"Gerçekten" haber verir 01 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Türkiye siyasî krizden kurtuldu

Anayasa Mahkemesi’nin kararını değerlendiren İngiliz Times gazetesi, Türk demokrasisinin 4 kez darbe yaşadığını hatırlatarak, bu kararla 5. darbeden kurtulduğunu yazdı.

The Guardian ise, kararın siyasî havayı yumuşattığını belirtmekle beraber, “Türkiye’nin siyasî sisteminin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdiğinin ve iktidarın gözetim altında olacağının” altını çizdi.

01.08.2008


 

YENİ ANAYASA İLE YÜRÜYÜŞ

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, AKP hakkındaki kararı açıklarken dile getirdiği Anayasa değişikliği teklifi her kesimden destek buluyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Lluis Maria de Puig, Türkiye’nin artık yeniden siyasî istikrarı bulabileceğini ve içinde yeni sivil anayasa hazırlığının da bulunduğu gerekli reformlar üzerine ivedilikle yoğunlaşabileceğini söyledi.

İHTİLAL KALINTISINDAN KURTULUN

Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı Av. Emrullah Beytar da, bu kararla Türkiye’de 1982 Anayasasının Türkiye toplumunun ihtiyaçlarına cevap vermediğinin bir kez daha anlaşıldığına dikkat çekerek, gerçekten özgür, bireylerin hak ve özgürlüklerini teminat altına almış, evrensel niteliğe sahip bir anayasa çağrısında bulundu. Memur-Ssen'den yapılan açıklamada da, yeni bir anayasa vurgusu yapıldı.

Memur-Sen: Çare sivil anayasada

MEMURSEN, Türkiye’nin geleceğe yeni bir Anayasa ile yoluna devam etmesi gerektiğini vurguladı. Memursen, parti kapatmanın zorlaştırılmasını, şiddete ve teröre karışmamış siyasî partilerin kapatılmasının engellenmesini istedi.

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memursen), Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkında verdiği kararın ülkeyi rahatlattığını, bununla birlikte eksik bulduklarını kaydetti. Terör ve şiddete karışmamış siyasî partilerin mahkeme kararıyla cezalandırılmasının yanlışlığını vurgulayan Memursen’in açıklamasında şu görüşlere yer verildi: ”Çünkü partilerin icraatlarını değerlendirecek olanlar sandıkta oy kullanan vatandaşlardır. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi’nin dâvâyı reddetmesini bekliyorduk. Mahkemenin vermiş olduğu bu karar bile demokrasimizin gelişimi açısından memnuniyet vericidir. Ancak millet adına iş yapmanın önüne kulak çekme yaklaşımıyla set konulmuştur. Milletin iradesinin önüne vesayet anlayışıyla çıkmak demokratik bir hukuk devleti olma yolunda ciddî mesafeler kateden ülkemiz adına büyük bir kayıptır. Türkiye bu süreçte enerjisini, heyecanını, dinamizmini ve zamanını kaybetmiştir.”

“367-BAŞÖRTÜSÜ-KAPATMA DÂVÂSI’YLA BOZULAN DENGE YERİNE OTURTULMALI”

Bu durumdan iktidarı ve muhalefetiyle bütün siyasî partilerin, sivil toplumun, başta yargı olmak üzere bürokrasinin dersler çıkarması ve önümüzdeki süreçte makul bir zeminde buluşarak, Türkiye’nin aydınlık geleceği için kutuplaşmadan uzak, huzur temin edici, toplumsal güveni sağlayıcı bir yol izlenmesi gerekmektedir. Türkiye kısır çekişmeleri bir kenara bırakarak her alanda acımasızca süren küresel yarışta yerini almalıdır. Türkiye dün-bugün kavgası yaparak yarınlarını karartmamalıdır. Zaman geleceği yeniden inşa etme zamanıdır. 367, başörtüsü ve parti kapatma dâvâları ile sarsılan ve dengesi bozulan ekonomide, yeni tedbirler alınarak, kötü gidiş durdurulmalıdır. Bu süreçte ihmal edilen yoksul kesimlerin sosyal restorasyon projesiyle sosya-ekonomik durumları iyileştirilmelidir.

“12 EYLÜL ANAYASASI’NDAN TOPYEKÛN

KURTULMALIYIZ”

En önemlisi işleyen, yöneten, buna paralel olarak sorun çözebilen bir sistem geliştirilmelidir. Bunun yolu ise Türkiye’nin önünü tıkayan, demokratik sistem üzerinde bürokratik vesayete zemin hazırlayan 12 Eylül Anayasası’ndan topyekûn kurtularak; toplumu kucaklayan, özgürlükçü, katılımcı, evrensel değerlerle donatılmış, yeni bir sivil anayasanın yapılmasıdır. Anayasa yapım sürecinde mutlaka tüm kesimlerin fikirleri alınarak, farklı görüşler yeni anayasaya yansıtılmalıdır. Özellikle yeni anayasayla bireysel hak ve özgürlükler teminat altına alınmalı, Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu değiştirilerek siyaset alanı demokratikleştirilmelidir. Memur Sen olarak, ülkemizde yaşatılmaya çalışılan bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin geleceğinin aydınlık olduğunu düşünüyoruz. 70 milyon el ele, omuz omuza, gönüle gönüle verdiği taktirde Türkiye’nin kalkınmış ve demokratik bir hukuk devleti olmasının önünde hiçbir engel kalmayacaktır.”

/ Ankara

01.08.2008


 

“Modern hayat” intihar sebebi

İnançsızlık, manevî değerlerden uzaklaşma ve yalnızlık modern toplumlarda intiharı tetikleyici etki meydana getiriyor. Dumlupınar Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Musa Şahin, modern hayatın insanın çevresini ekonomik alana dönüştürdüğünü belirterek, hava kirliliği, trafik, nesiller arası saygı ve sevgi ilişkilerinin azalması gibi sebeplerin şehir hayatında insanı mutsuz hale getirdiğini ve intihara sürüklediğini anlattı. Şahin, insanın var olup hayatını sürdürdüğü aile kurumunun kuruluş biçimi, işleyişi ve anlayışlarının değişmesinden olumsuz etkilendiğini belirtti.

Modernleşme intihara sürüklüyor

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ (DPÜ) FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ ÖĞRETİM ÜYESİ YRD. DOÇ. DR. MUSA ŞAHİN, “İNTİHAR, SANAYİ KENTLERİNİN, MODERN HAYATIN GETİRDİĞİ BİR SORUNDUR. ONUN İÇİN SANAYİLEŞMEYİ DAVUL ZURNAYLA KARŞILAMANIN GEREĞİ YOK.” DEDİ.

Yrd. Doç. Dr. Şahin, yaptığı açıklamada, dünyada 42 saniyede bir, günde de ortalama 1000 kişinin intihar ederek hayatına son verdiğini söyledi. İntihar girişiminde bulunanların yüzde 10-15’inin yeniden girişimde bulunarak hayatını sonlandırdığını belirten Yrd. Doç. Dr. Şahin, intiharın negatif içeriğe sahip bir davranış ve bireyin anlatım biçimi olduğunu anlattı. Yrd. Doç. Dr. Şahin, dünyada intihar olaylarının son yıllarda arttığına dikkati çekerek, hayat çemberini tehdit eden faktörler ortaya çıktıkça bireyin yavaş yavaş yaşamdan uzaklaşarak intihara yönelebildiğini bildirdi. Öğrenmenin de bir intihar sebebi olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Şahin, ‘’Ölme ve öldürmenin öğrenme boyutu var. Öldürmeyi bilmeyen kişi, intihar eylemine kalkışamaz. Modern toplumlarda öğrenmenin artması ve bunu sağlayan araçların yaygınlaşması, intihar olaylarının sayısını çoğalttı’’ diye konuştu. ‘’İklim değişimleri, bahar ayları, yaz sıcakları, sınav ve işçi çıkarma dönemlerinde, evlilik karar ve uygulama süreçlerinde intiharlara daha sık rastlanıyor’’ diyen Yrd. Doç. Dr. Şahin, iklimin de intihar davranışında belirleyici faktörlerden biri olduğunu, ancak bunun tek başına bir intihar sebebi sayılamayacağını kaydetti.

ÇEVRESEL ETKİ DE VAR

Yrd. Doç. Dr. Şahin, insanın var olup yaşamını sürdürdüğü aile kurumunun kuruluş biçimi, işleyişi ve anlayışlarının değişmesinden olumsuz etkilendiğini belirtti. Apartmanların insanları birbirlerinden yalıtarak komşuluk ilişkilerini bitirme noktasına getirdiğine değinen Yrd. Doç. Dr. Şahin, şöyle konuştu: ‘’Sanayi toplumunun en büyük özelliklerinden biri de akrabalık ilişkilerinin azalmasıdır. Eskiden erkekler arasında kan kardeşliği, kadınlar arasında ahretlik gibi kurumsallaşmış arkadaşlık ilişkileri vardı. Askerlik arkadaşlığı yetişkin erkeklerin hayatında önemli bir yer tutardı. Şimdi bu tür arkadaşlık ilişkilerine çok az rastlanıyor. Özellikle çocuklarda ergen dönemde beğenilme beklentisi vardır. Bu dönemdeki itici ve reddedici yaklaşımlar çocukta öz güven eksikliği oluşturur. Beğenilmeme duygusu gelişmeye başlar. Çocuğun sosyal ve ruhsal dünyası bozulur. Bu bakımdan eğitim önemlidir. Ancak eğitim arttıkça intihar da artıyor.’’

Kişilerin beklentilerini gerçekleştiremeyeceğine yönelik inançları azaldığı oranda hayattan korkmaya başladıklarını, bunun sonucu olarak intihar eğilimlerinin ortaya çıkabileceğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Şahin, ‘’Genelde kendini toplumun kabul ettiği araçlarla ifade edemeyen, kendini gerçekleştiremeyen bireyler intihara yöneliyor. En basit kendini ifade aracı dildir. Sorunlarını dile getiremiyorsa beden dilini kullanır. Bu imkânı bulamayanlar son çareyi intiharda görürler’’ dedi. Yrd. Doç. Dr. Şahin, basın ve yayın organlarında intihar olaylarına ilişkin yer verilen haberlerin, bu negatif davranışı teşvik edip kaygı uyandırmaması, bireylerde geleceğe, beklentilere, umuda yönelik alan daralmasına yol açmaması gerektiğini söyledi.

SANAYİLEŞMENİN OLUMSUZ SONUÇLARI

Yrd. Doç. Dr. Musa Şahin, klâsik toplumlarda silâh, iple asma ve kesici aletlerle intihar olaylarının görüldüğünü, sanayileşmeyle birlikte bunlara ilâç kullanma, eroinle altın vuruş gibi yöntemlerin eklendiğini söyledi. Türkiye’de yaşayanların geç modern bir toplumu oluşturduğu için sanayileşmenin getirdiği sıkıntı dalgasına yeni girmeye başladığına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Şahin, şunları kaydetti: ‘’İntihar, sanayi kentlerinin, modern hayatın getirdiği bir sorundur. Onun için sanayileşmeyi davul zurnayla karşılamanın gereği yok. Biz sanayileşmede geriden geldiğimiz için avantaj ve dezavantajlarını yaşıyoruz. Dezavantajımız, refah düzeyimizin daha geride olması, avantajımız ise sanayi toplumlarının intihar, yüksek boşanma oranı, erken gebelik, kural dışı birliktelik, obezite gibi problemlerini daha düşük düzeyde yaşamamızdır.’’ Yrd. Doç. Dr. Şahin, modern hayatın insanın çevresini ekonomik alana dönüştürdüğünü belirterek, hava kirliliği, trafik, kuşaklar arası saygı ve sevgi ilişkilerinin azalması gibi etmenlerin şehir hayatında insanı mutsuz hale getirdiğini anlattı. Sanayileşmeyle birlikte şehir hayatını oluşturan mekânsal araçların, insanın hayatını destekleyici olmaktan çok engelleyici rol oynamaya başladığını ifade eden Şahin, bu doğrultuda insanların tehdit altına girdiğini bildirdi.

/ Kütahya

01.08.2008


 

Kararı iyice not ettik

AB Dönem Başkanlığı olarak Anayasa Mahkemesinin kararına ilişkin açıklama yapan Fransa, “kararı iyice not ettiklerini” bildirdi. Fransa’nın Ankara Büyükelçiliğinin basın bildirisinde, “AB, kurumların demokratik işleyişini dikkate alarak, Türkiye’deki durumu izlemeye devam edecektir” denildi.

AB Dönem Başkanlığı olarak Anayasa Mahkemesinin AKP hakkında verdiği karara ilişkin açıklama yapan Fransa, “kararı iyice not ettiklerini” bildirdi. Fransa’nın Ankara Büyükelçiliğinin basın bildirisinde, “AB tüm siyasî aktörleri, görüş ayrılıklarını diyalog ve uzlaşma içerisinde, hukuk devleti ve temel özgürlükleri de gözeterek çözmeye davet etmektedir. AB, kurumların demokratik işleyişini dikkate alarak, Türkiye’deki durumu izlemeye devam edecektir” denildi.

01.08.2008


 

Meclis de Yargı da tatile çıkıyor

Anayasa Mahkemesi AK Parti'nin kapatılmaması yönündeki kararının ardından TBMM de, Yargı da bugün tatile çıkıyor. Dün TB-MM'de tüm partiler tatilin bugün başlaması için anlaşırken, Adlî Tatil de bugün başladı.

AKP grup başkanvekilleri, Meclisin tatile girmesi konusunda MHP, CHP ve DTP grup başkanvekilleri ile görüştü. AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, 7 tasarı ve teklifin bugün TBMM Genel Kurulunda görüşülmesinin ardından Meclisin tatile girmesini istediklerini söyledi. Ergin, ‘’Bu konuda gruplar arasında bir anlayış birliği oluşmuştur’’ dedi.

01.08.2008


 

Terörden en çok zarar gören 7. ülkeyiz

Türkiye, 2008 yılının ikinci çeyreğinde terör olaylarından etkilenen ülkeler arasında 7. sırada yer aldı. Bu dönemde Türkiye’de meydana gelen 71 terör olayında 38 kişi öldü, 88 kişi yaralandı.

TÜRKİYE, 2008 yılının ikinci çeyreğinde terör olaylarından etkilenen ülkeler arasında 7. sırada yer aldı. Bu dönemde Türkiye’de meydana gelen 71 terör olayında 38 kişi öldü, 88 kişi yaralandı.

Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi (TMMM) Komutanlığınca İngilizce yayımlanan ‘’Terörist Faaliyetlere Genel Bakış’’ adlı makaleye göre, 2008 yılının ikinci çeyreğinde dünya çapında 2 bin 396 terörist faaliyet meydana geldi. Bu saldırılarda 4 bin 204 kişi öldü, 7 bin 614 kişi yaralandı. Resmî rakamlarla 319 kişi ise ‘’kimliği bilinmeyen saldırganlar’’ tarafından kaçırıldı. 2008 yılının ikinci çeyreğinde saldırılara en çok maruz kalan ülke uzak ara ile Irak olurken, ülkedeki şiddet, yılın ilk üç ayı ile kıyaslandığında neredeyse değişmedi. Irak’ta 857 ayrı saldırıda bin 575 kişi ölürken 3 bin 247 kişi yaralandı. Dünyadaki toplam terörist saldırıların yüzde 35’i, ölümle sonuçlanan saldırıların yüzde 37’si, yaralanmayla sonuçlanan saldırıların yüzde 42’si de yine bu ülkede meydana geldi. Yılın ikinci çeyreğinde en çok terörist saldırı yaşanan ülkeler ve saldırı sayıları sırasıyla şöyle: ’’Irak (857), Afganistan (334), Sri Lanka (327), Pakistan (216), Hindistan (195), Somali (112), Türkiye (71), Tayland (55), Nepal (44) ve İsrail (31).’’

Türkiye, 71 olay ile yılın ikinci çeyreğindeki terörist saldırı sıralamasında dünyada 7. sırada yer aldı. Bu saldırılarda 38 kişi ölürken 88 kişi de yaralandı. Büyük bölümü terör örgütü PKK/KONGRA-GEL tarafından gerçekleştirilen saldırıların en çok yaşandığı il Şırnak oldu. Şırnak’ta gerçekleştirilen 17 terörist saldırıda 9 kişi öldü, 18 kişi yaralandı. Bu dönemdeki en ölümcül terör saldırısı ise 9 Mayıs 2008’de Hakkari’de meydana geldi. PKK’lı teröristlerin Hakkâri’de bir karakola saldırmasıyla başlayan silâhlı çatışmada 6 asker şehit olurken, askerî yetkililerin verdiği bilgiye göre 20’den fazla PKK’lı terörist öldürüldü. Saldırıda 2 asker de yaralandı.

/ Ankara

01.08.2008


 

Siyasette gergin üslûp terk edilmeli

TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu, ‘’Anayasa Mahkemesinin kararıyla birlikte ifade edilen ‘ciddî ihtar’ın AK Parti tarafından bundan sonraki süreçte dikkate alınmasının ve yaşanan süreçten gerekli derslerin çıkarılmasının, gelecekte aynı sorunların yeniden yaşanmaması açısından önemli’’ olduğunu bildirdi.

Türk-İş Yönetim Kurulunca yapılan yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesinin AKP’yle ilgili kararının, Türkiye’nin kaygı verici bir belirsizlik sürecini geride bırakmış olması açısından memnuniyet verici olduğu belirtildi.

‘’Kararla birlikte ifade edilen ‘ciddî ihtar’ın AKP tarafından bundan sonraki süreçte dikkate alınması ve yaşanan süreçten gerekli derslerin çıkarılması, gelecekte aynı sorunların yeniden yaşanmaması açısından önemlidir’’ ifadelerine yer verilen açıklamada, kararın gerilimli sürecin geride bırakılması için bir fırsat olduğu ifade edildi. Bu fırsatın iktidar ve muhalefet partilerince iyi değerlendirilmesinin ve Türkiye’de maddî manevî soluk aldıracak, huzur getirecek söylemlere, politikalara ve uygulamalara yönelinmesinin ‘’elzem’’ olduğu dile getirildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi: ’’Bugünden itibaren ülkenin gerçek gündemi olan ‘işsizlik ve yoksulluk’ üzerinde yoğunlaşılmalı, üretilen politikalarda emeği ile geçinenlerin talepleri, halkın talepleri baş tacı edilmeli, siyasetteki gergin üslûp terk edilmeli, görüş ayrılıklarının çözümünde ‘kavga’, ‘ayrışma’, ‘kamplaşma’ yerine diyalog ve uzlaşma öne çıkarılmalıdır. Türkiye ‘asık yüzlü’ siyasetten çok yorulmuştur ve doğmamış çocuklarımızın bile öldürüldüğü terör olayları da dikkate alındığında, Türkiye’nin iktidarı ve muhalefetiyle birlik ve bütünlüğe, ‘güleryüzlü’ siyasete her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu ortadadır. Kararın ülkemiz için hayırlı olmasını dileriz.’’

/ Ankara

01.08.2008


 

Kararla demokrasi güçlendi

Anayasa Mahkemesinin AKP’nin kapatılması dâvâsında verdiği kararı hukukçular Yeni Asya’ya değerlendirdiler.

Gazetemize konuşan Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Av. Emrullah Beytar, Hukukçular Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kılıçkaya ve Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Av. Emrullah Beytar, verilen kararın demokratik açıdan standartları yükselttiğini fakat mahkeme üyelerinin siyasî düşünmekten kurtulamadığına dikkat çektiler. Hukukçuların ortak kanaati: ”Ak Partinin kapatılmaması demokrasi ve hukuk standartlarımızın biraz yükseğe çıkarttığına dair bir işarettir. Ama bununla beraber partiye bir ihtar verilmesi ve laiklik karşısında 10 üyenin odak olarak görmesi, yargının hâlâ siyasallaşmaktan ve ideolojinin güdümüne girmekten kurtaramadıklarının bir göstergesidir. Tüm bu olanlara rağmen, Ak Parti’nin kapatılmamış olması, Türkiye’de demokrasinin daha ileriye doğru gideceğine dair bir ümidi bizlere aşılamıştır”

şeklinde oldu.

TEKRAR KAOS YAŞANMAMASI İÇİN YENİ

ANAYASA HAZIRLANMALI

Bir daha Türkiye’de kaos ortamının oluşmaması için yeni bir anayasa hazırlanması gerektiğini belirten Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Av. Emrullah Beytar, “Bir kez daha görüldü ki, Türkiye’de 1982 Anayasasının Türkiye toplumunun ihtiyaçlarına cevap vermediği, en azından kendi sorunlarını çözmesinde yeterli olmadığı çok açık bir şekilde anlaşılmıştır. Bizim Ak Partiye ve Meclisteki diğer partilere tavsiyemiz, gerçekten özgür, bireylerin hak ve özgürlüklerini teminat altına almış, yurttaş ahlâkını geliştirmeye yönelik, evrensel niteliğe sahip bir anayasanın derhal hazırlanmasıdır. Bu yapılmadığı müddetçe de Türkiye bir kaos ortamı yaşamaya devam edecektir. Siyasî iradenin önünde hep engeller olacaktır.” sözlerini aktardı.

SİYASÎ PARTİLER VE SEÇİM KANUNLARI

DEĞİŞTİRİLMELİ

Hukukçular Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Sinan Kılıçkaya, kararın belirsizlik içinde olan milleti rahatlattığını fakat hukukî açıdan doğru olmadığını belirterek, “Anayasa Mahkemesinin kararı, belirsizlik içinde olan milleti rahatlatmıştır. Ancak karar yeterli ve doğru değildir. Hukukî açıdan bakıldığından Ak Parti’nin laikliğe aykırı fiillerin odağı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi Başkanı dışındaki üyelerin yaklaşımını hukuken doğru bulmuyoruz. Ak Parti kapatılmamıştır ama bir şekilde cezalandırılmıştır. Anayasa Mahkemesi 367 kararı ve başörtüsü yasağının kaldırılmasıyla ilgili dâvâlarda olduğu gibi Ak Parti’nin kapatılması dâvâsında da siyasî bir karar vermiştir. Açılan dâvânın tümden reddedilmesi gerekirdi ama yine de kapatılmamış olması demokrasi adına olumlu bir karar olarak anlaşılabilir” diye konuştu.

AKP’nin ilk önce siyasî partiler kanunu ve seçim yasasındaki anti-demokratik maddeleri değiştirmesi gerektiğini açıklayan Kılıçkaya, “Demokratikleşmeyle ilgili yasal düzenlemeleri hükümetin bir an önce yapması gerekir. Belki bu şartlar altında tümden bir anayasa değişikliği yapması zor olabilir ama en azından yasalarda değişiklik yapılması suretiyle anti-demokratik uygulamalara neden olan maddelerin değişiklikleri biran önce gerçekleştirilmelidir. Bu değişikliklerle ilgili de Ak Parti önce kendi kapısının önünü temizlemelidir. Bu da, değişikliklere siyasî partiler yasası ve seçim kanunundan başlaması gerektiği anlamına gelmektedir. Siyasî Partiler Yasasındaki lider suntasına neden olan hükümlerin bertaraf edilip, parlamenter demokrasiye yakışır bir yasaya kavuşması gerekmektedir. Bunlarla birlikte, parti kapatmaya yönelik maddelerin değiştirilmesi artık bir zorunluluk olmuştur.” sözlerini kaydetti.

KAMALAK: KARAR MEMNUNİYET VERİCİ

nayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Kamalak da Anayasa Mahkemesinin kararında kapatma kararı çıkmamış olmasını memnuniyetle karşıladığını belirterek, “Aksi halde demokrasi ve millî irade bakımından idamları bir tarafa bırakacak olursak 27 Mayıs darbesinden bile daha ağır sonuçlar doğururdu” dedi.

Anayasa Mahkemesi üyelerinden 10’unun AKP’yi laiklik karşıtı fiillerin odağı olarak görmesini normal karşılamak gerektiğini kaydeden Kamalak, “11 üyeden 10’unun Ak Parti’yi odak olarak görmesini normal karşılamak lâzım. Çünkü Refah Partisi bu yönde kapatıldı. Refah Partisini kapatabilmek için yüksek mahkeme, 40 yıllık içtihadını değiştirdi. Refah Partisi kapatma dâvâsına kadar parti kapatma dâvâları bir ceza dâvâsı mahiyetinde görülüyordu. Refah Partisi dâvâsında yüksek mahkeme bu içtihadından vazgeçti. Dâvâya kadar odaklaşma, eski adıyla mişak, için hüküm giymek şartı aranıyordu. Yüksek mahkeme, parti kapatabilmek amacıyla odaklaşmayı tanımlayan Siyasî Partiler Kanununun 103. maddesinin 2. fıkrasını iptal etti. Dolayısıyla partilerin kapatılması konusunda çok katı prensipler geliştirdi. Bu arada 2001 yılında Fazilet Partisini kapatırken odaklaşmada tek gerekçe olarak başörtüsü gösterildi. O kararları göz önünde bulundurduğumuzda, Anayasa Mahkemesinin Ak Parti için böyle bir karar vermesi sevindirici bir durumdur. Her ne kadar 11 üyeden 10’u, odak olmuş dese de önemli olan sonuçtur.” sözlerini ifade etti.

Parti kapatmalar objektif kriterlere bağlanmalı ve odaklaşmayı düzenleyen kanun maddesinin ilk olarak değiştirilmesi gerektiğini belirten Kamalak, şöyle konuştu: “Biz yıllardan beri parti kapatma kriterleri objektif esaslara bağlanmalıdır diye feryat ediyoruz. Meselâ Refah Partisi davasında iptal edilen hüküm giyme şartı, anayasaya konulmalıdır. Yapılması gereken odaklaşmayı düzenleyen, Anayasanın 69. maddesinin 6. fıkrasına hüküm giyme şartını eklemektir. Bu 2001 yılında da üçlü koalisyon zamanında teklif edilmişti, hatta genel kurula kadar indi. Ama o günkü şartlarda kanunlaştırmak mümkün olmadı. Devlet Bahçeli şuan o teklifimizin arkasındayız diyor. Yani bir an önce, vakit kaybetmeden iktidar partisi mecliste uzlaşma sağlayarak bir an önce odaklaşma kavramını uluslar arası kriterleri dikkate almak suretiyle objektif esaslara bağlamak gerekiyor.”

Cemil YÜZER / Ankara

01.08.2008


 

Büyükanıt: Kıbrıs'ta çözüm adil olmalı

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ta ‘’adil ve kalıcı bir çözüm’’ istediğini, ‘’Kıbrıs Türkü’nün de bu noktaya dikkat etmesi gerektiğini’’ belirterek, ‘’Bence işin anahtarı nasıl olur da bir barış adil olur, kalıcı olur? Bunu bir ortaya koymamız lâzım. Bu henüz ortaya konulmuş değil’’ dedi.

KKTC Silahlı Kuvvetler Günü dolayısıyla Merkez Orduevi’nde resepsiyon düzenlendi. Resepsiyona, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Atila Işık, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu katıldı. Komutanları gelişlerinde KKTC Güvenlik Kuvvetleri askerî ataşeleri Kurmay Albay Mehmet Soğancı ile Kurmay Albay Erdinç Korkuter ve eşleri karşıladı. Orgeneral Büyükanıt, KKTC’nin Ankara Büyükelçisi Tamer Gazioğlu’na yoğun programı içinde buraya katıldığını belirterek, KKTC’ye verdikleri önemi vurguladı. Kurmay Albay Soğancı, burada yaptığı konuşmada, Kıbrıs Adası’nın 437 yıl önce 10 binlerce şehit verilerek fethedildiğini belirtti. Orgeneral Büyükanıt, gazetecilerin Kıbrıs’taki görüşmelere ilişkin soruları üzerine, değerlendirme yapmak için erken olduğunu ifade ederek, ‘’çok dikkatli olunması’’ gerektiğini vurguladı. Orgeneral Büyükanıt, şöyle konuştu: ’’Bireysel olarak bazı endişelerim var. Tabiî Türkiye Cumhuriyeti çözüm istiyor, ama çözüm hep söyleriz adil ve kalıcı olmalı. Nasıl olursa adil olur, kalıcı olur? Buna dikkat etmek lâzım. Ama kimin dikkat etmesi lâzım? Kıbrıs Türkü’nün en çok dikkat etmesi lâzım. Barış olur da adil olmayabilir, kalıcı olmayabilir. Bizim bu iki kavramın içini iyi doldurmamız lâzım. Biz sözleri söylüyoruz ve içini doldurmuyoruz. Bu çok önemli. Adil ve kalıcı... Çok dikkatli bakmamız lâzım.”

/ Ankara

01.08.2008


 

Lagendijk: Rahatlatıcı bir karar

Türkiye-AB Karma Parlementosu Eş Başkanı Joost Lagendijk, “AK Parti’nin kapatılmaması, hem kendi açımdan hem de Türkiye-AB ilişkiler açısından rahatlatıcı bir karar.” şeklinde konuştu.

Yaz tatilini geçirmek için eşi Nevin Süngür’ün memleketi Yalova’da bulunan Türkiye-AB Karma Parlementosu Komisyonu Eş Başkanı Lagendijk, Anayasa Mahkemesi’nin kararını değerlendirdi.

Lagendijk, Ergenekon örgütünün suikast listesinde adının bulunmasına da değinerek “Bana bir şey olduğu takdirde bunun etkisinin çok fazla olacağını biliyorlar” diye konuştu.

Joost Lagendijk, “Ben böyle bir karadan dolayı çok rahatladım. Bu kararın Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından çok olumlu olduğunu düşünüyorum. Zira şu anda iktidarda bulunan bir partinin kapatılması çok da demokratik bir karar olmayacaktı. Ancak bundan sonraki meselelerle ilgili AK Parti’nin 3 sonuç çıkarması gerektiğini düşünüyorum. AK Parti’nin yeni bir anayasanın hazırlanması lâzım. Yine AB reform sürecine devam etmesi gerekiyor. Diğer bir konu ve bence en önemlisi ise Türkiye’de laiklik konusunda hassasiyeti olanların bu hassasiyetlerini daha fazla dikkate almaları gerekiyor” dedi.

Bu karar sayesinde Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin kesintiye uğramadan devam etme şansını yakaladığını kaydeden Lagendijk, “Dün verilen karar AB süreci açısından da çok önemli. Eğer Anayasa Mahkemesi kapatma kararı verseydi bu süreci daha da zorlaştıracaktı. Ancak şimdi hiçbir sorun olmadan yola devam edilebilecek” diye konuştu.

/ Yalova

01.08.2008


 

GAPGİAD: Türkiye, daha güçlü bir şekilde yoluna devam edecek

Gaziantep Paylaşımcı Genç İşadamları Derneği (GAPGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Mutafoğlu, Türkiye’nin bugünden itibaren daha güçlü ve istikrarlı bir şekilde yoluna devam edeceğini bildirdi.

Mutafoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, aylardır devam eden AKP kapatma dâvâsının dün ‘’kapatılmasın’’ kararıyla sonuçlanmasının özellikle ekonomi dünyasına büyük bir sevinç yaşattığını, aylardır belirsizliğini koruyan ekonomi dünyasının şimdi önünü daha rahat görebildiğini belirtti. Tedirgin durumda olan iş ve sanayi dünyasının rahatladığını, bu kararın ülkenin demokrasiye nasıl sahip çıktığını bir kez daha gösterdiğini ifade eden Mutafoğlu, şunları kaydetti: ’’Türkiye bugünden itibaren daha güçlü ve istikrarlı bir şekilde yoluna devam edecek. Artık bundan sonra Türkiye’nin önünün daha açık olacağını ümit ediyoruz. Türkiye’nin istikrarından ve gelişmesinden yana olan herkesin bu karara sevindi. İçeride ve dışarıda verilen bu demokrasi sınavının başarılı bir şekilde sonuçlanması Türkiye’nin gücüne güç katacak. Siyasî partiler demokrasinin vazgeçilmez birer parçasıdır. Yüce mahkemenin verdiği karar, bu milletin demokrasiye olan inancının bir tezahürü olarak kabul edilmelidir. Kapatma dâvâsında herkes serin kanlılıkla hareket etti. Uluslar arası piyasada nereye gideceği belli olmayan bir çalkantının ortasında, zaman geçirmeden tekrar ekonomiye odaklanılması gerekiyor.’’

/ Gaziantep

01.08.2008


 

Sezer: Karar bize AKP'yi yenme imkânı tanıdı

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Anayasa Mahkemesinin AKP hakkındaki kararını değerlendirirken, ‘’Bu karar bize AKP’yi siyaseten yenme imkânı tanıdı’’ dedi.

Sezer, yaptığı açıklamada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının AKP’nin kapatılması istemiyle açtığı dâvâda Anayasa Mahkemesinin verdiği kararın, ‘’aslında AK Parti’nin laikliğe karşı fiillerin odağı haline geldiğini gösterdiğini, ancak henüz kapatılmasını gerektirecek aşamada olmadığını ifade ettiğini’’ söyledi. Sezer, ‘’Anayasa Mahkemesinin kararı tartışılmaması gereken bir karar. Sıkıntı var ülkede, ama sıkıntıları aşacak sağ duyuyu siyasette hepimizin göstermesi gerekiyor. Ama aynı zamanda bu karar bize, AK Parti’yi siyasetten yenme imkanı tanıdı. AK Parti’yi siyaseten yeneceğiz ve Türkiye’yi aydınlık, zenginlik ve sosyal adaletin gerçekleştirildiği, sistemin sağlıklı işlediği bir noktaya taşıyacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın’’ dedi. ‘’Ergenekon’’ soruşturmasını da değerlendiren Sezer, soruşturmanın toplumda saygın bazı kişileri de zan altında bırakacak bir dava olduğunu ancak çeteleşmelere, yasa dışı girişimlere hiç kimsenin prim veremeyeceğini belirtti.

/ Ankara

01.08.2008


 

Gergin atmosfer geride bırakılsın

TÜRKİYE İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Anayasa Mahkemesi’nin hukukun üstünlüğüne olan inançlarını bir kez daha güçlendirdiğini belirterek, ülkenin uzlaşma ve kalkınmaya ihtiyacı olduğunu, gergin ve moral bozucu atmosferin geride bırakılmasını istedi.

Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkındaki kapatma davası kararının hukukun üstünlüğünü bir kez daha ortaya koyduğunu açıklayan TİSK, toplumun uzlaşma ve huzur içinde kalkınmaya ihtiyacı olduğunu kaydetti. Milleti birleştiren cumhuriyetin temel niteliklerine ve temel değerlerine hep birlikte sahip çıkılması gerektiğine yürekten inandıklarını duyuran TİSK’in açıklamasında şu görüşlere yer verildi: ”22 Temmuz 2007 Seçimlerinden bu yana Türkiye siyasi gerginliğin ekonomiye yansıdığı sıkıntılı bir dönem yaşamıştır. Bu dönemden, her kesimin ve herkesin çıkarması gereken bazı sonuçlar vardır. Bunlardan en önemlisi, siyasi tansiyonun yükselmesinin ve toplumsal kutuplaşma eğiliminin hiç kimseye fayda getirmediği, aksine, başta ekonominin işleyişinin bozulması ile ortaya çıkan olumsuzlukların Ülkemizin her ferdi tarafından paylaşıldığı gerçeğidir. Ülkemizin en büyük ihtiyacı, siyasî uzlaşma ve toplumsal huzurdur. Geride bırakmamız gereken dönemin gergin ve moral bozucu atmosferi dağıtılmalı, çatışmacı siyasî tavırların halk üzerinde bıraktığı umut kırıcı etkiler hızla silinmelidir. Bugünden itibaren iktidar ve muhalefet yeniden diyalog kurmalı; PKK terörünün sona erdirilmesi, Küresel Kriz’e karşı önlem alınması, işsizlikle mücadele ve sanayimize küresel rekabet gücü kazandırılması gibi, Ülkemizin temel ve hayatî konuları hakkında asgari müştereklerde uzlaşılarak, partilerüstü devlet politikaları belirlenmelidir.”

01.08.2008


 

TÜMSİAD: Demokrasi ve sağduyu kazandı

TÜM Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Genel Başkanı Mehmet Yıldırım, “”Demokrasi kazandı, sağduyu kazandı” dedi.

Yıldırım, Anayasa Mahkemesinin AKP ile ilgili kararını değerlendirdiği yazılı açıklamada, mahkeme üyelerinin sağduyulu bir karara imza attıklarını, “Türkiye’nin geleceğini ipotek altına almak isteyen, hoşgörü ve barış ortamını zedeleyen fikirlere” itibar etmeden hukuksal bir olgunlukla bu karara ulaştıklarını ifade etti. Yıldırım, açıklamada şunları kaydetti: ”Türkiye uzun süredir aradığı sağduyu, huzur ve hoşgörü ortamında yaşama arzusunu ortaya koyan bir kararla, yıllardır beklediği Avrupa Birliği rüyasına bir adım daha yaklaşmıştır”

01.08.2008


 

“Demokrasi yolunda dev bir adım" atıldı

Ankara Giyim Sanayicileri Derneği (AGSD) Başkanı Canip Karakuş, Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkındaki verdiği kararın, ‘’demokrasi yolunda atılan dev bir adım’’ olduğunu kaydetti.

Karakuş, yazılı açıklamasında, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın, ‘’Türkiye’nin demokrasi yolunda attığı dev bir adım olarak değerlendirilmesi gerektiğini’’ ifade etti. Karakuş, kararda, Anayasa Mahkemesi’nin ‘’orta yol’’ bulduğunu ve bunun “alkışlanması’’ gerektiğini kaydetti.

/ Ankara

01.08.2008


 

SBS sonuçları açıklandı

ÖĞRENCİLER sınav sonuçlarını Millî Eğitim Bakanlığının ‘’www.meb.gov.tr’’ internet adresinden T.C kimlik numaralarını girerek öğrendiler.

Öğrencilerin adreslerine sınav sonuçlarına ilişkin bir belge gönderilmeyecek. Öğrenciler sonuç ekranından puanların hesaplanışını, sınıf puanını, davranış puanını, yıl sonu başarı puanını ve sorulara verdikleri doğru ve yanlış cevap sayılarını görebilecek.

Seviye Belirleme Sınavı’na (SBS) 6. sınıflardan katılan 829, 7. sınıflardan katılan 61 öğrenci bütün soruları doğru cevapladı. Millî Eğitim Bakanlığı, SBS sonuçlarını açıkladı. Sonuç bilgilerine göre, 6. sınıflardan 992 bin 240, 7. sınıflardan 991 bin 655 öğrenci sınava başvurdu. Bu adaylardan 6. sınıflardan 958 bin 879’u, 7. sınıflardan da 962 bin 991’i sınava katıldı. Sınava 6. sınıflardan 33 bin 355, 7. sınıflardan da 28 bin 659 kişi sınava girmedi. 6. sınıflardan 6, 7. sınıflardan da 5 kişinin sınavı iptal edilirken, kopya taramasında 6. sınıflarda 74, 7. sınıflarda 76 adayın bazı testleri iptal edildi. Sınavda, 6. sınıflardan 829, 7. sınıflardan 61 öğrenci bütün soruları doğru cevapladı.

SBS’de 6. sınıflara Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler (Sosyal Bilgiler, İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi), yabancı dil (İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca) alanından 80, 7. sınıflara Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler (Sosyal Bilgiler, İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi), yabancı dil (İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca) alanından 90 soru yöneltilmişti.

01.08.2008


 

Liselere kayıt başvuruları başlıyor

SINAVSIZ öğrenci alan liselere kayıt başvuruları bugün itibariyle başlıyor.

Ortaöğretimde sınavla öğrenci alan fen ve anadolu liseleri dışındaki liselere kayıt başvuruları 1 Ağustos 2008’de başlıyor. Ortaöğretimde geçen yıl 16 ilde pilot uygulama olarak başlatılan ‘’e-kayıt’’ sistemi, bu yıl Türkiye geneline yaygınlaştırılıyor. Türkiye’deki sınavla öğrenci alan liseler dışındaki bütün liselere kayıtlar internet üzerinden gerçekleştirilecek. Liselere internet üzerinden kayıtlarda da ilköğretim okullarındaki yöntem izlenecek. Bu çerçevede il ve ilçelerde kurulan ‘’öğrenci yerleştirme komisyonları’’ her okulun kayıt bölgesini ve kontenjanını belirleyecek. Belirlenen kayıt bölgeleri okul müdürlüklerine bildirilecek. Okul müdürlükleri, kontenjanlarındaki öğrenci sayısı kadar kayıt yapacak. Girilen kontenjanlar millî eğitim müdürlüklerinden izlenecek. Liselere kayıt başvuruları 29 Ağustosa kadar sürecek. İlköğretim okullarına 1 Haziran 2008’de başlayan kayıt başvuruları ise dün mesai saati bitiminde sona erdi.

/ Ankara

01.08.2008


 

OKS 1.’sine altın ödülü

BAHÇELİEVLER Belediye Başkanı OKS 1.’sine Cumhuriyet Altını Hediye Etti.

OKS Türkiye birincisi Mustafa Düremez ve Özel Bahçelievler İhlas İlköğretim Okulu Müdürü Server Gürsoy Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nu makamında ziyaret etti. Develioğlu, OKS sınavında 100 sorunun tamamını doğru cevaplandırarak Türkiye 1.’si olan İhlas Koleji öğrencisi Mustafa Düremez’in başarısının haklı bir gurur olduğunu belirterek başarılı öğrenciyi Cumhuriyet altınıyla ödüllendirdi.

Yeni Asya / İstanbul

01.08.2008


 

Uçan ambülanslar hayat kurtaracak

SAĞLIK Bakanlığı tarafından İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Erzurum’da ‘’kampüs’’ statüsünde oluşturulacak sağlık merkezlerinde 14 ambülans helikopter ve 2 uçak ambülans konuşlandırılacağı bildirildi.

Alınan bilgiye göre, sağlık sektöründe son yıllarda yaşanan gelişmeler, mevcut sağlık kurumlarında iyileştirmelerin yanı sıra özel hastane sayısının da hızla artmasına yol açtı. Sağlıkta gelişmiş ülkeler düzeyine ulaşılabilmesi için oluşturulan projelerden birini de sağlık kampüsleri ve burada konuşlandırılacak ambülans helikopter ve uçaklar oluşturuyor. Proje kapsamında İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Erzurum’da 4-5 hastane ve sosyal tesis gibi donatıların bir arada bulunduğu kampüsler kurulacak. Sağlık Bakanlığı tarafından ihalesi yapılan 14 helikopter bu illerin bulunduğu merkezlerde, 2 uçak ise Ankara’da konuşlandırılacak. Uçan ambülanslar olası durumlarda hemen devreye girecek. İhalesi yapılan ambülanslardan 6’sı ilk etapta, kalanı da 2009 yılı sonuna kadar alınacak.

/ Ankara

01.08.2008


 

Güngören’de hayat normale döndü

GÜNGÖREN’DE 5 gün önce 17 kişi ile bir doğmamış bebeğin ölümü, 154 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan terörist saldırının gerçekleştiği Menderes Caddesi ve çevresinde hayat normale dönmeye başladı.

Vatandaşlar bir taraftan gündelik işlerinin peşinde koşarken bir taraftan da olayda ölenleri unutmuyor. Patlamaların olduğu yerlerdeki çelenklerin üzerine, olayda vefat edenlerin gazetelerde çıkan fotoğraflarının yanı sıra terörü lânetleyen yazılar iliştirildi. Fotoğraflara bakarak üzüntülerini dile getiren vatandaşlar, terörü lânetleyerek, faillerin bir an önce yakalanmasını istiyor.

Patlamalarda zarar gören iş yerlerini onarmaya çalışan esnaf da vitrinlerine ‘’Terörü lânetliyoruz’’ yazan siyah renkli pankartlar astı. Güvenlik önlemlerinin azalarak sürdürüldüğü caddede Haznedar semt pazarının kurulması hayatın normalleşmesinin simgesi oldu. Vatandaşlar bir taraftan pazar alış verişlerini yaparken bir taraftan da olayda vefat eden vatandaşların fotoğraflarının bulunduğu yerlerde durarak vefat edenleri anıyor.

01.08.2008


 

Barajdan baraja su takviyesi

Dyarbakır’da ekili tarım alanlarının kurumaması için Türkiye’de ilk defa yapılan uygulama ile Kralkızı Barajı’nda enerji amaçlı kullanılan 17 milyon 500 bin metreküp su Dicle Barajı’na, oradan da sulama için Devegeçidi Barajı’na aktarıldı.

DSİ 10. Bölge Müdürü Turkay Özgür, kuraklığı sulama mevsiminin başlangıcından itibaren gündeme aldıklarını ve sulama birlikleriyle bu konuyu sürekli değerlendirdiklerini söyledi. Sulama birlikleriyle çok güzel organizasyonlar gerçekleştirmeye çalıştıklarını aktaran Özgür, dönemi çiftçilerin lehine kullanabilmek, ekili ürünleri hasat mevsimine kadar götürebilmek için koordineli çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.

Devegeçidi Barajı’nın 1972 yılından bu yana işletmede olduğunu, bu dönem özellikle Nisan ve Mayıs ayında yağış olmamasından dolayı barajda su sıkıntısının yaşandığını anlatan Özgür, barajda geçen yıl aynı dönemde yüzde 68,3 olan doluluk oranının yüzde 22’e kadar düştüğünü belirtti. Geçen yıla göre bu dönem suyun çok iyi yönetilmesi ve tasarruflu bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Özgür, şöyle dedi: "Bu yıl Türkiye’de ilk olan uygulamayı gerçekleştirdik. Devegeçidi Barajı çevresindeki ekili alanları kurutmadan, vatandaşların lehine sürdürülebilmek için barajı, Dicle Barajı’ndan 17 milyon 500 bin metreküp suyla destekledik. Bu Türkiye’de ilk defa uygulanıyor. Kralkızı Barajı’nda üretilen enerjiden bırakılan su Dicle Barajı’na, oradan da Devegeçidi Barajı’na aktarıldı. Yoksa bu dönem daha sıkıntılı geçecekti. Biz bunu aştık.’

SAKARYA NEHRİ DE KURUDU

Sakarya Nehri’nin Ankara’nın Polatlı ilçesi Yassıhüyük köyündeki ana yatağı tamamen kurudu. Ziraat Odası Başkanı ve köylüler kuraklığa dikkat çekmek için nehri karşıdan karşıya yürüyerek geçti. Küresel ısınma ve kuraklık Sakarya Nehri’nin Ankara’nın Polatlı ilçesi Yassıhüyük köyü ve çevresindeki kesiminin tamamen kurumasına sebeb oldu. Kuraklığın, vahşi sulama anlayışından kaynaklandığını savunan Belediye Başkanı, soruna acil çözüm bulunmasını istedi, Ziraat Odası Başkanı ve köylüler ise nehri karşıdan karşıya yürüyerek geçerek tehlikenin önemine dikkat çekti. Polatlı Belediye Başkanı Yakup Çelik, yörede nehir suyunun tamamen çekilmesinin, küresel ısınmadan ziyade birliklerin vahşi sulama anlayışından kaynaklandığını bildirdi. Sakarya’nın suyunun kesildiğine hiç şahit olmadıklarını ancak geçen sene ve bu sene kesildiğini belirten Polatlı Ziraat Odası Başkanı Muzaffer Türkoğlu da, “Burası Sakarya Nehri. Sakarya’nın bir kolu değil ana yatağı. Ama gördüğünüz gibi kupkuru” dedi. Köy sakinlerinden Metin Avkan ise 60 yıllık çiftçi olduğunu, böyle kuraklık görmediğini belirterek “Suları yukarıda hapsediyorlar, salıvermiyorlar, ürün yanıyor. Şurada üç dekar sebzeyi sulamıyoruz. Pancarlarımız, soğanlarımız kuruyor. Millet yanıyor burada. Birkaç günümüz var, su gelmezse yandık” dedi.

/ Diyarbakır / Polatlı

01.08.2008


 

Fındık işçileri Karadeniz’e gelmeye başladı

Samsun’a fındık toplamaya çocukları ile birlikte gelen işçiler, yerleştikleri çadırlarda sezonun açılmasını bekliyor.

Bölgede fındık sezonu yaklaşırken çoğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden fındık işçileri de ekmek parası için çocuklarıyla birlikte bölgeye gelmeye başladılar. Henüz fındık toplanmaya başlanmadığı için aileler, fındık bahçelerine yakın arazilerde kendi imkânlarıyla yaptıkları derme çatma çadır ve kulübelerde kalıyor. Belirli bir işleri olmadığı için geçimlerini bu yolla sağlamaya çalıştıklarını belirten aileler en büyük sıkıntılarının başında, konaklama yerlerindeki olumsuzlukların geldiğini kaydettiler. Şanlıurfa ve Gaziantep’ten bölgeye gelen işçiler, Türkiye’yi gezerek ürün hasatlarını takip ettiklerini, gittikleri bölgelerde, oldukça zor ve sağlıksız şartlar altında barınmaya çalıştıklarını anlattılar. Terme Ziraat Odası Başkanı Yetkin Karamollaoğlu ise, hasat döneminin yaklaştığı şu günlerde her yıl olduğu gibi bu yıl da doğudan tarım işçilerinin gelmeye başladıklarını söyledi. Ürünün bu yıl bol olmasının bölgeyi cazip hale getirdiğini ifade eden Karamollaoğlu, ‘’Bu yıl iş gücünün fazla olacağını bize ulaşan işçilerimize söyledik. Hemen hemen 3 bine yakın işçi bölgemize gelecek’’ dedi.

/ Samsun

01.08.2008


 

Konya’da kamyon ve otomobil çarpıştı: 5 ölü

Konya’da bir otomobil ile kamyonun çarpışması sonucu meydana gelen kazada 2’si çocuk 5 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.

Rahmi K.’nın kullandığı kamyon, Konya-Karapınar kara yolununda karşı yönden gelen Hasan Sazan’ın kullandığı otomobille çarpıştı. Kazada, otomobil sürücüsü Hasan Sazan ile otomobilde bulunan Zümrüt, 8 yaşındaki Şeyhmuz, 6 aylık olduğu öğrenilen Deniz Sazan ile Saime Günesi olay yerinde öldü. Aynı araçta bulunan ve ağır yaralanan Necla ve Sadık Sazan Konya’daki hastanelere kaldırıldı. Cesetler, savcının incelemesinin ardından Konya Numune Hastanesi morguna kaldırıldı. Kazadan yara almadan kurtulan kamyon sürücüsü Rahmi K. jandarma ekiplerince gözaltına alındı.

/ Konya

01.08.2008


 

Adana ve Gazipaşa’da orman yangını

Antalya Gazipaşa’da kızılçam ormanında sabahın erken saatlerinde çıkan yangın rüzgârın etkisiyle büyüdü.

Çanakkale’de ise önceki gün öğle saatlerinde çıkan orman yangını kontrol altına alındı, söndürme çalışmaları sürüyor. Antalya’nın Gazipaşa ilçesine bağlı Karalar Köyü yakınında bulunan maden ocağı civarındaki kızılçam ormanında, sabahın erken saatlerinde alevler yükseldi. Rüzgârın etkisiyle büyüyen orman yangınına, karadan ve havadan müdahale ediliyor. Adana’nın İmamoğlu ilçesi Uluçınar Köyü mevkiinde, kızılçam ormanında yangın çıktı. Yangına Adana’nın çeşitli ilçelerinden gelen ekipler müdahale etmeye çalışıyor. Kuzeyden esen rüzgârın etkisiyle alevlerin kontrol altına alınmasında güçlük çekiliyor. Çanakkale merkeze bağlı Çınarlı Köyünde önceki gün başlayan orman yangınına dün sabah saatlerinde havanın aydınlanmasıyla uçaklar ve helikopterlerle müdahale yeniden başladı ve alevler kontrol altına alındı. 500 hektar alanın zarar gördüğü orman yangınına askerler ve vatandaşlar da müdahale ediyor. Yangının anız ateşinden çıktığı bildirildi.

/ Gazipaşa - Çanakkale

01.08.2008


 

Kırıkkale’de 4.2 büyüklüğünde deprem

Kırıkkale’de 4,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, saat 08.02’de merkez üssü Kırıkkale’nin Bahşılı ilçesi olan 4,2 büyüklüğünde hafif şiddetli bir sarsıntı kaydedildi. Depremde ilk belirlemelere göre can ve mal kaybı olmadı.

/ İstanbul

01.08.2008


 

Aspirin, osteoporozda etkili

Mûcize ilâç aspirinin osteoporoz (kemik dokusunun içinde anormal derecede boşluk oluşması) tedavisinde de kullanılabileceği bildirildi.

Los Angeles’daki Güney Kaliforniya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden Dr. Songtao Shi ve arkadaşlarının fareler üzerinde yaptığı ve Plos One dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, düşük dozdaki aspirin kemiklerin kırılmasına yol açan hücrelerin faaliyetlerini azaltıyor, kemiklerin güçlenmesini sağlayan hücreleriyse artırıyor. Bilim adamları araştırmalarının sonucunda, genellikle menopoz sonrası kadınlarda görülen osteoporozun tedavisinde aspirinin yeni bir başlangıç sunabileceğini vurguladılar.

/ Los Angeles

01.08.2008


 

Kosova’daki Osmanlı eserleri yaşatılıyor

TÜRK İşbirliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) Başkanlığının desteğiyle sürdürülen restorasyon çalışmalarında 15. yüzyıldan kalma caminin iç duvarları, kubbesi, duvar ve minare taşları restore edilecek, temelde drenaj çalışmaları çerçevesinde perde duvar örülecek.

TİKA Kosova Temsilciliği yetkililerinden Adem Urfa yaptığı açıklamada, Sinan Paşa ve Fatih Sultan Mehmet camilerindeki restorasyon çalışmalarının tarihi eserlerle ilgili bilimsel kurallara uygun yapıldığını belirtti. Fatih Sultan Mehmet Camisindeki restorasyon çalışmaları kapsamında şu anda iç duvarlarda sıvaların konzervasyonunun yapıldığını anlatan Urfa, kısa zamanda süsleme işlerinin onarımına da başlanacağını ifade etti. Yetkili ayrıca, Prizren’deki Sinan Paşa Camisinde, cam takma ve tezinat çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu kaydetti. Prizren ve Priştine’deki camilerin restorasyon çalışmaları Akçaylar Restorasyon İnşaat Şirketi tarafından yürütülüyor.

01.08.2008


 

Güneş bugün tam tutulacak

21. asrın beşinci tam güneş tutulması, bugün yaklaşık 1 milyar kişi tarafından seyredilebilecek.

Bilim adamlarının açıklamasına göre, olimpiyatlardan bir hafta önce Çin’i alacakaranlığa gömecek olan güneş tutulması, bugün TSİ 12.30’da Kanada’nın kuzeydoğusundan başlayıp Grönland’ın kuzeybatısı, Kuzey kutbu denizi, Sibirya’nın kuzeyi, Moğolistan’ın batısı ve Çin güzergâhını takip edecek. Tutulma Çin’de TSİ 14.20’de sona erecek. Tutulma en fazla 2 dakika 27 saniye sürecek. Güneş tutulması; güneş, ay ve dünyanın aynı hizaya gelmesinden kaynaklanıyor. Güneş aydan 400 kat büyük, ama aynı zamanda 400 kat uzak. Ay, güneşle dünyanın arasına girdiğinde güneşi kapatıyor. Güneş ayın çevresinde hare oluşturuyor. Tutulma buna deniyor. Bu esnada yeryüzü sanki alacakaranlığa gömülüyor, kuşlar ötmeyi kesiyor. Çoğu Asya’da olmak üzere yaklaşık 1 milyar kişi, cuma günü güneş tutulmasının alacakaranlığında kalacak. 11 Ağustos 1999’daki tutulma hadisesi, batı Avrupa’dan Hindistan’a uzanan geniş ve kalabalık nüfusa sahip bir bölgeden izlenebilmişti. 2009’un 22 Temmuz’unda meydana gelecek tam tutulma ise Hindistan’dan Çin’e çok daha fazla insan tarafından seyredilebilecek.

01.08.2008


 

Titan’ın yüzeyinde sıvı tesbit edildi

Satürn’ün en büyük uydusu Titan’ın yüzeyinde sıvı tesbit edildi.

ABD’de Kaliforniya-Pasadena’da kurulu ordu kurumu Jet Motorları Geliştirme Merkezinden (Jet Propulsion Laboratory) yapılan açıklamada, Cassini uzay aracının gönderdiği görüntülerin incelenmesi sonucunda Titan’daki göllerden birinin sıvı halinde olduğunun, bu gölün sıvı halde hidrokarbon içerdiğinin belirlendiği belirtildi. Açıklamada, gölde “Dünya’da gaz halinde bulunan etanın var olduğunun da resmen belirlendiği” kaydedildi. Merkez, “bu bulguların Titan’ı, Dünya’nın dışında, yüzeyinde sıvı bulunan güneş sisteminin tek parçası yaptığını” vurguladı.

01.08.2008


 

45 yaşından sonra akşam yemeğini unutun

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Gök, 45 yaş üzeri ve kalp krizi riski taşıyanların akşam 18.00’den sonra kesinlikle yemek yememesi gerektiğini söyledi.

Gök, yaptığı açıklamada, beslenme şeklinin kalp krizi geçirme riskinin azalmasında ve artmasında önemli rol oynadığını, özellikle yaz aylarında ağır yağlı yiyeceklerin bu riski daha da arttırdığını belirtti. Sıcakta ağır yemeklerden kaçınılması gerektiğini ifade eden Gök, ‘’ağır yiyeceği sindirmekte zorlanan mide daha fazla kana ihtiyaç duyduğu için kalp de daha fazla kan pompalamaya başlıyor. Sıcakla birlikte bir yandan da kanda pıhtılaşma artacağı için, kalp bu tempoya dayanamaz ve ölümle sonuçlanabilen kalp krizleri görülür’’ dedi.

/ Konya

01.08.2008


 

Şizofreni genlerden kaynaklanabilir

Şizofreninin bazı genlerin değişime uğramasından kaynaklanıyor olabileceği bildirildi. Uluslararası Şizofreni Konsorsiyumu’ndan bir ekip, şizofrenlerin farklı türde, ender kromozom değişimlerine sahip olma ihtimalinin diğer kişilerden daha fazla olduğunu belirledi.

Bilim adamları, 3 binden fazla şizofren ve 3 bin sağlıklı kişinin katıldığı araştırmada, 1. ve 15. kromozomlardaki bozulmanın bu hastalığa yakalanma riskini arttırdığını gördü. Araştırmaya maddî destek veren Amerikan Ruh Sağlığı Enstitüsü’nden Thomas Insel, “genetik değişimlerin gizemini çözmenin daha iyi tanı, tedavi ve bu hastalığın önlenmesi için imkân sunabileceğini” belirtti. Şizofreninin kesin sebebi tam olarak bilinemiyor. Ancak bazı araştırmalar kan bağı olan kişilerde genetik yatkınlık olduğunu, başka sebeplerin de araya girmesi ile hastalığın ortaya çıktığını gösteriyor.

/ İstanbul

01.08.2008


 

Bu sefer 08.08.08 çılgınlığı başladı

Kendilerinin ya da doğacak çocuklarının özel günlerini unutulmaz kılmak isteyen çiftler, tekrar eden ‘’8’’ rakamının cazibesiyle ‘’08.08.08’’ tarihine yoğun ilgi gösteriyor.

Evlilik ya da doğacak çocuklarının doğum tarihinin, 8 Ağustos 2008 olmasını isteyen çiftlerin, bu tarih için evlendirme daireleri ve doğumevlerine yaptıkları başvurularda önemli ölçüde talep artışı var. Alınan bilgiye göre, İzmir’in nüfus yoğunluğu bakımından en büyük ilçeleri olan Konak, Karşıyaka ve Bornova’da evlendirme daireleri, çiftlerin 2008 yılının 8. ayının 8’inde evlenme taleplerini karşılayabilmek için fazla mesaiye hazırlanıyor. Bu tarihin çiftler tarafından ‘’özel’’ olarak kabul edilmesi sebebiyle, nikah taleplerinde yüzde 100 civarında bir artış yaşandığını belirten yetkililer, kapasitelerinin dolmuş olmasına rağmen çiftlerin bu isteklerini mümkün olduğunca karşılamaya özen gösterdiklerini ifade etti.

/ İzmir

01.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır