Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Sivil Toplum

STK’lardan, TMK’ya itiraz

Konya Sivil Toplum Kuruluşları tarafından gerçekleştirilen "Ufuk Turu Toplantıları-3" bu yıl 25-28 Mayıs 2006 tarihleri arasında Afyon Bolvadin Belediyesi Heybeli Termal Tesisleri'nde düzenlendi. Geleneksel hâle getirilen Ufuk Turu Toplantıları organizasyonuna bu sene 61 gönüllü kültür kuruluşu katıldı.

Öncelikli olarak "Türkiye ve Eğitim" konusunun ele alındığı programa, çok sayıda akademisyen ve öğrenci yetiştiren Prof. Dr. Sabahattin Zaim, Bolvadin Belediye Başkanı Dr. Ahmet Helvacı, Gazeteci-Yazar Mustafa Özel, Eğitimci ve Yeni Asya Gazetesi Yazarı İsmail Benek, Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay, Millî Eğitim eski Bakanlarından Hasan Celal Güzel, Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Necmettin Tozlu, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Naci Bostancı, Doç. Dr. Mustafa Aydın, Cumhuriyet Üniversitesi'nden Prof. Dr. Zeki Aydın, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Abdullah Özbek, Dr. Adem Ergul, Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Şaban Çalış katıldı.

Oturum Başkanı Sivil Toplum Kuruluşları İcra ve İstişare Heyeti Başkanı Sami Sorgun, toplantının gerçekleşmesinde emeği geçen Bolvadin Belediye Başkanı Ahmet Helvacı'ya, Konya Belediyelerine ve sanayi ile ticari kuruluş temsilcilerine teşekkür etti.

Programa katılan Saadet Partisi Konya İl Başkanı Zülfikar Gazi de, aynı gaye etrafında toplanan kuruluşların böyle bir organizasyona imza atmasının önemli olduğuna vurgu yaparak, bunu vakıf medeniyetinin devamı niteliğinde değerlendirdi.

Necat SEYHAN / KONYA

04.06.2006


'Eğitim ana kucağında başlar'

Bolvadin Belediye Başkanı Ahmet Helvacı’nın başkanlığını yaptığı oturumda konuşan, ‘hocaların hocası’ olarak anılan Prof. Dr. Sabahattin Zaim, 'Türkiye’nin Eğitim Serüveni’ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eğitimin, ana kucağında başladığına işaret eden Zaim, bunun çocuğa verilen terbiye ve oluşturulması hedeflenen davranış kalıpları olduğunu anlattı. Sabahattin Zaim, çocuğa verilmesi gereken terbiyeden dolayı okul öncesi eğitim ve ilköğretimin önemli olduğunun altını çizerek, "Bu dönem, çocuğun eğitim hayatı ve geleceği için çok önemlidir.

Eğitime terbiye, terbiyeye de imanın şartlarını bilmek ve uygulamakla başlanır. Bunlar hakkıyla yerine getirilirse, dünya hayatında refaha, ahiret hayatında felaha ulaşılır. Eğitimin asıl amacı da budur" dedi.

Gazeteci-Yazar Mustafa Özel ise “Millet, Medeniyet ve Mesuliyet” konusunda açıklamalarda bulundu. Bu kavramların tarihsel süreklilik içerisindeki kazandığı anlamlara değinerek, bürokrasinin mesuliyet sorununu ortaya çıkardığını örnekleriyle ifade etti.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Eken başkanlığını yaptığı oturumun açış konuşmasında, gerçekleştirilen toplantının Konya’nın tarihi misyonuna yakıştığını ifade ederek "Bu toplantılar, özgün düşüncenin üretilmesi açısından büyük önem taşıyor. En çok ihtiyaç duyduğumuz da budur. Özgün bir düşüncenin üretilebilmesinde güçlü gelenek olması gerekiyor.

Batıyı batı yapan budur. Biz Cumhuriyetle birlikte Batıyı anlayamadık, sadece taklit ettik. Geleceğimiz için fikir ve düşünce üretmeliyiz. Batıyı iyi anlamamız ve bize olan düşünce yapılarını en iyi şekilde bilmemiz gerekiyor” dedi.

Prof. Dr. Eken’in ardından konuşan Prof. Dr. Naci Bostancı ise, ‘Eğitim, Siyaset, İdeoloji’ konusunda yaptığı konuşmasında, eğitimin insan hayatı boyunca gerek sistemli ve gerekse de sistemsiz bir şekilde devam ettiğini dile getirdi. 'Niye öğreniriz, eğitim işleriyle uğraşırız? Neden bunu yapıyoruz?' sorularına cevap arayan Bostancı, “Bir tarafıyla eğitim bir sosyalleşme işidir. Yaşadığımız topluma ayak uydururuz. Eğitim ideolojik bir iştir, propagandadır. Çünkü hiçbir şeyi düşünmeyen çocuğa belli bir gelenek ve bilgi yükleniyor. Bilginin dünyayı anlama ve kavrama işi olduğunu ifade eden Bostancı, “Ne düşünüyorsak biz bu dünyanın kurguları çerçevesinde yapıyoruz. Cenneti cehennemi bile dünya gibi düşlüyor ve betimliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Doç. Dr. Mustafa Aydın ise, dinin insan hayatındaki yeri en önemli konulardan birisi olduğunu söyledi. “Dinle ilgili önemli konulardan birisi din eğitimidir” diyen Aydın, konunun dünyanın her yerinde az çok sorunlarla karşı karşıya olduğunu vurgulayarak “Din eğitimi ülkemizde başlıbaşına bir sıkıntıdır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde insanlar din eğitimi konusunda çözümler üretmektedir. Bunlar içinde bizim işimize yarayanlar vardır” dedi.

Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın da yaptığı konuşmada dünyadaki din eğitimi uygulamaları hakkında bilgi verdi. AB sürecinde din eğitiminin de ayrı bir tartışma konusu olduğunu ifade eden Zeki Aydın, ülkemizde bilgi eksikliklerinin olduğunu anlattı. Avrupa ve Amerika'da din eğitimi alanının dini özgürlükler içinde algılandığını da hatırlatan Aydın, “Türkiye, Tevhid-i Tedrisat ile tüm eğitimi tekeli altına aldı. Camiyi de kendi açıyor, okulu da, dersi de. Türkiye’deki din eğitimi uygulamaları dünyada hiçbir şeye benzemiyor" dedi. Aydın, okullardaki Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinin zorunlu bir ihtiyaç olduğunun da altını çizdi.

Yeni Asya Gazetesi yazarlarından İsmail Benek ise yaptığı konuşmada üniversitelerin tapu kadastro dairesi haline geldiğini ifade etti. Üniversite eğitim sisteminde öğrencinin de karar sürecine dahil edilmesi gerektiğini aktaran Benek, asıl problemin kayıt dışı siyasetin kayıt altına alınmasıyla çözüleceğini anlattı. Askerî bir darbenin eseri olarak meydana getirilen anayasanın eğitim özgürlüğünü kısıtladığını, bunun da günümüzde "YÖK" gibi sorunları ürettiğini sözlerine ekledi. “Siyasetçilere destek verilmeli” diyen Benek, üniversite sorunlarının çözüme kavuşabilmesi için mutlaka anayasanın değişmesi gerektiğini ve katılımcı bir demokratik anlayışla halkımızın karar sürecine dahil edilmesi gerektiğini hatırlattı.

İsmail Benek’in yönettiği oturumda "Üniversite Özerkliği" konusunda açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yasin Aktay, özerklik konusunun zaman zaman büyük dalgalanmalara sebep olduğunu açıkladı. YÖK'ün özerk ötesi güçlü bir konumda olduğunu belirten Aktay, YÖK'ün kendi başına buyruk hareketler çıkardığını, toplumda böyle bir profil çizdiğini de anlattı. Siyasetin her zaman üniversiteler üzerinde etkili olmaya çalıştığını da aktaran Aktay, “Bilim adamı siyasetle uğraşabilir.

Ama siyaset dışı birtakım karanlık noktalarla değil! Bilim çok fazla özerk de olmamalı, üzerinde çok fazla baskı da kurulmamalıdır” dedi.

Anayasa metinlerinde başörtüsünün yasak olduğu ile ilgili herhangi bir yasaklamanın olmadığını da sözlerine ekleyen Yasin Aktay, asıl sorunun metinlerin yorumlanmasıyla ilgili olduğunu açıkladı.

Gümdemdeki Terörle Mücadele Kanun Tasarısını (TMK), Türkiye’nin katettiği demokratikleşme seviyesinden bir geri adım olarak gördüğünü ifade eden Yasin Aktay, geçmişten günümüze doğru Türkiye'de bir normalleşme sürecinin yaşanmadığını, Türkiyede eğer bir normalleşme süreci yaşanırsa, kafalarına göre insanlarımızın eğitim hakkını engelleyenlerin Anayasa suçunu işlemekten yargılanacaklarını aktardı. YÖK'ün darbe ortamının bir ürünü olduğunu sözlerine ekleyen Aktay, ”Üniversite rektörleri kampuslere kendilerini kapamış durumdalar. Dünyanın hiçbir üniversitesinde kimlik sorarak kampuse girme uygulaması yoktur. Diğer ülkelerde üniversite ile halk iç içedir. Ülkemizde üniversite hocalarının halkla doğru dürüst temasları yok. Ve üniversite kendini toplumumuzun eliti olarak görüyor” dedi.

Doç. Dr. Şaban Çalış'ın yönettiği oturumda konuşan Dr. Adem Ergül'de "Eğitimde Gönüllülük" kavramı üzerine açıklamalarda bulundu. Demokrasiyle temel insanî hakların ortaya çıkmasını STK'lara bağlayan Çalış, ”Gönüllü insanlara ihtiyacımız var. Bir ümitsizlik girdabına girmiş bulunuyoruz. Değişmek istiyoruz, değişemiyoruz; değiştirmek istiyoruz, değiştiremiyoruz” dedi.

Dr. Adem Ergül, insan davranışlarının tümünün kalple ilgili olduğunu ifade ederek "İyi niyet olumlu sonuca götürür. STK'ların en önemli görevlerinden birisi de güzel insan yetiştirmektir. Bu da özün hamlıktan kurtulmasıyla olur“ dedi.

04.06.2006


Sonuç bildirisi yayınlandı

Konya’da faaliyet gösteren 62 sivil toplum kuruluşunun organize ettiği, Bolvadin Heybeli Termal Tesisleri’nde üçüncüsü gerçekleştirilen "Ufuk Turu-3" toplantısında ağırlıklı olarak ‘Eğitim’ konusu tartışıldı. Dünya ve ülke gündemindeki konularla ilgili değerlendirmelerin de yapıldığı toplantıda mutabık kalınarak kamuoyuyla paylaşılan konular şunlar:

1- Mevcut eğitim sisteminin toplumun ihtiyaçları ve çağın gereklerini karşılamaktan uzak olduğu, okullarda verilen Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersi’nin İslâmî bir din eğitimi olmadığı, yüzde 99’u Müslüman olan ülkemizde İslâmî din eğitimine ihtiyaç bulunduğu, Anayasa’nın 24. maddesi çerçevesinde bu eğitimin devletin görevi olduğu,

2- Türkiye’de din eğitiminin özgürlük değil, bir hak eksininde görüldüğü, dolayısıyla devletin bu hakkı yerine getirmesi gerektiği, bunun insan haklarının da bir gereği olduğu, başta hükümet ve YÖK olmak üzere tüm devlet kurumlarının üzerine düşen görevi yapmada yetersiz kaldığı,

3- Resmî ideolojinin halka zorlamada bulunduğu, demokratik bir hukuk devletinde halk iradesine dayatmada bulunulamayacağı,

4- Mevcut eğitim sisteminin sevgi, saygı ve ahlâktan yoksunluğu, toplumda kin ve düşmanlığı artırdığı ve toplumu huzursuz ettiği, buna bağlı olarak sevgi, saygı ve ahlâkî eğitime önem verilmesi gerektiği,

5- Türkiye’deki özel okulların, özel okul olmaktan uzak devlet okulu olduğu, Özel Eğitim ve Öğretim Mevzuatı’nın AB normlarına ve çağdaş standartlara uygun hale getirilmesi, bu konuda halkın taleplerinin dikkate alınması gerektiği,

6- Yürütme organı karşısında yeterince özerk davranabilen YÖK’ün bu özerkliğinin aynı oranda üniversitelere yansıtılmadığı, YÖK’ün özerkliğini üniversitelere karşı bir baskı unsuru olarak kullandığı, yazdığı bilimsel kitaplardan dolayı öğretim üyelerinin ve kıyafetlerinden dolayı da öğrencilerin üniversitelerden uzaklaştırıldığı, üniversitelerin de özerkleştirilmesi ve bilimin önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiği,

7- Toplantımız devam ederken YÖK tarafından İlahiyat Fakülteleri’nden Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü’nün Eğitim Fakülteleri bünyesine katılması kararı, din eğitimi açısından kaygı verici bulunmuş, bu kararın İmam Hatip Liseleri’nden sonra İlahiyat Fakülteleri’nin de kapatılmasına dönük bir adım olarak görüldüğü kanaatine varılmıştır.

Ülke ve dünya gündemiyle ilgili olarak da önemli tesbitlerin yapıldığı toplantıda, Ülkenin artarak sun’i gündemlerle bir baskı ve kaos ortamına doğru sürüklendiği, bir hukuk devletinde asla olmayacak şekilde atanmışların, seçilmişler üzerinde hakim olmaya çalıştığı ve halkın taleplerinin bu kesimlerce engellendiği ifade edilerek toplumu geren bu davranışlardan uzak durulmasının gereği vurgulandı. Türkiye'nin Ortadoğu’daki komşularına dünya üzerindeki emperyalist devletlerce uygulanan işgal, baskı ve tehditlere derhal son verilmesi gerektiğine işaret edilerek, ayrıca Endonezya’da meydana gelen depremde mağdur olan halka yardım çağrısı yapıldı.

04.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004