Cenâb-ı Hak, sonsuz kudret sahibi, bize rahmetini göstermek için bizi âciz ve fakir yaratmış.
Bu âcizlik ve fakirliğimizi anlamamız için de bize, sonsuz nimetler vermiş. Saymakla bitiremeyeceğimiz kadar çok nimetlerinden biri de hiç şüphesiz Cenâb-ı Hakk’ın lütfettiği sabır nimetidir. Rabbim bize verdiği sabır nimetinin neticelerini de âyetleri ve hadisleriyle müjdelemiş. “Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir”. (Bakara. 153.) “Allah sabredenleri sever.” (Ali İmran. 159.) Ve daha birçok âyetler. Bizi bir an bile yalnız bırakmayan Rabbimiz sabır anında da yanı başımızda. Bizi böyle bir nimetle şereflendiren âyetlerle ve hadislerle yanımızda olduğunu hissettiren Rabbimiz bize gönderdiği bu mesajla ne anlatmak istiyor, bir düşünelim.
Kur’ân’dan süzülen Risale-i Nur, beni yine cevapsız bırakmıyor. “Sabır bütün müşkülatların anahtarıdır.” diyor. Bir anahtar düşünün bütün sıkıntılara, musîbetleri, zorlukları açan bir anahtar. Bizi aydınlığa çıkaran, kurtuluşumuzun anahtarı.
Ve sonra devam ediyor: “Günahlara sabrettiğinde takva, musîbet anında tevekkül ve teslimiyet, ibadetlerde ise makam-ı mahbubiyete çıkarıyor, en büyük makam olan ubudiyet-i kâmileye sevk ediyor.” Risale-i Nurun cevapları karşısında yine hayretler içinde kalıyorum ben. Meğer ne güzel bir nimetmiş sabır. Bunu düşününce insana güç geliyor. Rabbimiz bizi sabır ile olgunlaştırıp, geliştirip ve güçlendirmek istiyor.
Bir tohumu düşünün toprak altında nasıl da sabırla beklediğini, taşı toprağı delip nasıl aydınlığa eriştiğini, bir üzüm tanesi olgunlaşmak için dalında ne kadar beklediğini, soğuğa ve sıcağa nasıl dayandığını kaç ay orda öylece bekleyip olgunlaştığını ve nihayet bütün ekşiliğini giderip nasıl da tatlı hale geldiğini düşünün. Aynen öyle de “sabır acıdır fakat, meyvesi tatlıdır.” Biz de “ Ya Sabur” deyip sabrı omuzumuza almalıyız. Yaşadığımız her hadisenin arkasında gizli hikmetler olduğunu unutmamalıyız. Bütün güzellikler sabırdan sonra geldiğini unutmadan yaşadıklarımıza sabır göstermeliyiz.
Peygamberlerin, sahabelerin ve Allah’ın sevdiği zatların en belirgin özelliklerinin sabır sahibi olmalarıdır.
Atalarımız, “Sabredenler menzil alır, sabretmeyenler yolda kalır.” demiş. Biz sabırla yol alanlardan olalım. Sabır kuvvetimizi eğer yanlış yolda dağıtmazsak, her sıkıntıda her musîbette yeterli gelir. Bu düşünerek sabır nimetinin şükrünü hakkıyla yapmalı, bu nimeti doğru yerde ve doğru şekilde kullanmalı, israftan kaçınmalıyız. Çünkü bu nimeti Rabbimiz bize yetecek kadar vermiş. Rabbimiz bizi hakkıyla sabredenlerden eylesin. Amin...