"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hakk’a bir güzel insan yürüdü

NUR HACINEBİOĞLU
18 Ağustos 2011, Perşembe
—14 Ağustos 2011’de vefat eden Cemal Serim’in hatırasına—

İsmiyle müsemma olmak vardır ya. İşte Cemal Serim de ismiyle müsemma güzel bir insandı. Rahmetin daha da coştuğu, insanlığın kana kana nura doyduğu kutlu bir mevsimde; yer ehlinin gözlerini buğulandıran, gök ehlini vuslata coşturan bir edayla isminin asıl sahibine, yeryüzünde tecellilerini yaşadığı Cemalin Zatına doğru bir yolculuğa çıktı.
Ölüm halleri aslında arkada kalanlara en güzel ibretlik numune. Cemal amca da belki son günlerinde maddî dünyayla pek münasebeti yoktu. Lâkin gönlü namaz vakitlerinin evveline öylesine nurânî bir hatla bağlanmıştı ki, hiçbir baygınlık o ana gaflet katamaz; iyi günlerindeki gibi Rabbin huzuruna çağrılma edasıyla vakte gözünü açardı. Sonunda yine vücudu bu ayılmayı kaldıramasa bile.
Göz değildir bazen okuyan, gönül de kitap okur. Hayatınız Risâle peteğinde dokunmuşsa, hasta yatağında kitaplığa uzanamayan ellere bedel gönül dokunur hakikatlere, şuurun bile ulaşmadığı, âna bedel yıl olan zaman dilimlerinde.
Kişi sevdiğiyle beraberdir ya. Cemal amca da Habibullah’ı (asm) ve onun son asırdaki temsilcisini; bir göz hatırına çok gözler sevilir sırrınca Üstadının hatırına onun talebelerini de Hak namına pek severdi. Üstadının talebelerine gönül evi ve kendi mekânı her zaman hep açıktı. İtinayla bakımını yaptığı bahçesinden isterdi ki tüm nur talebeleri istifade etsin, bu sevimli mekândan aldıkları enerjiyle Hak yolunda daha çok hizmet etsin.
Baki kalan şu kubbede hoş bir sadaysa; hacı Cemal amcanın “Hacınebioğlu” diye başlayan cümlelerinde uhuvvet, fedakârlık, sadakat üzere devam eden ifadeler çınlıyor şimdi kulaklarımda.
Gençlerin enerjilerini hem şarj, hem deşarj edebilecekleri yegane mekânlardan biriydi onun bahçesi. Allah’ın rahmet hazinesinden sunduğu meyveleri en ikramperver tablacının elinden yemekle hem mideleri bayram ederken, çoğu kere kalabalık şehir hayatında bulamayacakları geniş alanlarda koşup negatif enerjilerini boşaltıp, müsbet yönde şevkle dolan pek çok genç vardır, bugün ardından Fatihalar, Yasinler gönderen.
Damarlarındaki çevik Karadenizli kanıyla, hastalıkların bedeninde temelli iskan etmesine kadar, büyük bir fedakârlıkla kendi eliyle topladığı meyvelerden özellikle Risâle ile ilgili çalışma yapanlara ikramda bulunmak en büyük keyfiydi. Evinin avlusuna hizmet edilen mekânlara daha yakın olabilmek için; binbir gayretle inşasına, tefrişine uğraştığı, her eksiğini kendi eksiği bilip tamamlamasına çalıştığı dershane-yi Nuriye kaderin garip bir tevafuğudur ki sonsuzluğa uğurlandığı mekânı olmuştu.
Dünya hanı bu. Kimler geldi de kaldı. Hasenat adına arkada kapanmamış bir defter bırakabilmek mühim olan. Risâle-i Nur’un mânevî şirketinde nadide bir yeri olduğuna inandığım Hacı Cemal amcanın, bugün, o çok sevdiği Resûlü (asm), üstadı ve nurun saff-ı evvelleriyle, Zübeyir ağabeyiyle Risâle halkasında birlikte tefekkür ve tefeyyüzlerini kıyamete kadar Cennet bahçelerinden bir bahçede paylaşması duâsıyla.
Ruhuna Fatiha.

Okunma Sayısı: 1504
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı