Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Toptan: Mahkeme yetkisini aştı

Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Köksal Toptan, “Yüksek mahkeme ilgili anayasa maddesini yorumlayarak bir sonuca varma yetkisinin ötesine geçmiştir” dedi. Toptan, Anayasa Mahkemesinin, TBMM’nin, 411 milletvekilinin oyuyla çıkardığı kanunu, Anayasanın 148. maddesine göre sadece şekil bakımından inceleyebileceğinin açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemenin esasla ilgili bir karar verdiğini söyledi.

MAHKEMEDE KONUŞULDUĞU İDDİA EDİLEN

SORU

Toptan, Anayasa Mahkemesinde konuşulduğu iddia edilen “Anayasayı değiştirme çoğunluğunu ele geçirmiş bir parti ‘Seçimler 20 yılda bir yapılır’ şeklinde bir Anayasa değişikliği yaparsa ne olur?” sorusuyla ilgili olarak da, “Bu parlamento için şu söylenebilir; 5 yıl olan yasama dönemi süresini 4 yıla indirmiş bir parlamento... 5 yılı 4 yıla indiren bir parlamento bunu 20 yıla çıkarabilir mi? Böyle birşey düşünülebilir mi?” dedi.

Mahkeme yetkisini aştı

ANAYASA MAHKEMESİNİN VERDİĞİ KARARLA YETKİSİNİ AŞTIĞINI BELİRTEN KÖKSAL TOPTAN, ’’YENİ BİR ANAYASA YAPIMI YANINDA BELKİ ÇİFT KAMARALI SİSTEMİ, YANİ SENATOYU DA TARTIŞMALIYIZ’’ DEDİ.

Cumhurbaşkani Vekili ve TBMM Başkanı Köksal Toptan, ‘’Yüksek mahkeme ilgili anayasa maddesini yorumlayarak bir sonuca varma yetkisinin ötesine geçmiştir’’ dedi. Toptan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Anayasa Mahkemesinin kararının gerekçesinin ne zaman yayınlanacağını bilinmediğinden konuyla ilgili basın toplantısı düzenlediğini bildirdi. Toptan, ‘’Yeni bir anayasa yapımı yanında belki çift kamaralı sistemi, yani senatoyu da tartışmalıyız’’ dedi.

Toplantısına, Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasasında da açıkça ifade olunduğu gibi demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu vurgulayarak başlayan Toptan, tüm çağdaş demokrasilerde olduğu gibi Anayasanın, yasama, yürütme ve yargı erklerinin ayrılığı ilkesine dayandığını vurguladı.

Her erkin görev ve yetkilerinin sınırlarının Anayasada ve ilgili yasalarda açıkça belirlendiğini kaydeden Toptan, ‘’Milletimizin temsil makamı olan TBMM’nin, Anayasa ve içtüzük kurallarına göre çıkardığı kanun, yürürlüğe girdikten sonra herkes için bağlayıcı ve uyulması gerekli bir norm halini almaktadır. Millet adına TBMM tarafından kullanılan bu yasama yetkisi mutlak bir yetkidir. Ancak hukuk devleti olmanın bir gereği olarak yürütmenin çalışmaları ‘idari’, yasama organı çalışmaları da belli şartlarda ‘anayasal yargı’ denetimine tabidir’’ diye konuştu. Bu denetim yollarının şart ve şekilleri, kuralları, konuları, yolları, hem Anayasa hem de ilgili yasalarda açıkça belirtildiğini vurgulayan Toptan, ‘’Yargı, konulan normları ancak anayasa ve hukuk devleti ilkelerine göre yorumlar ve bir sonuca varır. Bu hak da yargı için mutlaktır ve tartışılamaz. Ancak erkler, anayasadan doğan haklarını kullanırken kendilerini başka bir erk yerine koyamaz ve olmayan yetkiyi kullanamaz, başka erkin yetkisini elinden alamaz, o alana müdahale edemez. Bu amaçla norm ihdas edemez’’ dedi.

SENATO MODELİNİ TEKLİF ETTİ

‘’Sorunlarımızı demokrasi içerisinde çözebileceğimize yürekten inanıyorum’’ diyen Toptan, demokrasinin de sürekli gelişen ve değişen bir kavram olduğunu vurguladı.

Toptan, şunları kaydetti:’’Hepimiz el birliğiyle demokrasiyi savunmalı, korumalı ve geliştirmeye çalışmalıyız. Türk toplumu demokratik düzenin erdeminin ve yararlarının bilincine varmış durumdadır. Bize düşen, siyasal ve hukuksal yapılarımızı bu anlayışa uygun duruma getirmektir. Bu çerçevede yeni bir anayasa yapımı yanında belki çift kamaralı, yani senatoyu da artık Türkiye’nin tartışmasının yararlı olabileceğini düşünmekteyim. Demokratik yönetimin dayandığı değerleri, demokratik siyasal kültürü de güçlendirmeye hep beraber çalışmalıyız. Herkes bilmelidir ki Meclisimiz; yüksek temsil gücüyle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Anayasada belirlenen ilkeler çerçevesinde millet ve tarih önünde ettiği yeminine sadık kalarak milleti için doğruları yapmaya devam edecektir. Vatandaşlarımızın, Türkiye’nin geleceğine olan güven ve inançlarında hiçbir eksilme olmamalıdır.’’

Köksal Toptan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze pek çok sorunu aştığını, içinde bulunduğu sorunları da durumu da aşacağını belirterek, ‘’Bunun için kurumlarımıza ve birbirimize olan güven duygularını kaybetmemeliyiz, birbirimizi incitecek ve etkisizleştirme amacı taşıyan davranışlardan kaçınmalıyız. Bütün bunları karşılıklı konuşmak ve değerlendirmeler yapmak üzere önümüzdeki süreçte Parlamentomuzda temsil edilen siyasi partilerin liderlerini ortak bir toplantıya çağırmayı da düşünmekteyim’’ diye konuştu.

‘’DEMOKRASİMİZİN GELİŞİMİ AÇISINDAN KAYGI VERİCİ’’

Köksal Toptan, Anayasa Mahkemesinin, TBMM’nin, 411 milletvekilinin oyuyla çıkardığı kanunu, Anayasanın 148. maddesine göre sadece şekil bakımından inceleyebileceğinin açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemenin esasla ilgili bir karar verdiğini söyledi.

Toptan, ‘’Anayasa değişikliğinin içeriği başka bir şey, ancak yüksek mahkemenin 148. maddeye göre yetki kullanması, yahut yetki aşımını kullanması ayrı bir şeydir. Böylece yüksek mahkeme ilgili anayasa maddesini yorumlayarak bir sonuca varma yetkisinin ötesine geçmiştir. Bu kararın; erkler arasında bulunması gerekli olan karşılıklı, güvenli, ahenkli ve uyumlu işleyişe uygun bir sonuç doğurmadığı kanaatindeyim. Bu kararla kuvvetler ayrılığı ilkesi sorgulanabilir hale gelmiştir. Böyle bir hal demokrasimizin gelişimi açısından kaygı vericidir’’ diye konuştu.

Anayasa Mahkemesinin, demokratik sistemin ‘’olmazsa olmaz bir gücü’’ olduğunu kaydeden Toptan, bu mahkemenin verdiği kararların bazıları tarafından beğenilmemesi, bazılarınca ise alkışlanmasının doğal olduğunu ifade etti.

/ Ankara

08.06.2008


 

TÖRENE KATILMASINA İZİN VERİLDİ, AMA...

Kafkas Üniversitesi 2007-2008 eğitim öğretim yılı mezunlarını, Prof. Dr. Necdet Leloğlu Konferans Salonunda düzenlediği veda programı ile uğurlarken, öğrenci velilerinden başörtülü olanların da mezuniyet törenine katılmalarına müsade edildi; ama üniversiteyi birincilikle bitiren İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisi Serkan Aydın'ın annesi Sevil Aydın, oğlunu tebrik etmek için sahneye çıkmak isteyince güvenlikçiler tarafından engellendi.

ANNE, OĞLUNU YAŞLI GÖZLERLE İZLEDİ

Serkan Aydın, ödülünü aldıktan sonra konuşma yapmak istedi, ama aşırı şekilde heyecanlanınca sözlerini yarıda keserek Sivas'tan gelen anne babasını yanına çağırdı. Ancak annesi türbanlı olduğu gerekçesiyle sahneye çıkarılmadı. Anne Sevil Aydın, oğlunun mutluluğunu oturduğu yerden yaşlı gözlerle izledi. Onun yerine baba Salih Aydın sahneye çıkarak çok çile çektiklerini, ama oğlunun başarısının bunları unutturduğunu

söyledi.

Başörtülü anneyi ağlattılar

ÜNİVERSİTE BİRİNCİSİNİN ANNESİ, BAŞI ÖRTÜLÜ OLDUĞU GEREKÇESİYLE SAHNEYE ALINMADI.

KAFKAS Üniversitesi (KAÜ) 2007-2008 eğitim öğretim yılı mezunlarını, Prof. Dr. Necdet Leloğlu Konferans Salonu’nda düzenlediği veda programı ile uğurladı. Üniversiteyi birincilikle bitiren Serkan Aydın’ın annesi Sevil Aydın, oğlunu tebrik etmek için sahneye çıkmak isteyince güvenlikçiler tarafından engellendi.

Programa Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden, Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, Tugay Komutanı Şeref Oğuş, Kafkas Üniversitesi Rektörü Abamüslüm Güven, öğretim görevlileri, mezun olan öğrenciler ve velileri katıldı. Öğrenci velilerinden başı kapalı olanların da mezuniyet törenine katılmalarına müsade edildi.

Rektör Abamüslüm Güven yaptığı açılış konuşmasında; KAÜ’nün çağdaş, Atatürk ilkeleri çerçevesinde eğitm ve öğretim yapan bir üniversite olduğunu, 2007- 2008 eğitim öğretim dönemini kavgasız gürültüsüz bir şekilde bitirdikleri için mutlu olduklarını belirtti.

Yapılan konuşmaların ardından üniversite 1’incisi olan İngiliz Dili Edebiyatı Bölümü Öğrencisi Serkan Aydın ile 2’nci Hemşirelik Öğrencisi Ayşe Aladaş ve 3’üncü olan Bankacılık Bölümü Öğrencisi Zümrüt Aksu’ya ödülleri Vali Erden tarafından verildi.

Üniversite birincisi Serkan Aydın, ödülünü aldıktan sonra konuşma yapmak istedi ancak aşırı şekilde heyecanlanınca sözlerini yarıda keserek Sivas’tan gelen anne babasını yanına çağırdı. Ancak annesi başı türbanlı olduğu gerekçesiyle sahneye alınmadı. Anne Sevil Aydın, oğlunu mutluluğunu oturduğu yerden yaşlı gözlerle izledi.

Program sonunda üniversite 1’incisi olan Serkan Aydın birinci olduğu için çok mutluğu olduğunu mastır yapmak üzere Amerika’ya gitmeye hak kazandığını ancak mastır ve yüksek lisansını yaptıktan sonra vefa borçlu olduğu Kars’a gelerek öğretim görevlisi olarak çalışmak istediğini bildirdi. Serkan’ın ardından konuşma yapan baba Salih Aydın ise oğlu Serkan dahil 3 oğlu bir de kızı olduğunu hatırlatarak çocuklarını okutmayı ve ailesinin geçimini taksicilik yaparak sağladığını söyledi. Baba Aydın, bu nedenle de çok çileler çektiğini ancak oğlunun mutlu gününde bütün dertlerini unuttuğunu ifade ederken oğlu ile birlikte geçim kaynakları olan ticari taksinin önünde hatıra fotoğrafı çektirdi.

/ Kars

08.06.2008


 

Temel haklara darbe vuruldu

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Anayasa Mahkemesinin başörtüsü hakkında verdiği kararı “din özgürlüğü ve diğer temel haklara darbe” olarak değerlendirdi. Örgütten yapılan açıklamada “Bu karar, başörtüsü kullanan kadınları dinleri ve eğitimleri arasında bir tercih yapmaya zorlamaktadır” denildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsü hakkında verdiği kararı “din özgürlüğü ve diğer temel haklara darbe” olarak değerlendirdi. Örgütten yapılan açıklamada “Bu karar, başörtü kullanan kadınları dinleri ve eğitimleri arasında bir tercih yapmaya zorlamaktadır” denildi. Açıklamayı yapan HRW’nin Avrupa ve Orta Asya Sorumlusu Holly Cartner, “Bu karar gerçekten hayal kırıklığına sebep olan bir karardır ve reform süreci için iyiye işaret değildir” dedi. Amerika merkezli HRW, aynı zamanda AK Parti hükümetine de eleştirilerde bulundu. Örgüt, açıklamasında AK Parti’yi, seçim sürecinde söz vermesine rağmen Türk Anayasası’nı tamamen değiştirmekte ve anayasa içinde insan haklarını korumakta başarısız olmakla eleştirdi.

/ Ankara

08.06.2008


 

Hükümet yüzde 47’yi taşıyamıyor

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, “Dini, laikliği, milliyetçiliği siyasete alet ediyorlar. Bu iktidar ülkeyi yönetemiyor. Hükümet, halkın kendisine verdiği yüzde 47’lik oy yetkisini taşıyamıyor. Bu muhalefetle iktidarın işi daha da kolaylaşıyor” dedi.

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, hükümetin halkın kendisine verdiği yüzde 47’lik oy yetkisini taşıyamadığını öne sürdü. Soylu, parti çalışmaları için geldiği Adana’nın Kozan ilçesinde, partililere hitaben yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın kavga siyasetiyle ülkeyi idare etmeye çalıştıklarını ileri sürerek, ‘’Bunlar orta oyunu oynuyor. Biri Kavuklu, diğeri Pişekar’’ dedi. Türkiye’yi karış karış dolaştığını ve hayatından memnun kimseyi göremediğini ifade eden Soylu, şunları kaydetti: ’’Anadolu’da tarlalar ipoteğe gitmiş, esnaf haciz korkusuyla yatıp kalkıyor. Vatandaş bu iktidardan bıkmış. Bize ‘neredesiniz, yetişin, kurtarın bizi’ diye feryat ediyorlar. Biz de parti olarak başlattığımız bu beyaz yürüyüşle ülkeye yeniden ahlaklı siyaseti, ahlaklı demokrasiyi getirmeye, 70 milyonun birliğini ve mutabakatını sağlamaya yola çıktık. Dini, laikliği, milliyetçiliği siyasete alet ediyorlar. Bu iktidar ülkeyi yönetemiyor. Hükümet, halkın kendisine verdiği yüzde 47’lik oy yetkisini taşıyamıyor. Bu muhalefetle iktidarın işi daha da kolaylaşıyor. Ben bu iktidarı silkelemeye geldim. Bu iktidar çiftçisine, işçisine, memuruna yardımcı olmaya çalışacağına kavga siyaseti yapıyor. Başbakan siyasete ‘Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ diyerek girdi. Evet, artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Çünkü ülkemin kaynaklarını, fabrikalarını sattılar. Dolayısıyla artık hiçbir şey eskisi olmayacak.’’ CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı da eleştiren Soylu, ‘’Baykal, 40 yılın üzerine siyaset yapıyor. Ne bir fabrika, ne de bir üniversite açtığını duydunuz mu? Hayır onlar kavga siyaseti yapıyor’’ diye konuştu. Daha sonra İmamoğlu ilçesinde parti teşkilatını ziyaret eden Soylu, buradaki konuşmasında yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle çiftçinin zor günler geçirdiğini söyledi. Soylu, Türkiye’de yaşanan sıkıntılı günlerin yakın gelecekte sona ereceğini de ifade etti. DP lideri, partililerin sorunlarını dinledikten sonra ilçeden ayrıldı.

/ Kozan

08.06.2008


 

Tek çözüm yargı reformu

Yeni Asya’ya konuşan Gaziosmanpaşa Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Bekir Berat Özipek, Türkiye’de yargı, oluşumu ve işlevleri bakımından “demokratik meşruluğa” kavuşturulmadığı sürece normalleşmenin gerçekleşemeyeceğini söyledi.

Yeni Asya’ya konuşan Gaziosmanpaşa Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. B. Berat Özipek, Türkiye’de yargının oluşumu ve işlevleri bakımından “demokratik meşruluğa” kavuşturulmadığı sürece normalleşmenin gerçekleşemeyeceğini söyledi. Özipek, Anayasa Mahkemesinin son başörtüsü kararının, Türkiye’de yargı reformunun ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha trajik bir biçimde gösterdiğini ifade etti. Anayasa Mahkemesi dahil Türkiye’de yüksek yargı, oluşumu ve işlevleri bakımından demokratik meşruluğa kavuşturulmadığı sürece, demokratikleşmeye ve normalleşmeye zarar veren bu tür hukuka aykırı kararların önünün alınamayacağına dikkat çeken Özipek, “Tek çözüm, bu kurumların tarafsızlığının, bağımsızlığının ve hesap verebilirliğinin sağlanmasıdır. Bunun ilk ve olmazsa olmaz adımı ise, bu kurumların yapısının değiştirilmesini ve tıpkı çağdaş demokrasilerde olduğu gibi, üyelerinin seçimle veya seçilmiş organlarca göreve getirilmesidir. Reform adını hak edebilecek bir yargı reformu ancak böyle yapılabilir” dedi.

Yargıdaki mevcut yapının problemli olduğunu vurgulayan Özipek, “Yargının bugünkü yapısı, hiçbir demokraside söz konusu olmayan, atanmışların belirleyici olduğu bir yapı. Onların oluşumunda seçilmiş organların belirleyiciliği sınırlıdır ve bu yönüyle yargı, aslında kendi kendisini seçmektedir. Bunun da sonuçta demokratik bir meşruluk sorunu doğurduğu açıktır. Bu çerçevede bugünkü yapı ve işleyiş ‘güçler ayrılığı’ adına da haklı gösterilemez; çünkü demokrasilerde güçler ayrılığı vardır; ama bu güçlerin tümü, yapı ve işleyiş bakımından demokratik meşruluğa sahiptir, yani yasama ve yürütme ile birlikte yargı da halka dayanır. Bugün bizim sorunumuz, seçilmemiş veya üyeleri seçilmiş kişi ve organlarca belirlenmemiş bir yargı erkinin, seçilmiş organlarla beraber ‘egemenliğin’ kullanımına ortak olmasıdır; hatta ortak olmaktan da öte, Anayasa Mahkemesi’nin yetki aşımı anlamına gelen son kararında da görüldüğü gibi, seçilmiş bir organ (TBMM) üzerinde belirleyici olmasıdır” şeklinde konuştu. Türkiye’de gerçek anlamda demokratik bir rejim için ilk atılması zorunlu adımın yargının demokratik meşruluğa kavuşturulması olduğunu hatırlatan Özipek, “Zaten bu gerçekleştirilmeden herhangi bir köklü ve kalıcı reform da mümkün olmayacaktır” dedi.

Kemal BENEK / Ankara

08.06.2008


 

2008’i de kaybediyoruz

ODTÜ Avrupa Çalışmaları Merkezi Başkanı ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atila Eralp, “Kısır iç çekişmelerimiz AB’ye girmemizi istemeyen ülkelerin eline koz veriyor. Boşa geçen bir yılın ardından 2009 yılı AB için kritik eşik konumunda” dedi.

ORTA DOĞU Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Avrupa Çalışmaları Merkezi Başkanı ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atila Eralp, ‘’kısır iç çekişmelerimiz AB’ye girmemizi istemeyen ülkelerin eline koz veriyor. Boşa geçen bir yılın ardından 2009 yılı AB için kritik eşik konumunda’’ dedi. Prof. Dr. Eralp, yaptığı açıklamada, Hükümetin 2008 yılını Avrupa yılı ilan ettiğini ancak ülkede yaşanan iç çekişmelerden dolayı AB sürecinde yapılması gereken reformların yapılamadığını söyledi. Türkiye’nin tartıştığı siyasi iç konuların zaman kaybından başka bir işe yaramadığını iddia eden Eralp, şöyle devam etti: ’’Kaybedecek zamanımız yok. Ancak gerek içerde gerekse dışardaki gelişmeler AB sürecinde istenen seviyedeki ilerlemeyi yakalamamızı engelledi. Yarım asırdan beri uğraştığımız AB projesinde zamanlama çok önemli. 2008 yılı Avrupa Yılı ilan edildi. Kısır iç çekişmelerimiz AB’ye girmemizi istemeyen ülkelerin eline koz veriyor. Boşa geçen bir yılın ardından 2009 yılı AB için kritik eşik konumunda. Gerekli reformlar yapılamıyor. Bize destek veren ülkelere gerekli malzemeyi sağlayamadığımız zaman onların eli zayıflıyor, bu sefer de bize karşı olanların eli güçleniyor. Şu an Slovenya AB dönem başkanlığını yapıyor. Dönem başkanlığını önümüzdeki haftalarda Fransa devralacak. Fransa bu kadar sıkıntılı bir dönemde Türkiye’de sorunlu ne kadar konu varsa onun üzerine gitmeye hazırlanıyor. Zamanlama açısından çok sıkıntılı bir dönemdeyiz.’’

/ Kayseri

08.06.2008


 

AKP, başörtüsünü çözmek isterken yasaklatan parti oldu

Yaklaşik 6 yıl sonunda, “Başörtüsüne serbesti’’ diye yola çıkan AKP, öngörmediği biçimde “Türbana yasak getiren’’ parti oldu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ocak ayında İspanya’da yaptığı “Velev ki siyasi simge olsun’’ açıklaması ile Türkiye’nin gündemine oturan ve “Başörtüsüne serbesti getirme’’ yönündeki Anayasa değişikliği ile devam eden girişim ters tepti.Türbana serbesti girişimi, Anayasa Mahkemesinin kararı ile, “Başörtüsüne yasak’’ olarak sonuçlandı. Böylelikle yaklaşık 6 ay sonunda, “Başörtüsüne serbesti’’ diye yola çıkan AKP, hiç istemediği ve öngörmediği biçimde “Türbana yasak getiren’’ parti oldu. Üstelik bu girişim parti hakkında açılan kapatma davası için de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesindeki “Laikliğe karşı eylemlerin odağı’’ çerçevesindeki en önemli suçlamalardan biri oldu. Mahkeme, Anayasa değişikliklerini 9’a 2 gibi bir oy çokluğu ile reddetti ve bundan sonra da, türbanın üniversitelerde serbest olmasının yolu tamamen tıkandı. YÖK yasasında değişiklik yapılarak, “Genel ahlaka aykırı olmamak kaydı ile, üniversitelerde kılık kıyafet serbesttir’’ biçiminde yapılması planlanan değişiklik de mümkün olamayacak.

Yeni Asya / İstanbul

08.06.2008


 

OKS SON KEZ YAPILACAK

Fen, Anadolu ve Sosyal Bilimler liseleri, Polis Koleji ve özel okullarda okumak isteyen öğrencilere yönelik olarak son kez düzenlenecek Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) bugün yapılıyor.

Sınav, yurt içinde bütün iller ve bazı ilçeler ile yurt dışında 8 şehirde olmak üzere toplam 247 merkezde toplam 2 bin 842 binada, 49 bin 430 salonda gerçekleştirilecek. Sınav saat 10.00’da başlayacak ve tek oturumda 120 dakika sürecek. Sınavda adaylara matematik, fen bilgisi, sosyal bilgiler ve Türkçe alanında çoktan seçmeli test uygulanacak.

Sınavda, 468 bin 905 erkek, 444 bin 707 kız toplam 913 bin 612 aday ter dökecek. Sınava 1899 engelli aday katılacak. Adayların sınav salonuna gelirken yanlarında, sınav giriş ve kimlik belgesinin yanı sıra en az 2 adet koyu siyah ve yumuşak kurşun kalem, yumuşak ve leke bırakmayan silgi ve bir kalemtıraş bulundurmaları gerekiyor.

“BAŞI AÇIK KIYAFET”

OKS kılavuzunda yer alan kurallara göre adaylar başı açık, temiz, düzenli ve aşırılığa kaçmayan bir kıyafetle sınava girecekler.

Kimlik kontrolleri ve salonlara yerleştirmenin zamanında yapılabilmesi için adaylar, en geç saat 09.30’da sınava girecekleri okulda hazır bulunacaklar. Adaylar kimlik kontrolleri yapılarak salona alınacaklar. Salona yerleştirme işlemleri tamamlandıktan sonra salon başkanı sınavda uyulacak kuralları adaylara hatırlatacak ve cevap kâğıtları dağıtılacak. Adayların, cevap kâğıtlarındaki bilgilerin kendilerine ait olup olmadığını kontrol etmeleri, kendilerine ait değilse değiştirilmesi için salon başkanına başvurmaları gerekiyor. Adayların ayrıca dağıtılan soru kitapçıklarının sayfalarında eksik veya hatalı baskı olup olmadığını kontrol etmeleri isteniyor. Eksik veya hata tesbit edildiğinde soru kitapçıkları değiştirilecek. Adaylar soru kitapçıklarının üzerindeki ilgili yerleri dolduracaklar.

Sınavda, ‘’A’’ ve ‘’B’’ olmak üzere iki adet soru kitapçığı kullanılacak. Her iki tür soru kitapçığında da aynı sorular bulunacak, ancak soru numaraları farklı olacak. Adayların sınava başlamadan önce mutlaka kendilerine verilen soru kitapçığının türünü cevap kâğıdına işaretlemeleri gerekiyor. Soru kitapçığının yanlış işaretlenmesi veya boş bırakılması halinde adayın sınavı geçersiz sayılacak.

YASAKLAR

Sınav başladıktan sonra 30 dakika içinde gelen adaylar salona alınacak. Sınav başladıktan sonra adaylar ilk 60 dakika içinde sınav salonundan çıkamayacaklar. Adaylardan birinin sınavının devam etmesi durumunda sınav bitimine 15 dakika kala salonda engelli adaylar hariç en az iki aday sınıfta tutulacak. Adaylar, sınava gelirken yanlarında çağrı cihazı, telsiz, cep telefonu gibi haberleşme araçları, cep bilgisayarı, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlar, saat fonksiyonu dışında özellikleri bulunan saatler, müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, hesap cetveli ve benzeri araçlar bulunduramayacak. Adaylar, sorulara verdikleri cevapları alamayacak, aksi halde bu adayların sınavı geçersiz sayılacak. Sınav sonunda adaylar cevap kâğıtlarını ve soru kitapçıklarını görevlilere teslim edecekler. Görme ve işitme engelli adaylara sınavda 30 dakika ek süre verilecek. Üst bedenini kullanamayan ya da kullanmakta zorluk çeken adaylara sınav görevlilerinden bir öğretmen, yazman olarak yardımcı olacak ya da adaya sınavda 30 dakika ek süre verilecek. Sınav sonuçları 11 Temmuzda açıklanacak.

/ Ankara

08.06.2008


 

‘300 gram’ ile tüketici kazandı

Ekmeğe 300 gram standardı getirilmesiyle tüketicinin alacağı ekmeğin gramının belirgin hale geldiği belirtiliyor.

Ankara Halk Ekmek Fabrikası Genel Müdürü Ali İlkbahar, ekmeğe asgarî 300 gram şartı getiren yeni uygulama ile tüketicinin kazandığını belirtti.

İlkbahar, yaptığı yazılı açıklamada, düşük gramajlı ekmek üretmenin ve satmanın hem ekmek işletmecilerinin hem de tüketicinin aleyhine olduğunu öne sürdü. Yüksek gramajlı ekmeğin işletmelerin maliyetini azaltacağını savunan İlkbahar, şunları kaydetti: ‘’Yapılan araştırmalarda ekmeğin yaklaşık yüzde 10’u israf edilmektedir. Büyük gramajlı ekmeklerin küçük gramajlı ekmeklere oranla rutubet kaybı az olacağından bayatlama yavaşlayacak ve israf da azalacaktır. Büyük gramajlı ekmekler dilimlenip tüketime hazırlandığından buzdolabında saklama kaydı ile kayıp minimuma inecek ve israf azalacaktır. Düşük gramajlı ekmekleri dilimleme şansı az olduğundan israf artacaktır.’’

İlkbahar, ayrıca tüketicilerin ekmeği gramajına göre talep etmediğini, şu anda piyasada en düşük gramajlı ekmeğin bile en yüksek gramajlı ekmek fiyatına satıldığına dikkati çekti. Bu durumun tüketicileri mağdur ettiğini vurgulayan İlkbahar, ekmeğe 300 gram standardı getirilmesiyle tüketicinin alacağı ekmeğin gramının belirgin hale geldiğini belirtti. İlkbahar, yeni uygulamayla tüketicilerin kazandığını, bundan sonra kalite, hijyen, lezzet ve fiyat yarışının başlayacağını, bu durumun da tüketicinin lehine olduğunu ifade etti.

08.06.2008


 

Konyalı fırıncılar ‘belediye ekmeği’ne tepkili

Konya Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası Başkanı Ferhat Tekin, Türkiye’nin her yerinde 300 gram belediye ekmeğinin fiyatı 60 ile 80 YKr arasında değişirken, Konya’da 300 gram ekmeğin 45 YKr’den satıldığını, artan girdi maliyetleri dolayısıyla birçok ekmek üreticisinin iflâs ettiğini savundu.

Tekin, Konya’da belediyelerin çok ucuza ürettikleri ekmeği, belediye ekmek satış büfelerinin yanında market ve bakkallara da servis yaparak haksız rekabete yol açtığını savundu. Tekin, ‘’Belediye yetkilileri, halka ucuz ekmek hizmeti verdiklerini söylüyor. Halka ucuz ekmek satacaklarsa kendi büfelerinde bunu yapsınlar. Diğer market ve bakkallara ekmeklerini servis yaparak ekmek fiyatlarını düşürüyorlar, haksız rekabete yol açıyorlar. Türkiye’nin her yerinde 300 gram belediye ekmeğinin fiyatı 60 ile 80 YKr arasında değişirken, Konya’da 300 gram ekmek 45 YKr’den satılıyor. Artan girdi maliyetleri nedeniyle birçok ekmek üreticisi arkadaşımız iflâs etti. Biz fırıncılar olarak mağdur ediliyoruz. Eğer bu mağduriyetimiz devam ederse yakın zamanda, kentteki tüm fırıncı esnafımız ekmek üretemez duruma gelebilir. Konya’da da ekmek fiyatlarının 60 YKr’ye yükseltilmesini istiyoruz.’’

08.06.2008


 

Erbakan’a ilk ziyaret

Hakkında açılan dava gereği ev hapsi cezasını geçirmek üzere 26 Mayıs’tan buyana Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Altınoluk beldesindeki yazlığında bulunan 54. Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Saadet Partili bir grup yetkili tarafından ziyaret edildi.

Erbakan’ın yakın çalışma arkadaşı ve İçişleri eski Bakanı Oğuzhan Asiltürk, SP Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mete Gündoğan, Genel İdare Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Musa Demirci, Bahri Zengin, Hüsamettin Korkutata, Mücahit Yanılmaz ile İzmir İl Başkanı Şerafettin Kılıç’ın hazır bulunduğu ziyarette geçmiş olsun dilekleri iletildi. Yaklaşık iki hafta önce Altınoluk’a yerleşen Erbakan’ın moralinin son derece iyi olduğu ve misafirleriyle tek tek ilgilendiği gözlendi. Görüşmede mahkûmiyet kararına neden olan davanın özü ve esası hakkında bilgi veren Necmettin Erbakan değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Erbakan, 54. hükümet döneminde ekonominin rayına oturduğunu, Anadolu sermayesinin ayağa kalktığını, belirterek, “ülkenin gayet iyi bir yere doğru hızla gitmeye başladığına, terörün bittiği, barışa dayalı yeni bir dünyanın ilk adımı olan D-8’in kurulduğunu” hatırlatarak, bağımsız, güçlü, hür, öncü ve müreffeh bir Türkiye özlemini dile getirdi.

Yeni Asya / İstanbul

08.06.2008


 

AKŞENER: TÜRKİYE’DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI

Karar, umarız uzun zamandır ortaya çıkan kutuplaşmanın derinleşmesine ve insanların birbirinin karşısına dikilmesine, ruhen bölünmesine katkıda bulunmaz.

TBMM Başkanvekili Meral Akşener, Anayasa Mahkemesinin kararıyla Türkiye’de yeni bir dönem başladığını söyledi. Akşener, Türk Eğitim-Sen Muğla Şubesince düzenlenen ‘’Sınırları Zorlanan Türkiye’’ konferansına katılmak üzere Muğla’ya geldi. Akşener, konferanstan önce yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesinin kararını 2’ye karşı 9 oyla verdiğini anımsatarak ‘’Mahkemenin kararıyla Türkiye’de yeni bir dönem başladı’’ dedi.

Akşener, şöyle konuştu: “411 milletvekilinin evet oyuyla Anayasa değiştirilmiş ve üniversitede kızlarımızın örtüleriyle eğitim görmesi sağlanmıştır. Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokratik Sol Parti de konuyu Anayasa Mahkemesine götürdüler. Anayasa Mahkemesinin kararı bu şekilde oldu. Öncelikle alınan karar hukuki değil siyasidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak konuya öyle bakıyoruz. Milletimizin vicdanında da yara açmıştır. Mahkemenin kararı, umarız uzun zamandır, özelikle 2002 seçimlerinden sonra oluşan ve 2007 seçimlerinde çok net ortaya çıkan kutuplaşmanın derinleşmesine ve insanların birbirinin karşısına dikilmesine, ruhen bölünmesine katkıda bulunmaz. Sonuç itibariyle böyle bir karar alınmıştır. Bundan sonrasını hep beraber göreceğiz.’’

/ Muğla

08.06.2008


 

Kimlik ve adres bilgileri YSK'dan sorulamayacak

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), mahkemeler ve Cumhuriyet savcılıklarının seçim konularını kapsayan ‘’belge’’ istemleri dışında hiçbir kamu kurum ve kuruluşunun kimlik numarası ve adres tespitine ilişkin taleplerin karşılamayacak.

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan YSK kararına göre, bu taleplerin ‘’zaman israfı ve gereksiz yazışmalara son vermek için’’ İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nce yerine getirilmesine karar verildi.

Kararda, adres ile ilgili dağınık yapının tek bir kurumda toplanması amacıyla 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu çıkarıldığı anımsatılarak, bu kanun ile ‘’adreslerin belli bir standarda kavuşturulması, adres bilgilerinin elektronik ortamda merkezi bir yapı içerisinde her an güncel olarak tutulması’’ öngörüldüğü kaydedildi.

Ayrıca, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Ulusal Adres Veri Tabanı oluşturulması ve nüfus kayıtları ile adres bilgilerinin ilişkilendirilmesinin amaçlandığı ifade edilen kararda, Adres Kayıt Sistemi olarak adlandırılan sistemle, kişilerin yerleşim yeri adresine ilişkin kayıtların sağlıklı ve güncel bir şekilde elektronik ortamda tutulduğu ve bu bilgilerin kamunun ve kurumların kullanımına açıldığı belirtildi. Bugüne kadar, özel kanunlarında yer alan hükümler çerçevesinde, kişilerin ikametgah ve iş adreslerinin tespit edilebilmesi için kurumların YSK’dan bilgi istedikleri hatırlatılan kararda, isteklerin yapılan değerlendirme sonucuna göre karşılandığı bildirildi.

/ Ankara

08.06.2008


 

Babacan: Hükümet, güçlü meşrûiyet zemininde

DIŞİŞLERİ Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AKP’nin ve hükümetin, çok güçlü bir meşrûiyet zemini üzerinde hareket ettiğini söyledi.

ABD ziyaretini sürdüren Babacan, ABD’nin ulusal kamu radyosu NPR’a verdiği demeçte, Türkiye’deki iç siyasi gelişmeler, Irak’ın kuzeyindeki durum dolaylı İsrail-Suriye görüşmeleriyle ilgili soruları cevapladı. Hükümetin gerçekleştirdiği reformları ve Türkiye’nin büyük bir dönüşümden geçmekte olduğunu anlatan Babacan, “Türkiye, İslam, demokrasi ve laikliğin bir arada var olabileceğini giderek daha fazla kanıtlamaya çalıştığımız bir ülke. AK Parti, muhafazakar ve demokrat bir parti. Biz gelenekler, etik, aile, ahlak, din konularında duyarlıyız ve bunu yüksek sesle dile getiriyoruz. Partimiz, ayrıca Türkiye’de gerçek bir demokratik sistemi destekliyor. Türkiye’de ayrıca laik bir sistemi de destekliyoruz, bu da dinle devletin kesin bir çizgiyle birbirinden ayrılması anlamına geliyor. Biz, laikliğin, dini özgürlüklerle ilgili olduğuna da inanıyoruz” dedi. NPR’ın sunucusu Robert Siegel’in, “yani nihai karar iktidar partisinin kapatılması yönünde olursa, parti buna uyacak diyorsunuz, parti bunu protesto etmeyecek veya kararı sokaklara taşımayacak veya benzer bir şey yapmayacak, öyle mi?” diye sorması üzerine Babacan, şu yanıtı verdi:” Biz, iktidar partisi ve aynı zamanda hükümet olarak, çok güçlü bir meşrûiyet zemini üzerinde hareket etmeliyiz ve öyle hareket ediyoruz. Hukuk devletine uymalıyız. Ayrıca Türkiye’de güçler ayrımına, yargının bağımsızlığına çok dikkat etmeliyiz. Mahkemelerimizin güvenilirliğini de korumalıyız” dedi.

/ Washington

08.06.2008


 

Yazıcıoğlu Bolu Dağı Tüneli'nde kaza geçirdi

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, İstanbul’dan Ankara’ya giderken Bolu’da kaza geçirdi.

Haber7.com’un haberine göre BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu’nun verdiği bilgiye göre, karayoluyla İstanbul’dan Ankara’ya gelmekte olan Yazıcıoğlu’nun içinde bulunduğu otomobil Bolu tünelinde kaza yaptı. Muhsin Yazıcıoğlu’nun kazayı hafif sıyrıklarla atlattığını belirten Topçu, otomobil sürücüsünün ise burnunun kırıldığını kaydetti. Kazada, Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin bulunduğu otomobilin hasar gördüğü ifade edildi. Yazıcıoğlu, trafik kazası nedeniyle BBP’nin saat 10.30’da yapılacağı duyurulan MKYK toplantısına da katılamadı. BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, kaza anını şöyle anlattı: ‘İstanbul’dan Ankara’ya giderken Bolu Tüneli’ne geldiğimizde yol yapım çalışması vardı... Bu esnada önümüzdeki kamyonu geçince, içinde bulunduğum otomobil bir başka kamyona arkadan çarptı... Olaydan sonra otomobilimizde maddi hasar meydana geldi...”

08.06.2008


 

Sağlık hizmetlerinde engellilere kolaylık

Sağlık Bakanlığı’nın genelgesi ile engellilere sağlık hizmetlerinin sunumunda birçok kolaylık sağlanacak.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nun imzasıyla yayınlanan, “Özürlü Kişilere Yönelik Sağlık Hizmetlerinin Sunumu”na ilişkin genelgede, Türkiye’de, hemen hemen bütün kurum ve kuruluşların görev alanına giren özürlülerle ilgili çeşitli düzenlemelerin, mevzuatlarda yer almasına karşın uygulamada çeşitli aksaklıkların yaşandığı bildirildi. Sağlık hizmetlerini talep eden özürlü kişilerin bu ihtiyaçlarının durumlarına uygun ortamlarda, hızlı, verimli ve mağdur edilmeden karşılanması gerektiğine işaret edilen genelge ile bütün sağlık kurum ve kuruluşlarının birlikte hareket etmesi gerektiği vurgulandı. Genelge ile, sağlık kuruluşlarına imkânlar ölçüsünde özürlü asansörü konulacak, muayenelerde ise genel hizmeti aksatmayacak şekilde engellilere öncelik tanınacak. Öte yandan Genelgeyle, sağlık hizmetlerinin verildiği iç ve dış mekânlar, özürlülerin kullandıkları araç-gereçlerle rahat hareket etmelerini sağlayacak şekilde çevresel ve mimarî açıdan da düzenlenecek. Ayrıca, sağlık kuruluşlarında özürlüler için, işlemlerinde yardımcı olacak refakatçi personel sağlanacak. Her kitap bir engelliye istihdam sağlıyor İNTERNET üzerinden satış yapan ‘’kitappostacisi.com’’ sitesinden alınan her kitap bir engelliye istihdam imkânı sağlıyor. Satılan her kitabın fiyatının yüzde 15’i müşteri temsilcisi olarak istihdam edilen engellinin hesabına aktarılıyor. Kitappostacisi com. sitesinin kurucusu Mustafa İlhan, engellilerin iş edinmelerini ve sosyalleşmelerini, devamlı bekleyen değil, çözüm üreten duyarlı bireyler haline gelmelerini sağlamak, üzerlerindeki yanlış kanıyı silmek, duygu sömürüsüne dayalı ilişki içinde olmalarını engellemek için bu siteyi kurduklarını söyledi. Pilot bölge olarak seçtikleri Ankara’da yaklaşık 100 engelli istihdam ettiklerini belirten İlhan, müşterisi temsilcisi olarak görevlendirilen engellilere kişisel gelişim ve İngilizce eğitimi verdiklerini anlattı. ‘’Bağış toplamak da neymiş’’ sloganıyla yola çıktıklarını belirten İlhan, engellilerin bağış toplamadan onuruyla yaşamalarını sağlamayı hedeflediklerini ifade etti. Müşteri temsilcilerinin kitappostacisi.com internet sitesinin tanıtımını yaptıklarını ve vatandaşları siteye yönlendirdiklerini anlatan İlhan, şunları kaydetti: ‘’Her temsilcimizin bir kodu var. Vatandaşlar, kendi müşteri temsilcilerinin koduyla sistemden alış veriş yapıyor. Satın aldıkları kitabın fiyatının yüzde 15’i temsilcilerinin hesabına aktarılıyor. Temsilcisi ile müşterinin irtibatı sürekli devam ediyor. Müşteri alış veriş yaptıkça temsilci para kazanmaya devam ediyor.”

/ Ankara

08.06.2008


 

KÖPRÜLERİ DEPREMDE ‘DAMPERLER’ KURTARACAK

Köprülerin ayaklarına monte edilen sönümleyiciler deprem esnasında oluşan enerjiyi emerek köprünün zarar görmesini engelleyecek.

BOĞAZİÇİ Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne “Damper” denilen enerji sönümleyicileri yerleştirildi. Köprülerin ayaklarına monte edilen sönümleyiciler deprem esnasında oluşan enerjiyi emerek köprünün zarar görmesini engelleyecek. Bir nev'î paratoner görevi görecek damperler, 7.7 Richter ölçeğindeki depreme kadar etkili olacak. Muhtemel büyük depreme karşı çeşitli hazırlıklar yürütülürken çalışmalarını en hızlı gerçekleştirenlerden Karayolları Genel Müdürlüğü’nün hazırlıkları dikkat çekiyor. Marmara Bölgesi’ndeki 326 köprü, viyadük ve tünelde aynı anda çalışma yürüten Karayolları, deprem güçlendirme çalışmalarının büyük kısmını bu yıl sonunda tamamlamayı hedefliyor. Bu çalışma kapsamında Japonya’dan alınan 100 milyon dolarlık kredi ile Boğaziçi Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Ortaköy ve Mecidiyeköy viyadüklerinde güçlendirme faaliyetleri son sür'at devam ediyor. Köprülerin 7.7 şiddetindeki depremlerde bile zarar görmemesi için yeni bir yöntem uygulanıyor. Japon ve Türk mühendislerin ortak çalışması ile gerçekleştirilen çalışmalarda köprülerin ayaklarına damperler yerleştiriliyor.

İstanbul’da hafif şiddette deprem

İSTANBUL, hafif şiddetli bir depremle sallandı. Merkez üssü Kemerburgaz-Eyüp olarak açıklanan depremin aletsel büyüklüğünün 3.3 olarak ölçüldüğü kaydedildi. Edinilen bilgiye göre İstanbul’da merkez üssü Kemerburgaz-Eyüp olan bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre saat 01.57’de yaşanan depremin aletsel büyüklüğü 3.3 olarak ölçüldü. Yerkabuğunun 5.5 kilometre derinliğinde oluşan depremin merkez üssüne yakın semtlerde oturan vatandaşlar, sarsıntıyı yoğun bir şekilde hissettiklerini belirterek, çok korktuklarını ifade etti.

/ İstanbul

08.06.2008


 

4 AB ülkesinde kayısı reklâmı yapılacak

MALATYA Ticaret Borsası’nın, Avrupa Birliği (AB) hibe desteği ile yürüteceği bir projede, Hollanda, İtalya, Fransa ve İspanya’da Malatya kayısısının reklâmı yapılacağı bildirildi.

Malatya Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Tahir Kalaycıoğlu, yaptığı açıklamada, Malayta’nın dünya kuru kayısı üretimi ve ihracatında “Kayısı Başkenti” olarak bilindiğini söyledi. Geçen yıl Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz’ün desteği ile Kayısı Araştırma Geliştirme ve Tanıtma Vakfı olarak AB’den aldıkları hibe ile bir proje hazırladıklarını hatırlatan Kalaycıoğlu açıklamasına şöyle devam etti: “Bu projenin koordinatörlüğünü sürdürüyoruz. 11 ayda güzel bir proje hazırladık. 5 yabancı dilde CD ve kitap hazırladık ve bunları 1750 noktaya gönderdik. Çok faydalı geri bildirimler aldık. Hollanda, İtalya, Fransa ve İspanya da gazete ve internet sitelerinde haberler çıktı. Ortalama 150 bin avroluk bir proje olacak. Kayısının daha iyi tanıtılması ve tüketilmesi için ticaret odaları ve borsalarındaki bilboardlarda yerel tv de ve fuarlarda reklâmlarımız yapılacak.”

Ahmet Kurnaz / Malatya

08.06.2008


 

İstanbul, havası en temiz metropollerden biri oldu

İGDAŞ Genel Müdürü Bilal Aslan, ‘’Doğal gaz kullanımının yaygınlaşmasıyla İstanbul’un hava kalitesi hızla iyileşti ve bugün artık dünyanın havası en temiz metropollerinden biri haline geldi’’ dedi.

İGDAŞ’tan yapılan yazılı açıklamada, çevre dostu bir yakıt olan doğal gazın İstanbul’da dağıtımını ve işletmeciliğini gerçekleştiren İGDAŞ’ın, ‘’çevreci’’ misyonunun gereği olarak 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde bir dizi faaliyet düzenlediği belirtildi.

Çalışanların, özel olarak hazırlanan ve üzerinde Dünya Çevre Günü’ne ilişkin mesajlar yer alan özel kıyafetlerle hizmet verdikleri İGDAŞ’ın bütün binalarının da Dünya Çevre Günü ile ilgili afişlerle donatıldığı kaydedildi. Dünya Çevre Günü’nde abone olmaya gelenlere, işlemlerinin tamamlanmasının ardından birer fidan hediye edildiği ifade edilen açıklamada, İGDAŞ Genel Müdürü Aslan’ın şu görüşlerine yer verildi: ‘’Doğal gaz, çevre dostu bir yakıt. Doğal gaz kullanımının yaygınlaşmasıyla İstanbul’un hava kalitesi hızla iyileşti ve bugün artık dünyanın havası en temiz metropollerinden biri haline geldi. Biz, çevreci bir şirket olarak, hava kalitesini arttırmanın yanı sıra çevre konusunda elimizden geldiği kadar her türlü faaliyetin yanında olmaya çalışıyoruz. Çevre duyarlılığını insanî bir vazife olarak görüyoruz. Bu, bizim hem bireysel hem de kurumsal olarak önceliğimizdir.’’

Yeni Asya / İstanbul

08.06.2008


 

8 bin genç BEGEV’de meslek sahibi oldu

SANAYİCİLERİN ‘kalifiye eleman’ sıkıntısını çözmek amacıyla kurulan Bursa Eğitimi Geliştirme Vakfı (BEGEV) tarafından verilen ‘meslek edindirme ve meslek geliştirme kursları’ sayesinde bugüne kadar 3 bin civarında genç meslek sahibi oldu.

1999 yılında kurulan ve 2001 yılından itibaren meslekî ve teknik eğitim vermeye başlayan BEGEV, verdiği eğitimler sonucunda 3 binin üzerinde genci meslek sahibi ederek, iş hayatına kazandırdı.

Adeta istihdam bürosu gibi çalıştıklarını söyleyen BEGEV Genel Koordinatörü Tuğrul Karasarlıoğlu, “Hem gençlerimizi meslek sahibi yaparak istihdam edilmelerini sağlıyoruz, hem de sanayicilerimizin büyük ihtiyaç duydukları kalifiye eleman sıkıntısını ortadan kaldırmış oluyoruz. Türkiye’de bizim kadar büyük çapta eğitim veren başka bir kurum yok” dedi. Halen eğitim verilen 25 meslek edinme kursuna devam eden 300 dolayında kursiyerin daha meslek hayatına kazandırılacağını söyleyen Karasarlıoğlu, gençlerin meslek sahibi olmaktan ziyade ilk etapta üniversiteyi kazanmayı düşünmelerinden dolayı ikinci tercih olarak kaldıklarını açıkladı.

/ Bursa

08.06.2008


 

59 yaşında, üniversite diploması aldı

KONYA’NIN Doğanhisar ilçesinde, Halk Eğitim Merkezi’nde memur olarak çalışan 4 torun sahibi 59 yaşındaki Mustafa Kocabaş, Selçuk Üniversitesi Doğanhisar Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Bölümü’nden başarıyla mezun oldu.

4 çocuğu ve 4 torunu bulunan Kocabaş’ın Yüksek Okul serüveni, birkaç yıl önce emekli olmaya hak kazandığında başladı. Arkadaşı 52 yaşındaki Coşkun Sarıkıyak ile birlikte ÖSS sınavına giren Kocabaş sınavdan, ilçedeki Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Bölümü’ne girecek puanı rahatça alır. Okula kayıt yaptırarak Yüksek Okul eğitimine başlayan Yaşlı Öğrenci, hocalarının ve genç arkadaşlarının eğitimi boyunca çok yardımcı olduklarını belirtirken, ‘’Şu an okuldan mezun olmanın mutluluğunu yaşıyorum’’ dedi.

/ Konya

08.06.2008


 

Manavgat’ta oteller doldu

MANAVGAT-Side Turizm İşletmeciler Derneği (Manavgat-Side Tuder) Başkanı Cengiz Haydar Barut, Manavgat’taki otellerin ortalama doluluk oranının yüzde 90’lara ulaştığını söyledi.

Manavgat-Side Tuder Başkanı Cengiz Haydar Barut, Side ve Manavgat bölgesinde 130 bin yatak kapasitesi bulunduğunu belirterek, bölgeye ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerinden turistlerin geldiğini ifade etti. Haziran ayında otellerdeki doluluk oranının yüzde 90’lara ulaştığını dile getiren Barut, bunun Temmuz ve Ağustos aylarında daha da artacağını ve yüzde 100’e ulaşacağını bildirdi. Barut, ‘’Temmuz ve Ağustos aylarında yerli turistin katkılarıyla otellerin doluluğu yüzde 100’e ulaşır. İç piyasa bizim için tetikleyici bir güçtür. İç piyasaya dış piyasa kadar önem veriyoruz’’ dedi.

08.06.2008


 

Öğrenciler, 4.2 ton kâğıdı geri kazandırdı

BURSA’DA, ilköğretim okullarında geri dönüşüm bilincini yaygınlaştırmak maksadıyla düzenlenen Geri Dönüşüm Dostu Okullar Projesi’ni topladığı 4,2 ton kullanılmış kâğıt ile Sönmez İlköğretim Okulu kazandı.

Avrupa Birliği (AB) hibe programları çerçevesinde düzenlenen ve ilköğretim okulu öğrencileri seviyesinde gerçekleştirilen Geri Dönüşüm Dostu Okullar Projesi’nde ipi göğüsleyen okul Sönmez İlköğretim oldu. Osmangazi Sosyal Yardım Eğitim ve Kültür Gönüllüleri Derneği (OSDER), Osmangazi Belediyesi, Osmangazi ilçe Millî eğitim Müdürlüğü ve TEMA Bursa şubesinin ortaklaşa düzenlediği projenin ikinci etabını birinci tamamlayan Sönmez İlköğretim Okulu’na bilgisayar hediye edildi.

/ Bursa

08.06.2008


 

2 bin 450 bin kayıt altına alındı

OSMANİYE Belediyesi ile Korkutata Üniversitesi arasında imzalanan protokol gereği gerçekleştirilen Harita Revizyonu çalışması kapsamında 2 bin 450 bina daha kayıt altına alındı.

Çalışmaların tamamlanması sebebiyle belediye binasında bir tören düzenlendi. Burada konuşma yapan Belediye Başkanı Davut Çuhadar, çok sayıda binanın kayıt altına alınmasıyla kayıt dışılığın meydana getirdiği kaçak yapılaşmanın önüne geçmeyi amaçladıklarını, bu açıdan konunun hayatî bir öneme sahip olduğunu söyledi. Başkan Çuhadar üniversite belediye işbirliği sonucu tamamlanan projenin şehir bilgi sisteminin de alt yapısını oluşturduğunu vurguladı.

/ Osmaniye

08.06.2008


 

İzmir, Eylül’e kadar havadan ilâçlanacak

İZMİR Büyükşehir Belediyesi tarafından havadan yürütülen haşere mücadelesinin Eylül ayına kadar süreceği bildirildi.

Belediyeden yapılan yazılı açıklamaya göre, yıl boyunca haşere ve sinek mücadelesini devam ettiren belediye ekipleri, yazın mücadelenin daha etkin olması için havadan ilâçlama çalışması yapıyor. Sivrisinek larvasıyla etkin mücadele için konut dışı alanlarda yapılan helikopterli ilâçlamanın ilk turu Mayıs ayında tamamlandı. İkinci tur çalışmaya başlayan ekipler, Eylül ayına kadar helikopterle ilâçlamayı sürdürecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu yılki haşere mücadele çalışmalarında toplam 3.5 milyon YTL harcayacak.

/ İzmir

08.06.2008


 

Sivas’ta kanatlı kedi şaşkınlığı

SİVAS’IN Zara ilçesindeki bir sokak kedisinin vücudunda bulunan kanata benzeyen çıkıntılar, görenleri şaşırtıyor.

İlçede esnaflık yapan Hilal Şenol Karşıyaka Mahallesi’ndeki evinden çıkarken evin bahçesinde dolaşan 2 sokak kedisinden birinin vücudunda kanata benzeyen tüy şeklinde 2 çıkıntı olduğunu gördü. Mahalle sakinlerinin de ilgisini çeken kediyi kamerayla görüntüleyen Hilal Şenol, hayvanı gördüğünde çok şaşırdığını ve hemen kedinin görüntüsünü çektiğini söyledi. Kedinin görüntülerini izleyen Sivas Veteriner Hekimler Odası Sekreteri Veteriner Hekim Kadir Güçlü, kedinin durumunun bir anomali ve doğumsal bir hata olduğunu düşündüğünü belirtti. Bu tip anomalilere büyük hayvanlarda sıkça rast ladıklarını ifade eden Güçlü, ‘’Örneğin çift başlı, çift ayaklı buzağılar gibi’’ dedi.

/ Sivas

08.06.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır