21 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Halk, hiç anayasa yapmadı

Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can, Türk halkının şimdiye kadar kendi anayasasını yapmadığını belirterek ‘’Türk siyasal ve toplumsal hayatının en önemli yasalarına baktığımız zaman, yüzde 80’i demokratik platformun ürünü değildir, darbelerin ürünüdür’’ dedi.

Yasalarımız darbe ürünü

Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can, ‘’Türk siyasal ve toplumsal hayatının en önemli yasalarına baktığımız zaman, yüzde 80’i demokratik platformun ürünü değildir, darbelerin ürünüdür’’ dedi. Can, Ahenk Hukuk Derneği tarafından Örnekli Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘’Sivil Anayasa Oluşumu Süresince Yargı Reformu’’ konulu seminerde, Türkiye’nin tarihsel, düşünsel, hukuksal ve siyasal yapının temellerini oluşturan referans değerlerin değiştiği tarihî bir süreçten geçtiğini kaydetti. Türkiye’de toplumun artık kendi siyasetini belirleme noktasına geldiğini ifade eden Can, son zamanlarda tartışılan sivil anayasa konusuna değinerek, Türkiye’de sivil anayasadan söz edilecekse anayasanın ne olduğu bugüne kadar nasıl üretildiğinin de çok iyi bilinmesi gerektiğini dile getirdi. Can, 1921, 1924, 1961, 1982 anayasalarının oluşum süreçleriyle ilgili bilgi vererek, Türkiye’de 27 Mayısla süreciyle birlikte darbe sistemine geçiş yapıldığını kaydetti.Anayasa’ya göre yargı yetkisini Türk milleti adına bağımsız mahkemelerin kullandığının söylendiğini hatırlatan Can, 1961 Anayasasıyla birlikte Türkiye’de yargı ile toplum arasındaki ilişkinin neredeyse bütünüyle koparıldığını, 1980 darbesiyle de hakimler ve yargıçlarla toplum arasındaki ilişkinin mutlak suretle kapatıldığını vurguladı.

Doç. Dr. Can, Türk halkının şimdiye kadar kendi anayasasını yapmadığını belirterek şöyle devam etti:

‘’1961 Anayasası’nı bu halk yapmadı, 1971 değişikliklerini halk yapmadı. 1980 darbesiyle Danışma Meclisi oluşturuldu. Millî Güvenlik Konseyinde kaç tane önemli zevat olduğunu hepimiz iyi biliriz. 1982 Anayasası’nı yapanlar beş kişiydi. Bu beş kişi nasıl istediyse, anayasa öyle oldu. Beş kişi bu anayasanın nasıl yürürlüğe girmesini istediyse, o şekilde girdi. Bu beş kişinin iradesi altında biz hâlâ biz hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Anayasa bunun üzerine kurulu. Yasalarımız bunun üzerine kurulu. Danıştay, Yargıtay, Askerî Yüksek Yargı Mahkemesi Yasası, Askerî Yargıtay Yasası, Hakimler ve Savcılar Yasası, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Yasası... Bütün bunların hepsi, darbecilerin yani beş generalin onayladıkları yasalardır. İçinde iyi şeylerin olup olmaması ayrı bir tartışmadır. Türk siyasal ve toplumsal hayatının en önemli yasalarına baktığımız zaman, yüzde 80’i demokratik platformun ürünü değildir, darbelerin ürünüdür. Şu an darbelerin ürünü olan bir hukuk sistemi içerisinde, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, demokrasi tartışması yapıyoruz. Bu kadar çok tartıştık, ama belli ölçülerde bizim irademizin ürünü olmayan hukuk sisteminden kaynaklandığını görüyoruz. Bu nedenle zaman geçirmeden Türk toplumu kendi anayasasını yapmak zorunda.’’ Doç. Dr. Can, konuşmasında HSYK’nın özel yetkili savcıları görevden almasına da değinerek, ‘’HSYK yetki aşımı değil, suç işledi’’ görüşünü dile getirdi.

“PARTİLER, CHP TÜZÜĞÜNE AYKIRILIKTAN

KAPATILDI”

SİYASİ parti kapatma dâvâlarına da değinen Can, bugüne kadar hiçbir siyasî parti kapatma dâvâsının demokrasiye hizmet etmediğini ve Türkiye’de bugüne kadar hiçbir parti kapatma iddianamesinin demokrasiyi koruma adına hazırlanmadığını dile getirdi. Can, ‘’Demokrasi ve özgürlüklerle çatışan partiler hakkında bugüne kadar herhangi bir dâvâ açılmış değildir. Bunun altını çizelim. Türkiye’de kapatılan tüm siyasî partiler 1935 CHP tüzüğüne aykırılıktan kapatılmıştır. Bunu kimse bilmez. Kapatma kararını verenler de bu düşüncede değildir. Ama tarihi okumakta yarar vardır. Yoksa Anayasa’da yer alan demokrasi, insan hakları, hukuk devletine aykırılıktan kapatılma hiç yaşanmadı’’ diye konuştu.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

21.03.2010


 

ÇAĞDAŞ DEMOKRASİLERDE KORUNAN MADDE YOK

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun, yeni anayasalar yapılırken, değiştirilemez hükümlerin her zaman tartışma konusu olduğunu ifade ederek, ‘’Yeni anayasalarda değiştirilmez maddeleri korumak çağdaş demokrasilerle bağdaşmaz. Hakim görüş, Cumhuriyet ilkesi dışında diğer hükümlerin değiştirileceği yönündedir. Bir çok ülkede değiştirilemez hükümler bağlayıcı olmaktan ziyade, dönemsel ihtiyaçlar nedeniyle anayasalara konulmuştur’’ dedi.

DEĞİŞİKLİKLERDE YÜZDE YÜZ MUTABAKAT

OLMAZ

Özbudun, şöyle konuştu. ‘’Mecliste bu çaplı bir konsensüs toplumda da büyük ölçüde uzlaşının var olduğu anlamına gelir. Bir toplumda yüzde 100 mutabakatı sağlamak mümkün değil. Bunu aradığınız takdirde normal bir yasa bile yapamazsınız. Temel hakların daraltılmasına yönelik referandumlar tam demokratik bir yöntem değildir, referandumlar parlamentolara ek olarak başvurulması halinde demokratik ve meşrudur.

Değişmez maddelerle ÇAĞDAŞLIK OLMAZ

BİLKENT Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun, yeni anayasalar yapılırken, değiştirilmez hükümlerin her zaman tartışma konusu olduğunu ifade ederek, ‘’Yeni anayasalarda değiştirilmez maddeleri korumak çağdaş demokrasilerle bağdaşmaz. Hakim görüş, Cumhuriyet ilkesi dışında diğer hükümlerin değiştirileceği yönündedir’’ dedi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından düzenlenen ‘’Anayasa Yapımı ve Anayasal Değişim’’ konulu uluslararası sempozyumun ‘’Anayasaları Değiştirmek’’ başlıklı oturumunda konuşan Prof. Dr. Özbudun, anayasaların insan eseri olduğunu belirterek, bu yüzden kusurlarının bulunmasının doğal olduğunu söyledi. Yapıldıkları dönemin en mükemmel özelliklerini barındırsa dahi her anayasanın değişime muhtaç olduğunu, değişen siyasi görüş, sosyal hayat ve inançların anayasaları da değişime zorladığını ifade eden Özbudun, anayasaları değiştirme çalışmalarında ‘’ne zaman, kim tarafından ve nasıl değiştirileceği’’ konularının her zaman tartışma unsuru olduğunu söyledi. Anayasaları değiştirmek için ‘’hukuk boşluğu ya da kesintisi doğuran, iç savaş, ihtilâl ya da işgal’’ olmasının beklenmeyeceğini, bir çok ülkede anayasa değişikliklerinin normal dönemlerde yapıldığını dile getiren Özbudun, İspanya’da hukuk boşluğu yaşanmadan yeni bir anayasa yapıldığını, Türkiye’nin de 1924 Anayasası’nı hukuk boşluğu olmadan 1921 Anayasası yürürlükteyken yapıldığını anlattı. Bir görüşün, toplumların normal şartlar altında güçlü bir konsensüs oluşturduğu takdirde tümüyle yeni bir anayasa yapabileceği, bir görüşün de tam sükunet dönemlerinde yapılan anayasaların daha iyi sonuçlar doğuracağı yönünde olduğunu belirten Özbudun, anayasaları yapmak için ise özel kurucu meclislere gerek olmadığını, seçilmiş yasama meclisinin anayasa yapabileceğini kaydetti.

“YÜZDE 100 MUTABAKATI SAĞLAMAK MÜMKÜN DEĞİL”

ÖZBUDUN, Türkiye’nin yeni anayasaya ihtiyacı olduğunun 1982 Anayasası’nın kabulünün hemen ardından dile getirildiğini ve değişik zamanlarda TÜSİAD, TOBB ve TBB’nin anayasa taslakları hazırladığını söyledi. TBMM’nin 139 oyla normal bir yasayı kabul edebildiğini, anayasa değişikliği için ise asgari 330 oya ihtiyaç bulunduğunu ancak bu zamanda referanduma gidildiğini, referanduma gerek kalmadan ise 367 kabul oyunun gerektiğini anlatan Özbudun, şöyle konuştu. ‘’Mecliste bu çaplı bir konsensüs toplumda da büyük ölçüde uzlaşının var olduğu anlamına gelir. Bir toplumda yüzde 100 mutabakatı sağlamak mümkün değil. Bunu aradığınız takdirde normal bir yasa bile yapamazsınız. Temel hakların daraltılmasına yönelik referandumlar tam demokratik bir yöntem değildir, referandumlar parlamentolara ek olarak başvurulması halinde demokratik ve meşrudur. Referandumların eksiklikleri de vardır, ‘evet’ ve ‘hayır’ cevabı verilen referandumların eksik kalır.’’




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

21.03.2010


 

Örgüt, TSK ile irtibat halinde

‘’Kafes Eylem Planı’’ soruşturması kapsamında 33 şüpheli hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, ‘’Ergenekon terör örgütünün, TSK içerisine de sızma ve kadrolaşma faaliyetlerini hedeflediği, soruşturma dosyasındaki delillerden, örgütün TSK içerisinde yapılanma faaliyetlerini gerçekleştirdiği, TSK içerisindeki irtibatlarını örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullanmaya çalıştığı görülmüştür’’ denildi.

Örgüt, TSK ile irtibat halinde

‘’KAFES Eylem Planı’’ soruşturması kapsamında 33 şüpheli hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, örgütün “Türk Silâhlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde yapılanma faaliyetleri gerçekleştirdiği” bildirldi İddianamenin ‘’Sonuç ve Değerlendirme’’ bölümünde, haklarında daha önce ‘’Ergenekon silâhlı terör örgütüne’’ ilişkin dâvâ açılan sanıklardan ele geçirilen ‘’Devletin Yeniden Yapılanması İçin Öneriler (Master Plan) Ön Çalışması’’ ve ‘’Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi’’ başlıklı dokümanların muhtevalarına yer verilerek, şöyle denildi: ‘’Bu dokümanlardaki ifadelerden, Ergenekon terör örgütünün, TSK içerisine de sızma ve kadrolaşma faaliyetlerini hedeflediği, soruşturma dosyasındaki delillerden, örgütün TSK içerisinde yapılanma faaliyetlerini gerçekleştirdiği, TSK içerisindeki irtibatlarını örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullanmaya çalıştığı görülmüştür.’’ İddianamede, eylem panındaki Poyrazköy'de ele geçen mühimmatın kullanılacağı vahim nitelikte suikastların gerçekleşmesinin, ''Türkiye'de darbe zemini oluşmasını sağlayacağı'' belirtildi.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

21.03.2010


 

Yılmaz Güney’i anlayamadık

Tiyatro ve sinema sanatçıları, yönetmenler ve yapımcılarla İstanbul’da bir araya gelen Başbakan Erdoğan, Türkiye’de gösteri sanatlarının birçok sosyal ve politik meselede öncü rol oynadığını vurgulayarak “Eğer bu ülkenin otoriteleri, Yılmaz Güney’in filmlerine kulak vermiş olsalardı, Mesut Uçakan’ın ‘Kelebekler Sonsuza Uçar’ filmi daha bir samimiyetle izlenseydi, Türkiye bugün inanın çok başka bir yerde olurdu” dedi.

Başbakan sanatçılarla buluştu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılım çalışmaları kapsamında İstanbul’da sanatçılarla bir araya geldi. Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’ndeki kahvaltıya, Metin Akpınar, Hülya Avşar, Şener Şen, Mehmet Ali Erbil, Cem Yılmaz, Ata Demirer, Kenan Işık, Kenan İmirzalaoğlu, Osman Sınav, Cem Özer, Şafak Sezer’in de aralarında bulunduğu sinema ve tiyatro sanatçıları, yönetmen ve yapımcılardan oluşan yaklaşık 80 davetli katıldı. Erdoğan’ın, sanatçılara, tek tek tokalaşarak, ‘’hoş geldin’’ dediği toplantının başlangıcında foto muhabirleri ve kameramanların kısa süreli görüntü almalarına izin verildi. Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada özetle Türkiye’de sinema ve tiyatronun, her zaman milletin önünde olduğunu, politikanın ve politik dilin kat kat üzerinde bir cesaret yüklendiğini ifade etti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Eğer ortada bir sorun varsa, bunun görmezden gelinmesi, işitilmemesi, üzerinin örtülmesi o sorunu ortadan kaldırmaya yetmiyor. Tam tersine, o sorunla cesaretle yüzleşmediğiniz takdirde sorun daha da büyüyor, kangren halini alıyor ve artık bedenin tamamını etkiler bir hale geliyor. Şunu tüm samimiyetimle ifade ediyorum: Eğer bu ülkenin otoriteleri, Yılmaz Güney’in filmlerine kulak vermiş olsalardı, inanın Türkiye bugün çok farklı bir yerde olabilirdi. Şerif Gören üstadımızın ‘Endişe’, ‘Yol’ ve ‘Katırcılar’ filmine, farklı bir gözle bakılsaydı; Yavuz Turgul üstadımızın ‘Eşkıya’ filmi, ‘Muhsin Bey’, ‘Züğürt Ağa’ filmleri, kahkahanın ötesinde zamanın otoritelerini düşünmeye de sevk etseydi, Mesut Uçakan’ın ‘Kelebekler Sonsuza Uçar’ filmi daha bir samimiyetle izlenseydi, Türkiye bugün inanın çok başka bir yerde olurdu. Yönetmen Özhan Eren’in ‘120’ filminin mesajı daha evvel benzer mesajlarla verilmiş olsaydı, bugün tarihimize daha geniş bir perspektiften bakıyor olurduk. Elbette tüm bu eserler, tüm bu güzel filmler, diziler, oyunlar milletin kalbinde kendisine eşsiz bir yer edindi ve millet nezdinde karşılığını buldu.’’

Erdoğan, sanatçıların ortaya koydukları sorunları görerek, onların eserlerinden yola çıkarak, onlardan güç ve ilham alarak bu yola çıktıklarını belirterek, ‘’Dolayısıyla, sizin sözleriniz, tavsiyeleriniz, eleştirileriniz bizim için hayati derecede önem arz ediyor’’ dedi.

Bugüne kadar, diasporanın ve onları kullananların yanlışlarının faturasını hiçbir zaman Ermenistan halkına ve Ermenilere kesmediklerini ifade eden Erdoğan, ‘’Bizim bu iyi niyetimizin, ilkeli tutumumuzun ve insani yaklaşımımızın doğru okunması, yanlış noktalara çekilmemesi gerekiyor’’ diye konuştu.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

21.03.2010


 

Katsayıda, azınlığın zulmü artık bitsin

KOCAELİ Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu, eylemlerinin 257. haftasında basın açıklaması yaptı. Kocaeli İmam Hatip Mezunları Derneği üyesi Amine Önder’in açıklamada, “YÖK üniversite girişte uygulanan yeni katsayı oranlarını belirlemiştir.

Bu kararla meslek liseliler ile diğer liselilerin öğrencileri arasında 15 puanlık bir fark oluşturmuştur. Herkesin bildiği gibi üniversiteye yerleşmede 1 puanlık farkın bile binlerce öğrencinin sıralamasını değiştireceğine göre 15 puan gibi yüksek farkın ne derecede sınava etki edeceği aşikârdır. YÖK bu aldığı bu kararla yüzbinlerce meslek liseliyi üzmüştür. Halkın bu konudaki hassasiyetleri göz ardı edilmektedir. Türkiye’deki İmam Hatip Okullarını sadece imam yetiştiren okullar, meslek liselilerini de sanayide ara eleman olarak yetiştiren bir anlayış doğru değildir” ifadelerine yer verildi.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

21.03.2010


 

“Vatan haini” dersen darbeyle değiştirirler

MHP Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay, demokrasilerde iktidarların seçimle değiştirildiğini vurgulayarak, ‘’seçim isteyenlere ‘Vatan haini’ dersen o zaman seni ancak darbe ile değiştirirler’’ dedi.

Antalya’nın Alanya ilçesine bağlı İncekum beldesinde, belediyenin düzenlediği tapu dağıtım törenine katılan Toskay, ülkenin büyük bir sıkıntıdan geçtiğini, bir çatışma, ayrışma hali olduğunu öne sürerek, bu tartışmalar yüzünden gerçek gündemin konuşulamadığını savundu. Toskay, erken seçim istediklerini belirterek, ‘’Seçim istediğiniz zaman Başbakan diyor ki, ‘Seçim isteyenler vatan haini’. Beyler, demokraside iktidar neyle değişir, seçimle değişir. Bunun neresi vatan hainliği? Sen bu seçim isteyenlere ‘Vatan haini’ dersen, o zaman seni ancak darbe ile değiştirirler. O zaman da kızıyorsun, bağırıyorsun, ‘Darbe var’ diye. E ne yapacağız senle biz? Korkunun ölüme faydası yok. Büyük ihtimalle sonbaharda bu seçim olacak, onlar da boyunun ölçüsünü alacaklar’’ dedi.

21.03.2010


 

AB taahhütlerini yerine getirmeli

Dişışleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Engin Soysal, AB’nin taahhütlerini yerine getirmesi, Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonların kaldırılması gerektiğini söyledi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi’de düzenlenen konferansa katılan Soysal, AB’ye tam üyeliğin Türkiye için stratejik bir hedef olduğuna dikkati çekti. Soysal şunları söyledi: ‘’Bunda AB’nin de önemli kazanımları olacaktır. Türkiye, bu hedefe doğru kararlılıkla yol almaya devam edecektir. Türkiye’nin ulusal davası olan Kıbrıs’ta adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm hedeftir. Çözüm BM çatısı altında olmalıdır. Türkiye Kıbrıs’ta yerleşik BM parametreleri olan iki kesimliliğe, siyasî eşitliğe, eşit statüde iki kurucu devletin oluşturacağı yeni bir ortaklığa dayalı çözümü ve adada devam eden müzakere sürecini desteklemektedir. Ancak Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonlar kaldırılmalı, AB taahhütlerini yerine getirmelidir.’’

21.03.2010


 

Gül: Nevruz’da herkes hassas olmalı

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, “Toplumumuz için bir neşe, umut ve coşku kaynağı olan Nevruz Bayramı’nın özünde var olan değerler ışığında kutlanması konusunda, herkesin hassasiyet göstereceğine inanıyorum” dedi.

Gül, Nevruz Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, bugün sadece Türkiye’de değil, son derece geniş bir coğrafyada Nevruz coşkusunun yaşanmakta olduğunu belirterek, bu vesileyle, bütün vatandaşların baharı müjdeleyen, bolluk ve bereketi çağrıştıran Nevruz Bayramı’nı içten duygularla tebrik ettiğini bildirdi. Gül, Nevruz Bayramı’nın geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de insanları bütünleştirmesi, birlik ve beraberliği, bir arada yaşama arzusunu kuvvetlendirmesi temennisinde bulundu. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:

‘’Toplumumuz için bir neşe, umut ve coşku kaynağı olan Nevruz Bayramı’nın özünde var olan değerler ışığında kutlanması konusunda, herkesin hassasiyet göstereceğine inanıyorum. Farklılıklarımız ve çeşitliliklerimiz bizleri ayrıştıran değil, aksine bütünleştiren unsurlardır. Farklılıklarımızı ve kültürel çeşitliliğimizi, milletimizin birlik ve bütünlüğünü perçinleyen, aramızdaki sarsılmaz kardeşlik ve dayanışma hissiyatını kuvvetlendiren zenginliğimiz olarak görüyoruz. Bu vesileyle bir kez daha vurgulamak isterim ki; sahip olduğumuz bu birikimi en iyi şekilde koruyacağız. Omuz omuza vererek, birbirimizi anlayarak, değerlerimize saygı göstererek güzel yarınların temellerini birlik ve beraberlik içerisinde atacağız. Daha mutlu ve huzurlu günleri hep birlikte kucaklayacağız. Hedeflerine ulaşmış, her alandaki standartlarının seviyesini yükseltmiş, güçlü, hür ve demokratik bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz.’’

ERDOĞAN: BİRBİRİMİZE SARILMAK İÇİN BİR ÇAĞRI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise, ‘’Bolluk ve bereketiyle bahar mevsiminin gelişini simgeleyen Nevruz, aynı zamanda, hayata ve birbirimize yeni bir coşkuyla, yeni bir umutla sarılmak için bir çağrıdır. Milletçe bu çağrıya uymaya, sevgi, barış ve kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi canlı tutmaya devam edeceğiz’’ dedi.

ŞAHİN: GERGİNLİĞE FIRSAT VERİLMEMELİ

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ise mesajında “Kültürümüzde derin kökleri bulunan Nevruz’un ruhuna uygun olarak kardeşlik ve birlik havasında kutlanması, gerginlik ve huzursuzluk aracı haline getirilmesine fırsat verilmemesi en büyük dileğimizdir. Nevruz’un şiddete değil sevgiye, kavgaya değil dayanışmaya ve ayrılığa değil birliğe katkı sağlaması gerektiğine inanıyorum” dedi.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

21.03.2010


 

Kılıçdaroğlu: AKP, gündemi meşgul ediyor

CPQ Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’nin gerçekleri halkın gündeminden kaçırmak için Anayasa değişikliğini parlamentoya getirip parlamentoyu, halkı, gündemi meşgul ettiğini savunarak, ‘’Telaşla Anayasa değişmez, ön yargılarla Anayasa değişmez, Anayasa bir toplumsal uzlaşma sonucu değişir’’ dedi.

CHP Grup Başkanvekilleri Hakkı Suha Okay ve Kemal Kılıçdaroğlu, yeniden CHP Konya İl Başkanlığı görevine seçilen Orçun Güney Çalık’ı ziyaret etti. Okay ve Kılıçdaroğlu, ziyarette, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Kılıçdaroğlu, halkın öncelikli gündeminin işsizlik ve yoksulluk olduğunu belirtti. ‘’Binlerce çocuğun yatağa aç girdiği bir yerde önce bu sorunun çözülmesi gerektiğini’’ ifade eden Kılıçdaroğlu, ‘’AKP gerçekleri halkın gündeminden kaçırmak için Anayasa değişikliğini parlamentoya getirip, parlamentoyu meşgul ediyor, halkı meşgul ediyor, gündemi meşgul ediyor. Böylece halkın yoksulluğu ve işsizlik AKP’nin politikaları arasında kaybolup gidiyor. Telaşla Anayasa değişmez, ön yargılarla Anayasa değişmez, Anayasa bir toplumsal uzlaşma sonucu değişir’’ diye konuştu.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

21.03.2010


 

Arslan: Yapılan istismar

SAADET Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kazım Arslan, ‘’Roman açılımı’’ konusunda ‘’Yoksulluğu, çaresizliği, eğitimsizliği istismar et, devlet parasıyla nutuk at...

En hafif ifadesiyle söylüyorum, ayıptır, yazıktır, günahtır’’ dedi. Arslan, partisinin Aydın il teşkilâtında düzenlediği basın toplantısında Türkiye’de gündemin farklı alanlara çekildiğini ancak gerçek gündemden hiç bahsedilmediğini, iktidarın son günlerde ‘’açılım ile yatıp, açılım ile kalktığını’’ savundu. ‘’Kürt açılımı’’ diye başlatılan, daha sonra ‘’demokratik açılım’’ diye devam ettirilen sürecin iyi yönetilemediğini iddia eden Arslan, ülkenin bir bölümünde beklentiler epeyce yükselirken, diğer bir bölümünde olağanüstü tepki ve tedirginlik oluşmasına sebep olunduğunu savundu. Arslan, ‘’Ermeni açılımında gelinen noktanın ortada olduğunu’’ belirterek, sonucu ‘’tam bir fiyasko’’ olarak niteledi. Kazım Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Alevi açılımı derseniz, netice, yine aynı olmuştur. Şimdi de Roman açılımı diye bir şey tutturdular. Zaten milleti, dilenciliğe, sadakaya alıştırdılar ya, her halde istismar edecekleri bir bu kalmıştı. Devletin parasıyla, Türkiye’nin dört bir tarafından gariban insanları İstanbul’a topla, bitmek tükenmek bilmeyen siyasi ihtirasların uğruna, gariban insanlarımızı kullan, yoksulluğu, çaresizliği, eğitimsizliği istismar et, devlet parasıyla nutuk at.... En hafif ifadesiyle söylüyorum, ayıptır, yazıktır, günahtır. Bu tam bir böl, parçala, yut taktiğidir. Zaten bu olaya açılım diye başlanması da tam bir ayrımcılıktır, daha baştan bu insanları ‘öteki’ kabul ettiğinin ispatıdır.’’

21.03.2010


 

Memur-Sen “toplu sözleşme ve grev”de ısrarlı

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “Toplu sözleşme ve grev hakkı içermeyen anayasa paketinin toplumu kucaklamayacağını” söyledi. Gündoğdu, Hatay’da “Genişletilmiş İl Divan Kurulu” toplantısında yaptığı konuşmada, bugüne kadar görev yapan tüm hükümetlere, memura grev ve toplu sözleşme ile siyaset yasağı koydukları için kırgın olduklarını belirtti.

Memur-Sen’in en büyük mücadelesinin toplu sözleşme ve grev hakkı olduğunu dile getiren Gündoğdu, mevcut anayasanın lokal değişikliklerle, mini paketlerle ıslah edilmesini gereksiz bir enerji kaybı olarak gördüklerini defalarca ifade ettiklerini anlattı. “Anayasa değişikliği paketiyle ilgili olarak çeşitli basın yayın organlarında çıkan haberlerde, paketin içeriğinde kamu görevlilerine toplu sözleşme ve grev hakkı verilmesine dönük bir düzenlemeye yer verilmekten vazgeçildiği belirtilmektedir” diyen Gündoğdu, “Oysa, toplu sözleşme ve grev hakkı içermeyen anayasa paketi toplumu kucaklayamaz” şeklinde konuştu.

21.03.2010


 

AKP’nin paket turu yarın

ADALET Bakanı Sadullah Ergin, CHP ve MHP temsilcilerinin bugün il dışında bulunmaları nedeniyle Anayasa Değişikliği Çalışmalarına ilişkin görüşmenin yarın yapılacağını bildirdi.

Ergin, AKP Genel Merkezi’nden ayrılırken gazetecilerin ‘’Anayasa değişikliği çalışmaları bitti mi?’’ şeklindeki sorusu üzerine, yarın TBMM’de temsil edilen, daha sonra da parlamento dışında bulunan partilerle görüşeceklerini ifade etti. Ergin, ‘’Gecikmenin nedeni nedir? Madde sayısında artış var mı?’’ sorusunu da ‘’Hayır. Muhatap grupların temsilcileri Ankara dışında. CHP’nin temsilcisini aradık. İl dışındaydı. MHP’nin temsilcisi il dışında. Öyle olunca Pazartesi günü randevulaştık. Pazartesi günü hepsini göreceğiz’’ diye cevapladı.

21.03.2010


 

5. Risale-i Nur Kongresi başladı

Risale-i Nur Enstitüsü tarafından düzenlenen Ulusal Risale-i Nur Kongresi’nin 5.si dün yapılan masa çalışmalarıyla başladı. Bir çok akademisyen, yazar ve aydının katıldığı kongre, bugün açıklanacak sonuç bildirisiyle sona erecek.

Çağımızın sorunlarına çözüm aranıyor

BEDİÜZZAMAN Said Nursî’yi anma faaliyetleri kapsamında her yıl düzenlenen “Ulusal Risale-i Nur Kongresi”’ bu yıl beşinci kez karşımızda. Risale-i Nur Enstitüsü tarafından organize edilen kongre, dün başladı. Birçok akademisyen, yazar ve aydının katıldığı kongre, bugün yapılacak sonuç bildirisiyle sona erecek.

Said Nursî’nin vefatının 50. yıldönümü münasebetiyle yapılan kongrenin ana konusu, “Çağımız Sorunlarına Çözüm Arayışları ve Said Nursî Modeli”. Yapılan masa çalışmalarının amacı, “Hızlı değişimlerin yaşandığı çağımızda bilgi ve iletişimin öneminin artarak, insan hakları, hukuk devleti, demokratikleşme ve hürriyet kavramları insanlığın birinci derecede gündemine yerleşmiştir. Tüm dünyayı saran bu problemler yumağının ve ülkemizi krizlerle boğuşturan sorunların, Bediüzzaman’ın müjdelerini verdiği şekilde, beşerin saadetine yol açan hakikatlerin zemin bulacağı ve fazilete, ahlâka ve adalete dayalı bir dünyayı doğuracağı ümidiyle…” şeklinde ifade ediliyor.

İstanbul Radisson Blue Hotel’de dün sabah 10.00’da başlayan masa çalışmaları, bugün saat 12:30’da sona erecek. Masalarda hazırlanan bildiri sonuçları ise, bugün saat 14.00’te basın aracığıyla kamuoyuna açıklanacak.

Yaklaşık 80 akademisyen ve aydının katıldığı kongrede 8 masa yer alıyor. Karşılıklı görüşlerin sunulduğu masalarda “Din ve Siyaset,” “Demokrasi ve İnsan Hakları”, “Kürt Sorunu”, “Dünya Barışı”, “Kadın ve Aile”, “İnsan, İman ve Ahlâk”, “Eğitim, Kültür-Sanat” ve “Gençlik” başlıkları altında konular tartışılıyor.

DEMOKRATİK AÇILIMDA BEDİÜZZAMAN’DAN FAYDALANILMALI

ÜÇ yıldır Risale-i Nur Kongresine katıldığını ifade eden Sadık Yalsızuçanlar ise yapılan masa çalışmalarıyla Risale-i Nurun hayata aktarıldığını bildirdi. Kürt sorunu masasında yer alan Yalsızuçanlar “Masalar ve konuları oldukça isabetli seçilmiş. Özellikle okuryazarlar nezdinde Risale-i Nurun işlevsel kılınması gerekiyor. İçindeki fikirlerin hem devlet seçkinleri tarafından, hem siyasi iktidar tarafından hem de kültürel elitler tarafından dikkate alınıp uygulanması gerekiyor” dedi. Açılımda Bediüzzaman’ın fikirlerinden yararlanılması gerektiğini söyleyen Sadık Yalsızuçanlar, Medresetüzzehra projesinin gerçekleşmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.

RİSALE-İ NUR GENÇLERE CİDDÎ AÇILIMLAR

KAZANDIRDI

Kongreye katılan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Risale-i Nur Enstitüsünün düzenlediği kongrenin çok faydalı olduğunu ve devam ettirilmesi gerektiğini söyledi. Gençlik masasında yer alan Tarhan, Bediüzzaman’ın gençlere ciddî açılımlar kazandırdığını, iki dünyada mutlu olmanın anahtarını verdiğini belirtti. Tarhan, “Psikolojinin yeni paradigmasıyla Risâle-i Nurdaki görüşlerin örtüştüğünü görüyoruz. Burada bu konuya ilgi duyanlarla tartışma fırsatı oldu. Bunun için çok memnunum” dedi.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

21.03.2010


 

UMREDE Türk izdihamı

SUUDİ Arabistan’da geçen ay sonunda umre mevsiminin başlamasıyla birlikte Türkler, umre için Mekke ve Medine’ye akın etti.

Bu ay şimdiye kadar 50 binin üzerinde Türk umre ziyaretinde bulundu. Diyanet yetkilileri ve özel turizm şirketlerinden alınan bilgilere göre, yazın sıcaklarına kalmak istemeyenler özellikle Mart ayını seçiyor. Mekke’de Kabe’de her yerde göze çarpan Türk umreciler, toplu olarak hareket ediyor, kendilerine eşlik eden dini rehberlerin dualarına katılıyor, Kâbe’yi tavaf ediyor ve diğer kutsal mekanları ziyaret ediyor.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

21.03.2010


 

Öğrenciler öldü, tedbir alındı

BAHÇELİEVLER'DE üç öğrencinin hayatını kaybettiği Kemal Hasoğlu Lisesi önündeki tramvay yoluna trafik ışığı konuldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ekipler daha önce ölçümleri yapılan yola yaya ve araç trafiğini düzenleyecek ışıkları yerleştirmek için çalışma yaptı. Gece saatlerinde tramvay yolu ile araçların geçtiği yolun arasına tel bariyer yerleştiren ekipler sabah saatlerinde de sinyalizasyon direklerini dikmek için yolun her iki tarafına çukur açtı. Ekiplerin trafik ışığı yerleştirmek için çalışma yaptığı sırada okula gelen öğrenciler, tramvayın geçtiği yolda önlem alınması için geç kalındığını söyledi. Bir öğrenci, “Orada ışık ya da üst geçit olsaydı arkadaşlarımız şimdi burada bizimle beraber olacaktı. Geç kalındı” dedi.

21.03.2010


 

Bursa’da Bediüzzaman Mevlidi bugün

BURSA Ulu Camiinde Bediüzzaman Said Nursî’nin adına mevlid bugün öğlen namazını mütakiben okutuluyor.

Bursa Yeni Asya Derneği’nce Bediüzzaman Haftası kapsamında tertip edilen mevlide Türkiye’nin dört bir yanından katılım bekleniyor. Büyük bir coşku içinde geçmesi beklenen mevlidde 7’den 77’ye herkes buluşacak. Hafta kapsamında yer alan mevlidle beraber çeşitli programlar da düzenleniyor. Bediüzzaman’ın vefat günü olan 23 Mart’ta gazeteci-yazar İslâm Yaşar, Osmangazi Ördekli Kültür Merkezinde “Bediüzzaman’dan Hayat Dersleri” konulu seminer verecek. Yine 24 Mart’ta “Bediüzzaman’ı görenler Bediüzzaman’ı anlatıyor” isimli bir etkinlik düzenleniyor.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

21.03.2010


 

Namaz Gönüllüleri’nden gazetemize ziyaret

NAMAZ Gönüllüleri Platformu kurucularından Abdullah Yıldız, Ahmet Bulut ve Cemil Tokpınar gazetemize bir nezaket ziyaretinde bulundu. Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular ve genel yayın müdürümüz Kâzım Güleçyüz ile ayrı ayrı görüşen Namaz Gönüllüleri Platformu heyeti, platformun çalışmaları hakkında bilgi verdi. Platformun faaliyetlerinin duyurulmasında gösterdiği yayın desteği için gazetemize teşekkür eden heyet üyeleri, Yeni Asya’nın yayınlarını takdirle takip ettiklerini ifade ettiler.

21.03.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl