Sözler - page 1275

Ve melâikenin vücutlarını Amerika insanlarının
vücutları gibi ispat eder. Ve haşir ve kıyametin vü-
cut ve tahakkuklarını o kadar mantıkî ve aklî bir
surette ispat eder ki, hiçbir feylesof, hiçbir mün-
kir itiraza mecal bulamaz. Teslim olmazsa da, mül-
zem olur. Hususan ahirindeki “Remizli Nüktenin
Sırrı” namıyla haşr-i ekberin esbab-ı mucibesini ve
hikmetlerini öyle bir tarzda beyan eder ki; tılsım-ı
kâinatın üç muammasından bir muammasını ga-
yet parlak bir surette halleder.”
(HAŞİYE)
Otuzuncu Söz
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
872
o
ºp
dÉn
Y
(1)
@ Én
¡«
s
°Sn
O r
øn
e n
ÜÉn
N r
ón
bn
h @ Én
¡«
s
c
n
R r
øn
e n
í n
?r
an
G r
ón
b
¢p
Vr
Qn
’r
G p
n
’n
h p
äGn
ƒ '
ª s
°ùdG p
m
I s
Qn
P o
?Én
?r
ãp
e o
¬r
æn
Y o
Üo
õr
©n
j n
’ p
Ör
«n
¨ r
dG
(2)
@ m
Ú/
Ñ o
e m
ÜÉn
àp
`
c
/
‘ s
’p
G o
ô n
Ñ` r
c
n
G n
B’n
h n
?p
d '
P r
øp
e o
ôn
¨r
°Un
G n
B’n
h
ayetlerinin enaniyet-i insaniye ve tahavvülât-ı zer-
rat hakkındaki hakikate dair gelen ayatın iki mü-
him sırrını İki Maksat ile beyan eder.
BİRİNCİ MAKSAT
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
872
Enaniyet-i insaniyenin muamma-i acibesini halle-
derek silsile-i diyanet ile silsile-i felsefenin menşe-
lerini gayet parlak bir tarzda gösterir.
mahşerde toplanmaları.
haşiye:
dipnot, derkenar.
haşr-i ekber:
büyük diriltiliş ve
toplanma.
hikmet:
herkesin bilmediği gizli
sebep; gizli, bilinmeyen nokta.
hüsran:
düş kırıklığı, acı son.
ispat:
doğruyu delillerle göster-
me; kanıtlama.
itiraz:
karşı çıkma, karşı durma.
kıyamet:
dünyanın sonu; kâina-
tın yıkılıp dağılması.
mantıkî:
akla uygun, mantıklı.
meal:
anlam, mana.
mecal:
güç, kuvvet.
melâike:
melekler.
menşe:
kaynak; asıl, esas.
muamma:
karışık, manası zor an-
laşılır şey.
muamma-i acibe:
hayret verici,
anlaşılmaz iş.
mühim:
önemli.
mülzem:
susturulan, susturul-
muş.
münkir:
Allah’ın varlığını kabul
ve tasdik etmeyen.
nam:
ad, isim.
nefis:
kendisi.
nükte:
ince ve derin mana.
remiz:
işaret.
ruh:
insan ve hayvanlardaki diri-
lik kaynağı, hayatın temeli ve se-
bebi.
sır:
giz; insanın aklının erişemedi-
ği İlâhî hikmet.
silsile-i diyanet:
dinî değerler
zinciri.
silsile-i felsefe:
felsefe zinciri.
suret:
biçim, tarz.
tahakkuk:
gerçekleşme, kesin-
leşme.
tahavvülât-ı zerrat:
atomlardaki
bir hâlden başka bir hâle geçme.
tarz:
biçim, şekil.
tefsir:
açıklama.
teslim:
doğrulama, doğru olduğu-
nu kabul etme.
tılsım-ı kâinat:
kâinatın gizli sırrı,
evrenin gizi.
vücut:
varlık.
zerre:
atom, küçük parçacık.
ahir:
son.
aklî:
akla dayanan, mantıklı
düşünce.
ayat:
Kur’ân ayetleri.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümle-
si.
beka:
ebedîlik, sonu olmama.
beyan:
anlatma, açıklama.
ceset:
vücut, beden, cisim.
dair:
ilgili.
enaniyet-i insaniye:
insanın
sadece kendine güvenmesi.
esbab-ı mucibe:
gerektiren
sebepler.
feylesof:
filozof, felsefeci.
gayp:
insan tarafından bilin-
meyen konular ve âlemler.
gayet:
son derece.
günah:
Allah’ın emirlerine
karşı davranma.
hakikat:
gerçek.
halletme:
çözme.
haşir:
bütün insanların, kıya-
metten sonra, tekrar diriltilip
1.
Nefsini günahlardan arındıran kurtuluşa ermiştir.• Nefsini günaha daldıran da hüsrana düş-
müştür. (Şems Suresi: 9-10.)
2.
Gaybı bilen Rabbime yemin olsun ki, ne göklerde ve ne de yerde zerre kadar bir şey On-
dan uzak kalamaz. Bundan küçük veya büyük ne varsa hepsi apaçık bir kitapta yazılmış-
tır. (Sebe’ Suresi: 3.)
HAŞİYE:
Yirmi Dokuzuncu Sözün göz ile görünen bir kerameti var. Ez-
cümle on altı sayfasında ihtiyârsız, tasannusuz, her sayfanın satırlarının
başlarında on altı elif gelmesidir. Bu tevafuku görmek isteyenler, eski
harfli nüshasına müracaat etsinler.
SÖZLER | 1275 |
F
İHRİST
1...,1265,1266,1267,1268,1269,1270,1271,1272,1273,1274 1276,1277,1278,1279,1280,1281,1282,1283,1284,1285,...1482
Powered by FlippingBook