Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Diş tedavileri üzerine



Afyon’dan Mehmet Kenar: “Diş dolguları ve kaplamalar caiz midir? Abdest ve gusle engel teşkil ederler mi? Bazı kimseler Malikilere ittibâen olabileceğini, ancak bu durumda da daha önce kılınan namazların kaza edilmesi gerektiği ya da Maliki mezhebine göre niyet edilmesi gerektiğini söylüyor. Bu ne demektir?”

Diş dolguları ve kaplama ile ilgili içtihatların temelinde Arfece b. Esad’ın (ra) rivayet ettiği bir hadis bulunmaktadır. Söz konusu hadiste Arfece (ra) diyor ki: “Cahiliye devrinde Külâb savaşında burnum kırıldı. Gümüş burun yaptırdım. Bilâhare bu kokunca Allah Resûlü (asm) altın burun yaptırmamı emretti.”1

Bu hadiste âlimler iki hususu tesbit ediyorlar:

1- Zaruret olunca altının tedavi amaçlı kullanılmasının caiz olduğu. 2- Hastalanan ve kesilen bir uzvun, meselâ çürük dişlerin muhtelif maddeler kullanılarak tedavisinin caiz olduğu.

Gusülde mazmaza ve istinşak, yani ağız ve burunu yıkamak Hanefî ve Hanbelî mezheplerine göre farz; Malikî ve Şafiî mezheplerine göre ise sünnet. Abdestte ise ağız ve burunu yıkamak sadece Hanbelî mezhebinde farz; diğer mezheplerde sünnet. Bu durumda dişlere yapılacak ve yapıştırılacak kaplama veya dolgu malzemesi, ağzı yıkamayı farz kabul edenlere göre problem teşkil etmekte; sünnet kabul edenlere göre problem teşkil etmemektedir. Çünkü ağzı yıkamayı farz kabul edenlere göre, dişin arasına sertçe ve su geçirmeyen bir madde kaçtığında, bu maddenin altına su geçmemiş ise gusül sahih olmaz. Ama sünnet kabul edenlere göre dişin arasına kaçan maddenin altına su temas etmemiş olsa bile gusül sahihtir; çünkü ağzı yıkamak farz değildir.

Burada; ‘Bir mesele bazı mezheplerde farz olduğu halde, neden diğer bazı mezheplerde sünnettir? Efendim hak bir değil midir,’ denmesin sakın! Evet, hak birdir; ama İslâmiyet’in içtihatlara kapısı açıktır. Allah dileseydi ağzı ve burnu bol su ile yıkamayı da âyetinin içinde zikreder ve bu mesele tartışmasız farz kılınmış olurdu. Zikretmemiş olması ümmet için “ihtilâf” rahmetini doğurmuş ve bu rahmet neticesinde, meselâ diş dolgusu ve kaplaması meselesinde daha rahat bir çözüme kavuşmuş bulunmaktayız.

Bu ihtilâfa neden işaret ediyorum? Müslümanların çözüm zenginliğini açık ve net olarak vurgulamak için. Yani diş tedavisi zarûretine binaen dolgu veya kaplama yaptıran bir Müslüman, hangi mezhepten olursa olsun; Malikî ve Şafiî mezhebinin içtihadından istifade edebilir. Böyle bir Müslüman’ın yaptığı guslün, Hanefî mezhebinde tartışmalı olsa bile, Malikî ve Şafiî mezheplerinde tartışmasız sahih oluşu kendisi için yeterlidir. Guslü sahihtir. Bunun için, ne mezhep değiştirmeye, ne namazları kaza etmeye, ne de o mezheplere göre niyet etmeye ihtiyaç yoktur. İbadet için niyet yapması yeterlidir.

Demek oluyor ki, diş tedavisi zaruretiyle Malikî ve Şafiî mezheplerinden istifade eden Hanefî bir Müslüman’ın, kendi mezhebinde kıldığı namazlar ve yaptığı ibadetler sahihtir. Mezhepler ihtilâf kaynağı değil; çözüm kaynağıdırlar. Mezheplerin ihtilâflı içtihatları bizim zenginliğimizdir.

Öte yandan, Hanefi mezhebinde de, tedavi amaçlı altından diş taktırmak yukarıdaki hadis-i şerif esas alınarak İmam-ı Muhammed’e göre caiz görülmüştür. Bu görüş İmam-ı Azam’ın hocasının hocası olan İbrahim en-Nehâî’ye de dayandırılmaktadır. Ayrıca bu mezhepte, parmak uçlarına ve tırnak altlarına yapışık olan şeyleri gidermenin güç olduğu durumlarda, ekmekçi ve boyacı gibi san'atkârların bu şekilde aldıkları abdest ve gusüllerinin sahih olduğuna hükmedilmiştir. Hanefî fukahâsından El-Kâsânî ve El-Kerhi de yerinden oynayan dişi altın ile bağlamayı caiz görmüşlerdir. İmam-ı Azam ise oynayıp düşecek olan dişi bağlamak için altına değilse bile, gümüşe cevaz vermiştir.2

Dişlerin kaplanması meselesi Bedîüzzaman Hazretlerine de sorulmuş; Bedîüzzaman, Şafiî olmasına rağmen, bu soruya, gusülde ağzı yıkamanın farz olduğuna hükmedenlere göre cevap vermiştir. Bedîüzzaman, diş meselesinin umûm’ül-belvâ olduğunu, yani ümmetin diş sağlığı ile ilgili umumî bir problemi olduğunu; güvenilir ve işinde uzman bir doktorun ihtiyaç göstermesi hâlinde yapılan kaplamanın veya dolgunun ağzın zahirinden çıkarak batını hükmüne geçtiğini; binaenaleyh, kaplama veya dolgu altının gusülde yıkanmamasının guslü iptal etmeyeceğini ve kaplamanın yıkanmasının, dişin yıkanması yerine geçeceğini bildirmiş; yaralar üzerindeki sargılar için verilen fetvayı da örnek göstererek “zarurî ihtiyaca binaen” kaydıyla diş kaplamayı ve dişe dolgu yaptırmayı caiz görmüştür.3

Dipnotlar:

1- Nesâî, Süslenme, 41. 2- F.Hindiyye, 12/60 3- Barla Lâhikası, s. 157

04.06.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.06.2008) - Yeryüzüne indirilen nimet yumakları - 2

  (02.06.2008) - Yeryüzüne indirilen nimet yumakları - 1

  (01.06.2008) - Mu’cizede aklı icbar var mı?

  (31.05.2008) - İbadet ve ahiret kaygısı-2

  (30.05.2008) - İbadet ve Ahiret kaygısı - 1

  (29.05.2008) - Özgüven fahr değil, şükürdür

  (28.05.2008) - İsm-i Celâl ve Cemal üzerine

  (27.05.2008) - Dünyada ve mahşerde İsm-i Adlin tecellîsi

  (25.05.2008) - Muhtelif sorular

  (24.05.2008) - Hayatın içinden

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır