Ninnisiz dalıyor uykuya veletler
Artık uyumadan evvel kaytarmak yok
Annelere naz yok
Babalara masal anlat diye sitem yok
Tarihin en acımasız senaryosuna gebe Filistin...
Karanlığın da ötesinde
Çığlıkların eşiğinde
Bir korku filminin bilmem kaçıncı sahnesinde...
Siyaset diye vicdanlara perdeler çekildiği
Adalete demirden prangalar vurulduğu
Ve koca dünyanın merhametten bihaber olduğu
Namuzsuzca, korkakça, alçakça ve dahi namertçe
Açılan bir cenk meydanında
Filistin’in küçücük çırpınışlarla
Koca yürekli direnişi ile
Karşı koyduğu bir cenk...
Menfaat denizinde boğulan
O koca koca balıklara karşın
Suyun üstünde yürüyen yiğitler...
Ey Filistin
Sen nasıl da böyle bir çağda
Kalleşçe açılan bir harbın ortasında
Öyle mahzun ama öyle de mesrur
Öyle meczup ama öyle de mecnun...
Senin arşı titreten yakarışlarına
Çaresiz kalışımızı affet.
Bu fütursuzca seyirci kalmamızı bağışla.
Bizlere ahirette hesap sorma.
Biz ki Kudüs’ü;
Kalbimize sürur,
Başımıza taç
Ruhumuza ilaç biliriz.
Mescid-i Aksa’da ise
Bir vakit namazı kılmaya dahi müşerref olamayan
Avlusunda semaya el açıp dua edemeyen bizler;
Fakiriz, yoksunuz, eksiğiz...
Bir yanımız her daim buruk.
Siz ki o kutsal mekanda Allah uğruna
Binler doğup binler ölüyorsunuz...
Ebediyete kadar oranın anahtarı da sizdedir...
Bakmayın elimizin kolumuzun bağlılığına
Aklımız da ruhumuz da sizde.
Kalbimiz her atışında
Gökyüzünden süzülen her yağmur damlasında
En büyük muradımızsınız.
Filistin bir kuş gibi özgürdür!
Onu esir sanan gözler ise kördür
Biz biliyoruz ki
Rabbimin inayeti ile bu tufandan çıkacak
Nuh sizler olacaksınız!
Allah’ın rahmeti, bereketi, azameti sizinle olsun.