Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Biz de sizin işinize biraz karışsak ne olur paşam

Genelkurmay Başkanı’ Büyükanıt’ın adı artık ‘Siyasi Paşa’ya çıktı. Her siyasi konuda fikrini-tepkisini ifade ediyor.

Sonra da siyasete müdahale etmediğini söylüyor. Çünkü ona göre memleketin hemen hemen bütün siyasi meseleleri aynı zamanda askerlerin görev alanına giriyor.

Sebebi ise malum: Her siyasi konu Türkiye’nin güvenliği ve daha korkutucu bir ifade ile söylersek, ‘bekaası, yani geleceği’ ile ilgili...

Hani neredeyse 301’inci madde nedeniyle yazar-çizer, bilim insanlarımız, çeşitli korkular ve siyasi baskılar nedeniyle de politikacılarımız rahatça konuşamaz ve fikirlerini ifade edemezken, fikirlerini-tepkilerini en rahat bir biçimde ifade edenler sadece askerler, daha doğrusu onların tümü adına Genelkurmay Başkanı ve generaller oluyor.

Durum böyleyken biz gazeteciler, yazar-çizerler, bilim insanları ve politikacılar ise askeri konularda konuşamıyoruz. Fikirlerimizi-tepkilerimizi ifade etmek ne demek, merak ettiğimiz soruları bile soramıyoruz.

Mesela, niçin erken uyarı uçakları ve jet savaş uçaklarımızın menzilini Şili’ye kadar uzattığı söylenen (Bir hava kuvvetleri komutanının bu açıklamasını bir köşe yazısında okumuştum) tanker uçakları alındığını bize şimdiye kadar izah eden olmadı.

Önümüzdeki bilmem kaç yıl içinde niçin (gerçekten de kaç yıl içinde olduğunu bilmiyorum) 100 mü 150 mi saldırı helikopteri alınacağını da bilmiyoruz. Kime saldıracağımızı da?

Kimse bize bu konularda bilgi vermiyor.

Biz, bu ülkenin gazetecileri, bu konularda fazla meraklı değiliz. Yazar-çizerlerimiz ve politikacılarımız da öyle.

Ama ben de, madem askerler sivillerin işlerine bu kadar rahatça karışıyorlar, sivil siyasetin ve memleketin bütün meselelerine giriyorlar, bunu kendileri için bir hak görüyorlarsa, bizim de bazı konularda askerlere soru sormaya hakkımız olduğunu düşünüyorum.

Tabii vergi veren her vatandaşın buna hakkı var. Verdikleri vergilerin nerelere harcandığını bilmek durumundalar.

Gerçi kanunen ve fiilen bu mümkün değil ama, olsun. Nazari olarak böyle bir hak mevcut. (Askerler ve kimi politikacılar bu denetimin Meclis ve Meclis adına Sayıştay tarafından yapılmasına olanak tanıyan bazı yasal düzenlemelerden söz ediyorlar ama siz buna inanmayın, fiiliyata bakın)

Lafı uzatmadan merak ettiğim meseleyi anlatayım. Son günlerde Türkiye’de dikkati çekecek kadar fazla sayıda savaş uçağı birbiri peşi sıra düşüyor. Bunların çoğu da F-16.

Bir yılda acaba kaç savaş uçağı eğitim ya da devriye uçuşu sırasında düştü?

Ben bu rakamları gazetelere, ajanslara yansıdığı kadarıyla derlemeye çalışıyorum. Sayı çok fazla. Tahminlerinizden de fazla.

Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na sorarsanız -onlar bu düşüşlere galiba kaza-kırım oranı diyor. (Yanlışsa özür dilerim) - bu düşüşler ortalama kaza-kırım oranına uygun.

Yani beklenen oranda bir kayıp söz konusu.

Acaba öyle mi?

Bundan birkaç yıl önce yine böyle F-16’lar birbiri peşi sıra düşmeye başlamıştı. O günlerde F-16’larla ilgili bazı haberler çıkmıştı. Uçaklarda tesbit edilen teknik sorunlar dile getirilmişti. Bunların hepsi gazete arşivlerinde mevcut. Hava Kuvvetleri meseleyle ilgili bir açıklama yapmaktan kaçınmış, sadece bu düşüş oranının normal olduğunu söylemekle yetinmişti.

Sonra da zaten bu konularda ne bir habere ne de yoruma rastlanmıştı. Ama uçaklar ve özellikle de F-16’lar düşmeye devam ediyordu. Şimdi bu mesele bir yanıyla askeri bir konu. Öteki yanıyla da vergi veren vermeyen herkesi ilgilendiriyor. Hele Meclis’i ve hükümeti hayli hayli ilgilendiriyor.

Çünkü Türkiye bir yandan yetişmiş, seçkin pilotlarını yitiriyor, bir yandan her uçak düşüşünde milyonlarca dolarlık bir kayıp söz konusu.

Şimdi yine gazete haberlerine bakılırsa ABD Türkiye’ye yeni F-16’lar satmış. Satışın toplam tutarı 2.9 milyar dolar civarındaymış. Merak ettim, acaba bu alışverişten hükümetin ve Meclis’in haberi var mı?

Bunlar dikenli konular biliyorum. Askerler bu meselelerin konuşulmasını sevmiyorlar. Buna karşılık kendileri memleketin her meselesi hakkında rahatça fikir- tepki ifade ediyorlar.

Mesela, Genelkurmay Başkanı tamamen siyasi bir mesele olan af konusunu dolaylı olarak dile getirdiği için neredeyse Mehmet Ağar’ı hainlikle suçlayacak.

Tabii mesele bu da değil. Bu vesile ile tamamen Meclis’in yetkisinde olan bir siyasi kararı peşinen engellemek için Meclis’e gözdağı verilmiş oluyor.

Tabii bizim böyle bir iddiamız olamaz.

Biz sadece sormak istiyoruz:

“Paşam şu uçaklar niçin birbiri peşi sıra düşüp duruyor?”

Yeni Şafak, 20 Ekim 2006

Koray DÜZGÖREN

21.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Biz de sizin işinize biraz karışsak ne olur paşam

  Avrupa ile tren kazası olacak mı

  Patenti bizdedir!

  Mehmet Ağar’ı asalım!

  Kürt meselesi, CHP ve DYP


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004