa gibi doğra at, al sana serbest piyasa” dedi.

Kemal BENEK / Ankara

30.05.2008


 

Petkim bugün devrediliyor

PETKİM sermayesindeki yüzde 51 oranındaki kamu hissesinin Socar-Turcas-Injaz Ortak Girişim Grubuna devri, bugün gerçekleştirilecek.

Petkim’in 2 milyar 40 milyon dolar tutarındaki hissesinin Socar-Turcas-Injaz Ortak Girişim Grubu’na devrine ilişkin sözleşme bugün imzalanacak. Ortak Girişim Grubu, devre konu olan hisselerin bedelini vadeli ödeyeceğini açıklanmıştı. Söz konusu şirket önceki gün de İMKB’ye yaptığı açıklamada, yüzde 50 peşinat tutarı olan 1 milyar 20 milyon doları ÖİB’ye ödediğini bildirmişti. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Petkim’de satış sözleşmesinin imzalanması ve diğer işlemlerin tamamlanması için alıcıya 30 Mayıs’a kadar süre vermişti. Bu arada, Petrol-İş Sendikası’nın Petkim’in özelleştirilmesine karşı açtığı bazı davalarla ilgili yargı süreci devam ediyor.

/ Ankara

30.05.2008


 

Tüzmen’den kimya ürünleri ihracatçılarına uyarı

DEVLET Bakanı Kürşad Tüzmen, AB ülkelerine kimyasal ürün ihraç eden firmaların, ürünlerini Avrupa Kimyasallar Ajansı’na kaydettirmeleri gerektiğini söyledi.

Bakan Tüzmen, Dış Ticaret Müsteşarlığında (DTM) düzenlediği basın toplantısında, 2007 yılında 10,4, milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilen kimya sektörü için AB’nin, 3 milyar 730 milyon dolara ulaşan ihracatla en büyük pazar durumunda bulunduğuna dikkati çekti. En önemli gündem maddesinin, AB’nin yeni kimyasallar mevzuatı REACH (Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi ve İzni) olduğunu anlatan Tüzmen, REACH ile Türkiye’deki ihracatçıların, ihracata konu kimyasal maddelerini Avrupa Kimyasallar Ajansı’na kaydettirmelerinin zorunlu hale geldiğini bildirdi. ‘’İhracatçı firmalarımızın AB ülkelerine olan ihracatlarının sekteye uğramaması için, 1 Haziran-1 Aralık 2008 tarihleri arasında mutlaka ihraç edecekleri ürünlerin ön kayıtlarını yaptırmaları gerekiyor’’ diyen Tüzmen, geçen yılın sonu itibariyle 2 bin 500 firmanın, AB’ye 1 tonun üzerinde ihracat yaptığını ve bunların 770’inin doğrudan, çok daha fazla firmanın ise dolaylı yönden bu yeni uygulamadan etkileneceğinin öngörüldüğünü belirtti.

/ Ankara

30.05.2008


 

Cornelia Diamond Golf Resort Otel hizmete girdi

TÜRK Turizmi’nin göz bebeği Antalya Belek’te yer alan, bölgenin en yeni oteli Cornelia Diamond Golf Resort & Spa yeşillikler içinde 200 bin m2 alan üzerine kuruldu.

Otelde 12 bin m2 havuz, 5 bin m2 SPA, 4 bin m2 çocuk parkı, 8 A la carte restaurant, 27 delikli Nick Faldo imzalı golf sahası bulunuyor. Cornelia Diamond, ünlü mimar Tuncay Çavdar tarafından tasarlandı. 15 ay gibi kısa bir sürede inşaatı bitirip, oteli hizmete açtıklarını belirtengenel müdür Zafer Alkaya şunları söyledi: "Otelimiz modern bir tarzda yapıldı. Birçok mekânlarda el emeğine ağırlık verdik. İtalyan, Çin, Japon ve Osmanlı mutfağımız var. 1500 kişilik konferans salonumuz hazır durumda. Otelimizde 600 personel 24 saat hizmet veriyor. Odalarımız asgarî 60 metrekare büyüklükte. Her odada LC TV'ler bulunuyor. Misafirlerimizin rahat bir tatil geçirmeleri için her türlü kolaylığı sağlamaya çalıştık. Şu anda ağırlıkta Rus turistler konaklıyor. Zengin açık büfelerimizle damak zevki sunuyoruz. Yerli turistlerimizi de tesislerimize bekliyoruz. Antalya havaalanına 35 dakika uzaklıktayız."

Erol DOYURAN / Antalya

30.05.2008


 

FED, faiz arttırma dönemine girebilir

FAİZLERİ düşüren ABD Merkez Bankası’nın (FED) enflasyonu kontrol altına almak için bundan böyle faiz arttırma sürecine girebileceği belirtildi.

FED Açık Piyasa Komitesi’nde oy hakkı olan Dallas FED Başkanı Richard Fisher ile Minneapolis FED Başkanı Gary Stern, yaptıkları açıklamada, enflasyon beklentilerinin kötüleşmesi halinde, para politikasının değiştirilerek, faizlerin artırılabileceğine dikkati çekti. Ekonomideki durgunluk sebebiyle FED son olarak, faiz oranlarını yüzde 2’ye çekmişti.

30.05.2008


 

Sözleşmeli personele iyi haber

TÜRK İmar-Sen’den yapılan açıklamada, Danıştay’ın, sözleşmeli personelin hizmet sözleşmelerinin tek taraflı feshi ve fazla çalışmalarının ücretlendirilmemesi konularında yürütmeyi durdurma kararı verdiği bildirildi.

Türk İmar-Sen’den yapılan yazılı açıklamada, sendika genel merkezinin açtığı dâvâ sonucunda, Danıştay’ın, bütün kurumlardaki 4/B’li sözleşmeli personeli ilgilendiren önemli bir yürütmeyi durdurma kararı verdiği ifade edildi. Açıklamada, davayı görüşen Danıştay 12. Dairesinin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde çalışan sözleşmeli personelin hizmet sözleşmelerinde bulunan ve idareye ‘’keyfi olarak’’ sözleşmeyi feshetme imkânı tanıyan maddenin yürütmesini durdurduğu belirtildi. Açıklamada, Danıştay’ın ayrıca bütün kurumlardaki sözleşmeli personelin çalışma esaslarını düzenleyen ‘’Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’’ da yer alan ‘’Bu karar esaslarına göre çalıştırılacak sözleşmeli personel, o gün bitirilmesi gereken işlerin bitimine kadar, çalışma saatleri dışında da çalışmak zorundadır’’ hükmü ile ‘’Sözleşmeli personele normal çalışma saatleri dışında veya tatil günlerinde yapacakları çalışmaları karşılığında herhangi bir ek ücret ödenmez’’ hükmünün yürütmesini durdurduğu kaydedildi. Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararının ardından Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde çalışan sözleşmeli personelin iş güvencesine kavuştuğu belirtilen açıklamada, bütün kurumlarda çalışan sözleşmeli personelin de karşılıksız fazla çalıştırılmasının engellendiği ifade edildi.

/ Ankara

30.05.2008


 

Marmaray’ın son ihalesinde malî teklifler açıldı

ASYA ile Avrupa’yı denizin altından birleştirecek Marmaray projesinde kullanılacak 440 adet demiryolu aracının temini için açılan uluslararası ihalede, İspanyol ve Fransız şirketleri elendi.

Güney Kore’den Hyundai ROTEM ile Kanada’dan Bombardier ve Almanya’dan Siemens ile Türkiye’den Nurol’un oluşturduğu ortak girişimin malî teklifleri ise kabul edildi. Ulaştırma Bakanlığı Demiryollar, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü’nün (DLH) yürüttüğü projede, Gebze-Halkalı arasında sefer yapacak 440 adet demiryolu aracının temini için açılan ihalenin teknik değerlendirmeleri tamamlandı. Firmaların mali teklifleri ise DLH konferans salonunda noter huzurunda açıldı. DLH Genel Müdürü Ahmet Arslan, burada yaptığı açıklamada, projenin finansmanının Avrupa Yatırım Bankası ve Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası’ndan sağlanacağını ifade ederek, ihalede yüzde 30 teknik değerlendirme puanı, yüzde 70 malî teklif puanının belirleyici olacağını kaydetti. Kriterlerde, araçların enerji tüketim miktarının da çok önemli olduğunu belirten Arslan, en kısa sürede ihaleyi sonuçlandıracaklarını dile getirdi. Projenin son ihalesiyle temin edilecek ve Gebze-Halkalı arasındaki 77 kilometrelik hatta sefer yapacak 440 adet demiryolu araçları, 22-23 metre uzunluğunda olacak. 5’li ya da 10’lu setler halinde temin edilecek araçlar, yolcunun yoğun olduğu saatlerde ya da gerektiğinde 5’li setler birbirine bağlanarak kullanılacak.

/ Ankara

30.05.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır