Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

Hayat ‘onlar’la anlamlı

Zengin olmak mutlu olmak demek değildir

Refah düzeyi artmış, zengin, çalışkan ve güçlü olan mutsuzların sayısı oldukça fazla. İnsanların cebinde parası, elinin altında imkânları ve tasarruf edebilme yeterliliği arttıkça mutlulukları da, neşeleri de artıyor değil.

Eşine piyango bileti çıkmış hanımefendi, düzenlerinin bozulduğundan, huzurlarının kaçtığından bahisle, ‘Keşke böyle bir durumla karşılaşmasaydık’ diye ailelerinin karşılaştığı dramı anlatıyor.

Güçlü, zengin, çalışkan tanımlamaları özellikle zamanımızda pek de masumiyet ihtiva etmemektedir. Yani bir insan zengin oluyor, güçlü oluyor ve imkan sahibi oluyor da, mutlu olamıyorsa bu durum size ne düşündürür? Doğrusu benim hemen aklıma gelen, bu kazançların içinde alın terinin olmaması ve dolayısıyla ‘haram’lık ihtiva etmesidir. Kişinin inancı ne olursa olsun, haram olan bir şey, içinde mutluluk unsuru taşımamaktadır.

Mutlu olma şansımız ne kadar?

Hemen belirtmek gerekir ki, mutsuz insanların sayıları ne kadar artarsa, mutlu olma şansımız da o nispette azalacaktır. Zaten mutsuz insanların sayılarındaki artış, ister istemez mutlu insanların sayılarındaki azalma anlamına gelecektir.

Huzurlu olmak için mutlu kişilere yakın olmamız gerekiyor. Komşumuzun mutluluğu ‘bize ne’ denecek cinsten bir durum değildir. Bakkalımızın mutluluğu ‘umursanmayacak bir durum’ değildir. Çevremizde ne kadar mutlu insan varsa, bu enerji bizi de etkisi altına alacaktır.

Mutsuzlar yalnız

‘Eşiyle, çocuklarıyla çok mutlu ama, bir park köşesinde bir akşam vakti geçiriyor.’ böyle bir şey göremezsiniz. Çünkü onun mutluluğu biraz da evindekilerle olan ilişkilerinin yansımasıdır. Ya da ‘Mutlu bir genç, ama hep geç saatlerde evine geliyor.’ bu da olamaz. Çünkü evinde mutlu olmayan, dışarıda onu ne kadar bulabilecektir.

Nerede yaşarsak yaşayalım, bir şekilde huzuru kaçmış, hayal kırıklığına uğramış, öfkeli ve mutsuz insanlarla içiçe olduğumuzu hatırdan çıkarmamak gerekiyor. Mutsuz insanlar, hiçbir mutlu insana yakın olmayı başaramayan insanlardır.

Sokakta kavga eden insanlardan ‘bana ne’ diyecek durumda değilsiniz. Çünkü kavgadan sizin de etkilenmesi mümkündür. Bırakın fiili etkilenmeleri, ‘Bugün bizim sokakta insanlar kavga etti’ cümlesi bile başlı başına bir huzursuzluk haberidir.

Mutlu insanlar bir araya gelmeli

Bir şeyler yapıp etmeli ve mutluluk arayan insanları yeniden bir araya getirmeli. Çünkü mutluluk arayanların yanına gelecektir mutluluk. Böylece ne kadar çok mutluluk arayan insan bir araya gelirse, o kadar çok mutluluğa ulaşılabilecektir.

Arz talep dengesi gereği, insanlar neye ihtiyaç duyarlarsa, o ihtiyaç duydukları unsurlarda çalışmalar, keşifler yapılacaktır.

Neler mutsuzluk sinyalidir?

Hiçbir yakın ilişki içinde olmayan insanlar, daima yalnız ve mutsuzdurlar.

Peki yarın mutlu olacaklar mı? O konuda da bir güvence yok. Çünkü yarın da bugün kadar yalnız olacaktır. Mutsuz insanlar, anlık doyum arayışı içindeyken tamamen mantık dışı hareket edebilirler.

Hiçbir insanla yakın arkadaşlık kuramayan insanlarla olan iletişimde çok dikkatli olunmalıdır. Onlarla olmak eğlenceli olabilir, ama ilişkilerinde hep aşağılama ve düşmanlık vardır.

Bütün başarılı ve uzun dönemli ilişkilerin temelinde yatan gülme ve eğlenmedir. Eğlencesini kaybetmiş bir birliktelik, heyecanını da kaybetmiş demektir.

İnsanların mutluluğu veya mutsuzluğu bizim çok da dışımızda olan şeyler değildir. “Beni ilgilendirmez” dediğimizde doğruyu söylemiyoruz aslında. Eğer söylediğimiz şey nitelik dünyamızda ise, bu bizi ilgilendiriyor, hem de derinden…

Mutlu olmak için bir seebi olmalı insanın. Bu ‘neden’ bazen bir anne-babadır, bazen bir dosttur bazen de bir arkadaş. Ama insanın mutlaka, nitelik dünyasında bir sevdiği, değer verdiği birisi ya da aile üyesi ve en azından bir arkadaşı vardır. İnsan bu haliyle yalnızlıkla pek iç içe değildir. Yani yalnızlık insan için değil.

Yalnız insanlar önceleri insanları kendilerinin reddettiklerine inanırlarken, yalnızlık derinleştikçe, insanların onları reddettikleri inancı ağır basmaya başlar.

Hayatımızın vazgeçilmezleri olan ve bizim için hayatın kendileriyle anlam kazandığı insanlar vardır. Onlar olmaksızın neredeyse hayatı düşünemeyiz. Onların varlığı mutluluğumuz için de büyük bir ihtiyaçtır. Onlar olmadan her şeyin yolunda gitmesi de pek mümkün değildir.

Geçici sevenlere mukabil, bizi ebedi seven var

Ama her şeye ve herkese rağmen bizi sevenlerimizin ‘geçici’liğini dikkatlerden uzak tutmamalıyız. Onun için sevgisi baki Olana nazarları çevirmeliyiz. Çünkü nice ‘Onsuz yaşayamayız’ dediğimiz değerli insanlar olmaksızın da hayatın pekala yaşanıyor olduğunu hayatın gerçekleri öğretiyor insana.

Ama yine de anlatılanlardan, hayatları bizim için çok büyük anlam ifade eden, mutluluk kaynaklarımıza, günde birkaç dakikalık ilgiyi esirgeyelim çıkmıyor. Hatta günde bir kaç dakikalık ilgi, kendimiz için ve kendileri için, çok şeyi halledebilecektir.

S. Bahaddin YAŞAR

21.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Müzeler krizde mi?

  Mevlânâ çizgi filmi 2007’yi bekliyor

  Ödüller “Kısa Devre” yaptı

  Tarihî yapılara restore

  Hayat ‘onlar’la anlamlı


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004