"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

En kirli beyaz

NUR HACINEBİOĞLU
22 Ağustos 2016, Pazartesi
Her dönemin bir musibeti ve onu izale edecek bir devası, panzehiri, ondan kurtaracak cankurtaranı vardır.

Kur’ânî hakikat okumalarının verdiği dersle anlaşılan o ki bu zamanın en yok edici, ocak söndürücü vebalarından birinin “yalan” şeklinde tezahür etmesi. İnananları birbirine kenetleyen harcın yegâne faktörlerinden biri olsa gerek “güven.”

Güven… Kendisinin sarsılmasıyla birlikte, sarsar kadim duvarları. Olmadığı yerde “merhamet” de eriyiverir. İnsan bu. İmtihan dünyası. Duygular ağır basar. Hatalar boy gösterir hayat sahnesinde. Rabbim merhamet etmese nefisler dizgin tutmaz, hırçınlaşmış ahir zaman cenderesinde.

İster “ego” deyin ister “ene”; “ben”ler “biz” havuzunun dışında buz kesmiş zaten…

Niye ki? Havadaki nem, hafif hafif buharlaşan su, kristalleşmeye yüz tutmuş haller değil de zaten “buz parçası hükmünde” katılaşmış enelerimiz… Zaman ahir zaman. Elde kor imanlar. Yangın yeri ortalık. Ne var ki enelerimiz buzdağlarına kafa tutar kalınlıkta. Rabbim merhamet etmedikçe hatalar diz boyu.

Peki, biz sağ yolun yolcuları, bu imtihan diyarında bu sancılı sınavda ne gibi hatalara düşebiliriz ki?

Müslümanın yüz kızartıcı suçları olabilir mi? Ezeli kelamdan ruhunu alan Nebevî’den (asm), cevap gelir asırlar ötesinden: “Evet” der varlık âleminin medarı iftiharı (asm). “Evet yapabilir.” Sorulan diğer yüz kızartıcı suçlara da aynen cevap verir “evet”…

Peki der sorar o güzide yol arkadaşları “yalan”; “ya yalan?”

Mütemadiyen damlayıp taşı delen damlacıklar misali kulaklara güm güm iner aynı kelam: “Müslüman yalan söylemez”… “Müslüman yalan söylemez”… “Müslüman yalan söylemez”…

Anlamadık mı acaba niye bu kadar mütemadiyen tekrar: “Müslüman yalan söylemez”… Biz ahir zaman ümmeti, başı önde. Şaşırmak üzere. ”Ama”, “ama” diye başlayan mazeretler ya da beyazlı, pembeli, incili bohçalarda sunduğumuz yalan çirkefleri…

“Müslüman yalan söylemez”…

Rota şaşsa, pusulası bozulmaz kaptana itimat lazım bu fırtınalı denizde. Pusulası Nebevî (asm) olanın, ahlâkını aydınlatan nurlar da lekesiz olur.

Bize bu zaman ne lazım ki?

*Sıdk, doğruluk, yalan söylememek… Ne hikmetler yüklersek yükleyelim, pembe sevimliliğinde, beyaz saffetinde bezeyelim, yalanın ruhu menhustur. İslâm’ın haremine girmiş şu ahlâksızı tez içimizden atalım. Hangi maskeyle gelirse gelsin ünsiyet etmeyelim. Hanemize giremez. Destur yok…

Okunma Sayısı: 1769
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hasan Aksoy

    22.8.2016 23:56:35

    Nur Hacınebioğlu kardeşimiz!Nihayet sesini duyduk.Enelerine binip kendilerini kaf dağında sananların peşlerinden meçhule yelken açtığınızı zannetmiştik.Bu yazınızdan,bu meçhule giden yoldan geri döndüğünüzü anladık.Bu yazınızı okuyunca şahs-ı mânevî'nin yanında olduğunuzu anladık.doğru mu anlamışız,yanlış mı anlamışız?sorunun cevabı sizden gelecek. ELCEVAP:? Selamlar. Hasan Aksoy-Müşerref Aksoy/ANTALYA

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı