"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

’’Beraatı zimmet asıldır’’ kuralı benim için niçin geçerli olmuyor?

Mağdur Kürsüsü
14 Ağustos 2017, Pazartesi
*Mesaj sahibinin kimlik bilgileri bizde mahfuzdur.

Bendeniz (...) Cezaevi’nde 8 ay tutuklu kaldıktan sonra Mart 2017’de tahliye edildim. Bendeniz 1985 yılında Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldum ve 32 yıldır, çalışmakta ve 3 sigortalı işçi çalıştırmaktaydım. Tutuklandıktan sonra eczanem kapatılmak zorunda bırakıldı.

Şunu belirtmeliyim ki; ben 2009-2014 yılları arasında AKP’de belediye meclis üyeliği yaptım, (...) ilçede, ‘’İlçe Eczacı Temsilciliği’’ görevlerini de yürüttüm. Sabıka kaydım da yoktur.

Askerlik dahil elime silâh almış bir kişi değilim, gel gör ki beni terörle, terör örgütü üyeliği ile itham ettiler.

Suç delili diye buldukları şey; Bankasya kredi kartı numara bilgileri ve yaklaşık 15 yıl önce üyesi bulunduğum bir dernek üyeliği. Bir bankanın kredi kartını kullanmak ve bir derneğe üye olmak ne zamandan beri suç oldu? 

Devlet bize hangi bankayı kullanacağımızı ve hangi derneğe üye olacağımızı söylesin biz onlarla çalışalım. Ben aynı zamanda Halk Bankası ile de çalışıyorum. Yarın bir gün, o banka için bir iddia ortaya atılsa ben gene mi tutuklanacağım?

15 Temmuz darbesini yapanları lânetliyor ve kınıyorum. Onların tarih ve hukuk önünde en ağır cezaları almalarını diliyor ve temenni ediyorum. Aynı zamanda geri plandakilerin, darbe kışkırtıcısı, planlayıcılar ve şakşakçılarının da aynı şekide cezalandırılmasını istiyorum. Ama benim yerimde, benim gibi; darbe ve terör ile uzaktan yakından alâkası olmayan insanların içerde tutulması, kamu vicdanını yaralıyor. Üstelik beraber kaldığımız koğuş arkadaşlarımdan yaklaşık 15-20 kişinin 8 aydır iddianameleri dahi hazırlanmadı.

Bende, Bylock programı da yoktu. 

Başkası için aslolan ’’Beraatı zimmet asıldır’’ kuralı benim için niçin geçerli olmuyor? Darbeyi, kim yaptıysa, bulun çıkartın hukuk önünde yargılayın! Gidin ondan hesap sorun. Bize bayramda bir açık görüşü bile çok gördüler. 32 bin kişinin katili Apo bile bu haktan yararlandı, biz yararlanamadık. 

Toplam 3 koğuşta 33 kişiydik ve hiçbirinin sabıka kaydı yoktu. Bir tanesi ilkokul mezunu olan arkadaşların diğerlerinin tamamı yüksekokul ve fakülte-üniversite mezunuydu. Herbiri işinden gücünden oldu.

1 aylık ve 5 aylık bebeğiyle bazı anneler hapse atılmaktan çekinilmedi.

Ama unutulmasın ki; ’’Zulme rıza zulümdür’’ ve ‘’Masum ile Allah’ın duâsının arasında perde yoktur, bu duâdan sakınılması gerekir.’’

Size biraz da cezaevi yaftasından bahsedeyim; ilk geldiğimde alındığımız ’’müzakere’’ adında bir oda vardı. Burada geçirdiğimiz 4-5 saat tüm cezaevindeki yaklaşık sanki 3 aya bedeldi. Altında hortum olmayan bir lavabo, iki parmak kadar kalmış sabun görüntüsü, kirden yüzü görünmeyen, yatak demeye bin şahit yataklar, gürültüden başka bir işe yaramayan aspiratör, küçücük bir pencere, dolabında bir aylık tahta gibi kurumuş ekmekler ve karanlık bir oda… Bilerek mi hazırlandı, bilmiyorum. Nasıl böyle pis bir oda bilerek hazırlanabilir? Şaşmamak elde değil.

Yaklaşık 20 gün süreyle ihale yapılacak diye kaşık-tabak vermediler. 21 gün süreyle tek kullanımlık köpük tabldotları defalarca yıkayarak kullandık. Onların rengi de beyazdan turuncuya döndü. Su bardağı olarak meyve suyu kablarını kullandık. İlk çayımızı yaklaşık 10 gün sonra banyo suyu ile 5 litrelik su bidonundan içtik. Rahatsızlandığımda ancak 5 kez dilekçe yazarak 1 kez revire çıkabildim. Buradaki en zor iş hastalanmaktı.

Yaklaşık 15 m karelik bir odada 3 kişilik bir odada 11 kişi kalıyorduk. 6 ranza var ve yere 4 yatak. 2 kişinin ayakları da ranzanın altına girerek uyuyorlardı. Geceleyin kalktığımızda ayak koyacak yer olmuyordu. Pencerelere uzun süre cam takılmadı, çöp poşetiyle kapatıldı. Odada 4 tane dolap var 11 kişi eşyaları koyacağımız yer gösterilmiyordu. 

Kurban Bayramı geldi geçti. 50 gr. kavurmayı bizlere çok gördüler. Eğer müsaade etselerdi, ailelerinin tüm cezaevinde kalanlara yetecek kadar kavurmayı koğuşa yığardı. Evde çocuklarımız kendileri, kurban eti “boğazımızdan geçmedi” diyerek bir lokma almadan sofradan kalkmışlar. Kurban Bayramı’nda ve yılbaşında adi suçlular açık görüş yaptı, bizler terör örgütü üyesi olduğumuz için yararlandırılmadık. Ayda bir doktora çıkma hakkı olduğu halde, kalp tansiyon şeker hastası olan profesör bir arkadaşımız, dilekçesine prof. yazdığı için doktora çıkartılmadı.

Tüm bunları sizleri yaşadığımız zulüm ve haksızlıklardan haberdar edebilmek amacıyla yazdım. Cezaevinde yaklaşık 1200 kişi bu suçtan tutukluysa, her birinin ayrı bir hikâyesi vardır. Böyle bir mektubu cezaevinden size yazsam elinize ulaşırmıydı bilemiyorum. Zira benim cezaevinden yazdığım 2 mektup ailemin eline geçmedi.

Selâm ve saygılarımla…

Okunma Sayısı: 9933
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • emrah

    14.8.2017 13:41:24

    Sabıka kaydı dahi olmayan yüzbinler hapiste.Allahinda bir hesabı var.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı