Sözler - page 893

medar ve ilim ve emr-i ‹lâhînin bir ünvan› olan ‹mam-›
Mübin’in düsturlar› ve imlâs› taht›nda ve zaman-› hâz›r ve
âlem-i flahadetten teflkil ve icad-› eflyada tasarrufa medar
ve kudret ve irade-i ‹lâhiyenin bir ünvan› olan Kitab-›
Mübin’den istinsah ile ve seyyal zaman›n hakikati ve
SÖZLER | 893
O
TUZUNCU
S
ÖZ
irade:
dileme, tercih etme.
irade-i ‹lâhiye:
Allah’›n iradesi,
dilemesi.
irade-i nafize:
her fleye nüfuz
eden, her yere hükmünü geçiren
irade.
irade-i Rabbaniye:
Allah’›n rubu-
biyetinin, idarecili¤inin öne ç›kan
istekleri.
istinsah:
yazma, kopya etme; ya-
zarak ço¤altma.
kader:
varl›klar›n Yarat›c›n›n il-
mindeki plan ve program›.
kavanin:
kanunlar.
kemal-i sanat:
sanat›n mükem-
mel oluflu.
kitabet:
yaz›m.
kitabet-i kudret:
kudret kalemi-
nin yaz›s›.
Kitab-› Mübin:
her hangi bir fle-
yin Yarat›c›n›n ilmindeki plan ve
programa göre gerçekleflme, vü-
cut bulma kayd›.
kudret-i fât›ra:
yarat›c› kudret.
kudret-i ‹lâhiye:
Allah’›n güç ve
kuvveti.
kudret-i kâmile:
son derece mü-
kemmel kudret.
küllî:
kapsaml› ve büyük.
Lehv-i Mahv ‹spat:
bir fleyin y›k›-
l›p tekrar kuruluflunu gösteren
manevî levha.
Levh-i Mahfuz-u Azam:
Allah’›n
kaderi yazd›¤› ve her fleyi muha-
faza etti¤i defteri.
mahiyet:
özellik, nitelik, esas.
mahsus:
özel.
mazhar:
sahip olma.
mecmua-i kavanin:
kanunlar›n
topland›¤› kitap.
medar:
vas›ta, sebep.
mesail:
meseleler.
mevcudat:
varl›klar.
mevt:
ölüm.
miktar-› muayyen:
önceden be-
lirlenmifl ölçüler.
mütebeddil:
de¤iflken.
nazar:
bakma, bak›fl.
nehr-i azîm:
büyük nehir.
sahife-i misaliye:
temsilî sayfa,
ilim, irade ve kudretin gösterildi¤i
varl›k tabakas›.
seyyal:
ak›c›.
silsile-i mevcudat:
varl›klar zinci-
ri.
flekl-i mahsus:
özel flekil.
fluunat:
durumlar, keyfiyetler,
hâller, ifller.
tahrik:
harekete geçirme.
tasarruf:
üzerinde de¤ifliklik yap-
ma.
tesmiye:
isimlendirme.
teflhis:
flekil ve suret verme.
teflkil:
flekillenme.
zaman-› haz›r:
içinde bulundu¤u
zaman; flimdiki zaman.
zerrat:
atomlar, en küçük madde
parçalar›.
âlem-i gayp:
görmedi¤imiz,
fakat varl›¤› kesin olan ve
mahiyeti Allah taraf›ndan bili-
nen baflka dünyalar.
âlem-i flahadet:
görünen
âlem, dünya.
basîrâne:
görerek.
cüz-i ihtiyarî:
insandaki seç-
me gücü.
daire-i mümkinat:
akl›n
mümkün gördü¤ü her fley.
desatir:
kanunlar, kurallar.
düstur:
prensip, kural.
ehl-i gaflet ve dalâlet ve fel-
sefe:
gaflete dalan, hak yol-
dan sapan ve felsefeyle u¤ra-
flan kimseler.
fenâ:
yok olma.
hakikat-› zaman:
zaman›n
gerçek mahiyeti, asl›, iç yüzü.
harekât:
hareketler.
harekât-› zerrat:
atomlar›n
hareketleri.
hikmet:
‹lâhî gaye.
hüküm:
karar.
icad-› eflya:
eflyan›n yoktan
yarat›lmas›.
ihtizaz:
titreme.
‹mam-› Mübin:
her hangi bir
fleyin tüm özelliklerinin Yara-
t›c›n›n ilmindeki plan ve prog-
ram›n›n kayd›.
1.
Gayb› Allah’tan baflkas› bilmez. (Neml Suresinin 65. ayeti ve benzeri di¤er ayetlerden al›n-
m›fl bir kaidedir.)
Amma
Kitab-› Mübin
ise, âlem-i gayptan ziyade âlem-i flahadete bakar.
Yani, mazi ve müstakbelden ziyade zaman-› hâz›ra nazar eder. Ve ilim ve
emirden ziyade, kudret ve irade-i ‹lâhiyenin bir ünvan›, bir defteri, bir ki-
tab›d›r.
‹mam-› Mübin
kader defteri ise,
Kitab-› Mübin
kudret defteridir.
Yani her fley, vücudunda, mahiyetinde ve s›fât ve fluunat›nda kemal-i sa-
nat ve intizamlar› gösteriyor ki, bir kudret-i kâmilenin desatiriyle ve bir
irade-i nafizenin kavaniniyle vücut giydiriliyor; suretleri tayin, teflhis edi-
lip birer miktar-› muayyen, birer flekl-i mahsus veriliyor.
Demek, o kudret ve iradenin küllî ve umumî bir mecmua-i kavanini, bir
defter-i ekberi vard›r ki, her bir fleyin hususî vücutlar› ve mahsus suretle-
ri ona göre biçilir, dikilir, giydirilir. ‹flte flu defterin vücudu,
‹mam-› Mübin
gibi, kader ve cüz-i ihtiyarî mesailinde ispat edilmifltir. Ehl-i gaflet ve da-
lâlet ve felsefenin ahmakl›¤›na bak ki, kudret-i fât›ran›n o
Levh-i Mahfu-
zu
’nu ve hikmet ve irade-i Rabbaniyenin o basîrâne kitab›n›n eflyadaki cil-
vesini, aksini, misalini hissetmifller; hâflâ, “tabiat” nam›yla tesmiye etmifl-
ler, körletmifller.
‹flte,
‹mam–› Mübin
’in imlâs› ile, yani kaderin hükmüyle ve düsturuyla,
kudret-i ‹lâhiye, icad-› eflyada her biri birer ayet olan silsile-i mevcudat›
Levh-i Mahv, ‹spat
denilen zaman›n sahife-i misaliyesinde yaz›yor, icat
ediyor, zerrat› tahrik ediyor. Demek, harekât-› zerrat, o kitabetten, o is-
tinsahtan, mevcudat âlem-i gayptan âlem-i flahadete ve ilimden kudrete
geçmelerinde bir ihtizazd›r, bir harekâtt›r.
Amma,
Levh-i Mahv, ‹spat
ise, sabit ve daim olan
Levh-i Mahfuz-u
Azam
’›n daire-i mümkinatta, yani mevt ve hayata, vücut ve fenâya daima
mazhar olan eflyada mütebeddil bir defteri ve yazar bozar bir tahtas›d›r ki;
hakikat-i zaman
odur. Evet, her fleyin bir hakikati oldu¤u gibi, zaman de-
di¤imiz, kâinatta cereyan eden bir nehr-i azîmin hakikati dahi
Levh-i
Mahv, ‹spat’
taki kitabet-i kudretin sahifesi ve mürekkebi hükmündedir.
1
*G s
’p
G n
Ör
«n
¨r
dG o
ºn
?r
©n
j n
1...,883,884,885,886,887,888,889,890,891,892 894,895,896,897,898,899,900,901,902,903,...1482
Powered by FlippingBook