19 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

 

Ayasofya’ya ‘ihtişam’ kazandıran restorasyon

Ayasofya Müzesi’ni aydınlatan kandillikler ile Osmanlı döneminde yapılan Selatin camilerindeki en büyük hat levhaları olan 7.5 metre çapındaki hat levhaları, yaklaşık bir yıl süren restorasyon çalışmaları sonunda eski ihtişamına kavuştu.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteğiyle, kandillikler ve hat levhalarında yürütülen restorasyon çalışmalarında sona yaklaşıldı. Yaklaşık bir yıl önce başlanan restorasyon çalışmaları kapsamında ilk olarak Ayasofya Müzesi’ni aydınlatan top kandillik ile çevresindeki küçük kandillikler yenilendi. Müzenin ortasında yer alan ve en dikkat çeken unsurlarından olan top kandillik, aslına sadık kalınarak restore edildi. Çevresinde yer alan küçük kandillikler ise pirinçten aslına uygun yeniden yapıldı. 70 adet kandillik, Ayasofya’nın içini ışıl ışıl aydınlatmaya başladı. Öte yandan müzenin ana meknında yer alan ve hat yazılarını Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin yazdığı, 7.5 metre çapındaki hat levhaları da restore edilmeye başlandı. Zaman içinde yüzeylerinde is ve kir oluşan taşıyıcılarında ve altın varaklarında bir takım bozulmalar meydana gelen hat levhaların yüzeyleri temizlendi. Hatların altın varak yüzeylerinin restorasyonu yapılarak taşıyıcılara takviye edildi. Yapımında ıhlamur ağacının kullanıldığı ve üzerinde ‘’Hz. Allah’’, ‘’Hz. Muhammed’’, ‘’Hz. Ebubekir’’, ‘’Hz. Osman’’, ‘’Hz. Ali’’, ‘’Hz. Hasan’’ ve ‘’Hz. Hüseyin’’in isimlerinin yazlı olduğu dünyanın bilinen en büyük hüsn-i hat levhaları da, hattatların usta ellerinde eski ihtişamına kavuşturuldu. Çalışmalar kapsamında 7 hat levhasının restorasyonu tamamlandı. Sona bırakılan ‘’Hz. Allah’’ yazılı hat levhasındaki restorasyon çalışmaları, büyük bir titizlikle devam ediyor.

“AYASOFYA’YA SON

YILLARIN EN BÜYÜK RESTORASYONU’’

Ayasofya Müzesi Başkanı Dr. Haluk Dursun, Ayasofya Müzesi’nin bu yıl İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın katkılarıyla, son yıllardaki en büyük restorasyonu geçirdiğini söyledi. Ana kubbedeki mozaik restorasyonu bittikten sonra büyük iskelenin söküldüğünü hatırlatan Dursun, şu anda daha küçük çaptaki iskelelerle hat levhalarının restorasyonunun yapıldığını, maksurelerin ve merkezi aydınlatmayı sağlayan kandilliklerin restorasyonunun tamamlandığını anlattı. Bu hatlar arasında devasal boyutta 7.5 metre çapında Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin Sultan Abdülmecid dönemindeki restorasyonda asılan hatların yer aldığını belirten Dursun, bu 8 adet hattın en son 1949 yılında asıldığını o günden bu güne büyük bir restorasyon çalışması görmediğini söyledi. Ayasofya müze olduktan sonra buradaki hatların aşağı indirildiğini, hatsız bir müze konseptinin düşünüldüğünü dile getiren Dursun, daha sonra bundan vazgeçilerek hatların yeniden yukarı çıkarıldığını belirtti. Bu hat levhalarının Osmanlı Dönemi’nde Selatin camilerdeki en büyük hatlar olduğunu vurgulayan Dursun, ‘’Bu hatların yazılmasıyla aynı derecede zorluk taşıyan bir diğer özelliği yukarı çıkarılması ve buraya asılmasıydı. Askıda durması için hafif olması lazımdı. Onun için ıhlamur ağacından yapılmış. Yine gerildiği zaman kopmaması ve deformasyon olmaması lazımdı, kenevir maddesi burada çok etkili olmuş. Yazının da tozdan, dış şartlardan, rutubetten gerilmemesi ve o formatın korunması lazımdı. Bunun için altın varak kullanılmış’’ diye konuştu. Ayasofya Müzesi’nde 8 hat dışında, Osmanlı padişahlarının yazdığı hatların da yer aldığını söyleyen Dursun, 2. Mustafa, 3. Ahmed ve 2. Mahmud’un hat levhalarının da restore edildiğini, onların karşısında da Yesarizade ve Veliyuddin Efendi’nin hatlarının bulunduğunu, Ayasofya’nın bu açıdan da bir hat müzesi sayılabileceğini anlattı.

19.11.2010


 

Dünyanın en büyük fotoğraf arşivi gün yüzüne çıktı

TARİHE, Osmanlı Devleti’nin en tartışmalı sultanı olarak geçen ve fotoğraf merakıyla tanınan 2. Abdülhamid’in 35 bin kareyi bulan ‘’Yıldız Albümleri’’ arşivinden derlenen fotoğraflar, üç kitap halinde yayımladı.

Kültür A.Ş, ‘’Sultan 2. Abdülhamid Arşivi İstanbul Fotoğrafları’’, ‘’Sultan 2. Abdülhamid’in Arşivinden Dünya’’ ve ‘’Sultan 2. Abdülhamid’in Aile Albümü’’ ile önemli bir kültür hizmeti daha sundu. Her biri özenle saklanmış, ciltlenmiş ve yakutlarla, zebercetlerle bezeli sandukalarda arşive kaldırılan bu nadide kültür mirası, Sultan 2. Abdülhamid’in, dönemin teknolojik gelişmelerine açık bir padişah olduğu kadar bu teknolojiyi nasıl kullandığını göstermesi bakımından da önem taşıyor. 35 bin kareyi bulan bu fotoğraf arşivi, dünyada eşi benzeri olmayan bir hacim ve döneme tanıklık etmesi bakımından da önemli bir hazine niteliğinde. Osmanlı’ya fotoğrafın girişinin anlatılmasıyla başlanan 680 sayfalık ‘’Sultan 2. Abdülhamid Arşivi İstanbul Fotoğrafları’’ kitabında, manzaralar, saraylar, camiler, türbeler, çeşmeler, abidevi yapılar, kışlalar, hastaneler, okullar, kamu yapıları, müzeler, törenler, yabancılar, tesisler, sosyal yaşam, surlar, spor etkinlikleri, 1894 depremi fotoğrafları yer alıyor.

19.11.2010


 

Peru’da ‘Türkiye Fotoğraf Sergisi’ açıldı

PERU'NUN başkenti Lima’da ‘’Türkiye Fotoğraf Sergisi’’ açıldı. Baran Türk Kültür Merkezi’nin düzenlediği ve Türkiye’nin tarihini, kültürel zenginliğini, doğal güzelliğini anlatan eserlerin yer aldığı ‘’Türkiye Fotoğraf Sergisi’’nin açılışı dolayısıyla Peru Mühendislik Fakültesinde tören yapıldı.

Törende konuşan Türkiye’nin Lima Büyükelçisi Namık Güner Erpul, serginin, Perulu öğrencilerin Türkiye hakkında bilgi sahibi olması ve tanıması açısından çok önemli olduğunu belirtti. Daha sonra Büyükelçi Erpul ve Peru Mühendislik Fakültesi Dekanı Sergio Cuentas Vergas tarafından serginin açılışı yapıldı. Sergi, 21 Kasıma kadar gezilebilecek.

19.11.2010


 

Çiniciliği öğrendiler, şimdi sıra tanıtım elçiliğinde

AVRUPA'NIN 6 ülkesinden Kütahya’ya gelerek çiniciliği öğrenen 20 genç, ürettikleri eserleri ülkelerine götürüp Osmanlı çiniciliğini tanıtacak.

Kütahya’da, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Kütahya Kültür ve Sanatını Geliştirme Derneği’nin (KÜSGED) Avrupa Birliği (AB) destekli projesi kapsamında, Bulgaristan, Litvanya, Romanya, Belçika, Macaristan ve Polonya’dan gelen 20 gönüllü gence, bir hafta süresince çini ve seramik üretimine ilişkin uygulamalı eğitim verildi. Saray Mahallesi’nde bulunan Sarı Konaktaki eğitime katılan gençler, çini ve seramik hamurunun nasıl hazırlandığını görerek, desenleri çini tabaklara uygulayıp boyadı ve kendi isimlerini işledi. Daha sonra fırına verilip gerekli ısıda pişmesi sağlandıktan sonra çıkan eserleri alan gençler, bunları ülkelerine götürerek Osmanlı döneminde 16. yüzyılda oluşturulan çini eserlerinin örneklerini tanıtarak, Türk çiniciliğinin turizm elçiliğini yapacak. Eğitim sürecinin tamamlanmasının ardından ülkelerine giden kursiyerler onuruna Kütahya’da geçirdikleri son gün bir etkinlik yapıldı. Maltepe Mahallesi’ndeki Ressam Ahmet Yakupoğlu Parkı’nda düzenlenen etkinlikte, KÜSGED Başkanı Abdurrahman Yıldız tarafından organizasyona katkıda bulunanlara teşekkür belgesi ve birer çini tabak hediye edildi, eğitime katılan yabancı konuklara da sertifikaları verildi.

19.11.2010


 

200 yıllık Kurban geleneğini yaşatıyorlar

EDİRNE'NİN Süloğlu ilçesine bağlı çoğunluğunu Bulgaristan göçmenlerinin oluşturduğu 180 hanelik yaklaşık 800 kişinin yaşadığı Geçkinli köyünde, 200 yıllık kurban geleneği yaşatılıyor.

Yaklaşık iki asırdır bayramın ikinci günü kurban kesen köylüler, kestikleri kurban etinin bir payını, kurban geleneğini yerine getirmek için okul bahçesine getiriyor. Burada imece usulü kimi köylü ateş yakıyor, kimi köylü eti hazırlıyor, kimi de kazanları yıkıyor. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından pişen etler, köyde yaşayan, kurban kesen kesmeyen herkese dağıtılıyor. Geçkinli köyü muhtarı Özer Abacı, köyde Bulgaristan’ın Kırcaali ve Ortaköy bölgesinden göç edenlerin yaşadığını ve bu ata yadigârı geleneği yaklaşık iki asırdır yaşattıklarını söyledi. Köy sakinlerinden Mesut Çarpar ise birlik beraberliğin simgesi, dayanışma ve kaynaşmanın en güzel yaşandığı bayram günlerinde ata yadigârı bir geleneği yaşattıkları için gururlu olduklarını belirterek, ‘’Osmanlı geleneğini geleceğe taşıyoruz, bununla da gurur duyuyoruz. Biz dedelerimizden gördüklerimizi sürdürüyoruz, çocuklarımız da bizden gördükleri bu gelenekleri geleceğe taşıyacak’’ dedi.

19.11.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.