Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

AB, asker ve gidişat

Türkiye’nin Gümrük Birliği ek protokolünün gereklerini yerine getirmek için Güney Kıbrıs’a tek liman ve alan açma önerisi Avrupa’yı pek etkilemedi.

AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’ndan yeni bir sonuç çıkmadı; dışişleri bakanları AB Komisyonu’nun “8 başlık askıya alınsın” yönündeki tavsiyesini olduğunu gibi benimsedi. Ve nihai karar yarın yapılacak başbakanlar düzeyindeki toplantıya kaldı.

Türkiye’nin önerisinin Kıbrıs’ı tanımak anlamına geldiğini söyleyen siyasi parti mensupları ile resmi devlet görüşünden sapma olduğunu ifade eden bürokratlar açısından sonuç, şimdilik arzu ettikleri gibi oldu.

AB Komisyonu’nun tavsiyesi 14 Aralık’taki toplantıda da benimsenirse, Türkiye’nin AB müzakereleri önemli ölçüde askıya alınmış olacak. Zira askıya alınan 8 önemli başlık yanında, açılabilecek diğer dosyalarda da ulaştırma, Gümrük Birliği, tarım gibi konular devreye girdikçe ilerleme mümkün olmayacak...

Türkiye’nin AB yolu uzun bir yol...

Bu yol üzerinde engellerin ve dirençlerin olması doğaldır.

Ancak koşulların hep aynı kalmayacağı, iniş ve çıkış anlarının olacağı da muhakkaktır.

Böyle bakıldığında en büyük sorun Türkiye AB ilişkilerindeki duraksamadan çok, Türkiye’nin iç siyasetinde karşı karşıya kalacağı risklerdir.

Başka bir deyişle demokratik düzene dış dinamiklerden, özellikle AB’den gelen desteğin etkisinde azalma olma ihtimalidir.

Kaldı ki, Türkiye iç siyaseti açısından son beş yılın en kritik dönemine girmektedir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi, bu nedenle git gide yükselmeye başlayan asker-sivil gerilimi ve bu gerilimin gölgesinde gidilecek genel seçimler ülkeyi siyasi sallantılara açık bir hale getirmektedir.

Nitekim Genelkurmay Başkanı’nın bir süre önce Türkiye’nin Kıbrıs hamlesine yönelik yaptığı açıklamalar, sadece AB’ye ve Kıbrıs’a yönelik değildir...

Birçok yorumcu haklı olarak bu açıklamanın Çankaya savaşlarının ilk startı olduğunu düşünüyor...

Bizce de öyle...

Org. Büyükanıt’ın açıklaması, AB’yle pazarlık halinde olan siyasi iktidarın elini ve gücünü zayıflatacak bir çıkıştı.

Daha da öte sadece hükümet ile asker arasındaki mesafeyi artırmakla kalmayacak, dışişleri ile genelkurmay arasındaki ilişkileri de olumsuz etkileyecek bir açıklamaydı.

Askerin bu riskleri göze almasının nedenlerini tahmin etmek pek zor değildir...

Org. Büyükanıt’la birlikte ordu, siyasi rolünü her yönüyle talep etmekte, AB’den Cumhurbaşkanlığı seçimlerine uzanan hatta ipleri elinde tutmayı hedeflemektedir...

Bu amaca, kriz çıtasını yükselterek ulaşması mümkündür. Kriz çıtasını yükseltmek ise riskli konularda ve kritik anlarda alınacak keskin tavırlarla olasıdır...

Gerçekten de asker yaptığı çıkışlarla kamuoyunu kutuplaşmaya davet etmekte, yönetim krizini tetiklemekte ve asker-sivil gerginliğini yükseltmektedir.

Asker özetle şunu söylüyor:

“Ben devleti temsil ederim… Ben onaylamadan siyasi karar alamazsın… Devlet alanı-siyaset alanı dengesini bozamazsın…”

Bu sözleri ve bu bakışı son üç yıldır önemli ölçüde AB’nin varlığı dengelemişti.

Yaşanan tıkanıklık sonrası AB’nin etkisinin zayıflama ihtimali özellikle bu nedenle ürkütücüdür.

Yeni Şafak, 13.12.2006

Ali BAYRAMOĞLU

14.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  AB ile katılım süreci yerine “kriz statükosu”na

  Devlet ve siyaset

  Komutan kendini ne sanıyor?

  AB, asker ve gidişat


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004