01 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

 

Mevlânâ yolunda 1,5 milyon adım attılar

SEVGİ, umut ve aşka dikkati çekmek isteyen Ceyda ve Emrah Altuntecim çifti, İstanbul’dan Mevlânâ Celâleddin-i Rumî’nin Konya’daki türbesine doğru başlattıkları yürüyüşü 45 günde tamamladı.

Ceyda ve Emrah Altuntecim çifti, ‘’Aşk Yolunda Adım Adım’’ olarak adlandırılan yürüyüş kapsamında, 13 Ağustosta Yenikapı Mevlevihanesi’nden başlayıp her gün ortalama 20-45 kilometre yürüyerek İstanbul, Yalova, Bursa, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Afyonkarahisar’ın ardından Konya’ya ulaştı. Konya’da bir otele yerleşen çift, Mevlânâ Müzesi’ni ziyaret etti ve Mevlânâ’nın sandukası başında duâ etti.

Emre Altuntecim, Mevlânâ’nın doğumunun 802. yıl dönümü olan 30 Eylül’de Konya’da olmayı planladıklarını ancak düşündüklerinden daha önce Konya’ya geldiklerini söyledi. Eşinin yönetim danışmanı ve iletişim uzmanı, kendisinin de insan kaynakları ve kalite uzmanı olduğunu ifade eden Altuntecim, yürüme fikrinin kendisine, Mevlânâ’ya yürüme fikrinin ise eşine ait olduğunu belirtti. Altuntecim, 45 gün boyunca şehir merkezlerindeki geziler dahil her yere yürüyerek gittiklerini kaydetti.

YÜRÜYEN DEĞİL, YÜRÜTEN ÖNEMLİ

Yolculuk sırasında gittikleri her yerde büyük ilgi gördüklerini anlatan Altuntecim, ‘’Her şehirde insanlar bizi sevgiyle karşıladılar. Tabi bu ilgi ve sevgi Hazreti Mevlânâ’ya duyulan sevgiden kaynaklanıyor. Eşimle Karagöz ve Hacivat misali geziyoruz. Karagöz ve Hacivat’a değil, onu oynatan meddaha dikkati çekmek istiyoruz. Yani yürüyene değil, yürüten güce bakmak gerekiyor’’ dedi. Yolculukta başlarından çok sayıda ilginç olay geçtiğini anlatan Altuntecim, şöyle konuştu: ‘’Afyonkarahisar çıkışında köpek sürüsü bize saldırmak için hazırlığa başladı. Bu sırada irice sarı bir çoban köpeği, köpek sürüsünün elebaşısını yere serdi. Sonra dimdik o köpek sürüsünün önünde durarak, önlerine set çekti ve bizi korudu. Bunun dışında Kütahya çıkışında kalacak yer bulamazken Kütahyalı bir dağcı grubu bize dağ başında çadır kurdu, yemek pişirdi. Bu ânı da unutamıyoruz. Yine yolculuk sırasında kıyafetlerimizden dolayı bizi yabancı turist zannedip ‘Hello’ diye selâm verenlere ‘’Aleykümselam’’ diye karşılık verince, çok şaşırıyorlardı.’’

HER BELDEDEN GÜL TOPLADILAR

Altuntecim, yürüyüşe başlarken, Mevlânâ’nın 22. kuşaktan torunu ve Uluslararası Mevlânâ Vakfı yöneticisi Esin Çelebi Bayru’nun kendilerine bir gül verdiğini hatırlatarak, ‘’Güzergâhımızdaki bütün beldelerden gül topladık. Onsekizinci ve son gülü de yine Esin Çelebi Bayru’dan aldık. Kuruyan bu gülleri Mevlânâ Müzesi’ndeki gül bahçesine bırakacağız’’ diye konuştu.

BİR GÜNDE 47 KİLOMETRE

YÜRÜDÜLER

Yürüyüşe 13 Ağustos’ta Yenikapı Mevlevihanesi’nden başladıklarını ve 45 gün sonra Konya’ya geldiklerini anlatan Altuntecim, şöyle devam etti: ‘’45 günde şehir merkezlerinde yaptığımız geziler dahil 900 kilometreden fazla yol katettik. İstanbul’dan Konya’ya araçla bizim güzergâhımızdan 800 kilometre, ama bizim şehir içinde gezilerimiz de var. Türbeler ve tarihî mekânları gezmeler var. Buralara da yürüyerek gittik. Bir günde en uzun yürüyüşümüzü Konya’nın Akşehir ile Ilgın ilçeleri arasında 47 kilometre ile yaptık. Yine pedometre (adım ölçer) cihazına göre, İstanbul’dan Mevlânâ Müzesi’ne kadar yaklaşık 1,5 milyon adım attık. Tabi cihazın yüzde 10’luk sapma payını da hesaba katarak bunu söylüyorum. Bu arada eşim Ceyda’nın adımları daha kısa olduğu için o daha fazla adım attı. Türkiye’nin en uzun yürüyen kadını olduğunu düşünüyorum.’’

ÖZEL OLARAK HAZIRLANAN

TABANLIKLARLA YÜRÜDÜLER

Eşinin ve kendisinin ayak tabanınında rahatsızlıkları olduğunu ifade eden Altuntecim, şöyle devam etti: ‘’Eşimde kavis yüksekliği ben de ise taban çöküklüğü var. Aslında yürümemiz mahsurlu, ama bilgisayarlı bir sistemle zemin üzerinde yürüyerek ayak haritası çıkarttık ve özel bir tabanlık yaptırdık. Bu tabanlık sayesinde oldukça rahat yürüdük. Yalnızca bir çift ayakkabı bu yolculukta yeterli oldu.’’ Altuntecim, yolculuklarının belgesel, kitap ve fotoğraf sergisi halinde sunulacağını, yolcukla ilgili her şeyin ‘’www.askyolunda.com’’ internet sitesinden bulunabileceğini sözlerine ekledi. Ceyda Altuntecim de çok mutlu olduklarını ifade ederek, ‘’45 gün nasıl geçti anlamadık. Rüya gibi geçti. Anlatması çok zor. Bunu yaşayan kişiler olarak birbirimize aktarırken bile zorluk çekiyoruz’’ şeklinde konuştu.

01.10.2009


 

MÜYADER 2. Olağan Genel Kongresini yaptı

MİLLî, manevî, dinî ve kaliteli müzik değerlerini korumayı, paylaşmayı hedef edinen camiamızın yapımcı ve san'atçıları ile Müzik ve Sinema Yapımcıları Sanatçıları Dağıtımcıları Derneği MÜYADER’i kurmuştuk bundan 3 yıl önce.

Son 10 yılda hızlı bir şekilde yaşanan müzik, kaset ve cd piyasasındaki daralma, bu alanda faaliyet gösteren yapımcı san'atçı ve dağıtımcıları ciddî anlamda çare aramaya itmiştir. Zira mevzuattaki yasal boşluklar, denetim eksikliği, bu sorunu gerçekte önemsememe, yetkili makamların gereken ilgiyi göstermemesi, dinleyicilerin duyarsızlığı, bilinçsizliği, kul hakkına riayet etmeme vs. gibi daha sıralayabileceğim pek çok sebeple, halen daha, kangren haline gelen bu problem çığ gibi büyümeye devam ediyor. Özellikle muhafazakâr camianın ilâhî, dinî müzik başta olmak üzere dinleyebileceği türde eserler üreten yapımcıları ve dolayısıyla san'atçıları yıllardır ciddî anlamda darboğazda ve sıkıntıda. İşten çıkarmaların, yeni eserleri üretememe, yeni san'atçıların ortaya çıkamaması, moral bozukluğu ‘nereye gidiyoruz?‘, ‘bu sektörün hali ne olacak?‘ gibi soruların daha çok dillendirildiği bir süreçteyiz. İşte bu problemlerin çözümü için çalışmak, camianın yaşadığı sorunları dinleyiciye anlatabilmek amacıyla kurduğumuz MÜYADER geride kalan 3 yıl boyunca önemli çalışmalar yaptı. Bunun en başında da elbette Müzikbir Meslek Birliğini kurmuş olmak geliyor. Türkiye çapında faaliyet gösteren müzik yapımcılarının haklarını yasal zeminde korumak amacıyla kurulan Müzikbir’in üye sayısı 40’ı geçmiş durumda. Nitekim geçtiğimiz sene çok sayıda radyo ile telif sözleşmesi imzalandı, pek çok televizyon, radyo kanalı ve müzik kullanıcısı ile görüşmeler yapıldı. MÜYADER korsan yayın ve izinsiz internet indirimleri ile mücadele amacıyla hazırlattığı afişleri binden fazla satış noktasında sergiledi. 100’den fazla kanun dışı internet sitesine ihtarname göndererek bu sitelerin yayınlarının düzelmesini veya kapatılmasını sağladı. Bu uzun ve zahmetli mücadelede daha alınacak elbette çok yol var. MÜYADER de bu bilinçle gittiği ikinci olağan genel kurulu ile yeni yönetim ve denetim kurullarını belirledi. 29 Ağustos’ta yapılan toplantı sonucu derneğin yönetim kurulu üyeliklerine Azim Dağıtım’dan Hasan Taştan Yıldız, Yıldırım Ajans’tan Selim Sırrı Kaya, Medya Ofis’ten Hüseyin Ay, Adım Prodüksiyon’dan Adem Tuzcu ve Ali Oktay, Denetim Kuruluna Atlas‘tan Hacı Nayır, Taç Yapım‘dan Mutlu Öz ve Altınoluk’tan Murat Karaman seçildi. Dernek Başkanlığını önceki dönem olduğu gibi iki yıl boyunca yine Ali Oktay sürdürecek. Geçen dönem yönetim kurulunda görev yapan arkadaşlarımız ise büyük bir çabanın gerektiği Müzikbir Meslek Birliğindeki görevlerine yoğunlaşacaklar. MÜYADER’in halen üyeleri arasında san'atçı Mustafa Demirci, Eşref Ziya Terzi, Alper, Hakan Aykut, yapımcılardan N& T‘den Tevfik Arslan, Moral Prodüksiyon’dan Gültekin Alihocagil, Berekat‘tan Murat Avanoğlu, Metropol Müzik’ten Hasan Bitmez, Muzaffer Gürler ve Bekir Şahin yer alıyor.

Yeni dönemin hayırlı hizmetlere vesile olmasına duâ ediyoruz.

01.10.2009


 

Fârâbî’nin 12 makamı bu albümde

İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., Fârâbî’nin 12 makam tasnifini uygulayarak, Türk makam musikîsinin 12 dev eserini “Musikî Şifa” adlı albümde topladı.

Günümüzde müzikle tedavi uygulaması psikolojik hastalıklarla sınırlı olsa da; geçmişte bu yöntemden, diş ağrısından iç hastalıklara kadar pek çok alanda yararlanılmıştır. Türk hekimi Şuuri, Tadil-i Emzice adlı eserinde müzik yoluyla bütün hastalıkların tedavi edilebileceğini savunurken, büyük İslâm filozofu Fârâbî de yaptığı tasnifte,12 makamın hangi ruh hallerine iyi geldiğini ve günün hangi vaktinde dinlenirse etkili olduğunu yazmıştır.

Albümün Genel Sanat Yönetmeni Ruhi Ayangil, musikî ile tedavi konusunda önemli bir dayanak noktası oluşturan on iki makam tasnifini takdim yazısında şöyle anlatıyor; “Fârâbî yaptığı bu tasnif ile musikî makamlarının insan ruhunu günün hangi saatlerinde nasıl etkilediğini öngörmüştür. Rast makamı: İnsana neş’e ve huzur duygusu verir (güneş iki mızrak boyu yükselince etkilidir); Rehâvî makamı: İnsana beka’ yani sonsuzluk düşüncesi verir (yalancı sabah yani imsak vakti etkilidir); Kûçek Makamı: Hüzün, elem, keder duygusu verir (uyku zamanı etkilidir); Büzürg Makamı: İnsanda korku duygusu uyandırır (yatsıdan sonra etkilidir); Isfahan Makamı: Hareket kabiliyeti ve güven hissi verir (gün batarken etkilidir); Nevâ Makamı: Lezzet ve ferahlık duygusu verir (akşam vakti etkilidir); Uşşak Makamı: Gülme duygusu uyandırır (öğle vaktinde etkilidir); Zirgüle makamı: Uyku hali verir (sabah ve öğle arası etkilidir); Sabâ makamı: Şecaat yani cesaret ve kuvvet verir; Bûselik makamı: Güç, kuvvet verir (kuşluk vaktide yani güneşin doğmasından kırkbeş dakika sonra etkilidir); Hüseynî makamı: Barış, sakinlik ve rahatlık hissi verir (sabahleyin etkilidir); Hicaz makamı: Tevazu yani alçak gönüllülük verir.”

Batıda akıl hastaneleri dolup taşarken, hangi makamın hangi derde ilâç olduğunu araştıran, bulan ve uygulayan bir kültürün çok önemli bir halkasını dinleyici ile buluşturan albüm, İBB Kültür A.Ş.’ye bağlı İstanbul Kitapçısı’nda satışa sunuldu.

01.10.2009


 

YUNUS EMRE ANILIYOR

KIRŞEHİR ve Aksaray valilikleri tarafından ortaklaşa düzenlenen Büyük Türk Mutasavvıfı Yunus Emre’yi Anma Günü faaliyetleri bugün yapılacak.

Kırşehir Valisi Mehmet Ufuk Erden ile Aksaray Valisi Orhan Alimoğlu’nun ortak imzasıyla hazırlanan kutlama programı, Yunus Emre’yi Anma Günü, bugün saat 10.00’da Ulupınar Ziyarettepe’deki anıt mezarının ziyaret edilmesiyle başlayacak. Tören alanında saygı duruşunda bulunulması ve İstiklâl Marşı’nın okunmasının ardından, temsili Yunus Emre katılımcıları selâmlayacak. Protokol konuşmalarının ardından Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Ercan Eker, Yunus Emre’nin şiirlerini okuyacak. Tasavvuf Musikisi ve Sema gösterilerinin ardından konuklara ikramlarda bulunacak. Tören, Çilehane’nin ziyaret edilmesiyle son bulacak. Öte yandan, kutlama programı çerçevesinde, Kırşehir’de ‘’Yunus Emre’’ konulu panel düzenlenecek.

01.10.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.