20 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

Televizyon yerine oyuna teşvik edin

TELEVİZYON izlemenin çocukta çok dereceli sinirsel uyarılma mahrumiyetine yol açtığı belirtildi. Çocukların zamanlarını televizyon izleyerek geçirmek yerine oyun oynayarak değerlendirmesinin daha sağlıklı sonuçlar doğuracağı belirtildi.

Uzman Psikolog Ahmet Kurt, her geçen gün televizyonun çocuklar üzerinde bir olumsuz etkisinin ortaya çıktığını söyledi. Gelişim çağındaki çocukların sık ve uzun süreli televizyon izlemeleri halinde çok yönlü sinirsel uyarılma mahrumiyeti yaşayabileceğini ifade eden Kurt, bunun da çocuğun zihinsel gelişimine de olumsuz etki yaptığını kaydetti. Kurt, beynin, duygu düşünce gibi faaliyetlerini yürütebilmesi ve bu konudaki gelişimini tamamlayabilmesi için uyarılması gerektiğini vurguladı. Özellikle çocuklara gelişim sürecinde gerekli uyaranların verilmesinin beynin gelişimi açısından hayatî önem taşıdığını dile getiren Kurt, “Duyguların uyarılması ve gelişmesi alt beynin içindeki, RAS adı verilen bir bölgenin gelişimi ile mümkündür. RAS, duyu izlenimlerimizin ya da deneyimlerimizin üst beyne koordineli olarak çıktığı bir geçittir. RAS hazır olma, dikkatimize odaklanma merkezidir. Motor duyarlı bölgede oluşabilecek bir bağlantı bozukluğu, çocuklarda dikkat kaybı ve konsantre olamama gibi sonuçlar doğurur. Televizyon bu sonuca yol açar” diye konuştu. Bağlantıların sağlıklı olabilmesi, duyuların aşırı ya da az uyarılma riskinden uzak kalmasıyla mümkün olabileceğinin altını çizen Kurt şu bilgileri verdi: “Kısaca sinir yollarımızın gelişmesi tamamen uyarılmalarına bağlıdır. Duyu organlarımızın deneyimleri ile vücut hareketlerimiz, güçlü sinir yollarının ve bağlantılarının oluşması için gereklidir. Örneğin; bir bebek yerde duran bir topu eline almaya çalışırken, onu dişlemeye çalışırken, atarken, hatta o toptan çıkan ses ya da kokuyu algılamaya çalışırken, beynindeki nöronlar dendritik bağlantılar yaparlar. Televizyon izleme, çok dereceli (yönlü) sinirsel uyarılma mahrumiyetine yol açar. Bu sebeple çocuklar televizyon izlemek yerine oyuna teşvik edilmelidir”

20.11.2010


Yanlış antibiyotik tedaviyi zorlaştıracak

TÜRK Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Özgür Özel, yanlış antibiyotik kullanımının yakın gelecekte basit hastalıkların tedavisini imkânsız hale getireceğini açıkladı.

Özgür Özel, antibiyotiğe direnç gelişiminin bütün dünyada gün geçtikçe arttığını ifade etti. Antibiyotiklerin, sağlık alanında en önemli tedavi edicilerden biri olduğuna işaret eden Özel, sağlık alanının bu önemli keşfinin, akılcı reçete edilmeme ve kullanılmama sebebiyle, birçok sağlık sorununu da beraberinde getirdiğini ifade etti. Antibiyotik kullanımına ilişkin yapılan en önemli yanlışlığın grip, nezle gibi viral rahatsızlıkların, antibiyotik kullanımı ile tedavi edilmeye çalışılması olduğunu vurgulayan Özel, “Ancak antibiyotikler yalnızca bakteriler üzerinde etkili olabilmektedir. Antibiyotiklerin, sanıldığının aksine viral enfeksiyonları yok etme, tedavi süresini kısaltma ya da yayılmasını durdurma gibi bir işlevi yoktur. Öte yandan, yanlış antibiyotik kullanımı, bakterilerin antibiyotik tedavisine direnç kazanmasına yol açar. Bu durumda antibiyotik, gerçekten gerekli olduğunda hastalıkları tedavi edemez hale gelir” değerlendirmesi yaptı.

20.11.2010


Bebeklerde erken fark edilen engeller giderilebiliyor

Psikolog Ahmet Kurt, 0-24 ay arası bebeklerin gelişim takibinin yapıldığı takdirde bazı engellerin erken tesbit edilerek önlenebileceğini söyledi.

Avrupa ülkelerinde 0-24 ay arası bebeklerin periyodik gelişim takibinin yapılmasının zorunlu hale getirildiğini ve bu hizmetin ücretsiz verildiğini belirten Kurt, Türkiye’de ise devlet eliyle sadece aşıların takibinin yapıldığını hatırlattı. 0-24 ay arası bebeklerin gelişim takibinin yapılmasının çok önemli olduğunun altını çizen Kurt, beyin gelişiminin büyük ölçüde bu sürede tamamlandığını dile getirdi. Gelişim takibinin bazı engellerin erkenden fark edilmesini sağladığını vurgulayan Kurt “Örneğin, çocuğun, konuşma, yürüme, iletişim becerisi, özbakım becerileri kazanması, zihinsel gelişimi konusunda bir sorun olup almadığını gelişim takibinden anlayabiliriz. Bu şekilde erken tanı ve tedaviyle önlenebilir bir çok engel de ortadan kaldırılmış olur. Ayrıca bu gelişim takibi ile çocuğun zihinsel ve fiziksel gelişimi maksimum şekilde artırılabilir” diye konuştu.

20.11.2010


Çatal, kaşık, bıçak nasıl temizlenir?

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, kaşık, çatal ve bıçakların saklama ve temizleme şekline, kullanım süresine bağlı olarak bazen zararlı mikropları ve zehirleyici maddeleri yenilen yemekle vücuda bulaştırabildiğini belirterek, bu durumun ciddî zehirlenmelere ve çok önemli sağlık sorunlarına sebep olabildiğini belirtti.

Prof. Dr. Yorulmaz, bu malzemelerin saklandığı yerlerin haşerelerin girmeyeceği biçimde korunaklı yerler olması ve kullanmadan önce mutlaka iyice yıkanması gerektiğini söyledi. Tahtadan yapılmış kaşık ve kepçeler yemek için kullanmak amacıyla alınıyor ise boyalı olmayanlardan seçilmesi gerektiğini belirten Yorulmaz, kaşık, çatal ve bıçaktan gelen sağlık sorunlarından korunmak için yapılması gerekenleri şöyle anlattı: ‘’Mutfak malzemeleri yapıldığı malzeme ne olursa olsun yoğurt, turşu gibi asitli gıdalarla temasta metalin bir bölümü bu tür gıdaların içine daha kolayca geçer. Bu nedenle asitli besinlerin içinde metal ya da plastik kaşık, çatal ve bıçaklar uzun süre bırakılmamalıdır. Yıkanma sırasında çizilme tehlikesi oldukça yüksektir. Çizildiğinde metal olanların içine konulduğu gıdalara metal bulaştırma riski artmaktadır. Malzemelerin sağlığımıza olan etkisi açısından titiz davranmak gereklidir, yiyeceklerle bu kadar yakından ilişkili olan kaşık, çatal ve bıçaklar çok daha fazla özeni hak etmektedir.’’

20.11.2010


Akciğer kanserinin en önemli sebebi sigara

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meltem Tor, ‘’Her yıl 2.5 milyar dolar harcanan akciğer kanserinin en önemli sebebi sigaradan yılda ülkemizde 100 bin, günde 300 kişi yaşamını yitirmektedir’’ dedi.

Prof. Dr. Tor, akciğer kanserinin, günümüzde hem erkek hem de kadınlarda en öldürücü kanser tipi olduğunu söyledi. Bugün Türkiye’de erkeklerde en sık, kadınlarda ise dördüncü sıklıkta görülen akciğer kanserinin en önemli sebebinin sigara olduğuna dikkati çeken Tor, şöyle konuştu:

‘’Ülkemizde saptanan kanser hastalarının yüzde 90’ı sigara içen veya içip bırakmış kişilerdir. Akciğer kanseri maalesef kendisini çok geç dönemde fark ettirmektedir. Bazı kişilerde ise rutin check-up sırasında fark edilebilir, bu kişilerde bazen hiçbir belirti ve bulgu olmayabilir. Bazı kişilerde de aylarca süren fakat önemsenmeyen belirti ve bulgular olabilir. Birçok akciğer kanseri erken dönemde yakalanmazsa çok hızlı şekilde büyüyüp başka organlara da yayılabilir. Bu bakımdan özellikle sigara içen kişilerde bazı belirtilerin önemsenmesi ve hiç gecikmeden hekime başvurması, hayatî önem taşımaktadır.’

20.11.2010


Fast food yanında oyuncak verilmesin

Kalp ve dolaşım sistemi başta olmak üzere obeziteye bağlı rahatsızlıkların önlenmesi için Türkiye’de de fast food lokantalarda çocuk mönülerinin yanında oyuncak verilmesinin yasaklanması ve fast food yiyecekleri özendirici bütün faaliyetlerin sınırlandırılması gerektiği bildirildi.

Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Kayıhan Pala, San Francisco Yönetici Heyetinin, fast food lokantalarında satılan sağlıksız çocuk mönülerinin yanı sıra bedava oyuncak verilmesinin yasaklanması yolundaki kararını olumlu bulduğunu söyledi. Şişmanlığın son 20 yıl gelişmiş ülkelerde ciddî sorun olmaya başladığını ifade eden Pala, ‘’Türkiye’de yapılan bazı araştırmalarda okul çağındaki şişmanlık düzeyinin, Avrupa ve gelişmiş ülkelerdeki mevcut şişmanlığa yaklaştığı görüldü. Bu durum üzerinde ciddiyetle durulması gereken önemli bir sağlık sorunudur’’ dedi. Beslenme bozukluğu içerisinde sayılan aşırı kiloluğun geriye doğru çekilebilmesi, toplumun aşırı kiloluktan en az etkilenmesinin sağlanması için bazı tedbirler alınması gerektiğini dile getiren Pala, şöyle konuştu: ‘’Fast food zincirleri oyuncak dağıtımını, ‘çocuklar özensin, yemeye çalışsınlar ve bu onlarda bağımlılık yapsın’ yaklaşımıyla yapıyor. Bazı ülkeler, kolalı içecekleri, okul kantinlerinde satılmaması gereken içecek ve yiyecek grubu içine aldı. Bu karar şişmanlığın ve yol açtığı hastalıkların önlenmesi amacıyladır. Fast food zincirleri konusunda da özellikle ülkemizde bazı çalışmalar yapılmalıdır.’’ Pala, kalp ve dolaşım sistemi başta olmak üzere obeziteye bağlı hastalıkların önlenmesi için Türkiye’de de ABD’de olduğu gibi fast food lokantalarda oyuncak verilmesinin yasaklanması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: ‘’Sadece oyuncağın yasaklanması yeterli olmayacaktır. Özendirici reklâm ve tanıtım kampanyalarına da sınırlama getirilmesi çocuk sağlığı açısından mutlak gereklidir. Ayrıca çocuklara ve ailelere ulaşılabilecek, bu durumun ne tür sorunlara yol açacağı yolunda eğitimlerin verilmesi de gerekiyor. ABD’deki uygulama iyidir, ama yeterli değildir, üzerine daha farklı şeyler getirmeliler. Sağlık Bakanlığının obeziteyle ilgili çalışmaları var. Kolalı içecekler ve fast food yiyeceklerin obeziteye yol açtığı bir gerçek. Özendirici tüm faaliyetlerin sınırlandırılması gerekiyor.’’

20.11.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.