Yeni Asya’nın 40. yılı

Türkiye’de basın yayın ve benzeri iletişim araçları içinde en müstesna yer, Yeni Asya’nın yeridir. Yeni Asya, 40 yıldır basın hayatında yerini almıştır. 1959 yılında Kars’ın Arpaçay ilçesinde bir yüzbaşı bir köye gelmişti. Ben ev sahibinin misafiri idim. Dinî bir eser tetkik ediyordum. Halk, komutana ‘Buyurun’ dedi. Benim ise dikkatimi çekmemişti. Yüzbaşımız bunu kendilerine bir saygısızlık kabul etmiş, gösterilen yere oturmamıştı. Belli ki suç unsuru olacak bir şey arıyordu. O zaman da ‘Konferans’ adlı kitap yeni çıkmıştı. Üstad hayatta ama hasta idi. Biz 1958’de Risâle-i Nurları tanımıştık. Yüzbaşı ‘Konferans’ adlı kitabı görünce ‘Bu eser yasak’ dedi. Biz ‘hayır’ dedik. ‘Siz yarın ilçeye gelin, görüşürüz’ diye nüfus cüzdanımızı aldı.

Kış, araba yok, iki atın çektiği kızaklarla kayarak ilçeye kadar gittik. Cebinde aşırı sol bir gazete olan komutan, onbaşısına ‘Bu delikanlının ifadesini al’ demişti. Biz de ifade vermiştik. O gün ilçenin tek otelinde misafir kaldık. Pazartesi oldu, savcı ifademizi aldı. “Siz bu eseri okudunuz mu?” dedi. Ben de ‘Henüz okumadım’ dedim. “Benim de akrabalarım din adamı, okumuş kişilerdir” dedi. Sohbet ettik. Hakime sevk etti. O da dinledi. Hakim “tahliye” dedi. İlçenin tek bir caddesi vardı, orada gezerken savcı da o caddede geziyordu. Mahkemenin başkâtibi “Bu gence dâvâ açalım” dedi. Savcı da “Menderes Başvekil, genelge yayınlamış, dindarlara ilişenleri sürerim diyor. Evlâdım iyalim var, ben ilgilenmem” dedi.

Oradan ayrıldık. Doğunun kuş uçmaz kervan geçmez dağlarından aşarak köyümüze ulaştık. Dağlarda kırmızı toprak vardı, kar üzerine yağmıştı. Meğerse Üstad o zaman vefat etmiş, biz habersizdik. O esnada askere gittik. Bu esnada aradan bir yıl geçti, biz Sakarya’dan oranın ilçesi Hendek ilçesine geçmiştik. İhtilâl olmuş Menderes hükümetini ‘Yassı Ada’ya doldurmuşlardı. Bu sırada bizim dâvâyı tazelemişler. Sakarya yerine Sarıkamış’a göndermişler, onun için bir yıl gecikmiş. Mahkeme tebligatı geldi, sivil mahkemeye çağırdılar. Ben de ‘Rütbe bilmediğim için komutanın önünden kalkmada geç kaldığım için bu mahkemeyi açtılar’ dedim. Dosya tekrar Kars’a gönderildi. Ama bende bir tedirginlik başladı. Terhis olunca Ankara’ya giderek mücadeleyi oradan yürütelim diye düşündüm. Öyle de oldu. Ankara’da çok çileli günler geçirdik. Ankara’da Risâle-i Nurları ciltlerken, bizi baskınla oradaki kitaplarla alıp götürdüler.

Emniyette çok sıkıntılar çektik. Üç Aylar’dı, oruçlu idik. Av. Bekir Berk Ağabey savunmamızı yaptı, eserlerin kurtuluşunda çok hizmeti oldu. O zaman kendimizi alenî ifade etmek için haftalık bir gazete çıkardık. Adı ‘İhlâs’ idi. Onun her manşeti Zübeyir Ağabeyimizin tavsiyesi ile atılıyordu. Ankara Örfi İdare (sıkıyönetim) Komutanı Cemal Turan idi, gazeteyi kapattı. Biz zaten eski gazeteleri Türkiye çapında satıyorduk. Nur Talebelerinin aleyhine 250 tane dâvâ açmışlardı. Bu gazeteyi kapatınca ‘Zülfikâr’ adlı bir gazeteyi İzmir’de yayına koymuştuk. 12 nüshadan 11 tanesini toplamışlardı. Mahkemeler sürüp gidiyordu. Daha sonra gazetenin ismini değiştirip ‘Uhuvvet’ yaptık.

1965’te AP tek başına iktidara geldi, af çıkardılar. O zamanlar ‘Bugün’ diye bir günlük gazete vardı. Aleyhte yayın yapardı. Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet, ‘Diyaneti Nurcular işgal etti’ derken; Bugün gazetesi de ‘Masonlar Diyaneti işgal etti’ diye manşetler attı. Bu sıkıntılar sonrasında ağabeyler haftalık olarak ‘İttihad’ı çıkardılar. İlk nüshası 100 bin tirajlı ve 18 sayfa idi, büyük hizmetler yapıldı. 1970’te ise ‘Yeni Asya’ günlük olarak yayınlanmaya başladı. Allah (cc) çalışanlardan razı olsun, âmin.

Yeni Asya’mızın serüveni çoktur. İlk çıkışta hiç sermayesi yoktu. Biz Ankara’da afişlerini yapıştırırken mevsim kıştı, donuyorduk. Bir ara Ankara’da da gazetenin baskısı yapılıyordu. Üç Ayları tutuyor, iftarı gece vardiyasında açıyorduk. Gece saat 2-3’te işimiz biterdi, açık lokanta olursa yemek yer oruca niyet ederdik. Osman Zengin kardeşimiz çok cevval ve çalışkandı, onun çok gayretini gördük. Yeni Asya çok çileli bir hizmet yaptı. Geçen gün baktık ki bu çileli hizmetin 40. yılına ulaşılmış. Allah (cc) nice 40 yıllar nasip etsin İnşallah.

NECATİ YILMAZ

03.03.2009