Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Viyana’da mezuniyet sevinci

Türkiye’deki üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı ve katsayı eşitsizliği sebebiyle binlerce kilometre uzakta yabancı bir ülkede okumak zorunda bırakılan öğrencilerden bir kısmı daha mezun oldu. Avusturya’nın başşehri Viyana’da eğitim gören, Memnune Yassıtaş, Ayşenur Yücekaya ve Burçin Esin düzenlenen görkemli törenlerle diplomalarını aldılar.

Türkiye’deki üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı ve katsayı eşitsizliği sebebiyle binlerce kilometre uzakta yabancı bir ülkede okumak zorunda bırakılan öğrencilerden bir kısmı daha mezun oldu. www.onder.org.tr sitesinde yer alan habere göre Avusturya’nın başşehri Viyana’da eğitim gören, Memnune Yassıtaş, Ayşenur Yücekaya ve Burçin Esin düzenlenen görkemli törenlerle diplomalarını aldılar.

Mezuniyet Töreni, Viyana Üniversitesi’nin konferans salonunda gerçekleştirildi. Üç Türk öğrenci, başarılı olmanın ve hak ettikleri diplomalarını törenle almanın gururunu yaşadı. Cumhuriyet Üniversitesi’nde okurken başörtüsü sebebiyle okulda uzaklaştırılan Ayşenur Yücekaya, aynı sebeple Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde hakları elinde alınan Burçin Esin tıp fakültesini bitirerek doktor oldular. Bilgi Üniversitesi öğrencisi iken eğitimi engellenen Memnune Yassıkaya da İleşitim Fakültesini başarıyla tamamladı. Her üç öğrenci de ülkelerine dönüp hizmet etmek istiyor.

Mezuniyet töreninde hiçbir ayrım yapılmadığı gözlendi. Üniversitenin salonunu dolduran kalabalık içinde her türlü kılık kıyafeti üzerinde taşıyan insanlar yan yanaydı. Renkli görüntülerin yaşandığı salonda bulunan Türk öğrenciler, sevinci ve hüznü bir arada yaşadılar. Başarılı oldukları ve diplomalarını hocalarının elinde aldıkları için sevinçli olan öğrencilerin, memleketlerinde okumadıkları, anne ve babalarının yanlarında olmaması ve ülkelerindeki yasak sürmesi sebebiyle hüzünlendikleri gözlendi. Türk öğrencilerini ÖNDER ve WONDER ile arkadaşları yalnız bırakmadı.

Geleneksel mezuniyet törenleri yapılırken ve diplomalar dağıtılırken, üniversite yöneticileri, farklılıkların birarada bulunmasından dolayı mutluluk duyduklarını her vesileyle dile getirdiler. Okul yöneticileri, yaptıkları konuşmada, yeni mezunları hayata iyi dileklerle uğurlarken, özellikle dürüst olmaları ve mesleklerini hakkıyla yerine getirmeleri hususunda söz aldılar.

Yeni Asya / İSTANBUL

25.06.2006


 

İngiliz dergisi yazdı

İngiliz dergisi Economist, Türkiye’nin AB’ye girmek için Atatürk’e hakareti cezalandıran 5816 sayılı kanunu değiştirmesi gerektiğini yazdı. Bu kanunda Atatürk’e hakarete üç yıl hapis öngörüldüğünü ve böyle bir düzenlemenin AB’de yeri olmadığını belirten dergi, “AB, kişiye özel kanunu olan bir ülkeyi asla içine almaz” görüşünü dile getirirken, Türkiye’de söz konusu kanunu değiştirmenin “imkânsıza yakın” olduğunu öne sürdü.

Eleştirmek bile suç

Türkiye’de de yoğun tartışmalara konu olan 5816 sayılı kanun, zaman zaman Atatürk’e ve icraatına yönelik en sıradan eleştirileri dahi cezalandırarak fikir, ifade ve basın özgürlüğünü tehdit edecek şekilde uygulanıyor. Konuyla ilgili olarak “Atatürk’ün kanunla korunmaya ihtiyacı yok” görüşü de sık sık dile getirilmesine rağmen bu kanunun hâlâ yürürlükte olmasının hukukla da, demokrasiyle de bağdaştırılamayacağı vurgulanıyor.

25.06.2006


 

Avrupa, başörtüsü için formül arıyor

AB, 1.5 milyon dolar bütçeli projeyle başörtüsünü araştıracak. AB, araştırmanın sonucuna göre, “başörtüsü sorunu için tüm Avrupa genelinde ortak tutum” belirlemeyi amaçlıyor. “Farklılık Projesi” kapsamında AB’nin 6 ülkesi ile Türkiye’de başörtüsü konusunda tartışmalar ve ülkelerdeki farklı başörtüsü kanunları incelenecek.

Üniversitelere bağlı araştırmacılar, 3 yıl sürecek çalışmaların ardından AB’ye başörtüsü raporunu sunacak.

Din adamları, mahkemeler, siyasetçiler ve halkın başörtüsüyle ilgili görüşlerine yer verecek rapor, daha sonra Avrupa kurumları tarafından incelenerek hükümetlere sunulacak. Tavsiye kararı niteliğinde olacak sonuç metninde, sorunun kaynakları ve çözüm yolları ortaya koyulacak. AB, bu projenin amacını, “Başörtüsünün sorunu için tüm Avrupa genelinde ortak tutum belirlemek” olarak açıkladı.

25.06.2006


 

Bayındır savcısına inceleme

Adalet Bakanlığı, Susurluk Dâvâsı, Şemdinli olayları ve Danıştay saldırısını mercek altına alarak “Susurluk, Şemdinli ve Danıştay olaylarının Şifresi” alt başlığıyla “Karanlık İlişkiler” adında bir kitap yazarak dikkat çeken İzmir-Bayındır Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı hakkında inceleme başlattı.

Hürriyet’in haberine göre, Adalet Bakanlığı müfettişlerinin son normal teftişte, Avcı’nın, “Psikolojik sorunları olduğu” iddiasıyla, “Emsallerine göre birinci sınıfa terfiye temayüz etmediği” şeklinde rapor verdiği ortaya çıktı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da Avcı’nın psikolojik sorunları sebebiyle “Hakimlik ve savcılık görevini yapıp yapamayacağının” belirlenmesi için Hacettepe Üniversitesi Hastahanesi’nden rapor istenmesine karar verdi. Rapor, henüz gelmedi. Avcı’nın bir kez “kademe ilerleme cezası” aldığı bunun “kınamaya” çevrildiği ve ayrıca bir “kınama” cezası bulunduğu bildirildi.

ASKERÎ YARGI KALDILMALI

Avcı, yeni yayımlanan kitabı “Karanlık İlişkiler” ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarda, TSK mensuplarının da sivil mahkemelerde yargılanabilmesi gerektiğini söylemişti. Danıştay saldırısının planlı bir seçilmiş terör eylemi olduğunu ifade eden Avcı, “Amacına ulaşmış ve istediği psikolojik ortamı tesis etmiştir. Kabul etmek gerekir ki ülkemiz bir özel harbin içindedir. Şemdinli ve Danıştay saldırılarının temelinde, özel harp taktiklerinden destabilizasyon (istikrarsızlık) eylemleri yatmaktadır. Bu senaryolar artarak devam edecektir” demişti. Avcı, adalet sistemindeki sorunların giderilmesi ve demokrasiye ilişkin tekliflerini de şöyle sıralamıştı: “Öncelikle askeri yargı kaldırılmalıdır. Askerler de Türk milletinin bağrından çıkan Cumhuriyet savcılarına kendilerini teslim etmelidir. Memurları bir zırh gibi koruyan soruşturma için izin alınması öngörülen düzenlemeler kaldırılmalıdır. YAŞ ve HSYK kararları yargı denetimine açılmalı, HSYK üyeleri Meclis tarafından seçilmelidir. Başbakan’ın ve hükümetin istemediği bir kişinin Genelkurmay Başkanı olmasının önüne geçilmeli, atama, ordunun iç teamüllerine bırakılmamalıdır. İstihbarat birimleri üzerinde sivil denetim ve hakimiyet artırılmalıdır. İstihbarat birimlerinin ülke içi ve kamu bürokratlarını takip ve tarassut altında bulundurucu işlevi derhal durdurulmalı ve bürokrasideki paranoyanın önü alınmalıdır. ”

İSPANYA KADAR OLAMADIK

Bayındır Cumhuriyet Savcısı Avcı, Kara Kuvvetleri Komutanının Şemdinli raporuna girmemesinin sebebini ise şöyle değerlendirmişti: “Müstakbel Genelkurmay Başkanı olarak yıpranmak istememesi, Genelkurmay’ın hassasiyeti ve Şemdinli Komisyonu üyelerinin geri adım attıklarını düşünüyorum. Özkök’ün ‘Büyükanıttı, şimdi daha büyük oldu’ sözleri demokratik hukuk devletinde adli mekanizmaya meydan okumak ve hukuk devletini adeta hiçe saymak demektir. Bu sözler hukuki ve idari yaptırıma çarptırılmadığı içindir ki asker kişilerin isimleri hiçbir raporda yer almaz.”

Genelkurmayın,açıklamasının ve Savcı Ferhat Sarıkaya’yı aşağılayıcı beyanatının bir nevi muhtıra olduğunu kaydeden Avcı, “Tamamen antidemokratik ve totaliter bir hezeyan olan bu meydan okumalara maalesef Türk demokrasisi ve Türk Parlamentosu gereken cevabı verememiştir. İspanya kadar olamadık! Bu millet askerlerin melek olduğuna ve onların doğuştan günahsız olduğuna inandırılmaya çalışılmaktadır. Eğer hükümet ‘bu soruşturmalarda sonuna kadar gidilsin’ diyebiliyorsa, sonuna kadar da savcının arkasında durmalıdır. Hükümetler ordudan korkmadıkları ve orduya hakim oldukları ölçüde meşru iktidar olabilir. Sivillerin, askerlerin olur olmaz açıklama ve çıkışlarını durdurmalarının zamanı gelmiştir ve hatta geçmektedir” ifadelerini kullanmıştı.

/ İSTANBUL

25.06.2006


 

Güzel: Türkiye’de hukuk dirayetini kaybetti

Milli Eğitim eski Bakanı Hasan Celal Güzel, Türkiye’de hukukun dirayetini kaybettiğini öne sürerek, “Ben 28 Şubat’ta söylediklerim için hapis yattım. Şimdi de aynı şeyleri söylüyorum ama kimse hakkımda dâvâ açmıyor” dedi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Konya Şubesi tarafından düzenlenen sohbet toplantısında Konyalı işadamlarıyla biraraya gelen eski bakan Hasan Celal Güzel, gündemi değerlendirdi. Türkiye’de hukukun dirayetini kaybettiğini savunan Hasan Celal Güzel, “Ben 28 Şubat’ta söylediklerim için hapis yattım. Şimdi de aynı şeyleri söylüyorum, hatta gazetedeki köşemde bile aynı şeyleri yazıyorum ama kimse hakkımda dâvâ açmıyor. Kanunlar değişmemişse kanunu uygulayanların zamana göre kararlar vermesi yanlış. Kanunlar neyse ona uyacaksınız” diye konuştu. Güzel, bugüne kadar gelen iktidarların muktedir olamadıklarını da ifade ederek, “Ben hangi hükümet olursa olsun başarılı olmasını istiyorum. Bazıları Cumhuriyet’i sandıkta kaybetmemeliyiz gibi açıklamalarda bulunuyor. Aslında o lafın arkasında CHP var. Bu insanlarda artık sandık alerjisi başlamış” dedi.

/ KONYA

25.06.2006


 

Bakan Şahin: Medya meslek ilkelerine uymalı

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, medyanın, kamu adına görev yaptığını, bu nedenle çalışanlarının, kendi meslek ilkelerine çok büyük bir dikkatle uymaları gerektiğini bildirdi.

Şahin, CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir’in, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkındaki haberlerle ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, yaptığı açıklamaya ilişkin soru önergesini cevaplarken söz konusu ifadelerin kesinlikle tüm medyayı töhmet altında bırakmadığını kaydetti. Bakan Şahin, yazılı ve görsel iletişimin kamusal bir faaliyet olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

''Medya, kamu adına ve kamu yararı için görevini yapmakta ve yalnızca bu nedenle bile, üyelerinin kendi meslek ilkelerine çok daha büyük bir dikkat, özen ve titizlikle uymaları gerekmektedir. Kuşkusuz ülkemizde, özellikle son 10 yıl içinde medyanın siyaset ve iş dünyasıyla kimi yanlış ilişkilerine dair çok sayıda haber yapılmış ve yorumda bulunulmuştur. Üstelik bu haber ve yorumlar, yine medya da yer almış, medya çalışanları tarafından hazırlanmıştır. Bu açıdan bakıldığında, Sayın Başbakan'ın açıklamalarını, AK Parti'nin ve 59. Cumhuriyet Hükümeti'nin, Türkiye'de siyasette ve medya alanında yerleştirmeyi amaçladığı dürüst ve adaletli yönetim anlayışının bir örneği ve bu yeni ahlâkî zemine yapılan bir vurgu olarak değerlendirmenin daha doğru olacağı düşünülmektedir.''

/ ANKARA

25.06.2006


 

Millete tavır alıyorlar

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Türkiye’de siyasetin çıtası çok yükselmiştir. Boş sözle, kuru vehimle siyaset yapma devri kapanmıştır. Bunu bildikleri için işi demokrasiye, sandığa, millet iradesine karşı tavır almaya götürenler var’’ dedi.

Başbakan Erdoğan, AKP’nin Antalya’da düzenlenen 7. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, AKP’nin Türkiye’nin geleceği, milletin yegane gelecek umudu olduğunu ifade ederek, ‘’Şunu herkes bilmelidir ki korku üzerine gelecek bina edilemez. Korku siyaseti ancak kifayetsiz muhterislerin sığınağı olabilir. AK Parti korkuların değil, umutların partisidir" diye konuştu.

‘’Yıllar yılı bu ülkeyi ‘hasta adam’ psikolojisine mahkum edenler, bu ülkeyi korku ve vehimleriyle yönetenler bugün ayağa kalkan ve gözünü ileri hedeflere diken Türkiye tablosu karşısında şaşkın kalmışlardır’’ diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

‘’Hezeyanları aslında bu şaşkınlıklarındandır, hezeyan... Onun için biz bunların üzerinde durmayacağız. Zira bizim vaktimiz çok değerli, bizim yapacak çok işimiz var. Türkiye değişmeye, ilerlemeye, kalkınmaya başlamış, bu yolda büyük mesafeler almıştır. Bilsinler ki biz burada oldukça Türkiye’yi bir istikrarsızlıklar ülkesi olarak görmek isteyenlere gün doğmayacaktır.’’

“SANDIK DÜŞMANLIĞI YAPANLAR VAR”

Türkiye’nin son 3.5 yıl içinde sadece idari, siyasi ve ekonomik değil, zihinsel bir değişim de yaşadığına işaret eden Erdoğan, bu yüzden bundan böyle siyaset yapmanın eskisi kadar kolay olmayacağını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu: ‘’Türkiye’de siyasetin çıtası çok yükselmiştir. Boş sözle, kuru vehimle siyaset yapma devri kapanmıştır. Bunu bildikleri için işi demokrasiye, sandığa, millet iradesine karşı tavır almaya götürenler var. Bu ülkede sandık düşmanlığı yapanlar var. AKP olarak her zaman onlara şu uyarılarda bulunduk, bulunmaya da devam ediyoruz; gelin hükümete muhalefet yapıyorum diye millete muhalefet etmekten vazgeçin. Gelin AK Parti’ye muhalefet edeyim diye Türkiye’ye muhalefet etmeyin. Dün enkaz devralıp, yine enkaz devredenler görüyorsunuz yeniden ellerini ovuşturmaya başladılar. Bilmiyorlar ki bugün Türkiye onların bıraktığından çok daha başka bir yerde.”

“AHLÂK ZEMİNİ ZAYIF SİYASETTEN

TÜRKİYE ÇOK ÇEKTİ’’

Türkiye’nin büyüme iradesine, gölge düşürmeyeceklerini ve kararlılıkla Türkiye’nin geleceğine sahip çıkacaklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

‘’Ürettiğimiz siyasetin ahlak zemininde yükselmesi için canla başla çalışıyoruz, çalışacağız. Ahlak zemini zayıf siyasetten Türkiye çok çekti. Çamurun üstüne oturmam diyen siyasetçilerin üstü başı bu ülkede çamur oldu. Statükoyu sürdürmeyi merkeziyetçi devam ettirmeyi bütün sorunları Ankara’dan kördüğüm haline getirmeyi siyaset olarak yürütenler, Türkiye’yi büyütmek şöyle dursun Türkiye’nin yıllarını heba ettiler. Demokrasiyi halktan esirgen bir siyasetin, millete yukarıdan bakan bir yönetimin geleceğin Türkiyesinde yeri kalmamıştır bu doğrultudaki yeni arayışlar, yeni sentezler beyhude arayışlardır bunlardan AK Parti hiç rahatsız değildir. Zaten siz değerli arkadaşlar da bunlara hiç kafa da yormuyorsunuz ve yormayın. Halkımız gücünü bir noktada teksif etmiştir. Toplumsal merkezin partisi ülkeyi bir bütün olarak kucaklayan AK Parti’dir. AK Parti bir zümrenin, bir kesimin partisi değildir, olmayacaktır.’’ (aa)

/ ANTALYA

25.06.2006


 

Ağar: Demokrasiyi milletin kurması çabasındayız

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘’DYP, Türkiye’de demokrasinin, millet iradesinin, millet eliyle kurulmasının çabası içinde’’ dedi.

Mehmet Ağar, Haymana Belediyesince düzenlenen Uluslararası Haymana Kaplıca Festivali ve Kültür Şenliklerine katıldı. DYP’nin, ‘’Türkiye’de demokrasinin, millet iradesinin, millet eliyle kurulmasının çabası içinde olduğunu’’ dile getiren Ağar, ‘’Demokrasi dışı müdahaleler olmasaydı DYP’nin adı bugün hâlâ Demokrat Parti olacaktı. İnşallah bu son isim olacak. Türkiye Cumhuriyeti gibi sonsuza dek yaşayacak. Demokrasinin parlak bir yıldızı olacak. Çünkü bu yol, milletin haklarının, hürriyetlerinin, geçiminin, geleceğinin, onun varlığının teminatıdır’’ diye konuştu. Ağar şöyle devam etti: ‘’Bizim var olduğumuz bir ülkede, ne demokrasiye, ne Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne kimse bir şey söyleyebilir, ne de milletin huzurunu kaçıracak yanlışlıklar içine kimse girebilir. Bizim, iktidarda ya da muhalefette olmamız fark etmez. Biz, demokrasi, hak, hukuk için varız. Varlığımız, milletin geleceğinin teminatıdır. DYP’nin, milletin vicdanının, sözünün tercümanı olmak dışında hiçbir meselesi olmamıştır. Gün olmuştur sıkıntıya biz gireriz, Milleti en ufak bir sıkıntıya sokmayız. Bugünün Türkiye’sinde, çiftçinin, esnafın, emeklinin, köylünün, işsizin büyük sıkıntılarla karşı karşıya olduğu dönemde, vatandaşları rahata ve huzura kavuşturabilecek çalışmaları hayata geçirmenin gayreti içindeyiz.’’

/ HAYMANA

25.06.2006


 

Aksu: Patrikhane yasalara tabi bir kuruluş

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, “Lozan görüşmelerinde belirlenen statüye göre Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi siyasi, idari ve imtiyazları bulunmayan, sadece ülkemizdeki Rum azınlığa yönelik dini faaliyet gösteren, Türk yasalarına tabi bir kuruluştur” dedi.

Bakan Aksu, AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in soru önergesine verdiği yazılı cevabında, inanç turizmi etkinlikleri kapsamında Türkiye’de tarihi ve kutsal mekanlarda ayin ve benzere dini törenlerin düzenlenmesine, ayin yapılacak mekanlar bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, güvenlik açısından ise Emniyet Genel Müdürlüğü’nün değerlendirmesi çerçevesinde ilgili valilikçe izin verildiğini ve gerekli önlemlerin alındığını belirtti. Aksu, yazılı cevabında şu ifadelere yer verdi:

“Ülkemizin turizm gelirlerine katkısı bulunan inanç turizmi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler, hoşgörüyle değerlendirilmektedir. Lozan görüşmelerinde belirlenen statüye göre Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi siyasi, idari ve imtiyazları bulunmayan, sadece ülkemizdeki Rum azınlığa yönelik dini faaliyet gösteren, Türk yasalarına tabi bir kuruluştur.”

/ ANKARA

25.06.2006


 

AKP 2. Olağan Kongresi 11 Kasım’da

AKP Genel Başkan Yardımcısı Akif Gülle, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısında, AKP İkinci Olağan Büyük Kongresinin 11 Kasım 2006 tarihinde yapılmasının kararlaştırıldığını bildirdi.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 7. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın yapıldığı IC Green Palace Oteli’nde basına kapalı gerçekleşen toplantı, yaklaşık 5 saat sürdü. Genel Başkan Yardımcısı Gülle, toplantının ardından yazılı bir açıklama yaptı. Gülle, açıklamada şunları kaydetti: “Antalya’da gerçekleştirilen partimizin 44. MKYK toplantısında, ekonomi, iç ve dış siyasi gelişmeler değerlendirilmiştir. İl kongrelerinin de görüşüldüğü toplantıda, İkinci Olağan Büyük Kongrenin 11 Kasım 2006 tarihinde yapılması kararlaştırılmıştır.’’

/ ANTALYA

25.06.2006


 

Gülen’e beraat kararı temyiz edildi

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Fethullah Gülen hakkında yeniden yargılama sonucu verdiği beraat kararı, Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edildi.

Alınan bilgiye göre, Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci, gerekçeli kararın tebliğ edilmesinden sonra, temyiz başvurusunu Yargıtaya gönderilmek üzere mahkemeye sundu. Demirci, bir sayfalık temyiz dilekçesinde, yeniden yargılamada Gülen’in savunması alınmadan hüküm kurulmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu ifade etti. Gülen’in avukatları tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü’nden alınan ve yeniden yargılama sırasında savunmada kullanılan bilgilerle, ilk yargılamada mahkemeye gönderilen rapor arasında farklılıklar bulunduğunu vurgulayan Demirci, söz konusu çelişkinin de giderilmesi gerektiğini ifade etti. Dosyadaki delil durumuna göre, Gülen hakkında verilen beraat kararının yerinde olmadığını savunan Demirci, kararın hem usul, hem esas yönünden bozulmasını talep etti.

/ ANKARA

25.06.2006


 

Kızılay’dan Filistin’e bin ton gıda yardımı

Türk Kızılayı, Filistin’e bin ton gıda yardımında bulunacak. Kurum, yardımları Filistin’e karayoluyla ulaştırmak amacıyla nakliye hizmeti ihalesi açtı. Türkiye Kızılay Derneği Genel Müdürlüğü, Filistin’e yapacağı yaklaşık bin ton gıda yardımı için nakliye hizmeti satın alacak.

Kurum, söz konusu alım için gazetelere ihale ilânı verdi. Teklifler, kapalı zarf usûlüyle yapılacak. İhaleye katılacak olan firmalar, 12 bin YTL tutarındaki geçici teminatı da teklifleriyle birlikte verecek. İhaleye ait şartnameler ise Ankara’daki genel müdürlükten ve İstanbul’daki Marmara Bölge Afet Müdahale ve Lojistik Merkezi’nde 50 YTL karşılığında temin edilebilecek. (

/ ANKARA

25.06.2006


 

Yasağa protesto

Başörtüsü yasağı Ankara ve Kocaelin’de düzenlenen eylemlerle protesto edildi. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından her hafta düzenlenlenen eylemin 20.’sinde Platform adına basın açıklamasını Mazlumder Ankara Şubesi üyesi Betül Topal yaptı. Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu ise İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde 62. Haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi.

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından her hafta düzenlenlenen eylemin 20.’sinde Platform adına basın açıklamasını Mazlumder Ankara Şubesi üyesi Betül Topal yaptı. Topal, şunları söyledi: “20 Haziran Dünya Külteciler Günü, içinde bulunduğumuz hafta ise Mülteciler Haftası’dır. Mültecilerle Dayanışma Haftasında mültecileri sığınmacı olarak adlandıranlar inançlarından dolayı yaşam hakkı elde etmek isteyen bizleri de mürteci, gerici ve benzer kelimelerle isimlendiriyorlar. 20. haftasını yaşadığımız bugün biz, inancından dolayı devlet eliyle hakları gasp edilen haklılara, kötü muameleye uğrayanlara, yaşarken yaşam alanlarından/kamu alanlarından mahrum bırakılanlara, ülkesinde sessiz ölümü yaşayanlara, ceberut baskı karşısında boyun büküp acısını içine gömerek çalışanlara veya bu vahşice baskılar karşısında onurlu bir duruş sergileyerek inancını tercih edenlere, kendi ülkesini bırakıp Avrupa ülkelerinde okumaya ve çalışmaya mecbur bırakılan başörtüsü mağdurlarına ve bütün mültecilere dikkat çekmek istiyoruz.”

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu ise İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde 62. Haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi. Eylemde hükümete tepkilerini gösteren platform üyeleri 3 Maymun benzetmesini hicvettiler. Sık sık “Zulme karşı omuz omuza.”, “Direniş var yılgınlık yok.”, “Herkese adalet başörtüye özgürlük.” “Mağdurlar burada AKP nerede” sloganlarının atıldığı eylem yapılan basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde sona erdi.

Yeni Asya / ANKARA/KOCAELİ

25.06.2006


 

Özürlüye üst yaş sınırı kalktı

Özürlülerin istihdamı amacıyla tahsis edilecek memur kadrolarında üst yaş sınırı aranmayamak.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan, özürlülerin istihdamına ilişkin genelge, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlandı. 2005 yılının, ‘’Özürlülerin İstihdam Yılı’’ olarak ilân edildiği hatırlatılan genelgede, ‘’2005 yılı boyunca Devlet Personel Başkanlığına gönderilen özürlü personel alımına ilişkin sınav duyuruları incelendiğinde, kamu kurum ve kuruluşlarınca istihdamı zorunlu özürlü personel kontenjanlarının doldurulması ve alınacak özürlülerin yaş sınırının azamî düzeyde tesbit edilmesi konularına uyulmadığının anlaşıldığı’’ vurgulandı. Genelgede, 2004/28 Sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin üst yaş sınırını düzenleyen on birinci fıkrasının yürürlükten kaldırıldığı belirtilerek, genelgenin hükümlerinin yerine getirilmesi istendi.

/ ANKARA

25.06.2006


 

Çankırı’da trafik kazası: 3 ölü, 6 yaralı

Çankırı’nın Kurşunlu ilçesine bağlı Sivricek beldesi yakınlarındaki trafik kazasında 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, İstanbul’dan Samsun yönüne giden 34 Y 3126 plakalı otomobil, dün sabah saatlerinde E-80 karayolunun Kurşunlu ilçesine bağlı Sivricek beldesi yakınlarında şarampole devrildi. Kazada, aynı aileden Zekeriye, Samet (2) ve Zafer Şenel olay yerinde hayatını kaybederken Hülya (20), Şaban (16), Rıdvan (35), Nizamettin (36), Şengül (12) ve Selman Şenel (11) yaralandı. Kurşunlu Devlet Hastahanesinde ilk müdahaleleri yapılan yaralılar daha sonra Çankırı Devlet Hastahanesine sevk edilerek tedâvi altına alındılar.

/ ÇANKIRI

25.06.2006


 

Türkiye’ye ayrı statü verilecek

AB Dönem Başkanı Avusturya’nın Başbakanı Wolfgang Schüssel, ‘’Türkiye’ye, ismi üyelik de olsa ayrı bir statü verileceğini’’ savunarak, ‘’Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılımı konusunda son sözü Avusturyalılar’ın referandumda söyleyeceğini’’ bildirdi.

Liberal eğilimli günlük Die Presse Gazetesi’nin hafta sonu sayısına demeç veren Wolfgang Schüssel, ‘’Türkiye’nin diğer üye ülkelerden daha değişik bir statüye sahip olacağını’’ ileri sürerek, ‘’Benim Türkiye için değişik bir stratejim var’’ dedi.

Türkiye’ye ilişkin stratejisi hakkında ayrıntı vermeyen Schüssel, “Türkiye’nin, Macaristan’ın sahip olduğu statüye sahip olacağını olası görmediğini’’ söyledi. Avusturya iş piyasasının Türk işçilerine ‘’otomatikman açılmaması’’ için çaba sarf edeceklerini ifade eden Schüssel, ‘’Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ne mümkün olduğu kadar sıkı bağlarla bağlanmasının gerekli olduğunu’’ bildirdi.

Türkiye’nin tam üyeliği konusunda Schüssel, ‘’Türkiye’nin olası tam üyeliği konusunda Avusturyalılar’ın yapılacak referandumda son sözü söyleyeceklerini’’ kaydetti.

/ VİYANA

25.06.2006


 

Yaz dönemi kıyafet genelgesi

Bakanlıklar ve valilikler, yaz döneminde bölgelerinin iklim ve çalışma ortamlarına göre ceket giyme ve kravat takma zorunluluğunu kaldırabilecekler.

Başbakanlığın kılık ve kıyafetle ilgili hazırladığı genelge, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayınlandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan genelgede, “yaz mevsiminin başlaması, hava sıcaklıklarının bunaltıcı düzeylere yükselmesi nedeniyle çalışma şartlarında oluşabilecek olumsuzlukların giderilmesi, hava şartlarından kaynaklanabilecek verimlilik azalmasının önlenmesi ve küresel ısınma etkilerinin azaltılması amacıyla ilgili yönetmeliğin valilikler ve bakanlıklarca uygulanması’’ istendi. Genelgeye göre, bölgelerin iklim ve çalışma ortamları dikkate alınarak, 15 Haziran-15 Eylül tarihleri arasında makam odaları giriş ve çıkışları dahil olmak üzere ceket giyme ve kravat takma zorunluluğu kaldırılabilecek. Öte yandan genelgede, önemli miktarlarda elektrik tüketimine sebep olduğu vurgulanan klimaların, 22-24 derece arasında kullanılması istendi.

/ ANKARA

25.06.2006


 

Yeşilay’dan sigarayı bırakanlara teşekkür sertifikası

Alkol, sigara, uyuşturucu, kumar gibi kötü alışkanlıklarla mücadele eden ve Bakanlar Kurulu’nun 1934/2-1288 sayılı kararıyla kamuya birinci derecede yararlı dernek seçilen Yeşilay, sigarayı bırakanlara “Başarı ve Teşekkür Sertifikası” veriyor.

Hastahanelerin sigarayı bıraktırma merkezlerinde, özel polikliniklerde ve sigarayı bıraktırma seminerlerinde başarı sağlayanlara verilen sertifika bir motivasyon unsuru olarak kullanılıyor.

“Her Hafta Yeşilay Haftası”dır sloganıyla çalışmalarını artıran Yeşilay, yeni projeler üzerinde çalışıyor. Yeşilay Genel Başkanı M. Necati Özfatura: “Ülkemizin Yeşilay’a çok ihtiyacı var. Yeşilay’ın yararlı faaliyetlerine herkesin imkânları ölçüsünde destek olmasını ve işbirliği yapmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Yeşilay “Güleryüzlü Yeşilay” sloganıyla gençleri bilgilendirme çalışmalarını sürdüyor. Yeşilay, bu konuda ilk toplantısını İstanbul Fatih’te bulunan Şehzade Mehmed Sofrası’nda gerçekleştirdi. Toplantıya yazarlar, gazeteciler, sanatçılar, işadamları katıldı. Toplantıda konuşan Yeşilay Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Sırrı Arvas, “Yeşilay yeniden ülkemizin en büyük sivil toplum örgütü olacak. Çalışmalarımız ve projelerimiz çok büyük. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla, özel sektörle el ele, kol kola, gönül gönüle çalışıyoruz” diye konuştu.

Yeni Asya / İSTANBUL

25.06.2006


 

Fırtınada ‘cep’le konuşmayın

İngiliz doktorlar, fırtınalı havada cep telefonuyla konuşulmaması uyarısında bulundu.

Fırtınalı havada cep telefonuyla konuşurken yıldırım çarpan 15 yaşında bir kızı tedavi eden doktorlar, British Medical Journal adlı tıp dergisinde yayımlanan makalelerinde, duran kalbi müdahaleyle çalıştırılan genç kızın olay anını hiç hatırlamadığını belirttiler. Bir yıl tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalan ve kalıcı rahatsızlıkları oluşan genç kızın kaza sırasında telefonu tuttuğu kulağında da ciddî problemler bulunduğu kaydedildi. Doktorlar, Çin, Malezya ve Güney Kore’de yıldırım çarptığı sırada cep telefonuyla konuşan 3 kişinin öldüğünü de belirttiler.

25.06.2006


 

Modern insan yalnız

2004’te yapılmasına karşın sonuçları Amerikan Sosyoloji Dergisi tarafından yeni yayınlanan araştırma, arkadaşı olmayan ABD’lilerin sayısının 1985’ten bu yana 20 kat arttığını gösteriyor.

ABD’de yapılan bir araştırma, ülke yurttaşlarının giderek yalnızlaştığını ve yüzde 25 kadarının da hayatlarında endişelerini paylaşacak kimsesinin olmadığını ortaya koydu.

2004’te yapılmasına karşın sonuçları Amerikan Sosyoloji Dergisi tarafından yeni yayınlanan araştırma, arkadaşı olmayan ABD’lilerin sayısının 1985’ten bu yana 20 kat arttığını gösteriyor.

Toplumbilim profesörü Dr. Lynn Smith-Lovin, aslında böyle büyük değişimlerin 20 yıl gibi bir zamanda ortaya çıkmadığına dikkati çe-kerken, araştırma, toplumsal ilişki-lerdeki eksikliğin aile bireyleri arasındaki ilişkilerle telâfi edilmeye çalışıldığını ortaya koyuyor.

Bu münzevî yaşantının sebepleri ise, insanların zamanlarının çoğunu bürolarında geçirmelerine ve insanların biraraya gelmelerine ihtiyaç duymadan görüşmelerine imkân sağlayan internet üzerinden yapılan iletişimin artışına bağlanıyor.

25.06.2006


 

Sözleşmeli öğretmene 40 saat şartı kaldırıldı

Milli Eğitim Bakanlığında sözleşmeli olarak çalıştırılacak öğretmenlere ek ders ücreti ve öğretim yılına hazırlık ödeneği verilecek, sözleşmeli öğretmenlerde 40 saati doldurma şartı aranmayacak.

‘’Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar’’ ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararı, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bakanlar Kurulu Kararı ile 6 Haziran 1978 tarihinde yürürlüğe konulan ‘’Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’’ın yedinci maddesinin birinci fıkrasına da ‘’Milli Eğitim Bakanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde sözleşme ile çalıştırılacak öğretmenlerde 40 saat şartı aranmaz’’ hükmü konuldu. Sözleşme ile çalıştırılacak öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılacaklar. Hastalık ve diğer mazeret izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilemeyecek.

/ ANKARA

25.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004