"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dağlar...

Abdullah UZUN
03 Kasım 2014, Pazartesi
Yazı başka, sonbaharı başka, kışı bambaşka. Zirvelerde hayat bambaşka.

Hafta sonları yaylalara çıkarız.
Yaylalar Mayıs ayında başlayan “göç”le şenlenir.
Bir yandan hayvanlar, diğer yandan insanlar adeta bu ayları özlemle beklerler.
Gidiş nasıl heyecanla başlıyorsa, dönüş de hüzünle sona eriyor.
Bizler ise sadece gezip, görmek ve yapabildiğimiz kadarıyla tefekkür etmek için çıkarız.
Yılın birkaç ayı müstesna, devamlı dağlara gezi düzenlenir. Biz de çıkarız.
Ben, çok duygulanırım. Bu ıssız duruşu, heybetli görünüşü ile bazen kıskanırım da!
Temiz ve saf bakışı ile gelenleri selâmlar.
Konuşur kendi lisan-ı haliyle anlayanlar ile.
Ses verilir ise karşılık verir.
Duyar sesimizi, biz ne dersek, o da aynı lisanla cevap verir.
Oralarda kılınan namazdaki hûşuyu şehirlerde yakalamak çok zor.
Neden Allah (cc) dağları yaratmış?
Hikmetini sıralamaya kalksak satırlarımız ve lisanımız yetmez.
Eskilerde kışın bile dolu olurdu.
Şimdilerde bomboş, sadece insanlar için boş.
Diğer mahlûkat için mesken olmaya devam ediyor.
Kurumuş otlar ve çiçekler, dağın tepelerinden akan kayalarla adeta ölü gibi görünür.
Lâkin nice canlıları bağrında besler yine de bu dağlar.
Rabbim oralarda da hayat sahiplerinin imdadına yetişiyor.
Rızıklarını yetiştiriyor.
Aç ve açıkta kimseyi bırakmıyor.
Zirvelerinde kar eksik olmaz.
Sis ve duman dağların en yakın dostu ve arkadaşıdır.
Dağlar bunlara alışıktır.
Soğukta biz üşürüz, oralar ise dimdik ayaktadır.
Biz zalim mahlûkattan kaçarlar hayvanat âlem-i.
Bilirler ki, zarar vermek için geldiler bu vatanımıza,
Rabbim rızıklarını bile eksiksiz gönderirken, bizler zevk için avlarız dağları şenlendiren mahlûkatı.
Dağlarda emir bekliyor!
İsrafil (as) aldığı emirle görev tevdi edene kadar sessiz ve sakin dururlar.
Emir aldığında ise yer yerinden oynayacak. Ve beklenen kıyametin kopmasında eşlik edecekler.
Demek çok büyük sorumlulukları var dağların.
Bakmayın o sakin duruşuna,
Durgun akan derelerin coştuğunda neler yaptığına şahit olmuyor muyuz?
Zaman ve mekân bekliyorlar.
Dağlara çıkanlara “İyi bakın” bizler de sizi Yaratanın eseriyiz.
Sizler ve bizler aynı gemide yolculuk yapıyoruz.
Sizin göreviniz başka. Bizimki başka.
Ve siz bizim çekinerek üzerimize alamadığımız sorumluluğu da üzerinize aldınız.
Yani ahit imzaladınız. Kabul ettiniz. Biz bu heybetimizle çekindik. Siz ise zayıf ve aciz olmanıza rağmen çekinmediniz. 
Peygamberlere ev sahipliği yapan dağlar.
Selâm olsun Yaratan’a secde eden heybetli duruşunuza.

Okunma Sayısı: 1965
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı