Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Depremzede AİHM’e gidecek

17 Ağustos Marmara depreminde yakınlarını kaybeden Sakine Erdem, depremde oturduğu sitenin yıkılmasının ardından açtığı dâvâda müteahhitlere ve belediyelere verilen 650 YTL’lik cezanın az bulunup kararın Yargıtay tarafından bozulması ile ilgili, “Biz açtığımız dâvâda haklıyız, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideriz” dedi.

Depremden bir iki ay önce evine çelik kapı yaptırmak için gelen ustanın binada beton olmadığını söylediğini belirten Erdem, o binaların yapılmasına ruhsat veren bütün kurum ve kuruluşların depremde ölen insanların ölümlerinin altına imzalarını attığını dile getirdi. Hayat hakkını devletin koruması gerektiğine inandığına dikkat çeken Erdem, “Biz açtığımız dâvâda haklıyız, burada hukuksal yollar tükendiğinde gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideriz” şeklinde konuştu.

/ ANKARA

08.07.2006


 

Sessiz kalınmasın

Kaçırılan askerini bahane ederek çocuk, kadın, yaşlı gözetmeden, Filistinlilerin üzerine bomba yağdıran ve onlarca masumun ölmesine yol açan İsrail’in devlet terörü, tüm dünyada insanların büyük tepkisini çekerken, ülke yöneticilerinin sessiz kalması ise, yadırganıyor. Dün, tüm dünyada, Müslümanlar Cuma namazında Filistin halkının içinde bulunduğu durumdan kurtulması ve İsrail zulmünün bir an önce bitmesi için dua etti.

İsrail’in kaçırılan bir askerini kurtarmak için başlattığı saldırıları soykırıma dönüşüyor. Kaçırılan askerini bahane ederek çocuk, kadın, yaşlı gözetmeden Filistinlilerin üzerine bomba yağdıran ve onlarca masumun ölmesine yol açan İsrail’in devlet terörü tüm dünyada insanların büyük tepkisini çekerken ülke yöneticilerinin sessiz kalması ise yadırganıyor.

Dün tüm dünyada Müslümanlar Cuma namazında Filistin halkının içinde bulunduğu durumdan kurtulması ve İsrail zulmünün bir an önce bitmesi için duâ etti.

Konuyla ilgili Yeni Asya’ya açıklamada bulunan Filistin Büyükelçiliği yetkilileri, İsrail ordusunun çocukları bilerek hedef aldığını, dünyanın yapılanlara sadece sözlü tepki göstermesinin yetmediğini bunun için harekete geçilmesi ve İsrail terörünün gerçek anlamda durdurulması gerektiğini ifade ettiler.

AF ÖRGÜTÜ, BM’Yİ GÖREVE ÇAĞIRDI

İsrail’in ölçüsüz saldırılarının durdurulmasını isteyen Uluslararası Af Örgütü de (UAÖ) BM’yi göreve çağırdı.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin (BMİHK) İsrailli kolluk güçlerince bile bile ölçüsüz güç kullanılarak çok sayıda Filistinlinin öldürülmesini ve Gazze Şeridi’ndeki sivillerin mallarına ve buradaki altyapıya yönelik saldırıların soruşturması gerektiğini ifade eden UAÖ açıklamasında, “Bu yılın başlangıcından beri İsrail kolluk güçleri 25’ten fazlası çocuk ve çoğu silahsız 150 dolayında Filistinliyi öldürürken, bugüne kadar bu cinayetlerin hiçbiri soruşturulmamıştır” denildi.

İsrail ordusu’nun Gazze Şeridi’nde yoğun nüfuslu alanlara binlerce top ve hava saldırısı gerçekleştirerek aralarında birçok anne ve çocuğunun da bulunduğu onlarca Filistinliyi öldürdüğü, yüzlerce kişiyi ise sakat bıraktığının belirtildiği açıklamada, İsrail’in sivilleri bile bile hedef seçmesinin ve sivillerin yaşamlarını tehlikeye atacak biçimde ölçüsüz ve ayrım gözetmeyen saldırılarının uluslararası hükümleri hiçe saydığına dikkat çekildi.

Açıklamada, “BMİHK, insan haklarına ilişkin hemen hiçbir somut ilerleme kaydedememiş olan İnsan Hakları Komisyonu’ndan farklı olarak, İşgal Altındaki Filistin Toprakları’ndaki durumun daha kötüye gitmesini engellemeli ve çoğu kez üzerinde en çok konuşulan fakat hiçbir adım atılmayan buradaki durumu iyileştirmeye yönelik çalışmalıdır” görüşlerine yer verildi.

Kemal BENEK / ANKARA

08.07.2006


 

Gül: AB halka anlatılmalı

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türk halkının AB’ye olan desteğinin düştüğünü ortaya koyan Eurobarometer araştırmasının sonuçlarının çok dikkatli analiz edilmesi gerektiğini söyledi.

ABD’den dönüşünde Esenboğa Havalimanında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, ‘’Eurobarometer araştırmasında Türk halkının AB desteğinin yüzde 60’dan yüzde 43’e düştüğü sonucunun’’ ortaya çıktığının hatırlatılarak, buna ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, ‘’Bunun dikkatli şekilde analiz edilmesi gerekir. Hem biz hükümet olarak bunu çok iyi değerlendirmemiz gerekir, ama aynı zamanda AB yetkilileri, başta Komisyon olmak üzere onların da çok dikkatli bir şekilde bunu değerlendirmeleri gerekir’’ diye konuştu.

Bu sürecin 3 ayağının bulunduğunu hatırlatan Gül, bunlardan birisinin siyasi reformlara devam etmek, ikincisinin AB müktesebatını Türkiye’de üstlenmek, üçüncü önemli ayağınsa kamuoylarını hazırlamak olduğunu kaydetti.

Gül, ‘’Ne olmuş da Türk halkının bu beklentisinde zayıflama var, niçin böyle olmuş, bunun iyi araştırılması gerekir’’ dedi.

Dışişleri Bakanı Gül, şöyle devam etti:

‘’Bazı olumsuz beyanlar, bazı gereksiz abartılar, bazı iç politika nedenleriyle özellikle AB’den gelen, neticesi düşünülmeyen açıklamaların bunda çok etkili olduğu kanaatindeyim.

Şüphesiz ki biz de hükümet olarak bunu iyi analiz etmemiz, daha çok halkı aydınlatıcı bilgiler vermemiz lazım. Ama aynı zamanda AB tarafının da halkı hazırlamakta sorumluluğu olduğunu hatırlamaları lazım.’’

İşbirliği havzası olabiliriz

Türkiye’ye hareketinden önce Düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nde konuşan Gül, Kıbrıs ve Türkiye’nin AB üyelik sürecine ilişkin soruları cevaplarken ‘’Türkler, Yunanlılar ve Birleşik Kıbrıs, AB için başka bir temel taş olabilir. Bölge için bir işbirliği havzası olabilir. ‘Türkiye’yi köşeye sıkıştırdık, baskı yapabiliriz’ diyorlarsa bu iyi bir yol değildir’’ diye konuştu. Kıbrıs konusu kronik bir sorunken, 2004 yılında çözüm fırsatı çıktığını ancak planın reddedilmesiyle fırsatın kaçtığını kaydeden Gül, sonuçta bir tarafın AB’ye girdiğini, diğerinin ise cezalandırıldığını ifade etti.

Bakan Gül, terör örgütü PKK konusunda bir soruya karşılık, Türkiye’nin, ABD’nin çabalarını takdir ettiğini söyledi. Bakan Gül, ‘’Ancak beklentilerimiz halen yüksek. Daha fazlasını bekliyoruz. Ne yazık ki Irak, PKK için bir barınak’’ dedi.

Bakan Gül, İran’ın nükleer sorunuyla ilgili Türkiye’nin girişimlerine ilişkin bir soruyu cevaplarken, yakında Irak’a komşu ülkeler toplantısı için bu ülkeye gideceğini hatırlattı. Gül, bu konuda girişimde bulunmasını Türkiye’den, dostlarının talep ettiğini belirterek, ‘’İyimser olmak için çok neden görüyorum. İran bu fırsatı kaçırmamalı. Çok makul bir paket var ortada. Umarım bu fırsat kaçmaz ve diplomatik çözüm olur’’ dedi.

Gül, Türkiye’de Amerikan karşıtlığı ve anti-semitizmin arttığı görüşünün dile getirilmesi üzerine de bunların çok fazla abartıldığını düşündüğünü söyledi. Gül, ‘’Bazı politikaları ya da politikacıları eleştirenler olabilir. Ama bu farklı bir şey. Bizim Musevi nüfusumuz var. Aynı yerde camilerimiz, kiliselerimiz, sinagoglarımız var’’ dedi.

/ ANKARA

08.07.2006


 

DEP kasetleri DGM’de imha edilmiş

Kapatılan DEP’in eski milletvekilleri Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak’ın yeniden yargılandıkları davada bilirkişilere çözümlerinin yaptırılmasına karar verilen kasetlerin, Ankara 1 No’lu DGM döneminde imha edildiği ortaya çıktı.

DEP’lilerin yeniden yargılanmasına Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Duruşmaya hükümlü Orhan Doğan ile DEP’lilerin avukatlarından Mehmet Nure Özmen katıldı. Mahkeme heyetine başkanlık eden Süreyya Gönül, DEP’lilerin ses kayıtlarını içeren kasetlerin naip hakimlikçe çözümlerinin yaptırılmasına karar verildiğini hatırlattı. Gönül, naip hakimlikçe mahkemeye sunulan yazıda, kasetlerin, ilk yargılamanın kesinleşmesinin ardından, müsadere kararı üzerine Ankara 1 No’lu DGM döneminde 14 Mart 1997 tarihinde imha edildiğinin ve bu aşamada yapılacak bir işlem olmadığının bildirildiğini açıkladı.

DEP’lilerin avukatı Özmen, kasetlerin imha edilmiş olmasını eleştirdi. Kararın kesinleşmesinin ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurduklarını anlatan Özmen, başvuru sonuçlanıncaya kadar delillerin imha edilmemesi gerektiğini söyledi.

Daha sonra söz alan Orhan Doğan, ilk yargılamanın 1994 yılında kesinleşmesinin ardından müsaderesine karar verilen delillerin imha edilmesinde yasal engel bulunmadığını ifade etti. Doğan, ‘’Bu kasetler mahkûmiyetimize dayanak olan delil niteliğindeydi, ancak Yargıtayın bozma gerekçesine göre yeniden çözümü yaptırılacaktı. Şimdi bu kasetler ortada olmadığına göre delil niteliklerinin yok sayılması gerekiyor’’ diye konuştu. Zana’nın 3, Dicle’nin 5 ve kendisinin 4 ses bandının bulunduğunu belirten Doğan, ‘’Şimdi neye göre karar verilecek?’’ dedi. Duruşma, dinlenilmesine karar verilen bazı tanıkların adreslerinin araştırılması için 8 Eylül’e ertelendi.

/ ANKARA

08.07.2006


 

Erdoğan’dan güvenilirlik hatırlatması

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Polislerimizin dikkat etmesi gereken en önemli iki husus, güvenlik ve güvenilirliktir. Güvenilir olmayan bir kurumun güvenliği tesis etmesi söz konusu olamaz’’ dedi.

Başbakan Erdoğan, Ankara Polis Akademisi mezuniyet törenine katıldı. Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, polis teşkilâtının millet ve devlet olarak gurur duyulan köklü kurumlardan biri olduğunu söyledi. Türk polis teşkilâtının milletin en güvendiği kurumların başında geldiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ‘’Sizler bir yandan milletin güvenliğini sağlamaya çalışırken bir yandan da insanımızın devlete olan güvenini sağlamlaştıracaksınız. Polislerimizin dikkat etmesi gereken en önemli iki husus, güvenlik ve güvenilirliktir. Güvenilir olmayan bir kurumun güvenliği tesis etmesi söz konusu olamaz. Bu nedenle inanıyorum ki teşkilatımızın hiçbir mensubu toplum nezdinde bu itibarın, bu güvenin zedelenmesine izin vermeyecektir. Üzerinizdeki üniformaların değerini iyi bilmelisiniz. İnsanlarımız zor zamanlarında en yakınında sizleri görmeli. Her biriniz devletle millet arasındaki vatandaşlık bağını daha da güçlendirmek için çalışmalısınız. Görevinizi yaparken en çok dikkat etmeniz gereken 3 şey, hukuka riayet etmek, adaleti gözetmek, insan onuruna sahip çıkmaktır. Kanunsuzlukla mücadele, biliyorum ki sizler için en temel ilke olacaktır. Türkiye’de devlet ile toplumun kucaklaşmasında, demokratik düzenin tesisinde, hukuk devletinin yerleşmesinde polis teşkilatımıza hayati sorumluluklar düşüyor.”

Vatandaşlık duygusunun güçlenmesinin her bir vatandaşın hak ve hukukunun emniyet altında olduğunu bilmesiyle mümkün olacağını vurgulayan Erdoğan, emniyet ve adalet duygusunda zaaf oluşması durumunda vatandaşlık bilincinin de yara alacağını söyledi.

/ ANKARA

08.07.2006


 

Arınç’tan İsrailli meslektaşına mektup

TBMM Başkanı Bülent Arınç, İsrail Meclis Başkanı Dalia Itzik’e bir mektup göndererek, İsrail ile Filistin arasında yaşanan olaylardan duyduğu kaygıyı dile getirdi. Filistin Yasama Konseyi Başkanı Dr. Aziz Dweik, Arınç’a bir mektup göndererek İsrail ile Filistin arasında yaşanan sorunun çözümü için destek talebinde bulundu.

Bunun ardından Arınç, İsrail Meclis Başkanı Itzik’e bir mektup gönderdi. Bülent Arınç, mektubunda; Türkiye’nin, sorunun çözümüne yönelik iyi niyetli girişimlerini sürdüreceğini belirterek, İsrail’in yapıcı davranmasını istedi, İsrail ile Filistin arasında yaşanan olaylardan duyduğu derin kaygıyı dile getirdi. Arınç mektubunda, Türkiye’nin diğer bazı ülkelerle birlikte yaptığı itidal ve sağduyu çağrılarının sonuçsuz kalmasından ve gerginliğin kriz boyutuna ulaşmasında duyduğu üzüntüyü vurgulayarak, ‘’Bulunulan aşamada alınmakta olan önlemlerin, biran önce aşılmasını dilediğimiz krizi izleyen dönemi ve barış sürecini olumsuz yönde etkileyecek kalıcı izler bırakmamasını diliyorum’’ ifadesini kullandı.

Filistin’de oluşturulan siyasi kurumların ve fiziki altyapının muhafazasına özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Arınç, krizin iki devletli çözüm vizyonuna dayanan barış perspektifini zedelemeden aşılması konusunda Itzik’in ve İsrail Parlamentosunun yapıcı katkılarının önemine işaret etti.

TBMM Başkanı Arınç, Itzik’e gönderdiği mektubu değerlendirirken, ‘’Barış yolunda giderken tahribatlara yol açılmamasını, iki toplumun birbirine tekrar düşmanlıklarını artıracak girişimlerde bulunmamasını, bu tür olaylardan bir an önce sarfınazar edilmesini arzu ettiğimizi bildirdim’’ dedi.

/ ANKARA

08.07.2006


 

Filistinli çocukların çığlığını duyun

İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü insanlık dışı saldırılarına hekimlerden de tepki geldi. İstanbul Tabip Odası’ından yapılan yazılı açıklamada, bütün dünyanın gözleri önünde İsrail’in açık işgali altında ölümle hayat arasında ince çizgide gidip gelerek mülteci kamplarında hayatını sürdürmeye çalışan milyonlarca Filistinli’nin, bombalarla tahrip edilen ve hayatı neredeyse imkansız kılan altyapı sorunlarıyla boğuştuğu kaydedildi.

Açıklamada, şöyle denildi: “Açlık ve yoksulluğa alıştırılan Filistin halkı şimdi de karanlık, susuzluk, salgın ve bulaşıcı hastalıklarla karşı karşıya bırakılıyor! İsrail askeri Gilad Şahid’in esir alınması gerekçesiyle Flistin’e giren İsrail, sekiz bakan ve birçok milletvekilinin de aralarında bulunduğu onlarca Filistinliyi tutukladı. Ayna bahane ile bomba ve füzelerle Filistin’e saldıran İsrail, içişleri bakanlığı binasının yanısıra elektrik santrali, su depoları ve okulları da hedef seçti. Filistin’in yıkımı pahasına sardürülen bombardıman sonucu, aralarında savunmasız çocukların da bulunduğu yirmiyi aşkın insan hayatını kaybetti. ‘Mum’ yakarak karanlıkta elektriksiz kaldıklarını uluslararası kamuoyuna duyurmaya çalışan Filistin’li çocuklara cevap verilmeli, İsrail saldırıları ve terörleri derhal durdurulmalıdır. Elektrik ve susuzluğun en doğal sonucu ise en başta en yoksul olanlar olmak üzere yüzbinlerce Filistinli’nin salgın ve bulaşıcı hastalıklarla boğuşması olacaktır. İsrail saldırganlığına ve onun destekçilerine karşı başta hekimler olmak üzere tüm duyarlı insan ve kurumların tepkilerin en gür sesle duyurmasının tam zamanıdır."

Yeni Asya / İSTANBUL

08.07.2006


 

76 bin kişi terör zararı için başvurdu

“Terör ve Terörden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yasa’’dan yararlanmak amacıyla başvuruda bulunanların dosyalarındaki incelemeler valilikler bünyesinde oluşturulan komisyonlarca sürüyor.

Diyarbakır, Batman, Mardin ve Siirt’te “Terör ve Terörden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yasa’’dan yararlanmak amacıyla toplam 76 bin 713 kişi başvurdu. İnceleme sonucu dosyalarındaki eksiklikleri tamamlanan toplam 3 bin 915 kişiye toplam 31 milyon 620 bin 284 YTL ödeme yapıldı.

Valilikler bünyesinde oluşturulan komisyonlar tarafından sürdürülen incelemelerin tamamlandıkça ödemelerin yapıldığı bildirildi.

/ DİYARBAKIR

08.07.2006


 

Şehit polisin kanı yerde kalmadı

İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Bahçelievler’de polis memuru Ahmet Yıldırım’ın şehit edilmesi olayını da gerçekleştirdikleri belirlenen 4 kişinin yakalandığını bildirdi. Cerrah, “Polisimizin kanı yerde kalmamıştır” dedi.

Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde konuya ilişkin basın açıklaması yapan Cerrah, polis memuru Ahmet Yıldırım’ın 19 Haziran 2006 günü Bahçelievler Kocasinan Merkez Mahallesi Gazi Caddesi üzerinde, İlçe Emniyet Müdürlüğü Önleyici Hizmetler Büro Amirliği’ne bağlı ekip otosunun silahla taranması sonucu şehit edilmesi olayını da gerçekleştirdikleri belirlenen, yasadışı sol bir örgüt içerisinde eylem ve faaliyette bulunan 4 kişinin gözaltına alındığını kaydetti.

İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah, “Polisimiz şehit olduğu zaman ‘polisimizin kanı yerde kalmayacak’ demiştik. Polisimizin kanı yerde kalmamıştır. Failleri yakalanmıştır. Adalete teslim edilmiştir. Adalet de bunların cezasını verecektir. Biz polisimizin kanını yerde bırakmadık’’ dedi.

/ İSTANBUL

08.07.2006


 

ABD elçisinden itiraf: Geçmişimiz kusursuz değil

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, ülkesinin 230. Bağımsızlık Günü sebebiyle İstanbul Başkonsolosluğunun bahçesinde düzenlenen resepsiyonda yaptığı konuşmada, “Geçmişimiz kusursuz değildir, ancak ABD’nin kurucu liderleri ilkeleriyle demokratik, hoşgörülü ve halkımız için adil bir toplum oluşturmayı seçmiştir. Diğer milletleri de bunun için teşvik ettik” dedi.

ABD’nin 230. Bağımsızlık Günü nedeniyle İstanbul Başkonsolosluğunun bahçesinde resepsiyon verildi. Resepsiyon, Türk ve Amerikan milli marşlarının çalınmasıyla başladı. Daha sonra davetlilere hitap eden ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, eşi Margo Squire Wilson ile burada olmaktan duydukları mutluluğu dile getirerek, Türkçe, ‘’ABD’nin Bağımsızlık Günü kutlamasına katıldığınız için çok teşekkür ederim’’ dedi.

4 Temmuz 1776’da toplanan kongrede yeni bir ulusun bağımsızlığının ilan edildiğini hatırlatan Wilson, ‘’Bağımsızlığımızı kazandık ve bir ulus yarattık. Geçmişimiz kusursuz değildir, ancak ABD’nin kurucu liderleri ilkeleriyle demokratik, hoşgörülü ve halkımız için adil bir toplum yaratmayı seçmiştir. Diğer ulusları da bunun için teşvik ettik’’ diye konuştu.

/ İSTANBUL

08.07.2006


 

ATO’dan sağlıkta tasarruf tebliğine dâvâ

Ankara Ticaret Odası, sağlıkta tasarruf sağlamaya yönelik tebliğin iptali için Danıştay’a dâvâ açtı. ATO’dan yapılan açıklamada, Maliye Bakanlığı tarafından 1 Temmuz 2006 tarihinde yayımlanan ve sağlık hizmetlerinde hizmet başına ödemeden vaka başına ödemeye geçilen tebliğin iptali ve yürütmenin durdurulması için Danıştaya dava açıldığı bildirildi.

Açıklamaya göre, dava dilekçesinde, söz konusu karanın kuruluşlar arasında ayrıma sebep olduğu gibi vatandaşı ölüme terk etmekten başka bir işe yaramayacağı vurgulandı. Herkesin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı ile sosyal güvenlik haklarının anayasal güvence altında olduğu hatırlatılan dilekçede, “Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Hakkında Uluslararası Sözleşme ile Avrupa sosyal şartında sosyal güvenlik hakkı ve hastalık sigortasının kapsamı ve süresi belirlenmiştir. Devlet vatandaşına ve sigortalılarına, memurlarına hastalanmaları halinde iyileştirinceye kadar bakmak zorunda olduğu taahhüt etmiştir” denildi.

/ ANKARA

08.07.2006


 

Kızlar Kur’ân öğrenmeye koştu

Bitlis’in Güroymak ilçesinde yaz Kur’ân kurslarına en büyük ilgiyi kız öğrenciler gösteriyor. Güroymak Taha Camii imamı Faysel Saltık, Kur’ân kursuna 26 öğrencinin devam ettiğini, öğrencilerden 18’inin kız olduğunu ifade ederek, erkek öğrencilerin sayı olarak kızlardan geri kalmayı hazmedemediklerini anlattı.

Öğrencilerin, kursa gelmeyen erkek arkadaşlarını ikna edip getirdiklerini, böylece kızlarla erkekler arasında tatlı bir rekabetin olduğunu ifade eden Saltık, kurs sonunda birinci olacak öğrenciye sürpriz bir hediye alacağını, erkeklere halı saha maçı, kız öğrencilerine ise gezi tertipleyeceklerini söyledi.

08.07.2006


 

CHP’den Zapsu'ya suç duyurusu

CHP, aralarında Yasin El Kadı’nın da bulunduğu 8 kişi hakkında, “terörü finanse ettiği ve kara para akladığı” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacak.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ve CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de 8 şirketin ortağı Yasin El Kadı, bu şirketlerin bir veya birden fazlasında Kadı’nın ortağı olan Cüneyd Zapsu, Abdülaziz Zapsu, Mustafa Latif Topbaş, Mehmet Fatih Saraç, İbrahim Halit Çizmeci ve Wa’el Julaidan ile Gaye Zapsu” hakkındaki suç duyurusuna yönelik Parlamentoda basın toplantısı düzenledi. BM Güvenlik Konseyi’nin 2001’deki kararında, El Kaide ve Usame Bin Ladin ile bağlantılı olan, terörizmin finansmanına destek sağlayan kişi ve kuruluşların faaliyetlerinin engellenmesi için tüm ülkelerden, yayımlanan listelerde adı geçen kişiler hakkında önlen alınması istendiğini belirten Kart, AKP iktidarı döneminde, olayla ilgili 3 Bakanlar Kurulu kararının, Resmi Gazete’de yayımlanmadığını öne sürdü. Kart, bu bu uygulamanın Cüneyd Zapsu’nun konumundan kaynaklandığını savundu.

/ ANKARA

08.07.2006


 

16 bin cami imamsız

Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, kadrosu olmayan 16 bin camiye görevli atanmasını istedi. 3-4 bin civarında imama ihtiyaç olduğunu söyleyen Yıldız, din görevlilerine fazla mesai ücretlerinin ödenmesi taleplerini de dile getirdi.

Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, kadrosu olmayan 16 bin camiye imam atanması gerektiğini söyledi.

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız’ı ziyaret etti. Yıldız ile Diyanet İşleri Başkanlığı ve din alanındaki çalışmaların önemi hakkında görüş alış verişinde bulunan Yazıcıoğlu, Diyanet İşleri Teşkilât Yasası’nın bir an evvel çıkarılması ve ülkenin geldiği şartlar dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.

16 BİN CAMİYE GÖREVLİ ATANMALI

Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız ise gerek din görevlilerinin gerekse sendikanın sorunlarına gösterdiği ilgi ve yakınlıktan dolayı Yazıcıoğlu’na teşekkür ederek, Teşkilât Yasası çıkmasının önemi üzerinde durdu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 1979’dan beri bir yasası olmadığını kaydeden Yıldız, bunun büyük bir eksiklik olduğunu söyledi. Türkiye’de üç-dört bin civarında imama ihtiyaç olduğunu görüşmede aktaran Yıldız, kadrosu olmayan 16 bin camiye de görevli atanması gerektiğini vurguladı. Yıldız, din görevlilerine fazla mesai ücretlerinin ödenmesi taleplerini dile getirdiği görüşmede AKP Hükümeti’ne sunacakları sendikalarının sorunlarını ve taleplerini ihtiva eden bir dosyayı da BBP Genel Başkanına takdim etti.

/ ANKARA

08.07.2006


 

Başbağlar şehitlerine duâ

Erzincan’ın Kemaliye ilçesinin Başbağlar köyünde yaşayan vatandaşlar, PKK tarafından 13 yıl önce 33 kişinin öldürüldüğü katliâmın acısını yüreklerinde taşımaya devam ediyor.

Köy Muhtarı Ali Akpınar, katliâmın yapıldığı tarihte yine köy muhtarı olduğunu ve olayda ağır yaralandığını söyleyerek, “Devletimize bağlı olmanın, vatanı sevmenin bedelini ödedik” dedi.

Bu arada, köyde önceki gün katliâmın yıldönümü sebebiyle anma töreni düzenlendi. Törene, Erzincan Valisi Ali Güngör, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay İsmail Ekici, Kaymakam Yaşar Aksanyar ile diğer yetkililer ve çok sayıda vatandaş katıldı.

/ ERZİNCAN

08.07.2006


 

100’lükler ilçesi

Batman’ın Sason ilçesi merkez ve köylerinde 100 yaş ve üstü bin yüz elli kişi sağ olarak görünüyor. Bu sayıyla, Sason’un Türkiye’de ve dünyada yaşlı nüfusu bakımından ön sıralarda yer aldığı tahmin ediliyor.

Nüfus kayıtlarında yüz yaşın üzerinde bin yüz elli kişinin bulunduğunu kabul eden Nüfus Müdürü Hasan İnanç, bunun asıl sebebinin ölen vatandaşların nüfusa bildirilmemesi olduğunu söyledi. “100 yaşın üzerinde görülen bu vatandaşlarımızın çoğunun vefat ettiğini düşünüyorum. Ama muhtarlar bize bildirmediği için bizde hâlâ yaşıyor görünüyorlar” diyen İnanç, normalde her ölünün on gün içinde nüfus müdürlüğüne muhtarın veya ölenin akrabalarının bildirimde bulunması gerektiğini fakat ilçede bunun ihmal edildiğini belirten İnanç, bu konuda duyarlı olunmasını istedi.

Metin ÖZMEN / SASON

08.07.2006


 

Önce Müslüman, sonra Türk

İngiltere’de gerçekleşen 7 Temmuz saldırılarının yıldönümünde Pew Küresel Tutumlar Projesi kapsamında yayınlanan “Avrupa’daki Müslümanlar” başlıklı araştırmada Türkiye ile ilgili oldukça çarpıcı bir sonuç çıktı. Araştırmaya göre Türkiye’de kendini “önce Müslüman” olarak kabul edenlerin oranı, geçen yıla oranla 8 puan artarak yüzde 51 oldu.

Ankete katılanların yüzde 19’u aynı soruya “önce Türk’üm” cevabı verirken, yüzde 30’su ise iki kimliği de eşit olarak kabul ettiklerini söyledi. Pew’un araştırmasına katılan Türklerin yüzde 46’sı Türkiye’de İslami aşırılıkların artmasından endişe duyduklarını kaydederken, yüzde 39’u bu konuda bir endişeleri olmadığını belirtti.

Türklerin yüzde 57’si Avrupalıların Müslümanlara karşı düşmanca bir tutumları olduğuna inandıklarını söylerken yüzde 35’i bu görüşe katılmadığını kaydetti. Araştırma, Türkiye’de 1-25 Nisan 2006 tarihleri arasında 18 yaşından büyük 1013 kişi ile yüz yüze görüşme şeklinde yapıldı. Araştırmada yüzde 3’lük bir yanılma payı olabileceği belirtildi.

/ ANKARA

08.07.2006


 

Silâha ve ambargoya son verilsin

TBMM Filistin ve İsrail parlamentolararası dostluk gruplarının başkanları, her iki tarafı ateşkes ilan etmeye, barışın sağlanması amacıyla görüşmeleri yeniden başlatmaya davet etti.

Türkiye-İsrail Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Vahit Kirişçi ile Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Hüseyin Tanrıverdi, basın toplantısı düzenledi. Tanrıverdi tarafından okunan ortak açıklamada, şiddetin ve gerilimin giderek tırmandığı Ortadoğu’da itidal ve barış çağrılarının, füze ve bomba sesleri arasında kaybolup gittiği belirtilerek, son durumdan Türkiye’nin endişe duyduğu ifade edildi. Özellikle son gelişmelerin, bölgede barışa, özgürlüğe ve demokrasiye vurulan büyük bir darbe olduğu kaydedilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

‘’Bölgedeki ülkelerin aşırı güç kullanımı, Ortadoğu’nun güvenlik ve geleceğini tehlikeye atmaktadır. Her iki tarafı ateşkes ilan etmeye, barışın sağlanması amacıyla görüşmeleri yeniden başlatmaya davet ediyoruz. Ortadoğu’daki kaos ortamından olumsuz olarak en çok etkilenen kesim İslam ülkeleridir ve bu ülkelerin halklarıdır. Bu nedenle İslam ülkelerinin üst kuruluşu olan İKÖ daha fazla sessiz kalmamalı ve Filistin özel oturumuyla acilen toplanmalıdır. Bugüne kadar uluslararası toplumda Filistin devletinin ve halkının yanında olduklarını beyan eden, ancak herhangi somut bir adım atmayan Arap ülkeleri de Filistin için samimi, güçlü ve kararlı bir tavır sergilemeliler. BM Güvenlik Konseyi vakit geçirmeden toplanmalı, acımasız operasyonlara son verilmesi ve ambargonun kaldırılması çağrısında bulunmalıdır. ABD ve AB’nin yanında Rusya, Çin ve Japonya gibi önemli ülkeler de sorunun çözümüne yönelik bir çabanın içine girmelidir. Çünkü yaşanan gelişmeler, sadece Ortadoğu’yu değil, tüm dünya barışını tehdit eder hale gelmiştir Açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü ile Dünya Gıda Örgütünün acilen Filistin’e yardım götürmesi istenerek, çocuk ve yaşlı ölümlerine dikkat çekildi.”

/ ANKARA

08.07.2006


 

Akdağ: Kenenin kanatlı itlâfı ile ilgisi yok

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşli Hastalığının artmasının, kuş gribi sebebiyle yapılan kanatlı itlafı ile ilgisi olduğu iddialarını desteklemeyen bir durum var’’ dedi.

Akdağ, yaptığı açıklamada, kuş gribi hastalığı yüzünden tavukların toplu olarak imha edildiği, dolayısıyla kene toplama işlevini yerine getiremediği, buna bağlı olarak da Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’nın arttığı konusundaki iddialarının doğru olmadığını söyledi. Hastalığın artmasının, kuş gribi nedeniyle yapılan kanatlı itlafı ile ilgisi olduğu iddialarını desteklemeyen bir durum bulunduğunu belirten Akdağ, şunları kaydetti:

“Türkiye’de, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında da keneden kaynaklanan vakalar görüldü. Bilindiği gibi itlaflar, 2005 yılı sonunda yapıldı, o halde bu yıl hastalık vakalarında artış olmalıydı. Ancak, söz konusu yıllarda görülen hastalık vakalarının sayısı, bu yıl görülenlerden az değil. Hastalıkla ilgili vakaların, haziran ve temmuz aylarında artış gösterdiği, ağustos ayında hız kestiği biliniyor. Biz de şu anda hastalık konusunda birçok önlem alıyoruz. Bununla ilgili bilgileri bilimsel kurullarla birlikte, kamuoyuna birçok kez ilân ettik”

/ ADANA

08.07.2006


 

‘Cop yerine gaz kullanın’

Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, ‘’Toplumsal olaylarda cop yerine gaz kullanılması taraftarıyız’’ dedi.

Çalışkan, haftalık bilgilendirme toplantısında polisin Erzurum ve İzmir’de gaz kullanımı ile ilgili bir soru üzerine ‘’Toplumsal olaylarda cop yerine gaz kullanılması taraftarıyız’’ dedi. Çalışkan, gaz kullanımının belli kuralları olduğunu, nerede ve nasıl kullanılacağının eğitiminin çevik kuvvet birimlerine verildiğini, bunlarla ilgili bu birimlerde gaz timlerinin olduğunu vurguladı. Gazların zaman zaman yanlış kullanılabildiğini, bununla ilgili de gerek görülmesi durumunda inceleme ve soruşturma açıldığını belirten Çalışkan, ‘’Toplumsal olaylarda gaz kullanılması taraftarıyız ancak bu cop kullanılmayacak anlamına gelmez’’ diye konuştu.

Çalışkan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görevli bir polisin İstanbul İnsan Hakları Kuruluna yaptığı başvuruyu hatırlatarak, değerlendirmesi sorulması üzerine, olayı doğrulayarak ‘’Herkesin hakkını araması normaldir, herkes hakkını arayabilir’’ diye konuştu.

‘’Özel güvenlik sektöründe çalışanların emniyet personeli sayısını aştığını’’ belirten bir gazetecinin, ‘’Bundan rahatsızlık duyuyor musunuz?’’ sorusuna Çalışkan, hiç rahatsızlık duymadıklarını, Emniyet teşkilatının özel güvenlik sektörünün gelişmesini desteklediğini belirtti.

/ ANKARA

08.07.2006


 

‘’Boş yatak yok” mazeretine son

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünüvar imzasıyla, Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yayınlanan genelgeyle acil servislere başvuran hastaların tedavisi, sevki ve tedavi giderlerinin tahsil edilmesi konularına dikkat çekildi.

Genelgeye göre, acil servise başvuran ve yatırılarak tedavisi gereken hastaların “boş yatak olmadığı’’ gerekçesiyle sevki yapılmayacak, hastanenin tüm yatakları acil hastalar için kullanılacak. Bu hastaların bir başka kuruma nakli, daha ileri tıbbi bakım ve tedavi gerektiği takdirde, ilk müdahale yapılıp tıbbi stabilizasyon sağlandıktan ve sevk edilmesi uygun görülen kurumla gerekli koordinasyon kurulduktan sonra yapılacak.

/ ANKARA

08.07.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004