Sözler - page 1272

bir hakikati olan i’caz-ı Kur’ânîyi tefsir eder. Üç
Şua içinde kırk vücuh-i i’caziyeyi beyan ve tefsir
ediyor ki; Kur’ân kelâmullah olduğunu, gündüz-
deki ziya güneşin vücudunu gösterdiği gibi, öyle-
ce gösterir ve ispat eder. Nısf-ı evvel çendan
sür’atli telif edilmiş, fakat istirahat-i kalb ile yazıl-
dığı için izahlıdır. Nısf-ı ahir, bazı esbab-ı mühim-
meye binaen muhtasar ve mücmel kalmıştır. Fa-
kat, bununla beraber her taifeye göre (ve ne fikir-
de bulunursa bulunsun) bu mübarek Söz, i’caz-ı
Kur’ân’ı ona gösterir ve ispat eder. Bu Söz şimdi-
ye kadar i’caz-ı Kur’ân’a karşı çok muannitleri ser-
füru ettirerek secdeye getirmiş.
Yirmi Altıncı Söz
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
751
= o
¬ o
du
õn
æo
f Én
en
h o
¬o
æp
FBG n
õn
N Én
fn
ór
æp
Y s
’p
G m
Ar
?n
T r
øp
e r
¿p
Gn
h
@
(2)
@m
Ú/
Ño
e m
?Én
ep
G =?/
a o
?Én
ær
«°n
ür
Mn
G m
Ar
?n
T s
?o
c n
h
(1)
@ m
?ƒo
?r
©n
e m
Qn
ón
?p
H s
’p
G
(ilâahir) mealindeki ayatın sırr-ı kadere ait ve
iman-ı bilkader,
hayrihî ve şerrihî minallâhi
teâlâ
’nın ispatına medar mühim bir hakikatini
Dört Mebhas ile öyle bir surette tefsir eder ki,
havassın fikirleri yetişmediği esrar-ı kaderiyeyi,
basit avamların zihinlerine takrip edip anlattırı-
yor. Hatimesinde, en kısa ve en selim ve en müs-
takim bir tarikın esasını Dört Hatve namıyla tezki-
ye-i nefsin ve tekemmül-i ruhun medarı olan dört
mühim dersi veriyor. Ve Hatimenin hatimesinde
ait:
ilişkin.
and olsun:
yemin olsun, yemin
ederim.
avam:
halkın büyük kısmı.
ayat:
Kur’ân ayetleri.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümlesi.
bazı:
bir kısım.
beyan:
anlatma, açıklama.
binaen:
dayanarak.
çendan:
gerçi.
esbab-ı mühimme:
önemli ne-
denler.
esrar-ı kaderiye:
“kader” inancı-
nın gizleri.
fikir:
akıl, düşünme, düşünce.
hakikat:
gerçek.
hatime:
son söz, bir eserin sonuç
kısmı, nihayet, bitiş.
hatve:
adım.
havas:
bilginler, âlimler.
hayrihî ve şerrihî minallâhi te-
âlâ:
“Hayır ve şer, her ikisi de Al-
lah’tandır” anlamındaki iman
esaslarından altıncısı.
i’caz-ı Kur’ânî:
Kur’ân’ın mu’cize-
liği.
ilâahir:
sona kadar.
iman-ı bilkader:
kadere iman.
ispat:
doğruyu delillerle göster-
me.
istirahat-ı kalb:
kalb rahatlığı.
izahlı:
açıklamalı.
Kelâmullah:
Allah’ın kelâmı,
Kur’ân-ı Kerîm.
Levh-i Mahfuz:
Allah’ın ezelî il-
miyle kâinatta olmuş ve olacak
şeylerin yazıldığı levha.
meal:
anlam, mana.
mebhas:
kısım.
medar:
neden, vesile, dayanak
noktası.
muannit:
inatçı.
muhtasar:
kısa, özet.
mübarek:
hayırlı.
mücmel:
öz, kısa.
mühim:
önemli.
müstakim:
doğru, istikametli.
nısf-ı ahir:
son yarı.
nısf-ı evvel:
ilk yarı.
secde:
baş eğme.
selim:
sağlam, temiz, samimî.
serfüru:
boyun eğme.
sırr-ı kader:
kader gizi.
suret:
biçim.
sür’atli:
hızlı.
takrip:
yaklaştırma, yanaştır-
ma.
taife:
sınıf, tabaka.
tarik:
usul; yol.
tefsir:
açıklama.
tekemmül-i ruh:
ruhun ol-
gunlaşması.
telif:
kitap yazma.
teyit etme:
doğrulama, des-
tekleme.
vücuh-i i’caziye:
mu’cize
oluş yönleri.
vücut:
var olma, var oluş.
zihin:
anlayış, kavrayış.
ziya:
ışık.
1.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. • Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri Bizim yanımızda
olmasın. Her şeyi Biz belirli bir miktar ile indiririz. (Hicr Suresi: 21.)
2.
Biz her şeyi Levh-i Mahfuz’da tek tek yazdık. (Yâsin Suresi: 12.)
F
İHRİST
| 1272 | SÖZLER
1...,1262,1263,1264,1265,1266,1267,1268,1269,1270,1271 1273,1274,1275,1276,1277,1278,1279,1280,1281,1282,...1482
Powered by FlippingBook