06 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

Yeni MGSB’de “irtica”!


A+ | A-

Millî Güvenlik Kurulu’nun (MGK) toplantısında kamuoyunda “Türkiye’nin gizli anayasası” olarak bilinen ve “kırmızı kitap” olarak adlandırılan yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin (MGSB) “iç tehdit” bölümünde “irtica tehdidi” ifâdesinin çıkarılması, abartılarak lanse edilmekte.

Ancak aynı bölümde bunun yerine “din istismarı”nın yazılması ve başta PKK olmak üzere “devrimci aşırı sol örgütler”le birlikte “aşırı dinci örgütler”in tek tek sayılıp mercek altına alınması, “Kırmızı Kitap aynı tas, aynı hamam” yorumlarına yol açmakta. Her ne kadar “devletin vatandaşını potansiyel tehdit görmediği, yerine kendine ve vatandaşına güven esasına dayalı görüşün hakim kılındığı” iddia edilse de, daha önce “irtica” kelimesiyle kastedilen “tehdidin” MGSB’de “iç tehdit” olarak kaldığı görülmekte.

Bakanlar Kurulu ve kolluk güçleri için bir rehber niteliği taşıyan, beş yılda bir güncellenen ve en son 24 Ekim 2005’te MGK’da kabulünden sonra 20 Mart 2006’daki Bakanlar Kurulu’nda kararlaştırılıp yürürlüğe konulan “irtica tehdidi”nin yer aldığı mevcut MGSB’de olduğu gibi, son güncellemenin de yine “asker kontrolünde hazırlanmış.”

“İç güvenlik”, “dış güvenlik” ve ”savunma” olarak üç ana bölümden oluşan ve 22 sayfadan 48 sayfaya çıkarılan ve TSK’nın Türk Millî Askeri Strateji Belgesi (TÜMAS) ile İç ve Dışişleri Bakanlıkları’nın strateji belgelerine esas oluşturacak MGSB’nin bu haliyle peşinen “vizyoner bir metin” olarak propagandası, dikkat çekici.

“İRTİCA” YERİNE “DİNCİ ÖRGÜTLER”!

Bilindiği gibi Başbakan Yardımcısı ve hükûmet sözcüsü Çicek’in, TÜSİAD’ın Berlin’deki toplantısı sonrasında düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye’de irtica suçu yok” beyânının hatırlatılması üzerine, “Kanunlarımızda irtica suçu diye bir tanım yok” demiş ve sadece “devrim kanunlarına muhalefet” şeklinde bazı suç tanımları olduğuna işaretle önce ‘irtica’ suçunun tanımının yapılması gerektiğini söylemişti.

Görünen o ki “irtica tehdidi”nin yerine bu kez “din istismarı” ve “dinci örgütler” istimal edilecek. Daha önce “irtica” ile kastedilen “tehdit” unsuru, bu kez “din istismarı” ve “Kırmızı Katap”ta tek tek “değerlendirilen” ve “dinci örgütler” olarak nitelenen “tarikatlar ve cemaatler” kapsamında ele alınacak! Zira başta Anayasa’nın 24. maddesi olmak üzere “din istisması” ve “dinci örgütler”in ceza yasasında karşılığı var.

Bu durum, AKP iktidarının 2005’te çıkardığı yeni Türk Ceza Yasası’nda, Bediüzzaman’ın “lastikli kanun” dediği dine ve dindarlara karşı kullanılan meşhur 163. maddesinin yerine ikame edilen 312. maddenin kaldırılıp, güya AB’nin önerdiği inanç, düşünce ve ifâde hürriyetine göre değiştirilen, lâkin aynı ibâreleri tekrarlayan paragrafları ihtiva eden 216. maddenin yerine ikame edilmesine benziyor. Kur’ân âyetlerinin tefsiri ve hadislerin mânâsı dinî boyutuyla depreme “İlâhî ikaz” tesbitini yapan Yeni Asya gazetesi yazarlarının “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçuyla önce 163, ardından 312 ve sonrasında 216. maddeden halen yargılanmaları ve ceza almaları misâli.

Ya da kısa adı “EMASYA” olan Emniyet Asâyiş Yardımlaşma Protokolü”nün kaldırılmasında olduğu gibi.

“VİZYON BELGESİ” BU MU?

Hatırlanacağı üzere, iktidara gelişinin sekizinci yılında ve hükûmetinin protokolü yeniden imzalamasından beş yıl sonra “EMASYA protokolü diye bir şey olamaz, olmayacak, bunun adımını atıyoruz, atacağız” diyen Başbakan, “Zaten bu bir protokol, kanun filan değil. Kanun, Genelkurmay, İçişleri burada müşterek bir çalışma yapar. Yasal düzenleme gerekiyorsa yasal düzenlemem yapacağız” cümlesiyle “protokol”ün yerine “yasa”nın olduğunu belirtmişti.

Nitekim hemen peşinden dönemin İçişleri Bakanı ve Devlet eski Bakanı Başeskioğlu, “EMASYA Protokolü” kaldırılsa da yine iç güvenliğin tehlikeli olduğu durumlarda askerin kullanımına ilişkin “İl İdaresi Kanunu’nun 11/d maddesi”ni yasal dayanak olarak nazara vermişti. Maddenin özünün, “il valisinin bölgesinde çıkan toplumsal olayları kendi gücüyle üstesinden gelemediği takdirde kuvvet talep etmesi” olarak târif etmişti.

Özetle değişen bir şey olmamış; Bakan’ın dediği gibi, “EMASYA Protokolü” kaldırılsa da, sözkonusu “askerin müdahâlesi”ne dayanak teşkil eden mezkur kanunun aynı sonucu sağladığı bizzat ikrar edilmişti.

Neticede, yeni MGSB’de aynı kırılganlık yer alıyor. Bediüzzaman’ın, “bîtaraf ve hürriyetperver olması lazım gelen hükûmet-i cumhuriyeyi, dinsizliğe taraftar ve entrikaları çeviren ve hükûmetin memurlarını iğfal eden gizli menfì komitelerden tefrik edilip, hükûmetin onlardan uzak olmasını istiyorum; o entrikacılarla mübareze ediyorum” dediği “o komitelerden, tesadüfle hükûmetin memuriyetine girenler”in , “ciddî dindarlara takmak ve devleti iğfale çalışmak için ellerinden tuttukları ‘iki kulp’tan biri olan ‘irtica kulpu” iftirası, perdeli bir biçimde devam ediyor. (Tarihçe-i Hayat, 212)

Ve “Gençlik Rehberi Mahkemesi Müdafaası”nda belirttiği, “ithamların en birincisi” olan “rejim aleyhtarlığı telâkkisi”yle, Nur talebelerine ve dindarlara “zulüm ve cefâyı revâ gören Devr-i Sâbıkın emniyet ve âsâyişi ihlâli vehim ve hayaline düzme isnadları”na “din istismarı” ve “dinci örgütler” paravanında yine fırsat veriliyor. (a.g.e.,564-565)

Tesbit şu ki iddia edildiği gibi yeni “Kırmızı Kitap”ta “irtica tehdidi tarihe gömülmüş” değil, sadece kelime olarak çıkarılmış.

Peki, alây-ı vâlâ ile reklâm edilen “konsept değişikliği ile strateji ve vizyon belgesi” bu mu?

06.11.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.11.2010) - “Ateşkes”ten “özerklik” vartasına…

  (02.11.2010) - “Eylemsizliğin” bedeli ne?

  (31.10.2010) - Terör tehdidi ve “eylemsizlik” şantajı… (2)

  (30.10.2010) - Terör tehdidi ve “eylemsizlik” şantajı… (1)

  (29.10.2010) - Başörtüsü rafa, sıra yeni gündemlerde…

  (28.10.2010) - “Kirli gizli savaş”a seyirci…

  (27.10.2010) - “YÖK’ün yönergeleri” çözüm mü?

  (26.10.2010) - “Yasal yasak” ve “AİHM gerekçesi”

  (25.10.2010) - “YÖK şartı” ve sürünceme…

  (24.10.2010) - “Kamusal alan” sabotesi…


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.