Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

İsrail’in gözü döndü

KUDÜS - İsrail Altyapı Bakanı Binyamin Ben Eliezer, İsrail’in Filistin’de iktidarda bulunan Hamas hükümetinin bakanlarının yarısını kaçırabileceğini söyledi. İsrailli bir askerin Pazar günü kaçırılmasının ardından açıklamada bulunan güvenlik kabinesi üyesi Eliezer, askerî radyoya verdiği demeçte, ‘’Eğer adam kaçırmalara başlayacaksak, İsrail kolayca Gazze’ye girip sorunsuzca Filistin hükümetinin yarısını kaçırır’’ ifadesini kullandı.

Bu arada, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Başbakan İsmail Haniye’yi uyararak, ‘’Kaçırılan İsrail askerine zarar gelirse İsrail seni hedef alır’’ dedi. Merkezi Londra’da bulunan El Hayat gazetesi, Abbas’ın, önceki akşam bir araya geldiği Haniye’yi, İsrailli askerin kaçırılması ve sonrasında gelinen durum sebebiyle eleştirdiğini yazdı.

Abbas’ın, askere zarar gelmesi halinde İsrail’in, Haniye ile birlikte Hamas hükümetinin Dışişleri Bakanı Mahmud Zahar ve İçişleri Bakanı Said Sayam’ı da hedef alacağı uyarısında bulunduğu belirtildi. İsrailli askeri kaçıranlar, İsrail hapishanelerindeki kadın ve çocuk mahkûmların serbest bırakılmasını istiyor. Ancak İsrailli üst düzey yetkililer buna yanaşmıyor. Filistinli silâhlı gruplar, şartları kabul edilmedikçe kaçırılan İsrailli askerin serbest bırakılmayacağını açıkladı.

Halk Direniş Komiteleri sözcüsü Ebu Abir yaptığı açıklamada, “Askerin alıkoyulması devam edecek. Biz askerin, düşmanın ulaşamayacağı bir yerde olduğundan eminiz. Bizim isteklerimiz çok açık; İsrail hapishanelerindeki kadın ve çocukların serbest bırakılması” diye konuştu.

Öte yandan, İsrailli askeri yetkililer, Gazze Şeridi’nden 4 Filistin roketinin İsrail topraklarına düştüğünü, 4 kişinin hafif yaralandığını kaydetti.

/ KUDÜS

28.06.2006


 

Filistin tedbir alıyor

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yüz metre kadar uzaklıkta tank ve toplarla yığınak yaptığı bildirildi. Bölgedeki AFP muhabiri, pazar günü kaçırılan İsrailli askerin kurtarılmasına yönelik operasyon ihtimalinin bulunduğunu ve İsrail kuvvetlerinin Nahal Oz bölgesinde yoğunlaştığını aktardı.

Öte yandan, ABD’nin İsrail’deki büyükelçisi Richard Jones, İsrailli askerin kaçırılmasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Hamas’ın siyasî büro şefi Halid Meşal’in yaşadığı Suriye’nin başşehri Şam’ı işaret ederek, “sorunun çözümü Şam’da’’ dedi. Jones, Tel Aviv’de gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrailli askerin kaçırılmasıyla ilgili ABD’nin tepkilerinin sorulması üzerine, sorunun çözümünün Şam’da olduğunu belirterek, “Dünyanın dikkatinin oraya yoğunlaşması gerektiğini düşünüyorum’’ ifadesini kullandı.

Haaretz gazetesinde bazı yetkililere dayanılarak verilen haberde de, pazar günü kaçırılan İsrailli askerin serbest bırakılmasının Meşal tarafından engellendiği ileri sürüldü.

Bu arada, Filistinli direniş örgütleri, İsrail askerinin kaçırılmasından sonra olası bir İsrail istilasına önlem olarak Gazze’nin kuzeyindeki yollara barikatlar kurdu.

Buldozerlerle yolları kapatan ve yola kum torbaları yığan militanlar, araçların geçebilmesi için yolda yalnızca küçük aralıklar bıraktı. Hamas’ın askeri kanadının sözcüsü Ebu Ubeyde, ‘’Siyonistlerin yapacağı her türlü aptalca davranışa karşı koymaya hazırız’’ dedi.

İsraillilere karşı çok iyi hazırlandıklarını söyleyen Ubeyde, ‘’Onları çiçeklerle karşılamayacağız’’ diye konuştu. Öte yandan İslami Cihad örgütü, muhtemel Siyonist saldırısına karşı tüm savaşçılarının seferber olmasını istedi.

/ KUDÜS

28.06.2006


 

ABD Büyükelçisinden PKK itirafı

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, terör örgütüyle mücadelede Türkiye’ye yardımcı olmak için ABDnin elinden gelen her şeyi yaptığı konusunda tatmin olmadığını söyledi.

ABD’nin bağımsızlığının 230. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde verilen resepsiyona ev sahipliği yapmak üzere İzmir’e gelen Wilson, soruları cevaplandırdı. Türkiye’nin İran konusundaki tavrının ‘’çok güçlü ve net’’ olduğunu ifade eden Wilson, ABD’nin de aralarında bulunduğu uluslararası toplumun İran’dan beklentilerinin bilindiğini kaydetti. İran’ın yaklaşımını değiştirmesi gerektiğini, nükleer programına son vermesi, uluslararası kurumlarla işbirliği yapması ve müzakerelere katılmasının istendiğini ifade eden Wilson, ‘’Eminim ki, Dışişleri Bakanı Gül’ün ziyaretinde ilettiği mesajlar da bu yönde olmuştur. Türkiye’nin uluslararası toplumla aynı doğrultuda, doğru yerde durarak mesaj verdiğine eminim’’ diye konuştu.

Gül’ün ziyareti öncesinde ABD Büyükelçiliği ve Washington ile Dışişleri Bakanlığı arasında temasların olup olmadığının sorulması üzerine Wilson, ‘’Başta biz olmak üzere, BM Güvenlik Konseyindeki ülkeler ve bunlara ek olarak Almanya, bu ziyaret ve gelişmeler konusunda Türkiye ile defalarca temaslarda bulunduk’’ dedi. Büyükelçi Wilson, Türkiye-ABD ilişkilerinin bugünkü durumunun sorulması ve Türkiye’nin, terör örgütünün Irak’ın kuzeyindeki faaliyetlerinin durdurulması yönünde ABD’den beklentileri olduğunun hatırlatılması üzerine de şunları kaydetti: ‘’Türkiye-ABD ilişkileri son bir yılda gözle görülür ölçüde gelişme göstermiştir. Bu gelişme de Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda üst düzey ziyaret ile yansımasını bulmuştur. İran, Irak, Ortadoğu barışı ve Türkiye’nin AB üyeliği süreci ve birçok başka konuda işbirliğimiz ve birlikteliğimiz sürüyor. Elbette üzerinde çalışmamız gereken daha birçok konu var. Türkiye’nin PKK ile mücadelesine yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi, ABD’nin yapabileceği her şeyi yaptığı konusunda tatmin olmuş değilim. Bazı ilerlemeler kaydettik, yapmamız gereken şeyler var, Riceda Nisandaki ziyaretinde bu konuya değinmişti.’’

/ İZMİR

28.06.2006


 

Hollanda’dan sahtekârlığa büyük ödül

Hollanda Hükümeti, İslam karşıtı tutum ve söylemleriyle tanınan Somali asıllı eski milletvekili Ayan Hirsi Ali’ye, sahtekarlık yaptığı ve yalan söylediği için geri aldığı vatandaşlık hakkını tekrar vermeyi kararlaştırdı.

Bakanlar Kurulunun dün akşam bu amaçla yaptığı ve gece geç saatlere kadar süren toplantıda uzlaşmaya varıldığı ve Liberal Partili eski milletvekili Ayan Hirsi Ali’nin vatandaşlık hakkını koruyabilmesinin kararlaştırıldığı bildirildi. Azınlıklar Politikası ve Uyum Bakanlığından edinilen bilgiye göre, Hirsi Ali’ye vatandaşlık hakkının tekrar verilmesi, Mecliste beliren siyasi iradenin etkisiyle benimsendi.

Asıl adının Hirsi Magan olmasına karşılık Ayan Hirsi Ali olarak yalan beyan ettiği adının da, büyük babasının adı olması ve bunun da Somali yasalarına göre mümkün görülmesi nedeniyle kabul edilebileceği görüşünün ağır bastığı ifade edildi. Hollanda yasalarına göre, vatandaşlık başvurusu sırasında yalan söylediği öğrenilen kişilerin vatandaşlık hakkı derhal iptal ediliyor.

Verilen bilgiye göre, bugüne kadar bu bağlamda 60 dolayında yabancının vatandaşlık hakkı geri alındı. Hirsi Ali’nin 1990’lı yıllarda mülteci statüsü ve daha sonra Hollanda vatandaşlık hakkı alırken isim, doğum tarihi ve geçmişiyle ilgili yalan söylediği ortaya çıkınca hükümet geçen ay vatandaşlık hakkını derhal geri çekmişti. Vatandaşlık hakkının geri çekilmesiyle milletvekilliği de düşmüştü.

Bir televizyon programının gündeme getirmesi ve ilgili bakanlığın da araştırmasıyla mülteci statüsü alabilmek için yalan söylediği ve resmi başvurularında bilgi sahtekârlığı yaptığı ortaya çıkarılan Hirsi Ali’ye Temsilciler Meclisi ise sahip çıkmıştı. Genel Kurulda yapılan tartışmalarda, siyasî partilerin büyük çoğunluğu hükümetin bu konudaki kararını gözden geçirmesi ve Hirsi Ali’nin vatandaşlık hakkını koruyabilmesi yönünde görüş bildirmiş ve bu amaçla hükümete yeni bir kararla gelmesi için altı hafta süre tanınmıştı. İslâm karşıtı tutum ve söylemlerine bağlı olarak Hollanda’da ve öteki Batı ülkelerinde yıldızı sürekli parlayan Somali asıllı eski Milletvekili Ayan Hirsi Ali’nin vatandaşlık hakkının geri alınması ve milletvekilliğinin düşmesiyle eş zamanlı olarak, ABD’de Başkan George Bush’a yakınlığı ile bilinen The American Enterprise Institute (AEI) adlı düşünce kuruluşunda çalışmaya başlayacağı da açıklanmıştı.

/ AMSTERDAM

28.06.2006


 

İngiliz Müslümanlar polise güvenmiyor

İngiltere’de yayımlanan The Guardian gazetesi tarafından yaptırılan anketin sonuçları, ülkede yaşayan Müslüman toplumun polise olan güvenini yitirdiğini ortaya koydu.

Anket sonuçlarına göre, özellikle başkentte yaşayan Müslümanlar Londra Emniyet Genel Müdürü Ian Blair’e hiç güvenmiyor. The Guardian, 7 Temmuz saldırılarından sonra bir Brezilyalı elektrik teknisyeninin yanlışlıkla vurularak öldürülmesi ve ay başında Forest Gate’te bir eve yapılan baskında yakalanan iki kişiden birinin göğsünden vurulması gibi olayların polise olan güveni zedelediğini yazdı. Ankete katılan Müslümanların yüzde 57’si, polisin baskınları sırasında karşısında kimin olduğunu bilmeden aşırı güç kullanmasını yanlış bulduğunu söyledi. Müslümanların yüzde 54’ü de Londra Emniyet Müdürünün istifa etmesi veya görevinden alınması gerektiğini belirtti.

Bu arada, ankette yer alan sorular halkın geneline de yöneltildi ve halkın yüzde 74’ü, polisin baskınlarda gerekirse silâh kullanabileceğini, görev başındaki memurların kendilerini ve toplumu korumak zorunda olduğunu savundu.

İstatistikler bu konuda gayet karanlık bir tablo çiziyor. Müslümanlar bugün İngiltere’de diğer bütün inanç gruplarından daha kötü konutlarda yaşıyor. Eğitim ve öğrenim oranı daha düşük ve sağlık durumları kendi yaş gruplarındaki diğer topluluklarla kıyaslandığında daha kötü. İngiltere’deki en kalabalık Müslüman toplumları olan Pakistan ve Bangladeşliler arasında işsizlik çok yüksek ve yoksulluk sınırının altında olanların oranının en yüksek olduğu toplumlar, yine bunlar” ifadelerine yer verdi.

/ LONDRA

28.06.2006


 

ABD: Gül arabulucumuz değil

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Adam Ereli, nükleer programından endişe edilen İran’ın müzakerelere dönmesi için Türkiye’nin aracılık yapması önerisine karşılık, ‘’İran’ın müzakerelere dönmesi için zaten kurulmuş olan bir kanal var, o da AB’nin dış politikadan sorumlu yetkilisi Javier Solana ve İran’ın baş nükleer müzakerecisi Ali Laricani arasında’’ cevabını verdi.

Ereli, Türkiye’nin bu meselede aracılık etmesi yönünde bizzat Laricani’nin sözlerinin bulunduğunun hatırlatılması üzerine, ‘’Türkiye’nin aracılığıyla ilgili bir şey duymadım. İran’ın müzakerelere dönmesi için zaten kurulu bir kanal var, o da AB’nin dış politikadan sorumlu yetkilisi Javier Solana ve İran’ın baş nükleer müzakerecisi Ali Laricani arasında’’ cevabını verdi.

Bu arada, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün İran ziyareti sırasında ‘’doğru yerde durduğuna ve uluslararası toplumla aynı doğrultuda mesajlar ilettiğine emin olduğunu’’ söyledi.

Türkiye’nin İran konusundaki tavrının ‘’çok güçlü ve net’’ olduğunu ifade eden Wilson, ABD’nin de aralarında bulunduğu uluslararası toplumun İran’dan beklentilerinin bilindiğini kaydetti.

İran’ın yaklaşımını değiştirmesi gerektiğini, nükleer programına son vermesi, uluslararası kurumlarla işbirliği yapması ve müzakerelere katılmasının istendiğini ifade eden Wilson, ‘’Eminim ki, Dışişleri Bakanı Gül’ün ziyaretinde ilettiği mesajlar da bu yönde olmuştur. Türkiye’nin uluslararası toplumla aynı doğrultuda, doğru yerde durarak mesaj verdiğine eminim’’ diye konuştu.

/ WASHINGTON

28.06.2006


 

2 Amerikan, 2 İngiliz askeri öldü

Irak’ta iki Amerikan askerinin öldüğü bildirildi.

Amerikan ordusundan yapılan açıklamada el Anbar vilayetinde görevli bir deniz piyadesinin çatışmada aldığı yaralar sebebiyle dün öldüğü kaydedildi. Ordudan yapılan ayrı bir açıklamada önceki gün de yine el Anbar’daki çatışmada bir askerin öldüğü belirtildi.

Irak’ta işgalden bu yana ölen Amerikan askeri sayısı 2 bin 527’ye yükseldi. Bu arada, Afganistan’da da iki İngiliz askeri öldürüldü.

/ BAĞDAT

28.06.2006


 

İsrail Türkiye’den yardım istedi

İsrail ile Filistin arasındaki gerginliğin bir İsrailli askerin önceki gün kaçırılmasıyla doruk noktaya ulaşmasının ardından, İsrail, kaçırılan askerin bulunması için Türkiye’den destek istedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ü arayarak, İsrailli askerin bulunması konusunda destek ve Türkiye’nin yardımlarını talep etti. Bakan Gül de Filistin Başbakanı İsmail Haniye ile bir telefon görüşmesi yaparak, bölgede şiddetin daha fazla tırmanmaması için, kaçırma olayının bir an önce çözülmesi yolundaki temennisini dile getirdi. Abdullah Gül, Haniye’ye bölgedeki gelişmeleri çok yakından takip ettiklerini de söyledi.

Haniye, Bakan Gül’e, hükümetinin istikrarı ve sükuneti koruma arzusunu belirtti. Sorunları diplomasi yoluyla çözmeye çalıştıklarını ifade eden Haniye, İsrail’in Gazze’yi işgal tehditlerinin durumu zorlaştırdığını da anlattı.

Haniye’nin Abdullah Gül’e, İsrail tarafının gerekçelerini dinlememesinin, bölgeyi üçüncü bir intifada tehlikesiyle karşı karşıya getirdiğini de söylediği belirtiliyor.

/ KUDÜS

28.06.2006


 

Saddam Anfal’dan da yargılanacak

Irak Yüksek Ceza Mahkemesi, Irak’ın devrik devlet başkanı Saddam Hüseyin’in Anfal olayıyla ilgili yargılanacağı davanın 21 Ağustosta başlayacağını duyurdu.

Mahkemeden yapılan ve Saddam Hüseyin ile 6 eski yetkilinin 1980’lerde Anfal operasyonu kapsamında ‘’Kürt katliamı’’ndan yargılanacağı davanın duruşmalarının 21 Ağustosta başlayacağının duyurulduğu yazılı açıklamada, “Mahkeme, duruşmaların başlama tarihi olarak 21 Ağustos 2006’yı belirlemiştir’’ denildi.

/ BAĞDAT

28.06.2006


 

Nakşibendi türbesinde Kur’ân ve duâ sesleri

Özbekistan’ın Buhara şehrinde bulunan Muhammed Bahauddin Nakşibendi Hazretleri’nin mezarı her gün ziyaretçi akınına uğrarken, mezar başında el açıp duâ edenler daha huzurlu ve barış dolu bir gelecek temennisinde bulunuyor.

Asıl adı Muhammed Bahauddin Buhari olan Şeyh Nakşibendi Hazretlerinin Buhara’daki türbesi her gün ziyaretçi akınına uğruyor. Çoğunluğu yurt içinden gelen ziyaretçilerin arasında değişik dünya ülkelerinden gelenler de oluyor.

Nakşibendi Hazretlerinin mezarını ziyaretine gelenler, genç yaşlı demeden el açıp duâ ediyor; iyi dilek ve temennilerde bulunuyor. Özel bir bakım ve restorasyondan geçirilen geniş bir avluda bulunan Nakşibendi Hazretlerinin kabrine Özbekistan hükümeti de ayrı bir özen gösteriyor.

Ziyarete gelen insanlar da kabir başında önce birkaç sûre okuyor ve ardından el açıp duâ ediyor. Kimi ziyaretçiler sadece kabir başında duâ yapmakla yetinirken, kimi ziyaretçiler ise kabrinin içinde bulunduğu külliye camisinde namaz kılıp Kur’ân’ı Kerim okuyor ve topluca el açıp duâlar ediyor.

Etrafı ağaç işlemeli desen ve süslemelerle kaplı bir avlu ortasında bulunan mermer kaplı bir alanda Şeyh Nakşibendi Hazretleri’ni ziyarete gelenler türbe başına sadaka bırakmayı da ihmal etmiyorlar.

Cumhurbaşkanı Turgut Özal da ölümünden önce çıktığı Orta Asya ziyareti sırasında Şeyh Nakşibendi Hazretleri’nin kabrini ziyaret etmiş ve külliyeye maddî destekte bulunmuştu.

Sovyetler Birliği döneminde yapılan baskılardan dolayı halkın yaklaştırılmadığı türbe bağımsızlıkla birlikte tekrar ziyarete açıldı.

1318 yılında Buhara’da dünyaya gelen Nakşibendi Hazretleri, Hacegân Tarikatı Şeyhi Muhammed Baba Semmasi’nin manevî terbiyesi altında yetişti. Gençliğinde Semerkand’a giden Nakşibendi Hazretleri, Hanefi mezhebinden olup ahlâk, ilim üzerine çalışmaları ve sohbetleri ile büyük kitleleri peşinden sürüklemesiyle tanınıyor.

/ TAŞKENT

28.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004