Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Faruk ÇAKIR

Feministler kızmasın



“Akıl için yol bir” olduğundan, ‘gerçek’lerin taraftar bulması zor olmuyor. Geçtiğimiz günlerde Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA-DER) bir kampanya açmış ve milletvekili adayı olan ‘kadın’ların desteklenmesini istemişti.

Derneğin, bunu temin etmek için uyguladığı bir de reklâm kampanyası vardı. Buna göre ‘meşhur kadın’lar, ‘bıyık’ takmış ve öylece fotoğraf çektirmişlerdi. “Bıyıklı kadın” fotoğraflarıyla hazırlanan reklâm kampanyasının ilânları gazetelerde yayınlanmaya devam ediyor. Kampanyayı açanlar, “Meclise girmek için erkek olmak şart mıdır?” sorusunu soruyorlar. Biz de KA-DER’cilere, görmek istemedikleri başka bir gerçeği hatırlatmış ve kampanyanın sloganını şu şekilde değiştirmelerini teklif etmiştik: “Meclise girmek için erkek olmak ve ‘başörtüsü takmamak’ şart mıdır?” (Yeni Asya, 17 Mart 2007)

Benzer soruyu KA-DER’cilere soranlar da çıktı. Radikal’den Nuray Mert de, “KA-DER’cilere çağrı: Başörtüsü taksanıza” anlamında bir yazı yazdı.

(Radikal, 27 Mart 2

007) Bir gün sonra da aynı soruyu Gülay Göktürk sordu: “KA-DER kadınlara bıyık takıp kampanya yapacağına, başörtüsü taksaydı da biz o zaman görseydik siyasî cesareti. Ve tabiî hakkaniyet duygusunu... Hayır, yok, olmuyor... Yıllardır bekliyorum, KA-DER bir türlü o sıçramayı yapamıyor. Çoğu yakından tanıdığım, samimiyetine, aklına güvendiğim kadınlar; ama bu meselede tam olarak ‘çarşafa dolanmışlar.’ Ne değişmeye cesaret edebiliyor, ne mevcut pozisyonlarını göğüslerini gere gere savunabiliyor, öyle debelenip duruyorlar.” (Gülay Göktürk, Bugün, 28 Mart 2007)

Ortada bir vak’a var: ‘Kadın’ların milletvekili olmaları değil, ‘başörtülü kadın’ların milletvekili olmaları engelleniyor! Buna rağmen; kadın haklarını savunduğunu söyleyen KA-DER, bu gerçeği görmüyor, görmemekle de kalmıyor, gizliyor! Gizliyor, ama gerçekleri ilelebed gizlemek ne mümkün? İşte, bir iki ‘ifşaat’ ile ‘sıva’lar dökülmeye başladı bile. Yanlışı ne zamana kadar savunabilecekler ki?

İşin başka bir yönü daha var: Görünüşte kadınların hakkını savunanlar, aslında en büyük kötülüğü yine kadınlara yapıyorlar. Bu kuru bir iddia değil. “Feminist”leri üzecek bir araştırmanın sonucuna göre, “Feminizm, kadın sağlığına zararlı.”

İlgili haber şöyle: “İsveç araştırmasına göre, erkeklerle rekabet eden kadınlar, stres ve uzun çalışmadan sağlıksız oluyor. İsveç Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün araştırmasına göre kadınlar işyerinde yükselmeyle birlikte karşılaştıkları stres yüzünden sağlıklarından oluyor. Erkeklerin sağlığı da alışık oldukları düzenin bozulması ve sahip oldukları hakları kaybetmeleri yüzünden bozuluyor. Kadının iş hayatındaki yeri konusunda halen geçiş döneminin yaşandığına dikkat çekilen araştırmada, bu dönemin hem kadın, hem de erkek için zor olduğuna vurgu yapıldı.” (Sabah, 27 Mart 2007)

Kadınları ‘sokağa/işe’ taşıyan medeniyetin sebep olduğu fâcianın bir neticesi de şu haberde gizli: “Almanya’da bebeklerini doğar doğmaz ölüme terk edenlerle başa çıkmak için hastahanelerde uygulamaya konan ‘bebek bırakma pencereleri’ ülkeyi karıştırdı. Yılbaşından bu yana 23 bebeğin öldürülmesi üzerine anne-babalara çocuklarını öldürmek yerine hastahanelere bırakmasını tavsiye eden reklâmlar veren belediyelere ve il yönetimlerine tepki gösteren halk, ‘Bu sadece daha çok ebeveynin çocuğundan vazgeçmesini destekler’ diyor.” (Sabah, 28 Mart 2007)

“Anne”liği dahi öldürenler utansın!

30.03.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (29.03.2007) - “15 milyon genç” marşını söyleyenler, 15 köye elektrik götürememiş!

  (28.03.2007) - ‘Saray’lı ya da saraysız: Adalet şart

  (26.03.2007) - Gerçekleri öğretmek yasak mı olsun?

  (25.03.2007) - Önce hürriyet, yine hürriyet

  (24.03.2007) - Merak ettiklerimiz

  (23.03.2007) - Ümit kaynağı

  (22.03.2007) - Bağdat harap olduktan sonra...

  (21.03.2007) - Bu ülkenin değerleri

  (20.03.2007) - “Kadınların çilesi”

  (19.03.2007) - Uçakta namaz, niçin olmasın?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004