"Gerçekten" haber verir 26 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Boğaziçi’ndeki yasağa büyük tepki

Yıllardır başörtülü öğrencilerin eğitimlerini özgürce sürdürdüğü Boğaziçi Üniversitesindeki yasağa tepkiler büyüyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu göreve atadığı Prof. Kadri Özçaldıran, öğrencilerin peruk takarak okula girmelerine de izin vermedi.

DİĞER ÖĞRENCİLERDEN DESTEK

2. sınıfta okuyan B.C., “Yasa geçen yıl da aynı yasaydı, ancak özgürdük. Şimdi rektör değişti ve bizi engelliyorlar. Bu ne biçim anlayış?” dedi. Başörtülü öğrencilere, diğer arkadaşları ve yurt dışı değişim programı ile gelen yabancı öğrenciler de destek veriyor.

BOĞAZİÇİ Üniversitesi’nde yıllardır öğrenim gören başörtülü öğrenciler, akademik yılın başlayacağı gün yeni rektör Prof. Dr. Kadri Özçaldıran’ın talimatıyla üniversiteye alınmadı. Yeni rektörle birlikte Boğaziçi Üniversitesi’ndeki (BÜ) özgürlükler dönemi de sona erdi. Öğrenciler durumu protesto ederken Genç Siviller Hareketi'nden destek geldi. Genç Siviller önceki gün BÜ'de başlayan başörtüsü yasağa karşı çıkarak öğrencilere destek verdi. Genç Siviller hareketi, “Boğaziçi Üniversitesi’nin yeni rektörü Kadri Özçaldıran vatanî görevine hızlı başladı” ifadesiyle rektörün tutumu askerlik görevine benzetti. 2004-2008 yılları arasında rektörlük yapan Prof. Dr. Ayşe Soysal’ın ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu göreve atadığı Prof. Kadri Özçaldıran, üniversitedeki ilk gününe yasakla başlaması özgürlük beklentisi içinde olan kesimlerde hayal kırıklığına sebep oldu. Rektör, öğrencilerin peruk takarak okula girmelerine de izin vermedi. Girişte toplanan 50-60 kişilik başörtülü öğrencinin protestosuna başı açık arkadaşları da katıldı. Başörtülü öğrencileri destekleyen Genç Siviller yaptıkları açıklamada olayı şöyle protesto etti: “Öğrenciler içeri girmezse dersler ne kadar da iyi geçer, diyen yeni rektörü tebrik ediyoruz (!) Bu buluş tüm dünya üniversitelerini öğrenci belâsından kurtarıp onları daha çok araştırmaya doğru yöneltecektir. Evrenin sırlarını keşfetmek için çalışan İsviçre’deki CERN laboratuvarlarına da bu model örnek olmalı. Şimdi esas görev, ‘Üniversitelere başörtülü öğrencilerin girmesine evet; ama diğer özgürlükler de sağlanmalı.’ diyen 3. yol bildirisine imza atmış Boğaziçili öğretim üyelerine düşüyor. Kapıda öğrencileriniz bekliyor. Şimdi onlara okula girebilecekleri üçüncü bir yol açmak size düşüyor. Rektörün tehditlerine boyun eğmeyin.”

Yasak karşısında şaşkınlık yaşayan öğrenciler ise okullarına girememenin üzüntüsünü yaşıyor. Üniversitedeki 2. yılını okuyan B.C. eğitim yılının ilk gününde yaşadıklarına anlam veremediğini söyledi. B.C. “Yasa geçen yıl da aynı yasaydı, ancak özgürdük. Şimdi rektör değişti ve bizi engelliyorlar. Bu ne biçim anlayış.” dedi. 28 Şubat günlerini hatırlatan uygulamalara başvuran üniversite yönetimi öğrencileri ikna odalarında tek tek ikna etmeye çalışıyor. Rektörlük tarafından hazırlanan ve içeriğinde “Başörtülü girdiğim takdirde tüm hukuki sonuçları önceden kabul ediyorum” yazılı bir kâğıt imzalatılmak isteniyor. Servis araçlarında bulunan başörtülü öğrenciler de indiriliyor. Öğrenciler Önceki yıllarda üniversitelerinde başörtüsü ile ilgili bir problem yaşamadıklarını belirterek, yeni rektörün uygulamasına tepkilerini dile getiriyor.

26.09.2008


 

Eruygur uyandı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nazım Mutlu, Ergenekon tutuklusu Şener Eruygur’un, geçirdiği başarılı ameliyatın ardından dün tamamen uyandırıldığını söyledi.

Eruygur, tamamen uyandırıldı

BU ARADA, Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nazım Mutlu, emekli Orgeneral Şener Eruygur’un, Salı günü geçirdiği ameliyatın ardından dün tamamen uyandırıldığını söyledi. Prof. Dr. Mutlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘’Hasta tamamen uyandırıldı. Çevreyi algılayabildiğini söyleyebiliriz. Eşi Mukaddes hanım yanına geldi, görüştü. Eşi, ‘ben buradayım’ dedi. Sesini duyabiliyor. Eşi, ‘elimi sık’ dediği zaman harekette bulunmaya çalışıyor. Şu an konuşması mümkün değil, boğazında tüp var. Birkaç gün daha yoğun bakımda duracak, genel durumu izlenecek.’’

26.09.2008


 

Tolon’un tahliyesi istendi

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un avukatı İlkay Sezer, müvekkilinin sağlık sorunları sebebiyle tahliyesi için savcılığa başvurdu.

Tolon için de tahliye talebi

“ERGENEKON” soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un avukatı İlkay Sezer, müvekkilinin sağlık sorunları sebebiyle tahliyesi için savcılığa başvurdu. Beşiktaş’taki İstanbul Cumhuriyet Savcılığına gelerek, Tolon’un tutukluluk halinin kaldırılması amacıyla hazırlanan dilekçeyi savcılığa veren Sezer, çıkışta basın mensuplarının sorularını cevapladı. Dilekçede, Tolon’un daha önce alınan sağlık raporuna da atıfta bulunduklarını ifade eden Sezer, 67 yaşındaki müvekkilinin 60-65 gün içinde 12-13 kilo kaybettiğini anlattı. Avukat İlkay Sezer, bazı rahatsızlıklarda geri dönüşün ve telâfinin mümkün olmadığını dile getirerek, müvekkilinin kalp, yüksek tansiyon ve prostat rahatsızlığı bulunduğunu söyledi. Hurşit Tolon’un yemeklerini düzenli yemesine ve spor yapmamasına rağmen kilo kaybı yaşadığına dikkati çeken Sezer, ‘’Biz yargılamanın Tolon’un sağlığında bitirilmesini istiyoruz. Hasta olmadan tahliyesini istiyoruz’’ dedi.

26.09.2008


 

Tüzmen’den Başbuğ’a ziyaret

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’u ziyaret etti. Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan duyuruda, Tüzmen’in Başbuğ’a nezaket ziyaretinde bulunduğu bildirildi. Sitede, ziyarete ilişkin fotoğrafa da yer verildi.

26.09.2008


 

İŞ DÜNYASI KARAMSAR

İZMİR Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanvekili Akın Kazançoğlu, üyelerine yaptıkları anketlerden, ekonomiye ilişkin olumsuz sinyaller aldıklarını ve durgunluğun açıkça gözüktüğünü söyledi.

İZTO aylık olağan meclis toplantısında konuşan Akın Kazançoğlu, meslek komitesi toplantıları sırasında, 166 üyenin, işlerin durumu ve beklentilerle ilgili hazırladıkları anketi doldurduğunu bildirdi. Anketten çarpıcı sonuçların ortaya çıktığını dile getiren Kazançoğlu, yılın ilk yarısına ilişkin verilen cevapların geçen yılla karşılaştırıldığında ‘’üretim azaldı’’ diyenlerin 5 puan, ‘’satışlar azaldı’’ diyenlerin 11 puan, ‘’istihdamın azaldı’’ diyenlerin 9 puan arttığını, karlılıklarda azalış olduğunu belirten yanıtların da 5 puan artışla yüzde 81’e ulaştığını bildirdi. Sorulara genelde karamsar cevaplar verildiğini, enflasyon, döviz kuru ve faizlerin yükseleceği beklentilerinin açığa çıktığını ifade eden Kazançoğlu, üyelerin yüzde 88’inin küresel sarsıntının işlerini etkilediğine inandığını aktardı. Kazançoğlu, üyelerin yüzde 48’inin, işlerinin gelecek yıl aynı düzeyde süreceğini, yüzde 43’ünün ise daha kötü bir dönem beklediğini kaydettiklerini aktardı.

2001 yılı krizinden sonra uygulanan güçlü ekonomiye geçiş programının geçerliliğini yitirdiğini belirten Kazançoğlu, 2009 yılı için üretim öncelikli, yenilikçi ve sürdürülebilir ekonomik süreç politikalarına geçilmesi gerektiğini dile getirdi.

VERGİ AFFI BEKLENTİSİ

Kazançoğlu, piyasalarda sosyal güvenlik primlerinde olduğu gibi vergi borçlarına da af geleceği yönünde beklentinin oluştuğunu savunarak, şöyle konuştu: ‘’Maliye de piyasada vergi affı beklentisi olduğunun farkında. Maliye daha önce ‘kesinlikle af yok’ mesajı veriyordu. Ama şimdi seçim öncesinde vergi affına sıcak bakılabileceği gibi yorumlar yapılıyor. İş alemi olarak bizler ödeme kolaylığı getirilmesini elbette ki destekleriz. Ancak artık pansuman önlemlerden bıktık. Bu yaraya neşter atılması lâzım.’’

26.09.2008


 

Türkiye'ye “İnsan Hakları Ödülü” verilecek

BAŞBAKANLIK İnsan Hakları Başkanlığı, “Türkiye İnsan Hakları Ödülü” projesi çerçevesinde Valiliklere gönderdiği genelgeyle ödüle lâyık görülen kurum, kuruluş ve kamu görevlilerinin bildirilmesini istedi.

Genelgede, insan haklarına saygı ilkesi gereği, evrensel insan hakları değerlerine uygun davranan, Anayasa ve yasalarla bireylere tanınan temel hak ve özgürlüklerden azamî oranda yararlanmasını sağlayacak anlayışa sahip olan ve bu anlayışa uygun davranan kişi ve kurumların davranış ve uygulamalarının ödüllendirilmesinin amaçlandığı belirtildi. Genelgede, “En İyi İl İnsan Hakları Kurulu”, “En İyi İlçe İnsan Hakları Kurulu”, “En İyi Kamu Kurumu”, “En İyi Kamu Görevlisi” ve “Serbest Kategori” olmak üzere 5 kategoride ilk 5’e girenlere ödül verileceği kaydedildi. Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, ilk kez düzenledikleri “Türkiye İnsan Hakları Ödülü”nü geleneksel hale getirmeyi planladıklarını söyledi.

26.09.2008


 

AB ile Türkiye’nin kaderleri bir

Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (ABGS) Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp, uluslar arası arenada yaşanan son gelişmelerin Türkiye’nin stratejik önemini bir kez daha Avrupa’nın önüne koyduğunu belirterek, “Stratejik önem şunu da göstermektedir; AB ile Türkiye’nin kaderleri birdir” dedi.

ABhaber com’a konuşan ABGS Genel Sekreteri Büyükelçi Demiralp, müzakerelerin Aralık ayında iki başlığın daha açılmasıyla devam edeceğini kaydederek, Fransız dönem başkanlığı hiçbir açılış kriteri olmayan enerji ve eğitim ve kültür gibi fasılların açılması yönünde gayret gösterirse bu iki sayısı rahatlıkla aşılabileceğinin de altını çizdi.

Müzakere sürecinin hız kazanması için öncelikle AB’deki Türkiye’ye karşı menfî davranışların son bulması gerektiğini vurgulayan Demiralp, şunları söyledi:

“Örneğin, sekiz faslın açılmasının askıya alınmasının hiçbir geçerli hukukî, ahlâkî gerekçesi yoktur. Bu tamamen tek taraflı bir kaprisin sonucudur. Keza, Fransa’nın kendi kendine beş faslı veto etmesi de kesinlikle kabul edilecek bir tutum değildir ayrıca gayri hukukidir. Daha önce verilmiş olan sözlerden sapma anlamına gelir. Dolayısıyla Fransa’nın bu tutumunu değiştirmesi gerekir. Son zamanlarda Fransa’yla aramızda ilişkilerin daha iyiye gittiğini özellikle Fransız yetkililer söylüyorlar ama Fransızlar bu tutumlarını değiştirmedikçe Türk-Fransız ilişkilerinde gerçek anlamda bir iyileşme beklenemez. Öte yandan, eğitim ve kültür ve enerji gibi fasıllarda sebebini bilmediğimiz siyasî engellemeler yapılıyor. Dolayısıyla AB’nin bütün bu engellemelerden vazgeçmesi müzakerelerin hızlandırılması için birinci şarttır. İkinci şart ise Türkiye’nin AB müktesebatını üstlenme çabalarını yoğunlaştırması gerekiyor.”

ULUSAL PROGRAM, AB HEDEFİNE

BAĞLILIĞI TEYİT EDİYOR

Oğuz Demiralp, Ulusal Program’ın Türkiye’nin AB hedefine bağlılığını teyit ettiğini ifade ederek, “AB müktesebatını üstlenme konusunda ayrıntılı bir siyasî taahhüt belgesi niteliğini taşıyor. Dolayısıyla AB yolunda yeni bir zemin yeni bir hamle teşkil ediyor” dedi.

Demiralp, 2008 yılı İlerleme Raporu’ndan beklentilerini ise şöyle açıkladı:

“Bu yılki İlerleme Raporu’ndan beklentimiz raporun olumlu olması yönündedir. Çünkü hem siyasî kriterler alanında olsun hem de ekonomik kriterler alanında olsun son bir yıl içerisinde AB ile uyum bakımından ileri adımlar atılmıştır.

ABGS Genel Sekreteri Büyükelçi Demiralp, uluslar arası arenada yaşanan son gelişmelerin (Kafkasya’da yaşanan son olaylar, Ortadoğu gelişmeleri, Akdeniz’deki gelişmeler) Türkiye-AB ilişkilerini kuşkusuz olumlu yönde etkilediğini belirtti. Büyükelçi Demiralp, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin stratejik önemini bir kez daha Avrupa’nın önüne koymaktadır. Nitekim, son gelişmeler neticesinde AB’de Türkiye’nin stratejik önemini bir kez daha idrak etmiştir. Ancak, stratejik önem AB standartlarını üstlenme çabasının yerini alamaz. Bir yandan stratejik önemimiz elimizde çok güçlü bir karttır, bununla birlikte diğer yandan AB standartlarını üstlenme çabamızın da devam etmesi gerekmektedir. Çünkü AB her şeyden önce bir değerler topluluğudur. Biz o değerler topluluğuna katılacağız. Ama ayrıca stratejik önem şunu da göstermektedir; AB ile Türkiye’nin kaderleri birdir. Dolayısıyla bütün bu olaylar AB’ye Türkiye’nin üye yapılmasının önemini göstermektedir.”

26.09.2008


 

Borcunu ödemeyenin elektriği kesilecek

TÜRKİYE Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ) Genel Müdürü Haşim Keklik, borcunu zamanın ödemeyen abonelerin elektriğinin kesileceğini, ardından da haciz işlemi başlatılacağını bildirdi.

Keklik, söz konusu uygulamanın özellikle bayramdan sonra tam anlamıyla yürürlüğe gireceğini söyledi.

TEDAŞ Genel Müdürü Haşim Keklik, konuyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, TEDAŞ’a bağlı elektrik dağıtım şirketlerinin kullandıkları enerjiyi Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ), Türkiye Elektrik Ticaret Anonim Şirketi (TETAŞ) ve serbest üreticilerden tedarik ettiklerini hatırlattı. Söz konusu kurumlardan alınan enerjinin kendilerine aylık olarak faturalandırıldığını, TEDAŞ şirketlerinin de abonelerden yaptıkları tahsilat ile bu faturaları ödediklerini belirten Keklik, şöyle konuştu:

‘’Bazı abone gruplarımız faturalarını ödemedikleri zaman biz de bu ilgili gruplara faturalarımızı ödemekte güçlük çekiyoruz. Özellikle belediyeler, bazı resmî kurumlar, tarımsal sulama aboneleri ve kısmen de olsa konut ve sanayi abonelerimiz ödemedikleri zaman biz de kendi faturalarımızın bir kısmını veya tamamını zamanında ödeyemiyoruz. Bağlı şirketlerimizde bu hafta başında bir toplantı yaptık. Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği çerçevesinde faturalarını ödememekte ısrar eden abonelere bundan sonra yapacağımız şey; özellikle bayramdan sonra elektriğini kesmek olacak. Belediyeler, tarımsal sulama aboneleri ve resmî daireler de dahil olmak üzere borcunu ödemeyen abonelere ayrım gözetmeksizin elektrik kesintisi uygulayacağız. Şirketlerimiz bu borçlu abonelere gerekli yazılarıgönderdiler.’’ Borcu olan sanayi, ticarethane, mesken, şantiye, tarımsal sulama, belediye, resmi daire ve içme suyu abonelerinde ayrım gözetmeksizin borçlarını ödemeyenlerin elektriklerinin kesileceğini vurgulayan Keklik, kesintinin ardından borçlu aboneye icra işlemi başlatılacağını söyledi. Keklik, birikmiş borcu olup da borcunun yapılandırılmasını isteyen abonelere 36 aya kadar taksitlerle borcunun yapılandırılacağını vurguladı.

26.09.2008


 

MEB’den okullara fatura uyarısı

MİLLÎ Eğitim Bakanlığı (MEB), düşük tarifeli sistemi oluşturmadıkları için yüksek tarifeden elektrik faturası ödeyen okulları uyardı.

Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Genel Müdürü Emin Gürkan, bakan adına valiliklere yazı gönderdi. Yazıda, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca, 23 Mart 2004’de aralarında resmî okulların da bulunduğu bazı kuruluşlara 1 Ocak 2005’e kadar “kompanzasyon ve ölçü sistemi” kurmaları için süre tanındığı hatırlatıldı. Yazıda, sürenin bitiminde bu değişikliği yapmayan abonelere “yüksek tarife” uygulanmasına karar verildiğine işaret edildi. Ortaöğretim Kurumları Genel Müdürlüğüne bağlı bazı liselerde kompanzasyon ve ölçü sistemleri kurulumlarını gerçekleştirmeyen ve abone kayıtlarını işleterek kullanıma açmayanların elektrik bedellerinin, kararın uygulanmaya başladığı 2005 tarihinden itibaren yüksek tarifeye göre ödendiğinin tesbit edildiği belirtilen yazıda, bazı okul yöneticilerinin de uygulamadan haberdar olmadıklarına dikkat çekildi. Bu okullara kompanzasyon sistemi kurmaları talimatı veren MEB, sistemi kurmayan okul yöneticileri hakkında yasal işlem başlatılacağını duyurdu.

26.09.2008


 

Cenaze dönüşü trafik faciası

BOLU'DAKİ trafik kazasında vefat edenlerin cenazeleri, yakınları tarafından alınarak memleketlerine götürüldü.

Gerede-Karabük karayolunda önceki akşam meydana gelen ve 14 kişinin öldüğü, 1 kişinin de yaralandığı kazada, ölenlerden 13’ünün cenazesi Gerede Devlet Hastanesi, 1 kişininki ise Köroğlu Devlet Hastanesi’nde bulunuyordu. Gerede Devlet Hastanesi’nin morgunda bulunan cenazeleri almak için yakınları hastaneye geldi. Ölenlerin yakınları gözyaşlarını tutamazlarken, kimileri de sinir krizi geçirdi. Hastane çalışanları, fenalaşanlara müdahale ederek, müşahede odasına yatırdılar. Bu arada Gerede Belediye Başkanlığı’nca cenazeler için 1 ambülans ve 2 minibüs tahsis edildi. Cenazelerin 5’i İstanbul’da, 2’si Samsun’un Bafra, 6’sı ise Sinop’un Gerze ilçesinde toprağa verilmek üzere gönderildi. Köroğlu Devlet Hastanesi’ndeki cenaze de yakınları tarafından alındı. Kazada ölen 24 yaşındaki Serkan Sarıca’nın, 1 hafta sonra evleneceği öğrenildi.

26.09.2008


 

Meclis önünde çıplak ayaklı eylem

MANİSA'NIN Saruhanlı ilçesine bağlı Develi Köyünden gelen bir grup, ‘’ürünlerinin para etmemesi ve köylerine yapılacak katı atık bertaraf tesisini’’ protesto etti.

TBMM’nin Çankaya kapısına çıplak ayakla gelen grup, yanlarında getirdikleri sebzeleri yola döktü. ‘’Develi Köyü yolları çöpçülere kapalı’’ yazılı pankart açarak Atatürk Bulvarı’nda yürüyüşe geçen grup, temsili imam eşliğinde, ‘’Hakkımı helâl etmiyorum-Mevta köylü’’, ‘’Beni avuç açarak öldürdünüz’’ yazılı tabut taşıdı. Süpürgelerle kaldırımları da süpüren gruptakiler, ellerindeki kırmızı kartları kaldırarak, ‘’Hükümete kırmızı kart gösteriyoruz’’ dedi. Daha sonra Millî Egemenlik Parkı’na geçen grup, burada bir süre oturduktan sonra, polisin uyarısı üzerine geldikleri otobüse binerek ayrıldı.

26.09.2008


 

Erdoğan, Tevfik İleri'nin eşi ile görüştü

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, eski Millî Eğitim bakanlarından merhum Tevfik İleri’nin eşi Vasfiye İleri’yi ziyaret etti.

Başbakan Erdoğan, Kocatepe Camisi karşısında, Bankacı Sokak’ta oturan Vasfiye İleri’nin evinde bir süre kaldı.

26.09.2008


 

Doğu’nun kanayan yarasına ilâç oluyorlar

DİYARBAKIR'DAKİ barış komitesi, bölgenin önde gelenleriyle toplantı yaparak kan davalarının sona ermesi için köylerde, ilçelerde ve illerde heyet kurma kararı aldı.

Kanaat önderleri ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin de aralarında bulunduğu Barış Komitesi ve Kasaplar Odası Başkanı Sait Şanlı, yaptığı açıklamada, kan dâvâlı ailelerin barıştırılması amacıyla biraraya geldiklerini söyledi. Girişimleri sonucu 8 yılda 449 kan dâvâsını barışla sonuçlandırmayı başardıklarını belirten Şanlı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük sorunu haline gelen kan davalarını çözmek için bölgenin önde gelenleriyle toplantı düzenlediklerini bildirdi. Kan davası mağduru olduğu için 1960 yılında ailece Diyarbakır’dan göç etmek zorunda kaldıklarını anlatan Şanlı, yaşanan acıların dindirilmesi için barış komitesi kurduklarını belirtti. Barışmak için kan davalı birçok ailenin kendilerine başvurduğunu belirten Şanlı, şunları söyledi: ‘’Kan davalarını ve berdeli kayıtsız şartsız ortadan kaldırmak için yemin ettik. Her köyde imam, muhtar ve öğretmen gibi 3 resmi görevli dışında ileri yaşlardaki kanaat önderlerinden oluşan 6 kişilik heyetler oluşturacağız. Arazi, su ve çocuk kavgası, kız kaçırma gibi nedenlerle aralarında sorun yaşanan aileler olduğunda bu komite devreye girerek sorunu yerinde ve zamanında çözmeye çalışacak. Sorun köyde çözülemezse ilçelerde kaymakam, belediye başkanı, jandarma komutanı ve kanat önderlerinden oluşan komite devreye girecek. İlçede de çözülemezse ilde çözülmesi için çalışacağız.’’

26.09.2008


 

İlk yerli korvet denize indirilecek

Türk Deniz Kuvvetleri için 12 adet korvet gemi inşası öngören ‘’MİLGEM Projesi’’ kapsamındaki ilk gemi, Preveze Deniz Zaferi’nin 470. yıl dönümü ve Deniz Kuvvetleri Günü’nün kutlanacağı 27 Eylül Cumartesi günü denize indirilecek.

MİLGEM projesi kapsamında milli olarak dizayn edilen ve inşa edilen ilk Türk korveti Heybeliada Pendikteki İstanbul Tersane Komutanlığında düzenlenecek törenle denize indirilecek. Törende mayın avlama gemisi Akçay da denize indirilecek. MİLGEM projesinin ikinci gemisi Büyükadanın ilk kaynağının da yapılacağı törende, TCG İnebolu da gemi komutanına teslim edilecek.

26.09.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır