"Gerçekten" haber verir 03 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Kıbrıs’ta 5. buluşma

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Kıbrıs’ta 4 yılı aşkın süren durgunluğun ardından, kapsamlı Kıbrıs müzakerelerinin prosedürünü belirlemek amacıyla bugün Lefkoşa ara bölgede bir araya gelecek. Talat ve Hristofyas daha önce 4 kez bir araya gelmişti.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Kıbrıs’ta 4 yılı aşkın süren durgunluğun ardından, kapsamlı Kıbrıs müzakerelerinin prosedürünü belirlemek amacıyla bugün Lefkoşa ara bölgede bir araya gelecek.

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Misyon Şefi Taye-Brook Zerihoun’un ara bölgedeki ikametgâhında yapılacak görüşmede, görevine yeni başlayan, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer de hazır bulunacak. Downer, adaya önceki gün geldi. Talat-Hristofyas görüşmesine Talat’ın BM ve AB ile Müzakerelerden Sorumlu Temsilcisi Özdil Nami ile Rum başkanlık komiseri Yorgos Yakovu da katılacak. Törensel nitelikte olacağı belirtilen bugünkü görüşmede, kapsamlı müzakerelerin prosedürü belirlenecek. Kapsamlı müzakerelerin ise 11 Eylülde başlaması öngörülüyor. Talat ve Hristofyas, Kıbrıs Rum kesiminde Şubat ayında yapılan liderlik seçimlerinin ardından başlayan yeni süreç çerçevesinde 21 Mart, 23 Mayıs, 1 Temmuz ve 25 Temmuzda 4 kez bir araya geldi. Annan planı için 24 Nisan 2004’de yapılan referandumda Rumların çözüm planını reddetmesinin ardından durgun döneme giren Kıbrıs sorununu müzakere süreci, Kıbrıs Rum kesimindeki lider değişikliğiyle hareketlenmeye başladı.

Kıbrıs Rum kesiminde 24 Şubatta yapılan ikinci tur seçimlerde Rum Meclis Başkanı ve AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas’ın, yüzde 53.36 oy alarak, Kıbrıs Rum halkının yeni lideri olması adada “çözüm rüzgârı” estirdi.

BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR GELİŞME

KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, Kıbrıs’ta 4 yıllık durgunluktan sonra, BM zemininde Kıbrıs sorununu çözmek için müzakerelerin başlayacağını ifade ederek, ‘’Bu bizim için çok önemli bir gelişmedir. Meselenin tekrar rayına girdiğinin göstergesidir’’ dedi. Başbakan Soyer, yaptığı açıklamada, Kıbrıs’ta müzakere sürecinin başlaması için Türkiye ile yaptıkları ortak çalışmaların meyvesini verdiğini belirtti. Eski Rum lideri Tasos Papadopulos’un, 24 Nisan 2004 referandumundan sonra Kıbrıs sorununu BM çerçevesinden çıkarmak, AB meselesi haline getirmek ve görüşme sürecini öldürmek için çok uğraştığını anlatan Soyer, Papadopulos’un siyasetinin gerçekçi ve sürdürülebilir olmadığını Türkiye ile etkili bir şekilde dünyaya anlattıklarını ve Papadopulos siyasetinin çöktüğünü, Rumların da onu tekrar seçmediğini kaydetti. 4 yıllık bir durgunluktan sonra ilk defa BM zemininde Kıbrıs sorununun çözümlenmesi hedefiyle görüşme sürecinin başlayacağını belirten Soyer, ‘’Bu bizim için çok önemli bir gelişmedir. Meselenin tekrar rayına girdiğinin göstergesidir. Burada gereken bütün çalışmayı göstereceğiz’’ diye konuştu. BM Genel Sekreteri’nin, Avustralya’nın eski Dışişleri Bakanı Alexander Downer’i, görüşme sürecini izlemesi için, Kıbrıs Özel Danışmanı olarak atadığını ifade eden Soyer, ‘’bu başlangıcın son derece önemli olduğunu, durgunluktan ve Kıbrıs Rum kesiminin çözüm olmadan AB’ye üye olmasının getirdiği dezavantajdan bir anlamda sıyrılarak yeni bir sürece girildiğini’’ kaydetti. KKTC Başbakanı Soyer, ‘’ulaşılması gereken noktanın Kıbrıs Türkünün eşitliği, iki bölgelilik, iki liderin anlaştığı vizyon olan Kıbrıs Türk devleti ile Kıbrıs Rum devletinin eşit statüde yer alacağı, üstte de siyasî eşitliğe sahip uluslararası tek kimliği olan ortak yönetim olduğunu’’ söyledi. Soyer, bu süreçte, ‘’Türkiye’nin garantörlüğünün tartışılmaz bir gerçek olarak işin içinde yer alacağını’’ vurguladı.

/ Lefkoşa

03.09.2008


 

MAHKEME BELGELERİ İSTEDİ

Ulusal Mahkeme, İç Savaş (1936-39) ve diktatör Franco döneminde (1939-75) öldürülenler ve kaybolan yaklaşık 90 bin kişiyle ilgili olarak, Başpiskoposlar Konferansı, Adalet ve Kültür Bakanlıkları ile Madrid, Cordoba, Granada ve Sevilla belediyelerinden ellerindeki tüm belgeleri teslim etmelerini istedi.

“UMUDUMUZ MAHKEMEDE”

İç Savaş ve Franco döneminde yakınlarını kaybedenlerin kurduğu ve bugüne kadar Ulusal Mahkemeye sekiz suç duyurusunda bulunmuş olan derneğin başkanı Emilio Silva, "Kayıp cesetlerin bulunması devletin sorumluluğundadır. 70 yıl sonra umudumuz mahkemede" dedi.

70 yıllık hesaplaşma

İSPANYA'DA, Ulusal Mahkemenin hakimi Baltasar Garzon, İç Savaş (1936-1939) ve diktatör Franco döneminde (1939-1975) öldürülenler ve kayıp olan yaklaşık 90 bin kişiyle ilgili ayrıntıları ortaya çıkarmak için, İspanya Başpiskoposlar Konferansı, Adalet ve Kültür bakanlıkları ile Madrid, Cordoba, Granada ve Sevilla belediyelerinden ellerindeki bütün belgeleri teslim etmelerini istedi. Sosyalist hükümetin diktatör Franco dönemi ile yüzleşmek ve o döneme ait kötü izleri ortadan kaldırmak amacıyla çıkarttığı yasada öngörülenlerle ilgili ilk adımlar atılıyor. Ulusal Mahkeme hakimi Garzon, İç Savaşın başladığı 17 Temmuz 1936 tarihinden diktatör Franco’nun ölümüne (1975) kadar olan sürede kayıp olan, kurşuna dizilen veya İç Savaş sırasında öldürülen ve toplu mezarlara gömülenlerin listesini ortaya çıkarmak için resmî kurumlardan ve o dönemde Franco rejiminin yandaşlarına destek veren Katolik Kilisesinden ellerindeki belgeleri açarak yardımcı olmalarını istedi.

Hakim Garzon’un talimat yolladığı kurumlardan, İspanya’daki Katolik Kilisesinin temsilcisi olan Başpiskoposlar Konferansının kendisine bağlı 22 bin 827 kilisedeki Franco dönemine ait tarihi belgeleri açmak zorunda kalacağı belirtiliyor. İspanyol hakim, döneme ait bütün belegeleri topladıktan sonra kayıplar ve ölümlerle ilgili bir soruşturma açılıp açılamaması için yeterli delil olup olmadığına karar verecek.

Bu arada, İç Savaş ve Franco döneminde yakınlarını kaybedenlerin kurduğu dernek, bugüne kadar Ulusal Mahkemeye 8 suç duyurusunda bulundu. Dernek başkanı Emilio Silva, hakim Garzon’un girişiminden sonra yaptığı açıklamada, “Kayıp cesetlerin bulunması devletin sorumluluğundadır. 70 yıl sonra umudumuz mahkemede” dedi.

/ Madrid

03.09.2008


 

Kayıtta başörtüsü sıkıntısı

ÇÜ İlâhiyat Fakültesini kazanan başörtülü öğrencinin kaydı başörtülü olduğu gerekçesiyle yapılmazken, Aydın Üniversitesinde yeni kayıt yaptıran öğrencilerin başörtüsü ile ilgili form imzalamaya zorlanması tepkiyle karşılandı

ÜNİVERSİTELERE kayıt dönemi başlarken, kayıt sırasında başörtülü öğrencilere engellemeler devam ediyor. Çukurova Üniversitesi’nde İlahiyat Fakültesi’ni kazanan başörtülü öğrenci Sümeyye Gül, önceki gün başörtülü olduğu gerekçesiyle öğrenci işleri binasına alınmayınca kayıt yaptıramadı. Kayıt yaptıramayınca gözyaşlarına boğulan Gül, rahat okumak için İlahiyat Fakültesi’ni seçtiğini söyledi. Sümeyye Gül, “Başörtülü olduğum için okumama izin verilmiyor. Ya başını aç ya da kayıt yaptırma dediler. Ben başörtümü çıkartmam, kayıt da yaptırmam” diye konuştu. İstanbulki Aydın Üniversitesi’nde ise üniversiteye yeni kayıt yaptıran öğrencilere başörtüsü ile ilgili form imzalatma sıkıntısı yaşandı. Öğrencilere önceki gün imzalatılan formda, “2008-09 Eğitim-Öğretim Yılı içerisinde Aydın Üniversitesinde derslere başörtülü ve türbanlı girmiyeceğimi taahhüd ederim” yazılı bir formun imzalatıldığı belirtildi. Aydın Üniversitesi Müteveli Heyeti Başkanı Mustafa Aydın, işleminin bir kayıt görevlisinin hatası olduğunu söyledi. Uygulamaya sahip çıkmayan Aydın, “Bizim böyle bir uygulamamız yok. Başka bir üniversiteden gelen bir kayıt görevlisinin evrakların arasına böyle bir form koyması sonucu kısa süreliğine uygulandı. Bilgimiz olunca uygulamayı kaldırdık. Okulumuz son derece özgür, öğrencilerin eğitimine önem veren çağdaş bir üniversitedir. Böyle bir uygulama söz konusu değil” diye konuştu.

03.09.2008


 

AKP’liler Ermenistan’a gitmeyecek

AKP’li milletvekilleri, partilerinin Meclis grup başkanlığının aldığı karar gereği, Türkiye’nin Ermenistan ile oynayacağı ‘’2010 Dünya Kupası Eleme Grubu’’ maçını izlemeye gitmeyecek.

AKP'Lİ milletvekilleri, Türkiye’nin, Ermenistan ile oynayacağı ‘’2010 Dünya Kupası Eleme Grubu’’ maçını izlemeye gitmeyecek. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü, izlemek üzere Erivan’a davet ettiği maça, AKP Grup Başkanlığının aldığı karar gereği, AKP milletvekillerinin gitmeyeceği öğrenildi.

03.09.2008


 

269 bin gıda işletmesi denetimden uzak

TÜRK Sağlık-Sen’in yaptığı araştırmada, 269 bin gıda satış ve toplu tüketim yerinin 6 aydır denetlenmediği, en çok cezanın ekmek ve unlu mamuller üreten işletmelere kesildiği belirlendi.

Türk Sağlık-Sen’in Tarım Bakanlığı verilerine dayanarak gıda denetimiyle ilgili yaptığı araştırmada, çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmaya göre Türkiye’de yaklaşık olarak 5 bin gıda kontrolörü var. Bu kişilerin kontrol etmekle görevli olduğu ruhsatlı yaklaşık 30 bin gıda üretim yeri, 400 bin gıda satış işletmesi ve gıda toplu tüketim işletmesi bulunmakta. Yaklaşık olarak 1 gıda denetim elemanına denetlemek için 86 gıda üretim ve tüketim yeri düşüyor. Araştırmaya göre, 2008 yılının ilk altı ayında 400 bin gıda satış işletmesi ve toplu tüketim yerine yapılan denetim sayısı 131 bin. Her gıda işletmesinin bir kez denetlendiği dikkate alınırsa 269 bin gıda satış ve toplu tüketim yeri 6 aydır denetlenmedi.

Araştırmada ortaya çıkan bir diğer çarpıcı sonuca göre, 2008 yılının ilk 5 ayında Türkiye genelinde gıda üretim işletmelerine toplam 2 bin 817 adet ceza kesildi. 308 gıda üretim işletmesi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Gıda satış ve toplu tüketim yerlerine kesilen ceza ise bin 224 olurken, bu işletmelerin 184’ü hakkında savcılığa başvuruldu.

Aynı dönemde yapılan denetimler sonucunda 724 un ve unlu mamul, 722 de ekmek üreten gıda işletmesine ceza kesildi. Bu cezaların, tüm gıda üretim işletmelerine kesilenlerin yüzde 51’ini oluşturduğuna dikkat çekilerek, bu veri doğrultusunda ‘’söz konusu işletmelerin en sağlıksız üretim yerleri olarak belirlendiği’’, denetimler sonucunda en az cezayı su ürünleri gıda üretim işletmelerinin aldığı, bu yerlere ilk 5 ayda sadece 10 ceza kesildiği belirtildi. Aynı dönemde yemek fabrikalarına da 204 ceza kesildiği bildirildi.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, gıda denetimlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini kaydederek, ‘’30 bin gıda üretim, 400 bin de gıda tüketim ve satış işletmesinin denetiminden sadece 5 bin kişi sorumlu. Yeterli denetim olmayınca gıdada istismar artıyor, halk sağlığı riske atılıyor’’ dedi.

Kahveci, acil olarak bütün gıda üretim, satış ve tüketim işletmelerini denetleyebilecek bir mekanizma oluşturulması gerektiğini belirtti.

RECEP GÖREN

03.09.2008


 

Bosnalı konsey üyeleri Türkiye’ye geliyor

Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Haris Silajdziç ve Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin diğer iki üyesi Nebojsa Radmanoviç ile Zeljko Komsiç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davetlisi olarak 3-4 Eylül tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret edecek.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyelerinin Türkiye’ye yapacağı ziyarette, Türkiye ile Bosna-Hersek ilişkileri tüm yönleriyle ele alınacak. Ayrıca bölgesel ve çok taraflı konularda görüş alış verişinde bulunulacak. Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri bugün Ankara’daki temaslarının ardından, 4 Eylül’de İstanbul’da gerçekleştirilecek Türkiye-Bosna-Hersek İş Konseyi Toplantısı’na katılacaklar. Açıklamada, Bosna-Hersek’ten Türkiye’ye Devlet Başkanı düzeyindeki son ziyaretin 3-4 Temmuz 2002’de, Türkiye’den Bosna-Hersek’e ise 10-11 Nisan 2006 tarihinde gerçekleştirildiği hatırlatılarak, şunlar kaydedildi: “2002 yılında olduğu gibi, bu ziyarette de Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin tüm üyelerinin yer alması, Bosna-Hersek Devleti’nin yanı sıra, Bosna-Hersek’in kurucusu olan Boşnak, Sırp ve Hırvat toplumlarının da bilfiil temsil edilmeleri bakımından anlamlıdır. Bosna-Hersek’in Türk halkının gönlündeki özel yeri, bu ülkeyle ilişkilerimiz ve yakın işbirliğimizin arttırılarak sürdürülmesini daha da önemli kılmakta olup, iki ülke arasında bu iradenin karşılıklı olduğu memnuniyetle kaydedilmektedir.”

YENİ ASYA / Ankara

03.09.2008


 

Türkiye ile Rusya’nın birbirine ihtiyacı var

ÇEVRE ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “Hem bizim Rusya’ya hem de Rusya’nın bize ihtiyacı var. Doğal gaz, turizm ve Türk müteahhitler açısından önemli yeri var” dedi.

Bir gazetecinin, “Rusya ile bir ticari kriz yaşanıyor. Kürşad Tüzmen çözüm için kırmızı hat uygulamasını önerdi. Dün (önceki gün) Bakanlar Kurulunda bu öneri kabul görmedi. Siz ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine Eroğlu, konunun, Bakanlar Kurulunda detaylı bir şekilde görüşüldüğünü söyledi. Eroğlu, “İyi diyaloglarla, temaslarla çözmek daha uygundur. Rusya ile çok büyük bir ticaret hacmimiz var. Bu ticaret hacminin daha da artmasını istiyoruz. Dolayısıyla bunları çok iyi değerlendirme kanaati var. Benim görüşüm de aynı şekilde. Bu durumda karşılıklı olarak iyi niyetle diyaloğun yürütülmesi gerekiyor. Hem bizim Rusya’ya hem de Rusya’nın bize ihtiyacı var. Hem doğal gaz, hem turizm açısından önemli, hem de Türk müteahhitler açısından önemli yeri var. Birtakım sebze ve meyve açısından önemli bir pazar”dedi. Eroğlu, “Sayın Başbakan tepkili miydi?” sorusuna, “Sayın Başbakan gayet demokrat bir tavırla ilk önce tüm bakanların görüşünü alır. Ondan sonra ortak bir kanaat oluşur. Bir tepki yok. Getirilen bir teklifti. Böyle bir tepki olmaz zaten” cevabını verdi.

03.09.2008


 

Roj Tv'yi öven DTP'li başkan mahkûm

DTP'Lİ Batman Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan, ‘’suçu ve suçluyu övmek’’ suçundan yargılandığı davada, 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasında, tutuksuz yargılanan sanık Kalkan hazır bulundu. Mahkeme heyeti, Kalkan’a terör örgütü yanlısı yayın yapan Roj Tv’yi övücü tarzda konuşma yaptığı gerekçesiyle 1 yıl hapis cezası verdi. Sanığın yargılanma sırasındaki davranışlarını dikkate alan mahkeme heyeti, verilen cezayı 10 aya indirdi. Mahkeme heyeti, daha sonra verilen hapis cezasını 9 bin YTL para cezasına çevirdi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 1 Mart 2008’de Belçika’ya giden Kalkan’ın Roj Tv’nin kuruluş yıldönümü resepsiyonuna katıldığını ve burada yaptığı konuşmada, ‘’Yolum Roj Tv’ye düştüğü zaman huzur buluyorum. Nasıl ki Müslümanlar için Mekke, Medine kutsal ise Kürtler için de Roj Tv o kadar kutsaldır’’ dediği belirtilmişti. Hakkında, terör örgütünün propagandasını yaptığı gerekçesiyle dava açılan Kalkan’ın 5 yıla kadar hapsi isteniyordu.

03.09.2008


 

Yeşil kartlı sürü sahipleri

ERZURUM’DA yeşil kart sahibi 3 kişinin koyun sürüsü olduğu belirlendi. Her birinin beşyüzer koyun aldığı tespit edilen 3 kişinin ve ailelerinin yeşil kartları iptal edildi.

Kartları iptal edilen köylüler, koyunları satın almadıklarını, köy merasında otlatabilmek için geçici olarak üzerlerine geçirdiklerini savundular. Edinilen bilgiye göre, merkeze bağlı Aktoprak köyünde yeşil kart sahibi Hasan Ildız, Ahmet Büyüktaş ve Mahmut Çelik’in, toplam bin 500 koyun aldığı tesbit edildi. Bu kişilerin, Erzincan’ın Tercan ilçesinde yaşayan Cebrail Akkavak, Muhittin Polat ve Battal Polat ile Erzurum 1. Noterliğinde hayvan satış sözleşmesi imzaladıkları belirlendi. Hayvan satışının belirlenmesinin ardından 24 Temmuzda yapılan Erzurum Valiliği İl İdare Kurulu toplantısında, Ildız, Büyüktaş ve Çelik’in yeşil kartlarının iptaline karar verildi. Büyüktaş ailesinden 4, Ildız ailesinden 8 ve Çelik ailesinden 4 kişinin kartları, 3816 Sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkındaki Kanuna göre geri alındı. Toplantıda ayrıca hayvan satış sözleşmesi imzalanmasının ardından söz konusu kişilerin yeşil kart ile yaptıkları sağlık harcamalarının tahsil edilmesi kararlaştırıldı.

03.09.2008


 

5 günde, 19 terörist öldürüldü

GÜVENLİK güçlerinin, 26-31 Ağustos tarihleri arasında bölücü PKK terör örgütüyle girdiği silâhlı çatışmalarda 19 terörist etkisiz hale getirilirken, 5 güvenlik görevlisi şehit oldu, 8 güvenlik görevlisi de yaralandı.

Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada 26-31 Ağustos tarihleri arasında güvenlik güçleriyle teröristler arasında çıkan çatışmalarda 19 terörist silâhlarıyla birlikte ölü olarak ele geçirildiği duyuruldu. Açıklamaya göre, teröristlere ait aralarında Amonyum Nitrat’ın bulunduğu, tahrip gücü yüksek mutfak tüpüne tuzaklanmış toplam 91 kilogram patlayıcı ve 15 adet A-4 patlayıcı ile 1 adet el bombası ele geçirildi. Teröristlere ait ele geçirilen patlayıcıların güvenlik güçlerinin geçtiği güzergahlara bırakıldığı belirtildi. Çatışmalarda 5 güvenlik görevlisi şehit olurken, 8 güvenlik görevlisi de yaralandı.

03.09.2008


 

Bir ABD askerî gemisi daha boğazdan geçti

ABD askerî gemisi US Naval Pathfinder, Çanakkale Boğazı’ndan geçti.

Ege Denizi’nden sabah saatlerinde Çanakkale Boğazı’na giriş yapan 100 metre uzunluğunda, 17 metre genişliğindeki ABD gemisi, saat 08.45 civarında Çanakkale önlerine geldi. US Naval Pathfinder’ın boğazdan geçişini sahildeki vatandaşlar da izledi. Yetkililer, Çanakkale Boğazı’ndan geçen geminin gideceği liman hakkında açıklama yapmadılar.

03.09.2008


 

Gültepe’de sabah baskını

KAĞITHANE'DE 25 ayrı eve düzenlenen operasyonda, aranmakta olan 6 kişi yakalandı ve 6 adet ruhsatsız tabanca, 3 çalıntı otomobil, uyuşturucu madde ile çok sayıda çalıntı eşya ele geçirildi.

Edinilen bilgiye göre, Asayiş Şube Müdürlüğü ve Kağıthane Asayiş Şube Amirliği ekipleri Gültepe Telsiz Mahallesi’ne sabah saatlerinde çevik kuvvet ve yunus ekiplerinin de desteğiyle operasyon düzenledi. Yaklaşık 25 evi tek tek arayan polis ekipleri, arama kararı bulunan 6 kişiyi yakaladı ve 6 adet ruhsatsız tabanca, 3 çalıntı otomobil, bir miktar uyuşturucu madde ile çok sayıda çalıntı eşya buldu. Gözaltına alınan kişiler ve ele geçirilenler, Gayrettepe’deki Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürüldü.

03.09.2008


 

MHP’den Tüzmen’e tepki, Çiçek’e destek

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in, “Rus mallarının gümrüklerde daha sıkı kontrol edileceği” yönündeki açıklamalarının, Türkiye’ye maliyetinin çok büyük olduğunu belirterek, “Sayın Tüzmen’in açıklamaları büyük bir sorumsuzluk örneğidir. Cemil Çiçek’in Bakanlar Kurulu sonrasındaki açıklamalarını ise olumlu buluyorum” dedi.

Şandır, yaptığı açıklamada, Türkiye ile Rusya arasındaki dış ticarette Türkiye aleyhine çok ciddi bir dengesizliğin bulunduğunu söyledi. “Bu gerçek ortadayken Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Tüzmen’in yaptığı açıklamalar sorumsuzluk örneğidir” diyen Şandır, Tüzmen’in açıklamasından sonra yaş sebze ve meyve piyasasında tedirginlik yaşandığını belirtti. Özellikle Mersin ve civarında tüccarların yaş sebze ve meyve alımlarını durdurma noktasına getirdiğini ifade eden Şandır, “Çünkü yapılan açıklamalardan sonra tüccar piyasadan mal almaya korkar hale geldi. Bu da üreticileri etkiledi. Sayın Bakan’ın yaptığı açıklamalar üreticiye büyük zarar vermiştir. Bakan’ın açıklamalarının Türkiye’ye çok büyük maliyeti olmuştur” dedi.

MHP Grup Başkanvekili Şandır, dünkü Bakanlar Kurulunun ardından Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’in konu ile ilgili yaptığı açıklamayı ise olumlu bulduğunu kaydetti.

03.09.2008


 

Karayalçın: Ziyaretin amacı açıklanmalı

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, ‘’Sayın Cumhurbaşkanı, Erivan ziyaretinin amacının ne olduğunu kamuoyuna açıklamalıdır’’ dedi.

Karayalçın, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün A Millî Futbol Takımı’nın Ermenistan ile Dünya Kupası elemelerinde yapacağı maç için Erivan’a gitmesi halinde bu ziyaretin amacını kamuoyuna açıklaması gerektiğini savundu. Murat Karayalçın, açıklamasında şunları kaydetti: ‘’Dış siyasette ‘bir adım öne geçmek’ anlayışı başlı başına bir şey ifade etmez. Bir adım öne geçilerek sonuçta bir şey elde edilebilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanı, Erivan ziyareti ile Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinde hangi gelişmelerin ya da hangi kazanımların elde edileceğinin beklendiğini, yani ziyaretinin amacının ne olduğunu kamuoyuna açıklamalıdır.’’

03.09.2008


 

Eğitim uçağı pistten çıktı

SABİHA Gökçen Havalimanı’nda inişe geçen bir eğitim uçağı pistten çıktı. Uçaktaki öğretmen pilot ile öğrencisi kazayı yara almadan atlattı.

Devlet Hava Meydanları İşletmeleri yetkililerinden alınan bilgiye göre, MedAir’e ait olduğu belirtilen Cessna-172 tipi bir eğitim uçağı, Sabiha Gökçen Havalimanı’na inişe geçti. Uçak, iniş sırasında henüz belirlenemeyen bir sebeple pistten çıkarak durabildi. Uçaktaki öğretmen pilot ile öğrencisinin olayı yara almadan atlattığı, kazanın oluş nedenine ilişkin inceleme başlatıldı.

03.09.2008


 

Filistinli yetimler yardım bekliyor

ÜRDÜn'de aileleriyle birlikte mülteci ya da kaçak olarak yaşayan Filistinli yetim çocuklara ilk iftar yemeği, Türkiye’deki hayırseverlerin gönderdiği yardımlarla verildi.

Ürdün genelinde 17 bin yetim çocuğun bakımını üstlenen İslam Hayır Merkezi Derneği’nin Amman’ın Suveylih bölgesindeki yetimler yurdunda,

Türkiye’deki hayırseverlerin İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı aracılığıyla gönderdiği yardımlarla Filistinli 150 yetim çocuğa ramazan ayının ilk iftarında tavuklu pilav ve yoğurt ikram edildi. Yemeğin ardından çocuklara Türk lokumu ve üzerinde ay yıldız olan kırmızı balon dağıtıldı. Süveylih Yetimler Yurdu Sorumlusu Musa Muhammed Süleyman, yatığı açıklamada, bağlı bulundukları vakfın, ülke genelindeki 56 yetim yurdu aracılığıyla 17 bin yetimin bakımını üstlendiğini söyledi. Türkiye’de gelen yardımların kendilerini çok mutlu ettiğini ifade eden Süleyman, şöyle dedi: ’’Yetim merkezleri, bu topraklarda çok büyük bir ihtiyaç. Türkler belirli bir tarihte, belirli bir süre bu topraklarda hüküm sürdü. Dolayısıyla hem tarihî olarak hem de dinî anlamda bir kardeşliğimiz söz konusu. Türk halkına yardımlarından ötürü teşekkür ediyoruz. Çoğu zaman bize büyük yardımlarda bulundular.’’ Türkiye’deki hayırseverlerden beklentilerinin uzun vadede yardımlarını devam ettirmeleri olduğunu kaydeden Süleyman, yetimlere yönelik faaliyetlerin yürütülmesi için de maddî desteğe ihtiyaç duyduklarını ifade etti. Derneğin bakımını üstlendiği 17 bin yetimin yüzde 70’ini Filistinli çocukların oluşturduğunu bildiren Süleyman, şöyle konuştu: ‘’Buradaki Filistinli mültecilerin ve yoksul Ürdünlülerin yardıma ihtiyaçları var. Çeşitli ülkelerden gelen yardımlarla yetimlerin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyoruz ama bizim de imkânlarımız çok kısıtlı. Bu nedenle burada vatanlardan uzak yaşam mücadelesi veren Filistinlilerin yardım çağrılarını herkes duymalı. Fakir ve yetim, zenginlerin yanında olduğunu bildiği zaman mutlu olur. Bu unutulmamalı. Ayrıca bu topraklar tarih boyunca savaşlar ve işgaller coğrafyası olmuştur. Bu nedenle mağdur olan insanlarımıza sahip çıkılmalıdır.’’ Filistinli 11 yaşındaki yetim Mümin Allam ise Batı Şeria’dan Ürdün’e göç ettikleri 1967 yılından bu yana Ürdün’deki mülteci kamplarında yaşadıklarını söyledi. Süveylih mülteci kampında ailesiyle birlikte zor şartlarda yaşadıklarını belirten Allam, ‘’Babam yıllar önce kalp krizi sonucu vefat etti. Biz de çeşitli ülkelerden gönderilen yardımlarla hayatımızı idame ettiriyoruz. Türkiye’ye teşekkür ediyoruz’’ dedi.

/ Amman

03.09.2008


 

Büyük yangında ihmal şüphesi

ORMAN Genel Müdürlüğü Taşağıl Orman İşletme Müdürlüğünce Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesine başvurularak, Manavgat ve Serik ilçelerindeki orman yangınlarıyla ilgili delil tesbiti istendi.

Orman Genel Müdürlüğü adına Taşağıl Orman İşletme Müdürlüğünce Manavgat Sulh Hukuk Hakimliğine gönderilen delil tesbiti talebinde,31 Temmuzda saat 12.30 civarında Taşağıl beldesi Karabük köyü Pelitdibi mevkiinde orman yangını çıktığı, yangının genişleyerek yayıldığı ve 5 günde kontrol altına alınarak söndürüldüğü hatırlatıldı. Görgü tanıklarının ifadelerine ve başlama şekline göre yangının TEDAŞ’ın bakım ve gözetimini altında bulunan elektrik tellerinin genleşerek sarkması, şiddetli poyrazın etkisiyle birbirine değmesi ve kıvılcım çıkarması sonucu meydana geldiği belirtilen dilekçede, TEDAŞ işçilerinin yangının çıkmasından kısa süre sonra, sarkık elektrik tellerini direklerin başlarındaki fincanlara sararak topladıkları ve bu eylemleriyle suç mahalline müdahalede bulunarak delillerin karartılmasına sebep oldukları ileri sürüldü. Dilekçede, ‘’İşbu nedenlerden dolayı savcılık soruşturması devam etmekle beraber ileride açılabilecek kamu davasına delil teşkil etmek üzere delil tespiti talep etmek gerekmiştir’’ denildi.

03.09.2008


 

Okullara irtibat görevlisi

MANİSA Emniyet Müdürlüğünce 2008-2009 eğitim öğretim yılında öğrencilerin şiddet olaylarından korunması, suça karışmalarının veya maruz kalmalarının önlenmesi ya da en aza indirilmesi, suç işlemeye zemin hazırlayabilecek durumların ortadan kaldırılması amacıyla proje uygulanacağı bildirildi. İ

l Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Millî Eğitim Müdürlüğü görevlileri ile diğer ilgililerinin işbirliğinin en üst seviyeye çıkarılarak, tedbirlerin tesbit edilip uygulanabilmesi için Okullarda Güvenliğin Sağlanması Projesi uygulanacağı belirtildi. Konuya ilişkin Emniyet'ten yapılan açıklamada, güvenlik konusundaki sorunların giderilmesine yönelik olarak Emniyet Müdürlüğünce, il merkezindeki tüm okullarda irtibat görevlisi olarak birer rütbeli personelin görevlendirildiği ifade edilen açıklamada, bütün okul müdürlerine, uygulamaya konulacak proje hakkında mektup gönderilerek, bilgilendirme yapıldığı bildirildi. Şunlar kaydedildi: Açıklamada, okulların güvenliğinin arttırılması için millî eğitim ve emniyet personelince azami gayretin sarf edildiği belirtilerek bu yöndeki çabalarının devam edeceği vurgulandı.

03.09.2008


 

MEB, belediyelerden okul otobüsü istiyor

MİLLÎ Eğitim Bakanlığı (MEB) Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü Remzi İnanlı, mobil anaokullarını yaygınlaştırmak için belediyelere, otobüs tahsis etmeleri çağrısında bulundu.

İnanlı, yaptığı açıklamada, okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak için çalıştıklarını belirterek, bu eğitimöğretim yılında öğrenci sayısını 700 binden 810 bine, okullaşma oranını da yüzde 34,5’e çıkarmayı hedeflediklerini ifade etti. Bu eğitimöğretim yılında Türkiye’de bin 20 anaokulu ile ilköğretim okullarının bünyesindeki bin 400 ana sınıfının hizmet vereceğini kaydeden İnanlı, okul öncesi eğitimden tüm kesimlerin yararlanabilmesi için 2004 yılında ‘’mobil anaokulu’’ uygulaması başlattıklarını belirtti. Şu anda 13 ilde toplam 22 mobil anaokulu bulunduğunu ifade eden İnanlı, mobil anaokullarının genellikle anaokulu olmayan bölgelerde ve şehirlerin varoş kesimlerinde belirli günlerde ve saatlerde çocuklara hizmet sunduğunu söyledi.

03.09.2008


 

Cep telefonunun serüveni

100 yıl boyunca gelişen ama kablosu olduğu için her zaman bir yere bağlı olarak kullanılan telefon, kablo döşeme sıkıntısı yaşayan ülkelerin alternatif arama çabasıyla kablosuz hâle geldi.

YAKLAŞIK 100 yıl boyunca gelişen ama kablosu olduğu için her zaman bir yere bağlı olarak kullanılan telefon, kablo döşeme sıkıntısı yaşayan ülkelerin alternatif arama çabasıyla kablosuz hale geldi. Finlandiya ve İsveç gibi yüzlerce kilometre fiyort ve binlerce adaya sahip Kuzey Avrupa ülkeleri, söz konusu yerlere coğrafi şartlar yüzünden kablo döşemekte sıkıntı yaşayınca alternatif iletişim yöntemleri aramaya başladı. Bu ülkelerin imdadına Avrupa Telekomünikasyon Standartları Komitesi yetişti ve GSM’in ilk adını veren Groupe Speciale Mobile’i 1982 yılında oluşturdu. GSM konusunda yapılan çalışmalar, 1984 yılında Avrupa Komisyonu tarafından onaylandı.

Avrupa Birliği 1986 yılında cep telefonlarının 900 Mhz specturumunda çalışmasına karar verdi ve bir yıl sonra GSM sisteminin temel standartları imzalandı. 1987’de 13 ülkenin GSM Memorandum of Understanding (MoU) ya da bir başka deyişle GSM tabanlı hücresel ağların gerçekleştirilmesi ile ilgili şartnameyi imzalamasıyla cep telefonu, gelişme yolunda büyük adım attı.

Özellikle Avrupa’da 1988 ve 1989 yıllarında yoğun çalışmalar yapıldıktan sonra 1991 yılında Finlandiya’nın yerel GSM operatörü Radiolinja üzerinden yine Finlandiya’nın iletişim devi Nokia’nın 1011 modeli ile ilk cep telefonu görüşmesi gerçekleştirildi. İlk görüşmenin bir yıl sonrasında, Telecom Finlandiya, İngiliz Vodafone ile ilk roaming anlaşmasını yaptı ve iki ülke arasında cep telefonu görüşmeleri mümkün oldu. 1992 yılında ilk SMS de (Kısa Mesaj Servisi) gönderildi. Yaşanan yoğun talebin ardından 1993 yılında 18 ülkeden 32 GSM ağı hizmet verirken, bir yıl sonra MoU’yu imzalayan abone sayısı 100’e yükseldi ve GSM abone sayısı da 1 milyona ulaştı.

Bugün milyonlarca kişi tarafından kullanılan ön ödemeli telefon kartı 1996 yılında piyasaya çıktı. Aynı yıl ABD’de 15 GSM ağı 1900 Mhz üzerinden yayına çıkarken üç bantla çalışan cep telefonu da yine 1997 yılında piyasaya sürüldü. 1998 yılında GSM abone sayısı 100 milyona ulaştı. İlk WAP, hemen ardından GPRS (Genel Paket Radyo Servisleri) sözleşmeleri imzalandı.

Hem üretici hem de yazılımcılar milenyum ile çalışmalarını hızlandırırken, ilk ticarî GPRS servisi 2000 yılında hizmete girdi ve 3G için ilk ihale ilânı gerçekleştirildi. Japon NTT DoCoMo 1 Ekim 2001’de ilk ticarî 3G (Üçüncü nesil) hizmetini piyasaya tanıtarak GSM sektörüne yeni bir dinamizm getirdi. Yeni yüzyılın ilk yılında, ayda atılan SMS sayısı 5 milyon civarındaydı, bir yıl sonrasında bu rakam 50 milyona ulaştı. Toplam GSM abone sayısının 500 milyona ulaştığı 2001 yılında GSM kullanıcıları ilk renkli ekranlı cep telefonu ile tanıştı. 2002 yılı GSM sektörü için birçok yeniliği de beraberinde getirdi. Kullanıcıların birbirlerine SMS’e ek olarak fotoğraf ya da video klibi göndermesine imkân tanıyan İlk MMS (Multimedia Messaging Servis) devreye sokuldu. Yılda 400 milyar SMS atılırken, aboneler de ilk kameralı cep telefonuna sahip olmak için raf önlerinde uzun kuyruklar oluşturdu. Bir yıl sonrasında ilk EDGE (Enhanced Data Rates for Global Evolution - Global Gelişme için Geliştirilmiş Data Hızları) devreye girdi. GSM cihazı üretimi de yıllık 500 milyona ulaştı.

1 TRİLYON SMS

1994 yılında 1 milyona ulaşan toplam GSM abonesi sayısı sadece on yıl içinde bin kat artarak 2004 yılında 1 milyara ulaştı. Bütün dünyada 50’den fazla operatör 3G ağı kurdu. Herkes bu artışı konuşurken bir yıl sonra abone sayısı 1,5 milyarı da geçti ve kablosuz cihaz pazarının yüzde 75’i, GSM ile ilgili cihazlardan oluştu.

2005 yılının bir başka önemli olayı, kullanıcıların yüksek hızda internet erişimine ulaşmasını sağlayan HSDPA (High Speed Downlink Packet Access) sisteminin hayata geçmesi oldu. Bu yıl içinde 3G’ye geçen şirket sayısı 100’ü aştı, bir yıl içinde atılan SMS sayısı 1 trilyonu geçti.

1 MİLYAR TELEFON

Takvimler 2006 yılını gösterirken GSM abone sayısı iki milyara ulaştı. 60 ülkede 3G hizmeti sunan 130 şirket, 100 milyon aboneye yüksek hızlı internet erişimi imkânı sağladı. Yıl sonuna kadar ticari HSPDA ağ sayısı 85’i geçti ve 1 milyar telefon satıldı. Aboneye doymayan GSM sektörü, 2,5 milyar aboneye geçtiğimiz yıl ulaştı. Mobil hızlı internet hizmeti sunan operatör sayısı 150’yi geçerken, dünya aboneleri, Türkiye’de ilk defa bu yıl Turkcell tarafından hizmete sokulan Turkcell MSN Windows Live Messenger hizmeti ile tanıştı. Yakın Alan İletişimi (NFC) kullanan cep telefonları ödeme mekanizması olarak 2007 yılında kullanılmaya başladı. Bu yıl sona ermeden GSM abone sayısı 3 milyar barajını geçti ve dünyanın yarısı iletişimde mobil hale geldi.

03.09.2008


 

Köln'de 600 kişiye iftar

MERKEZİ Almanya’nın Köln şehrinde bulunan Diyanet İşleri Türk İslâm Birliği (DİTİB), her yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan ayında her gün 600 kişiye iftar yemeği veriyor.

Geçen yıllarda kurulan çadır yerine bu yıl konferans salonunda verilen iftar yemeğine, Türklerin yanı sıra Almanya’da yaşayan diğer millet uyruklular ile yoksul Almanlar da katılıyor. Diyanet İşleri Türk İslâm Birliği (DİTİB) yetkilileri, “DİTİB olarak Ramazan ayında iftar yemeği vermeyi geleneksel hâle getirmiş bulunuyoruz. İftarlarda her akşam 600 kişi rahatça yemek yiyebiliyor. Dileyen herkes burada verilen yemeğin sponsorluğunu da yapabilir. Meselâ geçen yıllarda Türk bankaları ve iş adamlarımız burada kendi adlarına iftar yemeği verdiler” açıklamasında bulundu. Yetkililer, amaçlarının vatandaşlara en iyi hizmeti vermek, temiz ve sağlıklı bir ortamda iftar yapmalarını sağlamak olduğunu ifade etti. Diyanet İşleri Türk İslâm Birliği geçen yıl Ramazan ayının genelinde toplam yaklaşık 20 bin kişiye iftar yemeği vermişti.

/ Köln

03.09.2008


 

NASA’nın eski mekikleri göreve devam edecek

AMERİKAN Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), uzay mekiklerini 2010’da emekliye ayırma planını ertelemeyi düşünüyor.

Amerikan Orlando Sentinel gazetesinin NASA içinden elde ettiği bilgiye göre, uzay ajansı, mekiklerini yerini alacak Ares-Orion uzay aracı 2015’te uçuşlara başlayıncaya dek, mekiklerin uçmaya devam etmesinin maliyetini hesaplayacak. Habere göre, daha önce mekik programının uzatılmasına karşı olduğunu açıklayan NASA Başkanı Michael Griffin, mekiklerin uçmaya devam etmesinin muhtemel sonuçlarının gözden geçirilmesi için talimat verdi. Bu arada, ABD başkanlık seçimlerinin cumhuriyetçi adayı John McCain ve bir grup senatör geçen hafta Başkan George W. Bush’a bir mektup göndererek, Gürcistan ile Rusya arasındaki çatışmaların ardından Moskova ile ilişkilerdeki gerginliğin, Rusya’nın Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ) için güvenilir bir ortak olduğu konusunda ciddî endişeye yol açtığını ileri sürdüler.

/ Washington

03.09.2008


 

Google’dan yeni web tarayıcı

ARAMA motoru Google, “Google Chrome” adlı yeni web tarayıcısının deneme versiyonunu başlatacağını açıkladı. FOX televizyonunun haberine göre, Google yeni web tarayıcısının prototipini kullanıma sokuyor.

Google yetkililerinin arama motorunun resmî bloğundan yaptıkları açıklamaya göre, “Google Chrome” adı verilen ve Windows kullanıcılarının yararlanabileceği yeni tarayıcının Beta versiyonu deneme amaçlı olarak kullanılacak. Yetkililer, 100’den fazla ülkede başlatılacak deneme versiyonu ile bu konuda daha geniş bir tartışma açmayı hedeflediklerini söyledi. Google’ın ürün yönetim müdür yardımcısı Sundar Pichai, Google’ın bu hizmetinin “web”de yeniliği teşvik etmek amacını da taşıdığını duyurdu. Arama motorunun yöneticileri, “İhtiyacımız olan sadece bir tarayıcı değil, aynı zamanda web sayfaları ve uygulamalar için de modern bir platform. Yapmaya çalıştığımız da bu” ifadesini kullandı. “Google Chrome” daha iyi bir hız ve cevap verme kapasitesiyle ve “dolandırıcı sitelere” karşı da daha güçlü bir güvenlikle hizmet vermeyi hedefliyor.

/ New York

03.09.2008


 

Ağrılara renkli tedavi

PEKİN olimpiyatlarında birçok atletin vücudunda görülen, Japonya’da yaklaşık 25 yıl önce geliştirilen renkli bantlar, ağrıların tedavisi ve kas zedelenmelerinin önlenmesinde kullanılıyor.

Duruş bozuklukları, kas kuvvetsizliği, cerrahi sonrası veya hamilelikte görülen ödemler için de kullanılan bantlar, Avrupa ve ABD’den sonra Türkiye’de de uygulanmaya başlandı. Türkiye Fizyoterapistler Derneği Genel Sekreteri Murat Dalkılınç, yaptığı açıklamada, ‘’kinesiotaping’’ bantların Japonya’da yaklaşık 25 yıl önce geliştirildiğini, bu yöntemin bel, boyun ve sırt ağrıları gibi çok sık rastlanan sağlık sorunlarının yanı sıra ortopedik ve nörolojik sorunlar ile cerrahi sonrasında da kullanılabilen bir tedavi seçeneği olduğunu belirtti. Dalkılınç, kinesiotaping uygulamalarının ağrısız ve daha kolay hareket edebilmenin sağlanmasını, yumuşak doku iyileşmesinin desteklenmesini amaçladığını söyledi.

03.09.2008


 

Tiryakilere Ramazan fırsatı

ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Adana Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan Tuncer, sigara tiryakilerinin Ramazanı bu bağımlılıktan kurtulabilmek için fırsat olarak değerlendirmelerini önerdi.

Prof. Dr. Tuncer, tiryakilerin en büyük hatalarından birinin de iftardan sonra sanki arayı kapatır gibi art arda sahura kadar sigara içmek olduğunu belirterek, şöyle devam etti: ‘’Oysa içilen bu sigara, nefes darlığı ve göğüs sıkışması gibi ani ölümlere sebep olacak rahatsızlıklar oluşturabilir. Çünkü gün boyu aç olan mideye önce aşırı miktarda gıda yükleniyor. Bu durum zaten başlı başına nefes darlığı ve göğüs sıkışması sebebiyken bir de sigara içerek bu sıkışma daha da tetikleniyor. Sigara tiryakileri sigarasız hayatı bir kez denesinler, bir daha sigaraya dönüp bakmayacaklardır.’’

03.09.2008


 

İftarda pide, sahurda kepekli ekmek tüketin

BESLENME uzmanları, sindirimi kolay olduğu için iftarda Ramazan pidesi, sahurda ise uzun süreli tokluk hissi veren kepekli ekmeklerin tüketilmesini önerdi.

Diyetisyen Gülen Akboyar, yaptığı açıklamada, 13 saate yakın süre aç ve susuz kalacak olan oruçluların, iftarda ve sahurda yediklerine, içtiklerine çok dikkat etmeleri gerektiğini, aksi takdirde ciddî sağlık sorunları yaşayabileceklerini söyledi. Havaların da sıcak seyrettiği şu günlerde oruç tutacakların günde 2-3 litre suyu mutlaka tüketmesi gerektiğine değinen Akboyar, yiyecek konusunda da seçici ve dikkatli olunması halinde sorunsuz bir Ramazan geçirilebileceğini vurguladı. Akboyar, iftarda, Ramazan’ın geleneksel yiyeceklerinden olan ve sindirimi kolay pidenin tüketilebileceğini, sahurda ise uzun süre tokluk hissi veren kepekli ekmeklerin tercih edilebileceğini, bunun yanı sıra yemeğin çorbayla başlamasının önem taşıdığını, ağır tatlıların hem kilo alımı hem de ani şeker yüklemesine sebep olabileceğini, bunun yerine Ramazan’da dondurma veya sütlü tatlıların tüketilmesi gerektiğini söyledi. Eğer meyve yenilecekse şeker oranı yüksek olan kavun ve karpuz gibi meyvelerin fazlaca tüketilmemesi gerektiği belirtiliyor.

03.09.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır