03 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Dünya

 

AGİT Zirvesi

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı (AGİT) Astana’da 38 ülkenin devlet ya da hükümet başkanlarını ile 14 ülkenin bakanlarını bir araya getirdi. Bu toplantının özelliği 1999 yılında İstanbul’da yapılan zirveden 11 yıl sonra yapılan ilk toplantı olmasıydı.

Cumhurbaşkanı Gül’ün, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile meşhur wikileaks belgelerinden sonra ilk kez karşılaştığı bu toplantıya ilişkin olarak merak ettiğimiz husus, iki liderin ilk konuşmaları esnasında akıllarından neler geçtiği oldu. İnsanız. Hepimiz hakkımızda söylenenlerden etkileniriz. Elbette Sayın Gül, Aliyev’i teselli ettiğini söyleyecek. Ama bu belgelerde ortaya çıkan Aliyev’in Türk hükümetinden rahatsız olduğu, Türkiye’nin enerji yollarının merkezinde olmasını istemediği gibi bilgilerin hiç aklına gelmediğini söylemek imkânsız.

Aynı husus Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı Clinton ile yaptığı görüşmede bizce daha da baskındı. Clinton’un “seninle hiç kriz olmadan görüşemeyecek miyiz Ahmet!” diyerek, “bizim de hakkımızda neler söyleniyor” gibi işi şakaya vurdurarak yumuşatmaya çalıştığı hava içinde, iki tarafından aklından bir çok başka şeyin geçtiğini anlamak zor değil.

Bu merakı bir yana bırakıp AGİT toplantısına dönelim.

AGİT’in Minsk grubu da bu vesile ile bir araya gelerek Yukarı Karabağ sorunu üzerinde bir kez daha görüştüler. Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin de hazır bulunduğu toplantı sonrasında yayınlanan ortak açıklamaya bakıldığında, bu konuda tek bir adım bile atılamadığı görülmektedir. Güya her iki taraf da soruna nihaî bir çözüm bulunması konusundaki kararlılıklarını teyit etmişler.

Son zamanlarda sınırda meydana gelen ateşkes ihlâlleri dikkate alınırsa, bize göre iki ülke nihaî anlaşmaya üç yıl öncesi kadar uzaklar. Bu da Aliyev’in de husûmetini çeken Ermenistan’la yaptığımız protokollerin uygulanmasını imkânsızlaştıran bir engel olmaya devam edecek.

AGİT zirvesinde liderler Avro-Atlantik ve Asraysa bölgesinde sürdürülebilir bir güvenlik anlayışının temelini insan hakları ve temel özgürlüklere saygının oluşturması gerektiğini dile getirdiler. Ama öbür yandan da ülkelerin uluslar arası terörizm konusunda daha sıkı işbirliği yapmasını öngördüler.

İşte burada bir çelişki doğuyor. Avrupa ve Amerika’daki uygulamalara bakıldığında, uluslar arası terörizm tehditlerinin bu ülkelerde özellikle yabancılara ve Müslümanlara yönelik olarak temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına, hayatın zorlaştırılmasına yol açan tedbirlere götürdüğü görülüyor. Özel hayatın gizliliğinin güvenlik gerekçesiyle ihlâl edildiği, havaalanlarında insanların saatlerce bekletildiği, bütün büyük şehirlerin övünülerek binlerce kamerayla donatıldığı, özellikle yabancıların yoğun bir şekilde izlendiği bir hayat egemen olmaya başladı.

Zirvede vurgulanan bir hususun önemli olduğunu düşünüyoruz:

“Terörizm herhangi bir din, kültür yada etnik grupla ilişkilendirilmemelidir. Terörizmin bir çok saiki varsa da, bireyleri daha çok acılarının intikamını almaya iten bireysel adaletsizlik algılarıdır. Olumsuz ekonomik, siyasal ve sosyal şartlardan kaynaklanan meşrû çilelerin çözülmesi, terörizmin önlenmesine yönelik kapsamlı yaklaşımın bir parçası olmalıdır”.

Umarız bu anlayış yalnızca kâğıt üzerinde kalmaz. Her türlü terör eylemini İslam ile özdeşleştirme önyargısına sahip Batılıların da bu anlayışlarını değiştirmelerini sağlar.

Görüldüğü üzere; 11 yıl aradan sonra yapılan AGİT Zirvesi güvenlik açısından çok somut adımların atıldığı bir toplantıdan çok, liderlerin bir araya gelerek ikili sorunlarını konuştuğu ve kaynaştığı bir toplantı şeklinde geçti. Umarız alınan kararların sonucu da temenniden ibaret olmaz.

H.İbrahim CAN

03.12.2010


 

ÇİN, BELGELERİ ‘SAÇMA’ BULDU

Çİn, Wikileaks internet sitesinin yayımladığı belgelere ‘’saçma’’ dedi. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jiang Yu, bazılarında Çin’in adının da geçtiği 250 bin civarında Amerikan diplomatik yazışmalarını açıklayan siteyle ilgili soru üzerine, ‘’internet sitesinin saçma muhtevası’’ hakkında yorum yapmayı reddetti ve başta ayrıntı da vermedi. Wikileaks’te açıklanan belgelerden birinde, Çin’in Kuzey Kore füzelerinin İran’a naklinde topraklarını kullandırdığı ileri sürülüyor. Çin’de internet kullanıcılarının siteye giremediği ifade ediliyor.

YAYINLAR, AGİT’LE İLİŞKİLERİ BOZMAZ

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ‘’Wikileaks internet sitesinde yayınlanan belgelerin, AGİT üyesi ülkelerle ABD arasındaki ilişkileri bozmayacağını’’ söyledi. Clinton, Kazakistan Dışişleri Bakanı ve AGİT Dönem Başkanı Kanat Saudabayev ile yaptığı basın toplantısında, ‘’Wikileaks belgelerinin yaptığı görüşmelerde gündeme geldiğini, ancak bu yayınların ABD’nin AGİT üyesi ülkelerle ilişkilerine zarar vermeyeceğini’’ ifade etti. Clinton, ‘’Elbette bu yayınlardan duyulan endişeler var. Biz bunlarla ilgili gerekli soruşturmayı başlattık, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını sağlayacağız. Burada görüştüğüm tüm liderler, bizimle çalışmaya devam etmek istediklerini söyledi’’ diye konuştu.

03.12.2010


 

Assange İngiltere’de

İngiliz Independent gazetesi, dünkü sayısında birinci sayfadan Wikileaks’in kurucusu Julian Assange’ın fotoğrafına yer vererek, “Assange nerede? Ne istiyor? Ve bundan sonra ne yapacak?” sorularını sordu ve Assange’ın İngiltere’de olduğunu iddia etti.

Assange’a anarşist suçlaması ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Philip Crowley, ABD’nin gizli diplomatik yazışmalarını yayımlayan Wikileaks sitesinin kurucusu, eski hacker Julian Assange’ın, “gazeteci değil bir anarşist” olduğunu iddia etti. Crowley, yaptığı açıklamada, “Assange bir anarşistir ve gazetecilere tanınan hak ve korumayı hak etmiyor” dedi. Wikileaks sitesinin sözcüsü Kristinn Hrafnsson, bir açıklamasında, yaptıkları çalışmanın yasalara aykırı olmadığını, ABD yazışmalarına ilişkin ellerinde yüzbinlerce belge bulunduğunu, bunların tamamını yayımlamalarının aylar alacağını belirtmişti. Hrafnsson, ‘’Eğer küresel istikrar aldatma ve yalanlara dayalı ise onu biraz sarsmak da gerekli’’ demişti.

Tutuklama emrinin kaldırılmasına red

İsveç Yüksek Mahkemesi, tecavüz ve cinsel taciz suçlamasıyla hakkında tutuklama emri çıkarılan Wikileaks’in kurucusu Julian Assange’ın tutuklama emrinin kaldırılması yönünde yaptığı başvuruyu reddetti. İsveç Yüksek Mahkemesi yetkilisi Kerstin Norman, ‘’Yüksek Mahkeme itiraza izin vermemiştir. Bu sebeple Svea Temyiz Mahkemesinin bu konuda aldığı kararı hala geçerlidir’’ dedi. Avustralyalı 39 yaşındaki Assange hakkında, ağustos ayında İsveç’e yaptığı ziyaret sırasında 2 İsveçli kadına tecavüz ve cinsel tacizde bulunduğu gerekçesiyle tutuklama emri çıkarılmıştı. Hakkındaki suçlamaları reddeden Assange, İsveç Yüksek Mahkemesine başvurarak, 2 alt mahkeme tarafından, gözaltına alınması ve hakkında uluslar arası tutuklama emri çıkarılması yönünde daha önce alınan kararlara itiraz etmişti.

AVUKATI: NEREDE

OLDUĞU BİLİNİYOR

Wikileaks internet sitesinin kurucusu Julian Assange’ın avukatı, İngiliz polisi ve birçok ülkenin Assange’ın nerede olduğunu bildiğini söyledi. Avukat Mark Stephens, “Scotland Yard’ın ve birçok ülkenin güvenlik servislerinin Assange’ın nerede olduğunu bildiğini” belirtti. Stephens, Assange’ın yeriyle ilgili bilgi vermedi. İngiliz “The Times” gazetesi bugün, Assange’ın İngiltere’nin güneydoğusunda bulunduğunu ancak İsveç’in çıkardığı tutuklama emrindeki şekil kusuru dolayısıyla tutuklanamadığını yazarken, ‘’The Independent’’ gazetesi de, Wikileaks kurucusunun İngiltere’nin güneydoğusunda yaşadığının sanıldığı belirtmişti. AMERİKAN YÖNETİMİ TEDBİRLER ALACAK Wikileaks belgelerinin yayımlanmasından sonra zor günler geçiren Amerikan yönetimi, gizli doküman ve ağların güvenliğini arttırmak ve “köstebekleri” engellemek için sıkı tedbirler almaya hazırlanıyor. Wikileaks’te yayımlanan belgelerdeki ifadeler yüzünden dış politika ilişkilerinde zorda kalan Amerikan yönetimi, aynı durumun tekrarlanmaması için Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Ulusal İstihbarat Direktörlüğünün aralarında bulunduğu, gizli belge ve ağlarla ilgili bütün hükümet birimlerini incelemeye alıyor. Bu kapsamda Beyaz Saray’ın ilk adımlarından biri olarak, Ulusal Güvenlik Danışmanı Tom Donilon, belgelere ulaşım ve güvenlik politikalarını düzenlemek için Ulusal Güvenlik personelinin üst düzey danışmanlığına Russell Travers’i getirdi. Wikileaks’le ortaya çıkan sonuçlar ışığında belgelerin güvenliğine ilişkin yapısal reformları geliştirmek için kapsamlı çalışmalar yapacak olan Travers, Ulusal Güvenlik personeline, düzeltici eylemler, yatıştırıcı tedbirler ve belgelere yönelik ihlâllerle ilgili politika tavsiyelerinde bulunacak.

03.12.2010


 

ABD, inşaat konusunda İsrail’e söz geçiremedi

ABD’nİn İsrail’in işgal altındaki topraklarda inşaat yapımını durdurmakta başarısız olduğunu Filistinli yetkililere ilettiği bildirildi.

Adının açıklanmasını istemeyen Filistinli bir yetkili, ‘’Amerikan yönetimi, İsrail’in inşaatlarla ilgili moratoryumu kabul etmediğini bize bildirdi’’ açıklamasında bulundu. Ramallah’ta açıklamalarda bulunan yetkili, Amerikan yönetiminin çabalarını sürdüreceğini de sözlerine ekledi.

03.12.2010


 

Kudüs’te yeni konut projesi

İsraİl, işgal ettiği Batı Şeria’da Kudüs çevresinde yeni bir konut projesi açıkladı. ABD’nin girişimiyle gündeme gelen İsrail-Filistin doğrudan görüşmelerinin yeniden başlatılması çabalarına darbe indireceği yorumu yapılan yeni plan kapsamında 625 konut inşa edilmesi planlanıyor.

İsrail Radyosunun haberine göre, İsrail İçişleri Bakanlığı’nın ilgili komitesi tarafından geçen hafta onaylanan inşaat, Kudüs’ün Filistinlilerin yoğun olduğu doğu kesiminin hemen sınırında, 25 yıl önce kurulmuş olan Pisgat Zeev adlı yerleşimde olacak. İnşaat tasarısının 2 yıllık bir geçmişi olduğu kaydedildi.

03.12.2010


 

İki Filistinli öldürüldü

İsraİl rail radyosu, Gazze Şeridi’nden İsrail’e sızmaya çalışan iki silahlı Gazzelinin, İsrail askerlerince öldürüldüğünü bildirdi.

Olayın sabaha karşı saat 03.30 sıralarında meydana geldiği belirtilirken, İsrail ordu sözcülüğü Gazze Şeridi’nin kuzeyinde, güvenlik çitlerinin bulunduğu alanda, bir grup silahlı Filistinlinin saldırı teşebbüsünün püskürtüldüğünü iddia etti. Bölgedeki direnişçilerin üzerine İsrail Hava Kuvvetleri uçaklarından ve tanklardan ateş açıldığını kaydeden sözcülük, olayın ardından sabah yapılan araştırmada iki İslami Cihad üyesinin cesetlerinin bulunduğunu belirtti.

03.12.2010


 

Aborjinler parti kuruyor

Avustralya’da Aborjin haklarını savunan Maurie Ryan, bu kıta ülkesinde yaşayan yerlilerin sesini ilk kez duyurmak amacıyla ilk siyasî partiyi kuruyor.

Ryan, AFP’ye yaptığı açıklamada, ‘’First Nations’’ adlı siyasî partinin kayıt başvurusunu seçim komisyonuna yaptığını belirtti ve ‘’Bu ülkede 27 siyasî parti var ama bunlardan hiçbiri Aborjin çıkarlarını temsil etmiyor’’ ifadesini kullandı. Avustralya’nın ‘’ilk halkının’’ haklarının ünlü savunucusu Vincent Lingiari’nin torunu Ryan, İşçi Partisi ile Muhafazakâr Parti’yi ‘’aşırı bir ırkçılık sürdürmekle’’ suçladı ve Aborjinlerin ‘’esir muamelesi’’ gördüğünü savundu.

03.12.2010


 

Kore’de adaya dönüş

Kuzey Kore’nin Güney Kore’ye ait Yeonpyeong adasını top atışıyla geçen hafta vurmasının ardından tahliye edilen adanın sakinleri, 4 gün süren ABD-Güney Kore ortak askeri deniz tatbikatından sonra adaya dönmeye başladı.

Incheon limanından adaya gelen bir grup ada sakini gözyaşlarıyla evlerine döndü. Kimlik kontrollerinin ardından gemiden inen ve iskelede basın mensuplarının karşıladığı sakinler, mutluluk gözyaşları döktü. Evlerine dönmenin mutluluğunu kelimelerle anlatamadıklarını söyleyen bazı yaşlı kadınlar, gerginliğin dinmesini istediklerini ifade etti. Sonrasında ise hayalet şehir görünümündeki adada bulunan evlerinin yolunu tutan ada sakinleri, gerginliğin ardından normal hayatlarına başlayacak.

03.12.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.