Sözler - page 1271

Yirmi Dördüncü Söz
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
531
(1)
»'
æ°r
ùo
?r
G o
ABÉ n
ªr
°Sn
’r
G o
¬ n
d n
ƒo
g s
’ p
G n
¬ '
d p
G '
B ’ *n
G
ayetinin mealin-
de ve Esma-i Hüsnanın cilveleri hakkındaki çok
ayatın muazzam bir hakikatini “Beş Dal” namıyla
mebahis-i azîme ile tefsir ediyor.
Birinci ve İkinci Dalları
, mühim esrarın muhtasar
bir hazinesidir.
Üçüncü Dal
, hadislere gelen evhamı on iki kaide
ile reddeder, evhamın esaslarını keser.
Dördüncü Dal
, kâinat sarayında istihdam olunan
nebatat ve hayvanat ve insan ve melâike taifeleri-
nin sırr-ı istihdamlarını ve güzel vazife-i ubudiyet
ve tesbihlerini ve haşmet-i rububiyet-i İlâhiyeyi ca-
zibedar bir tarzda beyan eder.
Beşinci Dal
,
»'
æ°r
ùo
?r
G o
ABÉ n
ªr
°Sn
’r
G o
¬n
d n
ƒo
g s
’ p
G n
¬ '
d p
G '
B ’ *n
G
ayeti-
nin şecere-i nuraniyesinin hadsiz meyvelerinden
beş meyvesini gayet parlak ve güzel bir surette
gösteriyor. Bu Beş Meyve ve Otuz Birinci Sözün
ahirindeki Beş Meyve, çok şirindirler. Tatlı ilim is-
teyenler onları alsın okusun.
Yirmi Beşinci Söz
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
586
Gn
ò'
g p
?r
ãp
ªp
H Gƒo
Jr
Én
j r
¿n
G = '
¤n
Y t
øp
ér
dGn
h o
¢ùr
f p
’r
G p
ân
©n
ªn
àr
LG p
øp
Ä n
d r
?o
b
(2)
G k
Ò/
¡n
X ¢m
†r
©n
Ñp
d r
ºo
¡o
°†r
©n
H n
¿Én
cr
ƒ n
dn
h /
¬p
?r
ãp
ªp
H n
¿ƒo
Jr
Én
j'
’n
p
¿'
Gr
ôo
? r
dG
aye-
tinin hakikatini teyit eden yüzer ayatın en mühim
hayvanat:
hayvanlar.
hazine:
hazne; define.
ibadet:
kulluk görevi.
ilim:
bilgi, bilim.
istihdam:
hizmet ettirme, çalıştır-
ma.
kaide:
usul, kural.
kâinat:
yaratılmış olan şeylerin
tamamı.
kıymettar:
kıymetli, değerli.
lâyık:
yakışan, yaraşan.
meal:
anlam, mana.
mebahis-i azîme:
önemli bölüm-
ler.
melâike:
melekler.
muazzam:
çok büyük; önemli.
muhtasar:
kısa, özet.
mühim:
önemli.
nam:
ad, isim.
nebatat:
bitkiler.
ret:
reddetme; geri çevirme.
saray:
büyük konak, kasır.
sırr-ı istihdam:
çalıştırmanın sırrı,
hikmeti, gerekçesi.
suret:
biçim.
şecere-i nuraniye:
nurlu ağaç.
şirin:
tatlı.
taife:
topluluk, fırka.
tarz:
biçim, şekil.
tefsir:
açıklama.
temsil:
örnek; benzetme.
tesbih:
Allah’a söz, iş, davranış,
durum ve kalb ile içten ibadet et-
me.
teyit etme:
doğrulama, destekle-
me.
vazife-i ubudiyet:
kulluk vazifesi.
ahir:
son.
ayat:
Kur’ân ayetleri.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümle-
si.
beyan:
anlatma, açıklama.
cazibedar:
çekici.
cilve:
yansıma.
esas:
temel, kök.
Esma-i Hüsna:
Allah’ın güzel
isimleri.
esrar:
sırlar; gizli, bilinmeyen.
evham:
kuşkular.
fehim:
anlama, anlayış.
gayet:
son derece.
hadis:
Peygamberimiz Hz.
Muhammed’e veya başkası-
na ait olmasına rağmen onun
onayladığı söz, iş, emir ve
davranış.
hadsiz:
sınırsız.
hakikat:
gerçek.
haşmet-i rububiyet-i İlâhi-
ye:
tek İlâh olan Allah’ın ter-
biye ediciliğindeki yücelik.
1.
O Allah ki, Ondan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. En güzel isimler Onundur. (Taha
Suresi: 8.)
2.
De ki: And olsun, eğer bu Kur’ân’ın benzerini getirmek için insanlar ve cinler bir araya top-
lanıp da hepsi birbirine yardımcı olsalar, yine de onun benzerini getiremezler. (İsra Suresi:
88.)
SÖZLER | 1271 |
F
İHRİST
1...,1261,1262,1263,1264,1265,1266,1267,1268,1269,1270 1272,1273,1274,1275,1276,1277,1278,1279,1280,1281,...1482
Powered by FlippingBook