04 Şubat 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Albaya yeniden tutuklama kararı

Erzincan’daki bazı operasyonları yönettiği gerekçesiyle gözaltına alınıp ardından serbest bırakılan Eskişehir Jandarma İl Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu hakkında, savcının itirazı üzerine tekrar tutuklama kararı çıkarıldı.

Albay Gençoğlu hakkında tutuklama kararı

Mahkemece hakkında tutuklama kararı verilen Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu’nun izinde bulunduğu ve henüz adliyeye gitmediği bildirildi. Kıdemli Albay Gençoğlu’nun avukatı Erol Halka, yaptığı açıklamada, şu anda izinde olan müvekkiliyle birlikte olduklarını, 1-2 saat içinde adliyeye gideceklerini söyledi. Halka, Albay Gençoğlu’nun buradaki işlemlerinin ardından askeri cezaevine gönderileceğini sözlerine ekledi. Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısının talimatı üzerine Eskişehir’de 27 Ocakta gözaltına alınan ve 31 Ocakta götürüldüğü Erzurum’da mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Kıdemli Albay Gençoğlu hakkında verilen karara, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı itiraz etmiş, savcının itirazını yerinde bulan mahkeme, Albay Gençoğlu hakkında tutuklama kararı vermişti.

04.02.2010


 

KESİNTİSİZ BİR DARBE DÜZENİNİ YAŞIYORUZ

Darbecilerin sadece Meclisi değil, polis, MİT, yargı, medya, üniversite, ekonomi, sivil bürokrasi ve hayatın diğer tüm alanlarını da sindirdiğini vurgulayan Ulusal Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Sedat Laçiner, “Yasal ve kurumsal yapı darbelerin ürünü. Fark etmesek de, bilinçsizce içselleştirmiş olsak da kesintisiz bir darbe düzenini yaşıyoruz” dedi.

DAHA AĞIR BİR DARBE ÖZLEMİNDE OLANLAR

Laçiner, “Asker kışlasına dönmüş değil, aksine siyasetin ve hayatın tam üzerinde oturuyor. Balyoz, Kafes, Sarıkız gibi planlar olmayan bir darbeyi yapma planları değildir. Bu çabalar Türkiye'deki darbe düzeninin derecesinden memnun olmayanların daha ağır bir darbe özlemlerinin yansımasıdır” şeklinde konuştu.

‘Asker hiçbir zaman kışlaya dönmedi’

Ulusal Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner,”Türkiye’deki yasal ve kurumsal yapı darbelerin ürünüdür ve bunlar yerli yerinde durduğu sürece fiili darbe devam edecektir. Fark etmesek de, bilinçsizce içselleştirmiş olsak da kesintisiz bir darbe düzenini yaşıyor” dedi. Türkiye’de askerin siyasete müdahalesinde uluslararası şartlardan çok Türkiye’ye özgü dinamiklerin etkili olduğuna dikkat çeken Laçiner, elbette ‘soğuk savaş, Amerikan müdahalesi’ gibi kolaylaştırıcı dış unsurlarında bulunduğunu belirtti.

Laçiner, Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesi gibi suçları salt dış nedenlere yükleyerek bu işin sorumluluğundan kolay kolay kaçılamayacağını ifade etti.

Türkiye’deki darbe planlarını değerlendiren Laçiner, çarpıcı ifadeler kullandı.

Laçiner, Türkiye’de darbecilerin sadece Meclis’i sindirmekle kalmadığını polis, MİT, yargı, medya, üniversite, ekonomi, sivil bürokrasi ve hayatın diğer tüm alanlarını da sindirdiğini belirtti. Halka ve siyasete sürekli olarak “40 satır mı, 40 katır mı” seçiminin dayatıldığını dile getiren Laçiner, “Her darbe sonrasında anayasa ve yasalar değiştirilmiş, yasaların çeşitli yerlerine darbeleri meşrulaştırıcı ve kalıcı hale getiren maddeler serpiştirilmiş, ayrıca yeni kurumlar ihdas edilmiştir. Artık darbecileri yargılamak mümkün olmadığı gibi, onları ve fikirlerini savunacak kural ve kurumlar da vardır. Bundan sonra darbe yapmak değil, darbelere karşı çıkmak vatana ihanet ve rejime karşı çıkmaktır. Böylece darbeler kurumsallaşmış, meşrulaştırılmıştır. Bunun için kanıt aramaya gerek yok, elimizdeki anayasa, yasalarımızın pek çoğu, Anayasa Mahkemesi gibi pek çok kurum 27 Mayıs ve 12 Eylül’ün ürünüdür. ‘Emasya’, ‘Batı Çalışma Grubu’ gibi pek çok düzenleme de 28 Şubat’tan yadigârdır. Bu tablo içinde darbeler döneminin bittiğini söylemek mümkün değildir”diye konuştu.

DARBECİLİK BİR GELENEK OLARAK SÜRÜYOR

Darbecİlİğİn adet olduğunu dile getiren Laçiner, eski bir Türk geleneği olduğunu belirterek “Bu ülkede devlet başkanlarını kendi askerleri eliyle devirmek, onlara hakaret etmek ve hatta onları eziyetler içinde öldürmek adettendir.” dedi. Osmanlı’dan kalan bu mirasın Cumhuriyet’le ortadan kalkmadığını dile getiren Laçiner şöyle dedi: “Nitekim bunu başaramayan Menderes Hükümeti bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödemiştir ve Başbakan ile iki bakanı hakaretler edilerek, tıpkı Osmanlı padişahları gibi katledilmişlerdir. Bundan sonra da gelenek hiç bozulmadan bugüne kadar devam etmiştir. 12 Mart 1971’de muhtıra ile hükümet değiştirilmiştir, 12 Eylül’de ordu, ülkenin üzerinden tank paletleriyle geçmiştir. 28 Şubat (1997) ise post-modern darbe olarak tarihe geçmiştir. Bu tabloya bakıldığında Türkiye’de askeri darbeler döneminin bittiğini düşünemeyiz."

04.02.2010


 

Eski DTP’li Türk ve Tuğluk talimatla ifade verdi

KapatIlan DTP’nin eski milletvekilleri Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, avukatları Mehmet Nuri Özmen ile geldikleri Ankara Adliyesinde, Diyarbakır’da haklarında yürütülen soruşturmalar kapsamında talimatla ifade verdi.

Türk ve Tuğluk’un ifadesini, özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel aldı. Türk ve Tuğluk mahkeme çıkışı basının soruluranı cevapladı. DTP’nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Barış ve Demokrasi Partisinin (BDP) 1. Olağanüstü Kongresi ile ilgili soruşturma başlatmasını, ‘’Bugüne kadar gördüğümüz bir manzaranın devamı. Her konuştuğumuzda dava açılıyor’’ sözleriyle değerlendirdi. Aysel Tuğluk ise Diyarbakır’da yaptığı çeşitli konuşmalara ilişkin yürüyen 11 soruşturmayla ilgili ifade verdiğini bildirdi. Tuğluk, BDP hakkındaki soruşturmaya ilişkin soru üzerine, ‘’Hep yaşadığımız şeyler. Yeni şeyler değil’’ dedi.

04.02.2010


 

Orduda, suç ve suçlular varsa gereği yapılmalı

MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi, orduda, suç ve suçlular varsa gereğinin yapılmasını isteyerek, ‘’Ancak, bunları fırsat bilerek, ordunun tamamına saldırmak, hayasızlıktır’’ dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) deniz unsurlarının, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerdeki görev süresini 1 yıl daha uzatan Başbakanlık Tezkeresinin görüşmeleri sırasında MHP grubu adına söz alan Sipahi, tezkereye itiraz etti. Son darbe tartışmalarınına de değinen Sipahi, ‘’Bu ordu bizim ordumuzdur, Peygamber ocağı ordudur." dedi. Böyle büyük bir camiada, kişisel kusurlar, hatalar, suç ve suçlular varsa gereğinin yapılmasını istedi.

04.02.2010


 

Özdabak’a dâvâ

Karikatüristimiz İbrahim Özdabak’a, ‘tank üzerinde çizdiği hakim’ karikatürü sebebiyle Sincan 1. Ağır Ceza Hakimi Osman Kaçmaz tarafından 20 bin Türk Lirası manevî tazminat dâvâsı açıldı.

Sincan Hakimi Kaçmaz’dan Özdabak’a şimdi de tazminat dâvâsı

Karİkatürİstİmİz İbrahim Özdabak’a, bir karikatüründe ‘tank üzerinde çizdiği hakim’ sebebiyle Sincan 1. Ağır Ceza Hakimi Osman Kaçmaz tarafından manevî tazminat dâvâsı açıldı. Aynı karikatür sebebiyle gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’da dâvâ konusu oldu. Kamuoyunda “kayıp trilyon” dâvâsı olarak bilinen hazırlık soruşturması ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı Gül hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen takipsizlik kararına yapılan itiraz üzerine verdiği “takipsizlik kararının kaldırılmasına dair kararının” kamuoyunda duyulmasının ardından bir çok yazılı ve görsel basında konuyla ilgili haber, makale, eleştiri, vb. yayınlar yapılmıştı. Konuyla ilgili olarak karikatüristimiz İbrahim Özdabak da 21.05.2009 tarihinde bahse konu karara yönelik eleştirisinde cübbeli bir hakimi askeri tankın üzerinde çizmiş, tankı da Sincan Bulvarı ve Ergenekon Bulvarı olarak iki ok arasında göstermişti. Bu karikatürden dolayı Özdabak hakkında 20 bin liralık manevî tazminat dâvâsı açıldı. Dâvâ, Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 23 Mart 2010 tarihinde görülecek. Aynı karikatür dolayısıyla çizeri hakkında daha önce de ceza dâvâsı açılmış ve ilk duruşması 30 Aralık 2009 tarihinde yapılmıştı. Osman Kaçmaz, son olarak Telekomünükasyon İletişim Başkanlığına yapılmak istenen baskınla da gündeme gelmişti.

04.02.2010


 

Habur Kapısı’nda kazı başlatıldı

DİyarbakIr Cumhuriyet Başsavcılığının, yurt dışında yaşayan ve bir dönem bölgede tercümanlık yaptığı ileri sürülen Yıldırım Beğler’in basında yer alan iddiaları üzerine başlattığı soruşturma kapsamında Habur Sınır Kapısı’nda kazı başlatıldı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında, 1990’lı yıllarda Silopi’de bazı kişilerin öldürülmesiyle ilgili olarak Habur Sınır Kapısı atış alanı mevkisinde Silopi Cumhuriyet Savcılığınca bir süre önce başlatılan keşif çalışmalarından sonra kazı yapılacak alanlar belirlendi. Kazılacak yerlerin belirlenmesiyle bu sabah Silopi Cumhuriyet Savcısı Nazir Kuş, beraberinde Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, avukatlar Kamil Özdemir ve Nazan Birlik’in katılımı ile kazı çalışması başladı. Şırnak İl Özel İdaresine ait 4 iş makinesinin kazdığı alanda yoğun güvenlik tedbirleri alındı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Beğler’in gazetelerde çıkan iddiasını suç duyurusu olarak kabul edip, bir süre önce soruşturma kapsamında Silopi Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazdı. Yazıda, Beğler’in bazı kişilerin Hezil Çayı’na ayağına taş veya ağır bir şey bağlanarak atıldığı yönündeki iddiaları üzerine söz konusu bölgede kazı yapılması istenmişti. Beğler’in bazı basın yayın organlarında yer alan ifadelerinde, iş adamları Halil Birlik ve Mehmet Bilgiç’in Silopi’de terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık ettiği gerekçesiyle öldürülüp gömüldüğü ileri sürülmüştü. Bu ifadeler üzerine, Birlik ve Bilgiç’in yakınları savcılığa başvurarak iddiaların araştırılmasını talep etti. Savcılık, ailelerin başvurusunu da soruşturma dosyasına ekledi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı üzerine geçen yıl, 1990’lı yıllarda öldürülen bazı kişilerin kuyulara atıldığı iddiası üzerine, Şırnak’ın Silopi ilçesinde 3 kuyuda bir süre önce kazı yapılmıştı. Silopi Cumhuriyet Başsavcısı Atilla Öztürk ve Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi nezaretinde yaklaşık 5 gün sürdürülen kazılarda 17 kemik parçası ile bazı giysi parçaları bulunmuştu. Kemik ve giysi parçaları incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmişti.

04.02.2010


 

“Balyoz Planı’’na bir suç duyurusu daha

Evrensel Hukukçular Platformu üyeleri, ‘’Balyoz Planı’’na ilişkin iddialar konusunda suç duyurusunda bulundu. Platform Başkanı Avukat Hasan Hüseyin Tanrıverdi ve beraberindeki platform üyesi bazı avukatlar, suç duyurusu dilekçelerini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdi.

Avukat Tanrıverdi, adliye önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, geçen iki gün, suç duyurusunda bulunmak üzere imza topladıklarını ifade ederek, bu imzaları da dilekçe ekinde Başsavcılığa ilettiklerini bildirdi. Suç duyurusu dilekçesinde, şüpheliler, ‘’Balyoz Harekat Planı’nı hazırlayanlar’’, ‘’Planı hazırlama talimatı verenler’’, ‘’Planı uygulamaya geçirenler’’ ve ‘’Planın hazırlanmasına-uygulanmasına göz yumanlar’’ olarak yer aldı. Plan ile ‘’Hükümete karşı silahlı eylem’’, ‘’Hükümete karşı suç’’, ‘’Anayasayı ihlal’’, ‘’Yasama organına karşı suç’’, ‘’Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak’’, ‘’Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi’’, ‘’Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’’, ‘’Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması’’, ‘’Kişisel verilerin kaydedilmesi’’, ‘’Devlete karşı savaşa tahrik’’, ‘’İbadethanelere zarar vermek’’ gibi bir dizi suç işlendiği savunuldu. Suç duyurusu dilekçesinde, planla ilgili sorumluların ‘’sıfat ve konumlarına bakılmaksızın tespit edilmesi ve yargılanması’’ istendi.

04.02.2010


 

Sivil kontrol şart

AP Türkiye Raporunda “demokratik toplumlarda askeriyenin mutlak surette sivillerin gözetimi ve denetiminde olması gerektiği” vurgulandı. Dış İlişkiler Komitesi adına Ria OomenRuijten tarafından yayınlanan raporda Türkiye’nin müzakere süreci konusunda “uzun süreli” ve “ucu açık süreç” ifadelerinin yer alması dikkat çekiyor.

Raporda, yapılmak istenen demokratik açılım girişimlerinden olumlu olarak bahsedilirken, şimdiye kadar yapılan reformlarda uygulamanın hâlâ yetersiz olduğu vurgulandı. Raporda,

Anayasa Mahkemesinin “sivil ve askerî yargı” farkını ortadan kaldıracak yasa tasarısını reddetmesi “derin hayal kırıklığı” olarak nitelendi.

Askere sivil denetim şart

AVRUPA Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu’nda 27 Ocak’ta üzerine verilen değişiklik önergeleriyle kabul edilen Türkiye Karar Taslağı komisyon sekretaryası tarafından yeniden yazıldı. Verilen değişlik önergeleriyle değişen raporu sekretarya 3 günde yeniden yazabildi. Raporda yer alan Kıbrıs ile ilgili ifadeler İngiliz AP üyelerinin doğrudan ve dolaylı müdahaleleriyle sertleştirildi. AP’deki Türkiye karşıtlarının ittifakıyla raporda tam katılım ve üyelik ifadeleri de yer almıyor. Raporun Strasbourg’da yapılacak Genel Kurul çalışmaları sırasında görüşüldükten sonra kabul edilmesi bekleniyor. Raporun 10 Şubat’ta genel kurulda görüşüldükten sonra 11 Şubat’ta da oylanması bekleniyor.

TÜRKİYE’NİN AB KARNESİ ZAYIF

Dış İlişkiler Komitesi adına Ria Oomen-Ruijten tarafından yayınlanan raporda Türkiye’nin müzakere süreci konusunda “uzun süreli” ve “ucu açık süreç” ifadelerinin yer alması dikkat çekiyor. Raporda yapılmak istenen demokratik açılım girişimlerinden olumlu olarak bahsedilirken, yapılan reformlarda uygulamanın hâlâ yetersiz olmasına dikkat çekiliyor. Raporun 8. maddesinde Anayasa Mahkemesi’nin Demokratik Toplum Partisi’nin kapatma kararı ve siyasî yasaklar sert bir dille eleştirildi. Ayrıca yine Anayasa Mahkemesi’nin “sivil ve askerî yargı” farkını ortadan kaldıracak yasa tasarısını red etmesi de AB raporunda “derin hayal kırıklığı” olarak nitelendi. Raporda demokratik toplumlarda askeriyenin mutlak surette sivillerin gözetimi ve denetiminde olması gerektiği vurgulandı. Ergenekon sürecine de değinilen raporda, Ergenekon davasındaki sürecin yasalar ve hukuk kuralları çerçevesinde sürdürülmesi gerektiği ve kesinlikle bu dâvânın gazeteciler, akademisyenler ve muhalif siyasetçiler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiği de ifade edildi.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HÂLÂ YOK

Raporda ayrıca “derin üzüntü uyandıran” bir gelişmenin de insan hakları konusunda Ombudsmanlık ofisinin kurulması konusunda hiçbir adımın atılmaması olduğu belirtildi. Raporda ayrıca PKK’nın terör eylemleri kınanırken, Türkiye’nin reform ve demokratikleşme niyetine karşı PKK’nın da acilen silâh bırakması gerektiği kaydedildi. AB raporunun 26. maddesinde ise Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasaların halen var olduğu hatırlatılırken, buna örnek olarak verilen 301 ve 318 maddelerin derhal kaldırılması gerektiği belirtildi. Raporun en sert maddelerinin ise Kıbrıs sorunu ile ilgili maddeler olduğu söylenebilir. Raporun 34, 35, 36 ve 37. maddelerinde Türkiye’ye Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm için gereken iklimin oluşturulmasında önemli görevler düştüğü vurgulanırken, bunun bir adımının da Türkiye’nin askerî gücünü adadan çekmesi olacağı belirtildi.

UMUT YAVUZ

04.02.2010


 

Hükümet çetelere karşı kararlı olmalı

İNGİLTERE'DE İşçi Partisi’nin önde gelen isimlerinden Joan Ryan, demokratikleşme Türk hükümetinin, AB üyeliği önünde engel oluşturan gruplara karşı kararlı olması gerektiğini söyledi.

Kıbrıs eski özel temsilcisi Joan Ryan, TürkiyeAB ilişkilerinin çok güçlü olduğunu, İngiltere’nin de Türkiye’nin AB üyeliğinin en büyük destekçilerinden biri olduğunu vurguladı. Demokrasiyle kucaklaşmış bir Türkiye’yi AB görmek istediklerini belirten Ryan, “İngiltere zaten verdiği büyük destekle kendi konumunu belli etmiştir. Türkiye’de çok önemli reformlar gerçekleşti ve büyük ilerlemeler kaydedildi. Biz Türkiye’nin bu yolda ilerlemesinden ve bunu sürekli hale getirmesinden yanayız elbette. Türkiye’nin İngiltere’nin yanında AB’ye tam üye olmuş bir üye ülke olarak görmek isteriz” dedi. Türkiye’de demokrasi karşıtı bazı grupların ülkenin AB üyeliği önünde engel oluşturduğunu bildiğini söyleyen Ryan, Türk hükümetinin AB üyeliğini istediğini bildiklerini ancak bu yolda engel oluşturan unsurların yine hükümet tarafından ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Ryan, Türkiye’de derin devlet yapılanması çerçevesinde oluşturulmuş çetelerle mücadelede yine hükümetin başrol oynaması gerektiğine işaret etti.

04.02.2010


 

Bağış: Raporu çok ciddiye almayalım

DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Parlamentosunun (AP) Türkiye ile ilgili karar taslağında Kıbrıs’taki kapsamlı müzakerelere destek için Türkiye’nin “askerlerini derhal çekmeye başlaması, kapalı Maraş bölgesini Rumlara açması ve KKTC’ye yerleşen Türk vatandaşları sorununu çözmesi” çağrısı yapılmasına sert tepki göstererek, “Ben bu raporu çok da fazla ciddiye alma taraftarı değilim” dedi.

Brüksel’de basınla kahvaltılı sohbet toplantısı düzenleyen Bağış, gelecek hafta AP genel kurulunda oylanacak belgenin geçen hafta AP Dış İlişkiler Komitesinde özellikle Kıbrıs paragrafında Türkiye aleyhine olumsuz ifadelere yer verilecek şekilde değiştirildiğini hatırlatarak, AP’deki siyasi grupların Rum ve Yunan milletvekillerini memnun etmeye çalıştığını anlattı. Bağış, raporun AP genel kurulundaki oylamada daha dengeli hale getirilmesi için AP Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre ve AP Liberal Grup Başkanı Guy Verhofstadt ile “olumlu” görüşmeler yaptığını ve özellikle Kıbrıs paragrafıyla ilgili Türkiye’nin endişelerini aktardığını ifade etti.

“Türkiye AB süreci için Kıbrıs’ı feda etmez, Kıbrıs için de AB’yi feda etmez” diyen Bağış, Kıbrıs’taki kapsamlı çözüm müzakerelerinden umutlu olduğunu ve uluslararası toplumun iki lideri desteklemesi gerektiğini söyledi. Bağış, AP Türkiye karar taslağının mevcut haliyle Kıbrıs’taki kapsamlı çözüm müzakerelerine “destek değil, köstek olduğunu” söyledi. AP Türkiye Raportörü Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye karar taslağı, geçen hafta AP Dış İlişkiler Komitesinde 11 çekimsere karşı 61 oyla kabul edilmişti.

04.02.2010


 

Hısarcıklıoğlu: Bu elbise bize artık dar geliyor

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Anayasanın yeniden yazılması gerektiğini savunarak, ‘’Bu elbise bize artık dar geliyor.

Bütün bu elbisenin yeniden dizayn edilebilmesinin yolu, milletin, 72 milyonun mutabakat sözleşmesi olan Anayasadan başlamaktır. Yeniden bir anayasayı yazamazsak, beraber mutabakat sözleşmesini, bu elbise bize dar gelmeye devam eder’’ dedi.

Hisarcıklıoğlu, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) toplantısına katılarak burada bir konuşma yaptı. Bugünlerde herkesin bir çıpa aradığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: ’’Eğer iki tane çıpa aranıyorsa, iki çıpa güçlü ekonomi ve kaliteli demokrasidir. Bu ikisi birbirinin ayrılmaz bileşeni... Ekonominin güçlü olmasını istiyorsak demokrasinin kalitesi önemlidir. Demokrasinin kalitesini yukarıda istiyorsan, ekonomin güçlü olmak zorunda. Onun için ekmekle hürriyet birbirinden ayrılmaz. kavga edersek bereket gider.’’ Rifat Hisarcıklıoğlu, hesap veremeyenin hesap soramayacağını, demokrasinin vatandaşın ve bireyin hesap sorması demek olduğunun altını çizdi. Sistemin bütün vatandaşları defolu hale getirdiğini savunan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ‘’Bu elbise bize artık dar geliyor. Bütün bu elbisenin yeniden dizayn edilebilmesinin yolu, milletin, 72 milyonun mutabakat sözleşmesi olan Anayasadan başlamaktır. Yeniden bir Anayasayı yazamazsak, beraber mutabakat sözleşmesini, bu elbise bize dar gelmeye devam eder. ’’

04.02.2010


 

Meclis Genel Kurulunda kavga çıktı

Meclis Genel Kurulunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkında verilen gensoru önergesinin görüşmelerinde milletvekillerinin tartışması, yumruklaşmalı kavgaya dönüştü.

Önerge sahibi olarak konuşan MHP’li Osman Durmuş’un ‘’Hele beyaz önlüklüler yok mu? Nejat Uygur’u ziyaret etmek isteyen hanımefendiye, ‘Gülhane’ye gelmeyin’ demişler. Sizi beyaz önlüklüler sizi, 3-5 kuruşu görünce kendinizi ne sanıyorsunuz? Peygamber olarak anılan bir Başbakan’ın eşini nasıl kabul etmezsiniz. 3-5 kuruş paranıza mı güveniyorsunuz? Sizin muayenehanelerinizi kapatsın da bir görün’’ şeklindeki sözleri Genel Kurul'daki kavganın fitilini ateşledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sataşma olduğu gerekçesiyle söz aldı. Erdoğan, ‘’Her şeyden önce arkadaşımız peygamberlik zincirinin bittiğini bilmiyor. Son peygamberin, Peygamberimizle beraber son bulduğunu bilmiyor ve şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Önce izan sahibi olacaksın’’ diye konuştu. MHP milletvekillerinin Erdoğan’a lâf atarak ayağa kalkmaları üzerine, AKP milletvekilleri, MHP sıralarına doğru yürüdü. TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, gerilimin artması üzerine birleşime ara verdi. Verilen arada milletvekillerinin sözlü tartışması, yumruklaşmaya dönüştü. TBMM İdare Amiri Orhan Erdem’in, kavgayı ayırmaya çalışırken yumruk yediği görüldü. Yumruklaşmaya varan kavgada, AKP Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve MHP İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın gözlüğü kırıldı. Yaşanan kavgada yaralanan TBMM İdare Amiri Orhan Erdem, tedavi gördüğü hastaneden taburcu edildi, AKP Bursa Milletvekili Ali Koyuncu’nun tetkikleri ise sürüyor.

04.02.2010


 

Eski Bakan Emasya Protokolünü savundu

AKP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, 7 günlük İçişleri Bakanıyken Emasya Protokolüyle karşılaştığını ancak protokolde imzasının bulunmadığını belirterek, ‘’O günün şartları içerisinde, bu plan gelseydi, onaylanması için müsteşara yine yetki verirdim’’ dedi.

Başesgioğlu, TBMM Genel Kurulunda, TSK’nın, Aden Körfezi’ndeki görev süresini uzatan Başbakanlık Tezkeresinin görüşmelerinde sataşma olduğu gerekçesiyle söz aldı. İçişleri Bakanı olduğu dönemde gündeme gelen Emasya Protokolü’nde, kendisinin değil, bakanlık müsteşarı Teoman Ünüsan’ın imzasının bulunduğunu bildiren Başesgioğlu, ‘’30 Haziran 1997’de İçişleri Bakanlığı görevine geldim. O dönemde Emniyet ile askerler arasında son derece çekişme vardı. Emniyet daire başkanları tutuklanmış, Emniyet’in ağır silâhları isteniyor, Emniyeti alternatif silâhlı güç gibi gösterilme konusu var... Dolayısıyla iki güvenlik gücü arasında muazzam çekişme var’’ diye konuştu. Başesgioğlu, 7 Temmuzda imzalanan protokolün, 54. Hükümet döneminde olgunlaştırıldığını, parafe edilerek, imza noktasına geldiğini ifade etti.

04.02.2010


 

Nabucco istediğimiz şekilde ilerliyor

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, nükleer enerjiyi Türkiye’ye mutlaka kazandırmak gerektiğini belirterek, “Sinop’la alâkalı girişimlerimiz de devam ediyor.

Bakan Taner Yıldız, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası’nın geleneksel toplantısına katıldı. 2010 yılının mutlaka nükleer enerjiyle alâkalı bir hamle yılı olması gerektiğini düşünüyorum.” dedi. Bakan Yıldız, Nabucco projesinde de takvimin istedikleri şekilde ilerlediğini söyledi.

04.02.2010


 

SOĞUK VE KAR GERİ DÖNDÜ

İZMİR'DE etkisini gösteren yağmur, önceki gece şehrin çevresindeki yüksek kesimlerde yerini kar yağışına bıraktı.

Gece saatlerinde Bornova ilçesine bağlı Çiçekliköy, Beşyol Köyü ve Evka 4 gibi semtlerine yılın ilk karı yağdı. Vatandaşlar kar özlemlerini giderirken yetkililer yollarda tuzlama çalışması yaptı.

KAR VE FIRTINA ÇORLU'YU ESİR ALDI

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde kar ve fırtına hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Yollar kapanma noktasına geldi. Sürücüler araç kullanmakta güçlük çekiyor. Araç sürücüleri zincir takmaları konusunda uyarılırken, görevli polis memurları tarafından sıkı denetim yapılarak zincirsiz araç kullanan şahıslara ceza kesileceği ve araçlarının trafiğe çıkmasının engelleneceği uyarısı yapılıyor. Fırtına sebebiyle soba kullanan aileler de uyarılıyor. Kömür kullanan ailelere yatmadan önce mutlaka sobalarını kontrol etmeleri uyarısında bulunuldu.

İSTANBUL'DA SEYİRLİK MANZARALAR

İstanbul’da etkili olan kar yağışı, tarihî ve turistik yerlerin güzelliğine güzellik kattı. İstanbul’u beyaza bürüyen kar, turistik yerlerde seyrine doyum olmaz görüntüler ortaya çıkardı. İstanbul’da fırtına şeklinde yağan kar, sabaha kadar aralıksız devam etti. Akşam saatlerinde İstanbullulara zor anlar yaşatan kar tipi şeklinde etkili oldu. Beyaza bürünen İstanbul’un tarihî ve turistik yerlerinde seyirlik görüntüler ortaya çıktı. Köprülerde araç kuyruğu son yılların en karlı kışını yaşayan İstanbul, yeniden karlı havanın etkisi altına girdi. Birkaç gün aradan sonra fırtına şeklinde yağan kar, İstanbullulara zor anlar yaşattı. Mesai bitiminde bastıran kar, trafikte yoğunluğun oluşmasına sebep oldu. Özellikle, Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçişte Fatih Sultan Mehmet (FSM) Köprüsü ile Boğaziçi Köprüsü’ne giden TEM Karayolu ile D-100 Karayolu’nda kilometrelerce araç kuyruğu oluştu. Köprülerdeki yoğunluk gece yarısına kadar sürdü. Trafikte bekleyen sürücüler, sinirlerin gerilmesiyle birlikte zaman zaman aralarında tartıştı.

MAHSUR KALANLARI BELEDİYE KURTARDI

Edremit-Yenice kara yolunda yaklaşık 5 saat mahsur kaldıkları bildirilen 91 kişi, Edremit Belediyesi ve Karayolları ekipleri tarafından kurtarıldı. Alınan bilgiye göre, etkili olan yoğun kar yağışı ve tipi yüzünden Balıkesir’in Edremit ilçesi ile Çanakkale’nin Yenice ilçesi arasında, 1 otobüs, 3 otomobil, 1 minibüs ve 2 kamyon mahsur kaldı. Otobüs yolcularının, 112 Acil ekiplerini arayarak yardım istemesi üzerine, bölgeye kurtarma ekipleri sevk edildi. Araçlarında mahsur kalan 13’ü çocuk 91 kişi, yaklaşık 5 saat sonra kurtarıldı.

DENİZ YİNE BUZ TUTTU

Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde etkili olan kar yağışı ve soğuk hava sebebiyle, iç limanda bulunan denizin üzerinde buz parçaları oluştu. Poyraz ile birlikte etkili olan kar yağışından dolayı, Eceabat-Gelibolu ve Gelibolu-Keşan kara yollarında buzlanmalar meydana geldi. Şehir içi yollarda da buzlanma oluşurken, zinciri bulunmayan çok sayıda araç trafikte kaldı.

Aynı yerde, geçtiğimiz hafta etkili olan soğukların ardından da denizin yüzeyi buz tutmuştu.

Tipi ve sis sebebiyle Bolu Dağı'nda ulaşım aksıyor

DÜZCE D 100 Karayolu Bolu Dağı geçişinde kar yağışı, tipi ve sis, ulaşımı olumsuz etkiliyor. Bakacak, Karanlıkdere ve Seymenler bölgesinde kar yağışı ve tipi sebebiyle ulaşımda aksamalar meydana geldi. Karayollarının yoğun çabasına rağmen, sis ile birlikte tipinin etkili olmasından dolayı bölgede yol tamamen karla kaplandı. Kaynaşlı Bölge Trafik İstasyon Amirliği’ne bağlı ekipler tarafından D 100 Karayolu Bolu Dağı Kaynaşlı çıkışından itibaren tek çeker TIR’ların zincirsiz geçişine izin verilmiyor. D 655 karayolunun Kabalak ve Hiçiz Rampası mevkiinde tipi ve sis sebebiyle, Boğaziçi beldesi mevkiinden itibaren hiçbir araç zincirsiz olarak Zonguldak istikametine gönderilmiyor. Düzce Şehir merkezinde 15 cm’ye ulaşan kar kalınlığı yüksek kesimlerde 35 cm’yi buluyor.

Yağış ve fırtına uyarısı

TÜRKİYE'NİN en önemli kayak merkezlerinden Uludağ’da etkisini sürdüren yağış sebebiyle kar kalınlığı 2.10 metreye ulaştı. Uludağ Meteoroloji İstasyonu yetkililerinden alınan bilgiye göre, yarıyıl tatili sebebiyle büyük bir yoğunluğun yaşandığı Uludağ’da, bir kaç gündür devam eden kar yağışının, etkisini arttırarak devam etmesi bekleniyor. Yağış sebebiyle oteller bölgesinde kar kalınlığı 210 santimetreye çıktı.

BURSA'DA 181 KÖY YOLU KAPANDI

Karayolları Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, Bursa’nın Orhaneli, Mustafakemalpaşa, Karacabey, Kestel, Orhangazi, Gürsu gibi ilçelerinde toplam 181 köy yolu ulaşıma kapandı. Ekipler greyderler ve kar bıçaklı kamyonlarla köy yollarının açılması için çalışıyor. Meteoroloji yetkilileri, şehir merkezinde 10 santimetreyi bulan kar yağışının bugün de etkili olacağını, -1 dereceye düşen hava sıcaklığının da -5 dereceye inebileceğini belirtiyor.

Meteoroloji, Doğu Akdeniz, Batı ve Orta Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun güney batısında kuvvetli yağış ve fırtına uyarısında bulundu. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Türkiye’nin büyük bir bölümünde görülecek yağışların; Batı ve Orta Karadeniz, Doğu Akdeniz (Adana, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş), Doğu Anadolu’nun güney ve batısı (Erzincan, Tunceli, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis, Şırnak, Hakkâri), Güneydoğu Anadolu ile Sakarya, Sivas, Kayseri, Niğde, Karaman, Giresun, Trabzon, Gümüşhane ve Bayburt çevrelerinde kuvvetli olması beklendiği bildirildi.

04.02.2010


 

Nalbantlık mesleği yok oluyor

ŞANLIURFA'NIN Akçakale ilçesinde yarım asır önce gözde mesleklerden olan nalbantlık tarihe karışıyor. 30 yıldır nalbantlık mesleğini icra eden Ali Baz, nalbantlığın birkaç yıl sonra tarihe karışacağını söyledi.

Akçakale ve Harran bölgesinde neredeyse at kalmadığını ifade eden Nalbant Ali Baz, nalbantlığı babasından öğrendiğini belirterek, “Nalbant mesleği artık neredeyse tarihe karıştı. Artık ben hayvan yemi satarak geçiniyorum. Bazen ayda bir iki nalbant işi oluyor. Onun haricinde nalbantlık artık bitti” dedi.

04.02.2010


 

Konuşa konuşa açık kalp ameliyatı oldu

TÜRKİYE'DE ilk defa bir kişinin kalp kapakçığı, uyutulmadan yapılan ameliyatla değiştirildi.

İzmir’de 10 yaşından beri ayaklarındaki romatizma ağrıları sebebiyle tedavi gören ve kalbinin aort kapağında ağır yetmezlik ortaya çıkan Mardinli Hasan Dağhan (20), Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi’nde, “hiç uyutulmadan yapılan küçük delikten açık kalp ameliyatı” ile hayata döndü. Hastaya, “boyundan uyuşturma (anestezi)” yöntemi uygulandı. Dağhan uyanıkken kalp kapağı değiştirildi.

04.02.2010


 

22 yıl sonra elektrikle tanıştılar

MERSİN'İN Gülnar ilçesine bağlı Köseçobanlı beldesi Akgedik mahallesinde 22 yıldır gaz lambası ile idare edenvatandaşlar, ilk kez elektrikle tanışmanın sevincini yaşıyor.

Akgedik Mahallesinde ikamet eden Seydi Bal, “Elektriğin gelmesi konusunda müracaat yapmadığımız hiçbir yer kalmadı. 22 yıldır türlü türlü çileler çektik. Çocuklarımız gaz lambaları ve mumlar ışığında ders çalışıp okullarına gidebildiler. Allah’a şükür 2010 yılında elektriğimiz geldi” dedi.

04.02.2010


 

Hakkâri Valiliği, terör zararlarını ödüyor

HAKKÂRİ Valiliği, terör eylemleri ve terörle mücadele kapsamında vatandaşların uğradığı zararları karşılamaya devam ediyor.

Mağduriyet yaşayan vatandaşlara bugüne kadar 215 milyon lira ödeyen valilik, bu sene 300 milyon TL daha dağıtmayı planlıyor. Hakkâri’de 58 bin 943 kişinin terörden zarar gördüğü gerekçesiyle kendilerine müracaat ettiğini belirten Valilik, “Başvurulardan 24 bin 754’ü karara bağlanıp 20 bin 076’sına tazminat ödenmesi kabul edildi. 4 bin 678 müracaat ise reddedildi” bilgisini verdi.

04.02.2010


 

Osmaniye’de 145 kilo esrar ele geçirildi

OSMANİYE Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler düzenledikleri üç ayrı operasyonda 145 kilo esrar ele geçirdi. Yakalanan 11 kişiden 9’u cezaevine gönderildi.

Turistik bölgelere uyuşturucu nakli yapılacağı yönündeki ihbarı değerlendiren ekipler, 5 ayrı araçta yapılan operasyonda 145 kilo yonca ve toz esrar ele geçirdi. Yakalanan şahısların üstlerinde ve araçlarında 145 kilo esrar, esrar taşımakta kullandıkları 5 oto, 3 cep telefonu, uyuşturucu satışından elde edildiği tahmin edilen 2 bin 700 TL. para ve 1 sahte kimlik ele geçirildi.

04.02.2010


 

Eyüp Sultan Camii'ne yenileme

EYÜP Belediye Başkanı İsmail Kavuncu, Eyüp Sultan Camii çevresinin yollarıyla, yer döşemeleriyle, çevre tanzimiyle ve ışıklandırmasıyla yenileneceğini bildirdi.

Eyüp Sultan’ın, İslâm âleminin en mukaddes mekânlarından biri olduğunu vurgulayan Kavuncu, şunları kaydetti: ‘’Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra İslâm âleminin en önemli mekânlarından biri olan Eyüp Sultan’ı her yönüyle dört dörtlük bir konuma getirmek için çalışıyoruz. Caminin çevresinde çalışmalara başladık. Bölgenin tarihî ve kültürel dokusunu bozmadan gerekli çalışmalarımızı bu yıl Ramazan ayına kadar tamamlamış olacağız.’’

04.02.2010


 

Mescidsiz okul kalmasın

Türkİye’nİn gündemine oturan açılım tartışmalarına ‘Şuurlu Öğretmenler Derneği’ de katılarak okullarda mescid açılımı istedi.

Şuurlu Öğretmenler Derneği Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Aydemir, namaz kılan öğrenciler için okullarda mescid açılımı istediklerini belirtti. Dernek binasında basın toplantısı düzenleyen Aydemir, açılım kapsamında liselerde din derslerinin bir saatten iki saate çıkarılmasını, millî ve manevî değerlerin ön plana çıkarılmasını beklediklerini anlattı.

İslâm dininin bir bütün olarak anlatılması gerektiğini ifade eden Aydemir; “Biz Şuurlu Öğretmenler Derneği olarak millî eğitimin, adı ile örtüşecek bir şekilde hizmet etmesini istiyoruz. 1980 öncesi ve sonrası gelişen maneviyatsızlık ve seviyeden mahrum egoist düşüncelerden uzak olunması gerektiğini düşünüyoruz. Liselerdeki din derslerinin bir saatten iki saate çıkarılmasını, İslâm dininin bir bütün olarak anlatılmasını istiyoruz. Ahlaki boyutun daha da ön plana çıkarılarak anlatılmasını istiyoruz. Okullarımızda mescid açılmasını istiyoruz. Namaz kılan çocuklarımızın üzerinde bir baskı oluyor, o baskının kaldırılarak çocukların daha da rahat etmesi için biz de açılımlar çerçevesinde mescid açılmasını istiyoruz. Ayrıca, Kur’ân-ı Kerim derslerinin seçmeli ders olarak yapılmasını istiyoruz. Çocuklarımızın yaz tatiline girmeden önce Kur’ân-ı Kerim’i öğrenmelerini istiyoruz. Başını örtmek isteyen kız çocuklarımızın baş örtülerinin serbest bırakılmasını istiyoruz. En önemlisi bu isteklerim.

MANEVîYATLARINI GELİŞTİRMELİYİZ

ÇocuklarIn, Allah’ın insanlara hediyesi ve emaneti olduğunu söyleyen Aydemir, “Onları teknoloji ve bilime hazırlamalıyız. Günümüzde teknoloji baskısı çok. İnternet kafeler ya da bu tür sohbet amaçlı kahvehaneler ne kadar sağlıklı, onu iyice araştırmak şarttır. Bu ortamlardaki olaylar çocuklarımızın davranışlarını olumsuz etkileyebilir. Bilim ve teknoloji çağını yakalamak önemli ve çocuklarımızı bu çağa göre yetiştirmek daha da önemli. Hz. Ali’nin dediği gibi çocuklarımızı kendi zamanımıza göre değil onların zamanına göre yetiştirmeliyiz. Çocuklarımızı ruhi yapılanma ve maneviyatla doldurmalıyız. Artık bu, sokaklara yansıyor. Onları verimli ve olumlu hale getirmek suretiyle maneviyatlarını geliştirmeliyiz. Çocuklarımızın arkadaş çevrelerini iyi takip etmeli ve ailelerini çok yakından tanıyıp kontrol etmeliyiz” diye konuştu.

04.02.2010


 

KANSER DÜŞMANI, SAĞLIK DOSTU: GÜL

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Tıp Tarihi Kürsüsünü yöneten Prof. Dr. Ayten Altıntaş’ın yaptığı bir ilmî araştırma gül çiçeği ve gül yağının kanser tedavisinde de kullanılabileceğini gösterdi.

Isparta Valisi Ali Haydar Öner, gül çiçeği ve gül yağı üzerinde yapılan bilimsel araştırmalarda antioksidan etkisinin belirlendiğini, kanserli hücrelere karşı da olumlu sonuçlar verdiğini açıkladı. Bilim insanları tarafından gülün DNA’sının çıkartıldığını, daha ayrıntılı sonuçların ve yol haritasının önümüzdeki süreçte açıklanacağını bildiren Vali Öner, “Yağ Gülü’nün yüzde 65’ini Isparta üretiyor. Yani dünyanın ihtiyacının yüzde 65’ini biz karşılıyoruz. Bilimsel bir araştırma var şu an. Araştırma-Geliştirme’de (Ar-Ge) gülün DNA’sı çıkartılıyor. Antioksidan etkileri belirleniyor. Gül kanser bakımından çok önemli. Etkileri ortaya çıkıyor. Bu bakımdan her şey çok güzel olacak” dedi. Gülbirlik Genel Müdürü Bolat Tamer de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayten Altıntaş’ın yönetiminde çalışan bilim insanlarının gülün antioksidan etkilerini belirlediğini, özellikle cilt kanseri olmak üzere kanserli hücrelere karşı sonuç verdiğini bildirdi.

04.02.2010


 

Meyve-sebze tüketimi kanseri önlüyor

Uzmanlar, bireysel tedbirlerle kansere yakalanma riskinin önemli ölçüde azaldığını belirterek, günlük 80-100 gram kadar meyve veya sebze tüketiminin mide kanserine yakalanma riskini yüzde 30, günde ortalama 27 gram yüksek lifli gıdaların tüketilmesinin barsak kanseri riskini yüzde 20 azaltığını bildirdi.

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Genel Sekreteri ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Şuayib Yalçın, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla, yaptığı açıklamada, birçok kanser türünden korunulabileceğini belirtti. Sağlıklı ve dengeli beslenme, fiziksel aktivite, alkol ve tütün kullanımından uzak kalınmasının, kanserden korunmada en önemli faktörler olduğunu vurgulayan Yalçın, kanserlerin yarıya yakınının önlenebilir olduğunu söyledi. Düzenli egzersiz yanında doğru beslenme ile sağlıklı kilonun korunmasının da kanser riskini önemli ölçüde azalttığına dikkati çeken Yalçın, şunları kaydetti: ‘’Araştırmalar, beslenme ile çeşitli kanserler arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Günlük 80-100 gram kadar meyve veya sebze tüketiminin ağız kanserleri için yüzde 20, mide kanseri için yüzde 30 kadar azalttığı çalışmalarla gösterilmiştir. Her gün yüksek lifli gıdalar (günde ortalama 27 gram) tüketilmesi barsak kanseri riskini yüzde 20 azaltmaktadır.”

04.02.2010


 

Şanlıurfa kitap okumayı sevdi

‘’IşIğImI Arıyorum Okuyorum’’ adlı kampanyanın düzenlendiği Şanlıurfa’da kitap okuma oranları artıyor. Vali Nuri Okutan öncülüğünde ‘’Işığımı Arıyorum Okuyorum’’ adlı bir kampanyanın başlatıldığı şehirde, çalışmalar meyvelerini vermeye başladı.

Daha önce kütüphanesi veya kitaplığı olmayan bir çok kurumda, kitap temin edilerek bu yöndeki eksiklikler giderilmeye çalışıldı. Başta Valilik olmak üzere çeşitli kurumlarda her gün, 20 dakikalık ‘’okuma saati’’ uygulamasının başlatılmıştı. Şanlıurfa İl Halk Kütüphanesi Müdür Vekili Halil İstemi, son dönemlerde şehirde kitap okuma oranın da ciddî bir artışın olduğunu gözlemlediklerini belirterek, 2008’de 3 bin civarında olan ödünç kitap verme sayılarının 2009’da 8 kat artarak yaklaşık 24 bine ulaştığını söyledi.

04.02.2010


 

Fabrika gibi halk eğitim merkezi

Çorum’un İskilip ilçesinde faaliyet gösteren İskilip Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü’nün 2009 yılında 5 milyon 74 bin TL ciro yattığı bildirildi.

İskilip Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürü Metin Alkan, amaçlarının ayakkabı ve mobilya üretmek olmadığını belirterek, ‘’amacımız ayakkabı ve mobilya üretmek değil, insan yetiştirebilmek. Kahve köşelerinde oturan gençleri meslek sahibi yaptık’’ dedi. Ayakkabı, mobilya, ağaç oymacılığı, sedef kakma, sepet hasır örtücülüğü, deri mont, çanta, cüzdan, ‘kenefi bezi’ dokuması ve diğer el sanatları bölümlerinde üretilen ürünleri satışa sunduklarını belirten Alkan, geçen yılının kendileri açısından başarılı geçtiğini dile getirdi. Alkan, 20 yıl önce 100 TL döner sermaye işletmesi olarak kurulan halk eğitim merkezinin böyle bir başarıya ulaşmasının gurur verici olduğunu ifade etti.

04.02.2010


 

Bağımlının çocuğu da risk altında

Gazİ Üniversitesi (GÜ) Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Bağımlılık Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Zehra Arıkan, anne veya babası alkol, sigara ve madde bağımlısı olan çocuklarda, bağımlı olmayanlara göre dört kat daha fazla bağımlılık görüldüğünü bildirdi.

Antalya’nın Kemer ilçesinde düzenlenen Adsız Alkolikler 54. Türkiye Geleneksel Büyük Toplantısı’na katılan GÜ Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi olan ve 20 yıldır da Bağımlılık Ünitesi’nin sorumluluğunu üstlenen Prof. Dr. Zehra Arıkan, günümüzde alkol, kumar, nikotin, yemek, alış veriş ve teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan internet bağımlılıklarından söz edilebileceğini belirtti. Araştırma ve çalışmaların, anne veya babası bağımlı olan çocuklarda, bağımlı olmayanlara göre dört kat daha fazla bağımlılık görüldüğünü ortaya koyduğunu belirten Arıkan, anne ve babası bağımlı olan çocukların maddeye karşı ‘’duyarlı’’ olduğunu kaydederek, ‘’Yani onlar bir maddeyle karşılaştıklarında bağımlılık süreci çok daha hızlı işliyor, çok daha hızlı kontrolsüz hale geliyor’’ dedi. Bağımlılık tedavisinin zor ve uzun soluklu olduğunu söyleyen Arıkan, yine de yüz güldürücü sonuçlar alındığını kaydetti.

04.02.2010


 

YÖK Genel Kurulu bugün toplanacak

YÖK Genel Kurulu bugün yapacağı toplantıda, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda yapılacak bazı değişiklikleri görüşecek.

YÖK Genel Kurulu bugün, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında toplanacak. Toplantıda, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda yapılacak bazı eğişiklikler ile Yatay Geçiş Yönetmelik taslağı ele alınacak. Genel Kurul toplantısında bazı üniversitelerin fakültelerine dekan ataması da yapılacak.

04.02.2010


 

İzmir’de ‘Evlilik Okulu’ açıldı

İzmİr’de Konak Belediyesi ile Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (EGESEM)’nin ortaklaşa düzenlediği “Evlilik Okulu”, Gültepe Semt Merkezi’nde derslerine başladı.

Psikolog Deniz Özer Eryılmaz, ilk derste evliliğe giden yolu anlattı. Dersler evlilik süreci, hamilelik, aile içi iletişim, ergenlik, çocuk sağlığı ve bakımıyla devam ederek Mayıs’ta sona erecek. Evlenmeyi düşünenlere, çocuk bekleyenlere; ergenlik döneminde çocuğu olanlara ve çocuklarını evlendirenlere ücretsiz eğitim semineri verdiklerini belirten Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, gelecek kuşakların sağlam temellere oturması için bilinçli ebeveynler yetişmesi gerektiğini vurguladı.

04.02.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl