26 Ocak 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Basından Seçmeler

Kararlar demokrasiyle aşılır

BİLİNDİĞİ gibi Anayasa Mahkemesi AK Parti’nin CMK 250’de yaptığı değişikliği Anayasa’nın 145. maddesine istinaden iptal etmiş bulunuyor.

İptal gerekçesi Resmi Gazete’de yayınlanmadığı için detayları bilemiyoruz ama bilebildiklerimiz dahi ortada bir hukuk skandalının varlığına işaret ediyor.

İptal edilen değişiklik, askerlerin, askeri konuları doğrudan ilgilendirmeyen alanlarda işledikleri suçlarda sivil mahkemelerce yargılanmalarını öngörüyor idi.

Bendeniz hukukçu değilim ama Anayasa’yı okuma ve anlamanın herhalde hukukçuların, anayasacıların tekelinde bir konu olmaması gerektiğini hepimiz kabul ediyoruz. Ve bu ön kabul çerçevesinde de Anayasa Mahkemesi’nin bu son İLGİNÇ kararına bir göz atmak istiyorum.

Son iptal kararını kimler OYBİRLİĞİ ile alıyorlar?: ANAYASA MAHKEMESİ HAKİMLERİ.

1982 Anayasası’nın 138. maddesi hakimlerin bağımsızlığını vurguluyor ve hakimler “Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler” diyor. Bu maddede “Anayasa, kanun ve hukuk” terimlerinin bu sıralamasının ne anlama geldiğini, hukukun genel ilkelerinin, evrensel hukukun önem hiyerarşisi açısından anayasanın ve kanunların arkasından geldiği biçiminde mi yorumlanması gerektiğini doğrusu bilemiyorum ama bu yorum hoşuma gitmiyor zira şayet hukuk sistemimiz içinde, Anayasa’da ya da kanunda evrensel hukukla açık çelişen bir hüküm varsa hakim gibi bir hakim, gerçek bir hakim hukukun genel ilkelerini temel alır diye düşünüyorum.

1982 Anayasası’nın 148. maddesi de “Anayasa Mahkemesi (hakimler) kanunların... Anayasaya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetler” diye yazıyor.

Anayasanın ESASI’nın herhalde 145. madde değil de ikinci maddede ifadesini bulan HUKUK DEVLETİ kavramı olduğunu düşünüyorum.

Son çok İLGİNÇ kararda Anayasa Mahkemesi hakimleri CMK 250’deki değişikliği Anayasa’nın 145. maddesine (Askeri yargı) aykırı buldukları için OYBİRLİĞİ ile iptal ettiler. Ve bu kararı alan HAKİMLER vicdani kanaatleri doğrultusunda Anayasa’ya, kanuna ve HUKUKA uygun davrandılar (?).

ŞİMDİ DE dönelim ve hakimlerimizin kararına esas teşkil eden ünlü 145. maddeye (askeri yargı) bir göz atalım.

Tekrar ediyorum, bendeniz hukukçu değilim ama bu 145. madde gibi yazılmış başka komik bir metin görmedim; bu maddeyi mesela ingilizceye tercüme edip hukukçu gibi bir ingiliz hukukçuya okusanız mutlaka tercüme yanlışı olduğunu söyleyecek, böyle bir maddenin AB ile tam üyelik müzakereleri yapan bir ülkenin anayasasının maddesi olduğuna inanmayacaktır.

Bakın ne diyor 145. Madde: “Askeri yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, ASKERİ HAKİMLERİN ÖZLÜK İŞLERİ, askeri savcılık görevlerini yapan askeri hakimlerin mahkemesinde görevli bulundukları KOMUTANLIK İLE İLİŞKİLERİ, MAHKEMELERİN BAĞIMSIZLIĞI, HAKİMLİK TEMİNATI ASKERLİK HİZMETİNİN GEREKLERİNE GÖRE KANUNLA DÜZENLENİR”.

Benim bilebildiğim askerlik hizmetinin GEREĞİ emir-komuta ilişkisidir, astın üste kayıtsız şartsız itaatidir ve bu gerekler savaşmak için yapılanmış bir orduda olmaz ise olmazlardır.

Bizim TSK’da ise askeri hakimler de bağımsızlıkları ve hakimlik teminatları açısından bu çerçeveye sokulmuşlardır.

Ve bizim Anayasa Mahkemesi hakimlerimiz de dünyanın hiçbir çağdaş, demokratik hukuk devletinde görülmesi imkansız bu maddeyi anayasa yargısına temel almışlardır ve hukukçulukları buna izin verebilmiştir.

367 kararını Türkiye, seçmen yani demokrasi gücü ile aşabilmiş idi; muhtemelen bu 145 kararı da yine seçmen yani demokrasi ile aşılacak (referandum).

Bizim Anayasa Mahkememiz kararlarının demokrasi ile kadük hale getirilmesinden özel bir zevk alıyor herhalde.

Ama bu arada esas suçlunun bu maddeyi hala Anayasa’da tutan TBMM olduğunu da hatırlatalım.

Eser Karakaş / Star, 25.1.2010

26.01.2010


Şu anayasa değişecekse değişsin artık!

SİVİL-asker ilişkilerindeki çarpıklık, askerin siyasi ve toplumsal hayata müdahale merakı, cunta yapılanmaları vs, vs, vs, hakkında söylenmedik ne kaldı?

Dönüp dolaşıp aynı şeyleri konuşmaktan, yazmaktan, tartışmaktan sıkılmadık mı?

Sözün bittiği yerdeyiz.

Eylem zamanı.

Şu Anayasa değişikliği yapılacaksa yapılsın artık.

İşe, Anayasa Mahkemesi’nin ıslahıyla başlansın. Ondan sonraki ilk iş, askeri yerli yerine oturtmak olsun.

Cuntaların meşruiyet kaynağı olarak görülen/gösterilen ifadeler değiştirilsin.

TSK İç Hizmet Kanunu’nda da gerekli değişiklik yapılsın.

Mutasavver “Balyoz” darbesi için hazırlanan resmi gerekçeyi gazetelerde okumuşsunuzdur:

“Anayasa ve İç Hizmet Kanunu’nun verdiği Türkiye Cumhuriyeti’ni kollama ve koruma görevi” falan filan...

Kimse kusura bakmasın, ama Anayasa ve TSK İç Hizmet Kanunu’nda askerî darbeye yeşil ışık gibi anlaşılabilecek ifadeler varsa ve siviller bu ifadeleri değiştirme iradesini gösteremiyorlarsa, kafamıza her gün bir yeni bir “balyoz” yememiz haktır!

Askerî darbenin meşruluğu-gayrimeşruluğu bir ‘yorum meselesi’ olarak bırakılamaz.

Millete sadakat, dolayısıyla Meclis’e ve oradan çıkan hükümete sadakat, ordunun şerefidir; devletin hangi şartlarda nasıl kollanıp korunacağına millet adına Meclis ve hükümet karar verir, ordu da bu karara -ister beğensin ister beğenmesin- paşa paşa uyar.

Anayasa ve TSK İç Hizmet Kanunu’nda bunun açıkça ifade edilmesi için kafamıza daha kaç tane “balyoz” yememiz lazım?

Hakan Albayrak / Yeni Şafak, 25.1.2010

26.01.2010


EMASYA değişiyor, peki anayasa?

EMASYA; yani, Emniyet, Asayiş Yardımlaşma Protokolü... 28 Şubat’ın önemli düzenlemelerinden biri... İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay’ın imzaladığı protokol: Bir ilde büyük hadiseler çıkar da vali elindeki güvenlik güçleriyle başa çıkamazsa, ordudan yardım istiyor. Olabilir...

Fakat EMASYA’ya göre:

* Valinin talebiyle olayları bastırmaya gelen askeri birlikler valinin emrine girmiyor. Komutan bağımsız hareket ediyor.

* Askeri birlikler vali ‘tamam’ dediğinde de kışlalarına çekilmiyor, buna komutan karar veriyor.

Yani öyle bir durumda asker sıkıyönetim benzeri yetkiler kazanmış oluyor.

“Balyoz Planı” bunun nelere yol açabileceğinin kanıtı...

Bu Protokol sadece genel hukuk devleti ilkesine değil, ilin en yetkili ve sorumlu mülki amirinin vali olduğunu belirten İl İdaresi Kanunu’na da aykırıdır.

Artık değişiyor

Ecevit hükümeti EMASYA’yı değiştirmek için çalışmalar yapmış ama sonuç alamamış.

Biraz kulisleri yokladım ve öğrendim ki İçişleri Bakanlığı, EMASYA’yı değiştirmek için bir komisyon kurdu, çalışıyor.

Tabii Genelkurmay’ın da görüşü alınacak.

Ama herhalde EMASYA değişecek!

Vali her durumda en üst yetkili olacak. Tabii bu, büyük olaylarda valinin taktik konularda da karar vermesini gerektirmez, zaten uzmanlık alanı değil.

Askeri birliklerin kışlasına çekilmesine de artık komutan değil vali karar verecek.

EMASYA’nın bu şekilde değişmesi, ‘28 Şubat rejimi’nin kalıntılarından kurtulmak bakımından önemli bir adım olacak.

Anayasa’nın 145. maddesini değiştirerek sivil yargının yetkisini genişletmek de zorunludur.

Taha Akyol / Milliyet, 25.1.2010

26.01.2010


Ne yapmalıyız: İlk hedefler

1) Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin vazifeleri arasına “cumhuriyeti koruyup kollamak” yükümlülüğünü de koyan İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesi, orduya darbe yetkisi vermez.

2) Anayasa’nın 145. maddesi değişmese bile, darbe teşebbüsünü askeri değil, adli mahkemeler yargılamakla mükelleftir.

3) Temmuz 1997’de Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan Emniyet Asayiş Yardımlaşma (EMASYA) protokolü, “tedbir alıyorum” gerekçesiyle, silahlı kuvvetlerin provokasyon yapmasının meşru zeminini oluşturmaz.

***

Ama, maalesef, bir bakıyoruz, mesela, Balyoz Harekâtı belgesinde, kurulacak Milli Mutabakat Hükûmeti’nin programına askerler şöyle yazmış: “Türk Silâhlı Kuvvetleri, mevcut anayasal sistemin ve İç Hizmet Kanunu’nun kendisine verdiği Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma ve kollama görevini yerine getirerek ... tarihinde, devlet yönetimini devralmış bulunmaktadır.”

Her darbede, buna sığınıyorlar.

Ayrıca, darbeye teşebbüs eden bir askerin, hazırlıklarını Karargâh içinde yapmış olsa dahi, sivilleri hedef aldığı için, adli yargı önünde hesap vermesi doğaldır. Ama burada da kafalar karışık. Nitekim Poyrazköy cephaneliğiyle ilgili davaya bakan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin kararının gerekçesini bekliyor. Gerekçe yayınlandıktan sonra, görevsizlik kararı vermesi muhtemel. Zaten Genelkurmay da, bu davanın askeri mahkemeye intikal etmesini talep etti. Halbuki, Poyrazköy, sadece iki amirale (Metin Ataç ve Eşref Uğur Yiğit’e) yönelik suikastla sınırlı değil. Başka tertipler de var. Ne zaman askeri yargının yetkili olacağı hususunda hukukçular ikiye bölünmüş durumda. Anayasa değişikliği ile bu konu netlik kazanmalı.

Tabii bir de EMASYA var. Bu protokol, sadece kırsal alanda değil, polis bölgesi olan şehir merkezlerinde de, askerlere, mülki amirin talebine gerek kalmadan, doğrudan müdahale etme, arama, denetim, baskın ve operasyon yapma iznini veriyor. Bütün illerdeki garnizonlarda, iç tehdit ve tehlikeye karşı ön çalışma ve değerlendirme yapacak, bunun için istihbarat toplayıp potansiyel tehdit olarak gördüklerini fişleyecek Asayiş Güvenlik merkezleri, işte bu protokole dayanarak kurulmuştur. Çetin Doğan, ortaya çıkan Balyoz Harekât belgesi için, EMASYA protokolünü öne sürüyor. Söz konusu protokol, kolayca istismar edilebilecek bir fiili durum yaratıyor.

***

Madem, yanlış anlamaların önü kesilemiyor, hazır ortam da müsaitken, AK Parti, muhalefetle de işbirliği yaparak, Anayasa’nın 145. maddesini değiştirsin. (MHP buna hazır olduğunu ifade etti) Bunun yanı sıra, tek başına kalsa dahi, İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi ile hatalı uygulamaya yol açan EMASYA protokolünü tamamen ortadan kaldırsın. Bu adımları atarken, hem medyadan destek gelecektir, hem de siyasetçilerden.

Nazlı Ilıcak / Sabah, 25.1.2010

26.01.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl