"Gerçekten" haber verir 24 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Ergenekon’da yeni dalga

Ergenekon soruşturması kapsamında İstanbul, Ankara ve İzmir’de dün yeni gözaltılar oldu. Gözaltına alınanlar arasında Kanaltürk’ün eski sahibi Tuncay Özkan, Esenyurt eski Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, emekli Askerî Yargıtay üyesi Tanju Güvendiren ve eski Polis Müdürü Adil Serdar Saçan da var. Öte yandan, Konya’da düzenlenen operasyonda, Okyanus Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Argun, Atatürkçü Düşünce Derneği Konya Şube Başkanı A.A ve Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Başmüdürü M.M.’nin de aralarında bulunduğu 30’dan fazla kişi gözaltına alındı.

‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında İstanbul, Ankara ve İzmir’deki bazı adreslere yapılan eş zamanlı operasyonlarda, aralarında Kanaltürk televizyonunun eski sahibi gazeteci Tuncay Özkan ve eski haber müdürü gazeteci Adnan Bulut ile Esenyurt eski Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın da bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Ergenekon soruşturması çerçevesinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne bağlı ekipler, gazeteci Tuncay Özkan’ın Bebek Cevdet Paşa Caddesi’ndeki evine dün saat 06.30’da gelerek arama yaptı. Arama sırasında, ellerinde Türk bayrakları olan ve ‘’Bizkaçkişiyiz Sivil Toplum Platformu’’ üyesi oldukları belirtilen yaklaşık 20 kişilik bir grup, ‘’Hepimiz Tuncay’ız’’, ‘’Mustafa Kemal’in askerleriyiz’’ sloganları attı. Polis yetkilileri, Özkan hakkında gözaltına alma kararı alındığını ve soruşturma çerçevesinde çeşitli adreslerdeki operasyon ve aramalar yapıldığını ifade etti.

Bu arada, Tuncay Özkan’ın eski avukatı CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Özkan’ın sabah saatlerinde telefonla arayarak ‘’Gözaltına alınıyorum, Evde arama var’’ dediğini bildirdi. İnsanın böyle durumlarda şok olduğunu ifade eden Mengü, polisin evde ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında arama yaptığını kaydetti.

İstanbul Organize Suçlarla Mücadele ve Terörle Mücadele Şube müdürlüklerince başlatılan operasyonlar çerçevesinde, her iki şubeye bağlı ekipler Kağıtıhane Gültepe Talatpaşa Caddesi’nde yer alan bir iş merkezinin 4. katındaki Biz Tv’ye geldi. Ekipler, daha sonra içerideki çalışanları dışarı çıkartarak arama yaptı.

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığının talimatı doğrultusunda Esenyurt eski Belde Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın da aralarında bulunduğu 4 kişiyi daha gözaltına aldı. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülerek sağlık kontrolünden geçirilen Çapan ve diğer 3 kişi, daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğünün Vatan Caddesi’ndeki yerleşkesine götürüldü. Bu kişiler, emniyetin garaj bölümünden içeri alınarak Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne çıkartıldı. Çapan’ın yakınları, “Evde bir saat kaldırlar. Kitapları ve belgeleri incelediler. Ama yanlarında bir şey götürmediler” dedi.

Operasyonda Organize Suçlarla Mücadele eski Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’ın Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındığı öğrenildi. Saçan’ın evinde soruşturma kapsamında arama yapıldı.

İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Organize Suçlar Büro Amirliği ekipleri, İzmir’de bir otelde kalan Kanaltürk televizyonunun eski haber müdürü gazeteci Adnan Bulut’u gözaltına aldı. Bulut’un işlemleri tamamlandıktan sonra İstanbul’a gönderileceği bildirildi.

ÖZKAN’IN DOKTORU DA GÖZALTINDA

“Ergenekon’’ soruşturması kapsamında Ankara’da ise 4 kişi gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Ankara Adalet Sarayına getirilen Dr. M.Ö’ye, Adli Tıp Kurumunda sağlık kontrolünden geçirildi. Dr. M.Ö, adliye çıkışında, gazetecilerin sorusu üzerine, ‘’Neyle suçlandığımı bilmiyorum. Evimden alındım, arama yapıldı’’ dedi. Kalp cerrahı olduğunu söyleyen M.Ö’nün, İstanbul’da evindeki arama devam eden gazeteci Tuncay Özkan’ın doktoru olduğu öğrenildi. Bu arada, Ankara’da gözaltına alınan ve sağlık kontrolünden geçirilen M.A’nın ‘’adlî bilirkişilik’’ yaptığı belirtildi. M.A, Adli Tıp’tan çıkışında gazetecilere ‘’Ergenekon örgütü üyesiymişiz, alakamız yok. Piyango bize de vurdu’’ diye konuştu. Ankara’da gözaltına alınanlar diğer iki kişiden birinin emekli yargı mensubu T.G, ötekinin ise polis olduğu belirtildi.

24.09.2008


 

ŞENER ERGUYGUR GÖZLERİNİ AÇTI

Kocaeli’de tedavi gören emekli Orgeneral Şener Eruygur dün sabah gözlerini açtı. Yoğun bakımda tedavi gören Eruygur’un sağlığının iyiye doğru gittiği bildirildi. Hastane başhekimi Prof. Dr. Nazım Mutlu, “Sonuçlar beyin kanamasının tamamen durduğunu gösteriyor. Durumu iyiye gidiyor, fakat yoğun bakımda tedavisine devam edilecek” dedi.

Kocaeli’de tedavi gören emekli Orgeneral Şener Eruygur dün sabah gözlerini açtı. Yoğun bakımda tedavi gören Eruygur’un sağlığının iyiye doğru gittiği bildirildi. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunduğu Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi’nde merdivende düşerek beyin kanaması geçiren Eruygur’un tedavisi Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde sürüyor. 7 gündür yoğun bakımda uyutularak tedavi gören Eruygur, önceki gün yavaş yavaş uyandırılmaya başlandı. Eruygur, dün sabaha karşı uzun bir aradan sonra ilk defa gözlerini açtı. Hastane Başhekimi Prof. Dr. Nazım Mutlu, Eruygur’un gözlerini açtığını ve kendisine seslenen ailesine başını çevirerek cevap verdiğini söyledi. Eruygur’un sağlığının iyiye gittiğini de belirten Mutlu, yoğun bakımdaki tedavisine devam edileceğini aktardı. Mutlu, “Dün (önceki gün) gece üçüncü kez tomografisi çekildi. Sonuçlar beyin kanamasının tamamen durduğunu gösteriyor. Durumu iyiye gidiyor fakat yoğun bakımda tedavisine devam edilecek.” dedi.

24.09.2008


 

Marmaray’da son tüp de batırıldı

Asya ile Avrupa’yı denizin altından bağlayacak Marmaray Projesi’nde son tüp tünel Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla denize batırıldı. Yıldırım, yerleştirilen tüp tünel parçasıyla Üsküdar’dan Sarayburnu arasında 1400 metre uzunlukta ve denizin 60 metre altındaki tüpün gidişli gelişli olarak tamamlandığını bildirdi. 11 adet çapa ile sabitlenen tüp tünel, ilk aşamada 15 metre derinliğe kadar indirildi. Kademeli olarak 55,5 metreye kadar indirilen tünelin diğer tünellerle bağlantısı yapılacak.Asya ile Avrupa’yı denizin altından bağlayacak Marmaray Projesi’nde son tüp tünel Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla denize batırıldı. Yıldırım, yerleştirilen tüp tünel parçasıyla Üsküdar’dan Sarayburnu arasında 1400 metre uzunlukta ve denizin 60 metre altındaki tüpün gidişli gelişli olarak tamamlandığını bildirdi. 11 adet çapa ile sabitlenen tüp tünel, ilk aşamada 15 metre derinliğe kadar indirildi. Kademeli olarak 55,5 metreye kadar indirilen tünelin diğer tünellerle bağlantısı yapılacak.

Asya ile Avrupa’yı denizin altından bağlayacak Marmaray Projesi’nde son tüp tünel Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla denize batırıldı. Üsküdar Marmaray İskelesi’ne gelen Yıldırım, basın mensuplarıyla römorkörlere binerek tüp tünelin bağlı bulunduğu ‘’Ecem Sultan’’ platformuna gitti. Burada düzenlenen törende konuşan Yıldırım, İstanbulluları bu sabah vaktinde güzel bir sürprizle uyandırdıklarını belirterek, ‘’Tarihî proje Marmaray’da önemli bir aşamayı geride bırakıyoruz’’ dedi. Son tüp elemanın da denize indirildiğini ve yerine yerleştirildiğini kaydeden Yıldırım, indirilen parçanın 100 metre uzunluğunda, 15,5 metre eninde, 9 metre yüksekliğinde ve 15 bin 500 ton ağırlığında bir tüp tünel parçası olduğunu söyledi. Yıldırım, yerleştirilen tüp tünel parçasıyla Üsküdar’dan Sarayburnu arasında 1400 metre uzunlukta ve denizin 60 metre altındaki tüpün gidişli gelişli olarak tamamlandığını bildirdi. Yıldırım, Kazlıçeşme’den Sirkeci’ye, Üsküdar’dan Söğütlüçeşme’ye yerin altından tünel açma çalışmalarının devam ettiğini belirtti.

24.09.2008


 

Mavi Tren raydan çıktı

İzmir-Ankara seferini yapan “Mavi Tren,” Bursa’nın Büyükorhan ilçesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi. 170’in üzerinde yolcusu ve 12 personeli bulunan trende ölen ya da yaralanan olmadı. Yolcular Balıkesir’den gelen otobüslerle tahliye edildi.

İzmİr-Ankara seferini yapan ‘’Mavi Tren’’, Bursa’nın Büyükorhan ilçesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi. 170’in üzerinde yolcusu ve 12 personeli bulunan trende şans eseri ölen ya da yaralanan olmadığı, yolcuların Balıkesir’den gelen otobüslerle tahliye edildiği bildirildi. Alınan bilgiye göre, ‘’71127’’ sefer sayılı İzmir-Ankara seferini yapan Mavi Tren, saat 01.15 sıralarında Büyükorhan-Piribeyler İstasyonu’nu geçtikten sonra, istasyona 4 kilometre uzaklıktaki Demirler Köyü mevkisinde, lokomotif, jeneratör ve 3 yolcu vagonunun raydan çıkması sonucu devrildi. Kazadan yaralanmadan kurtulan personel ve yolcular trenden çıkarıldı. Yolcular Balıkesir’den gelen otobüslerle Tavşanlı Garı’na götürüldü. Büyükorhan Kaymakamı Mesut Gültekin, kazanın rayların kırılması sonucu meydana geldiğinin belirlendiğini, kırılmanın da 1.5 saat önce aynı bölgeden geçen yük treninden kaynaklanmış olabileceğini bildirdi. Rayda 1.5 metrelik kırık tesbit edildiğini kaydeden Gültekin, vagonların kaldırılması ve rayların onarım çalışmaları sebebiyle demir yolunun ulaşıma kapalı olduğunu, Eskişehir ve Balıkesir yönünden gelen trenlerin bekletildiğini söyledi. Gültekin, ‘’Yaralanan ve ölen kimse yok sadece maddî hasar söz konusu. Yolcuların hepsi tahliye edildi’’ dedi.

24.09.2008


 

Meclis bayramda toplanacak

TBMM’nin 23. Dönem 3. Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yapacağı açış konuşmasıyla 1 Ekim Çarşamba, yani bayramın ikinci günü başlayacak.

TBMM’nin 23. Dönem 3. Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yapacağı açış konuşmasıyla 1 Ekim Çarşamba günü başlayacak. Meclis, Anayasa ve İçtüzük gereği yeni yasama yılına Ramazan Bayramının ikinci gününe denk gelen 1 Ekim Çarşamba günü girecek. Benzeri bir durum, bundan 29 yıl önce de yaşanmıştı. 5. Yasama Dönemi 3. yasama yılı açılışı, 1 Kasım 1979’da Kurban Bayramına denk gelmişti. Böylece Meclis, tarihinde ikinci kez bayramda çalışmış olacak. TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başkanlık Divanı üyeleri, grup başkanvekilleri ve milletvekillerinden oluşan heyetle, yasama yılının başlaması sebebiyle 1 Ekim Çarşamba günü saat 14.00’te Meclis yerleşkesindeki Atatürk Anıtına çelenk koyacak, saygı duruşunda bulunacak ve ardından İstiklal Marşı okunacak. Genel Kurul, Toptan başkanlığında saat 15.00’te özel gündemle toplanacak. Genel Kurulda Toptan’ın yapacağı konuşma ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, 2 Ağustos’ta yaşamını yitiren AKP İstanbul Milletvekili Osman Yağmurdereli için saygı duruşunda bulunulacak. Genel Kurulda daha sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni yasama yılının açış konuşmasını yapacak. Genel Kurul, Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşmasının ardından başka konuları görüşmeyecek. Meclis, 7 Ekim Salı gününden itibaren yasama çalışmalarını sürdürecek. TBMM Başkanı Toptan, akşam da yasama yılının açılışı dolayısıyla Meclis içindeki havuzlu bahçede bir kokteyl verecek.

24.09.2008


 

Ankara 4.6, Tunceli 4.1 şiddetinde sallandı

ANKARA'NIN Bala ve Tunceli’nin Pülümür ilçelerine deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden alınan bilgiye göre, saat 12.09’da meydana gelen ve merkez üssü Ankara’nın Bala ilçesi olan depremin büyüklüğü 4.6 olarak ölçüldü.

Depremin ardından köylerle temas kuran Bala Kaymakamlığına da herhangi bir can ve mal kaybı bilgisi ulaşmadı. Merkez üssü Tunceli’nin Pülümür ilçesi Dağyolu beldesi olan ve saat 11.04’te meydana gelen depremin büyüklüğü ise 4.1 olarak ölçüldü. Pülümür Kaymakamı Deniz Pişkin, depremin ardından yapılan ilk incelemeye göre, ilçe genelinde can ve mal kaybı olmadığını belirtti.

24.09.2008


 

Şırnak’ta 6 terörist teslim oldu

TERÖR örgütünden kaçan 6 teröristin Şırnak’ın Silopi ilçesinde güvenlik güçlerine önceki gün teslim olduğu bildirildi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan terörle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, Mardin’in Merkez ilçesi Cevizpınar köyü bölgesinde, önceki gün, patlamaya hazır ve kullanılabilir durumda 1 adet lav silahı bulunarak tahrip edildi. Van’ın Başkale ilçesi Öncüler Köyü bölgesinde de teröristlerce araziye döşenen mayının patlaması sonucu bir vatandaşa ait at telef oldu.

24.09.2008


 

1 günde 259 kaçak yakalandı

YURT içinde ve sınırlarda gerçekleştirilen operasyonlarda, önceki gün 259 kaçağın yakalandığı bildirildi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesindeki yasa dışı sınır geçişlerine ilişkin duyuruya göre, önleyici kolluk güçlerince önceki gün Van, Gaziantep, Muğla ve Edirne il merkezlerinde yapılan kontrollerde, Türkiye'de bulunması için yasal gerekleri karşılamayan; 92 Pakistan, 39 Afganistan, 6 Bangladeş ve 3 Gürcistan uyruklu toplam 140 kaçak gözaltına alındı. Türkiye'den Yunanistan'a yasa dışı geçmeye çalışan 1 Türk vatandaşı, 44 Filistin, 30 Afganistan, 10 İran, 7 Irak, 5 Somali, 3 Burma, 3 Moritanya, 2 Eritre ve 1 Ürdün uyruklu toplam 106 kaçak ile İran'dan Türkiye'ye yasa dışı geçen 1 Türk vatandaşı, 8 Afganistan ve 2 Türkmenistan uyruklu toplam 11 kaçak da önceki gün yakalandı. Güvenlik güçleri Önceki gün, Suriye'den Türkiye'ye yasa dışı geçen 1 Türk vatandaşı ve 1 Filistin uyruklu toplam 2 kaçağı da yakaladı.

24.09.2008


 

Minibüs şarampole yuvarlandı: 4 ölü, 6 yaralı

VAN'DA bir minibüsün şarampole yuvarlanması sonucu ilk belirlemelere göre 4 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Özalp ilçesine bağlı Şehittepe köyünden Van’a yolcu taşıyan Cahit Gör yönetimindeki 65 HA 236 plakalı minibüs, Van-Özalp yolunun 20. kilometresinde henüz belirlemeyen bir sebeple şarampole yuvarlandı. Kazada ilk belirlemelere göre, sürücü Gör (40) ile minibüste yolcu olarak bulunan Naif Sevince (55) ve Fetullah Zongur (65) olay yerinde, Salih Varınca ise hastaneye götürülmek istenirken yolda öldü. Kazada, isimleri henüz öğrenilemeyen 6 yolcu yaralandı. Yaralılar 112 Acil Servis ambulanslarıyla Van’daki hastanelerde tedavi altına alındı. Kaza yerine gelen ölenlerin yakınları sinir krizi geçirdi.

24.09.2008


 

Fesh olan belediyeler 29 Mart’a kadar faaliyette

YÜKSEK Seçim Kurulu (YSK), 5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile tüzel kişiliği kaldırılan belde belediyelerinin teşkilat durumlarının, ilk mahalli idareler genel seçimine kadar devam edeceğine karar verdi.

Anavatan, Millet ve Barış ve Demokrasi Partileri, YSK’ya yaptıkları yazılı başvurularda, ‘’2009 yılında yapılacak mahalli idareler genel seçimlerine esas olmak üzere, seçimlere katılabilecek siyasi partilerin teşkilâtlanma barajı konusunda temel alınacak teşkilâtlanma kriterleri içerisinde 5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile oluşan yeni idarî yapının esas alınıp alınamayacağı, anılan Kanunun Geçici 1. maddesine göre yerel seçimlerden sonra belde statüleri sona erecek olan beldelerde örgütlenmenin yapılıp yapılmayacağı konularında görüş bildirilmesini’’ istediler. Talebi görüşen YSK, 5747 sayılı Kanun ile tüzel kişiliği kaldırılan belde belediyelerinin teşkilat durumlarının ilk mahalli idareler genel seçimine kadar devam edeceğine karar verdi.

24.09.2008


 

Gazeteci Som'a, “Hayrünnisa Gül'e hakaretten” dâvâ

CUMHURİYET gazetesi yazarı Deniz Som hakkında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’e ‘’basın yoluyla hakaret’’ ettiği iddiasıyla 3 ay 15 günden 2 yıl 4 aya kadar hapis talebiyle dâvâ açıldı.

Cumhuriyet Savcısı Levent Savaş tarafından hazırlanan iddianamede, şikâyetçi Hayrünnisa Gül’ün The Times gazetesi muhabiriyle yaptığı söyleşide sarf ettiği, ‘’Ben başımı örtüyorum, beynimi değil’’ şeklindeki sözün 18 Temmuz 2008’den itibaren medyada yer aldığı belirtildi. İddianamede, Cumhuriyet gazetesinin 22 Temmuz 2008’deki nüshasındaki köşesinde yer alan yazısıyla Hayrünnisa Gül’e, ‘’haber ve eleştiri sınırlarını aşacak şekilde, küçültücü değer yargılarında bulunarak, hakaret ettiği’’ ifade edilerek, Som’un Türk Ceza Kanununun 125/1-2-4 maddeleri uyarınca 3 ay 15 günden 2 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.

24.09.2008


 

YÖK Başkanı ABD yolcusu

CUMHURİYET gazetesi yazarı Deniz Som hakkında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’e ‘’basın yoluyla hakaret’’ ettiği iddiasıyla 3 ay 15 günden 2 yıl 4 aya kadar hapis talebiyle dâvâ açıldı.

Cumhuriyet Savcısı Levent Savaş tarafından hazırlanan iddianamede, şikâyetçi Hayrünnisa Gül’ün The Times gazetesi muhabiriyle yaptığı söyleşide sarf ettiği, ‘’Ben başımı örtüyorum, beynimi değil’’ şeklindeki sözün 18 Temmuz 2008’den itibaren medyada yer aldığı belirtildi. İddianamede, Cumhuriyet gazetesinin 22 Temmuz 2008’deki nüshasındaki köşesinde yer alan yazısıyla Hayrünnisa Gül’e, ‘’haber ve eleştiri sınırlarını aşacak şekilde, küçültücü değer yargılarında bulunarak, hakaret ettiği’’ ifade edilerek, Som’un Türk Ceza Kanununun 125/1-2-4 maddeleri uyarınca 3 ay 15 günden 2 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. Ankara / aa

YÖK Başkanı ABD yolcusu

nYÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, YÖK üyeleri ve öğretim üyelerinden oluşan bir heyet, 5-17 Ekim 2008 arasında mesleki eğitimle ilgili incelemelerde ve görüşmelerde bulunmak üzere ABD’ye gidecek. YÖK, meslek yüksekokullarının ‘’cazibesini artırmak’’ amacıyla lisans programlarından sonra meslek yüksekokullarında da ‘’çifte diploma’’ uygulaması başlatmayı ve meslek yüksekokulu öğrencilerinin yaz okulu için yurtdışına gitmesini sağlamayı planlıyor. Alınan bilgiye göre, Özcan başkanlığındaki heyette YÖK üyeleri Prof. Dr. Atilla Eriş ve Prof. Dr. Durmuş Günay ve Çankırı Karatekin Üniversitesi Elmadağ Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Sabahattin Balcı bulunacak. Heyetin gezisi, ‘’mesleki eğitim’’ ağırlıklı olacak. Heyet, başta Washington olmak üzere New York, Pensilvanya ve Maryland eyaletlerindeki yükseköğretim kurumlarında incelemelerde bulunacak ve Türkiye’deki meslek yüksekokullarının karşılığı niteliğideki ve ‘’community college’’ olarak adlandırılan okulların yetkilileriyle bir araya gelecek. ‘’Türkiye ve ABD arasında yükseköğretim alanındaki ilişkileri güçlendirmek’’ amacını taşıyan gezi, Washington’da ABD Eğitim ve Kültür İşleri Bürosu yetkilileriyle yapılacak görüşmeyle başlayacak. ABD'li yetkililerle görüşmelerde, ABD'li İngilizce okutmanlarının Türkiye'de yeni açılan üniversitelerde istihdam edilmesi, Fulbright bursundan yararlanan Türklerin sayısının artırılması konuları gündeme gelecek. ''Denklik'' konusunun da ele alınacağı gezide, Amerikan Yüksek Eğitim Akreditasyon Konseyi ile ABD ve Türkiye'den alınan yükseköğretim diplomalarının denkliği konusunda yaşanan bazı sıkıntıların çözülmesine çalışılacak.

24.09.2008


 

Rektör görevine hızlı başladı!

YENİ rektörle birlikte Boğaziçi Üniversitesi’ndeki (BÜ) özgürlükler dönemi de sona erdi. Üniversitenin açılış gününde okullarına gelen başörtülü öğrenciler, önceki yıllarda rahatça girdikleri kampüse alınmadı.

Bu durum karşısında şaşkınlık yaşayan öğrenciler yasağı girişte protesto etti. Olay üzerine açıklama yapan Genç Siviller hareketi de, başörtülülerin kampüse alınmamasını ilginç bir dille eleştirerek “Boğaziçi Üniversitesi’nin yeni rektörü Kadri Özçaldıran vatanî görevine hızlı başladı” ifadesini kullandı.

2004-2008 yılları arasında rektörlük yapan Prof. Dr. Ayşe Soysal’ın ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu göreve atadığı Prof. Kadri Özçaldıran, üniversitedeki ilk gününe yasakla başladı. Rektör, öğrencilerin peruk takarak okula girmelerine de izin vermedi. Girişte toplanan 50-60 kişilik başörtülü öğrencinin protesosuna başı açık arkadaşları da katıldı. Başörtülü öğrencileri destekleyen Genç Siviller yaptıkları açıklamada olayı şöyle protesto etti: “Öğrenciler içeri girmezse dersler ne kadar da iyi geçer, diyen yeni rektörü tebrik ediyoruz (!) Bu buluş tüm dünya üniversitelerini öğrenci belâsından kurtarıp onları daha çok araştırmaya doğru yöneltecektir. Evrenin sırlarını keşfetmek için çalışan İsviçre’deki CERN laboratuvarlarına da bu model örnek olmalı. Şimdi esas görev, ‘Üniversitelere başörtülü öğrencilerin girmesine evet; ama diğer özgürlükler de sağlanmalı.’ diyen 3. yol bildirisine imza atmış Boğaziçili öğretim üyelerine düşüyor. Kapıda öğrencileriniz bekliyor. Şimdi onlara okula girebilecekleri üçüncü bir yol açmak size düşüyor. Rektörün tehditlerine boyun eğmeyin.”

24.09.2008


 

Konya’da 30’dan fazla kişi gözaltında

Konya’da polisin düzenlediği operasyonda, Okyanus Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Argun’un da aralarında bulunduğu 30’dan fazla kişi gözaltına alındı.

Edinilen bilgiye göre, Konya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, çıkar amaçlı suç örgütü kurdukları öne sürülen bir gruba dün sabah operasyon düzenledi. Operasyonda, Okyanus Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Argun, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Konya Şube Başkanı A.A, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Başmüdürü M.M. ile bir yerel gazetecinin de aralarında bulunduğu 30’dan fazla kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Numune Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğünde yer olmadığı için sorgulanmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü.

24.09.2008


 

Yasin Hayal, Mc Donalds dâvâsında yeniden yargılanıyor

Trabzon’da, Mc Donalds’ın kapısına bomba bıraktığı ve 6 kişinin yaralanmasına sebep olduğu iddiasıyla yargılanan Yasin Hayal’in, 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldığı dâvânın Yargıtay tarafından bozulması üzerine yeniden yargılanmasına başlandı.

Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi kapsamında tutuklanan ve Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde bulunan Yasin Hayal katılmadı. Hayal’in avukatı Fatih Çakır, duruşmada sanığın avukatlığından çekildiğini belirterek, ilgili dilekçeyi mahkemeye sundu. Mahkeme heyeti, sanık Hayal’in, Yargıtay’ın bozma ilâmına karşı beyanının alınması için Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan yazının cevabının beklenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

24.09.2008


 

Yolsuzlukla mücadelede 58. sıradayız

UluslararasI Saydamlık Örgütü, yolsuzlukla mücadele sıralamasında en son sırada Somali’nin bulunduğunu bildirdi.

Türkiye ise 180 ülke arasında 58. sırada yer aldı. Merkezi Berlin’de bulunan örgütün bugün açıklanan 2008 raporunda, yolsuzlukla en iyi mücadele eden ülke unvanını Danimarka, İsveç ve Yeni Zelanda aldı. 10 puan üzerinden yapılan değerlendirmede 3 ülke 9,3 puanla birinci olurken, bunları Singapur, Finlandiya ve İsviçre takip etti. Türkiye ise 180 ülke arasında 4,6 puanla Litvanya ve Polonya’yla birlikte 58. sırayı paylaştı. Raporda, 2003 ve 2004’te 77, 2005’te 65, 2006’da 60 ve 2007’de 64. sırada bulunan Türkiye’nin yolsuzlukla mücadele konusunda önemli gelişmeler kaydettiği belirtildi. Yolsuzlukla mücadelede ilerlemeler kaydeden diğer ülkeler de Arnavutluk, Kıbrıs Rum Kesimi, Nijerya, Umman, Katar, Güney Kore ve Tonga olarak sıralandı.

24.09.2008


 

Bebek ölümleri enfeksiyondan

Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki bebek ölümlerini araştırmak üzere Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan Bilim Kurulu’nda görevli Prof. Dr. Recep Öztürk, kan kültürü yapılan ölen bebeklerden 5’inin enfeksiyon sonucu öldüğünün belirlendiğini bildirdi.

Bebek ölümlerinin ardından Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan Bilim Kurulu üyeleri, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine gelerek inceleme ve araştırmalarına başladı. Bilim Kurulu üyeleri hastanede basın toplantısı düzenleyerek, bebek ölümleri konusunda ilk gün yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Bilim Kurulu'ndan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, ölen bebeklere kan kültürü yapıldığını ve 5’inin kanında enfeksiyona rastlandığını söyledi. Prof. Dr. Öztürk, bebeklerin enfeksiyonu, damar içine verilen sıvıda oluşan bakteri üremesi sonucu kaptıklarını tahmin ettiklerini bildirdi. Hastanenin Yeni Doğan Servisi’nde yaptıkları inceleme ve araştırmalarda, servisin gayet sağlıklı ve uygun bir çalışma ortamına sahip olduğunu tesbit ettiklerini belirten Prof. Dr. Öztürk, “Hastane enfeksiyonları gelişmiş ülkeler dahil her ülkenin hastanelerinin sorunudur, küresel bir sorundur. Salgınlar özellikle yoğun bakım ve yeni doğan ünitelerinde olmaktadır.’’

Prof. Dr. Öztürk, dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun hastanelerde kazalar olabileceğini belirterek, ‘’Biz doğrusu bunun hangi kademede olduğunu şu anda yaptığımız ileri deneylerle araştırıyoruz. Alt yapısını iyi şekilde kurmuş ve yeterli personelle desteklemiş bir hastaneyle karşı karşıyayız’’ dedi.

Bilim Kurulu üyesi Zeynep Kamil Hastanesi Yeni Doğan Klinik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fahri Ovalı ise hastanenin yılda yaklaşık 100 yeni doğana hizmet verdiğini, İzmir ve çevresinin önemli bir yükünü kaldırdığını kaydetti. Kurul üyesi Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Önder Ergünol da dünyanın her yerinde hastane ortamlarının risk içerdiğini bildirdi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağrı Büke, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki bebek ölümlerine ilişkin olarak, ‘’Hastane enfeksiyonlarının kontrolünde her sağlık kurumuna önemli sorumluluklar ve görevler düşmektedir’’ dedi.

24.09.2008


 

Grip aşısı için en uygun zaman

Konya Eczacı Odası Başkanı Harun Kızılay, Türkiye’ye sınırlı sayıda ithal edilen grip aşısının doktor tavsiyesiyle kullanılması, sağlıklı insanların grip aşısı yaptırarak, kronik hastalığı olan hastaların bu haklarını gasp etmemesi gerektiğini söyledi.

Kızılay, yaptığı açıklamada, grip aşısı için en uygun zamanın Eylül ve Ekim ayları olduğunu bildirdi. Grip aşısının her yıl, bir önceki yıl dünyada hastalığa yol açan 3 virüsü içerdiğini belirten Harun Kızılay, hazırlanan aşıların Eylül ayının son haftasından itibaren piyasaya sürüldüğünü kaydetti. Kızılay, grip aşısının piyasaya sürülmesinin ardından 3 hafta içinde tüm Türkiye’de tükendiğini bildirerek, grip aşısını gerçekten ihtiyacı olan kişilerin yaptırması gerektiğini vurguladı.

24.09.2008


 

Sürücülerimiz Avrupalı olamadı

BOLU Dağı Tüneli’nde açıldığından beri meydana gelen 180 trafik kazasında 9 kişi öldü, 130 kişi yaralandı.

Bolu Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, 23 Ocak 2007’de İstanbul-Ankara, 7 Mayıs 2007’de de Ankara-İstanbul istikametinde trafiğe açılan Bolu Dağı Tüneli’nde bugüne kadar 180 kaza meydana geldi. Yetkililer, toplam 180 kazada, 9 kişinin öldüğünü ve 130 kişinin yaralandığını belirterek, ölümlü kazaların tamamının Ankara-İstanbul istikametinde meydana geldiğine dikkati çekti.

Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, yaptığı açıklamada, Bolu Dağı Tüneli’nin Avrupa standartlarında olduğunu ifade ederek, ‘’Ama maalesef sürücülerimiz Avrupa standartlarında değil’’ dedi. Sürücülerin trafik kurallarına ısrarla uymadığına işaret eden Vali Akpınar, ‘’Tünelde hız sınırı konmuş, 70 kilometre süratle gidilebilir diye.

Tünelin İstanbul istikametine 4.5 kilometrelik bir virajlı eğim var. Yüzde 4 derecelik bir eğim var. Tünel içerisinde kamyonlar genellikle 90 ile 100 kilometre, otomobiller ise 120 ile 130 kilometre sür'at ile gidiyorlar. Tünel çıkışında bu sür'at biraz daha artıyor. Halbuki orada hem bir eğim ver hem bir viraj var. Yağışlı, karlı ve buzlu havalarda risk daha da artıyor’’ diye konuştu.

Akpınar, normal şartlarda sürücülerin tünelde kurallara uymaları durumunda kazaların olmayacağını vurgulayarak, ’’Tünelde, aşırı sür'atten kaynaklanan kaza söz konusu. Sürücülerin hız sınırlarına uyması halinde çok daha rahat seyahat edilebilir’’ dedi.

Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, 9 günlük bayram tatilinde araç sayısının ikiye katlanacağını belirterek, ‘’Bolu otoyolundan her gün 36 bin adet araç geçiyor. Bu sayı bayram trafiğinde ikiye katlanacak ve 72 bin olacak’’ diye konuştu.

24.09.2008


 

Çocuklar ilgi, yaşlılar ziyaretçi bekliyor

MALATYA'DA Ramazan ayında Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı yurt ve yuvalar ile huzur evine yapılan ziyaretlerde yüzde 60 oranında artış oldu.

Sosyal Hizmetler İl Müdürü Murat Konan, yaptığı açıklamada, Ramazan ayında insanlar arasında yardımlaşma ve dayanışma duygusunun arttığını söyledi.

Murat Konan şunları söyledi: ’’Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu olarak, risk grubu dediğimiz korunmaya muhtaç çocuk, yaşlı, bakıma muhtaç özürlü insanlara bakıyoruz. Kapsama alanımız bu risk grupları. Manevî açıdan da insanların birbirlerini daha fazla aradıkları, sordukları, birbirine gidip geldikleri günler bu günlerdir. Öyle olunca da en fazla yardıma ihtiyaç duyan, sürekli bir başkasının bakımına muhtaç olanlar da bugünlerde daha fazla ilgi istiyor.’’

Yurt ve yuvalarda kalan çocukların en fazla ihtiyaç duydukları şeyin ilgi, sevgi ve şefkat olduğunun altını çizen Konan, ‘’Ramazan’da iftar programları düzenliyoruz. Bu programlara Malatya halkı geliyor. Çocuklarımızı, yaşlılarımızı ziyaret ediyorlar. Gün içinde de belli sivil toplum örgütleri veya vatandaş kendisi de bizzat gelerek burada çocuklarımızla vakit geçiriyor. Bugünleri Ramazan coşkusu ile geçiriyoruz’’ dedi. Bayram hazırlıklarının sürdüğüne değinen Konan, şöyle konuştu:’’Bayramda kapılarımız açık olacak. Tedbirlerimizi aldık. Vatandaşlar rahatlıkla gelip ziyaretlerini gerçekleştirebilecek. Vatandaşlarımızı huzur evine, yurt ve yuvalarımıza dâvet ediyorum. Gelsinler, çocuklarla, yaşlılarla vakit geçirsinler. Kurumumuzda kalan çocukların ve yaşlıların maddî hiçbir şeye ihtiyacı yok, yalnızca ilgi bekliyorlar.’’

ÇOCUKLARIN SEVGİ İHTİYACI

Çocuk ve yaşlıların sevgi ihtiyacını karşılamaya çalıştıklarını belirten Konan, ‘’Özellikle çocukların sosyalleşmesi, yaşlılarımızın terk edilmişlik, yalnızlık duygularının aşılmasında toplumun ilgisi çok önemli. Halkımızdan gelirken bir şeyler getirmelerini değil, sadece buraya sevgileriyle, gönülleriyle, yürekleriyle gelmelerini istiyorum’’ dedi. Ramazan ayının başlamasından bu yana yuva ve huzurevine yapılan ziyaretlerde yüzde 60 oranında artış olduğunu vurgulayan Konan, ‘’Bayram için önlemimizi aldık. Vatandaşlarımız bayramda rahatlıkla ziyarete gelebilirler. Bayramda da vatandaşlarımızı bekliyoruz’’ diye konuştu.

24.09.2008


 

Deniz parkına ilgi büyük

AVRUPA'NIN en büyük Aquaparkı olarak açılan ve bu yıl bünyesinde hizmete giren Deniz Parkı’nda, ziyaretçilerine tropikal balıklarla yüzme imkânı sağlayan Adaland, okyanusun keyfini havuzda yaşatıyor.

Adaland Su Parkı bünyesinde 4 yunusun gösteri yaptığı ve turistler tarafından büyük ilgi gören Dolphin Park’tan sonra bu yıl hizmete giren Avrupa ve Akdeniz’in tek deniz parkı, ziyaretçileri büyüledi. İnteraktif deniz hayatının sunulduğu parkta yüzlerce çeşit ve sayıları bini bulan tropik balıklar, köpek balıkları, çeşitli su canlıları, vatozlar rengârenk görüntüler oluşturuyor. Tropik balıkların büyük çoğunluğu 10 bin mektreküplük dev havuzda bulunuyor. Hemen yanındaki bir başka havuzda, vatozlarla değişik su canlıları yer alıyor. Üçüncü havuzdaysa köpek balıkları, bütün ihtişamlarıyla yüzüyor. Tekne şeklinde inşa edilmiş büyük havuzda bulunan rengârenk tropik balıkları, ziyaretçiler hayranlıklarla izliyor.

24.09.2008


 

“Emekleriyle” hayır işliyorlar

TOPLUMUMUZUN özünde olan ancak, Ramazan ile birlikte ön plana çıkan yardımseverlik duygularıyla, kimileri verdikleri iftar yemekleri, yardım paketleri ve giyim yardımlarıyla yoksulu sevindirirken, kimileri de emeklerini ortaya koyuyor.

Adana il merkezindeki İstasyon Meydanı’nda, bir dernek tarafından kurulan iftar çadırında çalışanların tamamı gönüllülerden oluşuyor. Aralarında öğrenci, öğretmen, memur, ev hanımı ve serbest meslek sahiplerinin de bulunduğu onlarca kişi, iftar çadırında ücretsiz görev yaparak yardımda bulunmanın huzurunu yaşıyor. İftardan en az 2 saat önce çadıra gelen gönüllüler önce masa ve sandalyeleri açıyor, ardından üzerlerine bardak, su, çatal, kaşık, bıçak ve peçete gibi rutin ihtiyaçları yerleştiriyorlar. Gnüllüler, iftar yemeği bitinceye kadar çadır içinde adeta mekik dokuyorlar. Gönüllüler, misafirlerin çeşitli taleplerini profesyonel garsonları aratmayacak nezaket ve hızla yerine getiriyor.

24.09.2008


 

Tuvalet sıkıntısı tarım işçisini hasta ediyor

ADANA İl Sağlık Müdürlüğünün, tarım işçilerinin çadırlarında yaptığı sağlık taramasında, özellikle kadınlarda ve kız çocuklarda bağırsak ve böbrek rahatsızlıklarına sıkça rastlandığı gözlendi.

Şanlıurfa, Diyarbakır, Adıyaman, Mardin ve Şırnak başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan Çukurova’ya tarlalarda çalışmak için gelen tarım işçileri, kaldıkları çadırlarda, tuvalet ve banyo imkânlarından da mahrum kalıyorlar. Adana İl Sağlık Müdürlüğünün gezici sağlık ekipleri, belirli dönemlerde çadırları gezerek çocuktan erişkine bütün çadır sakinlerini sağlık taramasından geçiriyor. Hastaların en yakın sağlık kuruluşuna yönlendirildiği taramada, özellikle kadınlarda ve kız çocuklarında bağırsak ve böbrek rahatsızlıklarına sıkça rastlandığı gözlendi. Bu hastalıkların, kadınların, tuvalet ihtiyaçlarını giderebilmek için havanın kararmasını beklemelerinden kaynaklandığı belirlendi. Naylon ve bezlerden kurdukları çadır köylerin bir bölümünde tuvalet bulunmazken, bazı çadır köylerin kenarına kurulan tuvaletler ise adeta hastalık saçıyor. Yaklaşık bir metrekarelik yerin etrafını bez ve naylonla çeviren, bir metre derinliğinde açtıkları çukurun kenarına da iki adet büyük taş koyarak tuvalete dönüştüren tarım işçileri, burada ihtiyaçlarını giderirken sağlıklarını da tehlikeye atıyorlar. Küçük çocuklar bu tuvaletlere oturmakta zorlanırken, kadınlar da erkeklerin görebildikleri ortamda tuvalete giremiyorlar. Tarım işçisi kadınlar, gün boyu çalıştıkları uçsuz bucaksız tarlalarda da tuvalet bulunmadığı için akşama kadar mağdur oluyorlar.

24.09.2008


 

TOKİ'den turizme büyük destek

TOPLU Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), Diyarbakır Valiliği ve Sur Belediyesi iş birliğiyle geliştirilen projeyle tarihi Sur içerisinde kalan 800 gecekondu yıkılarak, yerlerine turizme yönelik mekanlar oluşturulacak.

Diyarbakır’daki konut sorununun çözümü ve modern konut alanlarının oluşturulması için sadece şehir merkezinde son 2 yılda yaklaşık 4 bin konut ile 400 yataklı eğitim ve araştırma hastanesinin yapımına başlayan TOKİ, Sur içindeki tarihî mekânların turizme kazandırılması içinde büyük bir projeye destek verdi. İdare, Diyarbakır Valiliği ve Sur Belediyesi ile imzaladığı ‘’Kentsel Dönüşüm Projesi’’ çerçevesinde tarihî sur içinde yer alan İskenderpaşa ve Lalebey mahallelerindeki 800 gecekonduyu yıkarak yerlerine Diyarbakır mimarisine uygun turizm mekânları yapacak. Tarihî Sur içerisinde 10 bini gecekondu olmak üzere toplam 17 bin bina bulunuyor.

24.09.2008


 

Kokan nefes, hastalık habercisi

HALK arasında ‘ağız kokusu’ olarak bilinen nefes kokusu, yetişkinlerin bir çoğunda ömürlerinin bir bölümünde ya da sürekli olarak görülüyor.

Ağız kokmasının çocukluktan başlayan bir rahatsızlık olmadığını belirten uzmanlar, ağız kokusunun, kişinin sosyolojik ve psikolojik hayatlarını olumsuz etkilediğini söylüyor. Bu sorunun altında önemli hastalıklar olabilecegine dikkat çeken uzmanlar; “Ağız kokusu şikâyeti olan hastaların mutlaka kulak burun bogaz muayenesinden geçmesi gerekir.” uyarısında bulunuyor.

24.09.2008


 

CERN deneyi sizi korkutmasın

Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) gerçekleştirilen ‘’Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (Large Hadron Collider-LHC)’’ deneyine katılan Bursalı doktora öğrencisi Sezen Sekmen’in ODTÜ’lü araştırmacı arkadaşlarıyla birlikte, en çok tartışılan ve üzerinde spekülasyon yapılan ‘’Kara delik’’ler konusunda görev aldığı bildirildi.

ODTÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü’nde lisans ve lisans üstü eğitiminin ardından doktora öğrencisi olan Sezen Sekmen (27), yaptığı açıklamada, Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden 50-60 bilim insanının katıldığı LHC’de ODTÜ grubu olarak CMS deneyinde yer aldıklarını belirtti. Sekmen, CERN’in temel amacının bin yıllar önce başlayan maddenin yapısını anlama serüvenini günümüzde en uç noktalarda sürdürmek olduğunu ifade ederek, bu çalışmaların parçacık hızlandırıcıları denilen makinelerde kurulan dedektörlerde yapıldığını vurguladı. Sekmen, LHC’de proton çarpıştırmalarında ulaşılacak enerji ve parçacık demetlerinin yoğunluğu ve çarpışma sıklığının bugüne kadar ulaşılmış en yüksek değerler olacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

‘’Deneyde biz çarpışmaları sağlayarak büyük bir enerji yoğunluğu oluşturuyoruz. Burada çok önemli bir nokta var, büyük bir enerji miktarı değil, büyük bir enerji yoğunluğu oluşturuyoruz. Yani aslında 2 proton birbirine çarptığı zaman ortaya çıkan enerji, en fazla bir kibriti çaktığınızda çıkan enerji kadardır. Fakat bu deneyin yaptığı, bu enerjiyi çok çok küçük bir hacme sıkıştırmak ve bu enerjiyi bu küçük hacme sıkıştırdığınız zaman ise şu anda evrenimizde doğal olarak var olmayan parçacıklar üretiyoruz. Bu temel parçacıklar aslında evren ilk oluştuğu zaman büyük patlamadan hemen sonra varlardı ve evren genişlemeye başladı. Bu genişlemenin ilk zamanlarında evren çok sıcaktı ve bu sıcaklıkta değişik parçacıklar oluşup oluşup yok oluyorlardı. Ama şu anda evren soğuk ve bu parçacıkların tabiî olarak oluşturabilecek enerjiye sahip değil. Biz bunları yapay olarak dünyada üretip bu parçacıkların özelliklerini inceliyoruz. Özelliklerini de inceleyerek evrenin oluştuğu ilk zamanlara dair bilgi ediniyoruz. Bu deneyin bir tek amacı var. Bu deney evrendeki en temel parçacıkların ne olduğunu ve bu temel parçacıkların birbirleriyle nasıl etkileştiklerini araştırıyor. Bunları bularak evrendeki en temel fizik kuralları nedir, yani bütün maddeyi, var oluşu yönlendiren fizik kuralları nedir? Bunu araştırmaya çalışıyor ve bazı somut soruların cevapları aranıyor.’’

İNTİHAR ETMİYORUZ

Bu konuda yapılan spekülasyonlara üzüldüğünü, bazı yayın organlarında çıkan haberleri, internette yapılan yorumları dikkati çekici bulduğunu dile getiren Sekmen, şöyle konuştu: ‘’Hocalarımız, arkadaşlarımız açıklamalar yapıyorlar, dünyanın her yerinden bilim insanları açıklamalar yapıyor. Benim üzüldüğüm insanların bilimsel açıklamaları ciddiye almayıp hala kendileri ‘Yok, yok yine de bir şey olur mu?’ diye düşünmeleri. Yani bilim insanlarının doğruları söylemeyerek ne kazanacaklarını ben anlamış değilim. Yani dünya yok olacaksa eğer, biz de yok olacağız dünya ile beraber. Yani burada 5-10 bin kişi organize bir şekilde intihar etmiyoruz. Bunlar beni üzüyor. Bilim adamlarının açıklamaları ciddiye alınsın, yani insanlar ‘Yok, yok bir şey olur’ demesinler. Çünkü bir şey olmayacak. İnsanlar tabiî ki bilimsel olaylarla ilgili sansasyonel hikayeleri seviyorlar, bilim kurgu vs. Bu deney aslında son derece dünyayla, insanla ilgili çok somut bir deney, bilim kurgu değil. Çok somut, basit prensiplere dayanan bir deney.’’

24.09.2008


 

MÜZİK CD'LERİNİN SONU MU GELİYOR

DİJİTAL kameralar için hafıza kartı üreticisi Amerikan SanDisk firması, büyük müzik şirketleriyle yaptığı anlaşmayla mobil telefonlar ve MP3 çalarlara takılacak “mikro hafıza kartlarına” yüklü şarkıları satmaya başlayacak.

Merkezi Kaliforniya’da bulunan hafıza kartı devi SanDisk’ten yapılan açıklamada, Sony BMG, EMI Music, Universal Music Group ve Warner Music Group ile yapılan anlaşmayla bu müzik şirketlerinin albümlerinin, “mikroSD formatında” satışının yapılacağı belirtildi. “SlotMusic” adı verilen bu albümlerin tırnak büyüklüğündeki minik hafıza kartlarına önceden yükleneceğini ve “smart” (akıllı) mobil telefonlar ile MP3 çalarlara uyacağı ifade edilen açıklamada, müzik CD’lerinde olduğu gibi SanDisk mikro-kartlarından müziğin serbestçe kopyalanabileceği kaydedildi. Online müzik pazarının lideri Apple’ın internetteki şarkı satış sayfası iTunes’dan satın alınan şarkıların, korsanlığın önlenmesi amacıyla kopyalanmasına izin verilmiyor. SlotMusic albümlerini ABD’de Noel’den önceki alış veriş sezonunda online ve Wal-Mart ile Best Buy gibi mağazalarda satışa çıkarmayı planlayan SanDisk, bu yeniliği daha sonra Avrupa’ya getirmeyi öngörüyor. Bu yıl sonuna dek bütün dünyada 1,2 milyardan fazla müzik çalar özelliğe sahip mobil telefonun satılacağına işaret eden analistler, tüketiciye, anında, somut, CD’ye alternatif yüksek kaliteli ve dijital ortamda müzik imkânı sağlayacak müzik mikro kartlarının piyasada tutulacağını tahmin ediyor.

24.09.2008


 

İNTERNETTEKİ YENİ TEHDİTLERE DİKKAT

İNTERNET üzerinden yayılan virüs dalgalarına her geçen gün yenisi eklenirken, hackerler virüslerin yayılımı için sahte antivirüs programları veya terörist Usame bin Ladin’in isimlerini kullanıyorlar.

Alınan bilgiye göre, kullanıcıların güvensizliğinden faydalanarak onları dolandırmaya çalışan sahte antivirüs programlarının sayısı günden güne artıyor. Bilgisayar kullanıcılarının internet arama motorlarında hackerlere karşı en iyi antivirüs programını arama çabalarında, çok sayıda sahte programlarla karşılaşabiliyor. Rouge Security Software olarak tanımlanan yeni bir sahte antivirüs dalgası da bilgisayarlara zarar vermeye başladı. Kendini güvende hissetmeyen bilgisayar kullanıcıları, sahte antivirüs programını kurduklarında sürekli olarak uyarı mesajları ile boğuşmak zorunda kalıyor. Sistemin yüzlerce virüs tarafından işgale uğradığı ve bu zararlılardan kurtulmak için kredi kartı ödemesi ile programın tam sürümünün satın alınması gerektiği belirtiliyor. Bu tip sahte programlar hem bilgisayara yeni spyware ilişkilendirilmesine hem de kredi kartı bilgilerinin kötü amaçlı kişilerin ellerine geçmesine neden oluyor. Dünyaca ünlü bilişim devi Microsoft’un ismi kullanılarak, Microsoft Antivirus 2009, Antispyware Pro XP, Windows AntiVirus 2008, MS Antivirus AntivirusXP 2008, XP Protector 2009 veya Antivirus Security, bu tip sahte antivirüslere örnek olarak gösterilebilir. Uzmanlar, temel olarak üreticisi bilinmeyen, kimlik doğrulaması olmayan bütün güvenlik yazılımlarından uzak durulması gerektiğini belirtiyorlar. Bu arada Avustralya’da başlayarak tüm dünyayı saran ‘’Usame bin Ladin virüsü’’ adı verilen yeni virüs dalgası da Türkiye’deki internet kullanıcılarını tehdit etmeye başladı.

24.09.2008


 

Bebeklerin de ritm duygusu var

BEBEKLERİN doğdukları andan itibaren güçlü bir ritm duygusuna sahip oldukları belirtildi. Macar bilim adamlarının 1-2 günlük 100’ün üzerinde bebek üzerinde yaptıkları araştırmada, uyurken bebeklere müzik dinletildi ve bu esnada beyin faaliyetleri incelendi.

Araştırmacılar, bebeklerin beyinlerinin tempo, ton ve melodideki değişimleri hesapladıkları belirlendi. Örneğin, bir ritimdeki bir vuruş eksik çalınırsa bebeğin beyni bu değişimi algılıyor. Bunun yanı sıra kadın ve erkek sesleri arasındakine benzer bir perde değişimi de bebeğin beyninde reaksiyona yol açıyor. Macar Bilimler Akademisi’nin çalışması, beynin müziği ve diğer sesleri algılayışı üzerine yapılan 3 yıllık bir Avrupa projesinin parçası. Bilim adamları, bebeklerin konuşma ve yürümeleri zaman alırken doğuştan ritm duygusuna sahip olmalarından hareketle, çok erken yaşlarda bebeklere müzik dinletmenin müzik yeteneklerinin gelişmesinin yanı sıra konuşmayı öğrenmelerine de yardımcı olacağını belirttiler.

24.09.2008


 

Konuşan sadaka kutuları hayır yapmayı özendiriyor

İHTİYAÇ sahiplerine sahip çıkma konusunda büyük bir özveriye sahip olan halkımız, özellikle sadaka verme konusunda oldukça cömert davranıyor.

İhtiyaç sahipleri ile hayırseverler arasında bir köprü vazifesi gören kimi dernekler ise, ürettikleri ilginç sadaka kutuları ile hayırseverleri hayra teşvik ediyor. Kimse Yok Mu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından üretilen sadaka kutuları oldukça ilgi görüyor. Rahmet çeşmesi ‘sebil’ şeklinde üretilen sadaka kutuları ilginç özelliklere sahip. Çatısından bozuk para bırakıldığında dörtbir yanında ışıklar yanan sebil şeklindeki sadaka kutusu aynı zamanda konuşuyor. Her para atıldığında devreye giren küçük bir çocuk sesi, “Kimse yok mu diyenlere biz varız dediğiniz için teşekkür ederim” diyerek hayrı yapanlara teşekkür ediyor.

24.09.2008


 

Cep telefonu tümör dostu

İSVEÇLİ bilim adamlarının yaptığı bir araştırmada, cep telefonu kullanan çocuklarda beyin tümörü ihtimalinin 5 kat arttığı belirlendi. Londra’da konuyla ilgili düzenlenen bir toplantıda sunulan bildiride, beyinleri ve sinir sistemleri hâlâ gelişmekte olduğu için, 16 yaşın altındakilerin cep telefonlarının yaydığı radyasyona daha fazla maruz kaldıkları kaydedildi.

Daily Mail’in haberine göre bilim adamları, çocukların kafaları daha küçük ve kafatası kemiği daha ince olduğu için radyasyonun beyne daha kolay nüfuz ettiğini düşünüyor. Araştırmanın önemli bir bulgusu da bir kişi cep telefonu kullanmaya ne kadar erken başlarsa beyninde tümör gelişme riskinin o kadar fazla olduğu.

24.09.2008


 

Vücut hareketlerinden elektrik üretildi

ODTÜ'LÜ araştırmacılar, el-kol hareketleri gibi düşük frekanslı sarsıntılardan yüksek oranda elektrik enerjisi üreten bilimsel bir metot geliştirdi. ABD’de patentle korumaya alınan yöntemde, düşük frekanslı sarsıntılar önce yüksek frekansa, sonra da elektrik enerjisine çevriliyor.

Türk araştırmacıların geliştirdiği sistem, dünyadaki örneklerinden düşük frekanslarda bile yüksek enerji elde etme özelliğiyle öne çıkıyor. ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Haluk Külah, son dönemlerde popüler olan mikroelektromekanik sistemler (MEMS) ile nem, sıcaklık, basınç ve sarsıntıyı enerjiye çeviren yüksek performanslı algılayıcıların çok düşük maliyetlerle üretilebildiğini belirtti. MEMS’in yanısıra gelişen kablosuz iletişim teknolojisinin de çevresel gözlem gibi pek çok askeri ve sivil uygulamada yeni kullanım alanları oluşturduğunu anlatan Külah, bu teknolojiyle günlük hayatta kullanılan cep telefonu, avuç içi bilgisayar, müzik çalar gibi elektronik cihazların da artık daha küçük boyutlarda üretilebildiğini ve daha az enerjiye ihtiyaç duyduğunu ifade etti.

24.09.2008


 

4G teknolojisi başarıyla test edild

ABD'DE hizmet veren T-Mobile, dördüncü nesil (4G) olarak da adlandırılan LTE (Long Term Evolution) testini ‘’başarıyla’’ gerçekleştirdi. Alınan bilgilere göre, T-Mobile, LTE temelli ağ testini Almanya’da yaptı.

Denemede, Bonn şehrinde Ren nehrinin iki ayrı yakasında bulunan Deutsche Telekom binası ile T-Mobile binası arasında hareket eden bir araçtan veri alış verişi gerçekleştirildi. Yaklaşık 4 kilometrelik test süresince veri alışverişi sorunsuz bir şekilde, kesinti olmadan yapıldı ve farklı hücreler arasında da kalite kaybı yaşanmadı. Test sırasında Nortel’in ‘’Multi–Cell, End-to-End’’ ağı ile LG’nin elektronik terminalleri kullanıldı. Testin ikinci aşamasında yüksek çözünürlüklü televizyon ve video ile online oyun gibi yüksek bant genişliği ve gecikme süresi gerektirebilen uygulamalar test edilecek. Daha öncede bazı şirketler de dördüncü nesil için çeşitli projeler geliştirmişti. LTE iletişim standardı dördüncü nesil (4G) iletişimin temeli olarak kabul ediyor. Dijital ortamda ‘’3G’nin ötesi’’ olarak da adlandırılan 4G, ‘’kablosuz iletişimin geleceği’’ olarak nitelendiriliyor. 4G, 3G’ye göre çok daha hızlı ve kaliteli ses ve görüntü imkânı tanıyor.

24.09.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır