23 Şubat 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Başbuğ, Mısır gezisini erteledi

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un Mısır gezisinin gecikmeli başlayacağı öğrenildi. Mısır Savunma Bakanı Mareşal Hüseyin Tantavi’nin davetlisi olarak bu ülkeye gitmesi planlanan Başbuğ’un resmî ziyaretinin ilk önce iptal edildiği açıklandı, ancak daha sonra “iptal” haberi “erteleme”ye çevrildi. Ayrıca Başbuğ’un programının “resmî kısmının” planlandığı şekilde gerçekleşeceği öğrenildi.

Orgeneral İlker Başbuğ, Mısır ziyaretini erteledi

“BALYOZ” darbe planı kapsamında iki eski kuvvet komutanının da aralarında bulunduğu çok sayıda askerin gözaltına alınması üzerine Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un Mısır’a yapacağı ziyareti ertelendi. Mısır Savunma Bakanı Mareşal Hüseyin Tantavi’nin davetlisi olarak dün bu ülkeye gitmesi planlanan Başbuğ’un ziyareti, iki eski kuvvet komutanının da aralarında bulunduğu çok sayıda askerin gözaltına alınması üzerine bugün akşama ertelendi. Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un programının “resmi kısmının” planlandığı şekilde gerçekleşeceği öğrenildi. Başbuğ’un, Mısır’ın tarihî ve turistik yerlerini de gezmesi bekleniyordu.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

23.02.2010


 

FIRTINA, ÖRNEK VE SAYGUN DA GÖZALTINDA

“Balyoz darbe planı'' iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında Hava Kuvvetleri eski Komutanı e. Org. İbrahim Fırtına, Deniz Kuvvetleri eski Komutanı e. Ora. Özden Örnek ve 1. Ordu eski Komutanı e. Org. Ergin Saygun'un da aralarında bulunduğu çok sayıda emekli komutan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile Emniyet Terörle Mücadele ekipleri tarafından gözaltına alındı.

GÖZALTINA ALINANLARIN HEPSİ EMEKLİ

KOMUTAN

Gözaltına alınan isimler arasında E. Korg. Yavuz Yalçın, E. Korg. Engin Alan, E. Korg. Ayhan Taş, e. Korg. Mustafa Çalış, e. Kora. Lütfü Sancar, e. Tüma. Özer Karabulut, e. Tüma. Ali Deniz Kutluk, e. Albay Emin Küçükkılıç, e. Deniz Kurmay Albay Ümit Özcan, e. Albay Ahmet Metin Dikici, e. Albay Kubilay Aktaş, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Feyyaz Öğütçü'nün de bulunduğu ifade edildi.

ÇETİN DOĞAN'LA SÜHA TANYELİ DE

GÖZALTINDA

1. Ordu eski Komutanı e. Org. Çetin Doğan ile Genelkurmay Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi (SAREM) eski Başkanı emekli Tuğg. Süha Tanyeli de evleri arandıktan sonra gözaltına alındı. Mehmetçik Vakfı'nın İstanbul Temsilciliğinde de yaklaşık 6 saat süren aramaların ardından, buradaki bazı belgeler incelenmek üzere Emniyet'e götürüldü.

“Balyoz” fırtınası

BALYOZ Darbe Planı iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında Ankara, İstanbul ve İzmir’de operasyonlar düzenlendi. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’in de aralarında bulunduğu birlikte çok sayıda üst rütbeli asker gözaltına alındı.

Edinilen bilgiye göre, İstanbul’da yürütülen soruşturma kapsamında, Ankara’da 17 noktaya baskın düzenledi. Ankara Terörle Mücadele ekiplerince eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Fırtına, emekli Korgeneral Engin Alan ile emekli Korgeneral Ayhan Taş’ın aralarında bulunduğu 7 kişi gözaltına alındı. Operasyon kapsamında 7 albayın da arandığı belirtiliyor. Gözaltına alınan askerler sabah erken saatlerde Adli Tıp’ta sağlık kontrolünden geçirildiği öğrenildi. İşlemlerinin tamamlanması için Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne getirilen emekli Orgeneral Fırtına ile 6 kişi, iki ayrı araçla Esenboğa Havalimanına götürüldü. Bu kişiler daha sonra saat 13.40’daki tarifeli uçakla İstanbul’a gönderildi.

ÖRNEK DE GÖZALTINDA

İstanbul’da eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Oramiral Ergin Saygun’un yanı sıra eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Oramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü de gözaltına alınarak, Fatih Adliyesindeki Adli Tabiplik’te sağlık kontrolünden geçirildi. Yine sağlık kontrolünden geçirilerek emniyete getirilenler arasında Ali İhsan Çuhadaroğlu, Suat Aydın, Bülent Tuncay, Özer Karabulut, emekli Albay Kubilay Aktaş ve Emin Küçükkılıç’ın da bulunduğu öğrenildi.

İZMİR VE BURSA’DA GÖZALTI

Öte yandan, soruşturması kapsamında, İzmir’de, bir tuğgeneralin gözaltına alındığı, emekli bir subayın da arandığı bildirildi. Soruşturma kapsamında Bursa’da da emekli albay olduğu belirtilen A.M.D, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince evinde gözaltına alındı. Balyoz Darbe Planı soruşturması kapsamında yapılan operasyonların “delilleri yok edilmesi” şüphesi ile başladığı öğrenildi.

ATALAY: TAKİP EDİYORUM

Öte yandan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İspanya’nın başkenti Madrid’te, gazetecilerin konuya ilişkin ısrarlı soruları üzerine, ‘’Takip ediyorum, bilgi veriyorlar’’ dedi.

KOMUTANLARIN EVİNDE ARAMA

“BALYOZ Güvenlik Harekatı Planı’’ iddialarına ilişkin 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ile eski Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi (SAREM) Başkanı emekli Tuğgeneral Tanyeli’nin evlerinde arama yapıldı. Alınan bilgiye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla, emekli Orgeneral Doğan’ın Bodrum’un Yeniköy Mahallesi’ndeki 3 katlı villasında da Bodrum Emniyet Müdürlüğü ekiplerince arama başlatıldı. Arama çalışmasına Bodrum İlçe Emniyet Müdürü Niyazi Turgay ve çok sayıda polis memurunun katıldığı görüldü. Arama çalışması sırasında villanın perdelerinin kapatıldığı gözlendi. Polis ekipleri, villanın çevresinde güvenlik tedbiri alarak, villaya giriş ve çıkışlara izin vermedi. Mehmetçik Vakfı’nın İstanbul Temsilciliğinde arama yapıldı. Yaklaşık 6 saat süren aramaların ardından, buradaki bazı belgeler incelenmek üzere emniyete götürüldü. 5 ARALIK 2009’DA SAVCIYA İFADE VERMİŞLERDİ Eski kuvvet komutanları Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına ve Özden Örnek, 2004 yılında yapıldığı iddia edilen darbe planlarıyla ilgili olarak ifade vermek üzere 1 Aralık 2009’da savcılığa davet edilmişti. 5 Aralık 2009’da ise Ergenekon soruşturması çerçevesinde darbe iddialarıyla ilgili “şüpheli” olarak ifadeleri alınan üç eski kuvvet komutanı serbest bırakılmıştı.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

23.02.2010


 

“BALYOZ”DA HANGİ İDDİALAR VARDI?

TARAF gazetesinde ortaya attığı iddiaya göre, 2003 yılında “Balyoz Güvenlik Harekâtı” isimli bir darbe planı hazırlandı.

Bu planları desteklemek için “Çarşaf”, “Sakal”, “Suga” ve “Oraj” başlıklı eylem planları oluşturuldu. Planlarda darbe ortamı yaratmak için Fatih ve Beyazıt camilerine Cuma günü bombalı saldırı düzenlenecekti. Ege’de bir Türk jetinin düşürülmek istendiği de iddialar arasında yer aldı. Kadıköy ve Fatih’te gösteri yapılacak, cübbeli ve sarıklı eylemcilerin Hava Müzesi’ni basması sağlanacaktı.

23.02.2010


 

Başsavcı dosyası Erzurum’a iade

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, ‘’Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca ‘yetkisizlik’ kararıyla ilgili gönderilen dosya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının CMK 250. madde ile yetkili biriminde görevli Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri ve Cumhuriyet Savcıları tarafından incelenmiş ve suç yeri itibarıyla yargı alanımız dışında kaldığı gerekçesiyle, ‘yetkisizlik’ kararı verilerek, dosya kurye ile Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilmiştir’’ dedi.

Cihaner’in dosyası Erzurum’a iade

İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Erzurum Başsavcılığınca ‘’yetkisizlik’’ kararıyla gönderilen dosyanın, incelendiğini ve suç yeri itibarıyla yargı alanı dışında kaldığı gerekçesiyle ‘’yetkisizlik’’ kararı verilerek iade edildiğini bildirdi. Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesi’nde basın mensuplarına açıklama yapan Başsavcı Engin, ‘’Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca ‘yetkisizlik’ kararıyla ilgili gönderilen dosya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının CMK 250. madde ile yetkili biriminde görevli Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri ve Cumhuriyet Savcıları tarafından incelenmiş ve suç yeri itibarıyla yargı alanımız dışında kaldığı gerekçesiyle, ‘yetkisizlik’ kararı verilerek dosya, kurye ile Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilmiştir’’ dedi. Başsavcı Engin, ‘’dosyada adı geçen şüpheliler hakkında yetki ve görev hususundaki tüm değerlendirmeler, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılacaktır’’ diye konuştu. Bu arada, İlhan Cihaner’in avukatı Turgut Kazan, müvekkilinin ‘’ivedilikle salıverilmesi’’ talebiyle Beşiktaş’taki Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe verdi.

23.02.2010


 

‘Adi Başbakan’ parolasına soruşturma

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgi notunda Erdek Deniz Üs ve Garnizon Komutanlığı’nda nöbet tutacak erlere ‘Adi Başbakan’ şeklinde parola verilmesi ile ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi.

“Adi Başbakan” poralasına soruşturma

GENELKURMAY Başkanlığı, dün bir gazetede yer alan ‘’Parola’’ iddialarını içeren haberle ilgili olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca soruşturma başlatıldığını bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde yer alan bilgi notunda, ‘’Bugün (dün) bir gazetede yer alan ‘parola’ konusundaki haberle ilgili olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca soruşturma başlatılmıştır’’ denildi. Habertürk’te soruları cevaplayan Medyayla İlişkilerden Sorumlu AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise söz konusu haberle ilgili araştırma yapacaklarını açıkladı. Taraf gazetesi, Balıkesir’deki Erdek Deniz Üs ve Garnizon Komutanlığı’nın Erdek Mayın Filo Komutanlığı’na bağlı birimlerin dünku parolasının “Adi” işaretinin ise “Başbakan” olduğuna ilişkin, Erdek Deniz Üs Komıtanı Deniz Kurmay Kd. Albay Bületn Keçeci’nin imzalamış olduğu parola çizelgesini yayınlamıştı.

23.02.2010


 

“Yargı bağımsızlığının güçlenmesini istiyoruz”

YARGITAY Başkanı Hasan Gerçeker, yargı reformu ile ilgili görüşlerinin belli olduğunu, yargı bağımsızlığını güçlendirecek, ileriye götürecek bir reform istediklerini belirtti.

Hasan Gerçeker ve HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, gazetecilerin ‘Yargı reformuna’ ilişkin sorularını cevapladı. Gerçeker, ‘’Yargı reformu için anayasa değişikliği yapılacağı söylendi. Sizin değerlendirmeniz ne olacak?” sorusu üzerine, yargı reformu ile ilgili görüşlerinin belli olduğunu ifade ederek, “Her zaman söylediğimiz yargı bağımsızlığını daha güçlendirecek ileriye götürecek bir reform istiyoruz. Bunun dışında söyleyeceğimiz bir şey yok. Her şey kamuoyunun takdirinde” dedi. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek ise yargı reformuyla ilgili siyasetle işlerinin olmadığını, görevlerini yaptıklarını söyledi.

23.02.2010


 

Referanduma gidebiliriz

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, yargı reformu için anayasa değişikliğinin gündemlerinde olduğunu söyledi.

Erdoğan, ‘’Bunu halkımıza sormaya varıncaya kadar, yani referanduma gidebilecek şekilde bir adımı da atmanın gayreti içindeyiz’’ dedi.

Erdoğan, İspanya’ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, yargıyla ilgili eleştiriler olduğunu hatırlatarak, yapılacak anayasa değişikliğinde yüksek yargıyla ilgili bir düzenleme olup olmayacağı yönündeki sorusuna Erdoğan, ‘’Yargı reformu şu anda Türkiye’deki gerek siyası partileri noktasında, gerek sivil toplum kuruluşları noktasında her kesimin beklentisi, arzusu’’ dedi.

Arzularının tüm siyasi partilerin bir araya gelerek Anayasa çalışmalarına katılmaları olduğunu ifaden eden Erdoğan, şunları kaydetti:

‘’Yargı reformu konusunda yapılacak böyle bir değişikliğin boyutu ne olur, o ayrı bir konu. Uzlaşı Komisyonu oluşturmak... Böyle bir komisyon olur mu, olmaz mı? Bundan önce gördük maalesef olumlu cevap alamadık. Parlamentoda Meclis Başkanının iç tüzük çalışmasında bile ana muhalefet partisi zorla bu komisyona temsilci vermiş ve burada sağlıklı netice alınamamıştı. Anayasa ile ilgili böyle bir çalışmaya ise temsilci vermeyeceğini söylemişti. Şimdi ana muhalefet yine aynı şeyi söylüyor. Diğer muhalefet partisine bakıyorsunuz aynı şeyi söylüyor. Veya en iyi şekliyle ‘İktidar partisi hazırlasın, bize göndersin, bakalım, ama en erken seçimden önce bunu görüşebiliriz’ diye... Türkiye’nin şartları buna elverir durumda değil. Şu anda arkadaşlarım samimiyetle bu çalışmanın içindeler. Neticesinde de diğer siyasi partileri ziyaret etmek suretiyle bu görüşmeleri yapacaklar. Bu konuda ‘Beraber yürüyelim’ derlerse biz suretle bu adımı atmanın gayreti içinde olacağız. Bunu halkımıza sormaya varıncaya kadar, yani referanduma gidebilecek şekilde bir adımı da atmanın gayreti içindeyiz. Sivil toplum kuruluşları ve halkımızla birçok ilde yaptığımız görüşmelerin beklentisi bu. Bu beklentiyi de karşılıksız bırakmak istemiyoruz. Fevkalâde bir durum olmaması halinde bu adımı atmakta kararlıyız. Arkadaşlarımız bu çalışmaları yapıyorlar. Bu çalışmalardan sonra bunu Meclis gündemine getirmeyi düşünüyorlar. ‘’

HEDEFİMİZ TAM ÜYELİK

BAŞBAKAN Erdoğan, Neuva Economia Forum'un Madrid'te düzenlediği toplantıda ise ''Türkiye-İspanya: Barış, İstikrar ve Refah için Ortak Vizyon'' başlıklı bir konuşma yaptı. Tam üyeliğin AB açısından da bir yükümlülük olduğunun altını çizen Erdoğan, "Beklentimiz AB'nin yükümlülüklerine sadık kalmasıdır. Bizim ilk müracaatımız 1959. Resmi müracaatımız 1963. Aradan geçen sürece baktığımızda gördüğünüz gibi ortalaması verecek olursak 50 yıl var... Böyle bir süreç var. 50 yıl AB kapısında bekletilen bir başka ülke yok" dedi. Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine ilişkin hedefinin tam üyelik olduğunu belirterek, "Başka bir seçeneğin halkımız tarafından kabul edilmesi mümkün değildir" dedi. Türkiye'nin şu anda AB üyesi ülkeler içinde bir çoğundan önde olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Türkiye AB'ye yük olmaya değil, Türkiye AB'den yük almaya, AB'ye katkıda bulunmaya geliyor. Aynı zamanda 1.6 milyarlık İslam dünyası ile batı dünyası arasında çok önemli bir köprü olacağını da bunu da ifade etmem gerekir. Çünkü Medeniyetler İttifakı'nın iki önemli ülkesi İspanya ve Türkiye, adres olarak da AB'yi zaten ortaya koymuşlar.”


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

23.02.2010


 

Ankara’daki tartışma yargı tartışması değil

DEMOKRAT Yargı Derneği Eşbaşkanı Doç. Dr. Osman Can, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanmasının ardından yaşanan tartışmalarla ilgili, ‘’Ankara’daki tartışma bir yargı tartışması değildir.

Temyiz mahkemelerinin yeri HSYK ya da Adalet Bakanlığı değil’’ dedi. Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Doç. Dr. Can, Orhan Gazi Ertekin ile derneğin genel sekreteri Kazan Hakimi Kemal Şahin, tutuklanan Cihaner’i ziyaret etmek amacıyla tutuklu bulunduğu Erzurum H Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne geldi. Ertekin, girişte Ankara'da çok ciddi yargı tartışmalarının yürütüldüğünü belirterek, ‘’Tartışmaların asıl muhataplarının burada olduğunu düşünüyoruz, onun için ziyarete geldik. Hem özel yetkileri alınan Osman Şanal ile hem Cihaner ile hem de kabul ederlerse yetkileri alınan savcıların yerine görevlendirilen savcılar ile görüşeceğiz’’ dedi. Osman Can ise Ankara’da yürütülen tartışmalardan en fazla etkilenenlerin ve ‘’mağdur olanların’’ Erzurum’da olduğuna işaret ederek, ‘’Sorun da burada. Buna dikkat çekmek istiyoruz’’ dedi. Bu olayın insani bir boyutu da bulunduğunu belirten Can, şunları kaydetti: ‘’Ankara’daki tartışma bir yargı tartışması değildir. Yargı tartışmaları adliyelerle ilgili bir tartışmadır. Çünkü adalet adliyelerde gerçekleşir. Temyiz mahkemelerinin yeri HSYK ya da Adalet Bakanlığı değil. Sorun da burada. Adalet dağıtanların güvencesiz hale getirilmesindedir sorun.’’

23.02.2010


 

Memecan’dan Özdabak’a destek

Çizdiği karikatür sebebiyle hakkında dâvâ açılan karikatüristimiz İbrahim Özdabak’ın yargılanmasına devam edildi.

İlk duruşması 30 Aralık 2009 tarihinde yapılan dâvânın 2. duruşması dün Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinde devamı yapıldı. Dâvânın ikinci duruşmasına Özdabak’ın avukatları Kadir Akbaş ve Turgut İnal katılırken, şikâyetçi Osman Kaçmaz’ın avukatı katılmadı. Tank süren cübbeli bir kişinin resmedildiği karikatürde, ‘Sincan’ ve ‘Erge’ yön levhaları bulunan bir kavşak karikatürize edilmişti. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, karikatürle kendisinin konu edildiğini iddia ederek dâvâcı olmuştu.

İbrahim Özdabak’ın avukatı Turgut İnal, mahkemede yaptığı savunmada “Bu karikatür rast gele 100 kişiye gösterilse bunlardan hiç biri, karikatürle şikâyetçi arasında irtibat kuramaz. Karikatürle müvekkilimin hakaret kastı yoktur. Özgürlüklerin koruyucusu olarak yargıdan bu doğrultuda kararlar bekliyoruz” dedi.

Avukat Kadir Akbaş da mahkemeye sunduğu yazılı savunmada, “Dâvâ konusu karikatürde müştekinin adı geçmediğine, onu tanımlayacak bir nitelendirmede de bulunulmadığına göre orta düzeydeki okuyucuda karikatürde anlatılan olaylar ile müştekinin ilgisi bulunduğu yolunda bir kanı uyanmayacağı açıktır” diyerek, Özdabak’ın beraatını istedi.

DÂVÂ ERTELENDİ

Sincan Asliye Ceza Mahkemesi’ne yazılan talimatın yazılış tarihi itibarıyla yeniden tekrarlanmasına ve katılan vekilinin mazeretinin son kez kabulü ile duruşma gününün davetiye ile bildirilmesine karar veren mahkeme, sonraki duruşmanın 18 Mayıs 2010 tarihine bırakılmasına karar verdi.

MEMECAN’DAN ANLAMLI DESTEK

Ünlü karikatürist Salih Memecan da meslektaşı İbrahim Özdabak’ın duruşmasını takip ederek destek oldu. Sabah gazetesinde günlük karikatürler çizen ve aynı zamanda Basın Derneği Başkanı da olan Memecan, “Bir meslektaşım çizdiği karikatür sebebiyle burada yargılanı-yor. Destek olmak ve meslekî dayanışma için geldim. Böyle dâvâlar olmamalı” şeklinde konuştu.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

23.02.2010


 

Gül’den “kuvvetler ayrılığı” hatırlatması

Cumhurbaşkanı Gül, ‘’Ankara ve İstanbul’da yapılan aramalar’’ konusundaki soru üzerine ‘’Bu konuda bir şey söylemem. Kimse de bir şey söylememeli.

Yargı, yürütme, yasama kuvvetler ayrılığı prensibini hepimizin hatırlaması gerekir’’ dedi.Cumhurbaşkanı Gül, Sinop’taki temaslarına valiliği ziyaret ederek başladı. Sinop Valiliği’ne gelişinde törenle karşılanan Cumhurbaşkanı Gül, valilik etrafında toplanan vatandaşları selâmladı. Daha sonra Sinop Valisi Mustafa Hakan Güvençer’in makamına geçen Gül, valilik özel defterini imzaladı. Ziyarette, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, AKP Sinop milletvekilleri Abdurrahman Dodurgalı ve Kadir Tıngıroğlu da hazır bulundu. Sinop Valisi Güvençer, Cumhurbaşkanı Gül’e ilk kez tarihi Sinop Cezaevi’nde bir mahkûm tarafından yapılan ve daha sonra Sinop’un simgelerinden biri haline maket tekne hediye etti. Cumhurbaşkanı Gül, burada yaptığı konuşmada, Anadolu’nun en eski şehirlerinden Sinop’u ziyaret etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Cumhurbaşkanı Gül, yargı reformu ile ilgili soru üzerine, ‘’Daha önce açıklamıştım. Bu konu çok dikkatli ele alınmalı. Yargı reformuyla ilgili çok önemli çalışmalar var. Aynı zamanda uzlaşılamayan önemli bazı konular bulunuyor. Yargı reformunun Türkiye için şart olduğuna zaten herkes inanıyor. Nasıl yapılacağı konusunda problem var. Bu konuda yoğunlaşılmalı. Bu konuyu politize etmeden, partizanca kutuplaşmaya fırsat vermeden ele almak gerekir’’ diye konuştu.‘’Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yargı reformunu referanduma götürebileceklerine ilişkin sözlerinin’’ hatırlatılması üzerine Gül, bu konuda bir şey söylemeyeceğini belirtti.Cumhurbaşkanı Gül, ‘’Ankara ve İstanbul’da yapılan aramalar’’ konusundaki soru üzerine de ‘’Bu konuda bir şey söylemem. Kimse de bir şey söylememeli. Yargı, yürütme, yasama kuvvetler ayrılığı prensibini hepimizin hatırlaması gerekir’’ dedi. Bu arada, Cumhurbaşkanı Gül’ün valiliği ziyareti sırasında, Sinop Çevre Platformu tarafından bina yakınında, ‘’Ne termik ne nükleer, güneş ve rüzgar bize yeter’’ pankartı açıldı.

23.02.2010


 

Türkiye’nin etkinliği AB ile daha da artacak

Almanya’nIn İstanbul Başkonsolosu Brita Wagener, ‘’Türkiye, Avrupa Birliği’ne (AB) üye olursa etkin bir ülke olacak’’ dedi.

Bursa Vali Yardımcısı Hüseyin Eren’i ziyaret eden Wagener, Türkiye ile Almanya arasında çok köklü ilişkiler bulunduğunu belirterek, bu ilişkilerin daha da gelişmesini istediklerini söyledi.Türkiye’nin AB müzakereleri sürecinde önemli reformlar yaptığını ifade eden Wagener, şöyle konuştu: ‘’Çok sayıda başlık var ve müzakereler devam ediyor. Aslında birtakım sıkıntılar var. Her iki taraf da bu sürecin devam etmesi için kararlı. Biraz daha zaman gerekiyor. Türkiye AB’ye üye olursa etkin bir ülke olacak. Nüfus bakımından büyük olduğu için dengeleri değiştirmede büyük rol oynayacak. Türkiye, AB’nin önemli bir partneri olacak.’’

23.02.2010


 

Avukat Mücteba Kılıç, savunmasını baroya sundu

DanIştay tarafından İstanbul Barosuna şikayet edilen avukat Mücteba Kılıç, baroya savunma verdi.

Savunmasını İstanbul Barosuna sunduktan sonra bir açıklama yapan avukat Müçteba Kılıç, Danıştay Başkanı ve daire başkanlarına müvekkili Turgay Oğur’u temsilen göndermiş olduğu ihtarnameler sebebiyle Danıştayın kendisiyle ilgili İstanbul Barosuna şikayette bulunduğunu, kendisinin de bu şikayete karşı cevaplarını baroya verdiğini anlattı. Kılıç, İstanbul Barosu’nun başvurusu üzerine üniversiteye girişte katsayı uygulamasını kaldıran Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) yürütmesini durdurma kararından dolayı Danıştay Başkanı Mustafa Birden başta olmak üzere tüm daire başkanlarına ihtar çektiğini, bu sebeple de Danıştay tarafından İstanbul Barosuna şikayet edildiğini hatırlattı. Katsayı farkının bir ayrımcılık olduğunu belirten Kılıç, şöyle konuştu: ‘’Kat sayı farkı uygulaması aynı sınava giren öğrenciler arasında tek kelimeyle ayrımcılıktır ve Tekel işçisinin çocuğuna işçi, köylünün çocuğuna köylü, dindarın çocuğuna imam ol demektedir.YÖK’ün katsayı kararının kaldırılması için açılan davada beyanda bulunan meslektaşlarımın, hakkımdaki işlemlerde taraf olmaktan çekilmelerini istirham ediyorum. Aksi taktirde kendilerini reddettiğimi bildirim.’’

23.02.2010


 

Uşak Barosu’ndan HSYK’yı protesto etti

Uşak Barosu’na bağlı 40 avukat, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)’nun son günlerdeki kararlarını protesto etti.

Grup adına bası açıklaması okuyan Avukat Fahrettin Tuğrul, HSYK’nın uygulamasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Tuğrul, “Özel Yetkili Erzurum Cumhuriyet savcılarının yetkilerini, hiçbir hakkı olmadığı halde, hukuka alenen aykırı bir biçimde ellerinden almıştır. Hukuk, hâkimlerin veya herhangi bir kurumun, keyfine göre istediği yere çekilebileceği oyuncak değildir. Yasa, tartışılmayacak kadar açık ve nettir” dedi. HSYK’nın sadece idari bir organ olduğunu vurgulayan Fahrettin Tuğrul, “Yürütülmekte olan soruşturmaya müdahale etmiş, doğrudan taraf olmuş, yetkisini aşmış, bağımsız yargının işleyişine engel olmuş, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve sonuçlandırılmasını tehlikeye sokmuştur. Yargının tarafsız ve bağımsız bir şekilde görevini yapması engellenmiş, bir sürece dâhil olanlar görevlerinden alınmak suretiyle diğer görevlilere açıkça gözdağı verilmiştir” diye konuştu.

23.02.2010


 

Katsayı tartışmaları moralinizi bozmasın

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kutlu, ‘’Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) etkili ve verimli çalışmaktan vazgeçmeyenler ile özellikle bu aşamada atak yapanlar için başarı kaçınılmazdır’’ dedi.

Kutlu, yaptığı açıklamada, 11 Nisanda yapılacak ve yaklaşık 1,5 milyon öğrencinin gireceği YGS öncesi yaşanan tartışmaların bazı öğrencilerin çalışma isteklerinde azalmaya neden olabileceğini bildirdi.

Öğrencilerin şartlar ne olursa olsun çalışma programlarında ve motivasyonlarında azalma olmaması gerektiğine dikkati çeken Kutlu, şöyle konuştu:’’11 Nisanda yapılacak YGS’de katsayı ile ilgili olarak henüz nasıl bir uygulamanın yapılacağı tam olarak belirlenmemiş olmasına rağmen, sınava girecek öğrencilerin uygulama nasıl olursa olsun motivasyonlarını kaybetmeden çalışmaları ve sadece bu sınava odaklanmaları gerek. Öğrencilerin psikolojide ‘başarıyı etkileyen sinsi düşmanlardan biri’ olarak da adlandırılan ‘bahane bulma mekanizmasına’ yönelerek, ders çalışmaktan uzaklaşmamaları, ders çalışma davranışını engelleyebilen bu bu sinsi düşmanın farkında olup onu kontrol ederek etkili bir biçimde çalışmaya devam etmeleri gerekmekte.’’

MERDİVENİN İLK BASAMAĞINA ODAKLANIN

Kutlu, öğrencilerin yaşanılan süreci ‘’tıpkı bir merdiveni çıkmaya’’ benzetebileceğini belirterek, ‘’Bir merdivenin ilk basamağına adım atabilmek için daha çok o basamağa bakmak ve odaklanmak gerekir. Eğer merdiven çıkarken ilk adımın atılacağı basamak yerine diğer basamaklara bakılıp sonraki basamaklara odaklanılırsa, kişi bu ilk basamağa takılarak düşebilir’’ dedi.

23.02.2010


 

Eğitim-Bir-Sen’in Bursa’da 18. yılı

Bursa’DA 18. yılını kutlayan Eğitim-Bir-Sen Bursa Şubesi’nin Kervan Saray Otel'de düzenlediği basın toplantısına, Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı sendikaların Bursa Şube Başkanları, sendika üyeleri, Eğitim-Bir-Sen yönetim kurulu katıldı.

Eğitim-Bir-Sen’in kuruluş amacını ve icraatlarını gösteren bir sinevizyon gösterildi Daha sonra Eğitim-Bir-Sen Bursa Şubesi Başkanı Numan Şeker, sendikacılığı uzun yıllar sol ideolojinin mücadele arenası olarak kabullenildiğini belirterek, “Bugün eğitime, eğitimciye ilişkin her meselede etki ve yetki sahibi olarak zirveye ulaşan bir yapının içerisinde olmanın gururunu, mutluluğunu ve 18 yaşına ulaşmış olmanın sevincini yaşıyoruz” dedi.

Eğitim-Bir-Sen olarak sadece ücret sendikacılığı yapmadıklarına dikkat çeken Şeker, hizmet sendikacılığı alanında gerçekleştirdikleri, ‘Eğitim-Öğretim ve Bilim Hizmet Kolu Çalışanları Sorunları ve Çözüm Önerileri Şurası’ temsilciliklerinde ve şubelerinde bir hareketliliğe vesile olduklarının altını çizdi. Şeker, “Eğitim-Bir-Sen’in teşkilat kadrosunun ve üyelerinin tüm gayreti, eğitim çalışanlarının ekonomik sıkıntılardan arındırılarak, tüm enerjilerini eğitim hizmetine yoğunlaştırabilmelerini, eğitim ortamlarının hem eğitim alan öğrenciye hem de eğitim veren öğretmene yaraşır düzeye eriştirilmesini temin etmektir” diye konuştu.

23.02.2010


 

Ege’de bahar çiçekleri açtı

Doğu ilerinde kış şartları ve soğuk havalar etkisini sürdürürken, Ege’de mevsim normalleri üzerinde seyreden sıcaklıkların ardından papatyalar açtı.

Bahar havası yaşanan Ege’de hafta sonunu fırsat bilen vatandaşlar kırlara koştu. Papatyaların, yol kıyılarında ve tarla içlerinde açması bağ ve bahçeleri renklendirdi. Aydın ve Muğla illerinde yaşanan bahar havası ile birlikte bölgede günlük kır gezileri de başladı. Yol güzergahlarında açan papatyaları gören bir çok kişi, hem hatıra fotoğrafı çektirdi.

23.02.2010


 

Safra kesesinden bir avuç taş çıktı

AydIn’In Sultanhisar ilçesinde bağlı Atça Beldesi’nde yaşayan 42 yaşındaki bir kadının safra kesesinden neredeyse ceviz büyüklüğünde 3 adet taş çıktı.

Doktorları bile şaşırtan olayda Esma Çıkrıkçı, kendisini çeyrek asırdır sancı veren taşları saklamak için doktorundan teslim aldı. Edinilen bilgiye göre yıllardır karnındaki acı sebebiyle sancı çeken Esma Çıkrıkçı, sancıları dayanılmaz hale gelip fenalaşınca yakınları tarafından Aydın Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede yapılan kontrollerde kadının safra kesesinde taşlar oluştuğu tespit edildi. Acil olarak ameliyata alınan kadının safra kesesini alan cerrahlar hastanın safra kesesinden neredeyse ceviz büyüklüğünde 3 tane taş çıkınca şaşırdılar. Ameliyattan sonra sancıları biten Esma Çıkrıkçı yaklaşık çeyrek asırdan bu yana sancı çektiğini belirtti. Esma Çıkrıkçı, karnından çıkan taşları sağlığının kıymetini bilmek için ömür boyu saklayacağını söyledi.

23.02.2010


 

Malkara’da tarlada obruklar oluştu

Tekİrdağ’In Malkara ilçesinde bir tarlada obruklar oluştu.

Çiftçi Eşref Gündoğan’ın (55) Kadıköy köyü Göktepe mevkisi yakınlarındaki tarlasında yaklaşık 1 hafta önce çökme meydana gelmesi sonucu, 20 metre genişliğinde, 10 metre derinliğinde obruklar meydana geldi. Jeoloji Mühendisi Mümin Düvenci, yaptığı açıklamada, tarladaki yarık ve çöküntünün yer altındaki boşluktan kaynaklanmış olabileceğini söyledi. Düvenci, ‘’Topraktaki bu tür oluşuma jeolojide ‘tasman’ deniliyor. Günlerdir bölge çok yağış aldı. Yer altındaki kalsiyum tabakası suyla birleşip boşluğa aktı. Şimdilik düşüncemiz bu. Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bir ekiple inceleme yapacağız’’ dedi. Tarla sahibi Eşref Gündoğan da 35 yıldır çitçilik yaptığını, böyle bir durumla ilk defa karşılaştığını ifade etti.

23.02.2010


 

Ucuz saat sağlığın düşmanı

İşportada 5 ile 30 lira arasında satılan, atık metal kullanılarak yapılan saatlerin çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığı, kısa sürede bozulduğu için aslında daha pahalıya mal olduğu bildirildi.

Trabzon Kuyumcu ve Saatçiler Odası Başkanı Musa Başak, yaptığı açıklamada, ülke genelinde olduğu gibi Trabzon’da da saatçilerin ekonomik olarak büyük sıkıntı çektiğini, neredeyse saatçilik mesleğinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Başak, saatçilik yetkisi bulunmayan iş yerlerinden satın alınan saatlerin ekonomik kaybın yanı sıra sağlık sorunlarına da yol açabileceğini söyledi. Türkiye’ye özellikle Uzak Doğu ülkelerinden gelen metal saatlerin alerjilere yol açtığını belirten Başak, şunları kaydetti: ‘’Bu tür saatleri kullanan kişilerin çoğunun bileğinde alerji meydana geliyor. Tabiî bu durum karşısında kişi saatini bir daha kullanmak istemiyor, o öylece ekonomik kayba dönüşüyor. Kökeni belli olmayan saatlerin tamamına yakını, kansere neden olduğu bilinen asbest maddesi kullanılarak sökümü gerçekleştirilen gemi metalinden üretiliyor. Bu, bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış. Ülkemizde de bu yönde yapılan çalışmalarda saatlerde kanserojen maddeye rastlandı. Bu madde, insan sağlığına şiddetli şekilde zarar veriyor.’’

SAĞLIĞIN DEĞERİ PARAYLA ÖLÇÜLMEZ

Başak, sağlığın değerinin parayla ölçülemeyeceğini ifade ederek, ‘’Vatandaşlarımız menşei belli olmayan saatlerin yol açabileceği sağlık sorunlarına karşı duyarlı olmalı. Saatlerini emin oldukları ve yetkili satıcılardan alarak bu riski ortadan kaldırabilirler’’ dedi. Musa Başak, saatçilerin yaşadığı sorunların başında piyasada satılan menşei belli olmayan ürünlerin geldiğini belirterek, ‘’En büyük sorunumuz işportada saat satılması. Bu durum bizi ekonomik yönden olumsuz etkiliyor. Şimdiye kadar işportacılarla mücadele ettik. Günümüzde ise maalesef saatler sadece işportada değil aklınıza gelebilecek her yerde satışa sunuluyor’’ dedi. Başak, yetki belgesi bulunmayan, ustasının olmadığı yerde saat satılmasının yasak olduğunu ancak ilgili yönetmeliğin yetersiz olması nedeniyle bu durumun önüne geçilemediğini ifade etti.

BU ÜRÜNLER TAMİR EDİLEMEZ

Başak, vatandaşların yetki belgesi bulunmayan, ustası olmayan yerden saat almaması gerektiğine dikkati çekerek, şunları söyledi: ’’Vatandaşlarımız özellikle ucuz ürün almayı tercih ediyor. Bu tür ürünleri de ucuz olduğu için işportadan, takı ve toka satılan yerlerden daha çok satın alıyor. Halbuki bu gibi yerlerde satılan ürünün garantisi olmaz. Bozulduğu zaman tamirini yaptıramazsın. Zaten bu tür ürünlerin birçoğunun yedek parçası olmadığı için başka yerde de tamir edilmez ve çöpe gider. Dikkat edin, farklı iş yerlerinde saat reyonunun hemen yanında veya üzerinde ‘Satılan saat değiştirilemez’ gibi uyarı yazıları görürsünüz. Bu da tüketicinin aleyhine bir durum. Halbuki saatçiler garanti dahilinde bütün sorunları gidermek durumundadır. Hem zaman kaybı hem de masrafı olmaz. Yeri geliyor 5 yıl önce alınan saati ücretsiz tamir edip müşterimize teslim ediyoruz. Bu, Ahilik kültürünün de bir gereğidir.’’

23.02.2010


 

4 metre uzunluğunda pide yaptılar

Gİresun’un Görele ilçesinde bir pide ustası pişirdiği 4 metrelik Görele Pidesi ile hem ilçede farklı bir rekora imza, attı hem de yörenin tanıtımını yaptı.

Görele pidesinin yeteri kadar tanıtılmadığından yakınan Ali Işkın, 3 kilo hamur ve 3 kilo kıyma ile 4 metre uzunluğunda hazırladığı pide ile Karadeniz Bölgesi’nde yapılan en uzun pideyi yapmayı amaçladığını söyledi. Görele pidesinin mutlaka markalaşması gerektiğini ve Görele pidesinin hamur kıvamını her ustanın tutturamayacağını belirten Işkın, ‘’Görele pidesinin kendine has bir özelliği vardır. Birçok pide ustası Görele pidesini taklit etmeye çalıştı, ama başaramadı’’ dedi. Fırının boyunun ancak 4 metre uzunluğundaki pide yapabilmeye elverişli olduğunu belirten Ali Işkın, “İnşallah ileriye doğru değişik teknikler geliştirip Guines Rekorlar Kitabı’na girmek için daha uzununu yapacağım. Görele pidesini tüm dünyaya tanıtmaya kararlıyım” şeklinde konuştu. Tanesi 5 liradan satılan Görele pidesinin özellikle yöre halkı dışında gurbetçiler tarafından büyük rağbet gördüğünü ifade eden Ali Işkın, ‘’Görele pidesine ilçemize gelen yerli ve yabancıların daha çok ilgi gösterdiğine tanık oluyoruz’’ ifadesini kullandı.

23.02.2010


 

Yalova Üniversitesinde Yüksek lisans programları açıklandı

Yalova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2009-2010 Eğitim Öğretim Bahar Yarıyılı Yüksek Lisans Programları Öğrenci Kontenjanları ve başvuru şartları açıklandı.

Anabilim Dalı İşletme, İnsan Kaynakları ve Çalışma İlişkileri, Sosyal Hizmet, Uluslararası İlişkiler Tezsiz İkinci Öğretim Yüksek Lisans programları için T.C. Uyruklu öğrenci kontenjanı 30, Yabancı Uyruklu öğrenci kontenjanı ise 5 olarak belirlendi. Tezli Birinci Öğretim Yüksek Lisans T.C. Uyruklu öğrenci kontenjanı 15, Yabancı Uyruklu öğrenci kontenjanı ise 5 olarak bildirildi. Müracaatlarda son gün 24 Şubat olarak belirlendi. Ayrıntılı bilgi için: www.yalova.edu.tr

23.02.2010


 

İstanbul’un üçüncü ekolojik pazarı açılıyor

Beylİkdüzü Belediyesi ve Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği işbirliğiyle hazırlanıp, Beylikdüzü Kapalı Pazar yerinde Salı günleri kurulacak olan Ekolojik Pazar açılıyor.

Beylikdüzü’nde açılacak olan üçüncü ekolojik pazar da Şişli ve Kartal’dakilerde olduğu gibi; doğa ve canlı sağlığına zararlı kimyasal ilâç, gübre ve katkı maddesi gibi hiçbir yöntem kullanılmadan üretilen kontrollü ve sertifikalı ekolojik ürünler satılacak. Ayrıca; Bakırköy’den Çorlu’ya kadar İstanbul’un batısında yaşayanların organik ürünlere çok daha rahatlıkla ulaşmalarını sağlayacak. Yüzde 100 Ekolojik Pazar bugün hizmetine sunulacak. Pazarda ekolojik sertifikalı geniş bir ürün yelpazesi bulunacak.

23.02.2010


 

Acil serviste yeni dönem

Ankara Üniversitesi (AÜ) Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Onur Polat, acil servislerle ilgili yeni yasal düzenlemelerin kaliteli ve hızlı hizmet verilmesini sağlayan kolaylıklar getirdiğini bildirdi.

Polat, acil servislerde daha kaliteli ve daha hızlı hizmet verilebilmesi ‘’Yataklı Sağlık Tesislerinde Acil Servis Hizmetlerinin Uygulama Usul Ve Esasları Hakkında Tebliğ’’in geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, uygulamaların Türkiye’de acil tıp alanında çok önemli ve yerinde bir gelişme olduğunu söyledi. Yeni uygulamaların acil servislerin standardizasyonunun sağlanmasına yönelik uygulamalarda çok fayda sağladığını belirten Polat, yapılan yasal değişikliklerin, acil servislerin işleyişinde çok büyük kolaylık sağladığını ifade etti.

23.02.2010


 

New York, Eyüp Sultan’a kavuşuyor

New York Başkonsolosu Mehmet Samsar, Brooklyn Eyüp Sultan Camii Derneği tarafından düzenlenen ve ABD’de yaşayan Türklerin katıldığı bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada, camilerin sadece dini görevlerin yerine getirildiği yerler olmadığını, Türk toplumu için birlik ve beraberliğinin sağlandığı yerlerden biri olduğunu söyledi.

Özellikle yurt dışında yaşayan Türk toplumu açısından Türk çocuklarının dinlerini, dillerini unutmamaları için camilerin önemli olduğunu ifade eden Samsar, Eyüp Sultan Camii ve Kültür Merkezinin hizmete girdikten sonra sadece Ramazanda ya da bir cenaze namazı için gelinen bir yer olmayacağını, insanların akşam iş çıkışında veya hafta sonları çocuklarını alıp gelerek çay içebilecekleri, sohbet edebilecekleri bir yer olacağını kaydetti.

Washington Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Mehmet Paçacı da konuşmasında, Eyüp Sultan Camii ve Kültür Merkezi inşaatında emeği geçen herkese teşekkür ederek, camii ve mescitlerin, Amerika’da yaşayan Türk toplumunun Amerikan kültürü altında ezilmemesi için çok önemli olduğunu belirtti. Prof. Dr. Paçacı, ABD’de yaşayan Türk toplumunun birlik ve beraberliğini sağlamanın yollarından birinin camii ve kültür merkezlerinin sayısını artırmak olduğunu da ifade etti.

New York Din Hizmetleri Ataşesi Süleyman Doğan da yaptığı konuşmada, camilerin yurt dışında Türk toplumunu ve kültürünü temsil eden önemli yerler olduğunu belirtti.

800 KİŞİ NAMAZ KILABİLECEK

Eyüp Sultan Camii Dernek Başkanı Kenan Taşkent merkezin kaba inşaatının yüzde 95’inin tamamlandığını kaydederek, ‘’Toplam 2 milyon 800 bin dolara tamamlanacak camiimiz için şu ana kadar 1 milyon dolar harcadık’’ diye konuştu. Merkezin tamamlandığında 800 kişinin aynı anda namaz kılabileceği kapasiteye sahip olacağını belirten Taşkent, camii ve kültür merkezi için halen hayırsever Türk toplumunun yardımlarına başvurduklarını ve merkezi Ağustos ayında fiilen hizmete açmayı planladıklarını söyledi.

23.02.2010


 

Vatİkan: Herkes kendİ İbadet mekânIna sahİp olabİlmelİ

Vatİkan’In kurumlarından biri olan Papalık Göçmenler ve Gezginleri İrşat Kurulu Başkanı Başpiskopos Antonio Maria Veglio, İtalya’da yerli halk ile yabancı göçmenler arasındaki sorunlara değindi. Müslüman göçmenlerin Milano’daki cami taleplerine işaret eden Başpiskopos Veglio, ‘’Herkes kendi ibadet mekanına sahip olabilmelidir. Ama İslâm’la ilişkiler büyük bir problem. Zira İslâm kendi güçlü kimliğini muhafaza ediyor. Bu elbette güzel bir şey. Ama bizim kimliğimize saygı göstermesi de hayati bir önem taşıyor’’ diye konuştu. Başpiskopos Veglio, ‘’Milano İtalya’da yabancıların en fazla olduğu kentlerden biri. Ama onları yabancılar diye adlandırmaktan da hoşlanmıyorum. Zira onlar artık bizim toplumumuzun parçası konumundadırlar’’ dedi. İtalyanları yabancılara karşı daha hoşgörülü olmaya çağıran Veglio, ‘’Göçmenler geldikleri ülkelerde çoğu kez iyi kabul görmeyebiliyorlar’’ dedi.

23.02.2010


 

İller, monopoly için yarışıyor

Dünyada 106 ülkede oynanan ve 40 ayrı dilde üretilen, daha önce ‘’Dünya Şehirleri’’ versiyonunda yer almak için İstanbul dahil pek çok ülkeden şehrin kıyasıya yarıştığı kutu oyunu Monopoly, Türkiye’nin 22 şehrinden oluşacak yeni versiyonu için internet üzerinde oylama gerçekleştiriliyor. ‘’www.turkiyeoyveriyor.com’’ adresinde yer alan internet sitesi aracılığıyla yapılan ankette kullanılan oylar sonucu, 81 ilden en yüksek oy alan 22’si oyunda yer alacak. Oyunda kendisine yer bulacak iller, tanıtımlarına katkı sağlayacağı için kıyasıya bir mücadeleye girmiş durumda. Her üye, 28 Şubat tarihine kadar gün içerisinde 3 farklı şehir için birer kez oy kullanabiliyor. Oylamanın tamamlanmasının ardından Türkiye, Eylül ayında piyasaya sürülecek.

23.02.2010


 

3G’ye çok talep var

Turkcell Kurumsal İletişim ve İlişkilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler, 3G’de 5 milyon kayıtlı aboneleri ve 2,5 milyon aktif kullanıcıları olduğunu söyledi. Öztürkler, Türk halkının 3G’yi sevdiğini, kayıtlı 5 milyon abone ve aktif 2,5 milyon kullanıcının bunun ispatı olduğunu ifade etti. Müşterilerinin bir kısmının daha 3G’ye geçmek istediğini, ancak cihazlarının uygun olmadığını belirten Öztürkler, ‘’6 ayda 300 bin geniş bant mobil internet abonesi sağlamışız. Bunlar Vın satışları ve mobil laptop satışları’’ dedi.

23.02.2010


 

Balina ekmeğin kilosu 2,5 lira

Bursa, İzmir ve İstanbul gibi büyük şehirlerdeki fırınlarda tam tane buğdaydan üretilen, ağırlığı 18 kilograma kadar ulaşan ‘’balina ekmek’’ adı verilen büyük ekmekler dilimlenerek kilosu 2,5 liradan satılıyor. Son yıllarda GDO’lu ürünler, hormon ve ziraî ilaçlarla ilgili şüphelerin artmasıyla daha sağlıklı ve besleyici olan tabiî ürünlere talep giderek artıyor. Organik gıdalar kadar köylülerin semt pazarlarında satmaya getirdiği köy ekmeği, yumurta, bal, reçel, tabiî şartlarda yetiştirilmiş meyve ve sebzeler, fiyatlarının biraz daha fazla olmasına karşın ilgi görüyor. Köy tipi ekmek, talebin son yıllarda artması üzerine büyük şehirlerdeki fırınlar tarafından da üretilmeye başladı. İzmir, Bursa, İstanbul gibi birçok şehirde köy tipi ekmek üretimi son aylarda önemli oranda arttı. Fırın sahibi Hakan Doğan, araştırmalarla tam tane hububatların hipertansiyon, kalp ve damar rahatsızlıkları, obeziteye iyi geldiğinin belirlenmesiyle köy tipi ekmeklere talebin arttığını, kendilerinin de bu yönde üretime geçtiğini belirtti.

23.02.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl