|
Gelenek bozulmadı. Sivasspor İnönü'de yine kazandı. Liverpool karşısında alınan sonuçla, sersemlemiş durumundaki bir boksörü andıran Beşiktaş'ı önce Muhammed, daha sonra da Gurbanov’un golleriyle mağlup eden Bülent Uygun’un öğrencileri gelecek yıl için UEFA hedefinin boş bir hayal olmadığını da ispat etmiş oldular. Ne var ki, takımını 2. ligde iken 30-40 bin kişi ile destekleyen İstanbul Yiğidolarını, lig maçlarında bunca başarıya rağmen, üç büyüklerle yapılan maçlarda göremiyoruz. Zirvedeki Sivas takımını İnönü'de 150-200 kişilik cılız bir taraftar topluluğunun izlemesi düşündürücü idi. Acaba İstanbul’daki Sivaslılar, gönül verdikleri İstanbul takımlarına rakip olduğu için mi Sivasspor’u terk ettiler, yoksa başarıya mı doydular?
SİNAN ENGİN BIRAKMALI
Hakem hatalarından en çok zarar gören takım Beşiktaş. Fakat Fenerbahçe maçından sonra gerek Sinan Engin, gerekse yöneticilerin PAF açıklamaları haklı iken haksız duruma düşülmesine sebep oldu. Futbol kamuoyunun empatisi yerine antipatisi kazanıldı. Ciddi bir zamanlama hatası yapıldı. Ulusoy ve Keçeci’nin açıklamaları, PAF kararından dönüş, yönetimde ciddi bir imaj zedelenmesine yol açtı, vefakar Beşiktaş taraftarının dahi sabrını taşırdı. Sivas maçında gördük ki , taraftar takımına maç kazandırdığı gibi kaybettirebiliyor da. Futbolcuların en fazla desteğe ihtiyaç duyduğu bir ortamda üstelik iyi oynarken ve 1-0 öne geçmişken yapılan olumsuz tezahürat, yenilginin sebeplerinden biri olmuştur.
Keşke Sinan Engin, yönetim ve bazı futbolculara tepki için maçın sonunu bekleselerdi. Zira daha kaybedilmiş hiçbir şey yok. Taraftar demişken, maç sonunda Sivasspor’lu futbolcuları alkışlayan büyük Beşiktaş taraftarını alkışlıyor, Sivas hakkında çirkin söz söyleyen küçük seyirci grubunu ise kınıyorum.
|
