"Gerçekten" haber verir 08 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Görüş

Şehidin oğlu

“Şehidin oğlu” dediler ona dünyaya ilk gözlerini açtığında. Hastane koridorlarında dolaşan doktorlar, hemşireler “şehidin oğlu” diye anlatıyorlardı birbirlerine. Hastalar “şehidin oğlu” doğmuş dediler bir damla gözyaşı ve tebessüm eşliğinde. Televizyonlar öyle vermişti, ekranlardan öyle izlemiştik. Hiçbir şeyin farkında değildi, ama şehidin oğluydu o.

Hüzünle karışık bir sevincin tam ortasındaydı şimdi. Bir bebeğin dünyaya ilk adım attığında başlayan gururuydu bu. Herkese nasip olmayacak kadar büyük bir gururdu. Etrafında neler olup bittiğini anlayamayacak kadar onura sahipti bu ilk nefes. Annesinin gözleri uzun zamandır ilk defa gülüyordu. Ne çok gözyaşı dökmüştü ne çok gözleri ıslanmıştı, ağlamayacağım demesine rağmen. Bu sefer, işte bu sefer yanaklarını ıslatan sevincin gözyaşlarıydı. Şehidin oğlu doğmuştu çünkü.

Her şeyin tazelendiği bir gündü o gün. Acıların, sevinçlerin aynı teraziye konduğu, sevincin kefesinin ilk defa tarttığı gündü o gün. Kucak kucak dolaşırken herkesin imrenerek baktığı, güneşin uzun zamandır farklı doğduğunu hissedildiği gündü. Bugün başka bir güne doğmuştu. Bugün şehidin oğlu dünyaya gelmişti. Kurulup, yıkılan hayallerin tekrar kurulduğu nadir anlardandı. Bir daha asla diye başlayan cümlelerin arkasının kesildiği yeniden açılan beyaz sayfalara kalem oynatıldığı gündü bu gün. Hayal kurduran bir gündü .Ama bu sefer hayallerini bulutlara takacaktı yağmurlarla gelsin diye, güneşe asacaktı her sabah doğup ısıtsın diye, gece çıkan aya emanet edecekti ışık olsun diye. Dünya dönüp dolaşıp kapısına bırakmıştı hayallerini işte bu sefer bir karanfil eşliğinde, bir hüzün edasıyla.

Sonra bir burukluk, bir yüz düşmesi, gözlerin kısılması ve yürek daralması ansızın. Akla gelenler, kalpten geçenler. Baba diyememenin, kucağına alamamanın, bir kez olsun dokunamamanın hüznü. Şöyle ellerinin arasına alıp yukarılara, çok yukarılara fırlatıp tutabilecek bir babası olmayacaktı misal. Evde beraber top koşturamayacak, çanak çömlek kıramayacak, “hadi oğlum” diyebilecek bir babası olmayacak. Okula arkadaşlarını almaya babaları geldiğinde o hep annesiyle dönecek ve hep bir baba özlemiyle bakacak, babalarla buluşan çocuk ellerine. Kaydıraktan kayarken dizi kanadığında bir baba yetişmeyecek sarmaya, öpeyim de geçsin demeyecek hiçbir ses. Ne iyi not aldığında müjdeyi verecek bir babası olacak, ne de en iyi notlarla dolu karnesini göstermek için bir acelesi. Balık tutmaya babasıyla gidemeyecek. Oltayı sallarken “Oğlum bak şöyle atacaksın” cümlelerini, dalgalar çoktan alıp götürmüş olacak sahilden. Âşık olduğunda, arabayı vurduğunda, sokakta çocuklar kavga ettiğinde, okulundan mezun olduğunda, evlendiğinde babasının sandalyesi hep boş duracak.

Bilecek ve inanacak ki hayatının her anında bedenen yanında olamayan babası hep kalbini dolduracak. Boş sandalyelerin hepsinin üzerinde karanfiller olacak. Onlar getirecek babasının kokusunu. O her zaman yanında olacak böylelikle. İlk kötü notu aldığında, ilk heyecanında, sevincinde, üzüntüsünden ne yapacağını bilemez halde olduğunda kalbini ısıtacak elinden tutacaktır.

Duvarda asılı duran o fotoğraftan ve annesinden bilecektir babasını. O fotoğrafa her baktığında daha çok gururlanacaktır. Bayramlarda elini öpmese de şöyle doya doya sarılamasa da aldığı nefes boyunca onu hep kucaklayan bir babası olduğunu bilecek. Geceleri gördüğü kâbuslar korkutmayacaktır onu çünkü karanfil kokuları gelecek odaya, her yanına sinecek. Ömrü karanfil kokacak ve babası hep yanında olacak.

Yetim denmedi ona. Babası yok, öldü de denmedi. Şehidin oğlu dendi hep ona. Şehit bir babası, hiç ölmeyecek, hep yaşayacak bir babası vardı. Şehidin oğluydu o çünkü. Ömrüne karanfil kokuları gelen şehidin oğlu.

SÜVEYDA GÜNER

08.09.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır