Duster 4x2 1.5 dCi Laureate

Duster, Dacia’nın ilk SUV’u olma özelliğini taşıyor ve uygun fiyatıyla alıcının dikkatini çekmeye çalışıyor. Renault ve Nissan alt yapılarını kullanan Duster’ın motorları Renault’dan, platformu ise Nissan’dan alınma. Nissan B platformunu kullanan araç yerden yüksek yapısı, ucuzluğu ve piyasa şartlarında makul fiyatıyla SUV almayı aklından bile geçirmeyenlerin aklını çeler. Diğer bir ifadeyle, gerek yakıt tasarrufu, gerekse de cazip fiyat seçenekleriyle SUV sınıfındaki rekabete yeni bir boyut kazandırmayı başardı, desek yanlış olmaz.

GÖZE HOŞ GELEN SADE TASARIM

Duster’ın kaslı hatları güçlü bir görünüm sağlarken, yüksek gövde yapısı sağlam görünümü pekiştiriyor. Geniş çamurlukları ve düz burun yapısı aracın güçlü görünmesini sağlıyor. Ön ve arkada kullanılan siyah tamponlar ve yan kapıların altından geçen demir barlar, tavan raylarıyla birleşerek ortaya kompakt ve dinamik bir SUV görüntüsü çıkartıyor ve Duster’ın tasarımını zengin göstermesini netice veriyor. Duster’ın arka kısmında daha sade bir tasarımı tercih edilmiş. Arka camlar ise karartılmış. Malûmdur ki, SUV segmentinde yer alan araçlar genellikle yüksek satış fiyatlarına sahiptir. Artı bunların tasarımları için fazlasıyla da uğraşılır. Fakat Duster göze hoş gelen sade tasarımı ve adeta ‘ben sağlamım’ diyen yapısıyla birçok SUV kullanıcısının beklentilerini karşılayacak bir tasarıma sahip. Netice olarak, yerden yüksek yapısı sayesinde bozuk yollarda korkmadan gidebiliyorsunuz. 4x2 versiyonu araziye çıkmıyorsanız oldukça mantıklı bir tercih bence.

İÇ MEKÂN DAHA

İYİ OLABİLİRDİ

DİĞER markalar ile karşılaştırmada Dacia Duster’ın zayıf yönü iç mekânı olarak gözükebilir... Sanırım uygun fiyat kaygısı bunda etkili oluyor. İçine binince, diğer Dacia modellerinden iç mekân tanıdık geliyor ve her zamanki gibi çok sade. Konsolda kullanılan malzeme kalitesi biraz zayıf görünüyor. Deri direksiyon, elektrikli ayna ve elektrikli arka camların opsiyonel olarak alındığı Duster’ın dikkatimi çeken noktası kullanılan ses sistemi. Direksiyondan kontrol imkânı veren ses sistemi MP3 desteğine sahip. Saklama gözü noktasında sıkıntı olmayan Duster’da orta konsolda kapaklı bir göz olsaydı iyi olurdu sanki. İç mekânda kullanım açısından zor gelen nokta arka camların iki ön koltuğun ortasına konulmuş kontrol butonları oldu. iki ön koltuğun ortasına konulmuş. Bir de elektrikli ayna kontrolünün yeri pek uygun değil. Ön ve arkada oturan yolcular için yeterli diz mesafesi bulunan Duster, 475 litrelik bagaj hacmiyle büyük ailelerin ihtiyaçlarını dahi kolaylıkla karşılar.

MOTOR VE DE PERFORMANS

Dacia modellerinin hepsinin kaputunun altında Renault’dan alınma üniteler bulunuyor. Ambiance ve Laureate olmak üzere iki farklı donanım paketi ve 1.6 litre 105 HP benzinli, 1.5 litre 85 HP ve 110 HP dizel motor seçenekleriyle satışa sunuluyor. 4x2 ve 4x4 versiyonları bulunan Duster’ın testimize konuk olan Laureate donanım paketine sahip 1.5 dCi 4x2 versiyonunu hem hafif arazide, hem de asfaltta kullandık. Doğrusu hafif arazi şartlarında tahmin edilenden daha başarılı bulacağınıza eminim. 5 ileri manuel şanzımanla gücüne sahip aracımız 0-100 km/s hızlanmasını 13,9 saniyede gerçekleştirirken, Duster’ın maksimum hızı 155 km/s. Düşük tüketim değerleriyle beğenimizi kazanan dCi motor test sürüşümüzde ortalama 5,6 lt/100 km yakıt tüketti. Duster’in süspansiyon sistemi yoldan gelen darbeleri iç mekâna en az şekilde yansıtıyor. 4x4 dizel versiyonla beraber satın alınabilen ESP sistemi bütün donanımlarda olması gerekiyor. Yumuşak yapısıyla konforlu yolculuklar sunan koltuklarla birlikte, içeriye biraz daha az motor sesi yansısaydı, uzun yolculuklar fazlasıyla rahat geçer. Sonuç olarak, Dacia’nın ilk SUV’si olma özelliğini taşıyan Duster, uygun fiyatı, düşük yakıt tüketimi, güçlü motoru ve göze hoş gelen tasarımı ile tercih edilebilir.

RECEP BOZDAĞ

[email protected]

20.12.2010